• Sonuç bulunamadı

Resim sanatında bir şahsiyet:Şeref Bigalı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Resim sanatında bir şahsiyet:Şeref Bigalı"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bu yazı, çalışmalarını İzm ir’de sürdürmekte olan tanınmış ressamlarımızdan Şeref Bigalı’ntn,

sözcüklerden oluşan bir "mozaik tablo"sudur. Bu tablodaki tek tek her "mozaikparça", onun, özellikle genç kuşaklara yaptığı sohbetlerinden, konuşmalarından alınan kendi tümceleridir. Bu özelliğiyle bir anlamda "kendi portresi" olarak

da tanımlayabileceğimiz bu mozaik tabloda ünlü sanat adamımız, yaşamı ve öğrenimiyle

ilgili bilgiler vermesi yanısıra, resim sanatı konusunda görüşlerini de açıklamaktadır.

Resim Sanatında

• Didem Akgönül - Hande Erboz - Bütün Dünya • •1925 yılında Bergama’nın, Göçbeyli Köyti’n- de doğdum. »Küçük yaştan beri resimle uğraşı­ yorum. »7 yaşına gelinceye dek Göçbeyli Kö- yü’nde kaldım.

•Sonra İzmir’e geldik. »Ben hocalarımızın güzel ahlaklarını, bize vermek istedikleri terbiye­ yi derinden anlamaya çalıştım.

(2)

• İşlerimde doğm olmaya, doğru­ luğun büyüklük olduğunu ve doğ­ ruluğun daima en önde geldiğini bi­ ze onların faziletli çalışmaları öğretti. • Ortaokulda resim aşkım belir­ di. »Resim öğretmenimiz, Kadir Ataman’dı. »Zamanın çok iyi bir il- lüstratörüydü. »Beni akademiye gir­ meye o teşvik etti.

• Ortaokul Gazi Mektebi nden sonra Atatürk Lisesi’ne gittim. Ve Ka­ dir Bey'in de teşvikiyle ben akade­ miye gitmek üzere hazırlandım. 120 kişi girdik imtihana. 60 kişi aldılar.

• Çallı İbrahim'in empresyonist fırçası ve onun arkadaşlarının etki­ si altında çalışıyordu akademi. • Avrupa’dan yeni profesör gelince işler değişti. Yenilikler başladı.

Bütün Dünya« Temmuz 2001

•Akademiden mezun olduktan bugüne, aradan tam elli yıl geçti. Şimdi 76 yaşındayım.

•Satış olanağı fazla olanlar gibi ticari düşünemiyoruz. Az, fakat den­ geli çalışıyorum, çok düşünüyorum.

•Küçük ya da büyük olsun, bir resim bende bir yılda ancak bitebiliyor.

•Ve atölyemin çalıştığım duva­ rında şöyle bir yazı da hep gözü­ mün önündedir. "Bazı şeyleri yapar­ sınız sonra onları dinlendirirsiniz. Sonra da o şeyler kendini tashih eder." »Bir resmin atölyeden çıkma­ dan önce uzun bir süre dinlenmesi gerek. »Benim atölyemdeki yarım tualler geçen yıldan kalmadır. »Bu yıl ele alınarak bitirilebilir.

Bitirile-Resim, varlığın içindedir; onu oradan çıkarabilen

sanatçıdır. Bir başkası için görünmeyeni görünür

kılıyoruz. Tabiatm içindeki gizli saklı geometriye,

bir şahsiyet gözlüğü ile bakmak, sanattır.

•Böylece akademiye yeni bir kim­

lik, yeni bir yaşam, estetik egemen olmaya başladı.

•Ben, Cemal Tollu Atölyesi'n- deydim. »Cemal Tollu büyük bir ho­ ca, muhteşem bir desinatör, desen­ ciydi. »Bizi hamur gibi yoğurmuş, kendi özelliklerini bize sunmuştur. •Altı yıl onun atölyesinde çalıştım.

•1950'de akademiden birincilik­ le mezun oldum. »25 yaşındaydım.

•38 yaşında Avrupa’ya gittim, bir yıl kaldım. »Memleketime dö­ nerken hocam, "Gitme" dedi. "Ora­ da kim anlayacak bunu?" Kendisine, "Anlayan bulunur efendim" dedim ve döndüm.

meyenler, gelecek yıla kalır. • Böy­ lece resim dinlendikçe kendini tas­ hih ediyor. »Resim zamanla, aralık­ larla tual sehpaya kondukça bizim imajinasyonumuz yani zihnimizdeki olay ve bilinçaltımız sürekli çalışı­ yor. »Bir yıl önceki resmimiz hâlâ çalışmakta. »Her an ressam değiliz. Zaman zaman ressamız. »Ressamlık an meselesidir. İlham perilerinin geldiği an ressamız.

• Ben ekspresyonist bir ressa­ mım. Çalışma tarzım bu. »Avru­ pa’da empresyonizmden sonra çı­ kan ekspresyonizm, tabiat havasını ressamın iç yaşamı ile ilgili bir biçi­ me soktu. »Ve iç olanaklarımız ve

(3)

Şeref Bigalı iç duygularımız hatta ikisi hürleşe­

rek yeni çizgi, renk farkına dönüş­ tü. »Ve daha kuvvetli renge önem verme içgüdüsüyle doğa

şekilleri ile birleştirme biçiminde tecelli etti.

• Ben konuyla çalışan bir ressamım. Konusuz çalışamıyorum. »Benim sokakta gördüğüm bir ta­ vuk, bir horoz, bir insan ya da ruhumda ürpertiye yol açan bir şekil, bir renk ilgimi çekiyor, onu çiziyorum, boyuyorum. Fakat esas itibariyle böy­ le merkezileşmiş bir ta­ kım konularım var be­ nim. »Onlar kahveler, ta­ biat parçaları içinde işle­ nen, işleyen insanlar.

•Ondan sonra horoz dö­ vüşleri, kır kahveleri, yağmur bilhassa. »Bun­ lar beni çok duygulandı­ ran konular oluyor. •Ressam irkildiği bir ko­ nu karşısında onu res­ metmek ister. »Onun için arada bazı başka ko­ nular da giriyor işin içi­ ne. »Böyle hareketli ko­ nuları seviyorum.

•Ben dört prensip koydum. »Doğru çizgi, çizgi doğruluğu. Çizgi doğruluğu demek, aynı zamanda kompozisyon doğruluğu demek. Çizgi, norm doğruluğu. Valör doğruluğu. Koyuların, açıkların, orta tonların

yerli yerinde olması. Resmin sade düşmesi, sadelik içinde olması. Bir­ çok şeklin bir bağlantı içinde olma­

sı. »Sonra renk doğruluğu. »Resim sanatı dört köşeli bir mendile ben­ zer. Dört köşesinde, işte bir caminin

Ünlü sanatçı Şeref Bigalı 'ran, herbiri “Şahsiyet ” yansıtan iki yapıtı

kubbesini tutan dört fü ayağı, o dört büyük ayak caminin kubbesini tutu­ yor. Kubbenin üstünde de dışarıda

(4)

olan bir alem var. »Bu da merkezi­ leşmiş inanç bütünlüğü. »Buna şah­ siyet, diyoruz. Ama bu çok nazlı ge­ lir. »Şimdi bu dört köşeli mendilin bir köşesi noksan olursa açık olur ve şekiller, üzerine koyduğumuz renkler o kapıdan dışarıya çıkar. •Hepsini bağlıyoruz birbirine ve mendilin üstüne bir bağ atıyoruz ve en üstüne de alem koyuyoruz. Yap­ tığımız iş budur. Herkes bunu böy­ le tanısın. Buna şahsiyet denir.

Bütün Dünya» Temmuz 2001

•Abidin Elderoğlu, benim ho- camdır, dünya çapında müthiş bir ressamdır. »Eğer Fransız olsaydı orada onun adına birinci sınıf bir müze yaparlardı. »Hocam Abidin Elderoğlu anlatmıştı. »Milano’da bir müze vardır. O müzeye gitmiş ve sahibiyle tanışmış. »Adam zengin, bir müze kurmuş. Bütün dünya bü­ yüklerinden o müzede duvarlar var. Picasso gibi. »Abidin Bey’e de bir

54

duvar ayırmışlar. »Bugün önüne yaş vaziyette harç getirmişler ve eli­ ne demir bir kalem vermişler. İmza­ sını atmasını istemişler. O da atmış imzasını. »Ertesi yıl gittiğinde resmi­ nin altına bunu monte ettiklerini görmüş. »Dünya durdukça orada yaşayacak. »İşte bu, bizde yok. Abi­ din Bey bu dünyanın büyüklerin­ den. Bizim Eicassomuz. Leonardo- muz. 100-150 yıl sonra ortaya çıkar. Fakat şimdi çıksın. »Şimdi insanlar ressamlardan nasıl re­ sim yapıldığını, yapı­ lacağım öğrensinler. •Dışarıdan gelen in­ sanlara böyle bir mü­ zemiz var diyelim, ağızları açık kalsın.

•Resim sanatı bir hayli gelişmiş durum­ da. Fakat bizde şahsi­ yet azlığı var, taklitçi­ lik fazla, samimiyet az. »Resim sanatında samimiyet olmazsa şahsiyet azlığı belirir. Ve bu da dışa bağım­ lılık gösterir. »İşte ne kadar seyredersek, dinlersek o kadar an­ larız. o kadar severiz. •Resim varlığın için­ dedir, onu oradan çı­ karabilen sanatçıdır.

•Bir başkası için görünmeyeni görünür kılıyoruz. »Tabiatın içinde­ ki gizli saklı geometriye, bir şahsiyet gözlüğü ile bakmak, sanattır. Yani biz doğaya kendi gözlüğümüzle, kendi bakışımızın yaratacağı şekli ile bakıyoruz. »Doğayı aynen res­ metmiyoruz. »Oradaki saklı estetiği yakalamaya çalışıyoruz. »Mesele bundan ibarettir.»

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

In this study, after giving a brief information about historical novel, we are going to eveluate how a historical character (Timur) is handled and processed in

Pırıl pırıl pullu, baldırları ol­ duğu gibi gösteren mavili, kırmızılı elbiseler içinde bir de bacaklar ha­ vaya fırlatılınca kim de can kalırdı.. I

Dün Kumkapı Meryem Ana Er­ meni Kilisesi’nde yapılan patrik seçiminden önce, patrik adayları arasında birinci sırayı alan ve pa­ zar günü yapılan delege

Okulun ITÜ’ye dönüştürülmesi sırasında da Elektromekanik Şubesi, Elektrik ve Makine bölümlerine ayrılmış ve elektrik bölümü, 1935'te kurulmuş olan muhabere servisi

- Vatan gazetesinde 1950’K yıllarda çı­ kan iki yazınızda Muhsin Ertuğrul’un devrin Milli Eğitim Bakam Celal Yardım­ cı tarafından ıskarta edilmesini konu et­

“Türk resim sanatının başlangıç sürecinden itibaren Güzel Sanatlar akademilerinde akademik desene hangi açıdan katkısı vardır?”“Türk resim sanatında

Türkiye’ye dönüşünde Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Sinema ve Televizyon Ana Sanat Dalında Yüksek Lisans eğitimine başlamış, bu

Bu doğrultuda Öğrenci 6 “Sosyal medya üzerinden pek çok bilgi ediniyorum” ifadesini kullanarak sosyal medyadan birçok bilgi edindiğini belirtmiştir. Buna benzer olarak