! MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIÂLİ
Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ tBTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. ^ .. - ... Tefrika No: 144 ■
fttihad ve Terakki merkezi umumisinin kapatılma
sına Şeyhislâm Cemaleddin efendi itiraz ediyordu
Nazım paşa ile İttihadçılar arasın daki müzakereler büsbütün gizli ka- j lamamıştı; Nazım paşamn Ittihad ve Terakkiye temayül ettiği yolunda de dikodular dolaşmağa başlamıştı. Bu dedikodular Kâmil paşanın kulağı na vardı. O da böyle entrikalara kar şı gafil bulunmadığını göstermek ve işin mahiyetini anlamak maksadile bir gün Nazım paşayı çağırarak bu me seleyi açtı. Said Halim paşa yalısını ziyaretinin sebep ve saikini sordu. Nazım paşa sinirlenerek kendisinin harekâtında serbestîsi takyid edile- miyeceğini ve bundan dolayı kimseye hesap vermek mecburiyetinde bu lunmadığı yolunda sert bir cevap verdi.
Kâmil paşa ileriye gitmeği muva fık bulmıyarak bahsi değiştirdi.
Dahiliye Nazın Reşid bey de (17 teşrinievvel 1328 - 14 kânunusani (1328) Nazım paşanın Said Halim pa şa ile temaslarını öğrenmişti. Hükü mette mesuliyetleri müşterek olduğu nu düşünmiyen Harbiye Nazmmn İttihadçıların en cüretkârı sayılan Enver beyi Hurşid paşa fırkası er kânı harbiyesi riyasetine, Cemal beyi menzil müfettişliğine tayin eylemesi ni kabinenin mevkü bakımından teh likeli görüyordu.
Bir gün vükelâ meclisinde bu dü şüncesini Nazım paşaya bildirdi. Na- i zım paşa ünf ve şiddetle:
— Her ikisi bana politika ile uğ- ! raşmıyacaklarına dair söz vermişler
dir. Namuslarından şüphe etmek ten sizi menederim!
Cevabını verdi.
Bu mukabele üzerine Reşid bey si yasette bu kabil sözlere itimad caiz ola-
mıyacağmı, böyle tayinlerin İttihad ve Terakkinin tekrar iktidar mevkiine geçmesine yol açabileceğini, memle ketin hayır ve selâmeti bunu icap edi
yorsa kabineye düşen vazife keyfi yeti padişaha arz ile işten çekilmek- i ten ibaret olduğunu, aksi takdirde I İttihadçılara meydan vermek caiz I olamıyacağını arkadaşlarına izah
etti.
Nazım paşamn mecliste mütehak- kim tavırlar takınması, İttihadçılar- la temas rivayetleri bugünlerde ken disine karşı diğer vükelânın itimad- larmı sarsmış olduğu için bu sözler üzerine bunlar da İttihad ve Terak kiye emniyet caiz olamıyacağı fikrin de Reşid beyle müttehid olduklarını söylediler. Ancak vükelâ arasında Nazım paşa ile açık bir mücadeleye girişmek ve İttihad ve Terakkiye kar şı katî, şedid tedbirler ittihaz eyle mek cüreti görülmüyordu.
Vükelâdan bazılan İttihad erkânile ! alâka ve münasebetlerini kesmiş de- ; ğillerdi ve vükelâ meclisinde geçen sözlerden, verilen kararlardan bun- | 1ar önünde bahsetmekte mahzur gör
müyorlardı.
Adliye Nazın Arif Hikmet paşanın etrafım İttihad ve Terakkiye mensup adliye erkânı almış bulunuyordu. Ha riciye Nazın Noıadonkiyan efendi dostu İttihad ve Terakki mebusu Ka rasu efendiden hiç bir şey saklamı yordu.
Nazım paşanın İttihad ve Terakki erkânım himaye yolunda aldığı vazi yet artık kimsenin nazarından kaç mıyordu. Nazım paşa da bir müddet- tenberi kabine arkadaşlannın kendi aleyhinde besledikleri şüpheyi kuvvet lendirmemek mecburiyetini hissedi yordu. Bu sebeple hakkmdaki dedi koduları uzun bir mektup ile ve İk dam gazetesi vasıtasile tekzip etme ğe lüzum gördü:
(Şu veya bu fırkai siyasiyeye te mayül etmiş olduğuma dair bugün lerde imzasız mektuplar almakta ve bu gibi rivayetlerin dillerde deveran ettiğini de işitmekteyim. Bu şayiala- n n esassız olduğunu temin ederim.)
Ancak bu teminat da şüpheleri izale edemedi.
Reşid bey kabine arkadaşlarını İttihadçılar aleyhine tedbir ittihazı na sevketmek için gayret ve faaliyet ten hali kalmıyor, İttihad ve Terakki merkezi umumîsinin vilâyetlerdeki
klüplerine tamimler göndererek hal kı hükümet aleyhine kıyama tahrik ettiğini beyan ile İttihad ve Terakki teşkilâtını dağıtmak için müessir ted birler ittihazı zamanı geldiğini, hat tâ geçmekte olduğunu ileri sürüyor du.
Kabinede bu yola gidilmesine, zec rî tedbirler ittihazına en ziyade mu kavemet eden şeyhislâm Cemaleddin efendi idi.
— Biz İttihad ve Terakkiye kanun- şikenane hareket eylediğinden do layı itiraz ediyorduk. Şimdi bi zim de ayni hataya düşmemiz nasıl kabul edilebilir? Kanun haricinde yapacağımız hareketleri efkârı umu miye takbih etmez mi? İndî şüphe- | 1er ve rivayetler üzerine İttihadçılar aleyhinde harekete geçmek doğru ola maz. Hükümete muhalif fırkaya kar şı m eri kanunlar haricinde, husu- sile kanunu esasimizin icaplarına mügayir şekillerde icraata kalkışmak caiz değildir.
Diyordu. Bu kanunî itiraz karşı sında Reşid bey İttihad ve Terakki aleyhinde istinad edilebilecek delil ler araştırıp bulmak mecburiyetinde kalmıştı. Bunun için vilâyetlere yaz dığı bir tamim ile İttihad ve Terakki nin hükümet aleyhinde bulunduğu nu isbat edecek evrakın ele geçiril mesini ve hükümet aleyhinde propa ganda yapanların yakalanmasını teb liğ etti.
Trabzon vilâyetince İttihad ve Te rakki merkezi umumîsinin 23 teşri nisani 1328 tarihli bir tamimine Trabzon vilâyet merkez şubesinden yazılan bir cevap elde edilerek Dahi liye Nezaretine gönderildi. Bu mü hürlü cevapnamede Trabzondaki İtti had ve Terakki teşkilâtının Trabzon luları tahrik için fi’lî teşebbüslerde bulunduğu bildiriliyordu. Reşid bey bu vesikayı vükelâ meclisine arzetti.
Mecliste yalnız Cemaleddin efendi bu vesikanın İttihad ve Terakki mu haliflerince tasni edilmiş olmak ihti malinden bahsetti. Mecliste cereyan eden müzakerelerde bu ihtimal varid addedilmiyor, vükelâ taşradaki İtti had klüp ve şubelerinin kapatılma sına, buralarda araştırmalar yapıla rak bulunacak mühim evrakın mer keze celbedilmesine, İttihadçılar iç timai ar akdeylemekte devam edecek olurlarsa haklarında kanunî takibat yapılmasına mail fikirler, reyler be yan eyliyorlardı.
Reşid bey bu meyelânı karar şek linde bir emri vaki haline getirdi. Vi lâyetlere emir vererek İttihad klüp lerini kapattı. Vükelâ meclisi de bu emri vakii kabul eftti.
Şimdi sıra İttihad ve Terakki mer kezi umumîsinin kapatılmasına ve paytahttaki teşkilâtının ilgasına gel mişti. Reşid bey bu bapta hemen bir karar ittihazım vükelâ meclisinden istedi. Fakat bunda şeyhislâm efen dinin katî bir itirazına uğradı. Ce maleddin efendi merkezi umumînin halkı hükümet aleyhine tahrik eyle diğini isba't edecek katî bir vesika elde bulunmadıkça meclisçe böyle bir muameleye kalkışmanın memlekette siyasî hürriyet kalmadığım ve kabi nenin meşrutiyete darbe vurduğu ze habım uyandıracağını beyan etti; diğer vükelâ da bu derece ileri git meğe cüret gösteremediler.
Bu ihtiraz karşısında Reşid bey kabineden çekilmeği muvafık buldu ye Kâmil paşaya istifanamesini tak dim etti. Kâmil paşamn buna çok cam sıkıldı. Çünkü İttihad ve Terak kiye karşı siyasetinde vükelâ arasın da kendisile en ziyade fikir birliği eden Reşid beydi. Şimdi Reşid beyin yerine ayni kuvvette kimi getirebile cekti?
Kâmil paşa Reşid beyi Londraya murahhas olarak göndermek tasav vurunda bulunmuş iken yerine Da hiliye Nezaretine tayin olunacak mü nasip bir şahsiyet, bulamadığı için bu tasavvurundan vazgeçmişti. Oğlu Said paşayı Reşid beye göndererek is tifasını geri almaşım rica etti ve ri casını bizzat dahi tekrar etti.
{Arkası var)
Taha Toros Arşivi