• Sonuç bulunamadı

Dar zamanlara sıkışmış sınırsız bir sevgi:operet, tiyatro ve sinema oyuncusu Toto Karaca'yı anarken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dar zamanlara sıkışmış sınırsız bir sevgi:operet, tiyatro ve sinema oyuncusu Toto Karaca'yı anarken"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

rT ¿52-5 23^

Operet, tiyatro ve sinema oyuncusu Toto Karaca’yı anarken...

D a r zam anlara sıkışm ış sınırsız bi

Toto Karaca

CEM KARACA

Bir koskoca yıl devrilip gitmiş bile. Ölü­ münün birinci yılında seni anan, seni anla­ tan bir yazı yazmak ne kadar zormuş me­ ğerse? Oysa kağıt ile kalemle elim nasıl da barışıktır bunu en iyi bilenlerden biri de şendin. Ara ara seni anımsamak, sevecen­ liğinden. sıcacıklığından bahsetmek, eş dost sofralannda ruhuna kadeh kaldı­ rmak değil şu anda yapmaya çalıştığım. Seni anlatmak: Ama hangi seni? Balerin Toto'yu mu? Şarkıcı Toto'yu mu? Tiyat­ rocu Toto’yu mu? Kadın olarak Toto’yu mu? “ Hoş bunu babamdan gayrı kim ya­ pabilir? Ö da ayrı soru.” Ana Toto’yu mu?

Ben annem Irma Toto Karaca’ (Felek- yan)yı anlatacağım. Belleğimin taa diple­ rine indiğimde, prova, matine, suare ve turnelerden arta kalan bir zamana sıkışmış ama sevgi hem de sınırsız bir seve­ cenlik dolu bir sevgiyi anımsıyorum. O

dönem beni ufak ufak sahne sanatıyla tanıştırıp, onu sevdirip, ona özendirdiği yıllardı da. Annemin teyzesi Roza Felek- yan beni kucağına alıp evdeki köhne piya­ noda ilk notaları bana belletirken mi yok­ sa annemin, bugün Mehmet Ali Erbil’in şirin yarışma programı "Değiştir”de yaptığı gibi değişik dans melodilerini söy­ leyerek gene onun öğrettiği gibi o danslara uygun figürler yapıp yapamadığını sınar­ ken mi, ya da babamın o daha ilkokul sı­ ralarında bana ezberlettiği Aruz ile yazıl­ mış şiirler mi beni artist yaptı diye İçendi kendime sorduğumda, başlangıçta hepsi birlikte etkili oldular. Ama sonraki yıllar­ da Roza Fclekyan vefat etti, babam ise (Mehmet Karaca) sıkı bir tiyatro sanatçısı olmasına karşın benim şarkı söylememe sürekli karşı çıktı.

İşte bu dönemlerde annem açık desteği­ ni benden yana koydu ve ben de bu desteği maddi, manevi hep kullandım, son kul­ lanma tarihine kadar...

Ondan aklın almayacağı kadar çok şey

öğrendim, daha doğrusu öğrenmişim. Öğ­ renmişim diyorum çünkü onu hiçbir za­ man “Acaba birşeyler öğrenebilir mi­ yim?" gözüyle izlemedim. Nedense ba­ bamı daha ciddi sanatçı bulur ve annemin işçiliğini pek önemsemezdim. O da zaten hiçbir zaman "Oğlum sahnede şunu şöyle yap, şu şarkıyı söyle, şunu söyleme” gibi­ lerinden öneri (ilan getirmezdi ki. Bu sade­ ce müzikte değil, Almanya'da birlikte ti­ yatro yaptığımız yıllarda da öyleydi. Beni sever.ve güvenirdi ve o da benim için sonu sonsuz sıfırlı bir banka teminat mektubu gibiydi.

Onunla iki kere aynı tiyatro sahnesini paylaştım. İlki 1967 yılında, İstanbul Ti- yalrosu’nun hala kasırga gibi estiği dö­ nemlerde, "Anahtarı Bendedir" adlı oyu­ nu. İkincisi ise Almanya’daki lüzumsuz ve münasebetsiz ve fakat mecburi ikametim sırasında, bir Alman yazar dostumla bir­ likte yazdığımız Almanca bir müzikal oyun sırasında oldu. Oyunu oynayacağı­ mız Kuzey Ren Wcstfa!ya Eyalet

Tiyatro-su yöneticileri annemi ilk gördüklerinde, "Frau Karaca bu rol için biraz fazla olgun değil mi?" diyerek kibarca annemin yaşlılığını dile getirmişlerdi. Ne ki, bu kuş­ ku provalarla birlikte rahatlamaya, hele premiere ile tarifsiz bir coşkuya dönüştü. Totiş o yıl 76 yaşındaydı tek kelime Al­ manca bilmeden Almanca bir oyun oynu­ yordu, dans ediyordu ve şarkı söylüyordu ve finalde de bütün alkışı alıp malı götürü­ yordu.

O anneannemin öldüğü gece sahneye çıkmıştı, büyük teyzemin öldüğü gece de, ben de onun öldüğü gece konser verdim ve show hala devam ediyor.

Anacığım beni soracak olursan ateşe devam, lütfen babamı yine idare ediver, ayrıca Celal Sururi Beyamcama, Muzaf­ fer Hepgüler Beyamcama, Halide Pişkin Teyzeme, Vasfı Rıza Beyamcama Altan Erbulak Ağabeyime ve yerli yabancı tüm gösteri dünyasının öte taraflılarına selam sevgi benden. Cennet sahnesindesiniz

artık... • •

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Her ikisi de Sevillalı (İşbîliye) olan İbn Haccâc’ın el-Mukni fî el-Filâha’sı (Ta- rımcılık Üzerine Görüşler) ve İbn el-Avvâm’ın Kitâb el-Filâha’sı

si göstermeleriydi. Yavaşlatmak iste- dikleri moleküllerse en düşük enerjili titreşim durumuna sahip amonyum molekülleriydi. Bu durumdaki mole- küller bir atımdaki

Gel technology has been successfully applied for production o f " “Tc solution at central type 99Mo/99mTc gel-generator in the Institute o f Nuclear Physics NNC RK in Almaty

on nu clear spectroscopy and structure o f the atom

Ü stat Sermet Muhtar, yakın tarihin oyuncaklarını, oyuncakçı dükkânları­ nı ve Işimdi pek görünmez olan oyuncak satıcı tiplerini kuvvetli hafızası­ nın

Ressam Jose Ruiz Blasco'nun oğlu Picasso, 1900'lerde Paris'e yaptığı ilk inceleme gezisi sıralarında annesinin adım - Picasso - aldı, Barcelona’da eğitim gören ressam,

Çünkü o kadar çok soru var ki cevabını bilemediğimiz, düşünemedi­ ğimiz, yeterince düşünmediğimiz için de -örneğin türban gibi - demokrasi ve ba-. nş içinde

I ransız di imdeki \ .ı/darıyla Fransa'da yazı ve sanat şövalyesi olan ilk Türk kadını, oyunları, oyun yönet­ menliği ve bilimsel araştırmalarından gayrı