• Sonuç bulunamadı

Yıldızın ricali birbirine katmak merakı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yıldızın ricali birbirine katmak merakı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Zı^J Evvel zaman içinde

Yıldızın ricali birbirine

katmak merakı

B eyrut ve Şam valilerile ordu kumandanına

gönderilen im zasız mektuplar

Beyrutta idik. Babama mabeyni hü­ mayun başkâtibinden bir mahrem m ek­ tup geldi. A d et hilâfına olarak zarfın arkası mühürsüz idi. V e yine âdet hilâ­ fına olarak bu mektup posta ile gelmiş­ ti. Halbuki o zamanlar vilâyetlere ge­ len muharreratı kapı kâhyaları yollar­ lardı. Bu tahriratın münderecatı aşağı yukarı şu mealde idi:

«... Suriye valisi Nâzım ve beşinci or­ du kumandanı Hakkı paşadan sarayı hümayuna maruz ârizalarda pederimin Beyruttaki eşhası muzırra haklarında se- mahati himayetkârlığından (aynen) zatı şahane ikaz edildiğinden dolayı maruzu hulûs ve mevdette sizi haberdar etmek­ teyiz..) Bu tahrirat resmî kâğıd üzerine yazılmıştı. Fakat imzasızdı ve posta ile gönderilmişti. Bittabi nazarı dikkati cel- betti. Merhum babam derhal başkitabe- te şifreli bir telgrafname yollayaraü izti- zahta bulundu, ve «Burada eşhası muzir- :e yoktur. Fakat bazı imamete memur me­

murlar ve zabıtanı askeriye vardır. R edif kumandanlığı erkânıharbiye reisi miralay Bedri, Beyrut mevki kumandanı miralay İsmet, hastane sertabibi binbaşı Hayri, mütekaid ferikandan Şevket paşalar ve beyler gibi. Bunların hüsnü idarelerde mümkün oldukça terfihi ahvallerince dahi gayret olunması îstanbuldan Bey- ruta gelirken telâkki ettiğim iradei se- niye iktizasındandır. Binaenaleyh hima­ ye olunan muzır eşhasın kimler oldu­ ğunda iştibah hasıl ettiğim için tavzihi keyfiyet buyuıuîmasını rica ederim» dedi.

Bu aralık Ahm ed İzzet bey de Nem­ çe vapurile Beyruta gelmişti ve beşinci ordu erkânıharbij*ssine tayin olunmuş­ tu. Fakat henüz Şama gitmemişti. Bizim misafirimiz bulunuyordu. Çünkü A h ­ med İzzet bey (bilâhare müşir ve sad­ râzam olan merhum İzzet paşadır) ye­ ğeni Reşid A kif paşa merhum kadar babamın sevdiği ve dostu bir zattı ve lütfen bana hocalık etmişlerden idi. Bu mektupla onun muvasalatı ve misafireti arasında da bir münasebet bulunamıyor­ du. Zira ikisi hemen hemen beraber gel-Bu telgrafnameye cevap gelmedi. .Lâ­ kin iki üç gün sonra bayram geldi. Ben mahalli memuriyetine giden A hm ed İzzet beyle beraber Şama gittim. V e Viktorya oteline misafir olduk. Suriye valisi Nazım paşayı ziyarete gittim. Ken­ disini çok severdim ve bu zamandan evvel ne zaman Şama gitsem onun mi­ safiri olurdum. Paşazadeleri baştan çı­ karırlar. Seni bırakmam der dururdu. Dururdu amma biz yine durmazdık. Nâ­ zım paşa beni nisbeten soğukça kabul etti ve mutadı veçhile alaylarla ağabe­ yisin! sormadan (çünkü babamla arala­ rında yaş davası vardı) doğruca otele gidişimden de bir mana çıkararak bir şey söylemek istiyordu. Müsaade iste­ dim, vermedi. V e nihayet dayanamıya- rak çantasından bir zarf çıkardı. Bu zarf pederime gelen zarfın ayni idi. Ben der­ hal, müsaade ediniz, mektubu ben oku­ yayım dedim. (O zaman hafızam kuv­ vetli id. Halbuki şimdi nisyanım ma­ hirdir) ve babama gelen mektubu ay­ nen ve harfiyen okudum.

Hayretle: «Ne söylüyorsun oğlum !...» dedi ve bir daha oku bakayım diyerek elindeki mektubu kontrol etti.

Bu mektup da bizimkinin ayni idi ve o da imzasızdı.

Her dem zinde ve her vakit asabi bulunan Nâzım paşa odasında dolaşma­ ğa başladı. Bir şey söylemiyerek mutta­ sıl sigara içiyordu. Uşağını çağırdı. A ra­ basını ısmarladı. «H aydi benimle bera­ ber gel. Ben bayram ziyaretlerini iade ederim; sen de arabada oturursun ister­ sen. Biraz da gezmiş olursun» dedi. Y o ­ la koyulduk. Yalnız arabaya biner ken evindeki telgraf memuruna saat on ikiye doğru (ezanî) Beyrut valisini ara- j

nasını ve konuşmak istediğini söyledi. ;

A v d et ettiğimiz vakit saat on bir bü* çuktu. Biraz sonra pederimi buldu. Nâ­ zım paşa telgraf odasına girdi. (O za* manlar telefonumuz olmadığı için bu; gibi konuşmalar telgrafla icra olunur* d u ). Nâzım paşaya ben bu mektuptan! sonra babamın ne yaptığını bilmiyorum dediğim cihetle bu konuşma lâzımdı ve üst tarafı artık onlara ait bir işti.

Nâzım paşa gülerek yanıma geldi: Aferin uğurlu çocuk. Sen Şama gelme- seydin biz babanla birbirimize girecek­ tik. Ben de hiç babana gelenden habe­ rim yokmuş gibi bu mektubu başkâtip­ ten soracağım. Bakalım ne çıkar. Sen de kimseye söylem e» dedi ve ısrarına rağ­ men müsaadesini istirham edip saat ya­ rıma doğru otelime döndüm.

A hm ed İzzet beyi (paşa) otelde bul­ dum. Kendisi ogün dairei müşiriye git­ miş, kumandan Hakkı paşayı ziyaret etmiş ve işine başlamıştı. Daha başka başka resmî ziyaretler de ifa ettiğinden dolayı yorulmuştu. Yemeği yer yemez odalarımıza çekildik. Benim yanımda hususî ve daimî hocam Fransız mösyq Jordan da vardı. (H âlâ Patistedir).

Ertesi gün Beyruttaki mütekait ferik Şevket paşanın bir emanetini damadı ordu kumandanı Hakkı paşaya teslim etmek üzere dairei müşiriye Ahm ed İz­ zet beyle beraber gittim. O dairesine ben kumandan paşanın tarafına doğru yürü­ dük. Hakkı paşa bir müddet sonra b e ­ ni kabul etti. Çok nazik bir zat olduğu için iltifat etti. Kayın pederi hakkında babamın gösterdiği hürmetten dolayı da ayrıca teşekkür etti. V e yalnız pederime söylemekliğim kaydile mahramane bir şey ifade edeceğini ilâve eyledi: «P ede­ rinizle Nâzım paşa hazretleri müştereken zatı şahaneye maruzatta bulunarak be­ nim menfî zabitana ve ümeraya fazla mezuniyetler verdiğimi ve müsamaha­ larda bulunduğumu arzetmişler. Sureti mahramanede haberdar oldum. Halbu­ ki sizin taraftakileri siz bizden ziyade himaye ediyorsunuz. Doğrusu mahzun oldum, inanmadım amma rahatsız da olmamış değilim.» demesile ben yine baklayı ağzımdan çıkardım ve yal­ nız babama da böyle bir ihbar geldiğini söyledim. Şeklini izah ve tahriratı harfi­ yen kıraat ettim.

Hakkı paşa da hayretten hayrete düş­ tü ve kendisine gelen mektubun da bi­ zimkine benzediğini ve imzasız olduğu­ nu söyledi ve sonra n e . yaptı bilm iyo­ rum. Bu vakadan sonra biz altı sene ka­ dar daha Beyrutta kaldık. Ancak bu mektubun ne olduğunu öğrenemedik. Pederim de istizahına cevap almadı.

Semih Mümtaz S.

Referanslar

Benzer Belgeler

Basında yer alan haberler, Avrupa1 da yapılan çalışmalar ve kendi girişimleri so­ nucu bu yıl Kültür Bakanı Namık Kemal Zey- bek’in ödeneğin arttırılması için

Tanya Markow 2011 yılında tamamlanan ön ça- lışmalardan sonra omurilik zedelenmesi sonucu felç olan kişilerde de olumlu sonuç alacaklarını umduklarını, ancak aygıtı

Bilimi hayat tarzı ola­ rak yaşayan Cahit Arf TÜBİTAK bilim ödülü, Parlar Vakfı Bilim, Hizmet ve Onur Ödülü, Seha Meray Ödülü vb.. Türkiye

Mezarının başındaki konuşmam­ da şöyle dedim Süreyya Duru için: “Ben bir dostumu, sinema bir yönet­ menini, Türk toplumu pırlanta yü­ rekli bir yurttaşını

Yöntemler: Ocak 2011-Aralık 2011 tarihleri arasında tifo tanısıy- la izlediğimiz 30 çocuk hasta, yaş, cinsiyet, başvuru yakınmaları, fizik muayene, laboratuvar bulguları

Bizim çalışmamızda en sık rastlanan infeksiyon odaklarını %39.5 oranıyla üst solunum yolu infeksiyonları, %11.8 ora- nıyla idrar yolu infeksiyonu, %9.7 oranıyla diş infeksiyonu

Dolayısıyla Hindistan; gerek nüfus yoğunluğu ve gerekse de Gayri Safi Milli Hâsıla olarak yüksek hızlı demiryolu yapımına birkaç yıl içerisinde girmek için yeterli

Hükümdar 1892'de semt görev yapan Hacı Hüseyin sakinleri için Meşrutiyet Camü'ni yaptırdı ve Efendi, sahip olduğu arazilerin babasının inşa ettirdiği Teşvikiye Camü'ni