• Sonuç bulunamadı

EĞİTİM HAREKETLERİ DERGİSİ'NİN EĞİTİM SORUNLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ (1955-1980)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EĞİTİM HAREKETLERİ DERGİSİ'NİN EĞİTİM SORUNLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ (1955-1980)"

Copied!
272
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM

EĞİTİM HAREKETLERİ DERGİSİ’NİN EĞİTİM SORUNLARI AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

(1955-1980)

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Mustafa GÜÇLÜ Ankara Şubat, 2011

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM

EĞİTİM HAREKETLERİ DERGİSİ’NİN EĞİTİM SORUNLARI AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

(1955-1980)

DOKTORA TEZİ

Mustafa GÜÇLÜ

Danışman: Prof. Dr. M. Çağatay ÖZDEMİR

Ankara Şubat, 2011

(3)

ii

Mustafa GÜÇLÜ’nün “Eğitim Hareketleri Dergisi’nin Eğitim Sorunları Açısından Değerlendirilmesi” baĢlıklı tezi 25.02.2011 tarihinde, jürimiz tarafından Eğitim Bilimleri Anabilim Dalında DOKTORA TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı Ġmza Üye : Prof. Dr. M. Çağatay ÖZDEMĠR

Üye : Prof. Dr. Hikmet Yıldırım CELKAN Üye : Prof. Dr. Ülker AKKUTAY

Üye: Prof. Dr. Tayyip DUMAN Üye: Doç. Dr. Yücel GELĠġLĠ

Onay

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. .../.../2011

Prof. Dr. Nezahat GÜÇLÜ

(4)

iii

Bu tezin hazırlanmasında emeği geçen baĢta sayın hocam ve tez danıĢmanım Prof. Dr. M. Çağatay Özdemir’e, fikirleriyle tezin hazırlanmasında çok büyük katkıları olan sayın hocam Prof. Dr. Tayyip Duman, Prof. Dr. Ülker Akkutay ve Doç. Dr. Yücel GeliĢli’ye, doktora ders döneminin baĢından sonuna kadar geliĢmemde emeği geçen Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı öğretim üyelerine sonsuz teĢekkürlerimi bir borç bilirim. Ayrıca manevi desteklerini sürekli yanımda hissettiğim eĢim Berrin K. Güçlü’ye, kızım Sıla ve oğlum Emre’ye teĢekkür ederim.

(5)

iv

EĞĠTĠM HAREKETLERĠ DERGĠSĠ’NĠN EĞĠTĠM SORUNLARI AÇISINDAN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ (1955-1980)

GÜÇLÜ, Mustafa

Doktora, Eğitim Programları ve Öğretim Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Prof. Dr. M. Çağatay ÖZDEMĠR

Ekim 2010

Dergiler içinde bulundukları zamanı canlı olarak aktaran iletiĢim araçlarındandır. Bu nedenle geçmiĢ dönemlerde yaĢanan geliĢmelerin ortaya konulması ve günümüzün önemli konularının açığa çıkarılmasında dergilerin önemli rolü bulunmaktadır. 1955-1980 yılları arasında yayın faaliyetinde bulunan Eğitim Hareketleri Dergisi de içinde bulunduğu dönemi canlı olarak aktarması ve günümüz eğitim sorunlarına ıĢık tutması açısından önem taĢımaktadır. Bu araĢtırmanın amacı, 1955 ve 1980 yılları arasında yayınlanan Eğitim Hareketleri Dergisi’nde ele alınan eğitim sorunlarını ortaya koyarak günümüz eğitim sorunlarına ıĢık tutmaktır.

AraĢtırma sürecinde öncelikle dergilerin tamamına ulaĢılmaya çalıĢılmıĢtır. Dergilerin tamamına Gazi Üniversitesi Eski Kütüphanesi, Milli Kütüphane ve Türk Eğitim Derneği Kütüphanelerinden ulaĢılmıĢtır. AraĢtırmada dergilerin tamamına ulaĢıldığı için ayrıca örneklem alınması yoluna gidilmemiĢtir.

AraĢtırma içerik analizi yönteminin kategorik değerlendirme tekniği kullanılarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Bunun için öncelikle dergide yer alan eğitim sorunları ortaya konulmuĢtur. Ortaya konulan bu eğitim sorunları daha sonra kategorik bir değerlendirmeye tabi tutulmuĢtur.

AraĢtırma sonunda; eğitim politikası, özel eğitim, örgün eğitim (okulöncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite), öğretmenlik mesleği, eğitimde ölçme ve değerlendirme, psikolojik danıĢma ve rehberlik, eğitim yönetimi ve denetimi, halk eğitimi, eğitim programları ve gençlik sorunları alanlarında eğitim sorunlarına ulaĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Eğitim sorunu, eğitim politikası, dergi, eğitimsel geliĢmeler, eğitim bilimleri.

(6)

v

GÜÇLÜ, Mustafa

Advisor: Prof. Dr. M. Çağatay ÖZDEMĠR PhD, Department of Curriculum and Instruction

ABSTRACT

The journals are the communication tools that transfer the present times, hence they have significant roles in revealing situations occurred in the past and in exposing today’s important issues. Eğitim Hareketleri Dergisi, which was published in 1955-1980, was also an essential journal since it transfers the present time and sheds light on the current educational problems. The purpose of this study is to shed light on today’s educational issues by displaying the issues mentioned in Eğitim Hareketleri Dergisi, which was active in 1955-1980.

In the beginning of the research, it was aimed at reaching all volumes of the journal. These volumes were gathered from Gazi University Old Library, National Library, and Turkish Education Association. Since all of the volumes of the journal are reached, any sampling methods are not applied.

In this research, categorical content analysis method was conducted. Firstly, the educational issues in the journal were presented and then those issues were evaluated with respect to their categories.

Finally, the issues related with educational policy, special education, formal education (pre-school, primary, secondary, and higher education), teaching profession, educational measurement and evaluation, counseling, educational administration, informal education, education programs and youth problems were found out in this research.

Key Words: Educational issue, educational policy, journal, educational innovations, educational sciences.

(7)

vi

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI………...ii

ÖNSÖZ………...iii ÖZET………...ıv ABSTRACT………..…..…..v ĠÇĠNDEKĠLER………...vi GİRİŞ ………...……1 1.1. Problem Durumu ………...1 1.2. AraĢtırmanın Amacı ………...2 1.3. AraĢtırmanın Önemi ………...…...3 1.4. Sınırlılıklar ………..………..4 1.5. Tanımlar ……….4 II. BÖLÜM………...5 KAVRAMSAL ÇERÇEVE………..……….5

2.1. Türkiye’de Eğitim Dergiciliği………...7

2.2. Hıfzırrahman RaĢit Öymen’in Hayatı ve Eserleri ………..11

2.2.1. Hayatı………...12

2.2.2. Eğitimci KiĢiliği ……….15

2.3. Eğitim Hareketleri Dergisi………..………..19

2.3.1. Derginin ÇıkıĢ Amacı ………..19

2.3.2. Eğitim Hareketleri Dergisi’nin Biçimsel Özellikleri ………...21

2.3.3. Eğitim Hareketleri Dergisi’nin Ġçerik Özellikleri ………..…….…….…23

2.3.3.1. Yazar Kadrosu ………...……... 23

2.4. 1955 ve 1980 yılları arasında Türkiye’de Görülen Sosyo-Ekonomik ve Siyasal GeliĢmeler……….…..23

2.4.1.Siyasal GeliĢmeler………..23

2.4.2. Ekonomi Alanında GeliĢmeler………..28

2.4.3. DıĢ Politika Alanındaki GeliĢmeler………. 31

2.5. 1955 ve 1980 Yılları Arasında Dünyada ve Türkiye’de Meydana Gelen Eğitimsel GeliĢmeler………....38

2.5.1. 1955 ve 1980 Yılları Arasında Dünyada Meydana Gelen Eğitimsel GeliĢmeler………38

2.5.1.1. ABD Eğitim Alanında GeliĢmeler……….………….38

(8)

vii

2.5.1.4. Almanya’da Eğitim Alanında GeliĢmeler………..50

2.5.1.5. Sovyetler Birliği’nde Eğitim Alanında GeliĢmeler………52

2.5.2. 1955 ve 1980 Yılları Arasında Türkiye’de Meydana Gelen Eğitimsel GeliĢmeler ...53

2.5.2.1. Eğitim Politikası……….53

2.5.2.2. Okul Öncesi………63

2.5.2.3. Ġlköğretim ………..65

2.5.2.4. Genel Ortaöğretim………..70

2.5.2.5. Mesleki ve Teknik Eğitim………..74

2.5.2.6. Yükseköğretim……….………..…78

2.5.2.7. Öğretmen YetiĢtirme………..…80

2.5.2.8. Özel Öğretim Kurumları……….84

2.5.2.9. Halk Eğitimi………84

III. BÖLÜM………...…....87

YÖNTEM………...87

3.1. AraĢtırmanın Modeli………....……….87

3.2. ÇalıĢma Evreni………...87

3.3. Veri Toplama Aracı………...87

3.4. Verilerin Analizi………...88

IV. BÖLÜM………...89

BULGULAR VE YORUM………...89

4.1. Eğitim Politikasına ĠliĢkin Sorunlar...90

4.2. Türk Eğitim Sistemine ĠliĢkin Sorunlar...115

4.2.1. Okul Öncesi...115

4.2.2. Ġlköğretim...115

4.2.3.Ortaöğretim...130

4.2.3.1. Genel Ortaöğretim...130

4.2.3.2. Mesleki ve Teknik Öğretim...136

4.2.4. Yükseköğretim……….140

4.3. Öğretmenlik Mesleğine ĠliĢkin Sorunlar...151

4.4. Eğitim Bilimleri Alanlarına ĠliĢkin Sorunlar…………..………....170

4.4.1. Eğitim Programları ve Öğretim ………..170

(9)

viii 4.4.5. Halk Eğitimi……….…199 4.4.6. Özel Eğitim………...204 V. BÖLÜM………...212 SONUÇ VE ÖNERİLER………212 5.1. Sonuçlar……….………212 5.2. Öneriler………..222 KAYNAKLAR……….223

(10)

ix

Ek II. Derginin Ġlk ve Son Sayılarının Kapakları…………..…..………..260 Ek III. Eğitim Hareketleri Dergisi’nde Yer Alan Makaleleri Ġçerik Olarak Gruplandırılması………262

TABLOLAR

Tablo I. Alt Amaçlara Göre Dergide Bulunan Makale Sayıları………..89 Tablo II. Eğitim Ayrılan Kaynak Bakımından Türkiye’nin Diğer Ülkelerle KarĢılaĢtırılması……….109 Tablo III. 1956-1960 Yılları Arasında Liselerden Mezun Olan Öğrenci Sayılarının Yıllara Göre Dağılımı………141

(11)

GİRİŞ

1.1. Problem Durumu

Günümüzde gelişmiş toplumlar arasında yer alabilmek, bilgi toplumunun niteliklerine sahip olabilmek için eğitime önemli görevler düşmektedir. Bu nedenle eğitim sistemimizin değişen ve gelişen koşullara cevap vermesi gerekmektedir. Fakat eğitim sistemimizin değişen ve gelişen şartlara cevap verebilmesi için geçmişimizin iyi bir şekilde analiz edilmesi ve bu analizlerden günümüz için dersler çıkarılması gerekmektedir. Çünkü gelecekle ilgili alınan kararların anlamlı olması, geçmiş dönemin en iyi şekilde analiz edilmesi ile yakından ilgilidir.

Eğitim tarihinde deneyim ve düşünce birikiminin önemli bir yeri vardır. Fakat eğitim tarihi alanına ilişkin yapılan değerlendirmelerde bu zengin birikimden yeterince yararlanılmadığı görülmektedir. Oysa eğitim politikasının oluşturulmasında rol oynayanların, uygulama boyutunda önemli görevler üstlenen öğretmenlerin ve aydınların bu birikimlerden yararlanması, geleceğe ilişkin dersler çıkarması gerekmektedir. Akyüz (2004)’e göre eğitimimizin istenilen seviyeye gelmesi ve bilgi toplumuna uygun niteliklere sahip olunabilmesi için; eğitim tarihinin iyi bir şekilde değerlendirilmesi, geçmiş dönemden ders alınıp kararlılıkla uygulamaya sokulması gerekmektedir.

Eğitim tarihi ile ilgili yapılan araştırmalarda dönemlerin eğitim düşüncesi ve uygulamalarının tüm yönlerden aydınlatılabilmesi için bu dönemlerde eğitimle ilgili kaynaklara başvurulması gerekmektedir. Bu kaynaklar arasında süreli yayınlar önemli bir yer tutmaktadır. Süreli yayınlar, kronik olarak siyasal, sosyal ve ekonomik alandaki önemli gelişmeleri tespit eden tarihi belgelerdir. Yenilikçi fikir, görüş ve düşüncelerin açıklanmasında ve toplumun aydınlatılmasında önemli rolü olan süreli yayınlar aynı zamanda sosyal hayatın şekillenmesinde de önemli etki gücüne sahiptir (Şimşek, 2002). Tarih araştırmalarında özgün arşiv belgeleri yanında dergiler de birincil kaynaklar arasında yer almaktadır. Dergilerin üç ayrı önemi; kendi döneminde en çok etki yaratmış siyasi ve toplumsal görüşleri kaydetmesi, olaylara ilişkin kayıtlar sağlaması ve habercilik dışı konulara ilişkin araştırma sonuçları sunmasıdır (Şimşek, 2002).

Süreli yayınlar tarih araştırmalarında olduğu kadar, eğitim tarihi araştırmalarında da önemli kaynaklardandır. Çünkü dergiler; faaliyette bulunduğu

(12)

dönemi canlı olarak aktarmakta, günümüzün eğitim sorunlarına ışık tutabilmektedir. Cumhuriyet döneminde Yeni Adam, İlköğretim, Öğretmen gibi önemli eğitim dergileri yayınlanmıştır. Bu eğitim dergilerinden birisi de Hıfzırrahman Raşit Öymen tarafından çıkarılmış olan Eğitim Hareketleri Dergisi’dir. Dergi, 1955 ve 1980 yılları arasında 25 yıl kesintisiz olarak yayınlanmış önemli dergilerimizdendir.

1955 ve 1980 yılları arası, Türkiye’de yoğun siyasi çalkantıların yaşandığı, toplumsal dönüşümlerin hızlı bir şekilde gerçekleştiği bir dönemdir. Çok partili sisteme geçişle başlayan bu süreçte ülkemiz; iki kez askerî müdahaleye maruz kalmış, 1961 Anayasası yürürlüğe girmiştir. Bu yıllar ayrıca planlı kalkınma dönemine girilmesi bakımından da ayrı bir önem taşımaktadır. Koalisyonların sık yaşandığı bu dönemde siyasi istikrarın yakalandığını söylemek zordur. Siyasi istikrarsızlık eğitime de yansımış ve eğitimi olumsuz etkilemiştir. Fakat bu dönemde eğitimsel açıdan önemli gelişmeler de yaşanmıştır. 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 625 sayılı Özel Eğitim Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu bu dönemde yürürlüğe girmiş ve eğitimimiz üzerinde önemli etkileri olmuştur.

Fakat eğitim alanında yapılan olumlu faaliyetler yanında olumsuz gelişmelerinde yaşandığı görülmektedir. Bu dönemde eğitim alanındaki önemli problemlerin başında iyi bir planlamanın yapılmaması gelmektedir. Bunun yanında millî eğitim alanında yapılan reformların yüzeysel kaldığı, yapılan reformların şartlarımıza uymadığı, kalıcı, verimli, başarıyı arttırıcı yenilikler olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu konuda hükümet ve bakanların çok sık değişmesinin etkisi fazladır (Sakaoğlu, 2003).

Günümüzde görülen eğitim sorunlarının teşhis edilebilmesi, geleceğe ilişkin sağlıklı kararlar alınabilmesi için derginin yayınlandığı dönem olan 1955 ve 1980 yılları arası eğitim sorunlarımızın iyi bir şekilde analiz edilmesi ve günümüz için dersler çıkarılması gerekmektedir. Bu nedenle Cumhuriyet tarihimizde sosyal, siyasi ve ekonomik yönden önemli dönüşümlerin yaşandığı bir dönemde çıkarılmış olan Eğitim Hareketleri Dergisi’nin eğitim sorunları açısından araştırılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Yapılan araştırmada Eğitim Hareketleri Dergisi’nde ele alınan makaleler incelenmiş, eğitim sorunları açısından değerlendirmeye alınmıştır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın temel amacı, 1955-1980 yılları arasında yayın faaliyetini sürdüren Eğitim Hareketleri Dergisi’nde ele alınan eğitim sorunlarının genel bir

(13)

değerlendirmesini yapmaktır. Bu amaca ulaşmak için aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır:

1. Dergide ele alınan eğitim politikasına ilişkin sorunlar nelerdir? 2. Dergide ele alınan Türk eğitim sistemine ilişkin sorunlar nelerdir? 3. Dergide ele alınan öğretmenlik mesleğine ilişkin sorunlar nelerdir? 4. Dergide ele alınan eğitim bilimleri alanlarına ilişkin sorunlar nelerdir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Milletlerin varlıklarını devam ettirebilmelerinde eğitim önemli bir araçtır. Eğitimin kendisinden beklenen bu fonksiyonu yerine getirebilmesi için günün koşullarına uygun olarak reforme edilmesi gerekmektedir. Bunun için günün ihtiyaçları ve eğitimin temel sorunlarının iyi bir şekilde belirlenmesi ve analiz edilmesi gerekmektedir.

Sorunların kalıcı olarak çözülebilmesi için, bu problemlerin tarihsel bir süreç içinde ele alınması gerekmektedir. Türk eğitim tarihinin amaçları incelendiğinde, amaçlardan birinin de bugünkü eğitim sorunlarımızı en iyi biçimde çözebilmek için geçmişten bir takım dersler çıkarıp çıkaramayacağımızın tartışılması olduğu görülmektedir (Akyüz, 2004). Buradan hareketle Türk eğitim sorunlarının iyi bir şekilde değerlendirilip analiz edilebilmesi ve çözüme kavuşturulabilmesi için geçmiş dönem önemlidir. Bu çerçevede 1955-1980 yılları arası günümüzü anlamak adına önem taşımaktadır. Çünkü bu dönem; gerek sosyal, siyasal ve ekonomik ve de gerekse eğitim reformları açısından önemli dönüşümlerin yaşandığı yıllardır. İki kez askeri müdahalenin gerçekleştiği bu dönemde Türkiye planlı kalkınma dönemine girmiştir. Eğitimsel açıdan da İlköğretim Kanunu, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Milli Eğitim Temel Kanunu ve 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu gibi önemli kanunlar da bu dönemde yürürlüğe girmiştir.

Tarihin ve toplumsal yapının üzerine bir takım incelemeler yapılacaksa, başvurulacak ilk kaynaklardan biri, dönemin atmosferini/tartışmalarını/sosyo-ekonomik ve sosyo-politik görünümünü verecek olan, en genel tanımıyla basın diyebileceğimiz kaynaklara yönelik genel bir bakışın gerekliliğidir (Fırat, 2005).

Yeni üretilen bilgilerin halka iletilmesinde önemli bir yere sahip olan dergiler, dönemi canlı bir şekilde karakterize etmektedir. İçinde bulunduğu döneme tanıklık eden dergilerin okul işlevi de görmektedir. Bilgilerin yenilenmesinde rol oynayan dergilerin dünya düşünce hayatında olduğu kadar Türk düşünce hayatında da önemli bir yere

(14)

sahiptir (Doğan, 1997). Türk eğitim düşüncesine hizmet eden dergilerden biri de Eğitim Hareketleri Dergisi’dir.

1955-1980 yılları arasında 25 yıl kesintisiz bir şekilde yayın hayatını sürdüren dergi, sadece Türkiye’de görülen eğitim faaliyet, fikir ve uygulamalarına değinmemiş aynı zamanda dünyada meydana gelen eğitim hareketlerine de yer vermiştir. Dergide makaleleri yayınlanan aydınların dönemin eğitim sorunlarına bakışı, günümüzü anlama bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Yapılacak olan bu araştırma ile 1955-1980 yılları arasında Türkiye’de görülen eğitim sorunlarının Eğitim Hareketleri Dergisi’nde yer alan makalelere yansıması değerlendirilecektir. Bu çerçevede dergide ele alınan eğitim sorunlarının günümüz eğitim sorunlarına ışık tutacak olması, araştırmanın önemini ortaya koymaktadır.

Ayrıca yapılan literatür taramasında, derginin sahibi olan Hıfzırrahman Raşit Öymen’in eğitimci ve siyasi kişiliği ile ilgili araştırmalar bulunurken, Türk eğitim sorunlarının Eğitim Hareketleri Dergisi çerçevesinde ele alan çalışma bulunamamıştır. Yapılacak olan bu araştırmayla bu boşluğun doldurulması düşünülmektedir.

1.4. Sınırlılıklar

Bu araştırma, 1955-1980 yılları arasında toplam 286 sayı olarak yayınlanan Eğitim Hareketleri Dergisi ile sınırlıdır.

1.5. Tanımlar

Dergi: Dergi, Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Türkçe sözlükte (1998); siyaset, edebiyat, teknik, ekonomi gibi konuları inceleyen ve belirli aralıklarla çıkan süreli yayın, mecmua olarak tanımlanmıştır.

Süreli Yayın: Süreli yayın, Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Türkçe

sözlükte (1998); belirli aralıklarla çıkan, tamamlanma sorunu bulunmayan ve her sayısı birden çok yazarın yazılarından oluşan bir yayın türü olarak tanımlanmıştır.

(15)

Günümüzde basın, tüm dünyada son derece önemli hale gelmiştir. Genel olarak "basın" kavramıyla ifade edilen kitle iletişim araçlarının; insanlar arasında bilgi akışını, düşüncenin, yorumların ve fikirlerin toplum içerisinde dolaşımını sağlamak gibi temel işlevleri bulunmaktadır. Bu temel işlevlerin yanında basının; insanları eğitmek ve eğlendirmek, bireysel ve toplumsal sorunlara ilgi çekmek, yaşam koşullarının iyileştirilme çabalarına katkıda bulunmak gibi yararlarından da söz edilebilir. Kitle iletişim araçları, toplumsal yaşamın belirli alanlarında olduğu gibi, eğitim alanında da çok önemli bir işleve sahiptir (Şimşek, 2001).

Belirtilen ölçütlere göre basının başlangıç tarihi farklılık gösterir. Haber içerikli ilk gazeteler, matbaanın icadından kırk yıl sonra yayınlanmaya başlamıştır. Düzenli aralıklarla yayımlanma açısından ilk gazeteler, 17. yüzyılda Avrupa‟da ortaya çıkmıştır. Medyanın kitlelere ulaşma özelliği dikkate alınırsa, 19. yüzyıl, gazetelerin amatör çevrelerin dışına taştığı dönemdir (Doğdu, 2007).

Basının Osmanlı‟da ortaya çıkışı, dünyada kullanılmasından iki yüz yıl daha sonradır. Osmanlı‟da basının ortaya çıkışının yabancılar tarafından çıkarılan gazetelerle başladığı söylenebilir. Fakat Türk basınının (dergi ve gazetelerin) gelişmesi ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında Şinasi ve Agâh Efendi‟nin 1860 tarihinde birlikte çıkardıkları ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahvâl ile başlamıştır (Şimşek, 2001).

Basının ilk ortaya çıkışı ve gelişmesi konusunda Avrupa‟nın öncülüğü bulunmaktadır. Bilindiği gibi matbaa da ilk olarak Avrupa‟da ortaya çıkmıştır. Basının önemli bir bölümünü oluşturan dergiciliğin ortaya çıkışı ve gelişmesi ise sosyal bilimlerin doğuşuyla yakından ilgilidir. Çünkü sosyal bilimlerin ortaya çıkışı ile ihtiyaç haline gelen bilginin topluma arzı, bu konuda ihtiyaç duyulan araçların ortaya çıkması için gereken ortamı hazırlamıştır. Bu araçlar içerisinde yazılı araçların ayrı bir yere sahip olduğu görülmektedir. Çünkü en etkili ve kalıcı olanları; uzun süre saklanabilen, çok sayıda bireye ulaşma imkânı olan yazılı kaynaklardır. Ayrıca güncel bilginin kamuya arzı ihtiyacı da periyodik olarak bu işlevi görecek araçların arayışını başlatmıştır. İşte dergicilik böyle bir ihtiyacının doğal sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Dergilerin yayınlanmasıyla, daha önce bir ölçüde bilgi aktarım işlevi görmekte olan gazetelerden, içerik olarak farklı bir iletişim aracı ortaya çıkmıştır (Şimşek, 2001).

(16)

18. yüzyıl Avrupa‟sında bilimsel derneklerin bilim adamları arasındaki iletişimi sağlamak amacıyla süreli yayınları kullandığı görülmektedir. İlk yayınlanan dergilerin daha çok öğretici nitelikte yayınlar olduğu görülmektedir. Daniel Defoe 1704 yılında Londra‟da ilk İngilizce dergiyi yayınlamıştır. 18. yüzyılda yayınlanan bilimsel dergiler incelendiğinde farklı disiplinlerde çeşitlilik gösterdikleri görülmektedir. Endüstri devrimi sürecinde “mass media” kavramı gelişir ve çok büyük topluluklara, bu toplulukların bireyleri arasında fark gözetilmeden seslenebilmek amaçlanır. Günlük gazetelerin güçlüklerle karşılaşmalarına karşın süreli yayınlar daha kolay uyum sağlamayı başarmıştır. Dergiler reklâm verenler için de ilgi çekicidir. Çünkü her sayısını birden fazla kişi okur ve günlük gazetelerden daha uzun süre el altında kalır. Yirminci yüzyılın değişen koşulları içinde siyasal, kültürel ve edebiyat ağırlıklı fikir dergileri önemini korurken bu yüzyılda güncel sorunları ele alan haber dergileri yükselmektedir (Doğdu, 2007). Türün önemli örnekleri arasında İngiltere‟de yayınlanan bazı dergiler şunlardır (Doğdu, 2007):

Times Literary Suplement (1902), International Affairs (1922), Political Quarterly (1930), Spectator (1828), New Statesman (1913), The Economist (1843), The Listener (1929), New Scientist (1956), New Society (1962).

ABD‟de İngiliz fikir dergilerini örnek alarak gelişen dergiler ve dergilerin yayına başladıkları tarihleri aşağıdaki gibidir (Doğdu, 2007):

The Nation (1865), Liberator (1918-1924), Forreign Affairs (1922), New Masses (1926-1948), Political Science Quartely (1930), Art in Society (1958), Freeman (1920-1924, 1950-1954), Reporter (1949-1968), National Review (1955).

Edebiyat ve fikir dergilerindeki zenginliğiyle bilinen Fransa‟da, İkinci Dünya Savaşı sonrasında yayınlanan en etkili dergiler, Les Temps Modernes (1945) ve La Table Ronde (1948)‟ dur. Almanya‟da Die Fackel (1899) ve Die Neue Gesselschaft (1903-1907), 20.yüzyılın başında büyük etki yaratır. Almanya‟da savaş sonrasında en önemli ve etkili dergi, Die Zeit‟dır. Rusya‟da yayınlanan Literaturnaya Gazeta (1929) ve Novi Mir (1925), edebiyat ve siyasetin iç içe yer aldığı dergilerdir (Doğdu, 2007).

Dünyada haber dergiciliğin öncüsü Time (1927) dergisi olarak kabul edilir. Bu derginin göstermiş olduğu başarı, alanındaki diğer dergilerin yaygınlaşmasına neden olmuştur.

ABD‟de Business Week (1929), Newsweek (1933), İngiltere‟de New Review (1936), Fransa‟da L‟Express (1953), Türkiye‟de Akis (1954), Almanya‟da Der Spiegel (1947), İtalya‟da Panorama (1962) yayınlanır. Fotoğraf ve baskı tekniklerinin sunduğu

(17)

yeni olanaklarla resimli haber dergileri gelişme gösterir. Bu türün etkili örnekleri Life (1936-1972; 1978), Look (1953), Paris-Match (1949), Der Stern (1948), Oggi (1945) ve Epoca (1950)‟dır (Doğdu, 2007).

2.1. Türkiye’de Eğitim Dergiciliği

Türkiye‟de basın ve süreli yayınların tarihi Osmanlı dönemine kadar gitmektedir. Osmanlı-Türk modernleşmesinin en önemli araçlarından olan basın ve süreli yayınların batıda ortaya çıkışı 17. yüzyıla kadar uzanırken dergicilin Osmanlıya girişi yaklaşık iki yüz yıl sonra olmuştur. Her ne kadar matbaanın Osmanlıya girişi 1727 yılında olsa da basının Tanzimat döneminin sonlarına doğru ortaya çıkması, Osmanlı toplumunda modernleşme çabalarının geç başlamasına neden olmuştur (Gurbetoğlu, 2006). Osmanlının batıyı tanımaya çalışmasında, batıya yönelmesinde matbaanın önemli rolü olmuştur (Doğan, 1997).

Tanzimat dönemi, Türk dergi tarihinde ayrı bir yere sahiptir. Çünkü Türk dergicilik tarihi alanında ilk girişimlerin Tanzimat döneminde yaşandığı görülmektedir. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra günlük olarak çıkan gazetelerin yanında 15 günlük ve aylık olarak yayınlanan dergilerin bulunduğun görülmektedir. İlk Türk dergileri ile Avrupa‟da yayınlanan ilk dergiler karşılaştırıldıklarında bunlar arasında benzerliklerin bulunduğu görülmektedir. Tıpkı Avrupa‟da olduğu gibi Türkiye‟de de ilk dergiler bilim dergiciliği olarak gelişmiştir. Çünkü Avrupa‟da olduğu gibi ülkemizde de ilk dergiler ilmi cemiyetlerin birer yayın organı olarak ortaya çıkmıştır (Şimşek, 2001).

Osmanlı basın tarihinde Fransızlar önemli rol oynamışlardır. Osmanlı döneminde yayınlanan ilk gazete girişimlerinde Fransızların varlığı dikkat çekmektedir. Osmanlı döneminde 1840‟da yayınlanan Ceride-i Havadis ve 1860‟da Şinasi ve Agâh Efendi‟nin yayınladıkları “Tercüman-ı Ahval”, ilk özel gazeteler olarak yayınlandıkları görülmektedir. Osmanlı döneminde dergicilik, gazetecilik kadar hızlı bir şekilde gelişememiştir. Bunun bazı nedenleri vardır. Bu gecikme, büyük ölçüde, okuma alışkanlığının yerleşememesine ve geç kentleşmeye bağlanabilir. Yayınlanan ilk dergilerin temel özelikleri; İstanbul‟da basılıp dağıtılmaları ve mesleklere ilişkin yayın organı niteliğinde olmalarıdır (Doğdu, 2007).

Osmanlı döneminde yayınlanan ilk dergi 1862 yılında yayınlanmaya başlanan Mecmua-i Fünun dergisidir. Bu dergi, Münif Paşa tarafından, Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye adlı derneğin yayın organı olarak ortaya çıkmıştır. İki yıl boyunca elli sayı olarak çıkan dergide fizik, kimya, felsefe, ruh bilim, sosyoloji, coğrafya ve tarih

(18)

konularında makaleler yayınlanmıştır. Dergi, İstanbul‟da baş gösteren kolera salgını dolayısıyla yayın hayatına son vermiştir. Her ne kadar Münif Paşa dergiyi 1866 yılında tekrar yayınlamaya başlamışsa da uzun süreli olmamıştır.1869 yılında hem dergi hem de cemiyet kapanmıştır. Dergi Münif Paşa tarafından üçüncü kez çıkarılmaya çalışılmışsa da başarılı olamamıştır (Şimşek, 2001). Bazı yazarlar Vakayı Tıbbiye‟nin ilk dergi olduğu yönünde görüş belirtseler de (Açıkgöz, 2005), Vakayı Tıbbiye‟nin daha çok gazete olarak yayınlandığı görülmektedir (Doğdu, 2007).

Türkiye‟de 19. yüzyılın sonlarından itibaren farklı alanlara ilişkin dergilerin yayınlanmaya başlandığı görülmektedir. Bu dergilerin çocuk dergileri, mizah dergileri, kadın dergileri, ilmî dergiler, edebiyat dergileri ve meslekî dergiler olarak yayınlandıkları düşünülürse oldukça geniş bir yelpazede yayınlandıkları görülmektedir. Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye‟nin yenilikçi ekibi tarafından yayınlanan Mecmua-i Fünun‟la rekabet etmek amacıyla, Bab-ı Ali kâtiplerinden oluşan bir grup, Cemiyet-i Küttap adıyla örgütlenir. Bu cemiyet tarafından Mecmua-i Fünun‟a karşı Mecmua-i İbritname adıyla bir dergi çıkarmışlardır (Şimşek, 2001).

Türk dergiciliğinin ilk örneklerinden birisi de Mecmua-i Fünun‟un yayınlandığı yıl çıkarılan ve ilk resimli Türk dergisi unvanına sahip Mirat adlı dergidir. Mustafa Refik tarafından ancak üç nüsha neşredilebilen dergi, kısa ömürlü dergiler arasında yerini almıştır. Musiki-i Osmanî, 1863 yılında yayınlanan müzik dergisidir. İlk Türk müzik dergisi unvanına sahip olan dergi ancak on sayı yayımlanabilmiştir. Türk dergiciliğindeki diğer bir ilk örnek ise resmî olarak yayınlanan Ceride-i Askeriye adlı dergidir. Harbiye Nezareti tarafından 1864 yılında neşredilmeye başlanan dergi, Fuat Paşanın çabalarıyla yayınlanmıştır. Derginin idaresinde Ahmet Mithat‟ta bulunmaktadır. Türk dergiciliğinde bir ilk olan diğer girişim ise 1869 yılında Mümeyyiz‟in çıkarılmasıdır. Aynı adla bir gazetenin haftalık eki olarak yayınlanan Mümeyyiz, ilk çocuk dergisi unvanına sahiptir. Yayıncısı Sıtkı tarafından 49 sayı yayınlanan bu dergi, çocuk dergileri içerisinde en çok beğenilenlerdendir (Şimşek, 2001). Çocuk dergileri; eğitim, kültür, sanat ve bilim alanında Batıya yönelişin bir uzantısı olarak gelişmiştir (Şimşek, 2002).

Diyojen adlı dergi, 1869 yılında Teodor Kasap tarafından çıkarılan ilk müstakil mizah dergisidir. Diyojen, daha önce Rumca ve Fransızca çıkarılan dergilerin Türkçesidir. Hadika, Mecmua-i Fünun‟dan sonra çıkan ilmî ve teknik süreli yayınlardandır. Dergide endüstri konularına ilişkin ilmî yazılara yer verilmiştir.

(19)

Hükümet tarafından, beğenilmeyen bir yazısı nedeniyle kısa süre kapatılan dergi, daha sonra tekrar yayınlanmaya başlar ve gazete hüviyetine bürünür (Şimşek, 2001).

Türkiye‟de fikir dergiciliğinin kökenleri her ne kadar Tanzimat Dönemi‟ne kadar götürülse de esas olarak fikir dergiciliğinin II. Meşrutiyetten sonra kendisini gösterdiğini söyleyen S. Hayri Bolay (2005), bu dönemde çıkarılan başlıca fikir dergilerinin Ulum-i İçtimaiye ve İktisadiye Mecmuası, Eşref Edip ve Mehmet Akif‟in beraber çıkardıkları Sırat-ı Müstakim (daha sonra Sebilü‟r-Reşat adını almıştır), Baha Tevfik‟in çıkardığı Felsefe Mecmuası, Ziya Gökalp ve arkadaşlarının çıkardığı Türk Yurdu Mecmuası ve Abdullah Cevdet‟in çıkardığı İçtihat Mecmuası olduğunu dile getirmektedir. Gurbetoğlu‟na (2006) göre II. Meşrutiyetin ilanından sonra çok sayıda derginin ortaya çıkışı Osmanlı toplumunun süreli yayınlara olan ilgisini göstermektedir. II. Meşrutiyette ortaya çıkan aşırı hürriyetçi bir ortamda oldukça iyimser bir hava, olağanüstü iyimser bir havaya dönüşmüştür. Bu iyimserlik Osmanlı toplumunda geçmişteki şaşalı günlerin geri geleceği beklentilerini oluşturmuştur.

Cumhuriyet öncesinde yayın hayatına başlayan dergilerimizden birisi de Millî Talim ve Terbiye Cemiyeti Mecmuası‟dır. 1916 yılında yayın hayatına başlayan dergi, Millî Talim ve Terbiye Cemiyeti tarafından çıkarılmıştır (Akyüz, 2007; Cicioğlu, 1984). Mecmua‟nın ilk sayısında 1915 yılında kurulan Milli Talim ve Terbiye Cemiyeti‟nin kuruluş amacı ve yapacağı çalışmalar, dermeğin kurucu üyesi olan İsmayıl Hakkı Baltacıoğu tarafından yazılmıştır (Cicioğlu, 1984). Toplam altı sayı yayınlandıktan sonra kapanan mecmuada en fazla yazısı olan yazar, yedi makaleyle İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu‟dur. Mecmuada ayrıca Ö. Seyfettin, H. Rıfat Bey, Ali Canip, Esat Paşa, Sami Bey, Cemil Sena gibi yazarların makaleleri de yer almaktadır. Derginin konusu eğitim ve millilik ile ilgilidir (Gündüz ve Bardak, 2010).

Cumhuriyet‟in ilanının ardından Türk basını, gerek teknik gerekse haber ve fikir gazeteciliği açısından olgunluk dönemine girmiştir. 29 Ekim 1923 -31 Aralık 1940 tarihleri arasında Türkiye‟de çıkan gazete ve dergilerin sayıları incelendiğinde gazetelerin sayısının 550, dergilerin sayısının ise 1008‟e ulaştığı görülmektedir (Türkan, 2008).

Cumhuriyetin kurulmasından sonra Millî Eğitim Bakanlığı‟nın da eğitim alanında dergi faaliyetine başladığını görmekteyiz. Mustafa Necati Bey‟in bakanlığı döneminde çıkarılan “Terbiye Dergisi” ile eğitim alanında yaşanan gelişmelerin meslek dünyasına aktarılması hedeflenmiştir. Cumhuriyet döneminde sadece Bakanlık değil, aynı zamanda dernekler de eğitim dergisi çıkarmıştır.

(20)

“Bilgi Dergisi”, İstanbul Muallimler Birliği tarafından yayınlanan bir dergidir. Aylık olarak yayınlanan derginin ilk sayısı 1 Mayıs 1947 tarihinde, son sayısı ise 1 Aralık 1952 tarihinde yayınlanmış olup son sayısı, 68. sayısıdır. Derginin birlik adına sahibi Rüştü Ultav‟dır. Bu dergide Faruk Bayülken, Z. Fahri Fındıkoğlu, M. Baha Arıkan, Münir Raşit Öymen, Fahrettin Kerim Gökay, Zekeriya Mahmut, Reşat Şemsettin Sirer, Zekai Konpara, A. Adnan Adıvar, Halil Fikret Kanad, Cavit Orhan Tütengil, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mümtaz Turhan, M. Şekip Tunç gibi eğitimci ve yazarların makaleleri yer almaktadır (Hesapçıoğlu ve Deniz, 2008).

“Emekli Öğretmen Dergisi” 1959 yılında Emekli Öğretmenler Cemiyeti‟nin yayın organı olarak yayın hayatına başlamıştır. Derginin sahibi Cemiyet adına sırasıyla genel başkan Rasim Zeren, M. Halit Berk ve Siret İstemi‟dir. İstanbul‟da basılan dergi iki kez isim değişikliğine uğramıştır. Mayıs 1959-Şubat 1965 yıları arasında Emekli Öğretmen Dergisi olan derginin adı Mart 1965 ve Şubat 1976 yılları arasında Ülkücü Öğretmen Dergisi‟ne ve Mart 1976 yılından itibaren ise Eğitim Öğretim Dergisi‟ne dönüştürülmüştür. Eğitim, psikoloji, sosyal ve kültür konularına yer verilen dergide Fatma Varış, M. Rauf İnan, Cavit Orhan Tütengil, Baha Arıkan, İsmail Giritli, Özcan Köknel, Mithat Enç, İ. Hakkı Baltacıoğlu, Fakir Baykurt, Nihat Sami Banarlı, Bozkurt Güvenç, Avni Akyol, Hasan Ali Yücel gibi eğitimci ve yazarların makaleleri yer almıştır (Hesapçıoğlu ve Deniz, 2008).

İlk kez 1 Mart 1961 tarihinde yayınlanan “İmece Dergisi”, ekonomik nedenlerden dolayı Ekim 1970 tarihinde 112. sayısıyla kapanmıştır. İmece dergisi 1985 yılında Sivas‟ta yeniden yayın hayatına başlamış olsa da 1987 yılında tekrar kapanmıştır. Sabahattin Eyüboğlu, Can Yücel, Engin Tonguç, Ceyhun Atuf Kansu, Fakir Baykurt, Cahit Orhan Tütengil, Behsat Ay, Cevat Geray, Ahmet Köklügiller, İbrahim Yasa, Yaşar Kemal bu derginin ilk döneminde yazısı bulunan eğitimci ve yazarlar arasında yer almaktadır (Hesapçıoğlu ve Deniz, 2008).

“Öğretmen Dergisi”, Öğretmen Okullarını Bitirenler Cemiyeti tarafından aylık olarak yayınlanan bir dergidir. Cemiyet adına derginin sahibi M. Faruk Gürtunca‟dır. İlk sayısı Kasım 1947 yılında çıkan derginin son sayısı olan 31. sayısı Ocak-Şubat 1951 tarihli sayısıdır. Bu dergide Hamdi Hızal, Reşat Tardu, Fevzi Selen, Hamdi Kayalı ve Cemal Gültekin gibi önemli eğitimcilerin makalelerine yer verilmiştir (Hesapçıoğlu ve Deniz, 2008).

Pedagoji Derneği tarafından iki ayda bir çıkarılan Pedagoji Dergisi‟nin dernek adına sahibi H. Turhan Dağlıoğlu‟dur. İlk sayısı Mart 1973 yılında yayınlanan dergiye

(21)

araştırmacılar son olarak Ocak-Şubat 2005 tarihinde yayınlanan 12. sayısına ulaşmışlardır. Hilmi Ziya Ülken, Baha Arıkan, Hıfzırrahman Raşit Öymen, Ferit Ragıp Tuncor dergide makalesi bulunan önemli isimler arasındadır (Hesapçıoğlu ve Deniz, 2008).

Önemli eğitim dergilerimizden birisi olan Tedrisat Mecmuası Dergisi‟nin ilk sayısı Mart 1951 yılında yayınlanmaya başlamıştır. Derginin ulaşılan son sayısı Nisan-Mayıs 1958 tarihli 59-60. sayısıdır. Vehide Baha Pars, Kemal Kaya, Osman Ülkümen, Harun Reşit Kocacan, Enver Naci Gökşen dergide makalesi bulunan önemli isimlerdendir (Hesapçıoğlu ve Deniz, 2008).

Haftalık bir fikir gazetesi olarak yayınlanan Yeni Adam Dergisi ilk olarak 1 Ocak 1934 yılında yayın hayatına başlamıştır. Derginin başmuharriri ve sahibi İsmail Hakkı Baltacıoğlu‟dur. Dergi Baltacıoğlu‟nun ölümünden bir yıl sonra 1979 yılında yayın hayatına son vermiştir. Dergide İ. Hakkı Baltacıoğlu, Hüseyin Avni, P. Naili Boratav, Falih Rıfkı Atay, Hasan Ali Ediz, Fuat Sabit, İffet Ömer, Nüvit Osman gibi yazarların makaleleri bulunmaktadır (Hesapçıoğlu ve Deniz, 2008).

Cumhuriyet döneminde eğitim alanında ayrıca Okul ve Ulus, Öğretmen, Okul ve Öğretmen, Uyanış, Yeni Kültür, Yeni Okul, Yeni Öğretmen ve Yeni Türk Mecmuası gibi önemli dergilerde yer almaktadır. Cumhuriyet döneminde yayınlanan eğitim dergilerinden birisi de ülkemizin yetiştirdiği önemli eğitimcilerimizden Hıfzırrahman Raşit Öymen tarafından çıkarılan Eğitim Hareketleri Dergisi‟dir.

2.2. Hıfzırrahman Raşit Öymen’in Hayatı ve Eserleri

Toplum içinde bireylerin bilgili, görgülü, özgür ve çağdaş karakterde yetişmelerinde, eğitime önemli görevler düşmektedir. Eğitimden beklenen bu görevlerin başarılı bir şekilde yerine getirilmesinde öğretmenlere, okul yöneticilerine ve eğitimcilere ihtiyaç duyulmaktadır. Ulu önder Atatürk “Muallimler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” derken bu konuya işaret etmektedir. Bu müstesna eğitimcilerimizde birisi de Hıfzırrahman Rahman Raşit Öymen‟dir. Öymen, II. Meşrutiyet Dönemi‟nde yetişmiş, Kurtuluş Savaşı yıllarında öğretmenlik yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı‟ndaki çalışmaları, vermiş olduğu konferansları, yazmış ve çevirisini yapmış olduğu kitapları ve de gerekse çıkarmış olduğu dergilerle eğitimimizi etkilemiş önemli eğitimcimizdir.

Bu başlık altında öncelikle Hıfzırrahman Raşit Öymen‟in hayatı daha sonra ise eğitimci kişiliği anlatılacaktır.

(22)

2.2.1. Hayatı

Öymen, 1900 yılında Trabzon‟da doğmuştur. Babası Trabzon‟da ceza hâkimliği yapan Mehmet Raşit Bey, annesi Kuran okuyan ve hafız olan Hafize Mesrure Hanımdır. Ailenin ilk erkek çocuğu olan Öymen‟in adı, yapılan bir törenle Trabzon‟un ünlü hocası Cudi Efendi tarafından konulmuştur (Öymen, 2004).

İlk tahsilini ve rüştiye tahsilini Midilli‟de tamamlayan Öymen, 1912 yılında rüştiyeyi bitirmiş ve daha sonra lise eğitimi için Trabzon Lisesi‟ne (Sultanisine) girmiştir. Öymen babasının tayini nedeniyle lise eğitimini Sivas ve Elazığ‟da tamamlamıştır (Öymen, 2004; Cenik, 2004).

I. Dünya Savaşında Trabzon‟un Ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine Öymen ve ailesi İstanbul‟a göç etmiştir. 1916 yılında İstanbul Erkek Öğretmen Okulu‟na kaydolan Öymen, bu okulun son iki sınıfını okuyarak 1918 yılında birincilik derecesiyle mezun olmuştur (Cenik, 2004). Öymen İstanbul Maarif Nezareti tarafından 1918 yılında İsmail Hakkı Tonguç ve Fuat Gündüzalp ile beraber Almanya‟ya gönderilmiştir (Akyüz, 1993). Almanya‟da eğitimini tamamlayan Öymen, Kastamonu Öğretmen Okuluna İlm-i Ahval-i Ruh yani Psikoloji öğretmeni olarak atanmıştır. Aynı okulda Pedagoji dersi de okutmuştur (Çubukçu, 1980).

Öymen, 1921 ve 1922 yıllarında Trabzon‟da “Yeni Mektep” adlı bir dergi çıkartmaya başlamıştır. Samsun‟a İstiklâl Ticaret Okulu müdürü olarak atandıktan sonra da bu dergiyi çıkarmaya devam etmiştir. Toplam 14 sayı olarak çıkan dergiye öğretmenler kadar yöneticiler de ilgi göstermişlerdir. Hatta Mustafa Kemal Atatürk bizzat kendisi özel bir servisle Öymen‟e ulaştırılmak üzere bir kutlama mektubu göndermiş, çabalarının devamını dilemiştir (Çubukçu, 1980).

Öymen üç kez Viyana‟ya gitmiştir. Viyana‟ya ilk olarak (1925) Trabzon Spor‟un ilk resmi kuruluşu olan İdman Ocağı‟nda sakatlanmasından sonra gitmiştir. İkinci kez (1928) ise Viyana‟da çağdaş eğitim akımlarını incelemek amacıyla görevlendirilmesi üzerine gitmiştir. Bu seyahatinin sonunda Mektepçiliğin Kâbesinde adlı eserini yayımlamıştır. Bu eser Viyana eğitimi hakkında ilk eser olması açısından önemlidir. Eser Viyana Pedagoji Enstitüsü kitaplığında da bulunmaktadır. Öymen, Viyana‟dan döndükten sonra İstanbul Öğretmen Okulu meslek dersleri öğretmenliğine atanmış ve aynı zamanda da okulun müdür yardımcılığı görevini yürütmüştür. Bu okulda Öğretim Yöntemi ve Psikoloji derslerini okutmuştur. Öymen, İstanbul‟da bulunduğu dönemde İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü görevlerinde de bulunmuştur. Öymen, İlahiyat Fakültesinde öğretim üyeliği yaptığı yıllarda Viyana‟ya üçüncü kez

(23)

(1962) gitmiş ve bu ziyaretinde Maarif Nezareti üyeleriyle görüşmüştür. Öymen‟in Viyana‟ya bu ziyareti Almanya Federal Hükümetinin davetlisi olarak gittiği dönemde gerçekleşmiştir (Özoğuzlu, 1978; Çubukçu, 1980).

Öymen, eşi ile 1920‟li yılların sonunda öğretmen yetiştirme kursunda tanışmıştır. Bu dönemde Millî Eğitim Bakanlığı‟nın öncelikli konularından birisi de öğretmen açığının kapatılması olmuştur. Bu amaçla ortaokul öğrencileri arasından başarılı olanlar seçilip belirli bir dönem kursa alınmış ve kursu bitirenler “mecburi hizmetli” öğretmen olarak atanmıştır. Bolu‟dan Agâh ile Feride Hanım‟ın kızı Nezaket Agâh da başarılı bulunup İstanbul Öğretmen Okulu‟nda kursa katılmıştır. Kursta hocalık yapan Öymen, Nezaket Agâh hanımı burada tanımış ve 6 Ekim 1930 tarihinde evlenmiştir. Öymen‟in bu evlilikten Altan, Örsan ve Gülden adında üç çocukları olmuştur (Öymen, 2004).

Öymen‟in 1934 yılında İstanbul‟dan sonra Ankara‟ya Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Şube Müdürü olarak tayini çıkmış ve hocalığını Gazi Terbiye Enstitüsü‟nde devam etmiştir. Öymen, ilk tayini çıktığında görevi kabul etmemiş, daha sonra İsmet İnönü‟nün teklifiyle görevi kabul etmiştir. Öymen, Ankara‟da şube müdürlüğü ve hocalık yanında Mektep Müzesi Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. Aynı zamanda birçok dergide yazıları yayınlanmıştır. Bunlar; Ülkü-Halk Evleri Mecmuası (1935), Yeni Kültür (1936) ve Öğretmen (1937) dergileridir (Çubukçu, 1978).

Öymen‟in dergi konusunda göstermiş olduğu başarılar dikkate alınarak Millî Eğitim Bakanlığı tarafından, ilk sayısı18 Şubat 1939 tarihinde yayınlanan İlköğretim Dergisi‟nin yazı işleri müdürlüğü görevine getirilmiştir. Bu derginin amacı; Millî Eğitim Bakanlığı‟nın yapmış olduğu çalışmaları hem öğretmenlere, hem de öğrencilere duyurmaktı. Öymen ve diğer eğitimcilerin yazılarının yer aldığı dergi dönemin eğitimine önemli katkı sağlamıştır (Gündüz, 2000).

1943 yılında Bolu mebusu olarak siyasete atılmıştır. Fakat 1946 yılında seçimi kaybetmiş ve iki sene parti müfettişliği yapmıştır. Parti müfettişliği döneminde doğu illerini dolaşma imkânı bulmuştur. Nihayet ara seçimlerde Bolu mebusu olarak yeniden parlamentoya girmiştir. 1950 yılında yapılan seçimlerde seçilememesi sonucu emekli bir öğretmen olarak partisinin hizmetinde çalışmaya devam etmiştir (Dereköy, 1980).

Cumhuriyetin ilanından sonra eğitimin şekillenmesinde rol oynayan etkenlerden birisi de Millî Eğitim Şûraları‟dır. Hıfzırrahman Raşit Öymen 17-29 Temmuz 1939 tarihinde yapılan 1. Millî Eğitim Şurası‟nda yapmış olduğu konuşmayla dikkatleri üzerine çekmiştir. Özellikle köy okulları hakkında bilgiler vererek bu okulların eğitimin

(24)

önemli yapı taşlarından olduğuna vurgu yapmıştır. Öymen ölümüne kadar yapılan diğer Millî Eğitim Şûralarına da katılmış ve önemli katkılar sağlamıştır (Gündüz, 2000).

Siyasi yaşamının ardından Öymen boş durmamış, değişik gazete ve dergilerde eğitim konusunda yazılar yazmaya başlamıştır. 1954 yılında Eğitim Hareketleri Dergisini çıkarmayı planlar ve bu konuda gerekli olan çalışmalara başlar. 1 Ocak 1955 yılında ilk sayısı yayınlanan derginin, Öymen‟in ölümüne kadar tam olarak 25 yıl yayınlanmaya devam edilmiştir.

Öymen ikinci öğretmenlik hayatına 1961 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi‟nde başlamıştır. 1963 yılında ise Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi‟nden gelen ısrarlar üzerine ders vermeyi kabul etmiştir. İ. Agâh Çubukçu ile yapmış olduğu bir söyleşide Öymen, her iki fakültedeki atamaların kendisinin haberi olmadan yapıldığını, atamaların emir vaki ile gerçekleştiğini ifade etmiştir. Öymen bu fakültelerde Din Psikolojisi, Pedagoji, Pedagoji Tarihi, Genel Öğretim Usulleri ve Türkiye‟nin Eğitim Problemleri konularında on yılı aşan bir süre hocalık yapmış, bu derslerin kaynaklarını da kendisi hazırlamıştır. Yazmış olduğu bu eserler eğitimciler tarafından büyük ilgi görmüş, alanda var olan boşluğu doldurmuştur. İkinci kez yaş haddinden emekli olmasına rağmen her iki fakülteden gelen yoğun istek üzerine birkaç yıl daha görev yapmaya devam etmiştir (Çubukçu, 1980).

Öymen, yurt dışında önemli çalışmalar yapmış bir eğitimcimizdir. 1962 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından Almanya‟daki okulların ve Alman eğitim sisteminin tanıtılması amacıyla Türk heyetiyle birlikte davet edilmiştir. Bu ziyaretinde Almanya Cumhurbaşkanı Lübke tarafından kabul edilmiştir. Bunun yanında bazı Alman ve İngiliz yazarları da eserlerinde Hıfzırrahman Raşit Öymen‟den çağdaş eğitim akımlarının öncü isimlerinden birisi olarak bahsetmişlerdir (Çubukçu, 1980).

Yaşamının son dönemlerinde eğitim alanına yapmış olduğu katkılardan dolayı Türk Eğitim Derneği‟nin Eğitim Hizmet Ödülü‟nü almıştır. Türk Eğitim Derneği Bilim Kurulu, 9 Nisan 1978 tarih ve 18 sayılı toplantısında “eğitimci yetiştirmesi, eğitimin yurttaki gelişmesine katkıları ve yetişen eğitimcilere esin kaynağı olması nedeniyle” 1978 yılı Eğitim Hizmet Ödülü verilmesine karar vermiştir.

Öymen ölümünden kısa bir süre önce, 1978 yılı sonlarına doğru eşi Nezaket Hanımı kaybetmiştir. Yaklaşık 60 yıl birlikte yaşadıktan sonra eşini kaybetmiş olmak Öymen‟i derinden sarsmıştır. Tüm bu üzüntülerine rağmen yaşama sevincini kaybetmemiş ve ömrünün son günlerini Yurt İçinde ve Dışında Eğitim Hareketleri Dergisi‟nin hazırlıklarıyla geçirmiştir (Güçlü, 1980).

(25)

Öymen, geçirmiş olduğu kalp krizi sonucu 7 Mayıs 1979 tarihinde yaşamını yitirmiştir. Öymen‟in mezarı Ankara Asri Mezarlığı‟nda bulunmaktadır.

2.2.2. Eğitimci Kişiliği

Öymen daha çok üç büyük eğitimcinin etkisinde kalmıştır. Bu eğitimciler; İsviçreli J. J. Rousseau (1712-1778), ABD‟li J. Dewey (1859-1952) ve Alman G. Kerschensteiner (1854-1932)‟dır. Tarihin en büyük pedagogu olarak Rousseau‟yu gören Öymen, yeni pedagoglar arasında Dewey ve Kerschensteiner‟i başta görmektedir. Gerek Kerschensteiner ve de gerekse Paulsen‟den çok sayıda çeviriler yapan Öymen, Alman pedagojisini Türkiye‟ye getiren önemli eğitimciler arasında gösterilmektedir (Akyüz, 1987).

Hıfzırrahman Raşit Öymen yurt içinde ise daha çok Baltacıoğlu‟nu dikkate değer bulmaktadır. Baltacıoğlu‟nun Talim ve Terbiyede İnkılâp ve İçtimai Mektep adlı eserlerini “bizde devirlerin en orijinal eserleridir” demektedir (Akyüz, 1987).

Öymen‟in Türk eğitim hayatına kazandırmış olduğu başlıca eserleri şunlardır: 2.2.2.1. Mektepçiliğin Kabesinde (1928): Öymen‟in Viyana dönüşü kaleme almış olduğu eserdir. Eserde Viyana‟da var olan eğitim hareketleri ve okullar incelenmiştir. Öymen‟in bu eseri Millî Eğitim Bakanlığı‟nca takdirname ile ödüllendirilmiştir (Akyüz, 1987). Bu eser Cumhuriyet döneminde yazılan ilk eser olması bakımından önem taşımaktadır. Öymen Viyana‟da bulunduğu yıllarda bazı okulları ziyaret etmiş ve bu okullarda öğretmen öğrenci ilişkileri, eğitim programları vb. konularda gözlemlerde bulunmuş ve çok etkilenmiştir. Yurda döndüğünde burada edindiği izlenimleri “Mektepçiliğin Kabesinde” isimli eserinde yer veren Öymen‟in bu kitabı, öğretmenler tarafından yoğun ilgi gördüğü için birden fazla baskısı yapılmıştır (Gündüz, 2000).

2.2.2.2. Mektep İnzibatında Reform (1929). Öymen bu eserinde disiplin konusuna farklı bir bakış açısı getirmektedir. Geleneksel, katı bir disiplinin yerine öğrencilerde iç disiplinin geliştirilmesinin önemine değinilmiştir. Öymen bu eserinde Avrupa‟da sık olarak tartışılan toplu tedris, iş eğitimi vb. konulara yer verir ve bunların ülkemizde uygulanmasının gereğini anlatır. Ona göre ülkemizde geliştirilecek yeni eğitim sistemi için öncelikle gelişmiş ülkeler olan Almanya, Amerika gibi ülkelerin eğitim sistemleri incelenmeli, onların tecrübelerinden yararlanılmalıdır (Gündüz, 2000). 2.2.2.3. Umumi Öğretim Usulleri: Eser 1939 yılında Maarif Vekilliği tarafından İstanbul‟da basılmıştır. Nihat Adil Erkman ile ortak yazdıkları bu kitap üç

(26)

bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde öğretimde amaç, ikinci bölümde öğretimde konu ve üçüncü bölümde öğretimde yöntem konusu ele alınmıştır. Kitap 189 sayfa olarak yayınlanmıştır.

2.2.2.4. İş Terbiyesi: Eser Booker T. Washington‟un İş Terbiyesi adlı eserinden tercüme edilmiştir. İki bölüm halinde yazılan kitabın birinci ve ikinci cildi 1930 yılında İstanbul Kanaat Kütüphanesi‟nde 124 sayfa olarak yayınlanmıştır. Eserde teori ve uygulamanın birleştirilmesi, ev yönetimi, analık ve kızların eğitimi gibi konulara değinilmiştir. Eser on bölümden oluşmaktadır. Eserde Amerika‟da yaşayan zenci kadınların yaşamlarında örnekler verilmiş ve kadının sadece evde hizmet amaçlı bir insan olarak değil aynı zamanda bir insan olarak da görülmesinin gerekliğine işaret etmektedir. Öymen Türkiye‟de kadınların oluşturdukları kadın teşkilatlarını Washington‟un anlattığı kadın birlikleriyle kıyaslar ve bu konuda eleştirilerini sıralar. Ona göre aydın, inkılâpçı kadın tırnağını uzatan, dudakları boyalı, sinema ve balo kültüründen başka bir şey bilmeyen kadın değildir. Asıl eli öpülecek olan kadın içini süsleyen, vatanı ve evi için çalışan kadındır.

2.2.2.5. Hayat Bilgisinin Resimle Tedrisi: Öymen bu eseri 1931 yılında Richard Rothe‟den çevirmiştir. Dört bölümden oluşan eserde ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış bölümleri bulunmaktadır. İlkbahar kısmında Hayat Bilgisi dersinde yer alan konulara ve öğrencilerin bu konuda yaptıkları resimlere yer verilmiştir. Resimlerde baharın güzellikleri, ilkbaharda görülen değişiklikler anlatılmaya çalışılmıştır. Bu eser o dönemde ilkokullarda okutulan iş ve toplu öğretim derslerine kaynak oluşturması için çevirisi yapılmıştır. Kış kısmında yine kış mevsimi resim ve hikâyelerle anlatılmaya çalışılmıştır. Öymen kış kısmında resmin önemine vurgu yapmaktadır. Öymen kitabın diğer bölümlerinde kendi kültürümüze yönelik olarak bazı değişik hikâyeler eklemiştir. Örneğin Karagöz ve Hacivat ile Nasrettin Hoca hikâyeleri bunlara örnek verilebilir. Kitap Ahmet Halit Kitaphanesinde basılmıştır.

2.2.2.6. Yaşanmış Pedagoji: 1936 yılında basılan kitap H. Scharrelmann‟dan çevirisi yapılmıştır. Eserin 1954 yılında Yaşanmış Pedagoji Yahut Aktif Okul adıyla yeniden baskısı yapılmıştır. Orijinalinden farklı olarak eserin üç bölüm halinde ele alan Öymen‟in bu çevirisinde Scharrelmann‟ın bizzat yaşamış olduğu ders örneklerini, iş uygulamalarına yer vermektedir. Eser 79 sayfadır.

2.3.2.7. İş Esaslarına Uygun Öğretim Usulleri: 1940 yılında Paul Ficker‟den çevirisi yapılan eser Gazi Terbiye Enstitüsü‟nde basılmıştır. Beş ana bölümden oluşan eserde didaktik faaliyet şekillerinin esasları, mevzu işleme şekilleri, hakikatleri bilvasıta

(27)

tanımada iş ve faaliyet, dil ile kavranılan mevzularda faaliyet ve metinlerde faaliyet konularına yer verilmiştir. Eser 160 sayfadır.

2.2.2.8. Demokrasi Esaslarına Göre Vatandaşlık Terbiyesinin Manası: G. Kerschensteiner‟dan çevrisi yapılan eser 1947 yılında 84 sayfa olarak yayınlanmıştır. Eserde bireyin iyi bir vatandaş olarak yetişmesinde eğitimin rolüne dikkat çekilmektedir. Eserde genel olarak vatandaşlık eğitiminin ne anlama geldiği, vatandaşlık eğitiminin amacının ne olduğu ve vatandaşlık eğitiminin nasıl gerçekleştirileceği anlatılmaktadır. Bu eser Öymen tarafından sadeleştirilerek 1972 yılında tekrar yayınlanmıştır.

2.2.2.9. İş Öğretiminin Sosyal Şekilleri: Eser 1953 yılında Paul Ficker‟den çevirisi yapılmıştır. 64 sayfa olarak yayınlanan eserde ele alınan başlıca konular; sınıfın niteliği, okul sınıfı şuurunun psikolojik gelişmesi, toplu sınıf öğretimin önemi, serbest sınıf konuşmalarının niteliği ve öğretmenin rolü üzerinde durmaktadır. Özellikle soru cevap yöntemi üzerinde durulan kitapta, öğretmenlerin uygun zamanda uygun yöntemleri kullanmalarının önemine işaret edilmiştir.

2.2.2.10. Pedagoji Kıraatı: Öymen, 1931 yılında kaleme almış olduğu bu eserinde değişik yazarlardan çevirilere yer vermesinin yanında, kendisine ait makalelere de yer vermiştir. Eserde Kerchensteiner‟den İş mektebi, Ferriere‟den Faal Mektep, Payot‟dan İrade Terbiyesi, Bauer ve İhsan Sungu‟dan Muhtelif Terbiye gibi makalelere yer vermiştir. Öymen bu eserde; eski okulun tek kitap anlayışına karşı çıkmakta, hazırlanan bu kitapla meslek liselerinde okutulan meslek derslerine yardımcı kaynak oluşturmayı amaçlamıştır. Eser 150 sayfadır.

2.2.2.11. Yeni Mektep: 1931 yılında basılan eser, daha çok Öymen‟in dergi ve gazetelerde çıkmış yazıları ile öğretmen okulları ile öğretmenler birliğinde vermiş olduğu konferanslardan oluşmaktadır Öymen bu çalışmasında toplam 14 çalışmasına yer vermiştir. Yedi bölümden oluşan eserde alfabesiz okul, toplu öğretim, öğretimde iş ve doğrudan doğruya etkinlik ilkesi, yeni okulda toplumsal etkinlik şekilleri, yeni okulda kitap eğitimi, yeni okulda resim öğretimin yeri gibi konulara yer verilmiştir.

2.2.2.12. İslam Eğitim Tarihi: Kitap 1974 yılında Mehmet Dağ ile beraber yazılmıştır. Kitabın ön sözünü Hilmi Ziya Ülken yazmıştır. Beş bölümden oluşan kitapta İslam eğitim felsefesi ve kurumları ile ilgili bilgiler, İslam âleminde öne çıkan fikir adamlarının eğitimle ilgili görüşleri, meslek eğitimi, kadın eğitimi, medreseler gibi konular yer almaktadır. Eser 260 sayfadır.

(28)

2.2.2.13. İslam’da Öğretmen ve Öğrenci Meselelerine Dair Geniş Risale: Abul-Hasan‟Ali Al–Kabisi‟ye ait olan bu kitap Öymen‟in Süleyman Ateşle beraber 1966 yılında çevirdikleri eserdir. Konuların soru-cevap biçiminde okuyucuya aktarıldığı eserde itikat psikolojisine ve imanın esaslarına, dönemin ilim adamlarının fikirlerine yer verilmiştir. Eserde ayrıca eğitimle ilgili sorunlara yer verilmiş, günümüzde de önemini koruyan dayağın olumsuz etkileri, kız çocukların eğitimleri ve çocuklara şefkatle yaklaşılması gibi konulara değinilmiştir. Eser 88 sayfadır.

2.2.2.14. Davranış Kurallarının Eğitim ve Öğretimi ve Çocuklara Öğütler: 1979 yılında basılan eser, Ethem İbrahim Paşa‟dan çevirisi yapılmıştır. Eserde 30 ders halinde çocuklara davranış kurallarının öğretilmesi hedeflenmiştir. Eser daha çok nasihat biçiminde anlatılmıştır. Daha çok kendi başından geçen olayları anlatan Ethem İbrahim Paşa, temizlik ve öğrenim konularına özel bir önem vermiştir. Eser 104 sayfadır.

2.2.2.15. İş Mektebinden Ders Misalleri: Öğretmen kitapları serisinden 67 sayfa olarak yayınlanan eser, ilkokul öğretmenlerinin resim dersinde izleyecekleri yolları göstermek ve öğrencileri resim dersine motive etmek için kaleme alınmıştır. Öymen bu eserinde ilkokulun çocuklarının yeteneklerini ve üretkenliklerini ortaya çıkarabileceği bir iş okulu olduğuna vurgu yapmaktadır.

2.2.2.16. Tek Öğretmenli ve Beş Sınıflı Köy Okulları: 1939 yılında 88 sayfa olarak basılan eser, tek öğretmenli ve üç sınıflı köy okullarının beş yıla çıkarılması üzerinde durmaktadır. Öymen bu eserin birinci bölümünü I. Millî Eğitim Şûrasında sunmuştur.

2.2.2.17. Türkiye’nin Ana Eğitim Problemleri: Öymen 60 sayfa olan bu kitabı, 1965 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Pedagoji Fakültesi‟nde öğretim görevlisi olarak çalıştığı yıllarda ders kitabı olarak hazırlamıştır. Eserin 1969 yılında ikinci baskısı yapılmıştır. Üç kısımdan oluşan eserde; vatandaşlık eğitimi ve siyasi eğitim, umumi ilkokul anlayışı ve ilköğretim seferberliği problemi, umumi devlet okulunun gelişimi konularına yer verilmiştir. Eserde millî ve laik karakterdeki eğitime özel bir vurgu yapılmaktadır.

2.2.2.18. Eğitime Giriş: Öymen, 1967 yılında 79 sayfa olarak yayınlanan eserde, Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi ve İlahiyat Fakültelerinde vermiş olduğu derslerin sunularına yer vermiştir. Bu eserde eğitimin tanımı, amacı, öğretmen ve çocuk arasındaki ilişkiler gibi konulara değinilmektedir.

(29)

2.3.2.19. Doğulu ve Batılı Yönü ile Eğitim Tarihi: Ders kitabı olarak hazırlanan bu eser, 1969 yılında basılmıştır. 112 sayfa olarak yayınlanan eserde Mısır, Asur, Sümer, Akad, Hint, Çin ve İran‟dan örnekler vererek doğunun batıya olan etkisini anlatmaya çalışmıştır. Bu çalışmada sadece doğunun değil aynı zamanda batı eğitiminin temellerini teşkil eden Helen, Roma, Hıristiyanlık, Rönesans ve Reform hareketlerine de yer verilmiştir. Bu eserin son bölümünde Rönesans ve Reform dönemi eğitim görüşlerine yer verilmiştir.

2.2.2.20. Türkiye Cumhuriyeti’nin Eğitim Devrimi: Öymen bu eserinde Cumhuriyetin ilk yıllarındaki eğitim politikasını ele almaktadır. Eser 1983 yılında daha önce hazırlanan VIII. Tarih Kongresi‟nin 3. cildinden ayrı basım olarak yayınlanmıştır.

2.2.2.21. Yeni Mektep Dergisi: Öymen, öğretmenlik hayatına başlamasıyla beraber dergicilik hayatına da başlamıştır. Trabzon‟da öğretmenlik yaptığı dönmemde öğretmen arkadaşlarıyla beraber Ekim 1922‟de Yeni Mektep adında bir dergi yayınlamaya başlamışlardır. Derginin temel amacı öğretmen ve öğrencileri eğitimsel gelişmeler konusunda bilgilendirmektir. Derginin asıl sahibi ve kurucusu Hıfzırrahman Raşit Öymen‟dir. Derginin ilk yedi sayısı Trabzon‟da, son yedi sayısı ise Öymen‟in Samsun Ticaret Mektebi Müdürlüğü‟ne tayin edilmesi nedeniyle Samsun‟da çıkarılmıştır. Öymen 1923 yılında ayağından rahatsız olduğu için yurt dışına çıkmak zorunda kalmış ve dergi yayın hayatına son vermiştir (Gündüz, 2000).

2.3. Eğitim Hareketleri Dergisi 2.3.1. Derginin Çıkış Amacı

Hıfzırrahman Raşit Öymen, 1950 yılında milletvekilliği sona erip emekli olduktan sonra vaktini eğitimle ilgili çalışmalarla değişik dergi ve gazetelere yazılar yazarak geçirmiştir. Fakat bir süre sonra Türk eğitim hayatına daha yararlı olmak için bir dergi yayınlamayı planlamıştır (Tuncel, 2006).

Öymen, dergi ile ilgili düşüncelerini yakın arkadaşlarıyla paylaşmış ve onların desteklerini almıştır. Ardından yurt dışındaki eğitim dergilerini de incelemiş ve yayınlayacağı derginin dünyadaki meydana gelen eğitimsel gelişmelere de yer vermesini istemiştir (Gündüz, 2000).

Öymen‟in dergiyi yayınlamak için tek maddi kaynağı, emekli maaşıdır. Kendisi gibi eğitimci olan eşine dergiyi çıkarma fikrini açtığı zaman olumlu bir tepkiyle karşılanmamıştır. Eşinin dergi fikrini hoş bakmaması, ekonomik açıdan kendilerini

(30)

zorlayacak olmasındandır. Fakat daha sonra Öymen‟in eşi dergi çıkarma fikrine alışmış, hatta evin bir bölümünü dergi için hazırlamıştır (Öymen, 1980).

İlk sayısı 1955 yılı Ocak ayında yayınlanan dergi Ankara Yeni Matbaa‟da basılmıştır. Yazışma adresi olarak da Ankara Bahçelievler‟de bir ev adresi verilmiştir. 25 yıl yayın hayatına devam eden dergi yaklaşık olarak 350 bin adet basılmıştır.

Dergide sadece yurt içindeki değil, aynı zamanda yurt dışındaki eğitimsel gelişmeler de yer almış, eğitim alanında görülen gelişmeler konusunda eğitim camiasını bilgilendirmiştir. Nitekim dergi incelendiğinde eğitimle ilgili sorunların bilimin ışığında ele aldığı ve elde edilen sonuçların eğitim camiasıyla paylaşıldığı görülmektedir.

Derginin sahibi ve editörü Hıfzırrahman Raşit Öymen (1955a:2), derginin ilk sayısında Eğitim Hareketleri Dergisi‟nin çıkış amacını şöyle ifade etmektedir:

“Adımızın da hatırlanacağı gibi Eğitim Hareketleri, eğitim alanındaki faaliyetleri takip ederek tanıtmak ve yeni gelişmelerin ruhunu ve manasını belirtmek için çıkıyor.

Türkiye bu sahadaki çalışmalara her devirde katılmıştır. Hayat iradesinin bu tabiî emrini benimserken daha yeniyi ve daha iyiyi özlemiş ve aramıştır. Faka kendine ait olanı bir araya getirememiştir.

Eğitim meselelerini ilmin ve hayatın ışığında aydınlatmak, geniş bir işbirliği çerçevesinde dile gelen ve gelmeyen davaları manalandırmak, meslek efkârı umumiyemizi bu istikamette harekete getirmek, bizim yolumuz olacaktır.

Eğitim işi cemiyette en önemli problemlerden biri olmaya devam ediyor. Hatta dünyanın uğursuzluğunu giderme çareleri ararken -çok defa neticesiz bile kalsa- başta geliyor. Bu yoldaki gayretleri bir araya getirmek için “Birleşik Milletler İdeali” ile milletlerarası bir anlayış birliğine de varılmak isteniyor. Teknik dünyamız mesafeleri ve hudutları çok daraltmış ve kısaltmıştır. Manevi dünya içinse aslında umut ve mesafe fikri içinde hareket, bir mesele sayılmamak gerekir. Buna karşılık manevi

bünyelerin tarih içindeki terakümünü gelecek dünya içinde

değerlendirebilmek daha zor ve daha çok sanat isteyen bir iş olarak görünmektedir. Dergi, emeklerinden ve alakalarından faydalanabileceğimiz arkadaşlarla bir arada, bu maksat uğrunda faydalı olmaya çalışacaktır.

Üniversiteden en ücra köy okuluna varıncaya kadar bu yolda ilmin sesini duyurmasına gençliğimizin ve halkımızın yetişmesine çalışan müesseselerin ve kurumlarımızın faaliyetlerine sahifelerimizi memnunluk

(31)

duyarak açacağız. Ailenin ve okulun birbirine yaklaşarak el birliği ile çalışmalarına yarayabilecek fikirleri yayacak, öğretmenin meslek davalarını ve hayat problemlerini memleket umumi efkârına duyurmayı kendimize iş edineceğiz. Okuyucularımızın ve davalarla alakalı olanların bu uğurda kendilerine düşen muzaheret vaitlerini esirgemediklerini görmek, maksadımızın tek mükâfatı ve başlıca şevk kaynağı olacaktır.”

Ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı‟nın resmi bir yazı ile dergiyi eğitim kurumlarına duyurmaya çalıştığı yine derginin ilk sayısından anlaşılmaktadır. Bu yazıda Maarif Vekili adına 1953 ve 1957 yılları arasında müsteşarlık görevinde bulunan Osman Faruk Verimer‟in yazısı şöyledir (Eğitim Hareketleri Dergisi, 1955d:1):

“ Hıfzırrahman Raşit Öymen tarafından yayınlanmakta olan “Eğitim Hareketleri” adlı derginin birinci sayısı incelenmiş, ilk, orta ve Teknik Öğretmen öğrencileriyle öğretmen yetiştiren müesseselerin öğrencilerine tavsiye edilmesi uygun görülmüştür.

Eğitim Hareketleri aylık meslek dergisi, Posta Kutusu 4528- Ankara- Bahçelievler” adresinden 60 kuruş karşılığında temin edilebilecek olan bu derginin ilgililere duyurulmasını rica ederim.”

2.3.2. Eğitim Hareketleri Dergisi’nin Biçimsel Özellikleri

Derginin kapağı incelendiğinde sayılar arasında bir farklılığın bulunmadığı görülmektedir. Sadece kapakların farklı sayılarda farklı renklerde yer aldığı görülmektedir. Dış kapak renkli olarak verilirken derginin içi siyah beyaz bir baskıya sahiptir. Derginin adı “Eğitim Hareketleri” olarak dış kapağın üst tarafına italik olarak yazılmıştır. Hemen onun üzerine yine italik olarak “Yurt İçinde ve Dışında” ifadesi yer almaktadır. Öymen, derginin hazırlık aşamasında yurt dışında eğitim amaçlı olarak çıkan dergileri incelemiştir. Daha sonra yayınlamaya çalıştığı Eğitim Hareketleri Dergisi‟nde sadece yurt içi değil yurt dışında da meydana gelen eğitimsel hareketleri dergide yer vermeye çalışmıştır. Bu nedenle Eğitim Hareketleri Dergisi‟nin üzerinde daha küçük boyutta ve italik olarak “Yurt İçinde ve Dışında” ifadesinin yer alması anlamlıdır.

Derginin kapağının sağ alt köşesinde derginin tarihi ve sayısı yer almaktadır. Derginin kapaklarının orta kısımlarında ise “Okulun, Ailenin, Toplumun Eğitim Davalarını Savunur Aylık Dergi” biçiminde bir yazı bulunmaktadır. Kapağın iç tarafında ise “Bu Sayıda” başlığı altında o sayıda yayınlanan makalelere ve yazarların

Şekil

Tablo I. Alt Amaçlara Göre Dergide Bulunan Makale Sayıları  Dergide  Yer  Alan  Makalelere  Ait
Tablo  II.  Eğitim  Ayrılan  Kaynak  Bakımından  Türkiye’nin  Diğer  Ülkelerle  Karşılaştırılması
Tablo III. 1956-1960 Yılları Arasında Liselerden Mezun Olan Öğrenci Sayılarının  Yıllara Göre Dağılımı

Referanslar

Benzer Belgeler

Kul ve ark.'nın yaptığı çalışmada ise 23 olgunun anne sütü sod- yum değerleri ölçülmüş ve anne sütü sodyum değeri yüksek (ortalama 77±23 mEq/L) olarak

 Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere, pek çok ülkede temel eğitim olanaklarına sahip olmayan milyonlarca insan bulunmaktadır.  Dünyada 1

Amino asitleri protein sentezi için kullanılanlar ve diğer amaçlar için kullanılanlar olmak üzere iki gruba ayırabiliriz.. Protein sentezi için kullanılanları da

Karar modelinin uygulanması sonucu edinilen ana bulgularda, iş dünyası ve teknik perspektife göre Orta Doğu ülkeleri bulut bilişime geçişe hazırdır, fakat bölgedeki

İki damarda karaciğere porta hepatis’den (karaciğer kapısı, hilum) girer, böylece arteria hepatica ile aortadan gelen oksijenli kan ile vena porta ile sindirim sistemi

Savcılık Necmeddin Sadık Bey dışında, gazetenin diğer sahipleri Kâzım Şinasi ve Ali Naci Beylerle sorumlu müdürü Senih Muammer Bey’e de 8 Mart 1927

Öğretmen Yetiştirme Konusunda Yapılan Çalışmaların Üniversitelere Göre Dağılımı Tablo 3 incelendiğinde, öğretmen yetiştirme konusunda doktora tezi en çok

Araştırma sonunda 1950 ve 1980 yılları arasında Türkiye’de öğret- men yetiştirme alanında İlköğretmen Okullarının, Yüksek Öğretmen Okullarının ve Eğitim