• Sonuç bulunamadı

Başlık: İnsan evriminde okucu kültürü Anadolu'da Dülükiyen Alt Taş Kültüründe keşfedilen en eski Acheuleen devre ait tipik bir okucuYazar(lar):BOSTANCI, EnverSayı: 9 Sayfa: 015-045 DOI: 10.1501/antro_0000000247 Yayın Tarihi: 1975 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: İnsan evriminde okucu kültürü Anadolu'da Dülükiyen Alt Taş Kültüründe keşfedilen en eski Acheuleen devre ait tipik bir okucuYazar(lar):BOSTANCI, EnverSayı: 9 Sayfa: 015-045 DOI: 10.1501/antro_0000000247 Yayın Tarihi: 1975 PDF"

Copied!
31
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İN SA N EV R İM İN D E O K U C U K Ü L T Ü R Ü

ANAD O LUD A D Ü L Ü K lY E N ALT TAŞ K Ü LT Ü R Ü N D E, K EŞFEDİLEN E N ESKİ ACHEULEEN DEVRE A İT TİPİK

B İR O K U Ç U

Profesör Dr. Enver B O S T A N C I Paleoantropoloji Profesörü ve K ü rsü Başkanı D il ve T a r ih -C o ğ ra fy a Fakültesi. A n k a ra Ü niversitesi

Dülük köyü terraslarında yaptığım araştırmaları sıklaştırdım.1 H er araştırmada çok tipik aletler buldum .2 Dülük köyü m ağaraları­ nın büyük bir kısmı, köylüler tarafından depo, samanlık veya ev şeklinde kullanıldığı için kapatılmıştır. Dışarda kaya sığmakarı şeklinde m ağara özelliğine tam uym ayan oturmağa müsait yerlerde yaptığım sondajlar Üst Paleotiğin yani çevrede Üst Taş Devrinin bulunduğunu ortaya koymuş isede, devamlı iskân alanları olmadık­ ları meydana çıkmıştır.

Dülük terraslarında devamlı yerleşme yerlerini tespit ettim. Bu yerlerde yüzlerce el baltası, yongalar bulundu. Terraslar üçüncü zamandan beri aşınarak geniş alanlar oluşmuş ve çakm ak taşı yum ­ ruları m eydana çıkmıştır. T aş devri insanları, düzlükte bulunan arazide üçüncü ve dördüncü zam anda mevcut gölün yam açları sayılan, Dülük terrasları, ilk taş devirlerinden beri Prehistorik insan­ lar tarafından işgal edildiklerini anlıyoruz.

Dülük terrasları zam anla lösslerin biriktiği alanlar olmuştur.3 Demir oksit karışımlı taşlar terraslarda yer yer kalın tabakalar mey­ dana getirmiştir. (2 1-R e sim 18)

1 A n tep merkezine 10 kilometre mesafede bulunan D ülük köyü kalker terraslarıtun eteğine kurulmuştur. D ülük birçok m ağaraların önüne kurulduğu için kalker menşeli olan m ağaraların çoğu kapatılarak kullanılmıştır.

2 ilk defa D ülük çevresinde K ökten’ Ie birlikte 19 4 6 da araştırm alar yapmıştık. Birçok el baltaları o zam an bulundu. D ah a evvel A tasayan , 1 9 3 8 de D ülük’ te araştırm alar y a p ­ mış ve aletler toplam ışlardı. Çiner, 19 5 8 de araştırm a için D ülük’ e uğram ış ve aletler top­ lamıştır. E rg u va n lı E rg an i, A n tep ovasında araştırm alar yapm ış ve el baltaları toplamıştır. 3 Bostancı, 19 7 5 . sayfa, 3 2 1 , Loss lerin denizlerde birikmiş dem ir oksit tortularının zam anım ızda aşm an kalkerlerden yayıldıkları ve birikm e alanlarında toplandıkları m üşa­ hede edilmektedir.

(2)

16 ENVER BOSTANCI

K alker yumrularını, çakmak taşı bloklarını temizleyen köylüler Terrasları ekilir tarla haline getirmiş ve bazı yerlerde de bağ yetiş­ tirmiştir. Bağ kazılıp sürülünce alt tabakalardan her devre ait Paleo­ litik Taş Devri aletleri satha çıkmaktadır.4 H er sene bu işlemler tekrar edilince bir çok çakmak taşından yapılmış aletler alt katlardan satha çıkarılmaktadır. Bu tip yerlerden başka alt yapısı kalker olan ter- rasların bir çok yerleri çok az denebilecek lös tozları ile çakmak taşı yum ruları, yongaları ve el baltaları bulunmaktadır. Üçüncü zaman­ dan beri sathı kalkerlerle düz alanlar meydana getiren terraslarda devri farklı çeşitli A lt Paleolitik aletlerin satıhta bulunduğu da yer yer müşahede edilmiştir.

Dülük terraslarında 1954, 1970, 19 7 1 de bulduğum ve T ürki­ ye’de şimdiye kadar bilinm iyen A lt T aş Devri el baltaları ile binikte Eylül 1978 de -ele geçirdiğim Acheuleen devre ait tipik bir ok ucunu buldum.5 (1 - Resim 1 a) (2 - Resim 1 b) Okucu tekniğini gösteren yine Acheuleen devirde bir yongaya yapıl­ mış okucu da daha basit ve bir yüzlüdür. D iğer taraftan biface yani iki yüzlü ok ucu yapm a özelliğinin A lt T aş Devirde ilk defa Dü- lüküyen A lt T aş Kültüründe m eydana çıkarılması, o devirde ok­ ucu kültürünün mevcut olduğunu göstermektedir.6 Dülükiyen kül­ türünü yapan Alt T aş insanları Avcılık tekniklerinde ilerde olduk­ larını gösteren en güzel delillerdir. Dülükiyen A lt T aş Devrinin üst safhalarına Acheuleen ait okucları, bize Avcılık usûllerinin,

Deynek-4 Bostancı, sayfa, 8 7 - 1 6 2 . D ülükte bulunan bazı el baltaları ile Disk tipte aletler çi­ zilmiş ve bir kısmınmda resimleri konmuştur. Bostancı, 19 7 5 , sayfa 3 1 1 - 3 3 7 . Bu araştırm ada D ülük’ te bulunan çakm ak taşların yaşı incelenmiştir ve bir el baltasında m ülajı bulunan fosil kavkı yolu ile çakm aktaşlarm denizel tortulan oldukları anlaşılmış ve bulunan gosil kovkılar tektik edilerek devirleri tespit edilmiştir. (Bostancı, 19 7 5 , sayfa, 3 2 0 - 3 2 1 ) .

5 Bostancı, 19 6 2 , Sayfa, 8 7 - 1 6 2 . Bostancı, 19 7 5 , sayfa, 3 1 1 - 3 3 7 .

6 A n ad o lu ’da T a ş D evirlerinde okuclarında görülen varyasyon lar çoktur. Biface okucu tipik teknik özellikleri ile A lt T a ş D ülükiyen kültürünün üst safhasına aittir. B u saf­ hanın Acheuleenne denen devirdir. Y o n g a la ra yapılm ış ve alt yüzü n dip kısmını inceltme T a ş Tekniklerinde trodisyonlarm devam ı iyi bilinm ektedir tekniği beldibinde K em eri- yen Ü st Paleolitikte çıktı.

Bostancı, 19 59 , sayfa, 1 7 5 , Şekil 6.

Y o n gan ın üst uç kısmı retuş yapılm ış ve yonganın d ip kısmı bir yon ga çıkartnaıak inceltilmiş teknik özelliğin yab ru d M ağarasın d a bulunan P ra -A u riq n a c ia n ’da m eydana çıkmıştır. R ust, 19 50 , T a b lo 3 4 , Şekil 1 - 4 . D ülük örneği Biface Acheuleen devre aittir ve M ıkokien baltacıklarını hatırlatm aktadır.

(3)

İN SA N EVRİM İNDE OKUCU KÜ LTÜ R Ü 17

lere yerleştirilen çakmak taşından okuçları ile de yapıldığını ilk defa Dülük terraslarında oturdukları alanlarında bulunan aletler ispat etmiştir. ( 1 - 2 1 , Resim 1- 18 )

D ü lü k ü yen A lt T a ş D e v r i B iface S a p lı T ip ik B ir O k u çu Dülük köyü arka tarafından bağ alanına ait terras I V de bulu­ nan okucu sarı renkte olan çakmak taşından yapılmıştır. Okucu Acheuleen tekniktedir ve iki yüzlüdür, yanı biface tiptedir. Okucu olarak tarif edilecek olan aletin uç kısmı sivritilmiştir, bir üçken şeklinde geriye doğru geniştir ve sonra dip kısmına doğru daraltılmış, kenarlarından yongalar kopatılarak işlenmiştir. ( 1- 2 Resim 1 a, 1 b)

Okucun dip kısmı düz ve geniştir. Okucu önde bir üçgen arka tarafta bir trapez şeklindedir. İki geometrik şekil mükemmel bir bifas okucunu m eydana getirmiştir. Okucu önde üçgen şeklindeki alanda bifastır. Okucu arka tarafta alttan koparılan bir derin yanga ile inceltilmiş V e deynek veya zıpkın şeklinde olan sopanın ucuna uyabilecek bir forma uydurulmuştur. Hakiki bir okucu tekniğine sahip olan bu alet ne O rta T aş D evri üçgen uçlarına ve nede Üst Paleolitik ok uçlarına benzemektedir.7 Okucu küçük mikro bir A - cheuleen veya Mikokiyen veya Mausterien baltasına benzemektedir. Teknik ve morfoloji Acheuleen okucu olduğunu açıkça göstermekte­ dir. Acheuleen el baltaları ile aynı oturulmuş kulübe alanlarında bulunan bu okuçları, Dülükte A lt T aş D evri adam larının alet yap ­ makta ne kadar büyük üstünlük sağladıklarım müşahede ettim. Dülükiyen avcıları, çevrede gölün kalıntısı denebilecek büyük kay­ nakta mevcut balık türlerini o zamanki gölde bu zıpkınlarla avla­ makta idiler. ( 1 - 2 - 3 - 4 ; Resim 1 a, 1 b ; Şekil 1 c, 1 d)

Dülükte 1978 Eylül ayında yaptığım araştırmada bulduğum Okucunun uzunluğu 78 mm., genişliği 5 1 mm., kalınlığı 19 mm dir. Uç kısmının kalınlığı 6 mm ve arka kısmının kalınlığı ise 5 mm. dir.

7 Bostancı, 19 59 . sayfa, 1 7 5 . Kem eriyen Ü st Paleolitik okuçları arasında form bakı­ m ından orta kısmında öne doğru üçgen ve dip tarafına doğru ise D ülükiyen tipte olduğu gibi trapez tipte olduğu m üşhade edilmektedir. Bu u ç ta form kısmen benzemekle beraber, okuçu bir kalın lâm a yapıldığını biliyorum . H albu ki D ülükiyen okucu bir blok çakm ak taşına yapılmıştır. T e k Önemli benzerlik dipte alt yüzde K em erin ucun yan d an vurularak D ülükiyen u çta olduğu gibi yon ga kopartılarak inceltilme tekniğinde tradisyonun d evam ettiğini göstermesindedir. Iradisyonlarm devam lılığı arada uzun zam an geçmiş olmasına ra ğ ­ men ortaya çıkması atasal tekniklerin biogenetik özelliğinin tekrar görünmesi demektir. Y a n i, teknikler zam an farkına rağm en genetik faktörlerin devam lılığına delalet eder. Şu halde tradisyonlar kalıtsaldır ve zam an zam an ortam a göre m eydana çıkarlar.

(4)

18 ENVER BOSTANCI

Okucu iki yüzdende rctuş edilerek kenarlar keskin yüzler haline getirilmiştir. Acheuleen devirde bu teknik çok iyi bir şekilde el bal­ talarına tatbik edilmiştir. Okucu üst yüzde orta kısmına doğru ka­ lındır ve yongacıklar daha büyük satıhlar bıraktığı için düz ve az pürüzlü bir yüz elde edilmiştir. A lt yüzde daha düz olan bir satıh kenarlardan işlenerek delici özelliğinde bir ok ucu yapılmıştır. A lt yüzün arka kısmı yandan vurm ak suretiyle çıkartılan yonga geriye meyilli ve sopaya uyabilecek bir düz satıh meydana getirilmiştir. Derince çıkarılan yonga sathı 48 mm uzunlukta ve 46 mm geniş­ liktedir. Okucunun arka üst yüzünün sol tarafında retuş müşahede edilmektedir. ( 1 - 2 ; Resim 1 a, 1 b)

Dülükiyen kültürünün acheuleen seviyesine ait okucu Türkiye’de bulunan ilk ve en tipik olanıdır. Bu çakmak taşından yapılmış alet büyük bir ustalıkla elde edildiğini göstermektedir. Morfoloji ve teknik yapısı okucu olduğunu gösterebilecek niteliktedir. Böyle bir okucu A vrupa Acheuleen kültürleri arasında neşredilmediği gibi müze­ lerde de benzerine tesadüf edemedim. Şimdiye kadar Alt Taş D evir­ lerine ait kültürler arasında ilk defa rastlanan bu tip bir okucuna, O r­ ta veya Ü st Paleolitik, Neolitik kültürde benzerlerine rastlıyamadım8. Dülükiyen Acheuleen yongasına yapılmış bir basit okucu daha bu­ lunmuştur. Okucu tekniklerinin A lt T aş Devrinde tatbik edildiğini gösteren ikinci delildir. Acheuleen devir okucları diğer devirlerde bilinenlerden büyük ve hacimlidirler. (7-R esim 4)

D Ü L Ü K İ Y E N A L T T A Ş D E V R İ A C H E U L E E N Y O N G A S IN A Y A P IL A N O K U C U

Dülük terras I V de Acheuleen el baktaları ile birlikte bulunan bir yongaya yapılmış okucunun uzunluğu 58 mm genişliği 41 mm ve kalınlığı 12 mm dir. Y on ga bir acheuleen yongasıdır. E l balta­ larında görülen renkteki çakmak taşından yapılmıştır. Yonganın 8 Kem eriyen Ü st Paleolitik Kültürlerinde uç kısmı biface denebilecek şekilde hazır- lanmış sap kısmı inceltilmiş bir okucu bulundu. F o rm bakım ından beş kenarlı olan her iki uçta benzerlik vard ır fakat Ü st Paleolitik u ç küçüktür ve dip kısmında kenar bürünü de yapılm ıştır. Biface okuclarm a, mikro tipine Beldbian I de de tesadüf edilmiştir. Teknik ve retuş yon ga koparm a usûllerinde büyük ayrılıklar m üşahede edilmektedir. Belbaşien mezo- lotik kültüründe de beş kenarlı form bakım ından benzer okuçları bulundu. B unlar d ah a ziyade m ukayese edilebilen mikro tiplere girerler. K em erien okuçlarm dan bir çoklan ııeşre- dilmemiştir.

(5)

İN SA N EVRİMİNDE OKUCU KÜ LTÜRÜ 19

vurma yüzü meyillidir. M eyilli yonga vurm a yüzü ile diğer kenar­ daki yüz ortada bir uç yapmaktadır. Uç yeteri kadar sivri olmamak­ la beraber, etkili bir biçimde üst yüzden iki taraftan retuş yapılarak sivritilmiştir. Okucunun yapıldığı yonganın ortasına yakın yerde bir tarafta üçgen şekli meydana gelecek şekilde işlenmiştir. Üste bütün kenarlarda müs ter iyen tipte retuş vardır. Yonganın arka tara­ fında geriye doğru daralan kenarlar, 1,5 cm genişliğinde olan meyilli bir kenarla birleşir ve bir trapez şeklinde geometrik bir formdadır. A rka kenar birinci okucunda düz idi. Halbuki bunda biraz meyllide olsa benzer bir tekniğin tatbik edildiği müşahede edilmektedir. Bi- fas okucu beş kenarlıdır. Y on ga üzerine yapılmış olan acheuleen devir okucuda beş kenarlıdır9. Şekil bakımında bir benzerlik görül­ mektedir. İkisi arasında şekil benzerliğine rağmen birisinin bir yüzlü, birisininde iki yüzlü oldukları görülür. Yonga okucu yapılması daha kolay ve teknik güçlüğü daha az olan bir tiptir. Y on ga Dülükiyen okucu üsten bakıldığında okucu diye kullanıldığını kolaylıkla fark- etmek mümkündür. (5 Resim 2; 7-R esim 4I

D Ü L Ü K İY E N A C H E U L E E N D E V İR S A P L I O K U C U İ L E B E L D İB İY E N Ü S T T A Ş K E M E R İ Y E N Ç A Ğ I S A P L I O K U Ç

L A R I A R A S IN D A G Ö R Ü L E N T E K N İ K B E N Z E R L İ K L E R Dülük Acheuleen okucu biface tipte olup sap kısmıda yandan büyük bir yonga kaldırılarak inceltilmiş ve spear-point dedikleri ok­ ucu tipine çevrilmiştir. Yonga çıkarmak suretiyle okucunda iki fark'ı tarafta özellikler değişik tipte oluyor. Ok ucunun uc kısmı biface, dip kısmı ise yonga sathı tipinde sopalara yerleşecek bir biçim almaktadır. Prehistorik adam lar avcılık için büyük okucları imal etmekte idiler. Bu tip okucları form bakımından A lt Taş D ev­ rinden O rta Doğuda Suriye’de Yabrud m ağarasında Pra-A urig-9 O k u çları arasında beş kenarlı olm a özelliği tipik ok ucu y ap m a tekniğine girer. Bu özellik okucur.da iki belirli şekil m eydana getirmektedir. O kucu önde kanat köşelerine kadar olan kısımla bir üçgen m eydana getirir. K a n at köşelerinden geriye doğru düz birer bat az g'-:niş olan kaide kenarı ile birleşir. K a n a t uçları ile birleşen hat taban kenan ile basan paralel ve bazan aksine paralel olm ayan kenarlar m eydan a getirir. Böylece okucunun arka kısmında y a iki kenarı eşit trapez yah u t dört kenarı eşit olm ayan biryam uk, yah u t trapez m eydana gelir. Bu tekniklerin A lt T a ş Devrinden Neolitiğe kadar devam ettiğim A n a ­ dolu’da müşahede ediyoruz.

(6)

20 ENVER BOSTANCI

nacianda10 ve Anadolu’da Levallaiso-M austerian ve Üst Paleolitik Beldibian’da görülmektedir.11

O kuclarm da form bakımından, teknik ve morfoloji ve metrik ölçüler bakımından evrim geçirdiği bir gerçektir. Dülükte bulunan okuclarmda form ve sap hazırlam ada benzerlik görülmüştür. Özel bir teknik müşahede edilmiştir. Sağdan veya soldan vurulan çekiç, okucunun sap kısmının, alt yüzünde inceleme tekniği, A lt Taş Devrinde, Praaurignacian12 yongalarında ve Üst Taş Devri K em e­ rinde görülmüştür. Bu teknik çok uzun bir devre O rta Doğu’ da T aş Kültürlerinde müşahede edilmiştir. Hacmi, teknik farklarına rağmen form beraberliğide A lt Taş Devrinden Neolitiğe kadar bu uzun süre içinde mülahaza edildiğini gösteren misaller bulunmuş­ tur.13

B İT M E M İŞ , D Ü L Ü K İ Y E N B İF A C E A C H E U L E E N O K U C U Diilük köyü sırtlarında IV . terrastaki Ahm et’in bağm da açıkta ku- lube hayatı yaşayan A lt Taş Devrinin İnsanlarının Acheuleen safhasına ait okucları arasında bitmemiş bir okucu mikro elbaltası mikok tipinde terkedilmiştir. Mikok tipte el baltası 96 mm dir. Bu küçük baltanın genişliği 54 mm, derinliği 34 mm dir. A lt yüzde biface yüzünün iş­ lendiği alanın uzunluğu 4.7 mm dir. Biface elbaltasmın üst yüzün işlenmiş alanı 56 mm dir. Bir Acheuleen okucu büyüklüğünde ol­ duğu müşagede edilen baltacığm alt yüzünde dip kısmı bir plat­

10 R ust, 19 50 , T a b lo 3 4 , Şekil, 1 - 4 .

1 1 Bostancı,1968 sayfa 19-45, Bostancı, 1959 sayfa. 129 178, 1 2 Bostancı, I9595sayfa, 1 7 5 , T a b lo , X I I , nu m ara 6.

1 3 O k ucu teknikleri A lt T a ş D evrinden Neolitiğe kadar farklı olm akla beraber ben­ zer taraflarında vardır. A lt T a ş D evrinde A n ad o lu ’ da basit yon galara okucu yap ıldığı gibi bu usûller O rta T a ş Levalloiso-M au sterien, M austerien, kültürlerinde geçmiştir. Y o n g a ­ lara okucu form larda alet yap m a tekniği A lt O rta, Ü st A u riq naçien kültürlerine intikal etmiştir. A y n ı tekniklerin M ezolitic ve A n a d o lu Neolitiğine kadar çakmaktaşı ve obsiedi- yenlere yap ılan iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz kenarlı okucları m evcuttur. Afrika Neolitiğinde iki kenarlıdan onbir kenarlıya kadar olan ok uçları tiplerine rastlanmış­ tır. A lim en, 19 5 7 , sayfa, 46, T ab lo I I I , T a b lo I V , sayfa 4 7 , sayfa, 6 2, 6 5 ,6 7, tablo, I V , sayfa. 96, 10 2 , T ab lo , V I I , V I I I , sayfa, 1 1 4 , 1 1 6 , 1 5 2 , 1 5 4 ,1 6 2 ,1 6 5 , T ab lo , I X , X .

Balout, 19 5 5 , sayfa, 13 7 , 13 8 , 306. A terien ok uçları örnekleri çok tipiktir. Bordes, F . 1 9 6 1 , sayfa Flanche 4 3 . N o ı - I I , 44, N o , 1 - 1 7 , 49, N o . 6 ; 8 4 N o , 5, 6.

(7)

İN SA N EVRİMİNDE OKUCU KÜLTÜRÜ 21

form şeklinde düz bırakılmıştır14. Düz alan 47 mm uzunluğundadır, Okucu yapm ak için bir baltacığm dip kısmı geriye meyilli sopaya girme alanı olarak bırakılmıştır. Mikro baltacığm üst yüzünün dip alanı ortada 45 mm lik bir yer dokunulmadan terkedilmiştir. Dip kısmı işlenmiş olsaydı o devrin güzel bir okucu olacaktı. Biface ok- uclarm a her devirde tesadüf edilir, fakat Acheuleen devirde yapı­ lanlarda devrin teknikleri ve büyüklükleri dikkati çekmektedir. U ç kısmı iki yüzden çok mükemmel bir tarzda işlenmiş olan bit­ memiş ok ucu tipik bir örnektir. Türkiye’de bu tip ok uçla­ rına henüz tesadüf edilmemiştir. Mikrokien, Müsterien kültürlerinde ve Acheuleen kültürlerde bu tip bitmemiş ok ucu M ikro bifaslara tesadüf edilmektedir. (5-R esim 2)

D Ü L Ü K İ Y E N A C H E U L E E N K Ü L T Ü R Ü N D E M İ K R O B İF A C E B A L T A C IK L A R O K U C U E N D Ü S T R İ L E R İ

Dülükiyen A lt T aş Devri Biface Mikro baltacıkıarı okucu en­ düstrilerinin kalıntıları olduklarını teknik morfolojik bakımından mükemmel yapılmış örnekleri bulununca bu endüstirinin yapıcı­ larının hangi anlam da ne için çalıştıkları ve aletler bıraktıkları or­ taya çıktı. Dülükiyen Alt T aş Devrinin Üst seviyelerinde çok rast­ lanan okucu çalışmalarının kalıntıları çoktur. Dülük bu endüst- tirilerin en güzel örneklerini veren bir yerleşme alanıdır. (20-R esim 17)

Dülükte 1978 Eylül ayında yaptığım araştırmalar esnasında birçok tipik el baltası bulundu. Bunların arasında M ikro tipte ka­ lanları incelendiğinde bazılarının okucu yapm ak için hazırlandık­ ları müşahede edilir. Mikro Biface'lar sivri uçlu yapılm aktadırlar. Mikro biface bir okucu bir tarafı derin olm ıyan yongacıklar çıkar­ tılarak tamamlanmış. Üst yüzü ise dip taraftan kaba ve kalın işlen­ meden terkedilmiştir. Bu M ikro Biface iki yüzlü baltacık iki yüzdende uç kısmı iyi bir işçilikle inceltilmiştir ve sivrilitlmiştir. Okucu tipin- dedir, kullanılmadan terkedilmiştir. Okucu endüstrisi T ürkiye’de

14 D ip kısmında bazan bir tarafta bazan. iki tarafta biface babacıkların, okucu olduk­ larına kaniyim . Bu tipte teknikler kullanan A lt T a ş D evrini yaşayan insanların K o n go (Katango) da G . M ortelm aus tarafından yaşadıkları ve okucu yaptıkları tespit edilmiştir. Biface babacıkların diş kısmının incebilm esi sopalara yerleştirme tekniğine uygunluğundan ileri geldiğini müşehede ediyoruz. Bu tipte terkedilmiş mikro babacıklara Dülükiven sevi­ yelerinde de bulunm aktadır. Alim en 19 5 7 . sayfa, 24 7.

(8)

22 ENVER BOSTANCI

A lt Taş Devrinde düşünülmüş ve tatbik edilmiş, kalıntıları, örnekleri de ilk defa tipik teknikleri ile ortaya çıkarılmıştır. Okucu teknik­ leri bu insanların dil yapılarından anlaşıldığı gibi, düşünüldüğü ka­ dar basit iptidai olmadıklarını akıllı insan olduklarını göstermektedir. İN S A N E V R İM İN D E O K U C U K Ü L T Ü R Ü , T A Ş D E V R İN D E

O K U C U A N A N E S İ

İnsan ilk defa dik yürümeğe başladığı Homo Paleoantropus (Hadarensis) devrinden itibaren kullandığı çakıl taşlarının ve etkili diğer ağaç, kemik kalıntılarının görevlerini daha müessir bir duruma sokmak için çakıl taşların uçlarını kesici bir forma, ağaçları ve kemik­ leri delici özellikte olmalarım düşündü, bu gerçeği tahakkuk ettir­ mek için çakmak taşından basit yongalar yaparak ağaçlardan yap­ tıkları sopaları daha etkili duruma getirmek için uçlarına yerleştire­ rek canlıları öldürmeyi denediler. Bu ilk keşifleri, avcılık alanında okucu yapm ağa ve kullanm ağa onları zorladı.

A lt Taş Devrinde yongalara yapılan üçgen tipteki okuclarından sonra, yongalara basit saplı okuçları yaptılar. Bunlardan bazı örnek­ leri Dülük A lt Taş Kültürleri arasında buldum. Avcılık başarı­ ları ilerleyince biface okuçları yaptılar. En güzel, en tipik, en sağlam okucu yapan Dülükiyen A lt Taş Devri Avcıları biface okucu teknik­ lerini geliştirerek Acheuleen Devirde ucun iki yüzü üçgen tipte ucu sivri olan beş kenarlı çok mükemmel bir alet yapm ayı başardılar. İnsan Evrim inde Paleoanthropo-Okucu-Kültürüne değişmesi alt Pa­ leolitik devirde büyük bir revilüsyondıır. ¡Şekil 3,4, Resim 1,2). Anadoluda bilinen bu tipik Okucu dört yüzbin sene önceye aittir.

Okucu evrim geçirerek şeklini O rta T aş Devrinde üçgen yonga okuclarma ve beş kenarlı bir yüzlü okuclarma terketmişlir. Üst Paleolitikte bir yüzü işlenmiş yonga veya lâm okuclarma değişmiştir. Anadolu’da Orta Taş D evrrnde Aterien tip kültür henüz bulun­ madığından saplı üçgen okuçları da çıkmadı. Dülük Alt Taş D evri’nde saplı basit yongalara okucu yaptıklarını biliyorum. Fakat, Aterien tipi okurlarının yapıldığı kültürün bulunacağına işaret sayılmalıdır.

Üst Paleolitikte Kem erien’de biface beş kenarlı okucu ile omuzlu okuçları, saplı lâm okuçları Kemerien, Adıyam anien. Pıoto-Sloutreen ve Üst Paleolitik Beldibien, Belbaşiyen kültürlerinde çok çeşitli tipler yanında biface saplı yedi kenarlı örneklerine de tesadüf edilmiştir. Anadolu Neolitiğinde biface, kenarlı ok uçları tipik bir değişme gösterir.

(9)

İNSAN EVRİMİNDE OKUCU K Ü LTÜ R Ü 23

D Ü L Ü K Î Y E N A L T T A Ş D E V R E A İ T İ K İ F A R K L I T İP A C H E U L E E N O K U C U

Dülük’ te terras I V Mehmedin bağı Acheuleen devire ait kulü­ belerin kurulduğu Paleolitik yerleşme yeridir. Dülükiyen Alt Taş Devri, A vrupa, Afrika ve Asyanın Acheuleen devrine tesadüf eden insanlar tarafından istilâ edilmiş ve terras açık yerleşme yeri olarak kullanılmıştır. Burada insanların yaşadığı zaman bu gün ova diye bilinen düzlüklerde Quaterner gölü vardı ve göl avcılığının yapıldığı bir yerdi. Halen ovada faal büyük su kaynağı pınar vardır.

Terras I V Mehmed’in bağında bulunan yonga dört kenarlı bir o- kucu 9 Eylül ı g j ı de bulundu. Tipik olan okucu 54 mm uzunluğunda 38 mm genişliğinde, 14 mm kalınlıkta olup, sol kenarı düz ve sağda iki kenarlı uç ile sağ dip kenar hattı bir dar üçgen meydana getirmek­ tedir. Üçgenin dar açı arkasından sol kenara çizilen hat önde bir üçgen ve sap kısmında ise bir yamuk meydana getirmektedir. Oku- cunda üç kenar işlenmiş vurm a yüzü sadedir. Okucu dip kesiminden bir yonga çıkartılmış ve sopalara yerleşebilecek incelikte bir satıh mey­ dana gelmiştir. Alt yüzü kenarlarında çok az retuş vardır. (8-Resim 5) Terras IV Mehmed'in bağında bulunan bir yongaya yapılmış Acheuleen okucu beş kenarlı olup, 96 mm uzunlukta, 54 mm geniş­ likte ve 22 mm kalınlıktadır. Yonga önde en geniş yeri ile bir üçgen meydana getirir. Dip kısmına doğru daralan bir yamuk biçiminde­ dir. Y on ga koyu ve açık kahverengindedir. Uç kısmı iki taraftan mü­ kemmel retuş edilmiş ve etkili olabilecek şekilde sivritilmiştir. Y on ga­ nın alt yüzünün uç kısmında sağdan sola vurulup çıkartılan ve sağ, dipkısmında vurm a yüzünün yarısı inceltilmek maksadı ile kopa­ rılmış ve diğer yarısı ise, sade zedelenmemiş bir vurma yüzü muhafaza edilmiştir. Okucu çakmak taşından yapılmıştır ve iyi biçimlendiril­ miştir. ( 1 1 -R esim 8)

Ö Z E T V E N E T İC E

Dülük A lt T aş D evri yerleşmeleri ile tanınmış bir lokalitedir. Dülük Çakıltaşı, alt Taş, O rta, Taş, Üst Taş ve Mezolitik, N eoli­ tik kültürleri yapan insanların yaşamış olduğu bir önemli Taş Çağı yerleşme yeridir. (17 -18 -19 --2 0 -2 1 Resim 14, 15, 16, 17, 18)

(10)

24 ENVER BOSTANCI

Dülükiyen I A lt Taş D evıi’nin Acheuleen seviyesine ait uç tipik bir okucudur. Okucu iki yüzlüdür. Önde uc kısmı iki taraf­ tan retuşludur. Okucunun arkada alt tarafında özel bir teknikle yandan vurularak inceltilmiş ve sopalara intibak edebilecek ince­ likte bırakılmıştır. Üst kısmı retuşlenerek şekillendirilmiştir. T ürkiye’­ de ilk defa bir A lt T aş Devri Acheuleen devirde yapılmış okucu bu­ lunmuştur. Bu çok tipik okucu A lt T aş Devri adamlarının avcılıkla ilgilendiklerini gösteren önemli bir alettir.

Okucu A lt T aş Devirlerinde keşfedilip im al edildiğine göre bu insanların tahmin edilenden daha ileri bir zeka seviyesinde olduklarını göstermiştir.

Dülükiyen kültürü insanıarı konuşabiliyor ve kelimeleri de he­ celi olup, lisanları da hayli ilerde gruplardı. Dülük’te dokuz binden üç milyon sene eski devirlere ait kültürler vardır. Taş Çağı krono­ lojisi terraslarda kulübe hayatı yaşayan yerleşme yerlerine bulunan kültürlere göre yapılmıştır. M ağara dolgu tabakalarında kültür kronolojisini verebilecek bir yer vardır ve henüz kazıları bitmemiş­ tir. Esasen derinlere kadar inilmeden, kazı terkedildi. Dülük’ te iki kaya sığm ağı kazıldı açık yerlerde tespit edilen A lt T aş Devri iskânına tesadüf edilmemiştir. ( 1 7 - 1 8 - 1 9 , Resim 14, 15, 16)

Dülük terras I V de bir yonga ve bir bitmemiş ok ucu bulundu ve mikok balta okucu yapılm ak için haz’rlanmış olduğunu gösteren bir örnek bulunmuştur. (5-R esim 2) 16 -R esim 13)

Dü^ük A 't Taş Devri Dülükiyen kültürlerini yapan insanların Anatomik, Morfolojik ve Biometrik yapılarının avcılık usullerini yürütmek için mükemmel olduğunu, yaptıkları okuçlarmdan da anlam ak mümkündür. Okuçlarmın büyüklükleri kullandıkları sopala­ rın uzun ve ağır olduklarını açıkça göstermektedir. 1 - 1 6 ; Resim 1 - 1 3

Okuçları yerleştirilmiş sopaların iyi bir biçimde kullanılması, mükemmel fiziki yapıyı, mekanik kabiliyeti icap ettirmektedir. Ok ucu büyüklüklerinden anladığım a göre vücul yapıları muntazam ve kuvvetli insanlar olduklarını bize göstermektedir. Dülükiyen Alt Taş Devrin fosil insanları, Anatomik yapı bakımından çok iptidai idi. H ayatlarını avcılıkla geçirmekte idiler. 1 - 1 6 ; Resim 1 - 1 3

Beyin kapasiteleri, Orta Pleistosen adam larında, konuşmağa, kelime yapm ağa ve seslendirmeğe yetecek yapıda olduğunu çözdüğüm

(11)

İNSAN EVRİM İNDE OKUCU KÜLTÜRÜ

lisanlarından anladım. Yukarıda elde ettiğim neticelerin doğruluğunu ispat eden okucu teknikleri, kültür kademelerinin ilerde olduğunu göstermiştir. Acheuleen biface okuçlu sopalan öküzlerin önden be­ yinlerine atıyorlardı. Bu teknik avcılar1 n çok cesur olduklarına işaret sayılır.

A lt T aş Devri insanları avlarını yakaladıksan sonra, üzerine odun parçaları koyup ateşliyorlardı. H ayvan piştikten sonra parça­ lar çıkartılarak yeniyordu. Dülükien Alt T aş D evri dillerine ait el­ liden fazla kelime çözüldü. A v kelimesinin karşılığı da (Akini) idi. Bu kelime Dülük Acheulen kültürünü yapanlara aittir. Dil evriminde Acheuleen devir önemli bir safhadır.

Dülükiyen A lt T aş Kültürünü terkeden İnsanlar beyaz insan­ lardı ve toplu yaşam ayı bilen, konuşabilen, sosyal yapı ve kültür teknikleri daha önce düşündüğümden ileri guruplar olduklarına inandım.

Bugünki ovada bulunan ve şimdi kurumuş alan dördüncü za­ man gölünde balık ve çevrede yaşıyan keçi, öküz, m anda, kuş, yılan fil, arslan avlıyorlardı ve Dülük bölgesine kal-si-ta-nan diyor­ lardı. Kurdukları kulubelere kal-sin-ta-ta, kurucularına da kal-sin - ta-nin-tan-ta deniyordu ve hayvanların etinede Ti-ri-ko ismi verili­ yordu.

(12)

PA L A E O A N T H R O PO -SPE A R -C U L T U R E ÎN H U M A N E V O L U T IO N

ONE TÎPİCÎAL SPEAR P O ÎN T İN DÜLÜKİYEN CULTURE OF ACUEULEEN PER ÎO D

T h e chaip m an and Professor o f the Paleoanthropology o f the faculty o f letters in the U niversity of A n kara

Low er Paleolithic in Dülük is a terras ocupation. I have collec­ ted hundereds o f hand axes, flakes, pebbel tools, from different huts sides on the terras IV , near Dülük village. It is a side that, stone Age man have had huts in Variaus places where hand axes, pabbel tools were collected. In this localite spear points are belong lower Paleolithic Acheuleen level which I have colled Dülükiyen culture. Terras number I V has thic loss deposites in red coller with Dülükien lower paleolitihic . ultures. ( 1 - 1 6 Resim 1 - 13 ) ( 1 7 - 2 1 Resim 14 -18 ) Dülükiyen lower paleolithic cultures have interesting hand axes, With tipicial tools. Spear points with tanged, flakes and biface small micokien type axes had prepered as a spear points. See pictures number I to 13. A tipical spear point had been made from yellowish flint has been discovered in 1978 of September while I had my recearches in Dülük Terras IV . It is fist time I have disca- vered, a biface tipical sepear point belong Acheuleen period o f Dü­ lükiyen lower Paleolithic. Biface small arrow head tecnicly Acheuleen have been faund among the acheuleen hand axes. Biface spear point shaped o f a triangle on the tip and other h alf o f it is a trapezoit form and straking platform prepered thin to fit to steaks. On the lower surface o f the spear point on the straking platform had been taking o f a big flak to make thin surface o f the beface spear point. This tecnic have been seen in Kem erien upper paleolitic Cultur of Beldibi rock chelter. Tradition is present from lawer to the upper paleolithic in Anatolia. 2 Picture 1 b

The spear points in Dülükiyen Cultures tecnicly wery well done and they are balong to Acheuleen period. This feet has

(13)

shown-İNSAN EVRİMİNDE OK UCU KÜLTÜRÜ 27

us *hai hunting was very developed art and hunters they were clever people to make tools for hunting. Hunters o f Dülükiyen Acheu leen people they did know haw to build up thair huts and they did have artuculete words in their lauguages and words for their tools.

The cuJtur they had made, showed us that they were devolop wight race and adwans stage o f the evolutinory period, with the lauge- ges and social activities. Dülükien Lower Paleolithic man physicaly was wery well build up peaples and they were ablle to make spear points to hunt their Animals.

Dülükien Acheuleen period languages were devolope artu- culate language and I have a word had been used for huntin it is colled Akini (A-ki~ni),ll of these wards have shown us that lower paleolithic hunters in Dülük they were socialy more adwans, than I have thongt before. The Dülük Terraces were on the Side of aQu- aternary lake now it is dried up. The population o f Dülükiyen C ul­ ture, they were Animal and fisth hunters and they did had used their spear points in the hunting. ( 1- 2 Picture 1 a, 1 b)

In this period goat, ox, Bufola, birds, snake, Alephant, lion had been hunted and Dülük site had been colled K al-si-ta -n a n and all these animals had their names in their language. The name o f their huts was K a l-sin -ta -ta and whose mad the Huts colled K a l- sin -ta-n in -tan -ta. ( 17 - 2 1 Pictures 14 -18 )

Dülükien people had their hunting traditions and they did know1 fire to cook animals Always hunted animals had to be cook with their skin and the hunters according to their castoms they had meat ones in a day and they had a word for meat Tiriko (T i-ri-ko ).

Paleoanthropo-spear points cultürel chenges of lawer palealit- hic is a revolution in human evolution.

BİBLİYOGRAFYA

A lim en , H . 1957, The Prehistory o f Africa, sayfa, 1-438. B alout, L. 1955, Prehistoric de l’ Afrique du nord, sayfa 1-544. B o rd es, F. Typologie du Paléolithique Ancien et Mayen, Nemore I. B o sta n cı, E. 1959, Researches on the Mediterranean Coast o f Anatalia, A

New Palaeolithic site at Beldibi near Antalya. Anatolia, sayfa, 129 -17 8 . B o sta n cı, E. 1961, Güney Doğu Anadolu Araştırmaları Dülük ve Kar­

(14)

Atıato-28 ENVER BOSTANCI

lia The Chellean and Acheuleerı industry o f Dülük and Kartal in Anatolia, V I. 8 7 -16 2 .

B o sta n cı, E . 1962, Belbaşı kaya sığmağında bulunan Üst Paleolitik ve

M ezolitik endüstri. Belbaşı kültürü, A N ew Upper Paleolithic and M e­ solithic Facies at Belbaşı rocshelter on the Mediterranean coast o f Ana­ tolia. The Belbaşı industry. Belleten, vol, X X V I . PP. 232-292. B o sta n c ı, E , 1968. Mağaracık çevresinde yapılan ıg 6 6 y a z mevsimi kazıla­

rı ve yeni buluntular. Antropoloji Sayı 3. Sayfa 19-45. T ablo ı- V I I I . B o sta n cı, E . 1968. Beldibi, Belbaşı Mezolitiği ve diğer M ezolitik bulun­

tularla olan münasebeti. The mesolithic o f Beldibi and Belbaşı and the relations with the ather findings in Anatolia' A nkara Üniversitesi D il ve T arih -C oğrafya Fakültesi Antropoloji Dergisi V ol, 3. Sayı, 3, sayfa, 5 5 -14 7 .

B o sta n cı, E . 1969, A researches an the Proto-Solutreen and Adıyamanien

Cultures surranding o f Adıyaman. Antropoloji Sayı 5. Sayfa 45-82. B o sta n cı, E . 1973. The Geological Age o f the flin t in Anatolia and the

hand axe Belonging lower Paleolithce o f Dülükiyen Culture with A lamellibranchiata Mollusques from the neogene Period. Anadolu’da çakmak taşının jeololik yaşı ve Güney Doğu Anadolu’da Güziantep y a ­ kınında Dülük köyü vadisinde bir yüzünde Neogene yaçta chlamsysp kavkı mülazı bulunan A lt Paleolitik Dülükiyen Devre ait elbaltası üze­ rinde bir tetkik. Antropoloji, 7, 3 11 - 3 3 7 .

B o stan cı, E- 1978, İnsan evriminde Büyük Değişmeler. Anadolu’da Taş

Çağı Devirlerinde İnsan Türlerinin Kültürlerinin ve Dillerinin Evrimi Üzerinde yeni Keşifler. Antropoloji, 8. sayfa, 14 7 -19 0 .

B o sta n cı, E . 1978, İnsan Evreminde Büyük Değişmeler. Beldibiyen M ezo­

litik Taş Çağı Kültüründe Rakam Evrimi. Antropoloji, 8, sayfa,

13 3 -14 6 .

B rezillon , M .N . 1968, La Denomination Des objects de pierre Taillee.

Materiaux Pour un vocabulaire des prehıstoriens de lanque Francaise. IV . Supplement a Gallia Prehistorien Contre National de la Reche­ rche scientifque. Iditions du centre national de la Recherche scieantifique

15 , quai A natole-France-Paris V I I sayfa 1 - 4 1 1 .

R u st, A. 1950, Die Hohlenfunde van Jabrud. Syrien. Tatel, 34, ( 1-15 4 ) (Tatel 1-10 9 ).

(15)

İN SA N EVRİM İNDE OK UC U KÜLTÜ R Ü 29

R E S İ M V E Ş E K İ L L E R İ N İ Z A H I

1 - R esim la , D ülükiyen A lt T a ş D evri A cheuleen devre ait bir okucu. O kucu açık kahve­ renginde çakm ak taşından yapılm ıştır. Ach euleen teknikle işlenmiştir. T ü rk iye ’de bilinen en eski ve tipik bir okucu olarak güzel bir örnektir. Biface olan okucu beş kenarlıdır.

2 - R esim 2 b , Dülükiyen A lt T a ş D evri Ach euleen D evre ait çakm ak taşından yapılm ış olan okucu, alt yüzden görülm ektedir. O kucu ön kısmında bifacedir.

3 - Şekil ı b - D ülükiyen A lt T a ş D evri A cheullen okucunun üstten çizilmiş şekli. 4 - Şekil ı c - D ü'ükiyen A lt T a ş D evri A cheuleen okucunun alttan çizilmiş şekli. 5 - R esim 2 , D ülükiyen A cheuleen m ikro baltacık okucu yap m ak için dip kısmı koparıl­

mış fakat bitirilmeden terkedilmiştir. 6 - R esim 3 , Dülükiyen Acheuleen yon ga okucu. 7 - Resim 4 , Dülükiyen A cheuleen yon ga okucu. 8- R e sim s, Dülükiyen Acheuleen saplı yon ga okucu. 9 - Resim 6, D lükiyen Acheuleen saplı yon ga okucu

Acheuleen de saplı okucu yap m a tekniği çok basitti. Sop alara bağlam a alanı olarak yapılm akta idi. Y o n g a okuclarının d ah a birçok çeşitleri vard ır. İlk defa saplı u çların A lt T a ş D evrine ait örnekleri D ülük’ te keşfedilmiştir. B u n lar O rta T a ş, Ü st T a ş D evri örnek­ lerinden farklıdır.

1 0 - R esim 7 - D ört kenarlı yon ga okucu. Sap lı okucu yap ılm a tekniğinin yeni geliştiğini ve fakat dah a eski bir anane olduğunu biliyoruz. A cheulleen devir.

1 1 - R esim 8 - Ü ç kenarlı yon ga okucu, A cheulleen devre ait.

1 2 - R esim 9 - Beş kenarlı hazırlanmış yon ga A ch euyleen devir saplı okucu. 1 3 - R esim 1 0 - Sekiz kenarlı hazırlanm ış yon ga Acheulleen devir saplı okucu. 1 4 - R esim 1 1 - A ltı kenarlı hazırlanm ış yon ga Acheulleen d evir saplı okucu. 1 5 - Resim 1 2 - A lt kenarlı hazırlanm ış yon ga Acheulleen devir saplı okucu.

1 6 - R esim 1 3 - Beş kenarlı hazırlanm ış Biface iki yüzlü m ikok tipi küçük baltacığm bitmemiş bir Acheulleen okucu olduğu tespit edilmiştir.

1 7 - Resim 1 4 - D ülük köyü kenarında bulunan kaya sığm akları ve sondaj y ap ılan yeri gös­ termektedir. Sondaj çukuru kenarında işçi m ağara yüksekliği hakkında fikir vermekte­ dir. K a y a sığm akları derin dolgu tabakaları ile örtülüdür.Ö nde kazı başkanı Prof. D r. E n v e r Bostancı’nm oturduğu yer düz öne doğru meyilli. H elvetiyen kalkerlerinin vad iye doğru m eyilli durum u m üşahede edilmektedir.

1 8 - Resim 1 5 - D ülük köyü kaya sığm ağında yap ılan sondaj çalışmasını göstermektedir. Son­ daj çukuru önünde kazı heyetinden Paleoantropoloji kürsüsü asistanı Berna A lp a g u t görülmektedir. B u çukurda klasik devirlerle Ü st Paleolitik devre ait çakm aktaşı aletler çıkmıştır.

1 9 - R esim 1 6 - D ülük köyünün karşı tarafında istasyona yakın bulunan büyük m ağara. S a ğ kenarında iki m etre derinliğinde bir sondaj çukuru açılmıştır. M a ğ a ra 8 4 metre uzunluğunda 2 4 metre yüksekliğinde ve 12 metre derinliğindedir. Y a lm z Ü st Pole- olitik L â m K ü ltürü ile ilgili az m iktarda aletler bulundu. M a ğ a ra önünde D ülükiyen el baltası yon ga kültürlerine ait örnekler toplanmıştır.

2 0 - R esim 1 7 - D ülük köyünün genel görünüşü. D ülük köyü G aziantep’ in merkezine 12 K m . mesafededir. T re n yolu istasyonu köy kenarında va d i içindedir. D ülük, b a ğ la n ile

(16)

ENVER BOSTANCI

meşhur bir yerdir. Klasik devirlere ait m ağara ve kalıntılar mevcuttur. M ağaraların ve kaya sığınaklarının bulunduğu sahalar görülmektedir.

Resim 1 8 - D ülük T erras I V . seviyesinde görülen üçüncü zam an H elvatien kalkerleri yağm urlarla aşınmış ve çevrede löslerin biriktiği alanları çevreleyen oluşuklar görül­ mektedir. A ğ a çlı yeşil alanlar bağlardır. Bağlar içinde A lt Paleolitik yerleşme yerleri m evcuttur. O kuçlan birinci bağda bulunm uş olup burası “ Ahm edin B ağı” ismi ile anılmaktadır.

(17)

İN SA N EVRİMİNDE OK UCU K Ü LTÜRÜ 31

Explannation o f the pictures and fiqurs.

i - Picture a - Sp ear point fram D ülükien A ch eulean Period oldest spear point hsa been dis- caved in D ülük T e rra ce I V . Spear point is light brow n in color and acheulean spear point is biface and very tipical one has been faund up to now. Picture is sam e size o f spear paint

a - Picture i b - Dülükien A rro w head from lower surface. T h is picture shows one tecnick had been aplied to the spear head. Picture is sam e size o f spear point

3 - F ig . i b - D ülükiyen acheulean spear point has been drown from abave.

4- Fif. i c - D ülükiyen acheuleen spear point has been d ro w from low er surface. 5 - Picture 2 - Dülükiyen acheuleen m icro -h an d axe. T h is mikokiene type hand axe had

been prepere for a spear point the belaw o f the biface hand axe has been prepeared but left it unfinished.

6 - Picture 3 - D lükien acheuleen period flake spear point. 7 - Picture 4 - D lükien acheuleen period flake spear point. 8 - Picture 5 - D ülükien aheuleen period fiake spear point.

9 - Picture 6 - Dülükien acheuleen p erio dflake with spear point. T an ge d olways were m ade to tie to the tteah m ore eoslty T h is is firsst time it has been diconered spear point with tang in lower Paleolithic in Anatolia. These type o f spear points are teenicly different then M idd le and U p p e r Pabolitic spear points.

1 0 - Picture 7 - Flake spear point with tanged. Sp ear point are older than Acheuleen period. T h is flake point has been preparead as a spear-point.

1 1 - Picture 8 - A ch eu lean period spear-point has been m ade on a flake.

1 2 - Picture g - Ach eullean period spear-point has been m ade on an a flak e with a tang. 1 3 - Picture 1 0 - A ch eullean period spear-point has been m ade on a flake w ith a not very

well developed tang.

14- Picture 1 1 - Ach eullean period sp ear-p o int has been m ade on a flake w ith a tang. 1 5 - Picture 1 2 - A ch eullaan period, spear-point has been m ade on a flake w ith tang. 1 6 - Picture 1 3 - Unfinished biface spear point mikok type sm all hand axe.

1 7 - Picture 1 4 - Rockshelters o f the D ülük village and the picture show the work in the shelter. T h e front o f the rock shelter this deposites are belong to Classical periods and only few U p p e r Palaelotihic tools has been discervered. Fro n t o f the sondaj Prof. D r. E n v e r Bostancı is sitting on the fla t H elvetien Lim estones, inclanation o f the limestones tuwards the valley.

1 8 - Picture 1 5 - Picture 15th . shows the excavation o f the D ülük village rockshelter. Fron t o f the sondaj Asistant D r. Berna A lp a g u t stands. In this excavation Classiccal levels have been yielded objects and very few U p p e r Palaeolithic tools h ave been collected. 1 9 - Picture 1 6 - B ig cave front o f the D ülük village ra ilw a y station. I n this cave I have ex­ cavated two meters deep trench and still classical periods Levels have left this cave excavation for another year. C a v e is 8 4 meters in length and 2 4 meters in high, 12 meters in deep and 3 3 meters deposites have to be dig.

2 0 - Picture 1 7 - T h e general view o f D ülük village. D ülük village is about 1 2km . center o f G aziantep, R a ilw a y croses in the m iddle o f the D ü lü c valley. D ülük village is a fam ­ ous place with is winyards. T h ere are ceves h ave been used in Classical Periods and picture 1 7 shows the rock shelters and caves in the area.

2 1 - Picture 1 8 - Picture 18 shows T e rra s I V and w inyards on it. T h e limestones o f the ter­ races were w ear with the rains and the places where winyards are covered b y O uater- naire losses. T w o places with are paleolithic setlements and I have found Acheullean spear poin in the w inyard it is called “ A h m et’in bağı” .

(18)

I - R e t i r a I * i - P i c t u r e i a

2 - R a i m 2 b 2 - P i c t u r c 2 b

(19)

5 - Rc*im a 5 - P ıc f u rc i

(20)

54 ENVER BOSTANCI

6 - Resim 3 6- Pttiurc 3

(21)

• - Retim i

î - Picture

8 - R e s im 5 S - P ıc tu rc $

(22)

9 - R ttJm 6 9 - Picture 6

x o - R e s i m 7 i o - P i c u r e 7

(23)

i i - Rc%im S 1 1 - Picture •

(24)

12 - R c u r o 9

12 - P K t u r c * ENVER BOSTANCI

(25)

I J- Rrûın iv

1 3 - Picture ir»

: i- Rf^im 1 1

(26)

1 5 - K o l m ı2

ı î - P i c tu r e ı2

|6 - Kctirn 15 10 - Picture l j

(27)

İNSAN EVRİM İND E O K U C U ROL-TORO 41 ♦ ı 11 -i ı

(28)

FNVER BOSTANCI 1 8 - R cs S m ty

(29)
(30)
(31)

Referanslar

Benzer Belgeler

128 Faculty of Mathematics and Physics, Charles University in Prague, Praha, Czech Republic 129 State Research Center Institute for High Energy Physics, Protvino, Russia 130

25 Physics Department, Brookhaven National Laboratory, Upton NY, United States of America 26 (a) National Institute of Physics and Nuclear Engineering, Bucharest; (b) National

Rol çatışması da yine 0.01 anlamlılık seviyesinde iş tatmini ile negatif yönlü bir korelasyon içindedir (r= -0.411), ancak performans ile 0.1 anlamlılık seviyesinde

Aynı bir kullanan çok- anlamlı bir terimi kullanırken, çok-anlamlılığın farkına varmışsa, bu terimin her geçişinde ilişkin olduğu kuralı( hiç olmazsa örtük bir

Bu hadisenin fert kadın veya kadınlık zümresi bakımın­ dan nasıl sonuçlar doğuracağı üzerinde uzun uzun düşünmeyi gerek­ tirdiği gibi cemiyet bütününün hayatı

Kültepe kazılarında bulunan ve son yıllarda arka arkaya yayınlanan līmum listeleri sayesinde, öteden beri tartışma konusu olan Asur Ticaret Kolonileri devrinin kronolojisi

Bu çalışmada, Yozgat ili Yerköy ilçesinde beş dekar alana sahip jeotermal ısıtmalı topraksız ortamda domates yetiştiriciliği yapılan sera işletmesinin uygulanabilirliği

Because of failure of the westernized African managers to identify and take advantage of the 'growth- positive' cultural values of their society for effective management practices