• Sonuç bulunamadı

Zekeriya Sertel'den Kemal Sülker'e

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Zekeriya Sertel'den Kemal Sülker'e"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

E K T U P L A R D A N Osman Senemoğlu

Zekeriya Sertel’den Kemal Sülker’e

İltifatlarla dolu mektubunu aldım. Gösterdiğin yakın ilgi beni çok duygulandırıyor. Hele gurbet ilde bunun etkisi çok büyük oluyor. Şimdi de benim için büyük ve zor bir işe girmeyi üzerine almışsın. Ne kadar borçluyum bilemezsin. İstediğin bilgileri hatırlayabildiğim kadarı ile aşağıda veriyorum. Ben son olarak 1952 tarihinde -ay ve gününü hatırlamıyorum- o zamanın başbakanı Adnan Menderes’in özel bir emri üstüne aldığım resmi pasaportla memleketi terk ettim. 1953’te Nâzım’ı görmek üzere Macaristan’a gittim. Sınırlarda sıkı pasaport kontrolü yapılıyordu. Yolculuk gece yapılıyordu. Kontrol memurları geldikçe kalkmamış olmak için pasaportumu yastık altına koymuştum. Budapeşte’ye vardığımız zaman heyecanlı idim. İlk kez bir sosyalist ülke görüyordum. Trenden iner inmez bir taksi alıp Nâzım’ın verdiği otele gittim. Otel memuru pasaport isteyince uyandım. Pasaportumu trende yastık altında unutmuştum. Hemen taksiye atlayıp istasyona gittim. Ama trenin yerinde yeller esiyordu. Birkaç gün aradık, araştırdık, pasaportu bulamadık. Bunun üstüne Peşte’deki Türk Konsolosluğu’na başvurarak yeni bir pasaport istedim. Ankara’ya yazdılar. 15-20 gün beklettiler ve sonra cevap alamadıklarını söyleyerek pasaport vermekten kaçındılar. 1968’de Haşan Işık’ın büyükelçi bulunduğu sırada Moskova’da elçiliğe başvurarak pasaport istedim. Gene Ankara’ya yazıldı ve cevap gelmediği için pasaport verilmedi. 1969’da Paris’e geldim. İlk işim pasaport istemek oldu, gene Ankara’ya yazıldı ve cevap gelmediği için pasaport verilmedi.

1970’de Paris’e gelen Çağlayangil’le görüştükten sonra memlekete dönmeğe karar verdim. Bir vatandaşın memlekete girmesi için pasaporta ihtiyaç yoktur. Bu kez de 1968’de verildiği iddia edilen bir Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak yurduma girmeme izin verilmedi. Bunun üzerine Danıştay’a başvurarak bu kararın iptalini istedim, Danıştay isteğimi kabul etti ve bu kararı iptal kararı verdi. Bu kararın bir kopiyesini ekliyorum. Ama iktidar Danıştay kararlarına uymadığı ve sınırlara Bakanlar Kurulu kararının hükmü kalmadığı bildirilmediği için tekrar yurda dönmek macerasını tekrarlamak istemedim. Ben suçlu değilim. Hakkımda verilmiş bir mahkeme kararı da yoktur. Danıştay’ın kararından sonra bütün engellerin kalkmış olması gerekir. Ama bu hukuk devleti olan yerler için doğrudur. Türkiye hâlâ hukuk devleti dönemine girememiştir. Yıllardır gurbet illerde sürünmekte olmamın nedeni sadece budur. Açacağınız kampanya ile bu engeli kaldırabilirseniz o vakit kollarımı açarak yurduma dönmeğe can atacağım. Bu işte nasıl bir plan düşündüğünüzü bilmiyorum. Bana kalırsa önce gazetecilerden imza toplamalı, bir kısım basını bu dava etrafında seferber etmeli. Örneğin Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, Günaydın gazeteleri bu sefere katılabilirler, Haldun w Erol baba dostu gençlerdir. Yardımı esirgemezler sanırım. Yalnız beni düşündüren zaman sorunudur. Bugünkü koşullar buna elverişli midir? Bunu bilmiyorum. Akıntıya kürek çekmiş olmayalım. Tek umut işi uluslararası yapmaktır. O vakit etkisi büyük olur. Bundan başka bir istediğiniz olursa bildirin, yapayım. Başarılar diler, tekrar teşekkür ederim. ^

Zekeriya Sertel ve onun

yurda dönmesi için

Kemal Sülker öncülüğünde

başlatdan kampanya...

Yayıncılık, gazetecilik, yazarlık türii işlerle uğraşan Zekeriya Sertel (1890-1980) gibi akıl almaz güçlükler ve sorunlar yaşayan insanlara, her ülkede rastlamak kolay değildir. Hukuk, toplumbilim ve

gazetecilik eğitimlerini Türkiye, Fransa ve A B D ’de yapan Z. Sertel, gazetecilik ve yayıncılık çalışmalarına genç yaşında başlar (1912). Karısı Sabiha Sertel ile birlikte çıkardıkları Resimli A y dergisiyle ilk büyük sorunu yaşar Z. Sertel. İstiklal Mahkemesi'nce cezalandırılır. Yeniden özgürlüğüne kavuşunca, H .Lütfü Dördüncü ve Sabiha Sertel’le birlikte Tan gazetesini çıkarırlar. Alman Nazi rejimi karşıtı yazılar nedeniyle tek parti hükümetinin şimşeklerini üstüne çeker gazete. Yayımı birçok kez engellenir ve sonunda gazete kışkırtılmış bir topluluk tarafından yakılır. Zekeriya ve Sabiha Sertel’in ülkeden ayrılıp Fransa ve Azerbaycan’da yaşamalarına yol açacak olaylar şöyle gelişir:

"...Hüseyin Cahit Yalçın Tanin gazetesinde Tan’a karşı bir ‘vatan cephesi’ oluşturulması görevinin gazetecilere ve hiir vatandaşlara düştüğünü yazdı (3 aralık). Ertesi gün (4 Aralık 1945’te) İstanbul

Üniversitesi bahçesinde Orhan Birgit, A li İhsan Göğüş gibi önderlerinin öncülüğünde toplanan öğrenciler ellerinde bayraklar (...) Tan basımevini basıp baskı araçlarını kırdılar, bobinlerini yırttılar. ” / Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, cilt 18, s. 11199/.

Ne var ki "çok parti” döneminde de "sakıncalı ”lık tan kurtulamaz, pasaport alması, yurtdışına çıkması engellenir. Dönemin başbakanının özet izniyle pasaport edinir ve yurtdışına çıkar. Ancak bu kez de geri dönmesi yıllarca yasaklanır. Z. Sertel’in yurda dönmesini sağlamak amacıyla Kemal Sülker’in öncülüğünde başlatılan kampanya olumlu sonuçlanır ve 3 Mart

1977’de Türkiye’ye gelebilir Z. Sertel.

Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 5 1 5 8 5 0 0 0 6 *

Referanslar

Benzer Belgeler

Adım: Öncüldeki açıklamalara göre en çok şiiri okuyan kişi Can ol- duğu için ve Ebru’nun her şiirinden sonra Can’ın şiiri gelir, Can’ın bir şi- irinden

Güzel sesli sanat­ kârı bu derecede dinliyebilecegimıiz gibi, gelecek yıl için hazırlanmakta olan Karmen’de de dinliyebileceği- miz haberi bütün sanat

Latin kaligrafisinde usta, hat sanatında ayrı bir yeri olan bir uzman, matbaayı ve fotoğrafı, değişik baskı yöntemlerini bilen, yazı ve imza konularında

Sa¤da tümörün bulundu¤u k›rm›z› bölge ›fl›nlama dozunun %90’n›n› kapsarken, solda fotonlarla ›fl›nlamada ayn› doz.. çok daha büyük bir bölgeye

Bu çalışmada, temel otonom bir araç yazılım alt yapısı ve Android cihazlar üzerinde çalışabilen bir mobil Artırılmış Gerçeklik uygulaması geliştirilmiştir.. Mobil

Orta Asya’dan Küçük Asya’ya uzanan bu medeniyet, Anıtsal yapılarda mimarî düzen olarak; taşta ve ağaçta motif olarak, çeşitli medeniyetlerin beşiği

Yayıncılık sektöründe ‘ölü sezon’ sayılan yaz aylarında yayınevleri, eko­ nomik krize karşın okuyuculara yeni kitaplar sunmaya devam ediyorlar.. Biz de bu

Şişirilmiş karakter tipler, durmadan bir takım fıkralar, içiçe uzun uzun öyküler anlatmak Kemal Tahir’in romanlarında sık sık rastlanan bir