~ TT- *>o&JLSO
Kent Sulannın Görkem li ve Anıtsal Yapılan..
•
•
İSTANBUL’UN
Her yönüyle gerçek ve eşsiz bir tarih hâzinesi olan İstanbul
bilinen nicelerinin yanısıra henüz bâkir sayılan daha nice hâ
zinelere de sahiptir. İstanbul’un su sistemi de bunların ba
şında yer alır bizce.
Tarihi açıdan hem pek zengin, hem de hâlâ bilinmeyenlerle
dolu bir çok yanıyla, tamamı belki yüzlerce kilometreyi bu
lan bu şebeke derinliğine incelenip araştırılmamıştır neden,
se bugüne kadar.
İstanbul su sisteminin en görkemli yapıları sayılması gere
ken su kemerlerini araştırmaya ve bunların fotoğraflarını çek
meye karar verdiğim zaman, bu iş bana hiç de zor gelmemiş
ti önce. Ancak işe giriştiğim zaman bu anıtsal kemerlerin,
sistemin yalnızca bir bölümünü oluşturduğunu, kemerlerin
yanısıra bentlerin, kanalların, sarnıçların, su terazilerinin,
çeşmelerin ve binlerce vesikanın ayni anda karşıma çıktığını
gördüm ve irkilip ürperdim gayriihtiyarî.
Yer yer kaybolmuş, yıkılmış veya sıkça değişen isimleri ne
deniyle sistem, artık eski bütünlüğünden giderek daha çok
uzaklaşmakta ve parçalanarak yokluğa doğru hızla gitmek
teydi. Bu nedenle sistemin bütün üzerinde değil derinlemesi
ne bir araştırma yapmak, ayakta kalabilmiş olanları oldukları
gibi tesbit edip korumanın dahi ne denli zor olduğunu anla
dım.
Yaşıyan canlı bir şehrin değerinin en büyük göstergesi, onun
geçmişte de önemli bir yer tutabilmiş olmasında gizlidir. İs
tanbul için de suya verilen önem ve buna bağlı mimarî düzen,
bunun en belirgin kanıtlarından biridir. Öyle ki, İstanbul gibi
bir kentin ihtiyacı olan bol ve temiz suyun yüzlerce, belki de
binlerce yıl öncesinden itibaren getirtilip hizmete sunulması,
hiç kuşkusuz kentin gelişiminin tarihinde pek önemli bir yer
tutar.
Tarihte
Su tesisleri
İstanbul'un kendi öz tarihi açısından gereksiz ve yapay sayılabilecek bir ayırım olsa da tarihî açıdan kentin sularını ve su sistemini üç ana dö nemde toplamak mümkündür:
1) Roma dönemi su tesisleri, 2) Bizans dönemi su tesisleri, 3) Osmanlı denemi su tesisleri.
OsmanlIlar ve Bizanslılar'dan önceki su sistem ve tesisleri hakkında çok ayrıntılara inen bir çalışma henüz yapılmamış olduğundan, kesin ve kanıtlcryıcı bilgiler ve belgelerle or taya çrkmak şimdilik mümkün görü lememektedir.
Batılı kaynaklara göre; kentin su ih tiyacı karşısında ilk harekete geçen ler Romalılar olmuşlardır. Bu dönem kalıntılarının en önemlilerinin çeşitli yerlerdeki su yollarıyla Saraçhane- başındaki Bozdoğan Kemeri veya özgün adıyla Valens Kemeri ile bu- gün.Esenler Karadeniz Mahallesi ya kınında kalmış bulunan Ma’zul (Maz
lum) Kemer'dir. Roma dönemine ait su tesislerinin pek büyük bölümünün depremler, yılların tahribatı ve çeşit li saldırılar sırasında yıkılıp yok ol duğu anlaşılmaktadır.
Bizans döneminin ise sular açısından «akıcı» sayılması gereken Roma dö nemine oranla oldukça «durağan» olduğu söylenebilir. BizanslIlar, su sistemi konusunda öncelikle Roma lılardan kalmış olanları belki yalnız ca onarabilmişler, fakat yeni su yol ları veya kemerler yapımı konusun da ise hayli İsteksiz davranmışlar dır. öyle ki; Semavi Eyice'ye göre, Bizans'ın orta devirlerinde değil yeni su tesisleri yapmak, kenti besleyen eski tesislerin dahi su boşalttığı ko nusu kuşkuyla karşılanmalıdır.
14
Bizans’ın askerî ve ekonomik etkin lik alanının daralması ve giderek bir şehir devleti olarak kalmaya eğilim göstermesi nedeniyle kapalı bir top lum görüntüsüne bürünmesi, onun suyla ilgili tasarılarına da yansımış olabilir. Çünkü BizanslIlar, su konu sundaki tüm ihtiyaçlarını, uzak me safelerden getirtilen sularla değil.
daha kolay ve daha masrafsız sayıla bilecek kent içi su sarnıçlarıyla kar şılama yoluna gitmişlerdir.
Bizans sarnıçları, bugünkü bulgula ra göre; açık ve kapalı olmak üzere, 60-65 tane kadardır. Bilinebilen açık ve kapalı sarnıçların bazıları hayli ünlüdür. Bunların arasında;
A) AÇIK SARNIÇLAR
1 — Edirnekapı'daki Sarnıç: Bugün Vefa Stadı’nın bulunduğu yerdir. Sarnıcın İ.S. 421’de Aetios tarafın dan yapıldığı kabul edilir. 244 metre boyunda, 85 metre genişliğinde olup derinliği 8 metredir.
2 — Sultanselim’deki Sarnıç: ¡.S. 459 yılında Aspar tarafından yaptı rılmıştır. 152 metre uzunluğunda, 85 metre genişliğinde olup 11 metre de rinliği vardır.
3 — Altımermer (Çukurbostan): Fın- dıkzade ile Kocamustafapaşa ara sındadır. 170x147 m.’lik bir alanı kaplamakta olup ortalama 15 metre derinliğe sahiptir. Antik adı Mocius olan sarnıcın Anastasius I. tarafın dan yaptırıldığı bilinmektedir.
4 — Bakırköy Sarnıcı: Surların dışın da yer alan tek sarnıçtır. 127 m. bo yunda 75 metre genişliğinde bir a- lanı kaplamaktadır.
B) KAPALI SARNIÇLAR__________
X
Zamanla pek çoğu tahrip olduğun dan bunların gerçek sayısını belirle yebilmek mümkün değildir. En ünlü leri;
1 — Yerebatan Sarayı: Sultanahmet’ tedir. İ.S. VI. yüzyılda yapılmış olup 140 metre uzunluğunda 70 metre ge- nişliğindedir. Tavanını 336 mermer sütun tutmaktadır.
2 — Binbirdirek: Sultanahmet yakı nında, adıyla anılan mahallededir. Romalı senatör Philoxenus tarafın dan yaptırılmıştır. Tavanı 224 mer mer sütuna dayalı bulunmaktadır. Şurasını önemle işaret etmek gere kir ki; XI. yüzyılda Bizans sarnıç sis teminin su kapasitesi, XVIII. yüzyılda Avrupa kentlerinin su toplama kapa sitelerinin çok üzerinde bulunuyordu. Bizans'ın statik su sisteminden son ra OsmanlIlar, Romalılar tarzında dinamik ve akıcı su sistemi kurmak ta gecikmediler. Aslında fetihten
Kemerburgaz'ın 2 km. kuzeybatısında, bulunduğu vadi ve tepeleri tamam en kaplayan 710 metre uzunluğu ve 26 metre yüksekliği bulunan UZUN KEMER
Belgrad Ormanı kurt kemeri girişinin 250 metre üstünde ve Doğu-batı doğrultusunda yer alan ORTADERE KEMERİ (Ayvad kemeri)...
önce bile OsmanlIların surların dı şında bazı çeşmeler yapmış oldukla rı bilinmektedir.
Fetihten sonra ise Fatih Sultan Meh met bu işe ilk el atan padişah olmuş ve öncelikle eski su yollarının ona- rımını emretmiştir. İstanbul'un ciddî bir su sıkıntısıyla karşı karşıya bu
lunduğunu farkeden Fatih Sultan Mehmet bir yandan eski su yollarını onartırken bir yandan da yeni suların bulunması yolunda ilk çalışmaları yaptırtmıştı. Bu çalışmalar sonucu ortaya çıkarılan suların en önemli leri olarak; Fatih Suyu, Mahmudpa-
şa Suyu ve Şadırvan Suyu gösteri- • lebilir.
Fatih Sultan Mehmet'ten sonra tahta çıkan oğlu II. Sultan Bayezid İstan bul'un su sistemine yeni bazı ilâve ler yaptırmış; Yavuz Sultan Selim de bu konuda iz bırakan bir başka padişah olmuştur.
Ancak İstanbul’un su sorunu, Kanunî Sultan Süleyman devrinde
(1520-1566) temelinden ele alınıp çözüme ulaştırılabilmiştir. Bu dönemin su te sisleri gerçek bir mükemmeliyet gös terdiğinden «Klâsik Devin» diye ad
landırılabilir.
SU DAĞITIM ŞEBEKESİ__________
Su kemerlerinin tanıtılmasına geç- (Lütfen soyfoyı çeviriniz)
İ S T A N B U L ’ U N S U K E M E R L E R İ
(baştarafı 15. sayfada)
meden önce, şebekenin kendisi hak kında kısaca bilgi vermek, konunun daha kolay anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Küçük ve bağımsız sayı labilecek tek tek şebekeleri ayrı bir grup olarak ana şebekelerin dışında tutarsok, İstanbul’un üç büyük su şebekesine sahip olduğunu görürüz. Bunlar, tarihsel akışına göre şunlar dır:
1 — Halkalı Suları Şebekesi, 2 — Kırkçeşme Suları Şebekesi, 3 — Taksim Suları Şebekesi. HALKALI SULARI ŞEBEKESİ
TAKSİM SULARI ŞEBEKESİ
Taksim (Bahçeköy) Suları Şebekesi: Halic'in kuzeyine düşen bugünkü Beyoğlu ve Şişli bölgelerinin su ihti yacım karşılamak üzere kurulmuş şebekedir. Yapımının öncekilere o- ranla daha ileri bir teknik düzeyde olmasına karşın, geçmiş dönemlere dayanan mimarî bir alt yapısının ol maması nedeniyle yapımı 110 yıl sür müştür. Oysa Kırkçeşme Sistemi çok daha anıtsal olmasına rağmen ona rım sistemiyle birlikte 10 yıl sürdüğü gibi günümüze Taksim Sistemi'nden çok daha sağlam olarak gelmiştir. Taksim-Bahçeköy şebekesinin en büyük özelliği, depolar ve bentler sis temi olmasıdır. Su, çeşitli bölgeler den beslenen hatlarla Taksim Mey danındaki su depolarında toplanır ve buradan dağıtımı yapılırdı. Bu siste min su kemerleri arasında Bahçeköy
(Sultan Vahmud) Kemeri ile Haşan
Ağa (Küçük Kemer) en önemlileri o- larak görülür.
Halkalı Suları Şebekesi: İstanbul'un kuzeybatısından gelen bu sular ba ğımsız 16 üniteden oluşmaktadır. Bir kısmı Romalılar devrinden kalan bu sular BizanslIlar zamanında da bazı ilâve ve onarımlar yapılmak suretiy le kente akıtılmıştır. Dönemin sula rının bir kısmının Vize-Pınarhisar civarındaki kemer kalıntılarından ge çerek İstanbul'a getirtildiği konusun da bazı izler vardır. Ancak konunun kesinlik kazanmamış olması ve bazı kaynakların Halkalı yöresinde bulun masından ötürü sisteme «Halka Su
ları» denilmesine neden olmuştur. Bu sular soğunlukla cami ve vakıflarına aktığı için «Cevami-i Şerife Suları» adıyla da anılmaktadır.
Günümüzde büyük bölümü tamamen yıkılmış olan bu sisteme ait su'yol ları önceleri 400'e yakın vakıf çeş mesinin suyunu taşımaktaydı. Bu sistemin eski haritalarda 5-6 kadar kemerinin bulunduğu görülmekteyse de bunların bir kısmı bugün ortadan kalkmış durumdadır. Bazıları ise pek harap haldedir. Ayakta kalabilen dört tanesi; Bozdoğan Kemeri, Alipnşa
Kemeri, Mazlum Kemeri ve Havas-
köy Kemeri'dir. Bunların herblri a- nıtsal ve son derece gösterişli ke
Cebeciköy'ün 2 kilometre doğusunda bulunan ve 410 metre uzunlukta olan GÜZELCE kemer...
merler olup acele kurtarılması ge reken eserler arasına alınmalıdır.
KIRKÇEŞME SULARI ŞEBEKESİ
Kırkçeşme Suları Şebekesi: Kanunî Sultan Süleyman zamanında yapı lan sistem; Kağıthane Deresi, Alibey- köy Deresi ve Belgrad ormanı etra fındaki bölgede kurulmuştur. Yapımı na 1554 yılında başlanmış 1560 yı lında tamamlanmıştır. Ancak fırtına ve sellerden Mağlova ve Güzelce
Kemer kısmen yıkıldığından, yapı lan onarım sonucu ancak 1560 yılın da hizmete girebilmesi mümkün ol muştur. Resmî kayıtlara göre bu sis temin maliyeti 50.057.207 akçe gibi pek büyük bir meblâğı bulmaktadır. Evliya Çelebi'nin anlattığına göre; Kanunî Sultan Süleyman, sermimarı Mimar Sinan'ı İstanbul’un su ihtiya cını karşılamakla görevlendirdiğinde
koca mimar uzun araştırmalar, he saplar yapmış ve neticede Belgrad Ormanları'ndan su getirtilmeslnin mümkün olacağını ancak bunun ger çekleşmesi için yol boyunca altın keselerinin uçuca dizilmesi gereke ceğini padişaha arzetmiştir. Cihan Padişahı, bu büyük masrafı tered dütsüz kabulle inşaata hemen baş lanmasını ferman eylemiş ve böyle- ce bu büyük davaya girişilmiştir. Orı yıl gibi kısa bir sürede hizmete gireri şebekenin en önemli özelliği, tam bir plân dahilinde ve bir ham lede tüm ayrıntılarıyla mükemmel bir biçimde yapılmış olmasıdır.
İstanbul'un en güzel ve en görkemli su kemerlerini içeren Kırkçeşme Sis
temimin görebildiğimiz eserlerinin bugün artık kesinlikle OsmanlIlar ta rafından yapılmış olduğunu biliyoruz. Ancak bâzı batılı kaynaklar bunu in kârla; sistemin bazı su kemerlerinin
Bizans eserleri veya bunların onarıl mış devamı olarak gösterme gayret keşliği içindedirler. Bunlardan Mağ
lova Kemeri'ne «Jüstinyen Kemeri»,
Uzun Kemer’e ise «Kostantin Keme ri» demiş olmaları da bunu gösterir. Her ne kadar yapım süresinin 6 yıl gibi çok kısa (bir sonraki Taksim Şsbekesi'nin inşaatı 110 yıl sürmüş tür) bir zamana sığdırılmış olması ve Cebeciköy ile Güzelce Kemer ci varındaki bölgede Romalılar devrin den kalma su kanallarının kalıntıları varsa da, sözü edilen kemerlerin ye rinde var olan başka kemerlere aid en ufak bir ize olsun rastlanmamak- tadır. Ancak bugün ayakta bulunan yapıların tümünün OsmanlI yapısı olduğu batılı kaynaklarca da kabul edilmektedir. Bu şebekenin bellibaşlı kemerleri şunlardır: Kırıkkerner, Pa
şa Kemeri, Mağlova Kemeri, Uzun Kemer, Güzelce Kemer, Kurt Kemeri, Ortadere (Ayvalı) Kemeri.
Kemerburgaz’ın 7 kilometre güney batısında, Alibeyköy barajının suları içinde bulunun MAĞLOVA kemeri... (devam edecek)
16
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi