• Sonuç bulunamadı

Two Cases with Neurosyphilis Presenting in Various Clinical Manifestations

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Two Cases with Neurosyphilis Presenting in Various Clinical Manifestations"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Farklý Klinik Görünümlerle Baþvuran Ýki

Nörosifilis Olgusu

Ahmet Tiryaki1, Gökhan Kandemir2,Evrim Aktepe3, Ýsmail Ak4

1Yrd. Doç. Dr., 2Dr., 4Prof. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi Týp Fakültesi Farabi Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalý, 3Uz. Dr., Çocuk

Psikiyatrisi Anabilim Dalý, Trabzon

ÖZET

Nörosifilis depresyon, mani, psikoz, kiþilik deðiþiklikleri, deliryum ve demans baþta olmak üzere hemen tüm psikiyatrik bozukluklarý taklit edebilir. Bugün için erken tedavi ile seyrek görülen bir hastalýk olmasýna raðmen, ruhsal ve nörolojik bozukluk hastalarýnda akýlda tutul-masý ve serolojik tarama testlerinin düzenli uygulantutul-masý gereklidir. Nörosifilisin birçok görüngüsü geriye dönüþlüdür; hastalarýn gözden kaçmamasý ve uygun tedavi almalarý önemlidir. Yazýda demans ve duygudu-rum belirtileri ile baþvuran iki nörosifilis olgusu deðer-lendirilmiþtir. Önceki klinik deðerlendirmelerde tam labo-ratuvar incelemeleri yapýlmamýþ olan her iki olguda nörosifilis tanýsý düþünülmemiþtir. Penisilin tedavisi son-rasý hastalarýn demans ve duygudurum belirtilerinde yavaþ, aþamalý bir düzelme gözlenmiþtir. Bu iki olgu psikiyatrik belirtilerle baþvuran hastalarda, ayýrýcý tanýda nörosifilisin akýlda tutulmasý gereðine iþaret etmektedir. Hastalýk öyküsünün tam alýnmasý, fiziksel, nörolojik muayene ve eþlik eden laboratuvar incelemeleri hastalýðýn tanýnmasýnda temel noktadýr. Klinik görünümde organik etiyoloji bakýmýndan þüpheli tüm psikiyatri hastalarý nörosifilis için uygun görülen Venereal Disease Research Laboratory, Rapid Plasma Reagin, Floresan Tropenamal Antikor Absorpsiyon tarama testleri ile deðerlendirilmelidir.

Anahtar Sözcükler: Sifilis, nörosifilis, psikiyatrik

belirti-ler, demans.

(Klinik Psikiyatri 2005;8:100-104)

SUMMARY

Two Cases with Neurosyphilis Presenting in Various Clinical Manifestations

Neurosyphilis can resemble virtually any psychiatric dis-order, including depression, mania, psychosis, personali-ty changes, delirium and dementia. Though neu-rosyphilis is infrequent today with early treatment, con-sequently a high index of suspicion and routine serolog-ic screening of psychiatrserolog-ic and neurologserolog-ic patients are needed. Because most manifestations of neurosyphilis are potentially reversible, it is vital that no case of the disease remain undiscovered or untreated. In this paper we report two cases with neurosyphilis which are pre-senting symptomatology of dementia and affective dis-orders. In former clinical evaluations both cases were misdiagnosed for thorough labarotary examinations were not accomplished. After treatment of neurosyphilis with penicillin, steady improvements were noted in cog-nitive and affective symptoms. These two cases empha-size the importance of considering neurosyphilis in dif-ferential diagnosis of patients with psychiatric symp-toms. A complete history and physical and neurological examinations complemented by appropriate testing are essential. All psychiatric patients who are suspected for organic etiology should be screened for neurosyphilis with serum Veneral Disease Research Laboratory or Rapid Plasma Rreagin tests, and serum Fluorescent Treponemal Antibody - Absorption and spinal fluid stud-ies should be obtained when neurosyphilis seems possi-ble.

Key Words: Syphilis, neurosyphilis, psychiatric

(2)

GÝRÝÞ

Sifilis, Treponema pallidum adlý spiroketin neden olduðu kronik bir enfeksiyondur. Sýklýkla cinsel yolla bulaþýr; anneden fetusa vertikal geçiþ bir diðer bulaþ yoludur. Antibiyotik çaðýndan önce hasta-larýn %5-15'i psikiyatri kliniklerinde tedavi edilmiþlerdir (Sayar ve Göktepe 1995, Goeman ve ark. 1996). Tedavide penisilinin kullanýlmasý ile Amerika Birleþik Devletleri'nde görülme hýzý 1950'lerde 4/100.000'e kadar gerilemiþtir. Sifilis görülme hýzý 1980'li yýllarda insan immün yetmezlik virusü (HIV) enfeksiyonuna baðlý olarak artmýþtýr (Schiff ve Lindberg 2002, Brown ve ark. 2003). Daha sonra risk gruplarýna yönelik çalýþmalarla 1990'dan 1997'ye kadar birincil ve ikincil sifilis olgu-larýnýn görülme hýzý %84 düzeyinde azalmýþtýr (Birnbaum ve ark. 1999). Yeni olgu görülme hýzý 1999 yýlýnda 2.2/100.000'e kadar gerileyerek en alt düzeye inmiþtir. Hastalýðýn daðýlýmýnda cinsel yönelim, birlikte HIV taþýyýcýlýðýnýn bulunmasý, yaþanýlan coðrafi bölge, ýrk gibi demografik ve sosyokültürel etmenlerin etkili olduðu gösterilmek-tedir. Altgruplarýn týbbi yardýmdan faydalanma oranlarý, cinsel iliþki biçimleri ve cinsel eylemin yaþandýðý toplumsal iliþki aðý epidemiyolojik veri-leri deðerlendirirken dikkate alýnmasý gereken nok-talardýr. Hastalýðýn görülme hýzýnda gözlenen genel azalmaya raðmen eþcinsel erkeklerde sifilisin art-týðýna iþaret eden veriler bildirilmektedir. HIV taþýyan heteroseksüel topluluk diðer öne çýkan risk grubunu oluþturmaktadýr (Golden ve ark. 2003). Primer sifilis, 2-3 haftada iyileþen aðrýsýz ülserler ile seyreder. Sekonder sifilis, tedavi edilmemiþ hasta-larýn %25'inde haftalar veya aylar içinde görülür. Deri döküntüleri, ateþ, lenfadenopati ve santral sinir sistemi deðiþiklikleri görülür. Latent dönemin sonunda tedavi edilmemiþ hastalarýn %25'i geç-ter-siyer-sifilis olur. Tersiyer sifilis, primer enfeksiyon-dan 1-30 yýl sonra görülür. Bu enflamatuvar hastalýk yavaþ ilerleyerek nörosifilis, kardi-yovasküler sifilis, gommöz sifilis olarak seyreder (Birnbaum ve ark. 1999, Polsky ve Samuels 2001). Nörosifilis birbirinden farklý, çoklu belirtilerle her-hangi bir aþamada ortaya çýkabilir. Demans hastalýðýn en sýk karþýlaþýlan görünümü olmasýna raðmen hemen bütün psikiyatrik bozukluklara ben-zer görünümler söz konusudur (Russouw ve ark.

1997). Fokal nörolojik kayýplar, demans, paranoya, varsanýlar, silik kiþilik deðiþiklikleri, duygudurum deðiþiklikleri gibi psikiyatrik belirtiler birarada görülebilir (Rundell ve Wise 1985). Bugün sana-yileþmiþ toplumlarda tersiyer sifilis olgu sayýsý belir-gin düzeyde azalmýþtýr. Cinsel yolla bulaþan hastalýklara karþý önleme çalýþmalarý, hamile kadýn-lara yönelik doðum öncesi taramalar bu sonuçta önemli paya sahiptir. Ancak, giderek daha az karþýlaþtýðýmýz bu hastalýðýn gerçekte önemini koruduðuna deðinilmektedir (Simon 1985, Bhar-wani ve Hershey 1998, Mathendran 2001).

Bu yazýnýn amacý farklý klinik görünümde baþvuran iki olguyu aktararak nörosifilisin klinik yerine dikkat çekmektir.

OLGU SUNUMLARI

OLGU 1: 39 yaþýnda, erkek hasta kliniðimize durup dururken aðlamalar, az konuþma, tekrarlý biçimde fakirleþme ve mallarýnýn ellerinden alýnacaðý konu-larýndan bahsetme, iþ yapamama, uykusuzluk, unutkanlýk ve durgunluk nedeni ile baþvurmuþtur. Bu belirtilerin yaklaþýk iki ay önce kefil olduðu bir arkadaþýnýn borcunu ödeyemediðini öðrendikten sonra 4-7 gün içinde baþladýðý iletilmektedir. Ýlk günlerde baþvurduklarý kurum doktoru tarafýndan tianeptin günde 3 kez önerilmiþ ancak tedavi 5 gün uygulandýktan sonra kesilmiþtir. Artan uyku-iþtah düzensizliði, sinirlilik, iþe gitmeme gibi belirtilerle kliniðimize psikotik özellikli major depresyon öntanýsý ile yatýrýlmýþtýr. Yatýþýnýn ilk günlerinde oda ve eþyalarýný karýþtýrma, yediðini unutma gibi belirtiler gözlendiðinde öykü tekrar gözden geçi-rilmiþtir. Kimi belirtilerin yaklaþýk 2 yýl önce iþine, evine karþý ilgisizlik, dalgýnlýk, çabuk yorulma, hal-sizlik ve bacaklarda uyuþma þeklinde baþlamýþ olduðu ilerleyen dönemde yorulduðunu anlamama, aþýrý yeme, ayný konu hakkýnda konuþma, çocukça davranýþlar, yersiz aðlamalar, þakalarý ciddiye alma, kavgacýlýk gibi davranýþ ve huy deðiþikliklerinin hafifçe belirginleþtiði tarif edilmektedir.

Yatýþýnda fizik ve nörolojik muayenede patolojik bulgu tespit edilmemiþtir. Mini mental durum muayenesinde 18/30 puan almýþtýr. Ruhsal durum muayenesinde; kendine bakýmý azalmýþ, þaþkýn görünümde, görüþmeye ýsrar edilince katýlan,

(3)

yaþýnda gösteren hastanýn konuþmasý açýk, yineleyi-ci, yandan yanýtlarla sürüyordu. Duygulanýmý yüzeyelleþmiþti. Biliþsel yetilerinde; bilinci açýk, yer ve kiþi yönelimi tam, zaman yönelimi bozulmuþtu. Dikkati azalmýþtý. Yakýn belleði kýsmen bozulmuþ, uzak belleði korunmuþtu. Soyut düþünme, gerçeði deðerlendirme ve yargýlamasý bozulmuþtu. Dü-þünce sürecinde çaðrýþýmlar azalmýþ ve içeriði fakir-leþmiþti. Psikomotor aktivitesi azalmýþtý.

Hastada demans nedenlerine yönelik yapýlan incelemeler sonucunda Venereal Disease Research Laboratory (VDRL) pozitif bulunmuþtur. Çekilen elektroensefalografide (EEG) temporal bölgelere projekte hafif paroksismal bir bozukluk, manyetik rezonans görüntülemede (MRG) 3. ve 4. vent-riküller ve kortikal hemisferik sulkuslarda atrofiye sekonder minimal geniþlemeler, serebral atrofi tespit edilmiþtir.

Kanda Treponema Pallidum Hemaglutinasyon (TPHA), Floresan Treponemal Antikor-Absorp-siyon (FTA-ABS) ve beyin omurilik sývýsýnda (BOS) VDRL, TPHA, FTA-ABS ölçülerek tüm sonuçlar pozitif bulunmuþtur. Hastaya nörosfilis tanýsý konularak infeksiyon hastalýklarý bölümünün önerileri doðrultusunda damar yolu ile 24 milyon ünite kristal penisilin G tedavisi günde 4 eþit dozda 21 gün boyunca uygulanmýþtýr. Depresyon belirti-leri için tedavide sitalopram 20 mg/gün uygulan-mýþtýr. Hastanýn taburculuðu sýrasýnda kendine bakýmý artmýþ, konuþmasý amaca yönelik, duygudu-rumu ötimik, düþünce içeriðinde saðlýðý ile ilgili konularla aþýrý uðraþý, dýþavuran davranýþý uygun olarak deðerlendirilmiþtir. Ýki ay sonra yapýlan mini mental durum muayenesinde 24/30 puan alan has-tanýn biliþsel iþlevlerinde ilerleme olduðu tespit edilmiþtir.

OLGU 2: 44 yaþýnda, erkek hasta kliniðimize evden dýþarý çýkmama, isteksizlik, içe kapanma, unutkan-lýk, durgunluk yakýnmalarý ile ilk yakýnmalarý 1.5 sene önce aþýrý hareketlilikle baþlamýþtýr. O dönem yerinde duramama, uykusuzluk, aþýrý para harca-ma, çabuk sinirlenme, saldýrgan davranýþlar mev-cutmuþ. Bu belirtiler için baþka bir klinikte yatýrýlarak 10 gün haloperidol, biperiden, klorpro-mazin, lityum, olanzapin tedavisi birarada uygulan-mýþ. Bu dönemde hasta yakýnlarýna taný hakkýnda bilgi verilmediði anlaþýlmaktadýr. Hasta on günlük

tedavi sonunda yakýnlarýnýn isteði üzerine, belirti-lerde belirgin düzelme olmadan taburcu edilmiþtir. Hastanede baþlanan tedavi bir ay kullanýlýp býrakýlmýþ ve belirtiler 2.5 ay daha sürdükten sonra kendiliðinden düzelmiþtir. Bir süre sonra hastada isteksizlik ve içe kapanma, konuþmama, kiþisel bakýmý dahil hiçbir konu ile ilgilenmeme hali baþlamýþ. Baþvurduklarý baþka bir merkezde erken baþlangýçlý demans tanýsý düþünüldüðü açýklanýp gingobiloba ve B vitamini tedavileri önerilmiþtir. Kliniðimize yatýþýnda fizik ve nörolojik muayeneye uyum gösteremeyen hastada bilateral palmomental refleks dýþýnda patolojik bulgu tespit edilmemiþtir. Negativizim nedeni ile mini mental durum deðer-lendirmesi yapýlamamýþtýr. Ruhsal durum muaye-nesinde; kendine bakýmý ve etrafýna ilgisi azalmýþ, göz temasý çok az kuran, görüþmeye ýsrar edilince kýsmen katýlan, yaþýnda gösteren hasta tek kelime-lik yanýtlar veriyordu. Duygulanýmý üzüntü ve sýkýn-tý yönünde artmýþsýkýn-tý. Biliþsel yetilerinde; bilinç açýk, kiþi ve yere yönelimi tam, zamana yönelimi bozul-muþtu. Düþünce sürecinde çaðrýþýmlar azalmýþ, içeriði fakirleþmiþti. Dikkati ve psikomotor aktivite-si azalmýþtý. Týbbi öyküde yeni bilgiler öðrenme ve daha önceden öðrenilmiþ bilgileri anýmsama yetisinde bozulmanýn tanýmlanmasý nedeni ile demans ön tanýsý düþünülmüþtür. Demans neden-leri açýsýndan deðerlendirme yapýlmýþtýr. Sereb-rovasküler hastalýðý düþündüren fokal nörolojik belirtiler ve laboratuvar bulgularý saptanmadýðý için bu taný dýþlanmýþtýr. Öyküde madde kullanýmý yok-tur. Demansa neden olduðu bilinen sistemik durumlarýn incelenmesinde tiroid fonksiyon test-leri normal sýnýrlarda olduðu için hipotroidi tanýsý dýþlanmýþtýr. Folik asid düzeyleri normal olarak saptanmýþtýr. Kan biyokimya düzeyleri ve idrar analizinde patolojik sonuç tespit edilmemiþtir. Vitamin B12 düzeyi düþük bulunmuþtur. HIV seroloji sonucu negatif bulunduðu için HIV'e baðlý demans tablosu dýþlanmýþtýr. Karþýt tutumlarý nedeniyle EEG çekilemeyen hastanýn MRG'de 3. ve lateral ventriküllerde, kortikal hemisferik sulkuslarda geniþleme tespit edilmiþtir. Kanda TPHA, ABS ve BOS'ta VDRL, TPHA, FTA-ABS ölçülerek tüm sonuçlar pozitif bulunmuþtur. Sonuç deðerlendirmede hastada nörosifilis tanýsý düþünülmüþtür. Vitamin B12 eksikliðinin beslen-menin düzeni ve yapýsýna baðlý olduðu kabul

(4)

edilmiþtir. Buna yönelik yerine koyma tedavisi 3 gün arayla 1 hafta kas içine uygulanmýþ ve sonra aðýz yolundan çoklu vitamin preparatlarý ile sürdürülmüþtür. Öyküde bulunan mani belirti-lerinin ve þimdiki depresyonun demans tablosuna eþlik ettiði düþünülmüþtür. Tedavide sertralin 50 mg/gün baþlanmýþtýr. Ayrýca hastanýn huzursuz, hareketli davranýþlarýna yönelik risperidon 2 mg/gün, nörosfilis için 3 hafta süreyle günde 6 defa 4 milyon ünite penisilin G tedavisi uygulanmýþtýr. Hastaya 1 yýl sonra yapýlan nörolojik muayenede pupillerin izokorik, miyotik ve ýþýk refleksinin yavaþlamýþ olduðu, motor, duyu, serebellar muaye-nelerin normal olduðu tespit edilmiþtir. En son psikiyatrik muayenede; kendine bakým iyi, konuþ-ma açýk, anlaþýlýr, akonuþ-maca yönelik, duygulaným uy-gun, bilinç açýk, kooperasyon ve yönelim tam, gerçeði deðerlendirme yetisi ve algýlama normal, çaðrýþýmlar düzenli olarak deðerlendirilmiþ olup düþünce içeriðinde hastalýðýna içgörünün olmadýðý ve regresif davranýþlarýnýn olduðu tespit edilmiþtir. Hasta mini mental testten 23/30 puan almýþtýr.

TARTIÞMA

Nörosifilis demans, kiþilik deðiþimi, mani, depres-yon, psikoz ve deliryum gibi nerede ise tüm psiki-yatrik bozukluklarý taklit edebilir. Ek olarak fizik ve nörolojik muayene bulgularýnýn tespit edilmesi mümkündür. Özellikle, 3. ve 8. kafa sinirleri tutulu-mu, pupil deðiþiklikleri nörosifilis olgularýnýn çoðunda beklenebilir. Son dönemde bildirilen yeni olgular özelikle HIV taþýyan topluluklara dikkat çekmektedir (Hanson ve ark. 2004). Cinsel yolla bulaþan bu hastalýkta klinisyen için birçok tanýsal güçlük söz konusudur. Öncelikle hastadan yeterli, güvenilir öykü alýnamayabilir. Kiþi bu hastalýkla ilgili týbbi geçmiþi gizleme eðiliminde olabilir. Cinsel öykünün bütün olarak konuþulmasýna ait güçlükler sorunun tanýnmasýný engelleyebilir. Yukarýda bahsedilen hastalarýn uzun dönem taný-namamasýnda, hatta kendi klinik deðerlendirme-miz sýrasýnda taný konulmasýna raðmen öykünün açýklýða tam olarak kavuþmamasýnda bu etmenlerin rolü olabileceði düþünülmüþtür. Bu olgularýn ortak yönü nörolojik tutulumla giden bir hastalýðý açýkça düþündürecek bulgulardan yoksun olmalarýdýr. HIV seropozitif olmanýn sifilis için önemli bir risk etmeni olduðu bildirilmektedir (Lynn ve Lightman

2004). Her iki olgu HIV seronegatif olmalarý nedeni ile cinsel yolla bulaþýcý hastalýklar yönünden klinisyeni uyarýcý özel nitelik taþýmamaktadýr. Tanýnýn gecikmesinde doðrudan tanýya yönlendire-cek demografik özelliklerin, belirti ve bulgularýn olmamasýnýn etkili olduðu görülmektedir. Klinik görünümdeki çeþitlilik taný koydurucu güvenilir ölçütlerin gereðini artttýrmaktadýr. Nörolojik bul-gularýn tespit edilemediði þüpheli olgularda BOS'ta FTA-ABS testinden elde edilen artý sonuçlar iki olguda olduðu gibi tanýsal önem taþýmaktadýr. Nörosifilis, bugün için seyrek görülen bir klinik durumdur. Ancak sunulan olgularýn örnek olabile-ceði gibi yeterli etiyolojik incelemenin yapýlmadýðý ve tedavilere tam yanýt alýnamamýþ hastalarý yeniden deðerlendirmede özellikle akýlda tutul-malýdýr. Hastalýk birçok psikiyatrik bozukluðu tak-lit edebileceðinden klinik bulgular ve gidiþ, tedavilere alýnan yanýtlar, serolojik testler ihmal edilmeden yüksek bir þüphecilikle ele alýnmalýdýr. Amerika Birleþik Devletleri’nde yapýlan bir çalýþ-mada cinsel yolla bulaþan hastalýklara yönelik tara-ma çalýþtara-malarýnýn ve yasal olgu bildirimlerinin bek-lenenin altýnda olduðu gösterilmiþtir (Lawrence ve ark. 2002). Saðlýk hizmetlerine yönelik bu sonucun ülkemiz þartlarýnda en azýndan benzer olabileceði kabul edilebilir. Özellikle risk gruplarýna yönelik yeterli koruyucu müdahalelerin uygulanmadýðý dikkate alýndýðýnda 'büyük taklitçi' olarak isim-lendirilen bu eski hastalýk psikiyatri uzmanlarýnýn karþýsýna çýkmaya devam edebilecektir. Nörosifilis tanýsý öncelikle klinik bakýmdan þüphe edilmesini gerektirir. Klinikte kullanýlan non-treponemal serolojik bir test olan VDRL %5-39 olguda yanlýþ negatif sonuç verir. Uygun tedavi alan hastalarýn %99'unda negatifleþir. FTA-ABS testi ise ikincil ve üçüncül sifilis olgularýnda %95 pozitif sonuç veren en duyarlý ve özgül serum testidir (Montejo ve ark. 1995, Goeman ve ark. 1996). Hastalarýn klinik ve laboratuvar incelemelerinde ilk deðerlendirmelerin eksiksiz yapýlmasý gözden kaçabilecek bu etmeni ortaya çýkarabilecektir. Tüm kýsýtlýlýklarýna raðmen sifilise yönelik tarama testlerinin klinikte kul-lanýmýnýn gereði bu örneklerle desteklenmektedir.

Yazýþma adresi: Dr. Ahmet Tiryaki, Karadeniz Teknik Üniver-sitesi Týp Fakültesi Farabi Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Trabzon, ahmetiryaki@hotmail.com

(5)

Bharwani IL, Hershey CO (1998) The elderly psychiatric patient with positive syphilis serology: the problem of neurosyphilis. Int'l J Psychiatry in Medicine, 28:333-339.

Birnbaum NR, Goldschmidt RH, Buffet WO (1999) Resolving the common clinical dilemmas of syphilis. Am Fam Physician, 59 (8): 2233-2240.

Brown DL, Frank JE (2003) Diagnosis and management of syphilis. Am Fam Physician, 68(2): 283-290.

Goeman J, Hoksbergen I, Pickut BA ve ark. (1996) Dementia paralytica in a fifteen-year-old boy. J Neurol Sci, 144: 214-217. Golden MR, Marra CM, Holmes KK (2003) Update on syphilis resurgence of an old problem. JAMA, 290 (11): 1510-1514. Hanson J, Posner S, Hassig S ve ark. (2005) Assessment of sex-ually transmitted diseases as risk factors for HIV seroconversion in a New Orleans sexually transmitted disease clinic, 1990-1998. AEP, 15 (1):13-20.

Lynn WA, Lightman S (2004) Syphilis and HIV: a dangerous combination. Lancet Infect Dis, 4: 456-466.

Mathendran R (2001) Clozapine in the treatment of hypomania with neurosyphilis. J Clin Psychiatry, 62-6.

Montejo M, Ruiz-Irartorza G, Aguirrebengoa K ve ark. (1995)

Neurosyphilis as a cause of dementia. Does it still exist? J Infect, 30(2):186-187.

Polsky I, Samuels SC (2001) Neurosyphilis screening does some-times reveal an infectious cause of dementia. Geriatrics, Vol. 56, Number 3: 60-62.

Rundell JR, Wise MG (1985) Neurosyphilis a psychiatric per-spective. Psychosomatics, 26(4):287-295.

Russouw HG, Roberts MC, Emsley RA ve ark. (1997) Psychiatric manifestations and magnetic resonance imaging in HIV-negative neurosyphilis. Biol Psychiatry, 41: 467-473. Sayar K, Göktepe E (1995) Yalnýz psikiyatrik bulgularla giden bir nörosifilis olgusu. Yeni Symposium, 33(4): 168-171. Schiff E, Lindberg M (2002) Neurosyphilis. South Med J, 95(9): 1083-1087.

Simon PR (1985) Neurosyphilis. Arch Neurol, (42):606-613. St Lawrence JS, Montano DE, Kasprzyk D ve ark. (2002) STD screening, testing, case reporting, and clinical and partner noti-fication practices: a national survey of US physicians. Am J Public Health, 92(11): 1784-1788.

Referanslar

Benzer Belgeler

gebelik haftasýnda kapak trombozu nedeniyle acil opere edilen bir hasta ile, yine kalsifik, sýký mitral darlýðý sebebiyle pulmoner ödem, kalp yetmezliði tablosuyla kapak

Sonuç olarak; açýk kalp cerrahisi sonrasý oldukça nadir bir komplikasyon olan konstriktif perikardit rijid veya elastik tip olabilir. Efüzyonun boþaltýlmasý bu tip

Although the benefits of pulsatile perfusion during pediatric and adult cardiopulmonary bypass (CPB) procedures are clearly documented in the literature, the controversy still

Ýkinci operasyona karþýn fistülü çalýþmayan 21 olgumuzda sefalik veya bazilik venden uygun olan bir venöz komponent ile brakiyal arter arasýnda üçüncü kez opere

Saðlýk Bakanlýðý’na baðlý eðitim hastaneleri olan Ankara’da Yüksek Ýhtisas hastanesi, Ýstanbul’da Koþuyolu Kalp Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi ve Siyami Ersek

لﺎﻔﻃﻸﻟ ﺔﺼﻗ ﰲ نﺎﻏودرأ ﰲ ﻊﻗاﻮﻟاو ،ﺮﺸﻨﻠﻟ قاو قاﻮﻟا راد ﻦﻋ ردﺎﺼﻟا ،ﺲﻳردإ ﺎﻧﻻﻮﻣ ﻪﺒﺣﺎﺼﻟ لﺎﻔﻃﻷا بﺎﺘﻛ ﰲ نﺎﻏودرأ ﺐﻴﻃ ﺐﺟر ﺲﻴﺋﺮﻟا ﺔﻴﺼﺨﺷ تﺪﺴﲡ .ﻢﻟﺎﻌﻟا لﺎﻔﻃأ ﻰﻠﻋ ﻪﺘﻘﻔﺷو ﻪﺒﺤﺑ

Elli yılı aşkın bir süre Türk yazınına şiir, öykü, ti­ yatro ve deneme alanında başyapıt niteliğinde eserler kazandıranSabahattin Kudret Aksal, “Buluşma”

雙和舉辦潔牙觀摩比賽,協助身障兒擁有一口好牙 雙和醫院於 2016 年 10 月 19