• Sonuç bulunamadı

İslam Sanatının İlk Şaheseri Kubbetü's-Sahra: Tarihi Arka Planı, Tasviri, estorasyonlan ve Kitabeler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İslam Sanatının İlk Şaheseri Kubbetü's-Sahra: Tarihi Arka Planı, Tasviri, estorasyonlan ve Kitabeler"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ve KİTABELERİ

MUAMMER GÜL* Ö z

Mabedler, antik şehirlerden modem şehirlere gelinceye kadar, şehirlerde merkezi bir role sahip olmuşlardır. Öyle ki bazı şehirler adeta mabetlerle özdeşleşmiştir. Bu tür şehirlerin başında Kudüs gelmektedir. Kudüs, üç semavi dinin kutsal merkezi olmasından dolayı, bu üç dinin en güzel mabedlerine sahip olmuştur. Bunlar Yahudilerin Süleyman Mabed’i, Hıristiyanların Kutsal Mezar Kilisesi ve Müslümanların Kubbetü’s-Sahra’sidir.

Bu çalışmada Kubbetü’s-Sahra’nın yeri, inşasının sebebleri, bir caminin fonksiyonlarına sahip olup olmadığı üzerinde duruldu. Kubbetü’s-Sahra’nın inşasında, Emevi dönemi iç politikası çerçevesinde, Abdullah b. Zübeyr ile Emeviler arasındaki hilafet mücadelesine vurgu yapılmıştır. Aynca Ortaçağ kaynaklanndaki tasviri ile geçirdiği restorasyonlar ve buna bağlı olarak kitabeleri üzerinde durulmuştur.

Anahtar kelimeler: Kudüs, Mabed, Kubbetü’s-Sahra, Abdulmelik, Kur’an.

ABSTRACT

THE FIRST MASTERPIECE OF THE ISLAMIC ART, KUBBAT AL-SAKHRA: ITS HISTORICAL BACKGROUND, EXPLANATION, RESTRORATIONS

AND INSCRIPTIONS

Temples, played a central role in transition from ancient cities to modem cities. For instance some cities identifıed themself with temples. Jarusalem played a leading role among other cities. Jarusalem holds the most attractive temples because of being the holly çenter for the tree heavenly religion. These temples are Solomon Temple of the Jews, The Church of The Holy Sepulchre of the Christians, The Kubbat al-Sakhra of the Muslims.

This study discuses the location of the Kubbat al-Sakhra, the reasons for which it was built, whether it has any functions related to a mosque. During the construction of Kubbet al-Sahkra, vvithin the interior policy of Emevids period, a Calipper strugle existed between Abdullah b. Zubeyr and Emavies is also discussed. İn addition, description of Kubbat al-Sahkra based on the Middle Age sources, İts restoations done and inscriptions are explained.

Key words: Jerusalem, Temple, Kubbat al-Sakhra, Abdulmalik, Koran.

(2)

I. GİRİŞ

İlkçağlardan itibaren insanoğlunun yerleşim alanları kurarak ilk şehirleşme evresini başlatmasından itibaren kurulan şehirlerin en önemli unsurlarından biri mabed olmuştur.1 Öyle ki, İlk ve Ortaçağlarda hangi kültür ve coğrafyada olursa olsun, mabedler, şehirlerde gerek fizikî manada gerekse manevî manada merkezî bir role sahip olmuşlardır.

İslam medeniyeti de bu manada, ister İslam dininin öngördüğü yolda olsun, isterse doğduğu coğrafyada devraldığı mirastan olsun, mabedi şehrin merkezine yerleştirmiştir.2 Kur’an temelde şehirleşmeyi teşvik ederken ve överken,3 Mekke şehrindeki Kabe çok öncelerden dinî manada merkezî bir role de sahip idi. İslamiyet Arap Yarımadası’ndan çıktıktan sonra Mısır, Filistin ve Suriye gibi köklü bir şehirleşme geleneğine sahip bölgelerde yayıldığı zaman da şehirlerin merkezinde ihtişamlı mabedlerle karşılaştı.4 Aşağıda zikredeceğimiz gibi Mukaddesî’nin bu konuda aktardığı anekdot oldukça dikkate değerdir.5 Sıradan bir şehirde merkezi bir role sahip olan mabedler dinî niteliği ağır basan ve adeta dinlerle özdeşleşmiş şehirlerde çok daha büyük bir önem arz ederler. Bu türden şehirlerin başında ise, Musevîlik, Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi üç semavî dinin kutsal olarak kabul ettiği ve adeta üç kez kutsal olan Kudüs şehri gelmektedir.6

Mısır’dan Filistin’e göç eden İsrail oğullan, Firavunların ihtişamlı abide­ leri karşısında Hz. Süleyman döneminde Süleyman Mabedi’ ni diktiler. Hıris­ tiyanlığın Roma İmparatorluğu tarafından serbest bırakılması ve daha sonra da devletin resmî dini haline getirilmesi ile Hıristiyanlar, kendi inançlarına göre Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği yerde, Kutsal Mezar Kilisesi’ni inşa ettiler. Ku­ düs’ün Hz. Ömer tarafından fethinden kısa bir süre sonra ise, Emeviler tara­ fından evvelkileri gölgede bırakacak olan Kubbetü’s-Sahra ve Mescid-i Aksa inşa edildi. Kubbetü’s-Sahra, kim tarafından, hangi şartlarda, niçin inşa edildi? Bu çalışmamızda bu soruların cevaplarını bulmaya çalışacağız.

1 Kürşat Demirci, “Antik Şehircilikte Dini Sembolizm”, İzlenim, 1995, S. 22, s.54-5. 2 İslam şehri konusundaki tartışmalar için bakz: Walter J. Fischet, “The City in İslam”, Middle

Eastem Affairs, Vol. VII. No:6-7, 1956; İslam Şehri, Editör:R.B. Seıjeant, Ağaç Yayıncılık,

İstanbul 1992; Muammer Gül, “İslam Şehrinin Doğuşu”, Balıkesir Üniv. Sosyal Bilimler Dergisi, C.4, S.6, Aralık 2001, s. 78-87.

3 Kur’an : Tevbe, 90, 97, 99, 101, 120.

4 E rnest D iez, “The M osaics o f the Dom e o f the R ock at Jeru salem ” , A rts Islam ica, Vol. 1, Part 2, U niversty o f M ichigan Press, 1934, s. 235.

5 El-Mukaddesî, Ahsen al-Tekasim fi M a’rifetü’l - Akalim, Editit: M.J. de Goeje, Editio Secunda, Leyden 1906, s. 159.

6 Kudüs’ün üç semavî dinin kutsal kitapları ve geleneklerindeki yeri için bakz. Muammer Gül, XI.-

XIII. Yüzyıllarda Kudüs, Fırat Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Elazığ

(3)

Hz. M uhammed dönem inden Em evîlerin ilk yıllarına kadar M üslüm anlar fethettikleri yerlerde ya kiliselerin bir bölüm ünü ibadet için kullanm ışlar ya da oldukça sade cam iler yapm ışlardır. Bu çerçevede Hz. Ömer, K udüs’ü teslim aldığında Harem -i Ş erif’i tem izleterek orada sade yapılı bir cami yaptırm ıştır.7 İlk nesil M üslüm anlar, Peygam ber’in M edine’deki cam isinin sadeliğine alışkındı ve iptidaî bir şekilde tahtadan yapılm ış olan bu cami, 670’de Fransız seyyah A rculf’un tasvir ettiği gibi, M uaviye zam anında ibadete açıktı.8 Ancak Suriye ve F ilistin ’in ihtişam lı kiliseleri ikinci nesil üzerinde birtakım etkiler yapm ış olm alıdır. Bunun sonucu olarak VII. yy. sonlarında ve VIII. yy. başlarından itibaren Suriye ve F ilistin ’de başlam ak üzere İslam m im arisinin şaheserleri inşa edilm eye başlanm ıştır. Bunların başında da K udüs’te Halife A bdülm elik (685-705) tarafından 687-691 yılları arasında inşa edilm iş olan K ubbetü’s-Sahra gelm ektedir.9

K ubbetü’s-Sahra, Harem -i Şerif (Haram Alanı) üzerindeki p lat­ formun çevrelediği alanın üzerinde Kutsal K aya’yı (Hacer-i M uallak) içi­ ne alacak şekilde inşa edilm iştir. Uzun zaman K ubbetü’s-S ahra’nın hakikî kurucusu ve yapıcısı hakkında m ünakaşalar olm uştur. Çünkü m üsteşrikler tarafından Arapların yapam ayacağı kadar harikulade bir eser olarak telak­ ki edilm iştir. H atta bunlardan bazıları bunun Konstantin devrindeki Bizans m im arları tarafından inşa edilm iş olduğunu iddia etm işlerdir10. Ancak bu­ gün Abdülm elik b. M ervan'ın 6 87’de K ubbetü’s-S ahra’yı da içine alan Haram A lanı’nın inşaatına başladığı ve 691’de tam am ladığı kaynakların ortak ifadesidir11. Bu binaların yapılış kronolojisini K ubbe’nin kitâbe- sinden de çıkarm ak mümkündür. Hz. M uham m ed’in M iraç’a yükseldiği yer ve bastığı kaya üzerine kurulan K ubbetü’s-Sahra, S ahratü’l-M uazza-

ma ve S ahratü ’l-M üşrife gibi isim lerle de anılm ıştır. Ancak asıl ilginç

olanı Franklardan başlam ak üzere batılı kaynaklarda çoğunlukla yanlış olarak “H z. Ömer Camii” olarak adlandırılm asıdır.12 Bunun sebebi m uhte­

7 Muammer Gül, “Müslümanların Kudüs’ü Fethi”, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.VIII, S. 2, Temmuz-Aralık 2001, s. 50 vd.

8 Shelom o Dov G oitein, “The H isto rical B ackground o f the E rection o f the Dom e o f the R ock” , Journal o f the A m erican O riental Society, Vol. 70, New H aven, 1950, s. 106. 9 İm adeddin el-İsfah an î, el-F eth ü ’l- Kussi- f i F eth ü ’l- Kudsi, E .J.B rill, Leyden 1888,

s.65; O leg G rabar, “K ubbat A l-S ak h ra”, El, C. V s. 298; J. W alker, “ K ubbetü’s- Sahra", İA., C. VI, M EB, İstanbul, s. 944-945; G. Le Strange, P alestina Under the

M oslems, B eyrut 1965, s. 144; Suut K. Y etkin, İslam M im arisi, A nkara 1959, s. 26;

Philip K .H itti, Siyasi ve K ültürel İslam Tarihi, çev. Salih Tuğ, B oğaziçi Y ayınları, C. II, s. 411; am lf, H istory o f Syria, L ondon 1951, s. 511; S .D .G oitein, “A l-K uds” , El, C. V, s .340; M .S. B riggs, Muhammadan A rchitecture in Egypty and Palestine, O xford, 1924, s. 37.

10 Walker, “Kubbetü’s-Sahra ”, s.945; F. Buhl,“Kudüs”, Z4, C.VI, MEB, İstanbul 1986, s. 958. 11 AdnanTurani, Dünya Sanat Tarihi, İstanbul 1995, s.256; Goitein, “Al-Kuds”, s. 340-1.

12 Isfahani, el-Feth, s. 65; Grabar, “Kubbat Al-Sakhra”, s. 298; Goitein, “Al-Kuds”, s. 325; Le Strange, s. 96; A. Mustafa Hıyari, Salah al-Din, Beyrut 1987, s. 336.

(4)

melen Hz. Ö m er’in K ubbetü’s-S ahra’nın yerinde K udüs’ün fethinden he­ men sonra inşa ettiği sade yapılı cam inin bu isim le anılm asıdır.

II. KUBBETÜ’S-SA H R A ’NIN YAPILIŞ SEBEPLERİ

K ubbetü’s-S ahra’nın inşasının gayesi konusunda farklı birçok izahlar bulunm aktadır. K ubbetü’s-S ahra’nın m im arî özellikleri yani bir cami fonksiyonuna sahip olup olm adığı, Haram A lanı’nda ayrıca bir cami fonksiyonu ile aynı zam anda M escidü’l-A ksa’nın yapılm ış olması, yapıldığı dönem in İslam alemi açısından iç m ücadelede taşıdığı muhteva ve Em evîlerin hilafeti elde etmek için her şeyi meşru gören akıl almaz uygulam aları gibi gelişm eler, bu eserin yapılm a sebebi veya sebeplerini ortaya koym akta bizi güçlüğe sevk etm ektedir. K ubbetü’s-S ahra’nın inşa ediliş sebeplerini bu gelişm eler ışığında tahlil etm eye çalışacağız.

K udüs’ün bir yerlisi olan M ukaddesi, K ubbetü’s-S ahra’nın inşa sebebini şu konuşm a ile bize nakletm iştir: “B ir gün ben babam ın kardeşine: ‘Ey Amcam, Ş a m ’daki cam i hakkında H alife e l-V e lid ’in M üslüm anların zen gin liğin i o kadar çok sarfetm esi doğru değildir. O yo lla rın yapım ı, ya da kervan sarayların yapım ı ya da sın ır istih kam ları­ nın tam irini ya p sa daha uygun o la c a k tır.’’ dedim . Fakat am cam bana cevap verdi: Ey küçük oğlum, sen anlayam azsın. Filhakika V elid d o ğ ru ­ dur ve işini çabuk y a p a r ve ona m üstahaktır. O, S u riy e ’nin uzun zaman H ıristiy a n la r tarafından işg a l e d ild iğ in e baktı ve bunun içinde Kudüs, Lydda ve U rfa ’nın k ilise le ri g ib i başlan gıcın dan beri, c a zib eli p a r la k lı­ ğ ıyla m eşhur gü zel k ilise le r duruyordu. B öylece o M üslüm anlar için bir cam i inşa etm eyi d iled i ki, onların bunlara hürm etini ön leyerek dünyada yegan e olacaktı. K u m am e’nin kubbesinin büyüklüğü h içtir ve onların ih ti­ şam ı M üslüm anların bakışların da g ö zlerin i kam aştıracaktı ki, bu sebepten S a h re ’nin üzerine şim di görünen kubbe inşa e d ild i” 13. Bu ifadeler Kub-

b etü ’s-S ahra’nın diğer Em evî cam ileri gibi M üslüm anların Filistin, Suri­ ye ve M ısır’da karşılaştıkları büyük kilise ve sinagogları gölgede bırak­ mak için inşa edildiği fikrini önem li kılm aktadır. Belki de bu ifadeler araştırm acıları, “Ünlü kubbenin ya pılm asın da M üslüm anlar ile H ıristiyan - la r arasın daki b ir rekâbetin olduğunu g ö s te r iy o r ”14 sonucuna götürdü.

Grabar da, K ubbetü’s-S ahra’nın inşa sebeplerini sıralarken, “b ir hanedan olarak E m evîlerin Suriye ya da F ilis tin ’de ve K u d ü s’te gerek li

kondüs-13 M ukaddesi, s. 159.

14 G oitein, “The H istorical B ackground” , s. 106; Le Strange, s. 117; W alker, “K ubbe­ tü ’s-S ah ra” , s. 945; H itti, H istory o f Syria, s. 512.

(5)

yonu icra edecek b ir ib a d et m erkezi d ilem eleri te o risi c a n la n d ı”15 dem ektedir. Bu izahın fetihçi bir toplum un psikolojisine paralel düştüğünü kabullenm ek durum undayız. Fakat bize göre bu izah yine de tek başına yetersiz kalm aktadır. Çünkü Em evîlerin iktidara gelm esi ile başlayan iç mücadele dönem inde Em evîlerin salt böyle bir lükse zaman ve imkan bulacaklarını tahmin etm ek kolay değildir.

Grabar, Kubbetü’s-Sahra’nın yapılış sebebini izah ederken, önce “685-92 yıllarının tarihsel verilerine uygun olmak gibi bir üstünlük taşıyor” diyerek Yakubi ve İskenderiyeli Ortodoks papaz Eutychius’un görüşlerini nakleder.16 Bunların ortak görüşü kısaca Mekke’de Abdullah ibn Zubeyr’in başlattığı hilafet mücadelesinde Mekke ve Medine gibi kutsal merkezlerin kazandırdığı avantaj karşısında Emevi halifesi Abdülmelik’in bir Filistin şehrinin kutsallığını ön plana çıkarma çabasına girdiği şeklindedir. Yakubi bu konuda şunları nakletmektedir: “A bdulm elik, Suriye halkının M ekke’ye h accetm elerin i m e­ n etti ve bu se b e p le d ir ki hac zam anları boyunca onların fa a liy e tle rin e m üdahale olunuyordu. F akat in san lar m ırıldanarak: H angi hakla A lla h ’ın evini ziy a re t etm eye b izi men ediyorsun, görüyorsun ki A lla h ’ın bizim üzerim ize em irlerinden biridir. Ancak halife onlara cevap verdi: A lla h ’ın kulu İbn Sıhab e z-Z u h rî‘nin sö yled iğ in e m alik d e ğ ilsin iz; “İn san lar ancak üç m escide seya h a t eder, A l-M escid A l-H aram (M ekke) benim m escidim (M e d in e ’d e ) ve m ukaddes şehrin m escidi (K u d ü s)”. B öylece bundan sonra sizin için M escid A l-H aram yerin e A lla h ’ın sevgilisin in sem aya yü kseldiği zam an ayağın ı koyduğu ye re ibadete g id in ” 17 dem ektedir. Her ne kadar

başka kaynaklarda bunlar zikredilm ezse ve hatta yukarıda değindiğim iz gibi aksi görüşler ileri sürülse de K ubbetü’s-S ahra’nın inşasındaki önemli bir sebebin bu olabileceği akla gelm ektedir. Grabar, bu görüşün geçersizli­ ğinin gerekçelerini, bu iki kişinin olguları bilerek çarpıttıkları, Yakubi’nin Orto­ doks bir Müslüman olması ve ateşli bir Emevi muhalifi olması ile ve ayrıca erken İslam kaynaklarında bu görüşün pek görülmediği gibi sebeplere dayan­ dırmaktadır. Ancak o utarihi verilere uygun olmak gibi bir üstünlüğü” pek açma­

maktadır. Oysa bu dönem deki Em evi-A bdullah b. Zübeyr m ücadelesini merkeze yerleştirm eden dönem i okum ak pek o kadar sağlıklı olm asa gerek.

İki kutsal şehir olan M ekke ve M edine halkı, uhrevî ve dünyevî liderleri A bdullah b. Zübeyr yönetim inde Em evilere karşı isyan etm iş­ lerdi. M uaviye ve Yezid isyanları beyhûde bastırm aya teşebbüs etm işlerdi.

15 M. R osen-A yalon, “The E arly Islam ic M onum ents o f A l-H aram A l-Ş erif,” QEDEM, M onograps o f the In stitu te o f A rchaelogy, The Hebrevv U niversity o f Jerusalem , Jerusalem 1989, s. 14-15; G rabar, “K ubbat A l-S akhra” , s. 229.

16 Oleg Grabar, İslam Sanatının Oluşumu, çev. Nuran Yavuz, Hürriyet Vakfı Yayınlan, İstanbul 1988, s. 38-51.

(6)

İktidarı zorla ele geçiren Em evîler, A rabistan ve A frik a’nın bütün vilayet-lerinde ve Abdullah b. Z übeyr’in hüküm et m erkezi olan M ekke’de onun otoritesine m ukâbele etm ek için harekete geçtiler. Kâbeye giden hac kafilelerinin Abdullah b. Z übeyr’in dinî ve politik tesiri altında kalm ası ve bunun bütün İslâm alem ine yayılm ası A bdülm elik’i titretiyordu. Bu neticeleri önlem ek ve aynı zam anda rakibinin prestijini zayıflatm ak için M ekke’ ye giden hacıların niyetlerini başka tarafa çevirm eyi düşündüler ve onları K udüs’e hac yapm aya teşvik e ttile r18. Goldziher, Em evî halifesi A bdülm elik’in rakibi olan A bdullah b. Z übeyr’in başkenti olan M ekke’nin kutsiyetini istism arına üstünlük sağlam ak için K udüs’te K ubbetü’s- Sahra’yı inşa etm esi fikrini büyük bir tafsilatla izah ederken 19 Goitein, bu konuya hasrettiği m akalesinde, “Şim diye kadar bizim tetkik ettiğim iz kaynaklar K u b b e tü ’s-S a h ra ’nın K a b e ’nin ye rin i aldığın ı doğrulam am ıştır. K u r ’a n ’ın bu hususta açık olm ası böyle b ir f iili engeller. İlave olarak inşasında b ir memur (m üfettiş) olan R aca b. H ayva onu asla din î b ir hile o larak kabul etm eyecekti ve A b d ü lm elik ’in ita a tli b ir M üslüman olduğunu s ö y le c e k tir ”. Goitein ayrıca H .68’de M ekke’de dört farklı grubun

haccetm esini bundan dolayı anlam lı bulm aktadır20. Oysa bizce bu kayda alınam ayacak olağan bir hadisedir. Bir kere H aricî ve Şiîlerin bu konuda iki tarafa da aynı m esafede oldukları aşağı yukarı bilinm ektedir ve bu arada İbn Zübeyr'i destekleyenler de önem li bir kesim dir. H atta İbn Z übeyr’in Şam lılara ayrıcalıklı davranm ası da siyaseten çok norm al olup zaten A bdülm elik’i rahatsız eden husus da budur. H accac’ın m uhasarası esnasında Suriyelilerin hacdan men edilm esinin sebebi ise, Em evîler üzerinde kitlelerin baskısını oluşturm ak açısından İbn Z übeyr’in bir taktiği olsa gerektir. Raca b. H ayva’ın sözlerine gelince o zaten A bdülm elik’in Haram Alanı ve dolayısı ile K ubbetü’s-S ahra’yı inşa için görevlendirdiği iki m üfettişten biridir ve bunun bir hile olm adığını ve A bdülm elik’in dindarlığını övmesi norm aldir. “Bizim tetkik ettiğ im iz kaynaklar K u b b e tü ’s-S a h ra ’nın K a b e ’nin yerin i aldığın ı do ğ ru la m a m ıştır

ifadesine gelince bu genel anlam da doğrudur. Abdülm elik başarılı olsa da olm asa da K ubbetü's-Sahra K âbe’nin yerini yine alm ayacaktı zira K ur’a n ’da bu açıktır. Ancak bu A bdülm elik’in geçici de olsa o günün siyasî atm osferi içinde bunu düşünm eyeceği anlam ına gelmez. Çünkü A bdülm elik’in M ekke ve M edine’nin kutsallığını dengelem ek istediğini açıkça anlıyoruz. İbnu’l-E sir’in şu ifadeleri bunu ispatlam aktadır.

M u aviye, daha sonra halife olan A bdülm elik b. M ervan ve ondan sonra gelen V elid b. A b d ü lm e lik ’in P eyg a m b er E fen d im iz’in m inberi ve asasını

18 W. B esant-E . H. Palm er, Jerusalem the City o f H erod and Saladin, 1871, s. 78; H itti,

H istory o f Syria, s. 512; am lf, İslâm Tarihi, C. II, s .349; G oitein, “A l-K uds” , s. 340;

W alker, “K u b b etü ’s-S ah ra” , s. 945.

19 G oitein, “The H istorical B ackground o f ’, s. 104. 20 G oitein, “a .g .m ,” s. 104-105.

(7)

M e d in e’den Ş a m ’a getirm ek istem ele ri”21 herhalde hilafet m ücadelesinde H icaz’a karşı Şam ’ın kutsiyetini yüceltm e am acına hizm et ediyordu. Goitein, bu m inber naklinin tehlikeli olduğunu22 söylerken “muhteşem binanın d a ire se l zem ini ta v a f için düşünüldüğü g ib i dü zen len m iştir”23

diyerek bir başka noktaya dikkati çekm ektedir. K ubbe-tü’s-S ahra’nın, klasik cami m im arisinin dışında dairevî bir yapıya sahip olduğu görül­ m ektedir ve mihrab, diğer cam ilerdeki esaslı rolünü kaybettiği gibi daha çok bir ziyaretgah görüntüsü verm ektedir.24 Hemen güneyinde bir cami fonksiyonu ile M escid-i A ksa’nın inşasına başlanm ası da dikkat çekicidir. K ubbetü’s-Sahra, çetin bir iç m ücadele esnasında M ısır’ ın 7 yıllık geliri (100. 000 dinarın üzerinde) ayrılarak tam am lanm ıştır. Dolayısı ile bu mabedin inşa edilm esini dönemin iç olayları ile ilgili görm ek gerekm ek­ tedir. Bütün bunların yanında A bdülm elik’in, Sahre üzerinde, M üslüm an­ ları sıcaktan ve soğuktan korum ak ve hem de bir cami olarak bir kubbe yapm ak gibi dindarane bir maksat güttüğü şeklindeki görüş ise kabule şayan değildir.25

Grabar ise, bu tarihî dönemi, Abdulmelik’in açık seçik belirtilmiş ilkelerden birini değiştirmeye kalkıp kendini münkir durumuna sokması ancak siyasal bir intihar olurdu diyerek değerlendirmektedir.26 Oysa Abdülmelik’in Kubbetü’s-Sahra ve diğer imar faaliyetleri bire bir Kabe’nin yerini alma ama­ cında değildi. En azından o amaçla yapıldığı söylenemezdi. Ancak Hicaz karşı­ sında yine de bir denge, bir ilgi merkezi olarak düşünülmüştür. Grabar, Hıristi- yanlar ile rekabet ve onlardan etkilenme görüşlerini ön plana çıkarmaktadır. Oysa halifenin en önemli problemi hatta tek problemi içteki muhalif Abdullah b. Zübeyr isyanıdır. Dolayısı ile bu imar faaliyeti Hilafet mücadelesi ile alakalı ol­ mak durumundadır. Böyle bir iç kargaşada dışarıya ya da gayr-ı müslimlere karşı rekabet zayıf bir izahtır ve en azından ikinci derecede bir konum arz etmektedir. Aynca Mısır’ın 7 yıllık gelirinin o şartlar içerisinde aynlması da gayr-ı müslim- ler ile rekabet için siyasi çıkmaz ortasında pek uygun düşmeyeceği açıktır.

Aslında bu meseleyi sadece Kubbetü’s-Sahra’nın inşası ile sınırlı tutmak da doğru değildir. Zira görüleceği gibi İslam tarihindeki hilafet mücadelesi adeta Hicaz, Suriye ve Irak coğrafyalannın mücadelesine dönüşmüştür.27

21 İb n u ’l- E sir, el-Kam il, C. III, çev. A hm et A ğırakça, B ahar Y ayınları, İstanbul 1986, s. 470-471.

22 G oitein, “The H istorical B ackground o f ’, s. 105, 14 nolu dipnot. 23 G oitein, “a.g .m ” , s. 104.

24 Y etkin, İslâm M im arisi, s. 27; H itti, İslâm Tarihi, C. II, s. 411; Ö ztürk, s. 305. 25 Le Strange, s. 144.

26 Grabar, İslam Sanatının Oluşumu, s. 40. v.d.

27 Muammer Gül, İslam Aleminde Mehdilik Düşüncesinin Doğuşu, Fırat Üniv. Sosyal Bil. Enstitüsü, Elazığ-1992, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, s. 48.

(8)

Bu coğrafyalar arasındaki rekabet ile bazı hadis düzenlemeleri, dinî, siyasî ve fıkhî ekollerin oluşması arasında bağlantı ve paralellikler dikkati çekmektedir. Emevilerin iktidarı ele geçirdikten sonra Hicaz’ı gözden düşürmek için Suriye ve Kudüs’ün kutsallığını öne çıkaran hadis geleneği ve efsanelerin yaygınlığı gözden kaçmayacaktır. Çok tabiidir ki, Emevilerin bu mücadelede Hicaz karşı­ sında Kur’an’da zikredilen ilk kıble ve Miraç olayının gerçekleştiği kutsal bir beldenin kutsal şehrini ön plana çıkarmaları normaldir. Ayrıca burası İslamiyetin peygamberler geleneğinde önemli bir merkez olup Hıristiyanlık ve Museviliğin de en kutsal merkezi idi ve dolayısı ile böyle bir İslamileştirme ameliyesi Müslümanların Emevilere olan desteğini de başka bir açıdan sağlayacaktı. Kısaca Emevilerin genel olarak Hicaz ile olan mücadeleleri çerçevesinde, böyle bir ortamda Kudüs’ün bu konumundan faydalanması, onun kutsallığını yücelt­ mek en azından Suriye, Filistin ve Mısır gibi kendi hakimiyet alanı için kutsal­ laştırmaya gitmeleri başka türlü anlaşılamaz.

Grabar, ikinci olarak, çoğunluğun kabul ettiği görüş olarak, Kubbetü’s- Sahra’nın Kur’an’da geçen Mescid-i Aksa ve Miraç’a yükselmenin yeri olma anısına dikilen bir şehitlik olduğunu nakleder.28 Ancak bunu da yeterli bulmaya­ rak yapının kendi içinde taşıdığı unsurların esas alınması gerektiğini ileri sürmek­ tedir. Grabar’m asıl düşüncesi Musevilik ve Hıristiyanlığın tesirine dayanır.29 Ancak o bunu dışarıdan ve sonradan eklenen mevcut Hıristiyanlık ve Musevilik noktasında izaha çalışır.

Oysa Hz. İbrahim, Hz. Süleyman ve onun Mabed’i gibi esaslar zaten İslam geleneği içinde asli, bozulmamış halleri ile vardır. Ayrıca Kudüs’ün Müslü­ manların nazarındaki kutsallığı da bu temele dayanıyordu. Bu tabii olan bir şeydi ve Grabar bunu sanki İslama dışardan bir tesirmiş gibi yorumlamıştır. Bunun yanında ilk dönem İslam eserlerinden biri olan Kubbetü’s-Sahra’nın mimarî ve teknik olarak dışarıdan etkilenmesi normaldir.

A yrıca kitabe ve m ozaiklerden hareketle, K ubbetü’s-S ahra’nın, M usevîliğin ve H ıristiyanlığın hakim olduğu K udüs’te, İslam ın ve Emevi varlığınının ispatlanm ası amacı ile yapıldığı da söylenm ektedir.30 Kısaca A bdülm elik ister K udüs’ün K ur’a n ’da zikredilm esi ve kutsal bir şehri im arının gerektirdiği dindarlıktan isterse kilise ve katedralleri gölgede b ı­ rakm a cehtinden olsun bu dönemin iç olayları siyasî, sosyal ve ekonom ik cihetleriyle göz önüne alındığında K ubbetü’s-S ahra’nın hilafet m ücadele­ sine bağlandığı en azından denk getirildiği anlaşılm aktadır.

28 Grabar, İslam Sanatının Oluşumu, s. 39-40. 29 Grabar, a.g.e, s. 40.

(9)

III. KUBBETÜ’S SAHRA’NIN TASVİRİ

İslâm m im arisinin ilk şaheseri olan K ubbetü’s-Sahra ilk olarak 903'de İbn F akih,31 985’de M ukaddesi,32 1047’de N asır-ı H üsrev,33 1 173’te Ali el-H erevî,34 İbn Şeddad35 ve daha sonraları İbn B attuta başta olmak üzere bir çok kez tasvir edilm iştir.36 Ana kaynaklarım ızın bu tasvirle­ rinden K ubbetü’s-S ahra’nın 12 sütuna sahip olduğunu, bunlardan 4 ’ünün m erkezî daireyi, 8’inin dış sekizgen köşelerini oluşturduğu görülm ektedir. Bu durum, kaynakların tam am ında değişm em iştir. Ancak bunların ara­ sındaki küçük direklerin sayısı kaynaklarda farklıdır. İbn Fakih bunların sayısını 30 olarak verirken, N asır-ı Hüsrev 32, Ali el-H erevî 28 olarak verir. Bugün de bu sayı 2 8 ’dir. Kaynakların farklı değerlendirm eleri yanında, deprem ler sonucunda Fatim îler devrindeki restorasyonların da bu farklılığı doğurabileceğini söyleyebiliriz. Bugün iç daire 4 sütun ve bun­ ların ortasındaki 12 direk, dış sekizgen ise 8 sütun ve bunların arasındaki

16 direkten oluşm aktadır37.

K ubbetü’s-S ahra’nın değişm eyen bir unsuru ise kapılarıdır. Ali el- H erevî 1173 yılında K ubbetü’s-S ahra’nın dört kapısı olduğunu zikretm ek­ tedir. B unlar Bab er-R ahm et(kuzey), Bab el-C ibril(batı), Bab el-K ıble (güney) ve Bab es-S ilsile(doğu)’d ir.38 Daha sonraki tasvirler de buna yakındır. M ukaddesî’nin dönem inde Kıble K apısı doğuda, Sur Kapısı kuzeyde, K adınların K apısı (Bab en-Nisa) batıda olm ak üzere bazı isim değişiklikler görülm ekte ve bütün bu kapılar altın ile tezyin edilm iştir39. K ubbetü’s-S ahra’nın belki en güzel özelliklerinin başında onun kubbesi gelm ektedir. Bu kubbenin yapım ında B usra katedralinin örnek alındığı da belirtilm ektedir40. El-V elid daha sonra B aalbek’te bulunan bir kilisenin pirinç kuhalar üzerine altın kaplam a kubbe örtüsünü buraya nakletm iştir41. Kubbenin üzerini örttüğü kaya İslam iyet açısından Hz. M uham m ed’in M iraç’a çıkarken bastığı kaya olarak kabul edilm esi ve ilk kıbleyi teşkil

31 Le S trange, s. 120.

32 M ukaddesi, al-Ahsen al-Takasîm , s. 169-170. 33 N asır-ı H üsrev, Sefernâme, s. 46-48. 34 A li al-H erevî, K ita b u ’l- Z iyaret, s. 12-3.

35 İbn Şeddad, el-A’lak’ül-Hatırafi Zikri Ümeraü’ş-Şam ve’l-Cezire Tarih-i Lübnan v e ’l -Ürdün ve

Filistin, C. 1, Tahkik. Sami Dahhan, Dımaşk M. 1962/H. 1382, s. 287.

36 İbn Battuta, Ebu Abdullah Muhammed, İbn Battuta Seyahatnamesi, C.I, Çeviri, İnceleme ve Notlar: A. Sait Aykut, YKY, İkinci Baskı, İstanbul 2004, s. 84-85.

37 W. Cresvvel, “A rch itectu re ” , El, C.I, s. 610; Ali S. Ü lgen, “K u düs’te H arem -i Ş erif D ahilindeki K u b b etü ’s-S ahra (e s-S a h ratu ’l-M üşerrefe C am i-i Ö m er)’in X V I.y y .’da Y apılm ış O lan Ç in ile ri” Türk Sanat Tarihi A raştırm aları ve İncelem eleri I, İG SA TSEY , İstanbul 1963, s. 658; Le Strange, s. 121-122, 129.

38 H erevî, s. 64.

39 M ukaddesi, s. 169-170; H erevî, s. 63; G oitein, “A l-K uds” , s. 340. Cresvvel, s. 610; Le Strange, s . 137; W alker, s . 146; Ü lgen, s.660-661; Ö ztürk, s. 306.

40 B riggs, s, 37.

(10)

etm esi açısından önemli idi. M ukaddesi, onun 27 ile 33 z ır’a olduğunu yazarken42, İbn Fakih, 34’e 27 z ır’a,43 İbn Şeddad yüksekliği 2 z ır’a uzun­ luğu 4 arşından fazla44 olarak verirken İbn B attuta ise bir adam boyu yükseklikte olarak tarif etm ektedir.45 N asır’ın zikrettiği gibi kim senin dokunmam ası için çevresine m erm erden bir parm aklık yapılm ıştır46. H aç­ lılar dönem inde ise papazların bu kayanın parçalarını İstanbul ve S icil­ y a’da satm alarından dolayı üzeri mermer ile örtülm üştür ki, Salahaddin Eyyubi bu m erm er örtüyü açarak sahreyi tem izlem iştir47.

K ubbetü’s-S ahra’nın en fazla dikkati çeken özelliklerinden biri de onun süslem eleridir. M ükemmel yeşil mermerden ve kırm ızı som akiden yapılm ış olan sütunların yaldızlı güzel başlıkları vardır. Camiin en muhteşem süsü, kubbe kasnağını, kubbeyi ve kem erler arasında teşekkül eden üçgenleri süsleyen altın zeminli sarı ve yeşil m ozaikleridir. Dış sekizgenin duvarları yarı yüksekliğe kadar, m erm er levhalarla kaplıdır. Sekiz cephenin her birinde renkli vitraylarla süslü pencereler vardır. Cami, plan ve diğer özellikleri ile Suriye kiliselerinin tesirinde kalm asına rağmen onları çok geride bırakan muhteşem bir abidedir48. K ubbetü’s- S ahra’nın mükemmel ve eşsiz süslem elerinin büyük bölümü de Suriye süslem e sanatının tesirinde kalm ıştır, ancak A raplar kendi geleneklerini bu süslem elere yansıtm ışlardır49. Diez bu konuda şunları söylem ektedir: “B irçok y a za rla r B izans yerleşim m erkezlerinde Suriye ilk dönem kiliselerin deki du var m ozaiklerinin ihtişam ından söz etm işlerdir. Bunlar K o n sta n tin ’nin K u d ü s’teki A scension k ilisesiyle b a şla yıp Bethlehem, Antiok, G azze, Lydda ve U rfa ’daki M ezopotam ya k iliselerin i kapsıyor. H er n asılsa bu m u cizevî ve teknik açıdan oldukça gelişm iş duran sü slem eleri bütün S u riy e ’ye ya yılm ıştır. Bu binaların m alzem eleri de sü slem eleri de İsta n b u l’dan S u riy e ’ye g e tirilip ve büyük ihtim al ile B izanslı u stalarca kullanıldığı teo risin i gü çlen diriyor. K u b b etü ’s- S a h ra ’nın m ozaik sü slem eleri H alife A bdülm elik ve Velid tarafından Bizans u stalarına ya p tırılm ıştır. ”50 Grabar ve Arsever de Suriye tesirini

zikreder.51 Diez, İslâm î süslem enin bir evresi olan K ubbetü’s S ahra’nın

42 M ukaddesi, s. 170. 43 Le Strange, s. 120.

44 İbn Şeddad, el-A ’lak, s. 287. Kutsal Kaya’nın faziletleri için bkz. Amlf. el-A’lak, s. 289-290. 45 İbn Battuta, s. 84.

46 N asır-ı H üsrev, s. 48; H erevî, s. 61; İbn Şeddad, el A ’lak, s. 287.

47 İsfahanî, el-Feth, s. 66; İb n u ’l-E sir, el-Kam il, C .X I, çev. A bdulkerim Ö zaydın, B ahar Y ayınları, İstanbul 1987, s. 436; T akiyüddin el-M akrizî, K itab es-Süluk l i ’M a ’r ife t’i

D ü ve li’l- Müluk, C. I, N eşr. M ustafa Z iyadet, K ahire 1942-1958, s. 97.

48 Y etkin, İslam M im arisi, s. 27. 49 D iez, s. 235; Ö ztürk, s. 306-307. 50 D iez, s. 235.

51 C elal Esad A rseven, Türk Sanatı, Cem Y ayınevi, 1984, s. 22; H itti, İslam Tarihi, C. II, s. 4 1 1 ’de B izans etkisini zikreder; am lf, H istory o f Syrıa, s. 513; B riggs, s. 37; G oitein, “A l-K uds” , s. 340; G rabar, “K u b b etü ’s-S ah ra” , s. 298.

(11)

m ozaiklerinin iki geleneksel bitkisel süsleme sanatının bileşim i olduğunu söylüyor ki bunlar organizistik Roman ve cubistik İranlı üsluplarıdır52. Bu İranlı elem entlerin varlığını Grabar da kabul etm ekte53 ise de dekoras­ yonların stilistik kaynağı m eselesini ihtilaflı kabul etm ektedir. O, "K ubbetü’s-Sahra geç antik veya erken Bizans sanatının zengin dilini ziyadesiyle yansıtıyor" dem ektedir54. Yetkin de tekniği, tem aları ve un­ surları itibariyle tezyinâtın tamamen teknistik olduğunu zikretm ektedir55. Bütün bunlara bakarak K ubbetü’s-S ahra’nın tam am en bir H ıristiyan tesirini yansıttığını düşünm ek yanlıştır. Zira Diez, A rapların fetihleri sıra­ sında S uriye’de güçlü sanat okulları kurdukları ve kendilerine has tarzını oluşturduklarını, B izans’tan bağım sız olarak kendilerini geliştir-diklerini ve inkişaf ettirdiklerini zikretm ektedir56. Öyle ki o benzerlerini çok geride bırakan m uhteşem bir abide olarak karşım ıza çıkıyor.

IV. KUBBETÜ’S SAHRA’NIN KİTABELERİ VE RESTORASYONLARI K ubbetü’s-Sahra, tarih boyunca K udüs’e sahip olanların ilgisine muhatap oldu ve bundan dolayı birçok değişiklikler ve tam irat geçirdi. B unlar içerisinde en önem li değişiklik, H açlıların K udüs’ü ele geçirdikten sonra burayı Tem plum Domini adıyla bir kiliseye çevirm eleri ve Harem-i Ş erif’teki bütün binaları dinî ve İdarî m ekanlar olarak değiştirm eleridir.57 K ubbetü’s-Sahra, kurucusu olan A bdülm elik b. M ervan’a ait kitabesi dı­ şında, deprem ve tahribatlardan dolayı birçok restorasyon ve yeniden inşa kitâbesine sahiptir. A bdülm elik’in kitabesi, mavi çini üzerinde sarı renkte muhteşem bir kûfî yazı ile yazılm ıştır. M aalesef çinilerin birçoğu Halife M emun dönem inde yapılan restorasyon sırasında çıkarılarak yerine daha koyu mavi çiniler konmuş ve A bdülm elik ism inin yerine el-M em un’un ismi yerleştirilm iştir58. Tarihi aynı kalan bu kitabe şöyledir:

“Bu k itabeyi A lla h ’ın kulu, vefalı kumandan A b d A llah İmam el- Memun yetm iş iki yılın d a yaptı. A llah ondan razı olsun . ”59

K ubbetü’s-S ahra’da sekizli binanın dört dış duvarının yüzündeki her bir tunç madeni levhalar üzerine dam galanm ış 216 / 813 tarihli bir

52 E rnest D iez, s. 236; Y etkin, İslam M imarisi, s. 235. 53 G rabar, “K ubbet A l-S ah ra” , s. 298.

54 G rabar, “K ubbet A l-S ah ra” , s. 298. 55 Y etkin, İslam M im arisi, s. 28. 56 Diez, s. 237.

57 W alker, s. 946; Le Strange, s. 107, 130.

58 G rabar, “K ubbet A l-S ah ra” , s. 298; M. de V ogüe, Le Temple de Jerusalem, Paris, 1846, s. 88; H itti, İslam Tarihi, C. II, s. 348; am lf, H istory o f Syria, s. 513. 59 V ogüe, s. 88; Le S trange, s. 118-119; H itti, İslam Tarihi, C. II, s. 348.

(12)

kitabe daha vardır.60 İnce kufî bir el yazısı ile yazılan bu kitâbe m uhtem e­ len el-M emun idaresinde yukarıda bahsettiğim iz restorasyona bağlanm ak­ tadır. Bu kitabe şöyle tercüm e edilm iştir:

A lla h ’ın se vg ili kulu A bdullah İmam el-M emun em ri ile - A llah m evcudiyetini uzatsın - ve vefalı kum andanın kardeşi ve vefalı kumandan er-R aşid'in oğlu Ebu İsh a k ’ın - A llah ömrünü uzatsın - vekilliğin de ve vefalı kumandanın hem şehrisi Salih İbn Y a h ya ’nın ellerin de o tam am ­ landı. 216 yılının R ebîü lâh ir ayında .”61

813-833 yılları arasında halife olan el-M emun, sonradan el-M uta- sım lakabıyla halife olan kardeşi Ebu Ishak ile birlikte K udüs’e gelm işti ki bu kitâbede onun vekilliğinden bahsetm ektedir. Bu ikinci kitâ-be el-M e­ mun restorasyonunun gerçek kitâbesi olup birincisi A bdülm elik’in inşa kitâbesidir. Ancak ondaki A bdülm elik ismi, ya el-M em un ya kardeşinin ya da Salih b. Y ahya’nın m arifetiyle değiştirilm iştir.

9 6 9 ’da Fatım îlerin hakim iyetinde K ubbetü’s-Sahra, geçirdiği deprem lerden dolayı halife A bdü’z-Zahir tarafından kitâbelerinde işaret edildiği gibi 1022 ve 1027 yıllarında restore edilm iştir62. Bu kitâbelerin birincisinin tamamı İkincisinin sadece tarihi kalabilm iştir.

“A llah şefkat ve m erham et sahibidir. G erçekten o m üslüm anların cam isini restore etti. Bu kubbenin restorasyonunu, vefalı kumandan Al- Hakim bi E m rilla h ’ın oğlu İmam E b u ’l-H asan A li ez-Zahir, İzzeddin em retti. A lla h ’ın ku tsallığı onun ve ceddinin üzerine olsun. Bu onun kulu A m ir ’in eli ile icra olundu. İmanın ya rd ım cısı ve devletin d estek leyicisi A li İbn Ahm ed İnabatallah tarafından 413 yılın da, Allah, Efendim izin şan ve sebatın ı eb ed ileştirsin , yeryüzünün doğusunun ve batısının hüküm dar­ lığını ona verdi. H er işin başında ve sonunda ona ş ü k re d e riz”.

“. . . d ö rt yüz on sekiz yılın d a .”63

Salahaddin K udüs’ü yeniden fethettikten sonra K ubbetü’s-Sah- ra ’nın güney kenarına büyük bir kitâbe koym uştur64 ki, Ham idullah 1932’ de K udüs’teki seyahatinde bu kitâbeyi gördüğünü söylüyor65. Bu büyük kitabeye, M em lukler (718-719) ve O sm anlılar (II. Mahmut) devirlerindeki

60 Le S trange, s. 119. 61 V ogüe, s. 86. 62 Le Strange, s. 125. 63 V agüe, s. 89-90. 64 Le Strange, s. 135.

65 M uham m ed H am idullah, İsla m ’da D evlet İdaresi, çev. Cem al Kuşçu, A hm et Sait M at­ baası, İstanbul, 1963, s. 190.

(13)

restorasyon kitâbeleri karıştırılm ıştır. M. de Vogüe bu kitâbeleri sıra ile şu şekilde tercüm e etm iştir:

A lla h ’ın a ciz kulu Salahaddin Yusuf b. Eyyub b. S a d i’nin ‘A llah ona acısın ve şefkat v e r s in ’eli ile 585 yılın ın R eceb ayının onüçüncü . . . m erham et ve şefkat sah ibi A llah bizim efendim iz m uzaffer ve b ilg e sultan bu yüce kubbenin ya ld ızla rın ın tam irini em retti.

Bu kubbenin tam iri ve d iğ e r tarafta kubbenin dışının restorasyonunu bizim efendim iz, yüce kanunun sarsılm az direkleri, dünyanın sultanı N a sır ed-D ünya v e ’d-D in, İslam Sultanı Sultan ve şeh it A l-M elik A l-M ansur K a la vu n ’un oğlu M uham m ed - A llah ona rahm et etsin - em retti ve bu tam ir 718 yılın ın ayları boyunca yerin i aldı, ve A lla h ’ın a ciz kulu ünlü C avalî'nin idaresin de iki Yüce M abedin te ftiş ç is i- A llah onu affetsin - ve bu 719 yılın d a tam am landı.

Bu kubbenin y aldızlan m ası ve iç kubbenin restorasyonu, bizim efendim iz sultan M ahmud Han tarafından 12. . . ’de e m red ild i.”66

Kitabenin aslı 585 tarihli olup Selahaddin E yyubi’ye ait iken TIS­ TI 9/1318-1319 tarihli M uhammed en-N asır’ın restorasyonları ile sadece yüzyılı belirtilen II. M ahm ut’un restorasyonları da bu kitâbeye yerleşti­ rilm iştir. B ilhassa kubbenin M em lukların ilk yıllarından itibaren restoras­ yonlar geçirdiği anlaşılm aktadır. M em luk Sultanı B aypars’ın Sahra üzerindeki kubbenin harap olan yedi kem er-kuşağının ve tavandaki dört veterin yeniden yapıldıktan sonra B aypars’ın adının yazıldığı kaydedil­ m ektedir.67 K ubbetü’s-S ahra’nın M uhammed b. Kalavun, Berkuk, el-M elik ez-Zahir Çakmak ve Kayıtbay gibi daha sonraki Memluk sultanları tara­ fından tam ir edildiği bilinm ektedir. Bütün bu değişikliklerin kesin bir kronolojisini bilm ek kolay değildir. Kubbe, A bbasîler, Fatım îler ve Mem- lukler dönem inde restore edilm iştir.68 H açlılar dönem inde Baldwin II m a­ bedi Tem plier şövalyelerine Templum Domini adıyla bir kilise olarak bağışladı69. İsfahanî bu kiliseye M am uret-i M ağm ure kilisesi dem ek­ tedir70. M abedin içi de dışı gibi H ıristiyan azizlerinin resim leri ve H ıris­ tiyan tasvirleri ile süslendi. Sahre üzerinde m erm erden bir mihrap yapıldı ve kubbenin üzerine altından büyük bir haç konulurken sütun ile iç avlu arasına Fransız eseri olan dört kapılı geniş bir dem ir bölme konuldu.

66 V ogüe, s. 91-2.

67 İbn Şeddad, Baypars Tarihi, çev. M. Şerefüddin Yaltkaya, TTK, İkinci Baskı, Anakara 2000, s. 166.

68 G rabar, “K ubbat A l-S a h ra”, s. 298. 69 W alker, s. 946; Le Strange, s. 107, 130. 70 İsfahanî, el-Feth, s. 65.

(14)

Mahzen ise (M ağaratu’l-Arvah) küçük bir kilise şekliyle A vrupa’daki “Tem p lier” kiliselerine örnek oldu71.

Salahaddin K udüs’ü fethettikten sonra binaların ve K ubbetü’s- S ahra’nın her türlü pislik ve süprüntüden tem izlenerek eski haline döndürülm esini istedi72. İsfahanî, “Sultan K u d ü s’ü teslim ald ığ ı zaman M ihrabın ortaya çıkarılm asını em retti ve bu em ir m ucibince kilise k aldırıldı ve onun üzerindeki örtü ve onun avlusunun etrafında ne varsa tem izlen di ve m ihrab o rtaya ç ık a rıld ı”73 diyerek bu am eliyeyi izah etm ektedir. 1229 yılında Eyyubi m elikleri arasındaki m ücadelelerden istifade eden H açlılar K udüs’e bu defa barış yolu ile sahip olm uşlardır. Ancak bu uzun sürmemiş ve 1244 yılında H arezm liler tarafından Kudüs alındığı gibi K ubbetü’s-Sahra da yeniden düzenlenm iştir.74 M em lukler ve O sm anlılar dönemi tam iratından sonra K ubbetü’s-Sahra, 1956-1964 ara­ sında M ısır ve Ürdünlü m im arların oluşturduğu bir restorasyon kom ite­ sinin yönetim inde tamamı restore edildi75.

Tarihte olduğu gibi halde ve istikbalde de dünya barışının anahtarı durum undaki K udüs’ün sembolü haline gelen K ubbetü’s-Sahra inşa edildiği dönem in Emevi iç politikasındaki yeri, mimari özelliği ve dünya­ nın en köklü inanç geleneğinin olduğu bir coğrafyada kurulm ası açısından önem lidir. Dolayısı ile İslam geleneği içindeki yeri, Kudüs gibi kutsal bir beldeye kazandırdığı hüviyet, M usevî ve H ıristiyan geleneği karşısındaki konumu ile üzerinde bir çok m ünakaşalar yapılm ış ve yapılm aya devam edecektir.

71 V ogüe, s. 79; Le Strange, s. 130; W alker, “K u b b etü ’s S ahra” , s. 946.

72 İb n u ’l-E sir, el-Kam il, C. XI, s. 435-6; Sobernheim , “S alahaddin E y yubi” , İA, C. X, s. 107; W alker, “K u b b etü ’s S ahra” , s. 946.

73 İsfahanî, el-Feth, s. 61.

74 İbn Furat, Eyyubids, Memlukes and Crusaders: Selections from the Tarikh al-Duwal wa ’l- Muluk

of ibn Furat, Haz. M.C. Lyons, Volüme I; The Text, Cambridge 1971, s. 3/38b-39a.

(15)

KAYNAKLAR

Arseven, Celal Esad, Türk Sanatı, Cem Yayınları, İstanbul 1984.

Ayalon, M. Rosen, The E arly Islam ic M onum ents o f A l-H aram A l-Şerif, QEDEM, M.I.A, The Hebrew U niversity of Jerusalem , Jerusalem 1989.

Besant, W .-Palm er, E. H., Jerusalem the C ity o f H erod and S aladin, 1871.

Briggs, M.S. M uhammadan A rch itectu re in E gypty and P alestin e, Oxford

1924.

Buhl, F., “Kudüs”, İA, MEB, İstanbul 1979.

Creswel, W., “A rchitecture”, El, Leiden, E.J. Brill, 1978.

Demirci, Kürşat, “Antik Şehircilikte Dini Sembolizm”, İzlenim, 1995

Diez, Ernest, “The M osaics of the Dome of the Rock al-Jerusalem ”, A rs Islam ica, Vol. 1, Part 2, Universty of M ichigan Press, 1934.

Ali b.Ebi Bekr el-H erevî, K ita b u ’l-Z iy a re t, Haz. Jenine Sourdel-Thom ine,

Damas 1957.

El-İsfahanî, İm adeddin Katib, el-F eth ü ’l-K u ssi f i F eth ü ’l-K u d si, E.J. Brill, Leyden 1888.

El-M akrizî, Takiyüddin, K itab es-Süluk l i ’M a ’rifet-i D ü v e li’l-M üluk, Neşr. M ustafa Ziyadet, Kahire 1942-1958.

El-Mukaddesî, Ahsen al-Tekasim f i M a ’rifetü’l- Akalim, Editit: M.J. de Goeje,

Editio Secunda, Leyden 1906.

Fischet, Walter J., “The City in İslam”, Middle Eastem Affairs, Vol. VII. No:6-7,

1956.

Guy Le Strange, P alestin a U nder the M oslem s, B eyrut 1965.

G oitein, Shelom o Dov, “The H istorical Background of the Erection of the Dome of the Rock”, Journal o f the A m erican O rien tal S ociety, Vol. 70,

New Haven 1950.

____________ , “A l-K uds” , E l, Leiden, E.J. Brill, 1978.

Gül, Muammer, İslam Aleminde Mehdilik Düşüncesinin Doğuşu, Fırat Ünv.

Sosyal Bil. Enstitüsü, Elazığ-1992, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi).

__________, XI.-XIII. Yüzyıllarda K udüs, Fırat Ünv. Sosyal Bil. Enstitüsü, Elazığ 1997, (Basılm am ış D oktora Tezi).

(16)

________ , “İslam Şehrinin Doğuşu”, Balıkesir İniv. Sosyal Bilimler Dergisi, C.4,

S.6, Aralık 2001.

__________ , “Müslümanların Kudüs’ü Fethi”, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.VIII, S. 2, Temmuz-Aralık 2001.

Grabar, Oleg, İslam Sanatının Oluşumu, çev. Nuran Yavuz, Hürriyet Vakfı Yay.

İstanbul 1988 .

___________ , “Kubbat A l-Sakhra”, El, Leiden, E.J. Brill, 1978.

Ham idullah, M uhammed, İsla m ’da D e v le t İd a resi, çev. Cemal Kuşçu, A h­

met Sait M atbaası, İstanbul, 1963.

Hitti, Philip K., Siyasi ve K ültürel İslam Tarihi, çev. Salih Tuğ, Boğaziçi

Yayınları,

____________ , H istory o f Syria, London 1951.

Hıyari, A. M ustafa, Salah al-D in , Beyrut 1987.

Hodgson, M.G.S, İslâm ın Serüveni, C. I, çev. Heyet, İz Yayınları, İstan­

bul 1993.

İbn Battuta, Ebu Abdullah Muhammed, İbn Battuta Seyahatnamesi, C.I, Çeviri,

İnceleme ve Notlar: A. Sait Aykut, YKY, İkinci Baskı, İstanbul 2004.

İbnu’l-Esir, el-K am il f i ’t-Tarih, C.III, çev. Ahmet Ağırakça, C.XI, çev.

Abdulkerim Özaydın, Bahar Yayınları, İstanbul 1986-1987. K u r’an : Tevbe, 90, 97, 99, 101, 120.

İbn Furat, Eyyubids, Memlukes and Crusaders: Selections from the Tarikh al- Duwal w a ’l-Muluk o f ibn Furat, Haz. M.C. Lyons, Volüme I; The Text,

Cambridge 1971

İbn Şeddad, Baypars Tarihi, Türkçeye çev. Şerefeddin Yaltkaya,TTK, Ankara

2000.

_________ , el-A ’lak’ül-Hatıra f i Zikri Ümeraü’ş-Şam v e ’l-Cezire Tarih-i Lübnan v e ’l Ürdün ve Filistin, C. 1, Tahkik. Sami Dahhan, Dımaşk M. 1962/ H. 1382.

Nasır-ı Hüsrev, Sefernâm e, çev. A bdulvahap Tarzi, MEB, İstanbul 1950.

Ülgen, Ali S., “K udüs’te Harem -i Şerif D ahilindeki K ubbetü’s-Sahra (es- S ahratu’l-M üşerrefe Cami-i Ö m er)’in X V I.yy.’da Y apılm ış Olan Ç inileri” , Türk Sanat Tarihi A ra ştırm a la rı ve İncelem eleri, I, İstanbul 1963.

Serjeant, R. B., İslam Şehri, Ağaç Yayıncılık, İstanbul 1992.

Sobemheim, L., “Salahaddin Eyyubi”, İA, C. X, MEB, İstanbul 1986.

Turani, Adnan, Dünya Sanat Tarihi, Remzi K itabevi, İstanbul 1995.

(17)

W alker, J., “K ubbetü’s-Sahra", İA, C. VI, MEB, İstanbul 1984. Yetkin, Suut K, İslam M im arisi, Ankara 1959.

(18)

EKLER

% t.0

Plan I: Kubbetü’s- Sahra’nın Planı Plan II: Kubbetü’s-Sahra’nın İzometrik Planı

(M. De Vogüe’den)

(19)
(20)

Referanslar

Benzer Belgeler

"8.1.1985 Tarihli ve 3143 Sayılı Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" Komisyonumuzun; 17.1.1991 Tarihli 9 uncu Birleşiminde

Diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan pilot, pilot adayı ve uçuş ekibi per- seneline de 3160 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde tazminat verilmesini

Bir m›knat›sa, manyetik özelli¤ini veren, atomlardan oluflan bölgeciklerin her birinin manyetik alan›n›n do¤rultusudur.. Bir pusula

I. X noktasına, odak uzaklığı f olan çukur ayna yerleştiri- lirse A noktasındaki aydınlanma 5E olur. X noktasına, odak uzaklığı 0,5f olan çukur ayna yer- leştirilirse

Saewulf’un dönüş yolunda dolaylı olarak Müslümanların elinde olduğunu ifade ettiği şehirlerden, Haçlılar tarafından ilk önce ele geçirilecek olan ise

Aşındırıcı koşullara yüksek dayanımlı kauçuk yapısı ve optimize edilmiş miktarda sırt derinliği sayesinde üstün kilometre performansı

Burada kısa değil, uzun vadeli olarak devletin esenliğini ve çıkarını hedefleyen kentin yerine ilişkin bu politik öngörünün iki yönü vardır, birincisi

kom¸sulu¼ gundaki Taylor polinomundan faydalan¬labilir[7], Nonlineer problemlerin bir nokta kom¸sulu¼ gundaki davran¬¸s¬, söz konusu nokta kom¸sulu¼ gunda Taylor