• Sonuç bulunamadı

Başlık: Kranial Kaide açısıYazar(lar):USLU AKÇAM, ÖzgeCilt: 39 Sayı: 3 Sayfa: 149-153 DOI: 10.1501/Dishek_0000000166 Yayın Tarihi: 2012 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Kranial Kaide açısıYazar(lar):USLU AKÇAM, ÖzgeCilt: 39 Sayı: 3 Sayfa: 149-153 DOI: 10.1501/Dishek_0000000166 Yayın Tarihi: 2012 PDF"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KRANøAL KAøDE AÇISI

Cranial Base Angle

Dr. Dt. ÖZGE USLU AKÇAM

ABSTRACT

The craniofacial structural analysis made on lateral cephalometric films used for diagnosis, tre-atment plan and growth estimation in orthodontics for many years. The relationship between one of these metrics, the cranial base angle and the antero-posterior connection between the jaws is an interes-ting issue for dentists, orthodontists, maxillofacial surgeons and plastic surgeons.

Cranial base is the anatomical structure for-ming the base of the cranial dome and divided into two parts including cranial base middle part and cranial fossas. In cephalometric measurements, sel-la point divides cranial base to anterior part up to sutura frontonasalis and posterior part up to anterior edge of the foramen magnum. As measured by ra-diographically for orthodontic diagnostic purposes, the cranial base angle is the angle between basion, sella and nasion points. Cranial base angle is an im-portant reference point for anatomical, embriologi-cal and surgiembriologi-cal aspects. It is important for ortho-dontic aspects as it is the fixed reference structure to assess the growth and development of maxilla and mandible. In addition, changes in the slope of the cranial base affects the relationship between the jaws and it is also important for the occlusion.

Different theories eplaining the relations between cranial base angle and the development of malocclusion have been proposed. The purpose of this review is to examine different views of malocc-lusion and the cranial base angle.

Key words: Cranial base, orthodontics ÖZET

Lateral sefalometrik filmler üzerinde yapÕlan kraniyofasiyal yapÕ analizleri teúhis, tedavi planla-masÕ ve büyüme tahmini amacÕyla ortodontide uzun yÕllardÕr kullanÕlmaktadÕr. Bu ölçümlerden biri olan kranial kaide açÕsÕ ve çenelerin anteroposterior

iliú-kisi arasÕndaki ba÷lantÕ diú hekimleri, ortodontist-ler, maksillofasiyal cerrahlar ve plastik cerrahlar için ilgi çekici bir konudur.

Kranial kaide, kranial kubbenin tabanÕnÕ oluú-turan anatomik bir yapÕdÕr; kranial kaide orta úeridi ve kranial fossalar olmak üzere iki bölüme ayrÕlÕr. Sefalometrik ölçümlerde, sella noktasÕ kranial kai-deyi frontonazal sutura kadar olan ön bölüm ve fo-ramen magnumun anterior kenarÕna kadar olan arka bölümlere ayÕrÕr. Ortodontik teúhis amacÕyla ölçü-len kranial kaide açÕsÕ, bazion, sella ve nazion nok-talarÕ arasÕndaki açÕdÕr. Kranial kaide açÕsÕ anato-mik, embriyolojik ve cerrahi açÕlardan yüze ait önemli bir referans noktasÕdÕr. Ortodontik açÕdan ise maksilla ve mandibulanÕn büyüme ve geliúimi-nin de÷erlendirilmesi için sabit referans yapÕ olarak önem taúÕr. AyrÕca kafa kaidesi e÷imi de÷iúiklikleri çeneler arasÕ iliúkileri etkilemekte ve okluzyon açÕ-sÕndan önem taúÕmaktadÕr.

Kranial kaide açÕsÕ ve malokluzyon geliúimi arasÕndaki iliúkileri açÕklayan de÷iúik teoriler öne sürülmüútür. Bu derlemenin amacÕ malokluzyon ve

kranial kaide açÕsÕ ile ilgili farklÕ görüúleri incele-mektir.

Anahtar kelimeler: Kranial kaide, ortodonti

Kranial Kaide Anatomisi

KafatasÕ hem modüler hem de birleúik ya-pÕdadÕr ve baú/kafa ve yüz olmak üzere 2 bö-lüme ayrÕlabilir. Bu bölümler farklÕ embriyoje-nik kökenleri, farklÕ geliúimleri ve fonksiyonel rolleri nedeniyle kÕsmen ba÷ÕmsÕz olarak bili-nirler (1-4). Kafa kaidesini oluúturan kemikler oksipital kemi÷in baziller kÕsmÕ, sfenoid ve etmoid kemiklerdir. Yüz bölümünü ise nazal,

(2)

maksiller ve mandibuler dento-alveoler yapÕlar oluúturur.

Kalvariumun büyümesi beyinin kendi bü-yümesiyle ba÷lantÕlÕyken, yüz kemiklerinin büyümesi somatik büyümeyi takip eder. Yeni do÷anda kranium, fasiyal bölümün 8-9 katÕ iken; eriúkinde bu oran diferansiyel büyüme ile de÷iúir ve eriúkin yüzü kraniumun % 50’si bo-yutundadÕr. Kranium ile dentofasiyal kemikle-rin kontakt noktalarÕ arasÕndaki alan kranial ka-ide olarak adlandÕrÕlÕr. Büyümekte olan birey-lerde kranial kaide dentofasiyal komplekste meydana gelen de÷iúiklikleri de÷erlendirmeyi sa÷lar (5).

Kranial kaide, kranial kaide orta úeridi ve kranial fossalar olmak üzere iki bölüme ayrÕlÕr. Kranial kaide orta úeridi önden arkaya do÷ru frontal kemikte orbita tavanÕnÕ oluúturan kÕsÕm, etmoid kemi÷in kribriform laminasÕ, sphenoid kemik korpusu, temporal kemik pars petrozasÕ, oksipital kemigin foramen magnum etrafÕndaki kÕsmÕndan oluúur. Ön (nazal kemik-foramen caecum), orta (foramen caecum-sella tursica) ve arka (sella tursica-foramen magnum) olmak üzere 3 bölümde incelenir. Kranial fossalar ise ön, orta ve arka olmak üzere 3 bölüme ayrÕlÕr. Ön kranial fossa tabanÕnÕ frontal kemi÷in orbi-tal laminalarÕ, etmoid kemi÷in kribriform la-minasÕ ve sphenoid kemi÷in küçük kanatlarÕ meydana getirir. Orta kranial fossa tabanÕnÕ sphenoid kemi÷in korpusu ve büyük kanatlarÕ, temporal kemi÷in pars petrozasÕnÕn üst kÕsmÕ oluúturur. Arka kranial fossa tabanÕnÕ ise oksi-pital kemik oluúturmaktadÕr (6,7).

Kranial Kaidenin Prenatal Geliúimi

Kondrokraniumun bu kÕsmÕnÕn tamamen enkondral kemikleúmesi ile meydana gelir. Primordial kÕkÕrdak kütledeki kemikleúme merkezleri kemik adacÕklarÕ úeklinde yayÕlarak birleúir. Primer kÕkÕrda÷Õn kemi÷e dönüúmesi sonunda sinkondrozis adÕ verilen bazÕ kÕkÕrdak artÕklar geriye kalÕr. Sinkondrozis, hiyalin kÕ-kÕrda÷Õn bölündü÷ü ve kemi÷e dönüútü÷ü kar-tilaj ba÷lantÕlardÕr. Bu yapÕlar kranial kaide uzunlu÷unun hÕzla artarak beyinin geliúimine uyumunu sa÷lar. øntraetmoid ve intrasfenoid sinkondrozisler do÷umdan önce kapanÕrken; intraoksipital sinkondrozis 5 yaúÕndan önce kapanÕr. Sfenoetmoidal sinkondrozis 6 yaú ci-varÕnda kapanÕr ve kranial kaidenin anterior

bölümü olan planum sfenoidale hayatÕn erken döneminde stabildir. Bu segment, yüzdeki bü-yüme ve tedavi etkisiyle meydana gelen de÷i-úimlerin incelenmesi için sefalometrik çakÕú-tÕrmada kullanÕlÕr (8). KÕkÕrdak bölümlerdeki büyümenin simetrik olmayabilece÷ini gösteren hipotezler de vardÕr (9).

Kranial Kaidenin Postnatal Büyüme ve Geliúimi

Kafa kaidesi orta úeridinin geliúimi kond-rokraniumdaki sinkondrozisler ile olur. Kranial fossalarÕn büyüme ve geliúimi beyin geliúimi-nin etkisi altÕndadÕr. Orbita içeri÷i ve orbita ta-vanÕnÕn yükselmesi ön kraniyal fossadaki de÷i-úiklikleri etkiler. Orta kraniyal fossalar beyni-nin temporal loplarÕnÕn, arka kraniyel fossa ise serebellumun geliúimi ile çukurlaúÕr.

Kranial Kaidenin Büyüme ve Geliúim AçÕsÕndan Önemi

Maksilla ve mandibulanin büyüme ve ge-liúiminin degerlendirilmesi için sabit referans yapÕ olarak önem taúÕr. AyrÕca kafa kaidesi e÷imi de÷iúiklikleri çeneler arasÕ iliúkileri etki-lemekte ve okluzyon açÕsÕndan önem taúÕmak-tadÕr. Kranial kaidenin kraniofasiyal yapÕyÕ et-kiledi÷i hipotezini düúündürmesinde çok sayÕ-da neden vardÕr. Bu nedenler, kranial kaidesi-nin yüz ve nörokraniumdan daha önce eriúkin boyutuna ulaúmasÕ ve kafatasÕnÕn merkezi ek-seni olmasÕdÕr (2-4,10-17).

Kranial Kaide AçÕsÕ

Kranial kaide, kranial kubbenin tabanÕnÕ oluúturan anatomik yapÕdÕr. Ortodontik teúhis amacÕyla radyografik olarak ölçülen kranial kaide açÕsÕ, bazion-sella ve nazion noktalarÕ arasÕndaki açÕdÕr. Sefalometrik amaçlarla, sella noktasÕ kranial kaideyi frontonazal sutura ka-dar olan ön bölüm ve foramen magnumun an-terior kenarÕna kadar olan arka bölümlere ayÕ-rÕr. øki bölüm arasÕndaki açÕ N-S-Ba açÕsÕ, kra-nial kaide açÕsÕ olarak adlandÕrÕlÕr.

Kranial kaide açÕsÕ göreceli olarak stabil-dir ancak geniú bireysel farklÕlÕklar gösterir. Do÷umda bu açÕ yaklaúÕk olarak 142°’dir, 5 yaúta 130°’e inmektedir. 15 yaúÕna kadar

kra-nial kaide açÕsÕ nispeten stabildir.Longitudinal

(3)

cinsiyette de stabildir, ancak í7° ile +10° ara-sÕnda bireysel de÷iúkenlik gösterir (6).

Kranial Kaide AçÕsÕ ve Malokluzyon øliúkisi

Kranial kaide açÕsÕ ve malokluzyon ara-sÕndaki iliúki birçok araútÕrmacÕ tarafÕndan be-lirlenmiútir. Literatürdeki sefalometrik çalÕú-malar genellikle maksilla ve mandibulanin kranial kaide ile iliúkisini incelemektedir. Maksilla ve mandibula kranial kaidenin farklÕ bölümleri ile ba÷lantÕlÕdÕr, kranial kaidenin bü-yümesindeki varyasyonlar farklÕ mandibular hareketlere neden olur (18).

Kranial kaide açÕsÕ ve malokluzyon ara-sÕndaki korelasyon 20.yy’Õn baúlarÕnda öne sü-rülmüútür ve sefalometrik radyograflar kullanÕ-larak kranial kaide morfolojisi ve çenelerin iliúkisi gösterilmiútir (19,20). Kranial kaide açÕsÕnÕn yüzün anatomik, embiriyolojik ve cer-rahi açÕdan önemli bir referans noktasÕ oldu÷u belirtilmiútir (21).

Kranial tabanÕn arka sÕnÕrÕnÕ ifade etmek amacÕyla artikulare noktasÕ kullanÕlarak kranial taban açÕsÕ ile prognatizm arasÕndaki açÕnÕn sis-tematik olarak SÕnÕf II’den SÕnÕf III bireylere do÷ru azaldÕ÷Õ bir do÷rusal iliúki tanÕmlanmÕú, benzer úekilde, keser okluzyonu temel alÕnarak kranial taban açÕlarÕnÕn SÕnÕf II’den SÕnÕf III malokluzyona do÷ru azaldÕ÷Õ gösterilmiútir

(1,7,22).AyrÕca, bazÕ verilere göre SÕnÕf II’den,

SÕnÕf I’e ve SÕnÕf III malokluzyona do÷ru sis-tematik olarak kranial kaide açÕsÕ (Ba–S–N) azalÕr ve (S–N) ve (S–Ba) ölçümleri kÕsalÕr (23).

Kraniyal kaide açÕsÕnÕn Angle SÕnÕf I ve SÕnÕf II vakalarÕn en iyi belirleyicisi oldu÷u da belirtilmiútir (18). Molar okluzyonuna ve ANB açÕsÕna göre seçilmiú, 10-12 yaúlar arasÕ, 86 bi-reyden oluúan bir çalÕúmada kranial kaide mor-folojisi ve SÕnÕf II malokluzyon arasÕnda iliúki oldu÷u bulunmuútur (21).

Glenoid fossa SÕnÕf II bireylerde SÕnÕf III bireylerden daha posteriorda konumludur, temporomandibuler eklemin ileri konumu ne-deniyle kranial kaide açÕsÕ SÕnÕf III bireylerde azalmÕútÕr (24-26).

Posterior kranial fossa alanÕndaki geliúim-sel problem, iskeletgeliúim-sel SÕnÕf III vakalarda

anormal kranial kaide morfolojisine neden ola-bilir (20,27,28). Sfeno-oksipital sinkondrozis kÕkÕrda÷Õndaki eksik proliferasyon sonucunda kranial kaidenin fizyolojik horizontalizasyonu

tamamlanamaz (25).Kranial taban açÕlanmasÕ

herbir aya÷ÕnÕn varyasyonlarÕna ba÷lÕ olarak de÷iúti÷i için, posterior kranial taban aya÷ÕnÕn yetersiz dorsal oryantasyonunu ileri süren ye-tersiz horizontalizasyon hipotezi, sadece kra-nial tabanÕn e÷iminin artmasÕ ile de÷il aynÕ zamanda posterior kranial tabanÕn belirgin bo-yut ve úekil farklÕlÕklarÕ ve kondillerin anterior deplasmanÕ ile iliúkili olarak desteklenmemek-tedir (25,29). Mandibula ve maksillanin kafaya göre konumuna ilaveten kranial kaide açÕlan-masÕ ve nazion menton hattÕ boyunca remode-ling, SÕnÕf III malokluzyonlarÕn úiddetinin ve fasial profilinin belirlenmesinde büyük bir fak-tördür (28). BazÕ araútÕrÕcÕlara göre ise kranial kaide açÕsÕ ve Angle SÕnÕf I veya SÕnÕf II ma-lokluzyon arasÕnda bir iliúki bulunmamÕútÕr (30). Malokluzyonlarda kranial kaide açÕsÕ ara-sÕnda fark bulamayan araútÕrmalar da mevcut-tur (31-33).

BazÕ araútÕrÕcÕlar SÕnÕf II bireylerin SÕnÕf I bireylerden daha küçük mandibulaya sahip ol-du÷unu, büyük kranial kaide açÕsÕnÕn SÕnÕf II malokluzyonla iliúkili oldu÷unu, ancak küçük açÕnÕn Angle SÕnÕf III’den çok SÕnÕf I ile iliúkili oldu÷unu vurgulamÕútÕr (34). AslÕnda, kranial kaide açÕsÕ malokluzyon belirlemede tek faktör degildir, di÷er faktörler statik çene konumunu ve prognatizmin úiddetini etkileyebilir (35).

Proff ve ark.nÕn 14-24 yaúlar arasÕnda 54 iskeletsel SÕnÕf III ve 54 kontrol bireyde yap-mÕú olduklarÕ çalÕúmada SÕnÕf III bireylerde kranial kaide uzunlu÷unun çesitli lokal dúiklikler nedeniyle azaldÕ÷Õ, kranial kaide

e÷i-minin SÕnÕf III bireylerde daha önemli oldu÷u

bulunmuútur (29).

Ishii ve ark.nÕn yapmÕú olduklarÕ çalÕúma-da, SÕnÕf II divizyon 1 malokluzyona sahip Ja-pon kÕzlarÕn anterior kranial kaide

uzunlu÷u-nun (S-N) daha kÕsa oldu÷u, hafifçe geniú

kra-nial kaide açÕsÕna sahip olduklarÕ bulunmuútur (36).

Wilhelm ve ark., SÕnÕf II ve SÕnÕf I vaka-larda kranial kaide ölçümlerini karúÕlaútÕrdÕkla-rÕ çalÕúmalakarúÕlaútÕrdÕkla-rÕnda kranial kaide büyüme patern-lerinin SÕnÕf I ve SÕnÕf II bireylerde benzer

(4)

ol-du÷u bulunmuú, SÕnÕf II bireylerde daha geniú kranial kaide açÕsÕ görüúü desteklenmemiútir (32).

Bacon ve ark.nÕn yapmÕú olduklarÕ çalÕú-mada ise, SÕnÕf II bireylerde kranial kaide

e÷i-mi olan Ba-S-N açÕsÕnÕn daha geniú oldu÷u,

posterior kranial kaide açÕsÕ olan S-Ba-N açÕsÕ-nÕn daha dar oldu÷u bulunmuútur (21).

Tuncer ve ark.nÕn Angle SÕnÕf I ve SÕnÕf II okluzyona sahip bireylerde orta kranial kaide-nin malokluzyonla iliúkisini inceledikleri ça-lÕúma sonuçlarÕna gore SÕnÕf II bireylerde orta kranial kaide açÕsÕ, efektif uzunlu÷u ve efektif ramus geniúli÷i fazla bulunmuútur. Orta kranial kaide morfolojisinin malokluzyon geliúiminde bir etken olarak düúünülebilece÷i, konunun ge-liúimle de ilgisi oldu÷u sonucuna varÕlmÕútÕr (37).

Sonuç

Literatürde kranial kaide açÕsÕ ve malok-luzyon iliúkisi hakkÕnda karúÕt görüúler vardÕr. Bu konuda güvenilir sonuçlar elde edebilmek için daha ileri çalÕúmalara ihtiyaç vardÕr.

KAYNAKLAR

1. Alves PV, Mazuchelli J, Patel PK, Bo-lognese AM. Cranial base angulation in Brazi-lian patients seeking orthodontic treatment. J Craniofac Surg 2008; 19(2): 334-8.

2. Cheverud Jm. Phenotypic, genetic and environmental integration in the cranium. Evo-lution 1982; 36: 499-516.

3. Cheverud JM. Developmental integra-tion and the evoluintegra-tion of pleiotropy. Am Zool 1996; 36: 44-50.

4. Lieberman DE, Mowbray K, Pearson OM. Basicranial influences on overall cranial shape. J Human Evol 2000; 38: 291-315.

5. Jacobson A, Jacobson RL. Radiograp-hic cephalometry: From basics to video ima-ging. 3rd ed. Philadelphia: WB Saunders Co; 1990.

6. Kerr WJS. A method of superimposing serial lateral cephalometric films for the purpo-se of comparison: a preliminary report. Br J Orthod 1978; 5: 51–3.

7. Hopkin GB, Houston WJB, James GA. The cranial base as an aetiological factor in malocclusion. Angle Orthod 1968; 38: 250–5.

8 Bishara SE. Textbook of Orthodontics. 1st ed. Philadelphia: WB Saunders Co; 2001.

9. Hoye D.A.N. A critical analysis of the growth in length of the cranial base. Birth De-fects 1975; 11: 255-82.

10. Scott JH. The cranial base. Am J Phys Antropol 1958; 16: 319-48.

11. Bastir M, Rosas A. Correlated varia-tion between the lateral basicranium and the face: a geometric morphometric study in diffe-rent human groups. Arch Oral Biol 2006; 51: 814-24.

12. Hofer H. Studien zum Problem des Gestaltwandels des Schädels der Säugetiere, insbesondere der Primaten. I. Die medianen Kruemmundgen des Schädels und ihr Ehrfas-sung nach Landzert. Z Morph Anthropol 1960; 50: 299–316.

13. Moss ML, Young RW. A functional approach to craniology. Am J Phys Anthropol 1960; 18: 281–92.

14. Enlow DH. Facial Growth, 3rd ed. Philadelphia: Saunders; 1990.

15. Ross C, Ravosa MJ. Basicranial flexion, relative brain size, and facial kyphosis in nonhuman primates. Am J Phys Anthropol 1993; 91: 305–24.

16. Ross C, Henneberg M. Basicranial flexion, relative brain size,and facial kyphosis in Homo sapiens and some fossil hominids. Am J Phys Anthropol 1995; 98: 575–93.

17. Lieberman DE. Sphenoid shortening and the evolution of modern human cranial shape. Nature 1998; 393: 158–62.

18. Angle EH. Classification of malocclu-sion. Dent Cosmos 1899; 41: 248–64.

19. Young M. A contribution to the study of the Scottish skull. Trans R Soc Edinb. 1916; 51: 347–453.

20. Bjork A. Cranial base development. Am J Orthod 1955; 41: 198–225.

(5)

21. Bacon W, Eiller V, Hildwein M, et al. The cranial base in subjects with dental and skeletal class II. Eur J Orthod 1992; 14: 224-8.

22. Kerr WJS, Adams CP. Cranial base and jaw relationship. Am J Phys Anthropol 1988; 77: 213–20.

23. Dibbets JMH. Morphological associa-tion between the Angle classes. Eur J Orthod 1996; 18: 111–8.

24. Baccetti T, Antonini A. Glenoid fossa position in different facial types: a cephalomet-ric study. Br J Orthod 1997; 24: 55–9.

25. Singh GD, McNamara JA, Lozanoff S. Finite element analysis of the cranial base in subjects with class III malocclusion. Br J Ort-hod 1997; 24: 103–12.

26. Ellis E, McNamara Jr JA. Compo-nents of adult Class III malocclusion. J Oral Maxillofac Surg 1984; 42: 295–305.

27. Hoyte DAN. The cranial base in nor-mal and abnornor-mal skull growth. Neurosurg Clin North Am 1991; 2: 515–37.

28. Singh GD Morphologic determinants in the etiology of class III malocclusion: a re-view. Clinical Anatomy 1999; 12: 382–405.

29. Proff P Will F, Bokan I, Fanghänel J, Gedrange T.Cranial base features in skeletal Class III patients. Angle Orthod 2008; 78(3): 433-39.

30. Renfroe EW. A study of the facial pat-terns associated with class I, class II division 1, class II division 2 malocclusions. Angle Ort-hod 1948; 18: 12–5.

31. Menezes DM. Comparison of cranio-facial features of English children with Angle class II division 1 and Angle class I occlusions. J Dent 1974; 2: 250–4.

32. Wilhelm BM, Beck FM, Lidral AC, Vig KW. A comparison of cranial base growth in class I and class II skeletal patterns. Am J Orthod Dentofac Orthop 2001; 119: 401–5.

33. Polat OO Kaya B. Changes in cranial base morphology in different malocclusions. Orthod Craniofac Research 2007; 10(4): 216-21.

34. Gilmore WA. Morphology of the adult mandible in class II division 1 malocclusion

and in excellent occlusion. Angle Orthod 1950; 20: 137–46.

35. Dhopatkar A, Bhatia S, Rock P. An investigation Into the Relationship Between theCranial Base Angle and Malocclusion. Ang-le Orthod 2002; 72(5): 456–63.

36. Ishii N, Deguchi T, Hunt N. Craniofa-cial morphology of Japanese girls with Class II Division 1 malocclusion. J Orthod 2001; 28: 211-5.

37. Tuncer BB. Tuncer C, Ulusoy C, Da-rendeliler N. Orta kraniyal kaide ile malokluz-yon arasindaki iliskinin incelenmesi. EU Diú Hek Fak Derg 2008; 29: 93-8.

YazÕúma adresi:

Dr.Dt. ÖZGE USLU AKÇAM

TepebaúÕ A÷Õz ve Diú Sa÷lÕ÷Õ Hastanesi, Keçiören-ANKARA

Tel: 0312 3600007

Referanslar

Benzer Belgeler

Klinik : Ptozis; üst göz kapağının düşmesi, pupillar.. dilatasyon, ventrolaterale

dik, medial sagital plan paralel • Buki üst sınırı verteksin 5 cm üzerinde • Glabella-ektsternal oksipital protuberens hattının ortasına, dış kulak yolunun 2 cm üst ve

tüm sinirler, plexuslar ve ganglionlar ; periferik sinir sistemi yapılarına dahil edilir..  Periferik sinirler 3 ana başlıkta incelenir :

Otuz yıl süreyle resimlerini daha çok özgün baskı sanatı teknikleriyle gerçekleştiren bir kişiye bunun sebebinin veya özgün boyama resimlerini görünce «Siz

toplam hizmet süresi ile genel iş doyumu puanı arasındaki fark bizim çalışmamızı destekler nitelikte iken, aynı çalışmada aile hekimliği sistemi içinde

Türkiye'nin ilk kadın pilotu Sabîha Gökçen, bugün yaşadığı sakin âlemde Atatürk'ün manevî kızı olarak, her şeyi­ ni borçlu olduğu Ata'sının

Karaca Tiyatrosu’nda saat 18.00’de başlayacak gecede Oktay Akbal, Doğan Hızlan, Haşan Pulur, Hilmi Yavuz, Ali Tanyeli, Demirtaş Ceyhun, İlhan Berk, Ahmet

“ Şimdi bu toplum öyle bir yerden kaçmış, Alevi toplumu yani öyle bir yere sığınmış ki, demokrasiye ve insan hakları­ na susamış, ezilmekten, katliamdan