• Sonuç bulunamadı

Doğumunun 155'inci yılıda ıslahatçı Büyük Reşid Paşa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğumunun 155'inci yılıda ıslahatçı Büyük Reşid Paşa"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

14 Mart 1955

1

f

| G Ü N Ü N M E V Z U L A R I [

»

c

Doğumunun 155 inci yılında

İslahatçı Büyük Eeşid Faşa

Yazan: Cahid Tanyol

Bun dan tam 155 yıl önce 13 m art 1800 tarihinde büyük T ürk devlet adam ı ve ıslahatçısı B üyük Reşid Paşa doğm uştu. Ona b ü j uk devlet adam ı derken fikri tavzih etm ek lâzım. B üyük devlet adamı diye, tarih î m esuliyetleri m üdrik, yüzü istikbale yönelmiş, cem iyetin b ü ­ tü n ü n ü kuşatan hayırlı işler b aşar­ m ış insanlan kasdedivoruz. Reşid Paşada b ü tü n bu vasıflar m evcud- du. Bu bakım dan o, Osmanlı ta r i­ hinde sayısı b ir hayli kab arık olan vezirlerden biridir. F ak at Reşid Paşayı büyük yahud Koca Reşid Paşa yapan sadece bu değildi. O n­

da m ühim olan ve kendisinden ön­ ceki vezirlerin hiç birisine nasib ol- m ıyan b ir vasıf vardı. O da devle­

tin bünyesini değiştirm ek d ü şün­ cesi. F atihin vezirleri büyük k işi­ lerdi. Ç andarlı Halil Paşa, M ah- m ud Paşa, 'Zağanos Paşa OsmanlI devletinin hep ileri atılışlarının b i­ re r bayrağı idiler. Sokullu, büyük (teşkilâtçı ve im paratorluğun bir n ev i dimağı idi. K öprülüler, devleti inkıraz uçu ru m u n d an k u rta ra n b i­ re r çelik el oldular. Ama, bütün bu saydıklarım ız ancak aynı devlet bünyesinin ve aynı devlet anlayışı­ nın m üm essilleri olarak kaldılar. Bu devlet te o k ra tik : b ir ortaçağ devleti idi. Bu devlet anlayışı, im ­ paratorluğun k u ru lu ş ve yayılışını tem in eden kuvvet olm akla b era­ ber, yıkılışına da sebeb oldu, O s­ m anlI im paratorluğu İslâm m ede­ niyetinin son ham lesi idi. Batıda yeni b ir m edeniyet doğmakta ve bu, hayat anlayışını, devlet anla­ yışını değiştirm ekte idi. Yeni bir k ü ltü r ve yeni b ir tekniğe refakat eden bu devlet anlayışı, ferdin devletle, devletin halkla olan m ü ­ nasebetlerini düzenlem ekte amil o- luyordu. Batı düşünürlerinin ü ze­ rin d e ısrarla durdukları meseleler insanin devletle olan h ukuki m ü ­ nasebetlerini tayin etm ekti. Yalnız

bu kadarla da kalınm ıyor, aynı zamanda m illetlerarası m ünasebet­ ler ve devletler h u k u k u gibi p rob­ lem ler filozofların ana davaların­ dan biri olm uştu. Bu bakım dan, rönesans hareketini sadece teknik keşifler çağı diye insana dönüş o - larak değil, cem iyete dönüş olarak da düşünm ek lâzım. Cem iyet m ese­

leleri ve onu çevreleyen h u k u k sis­ tem inde de geniş b ir çatlama ol­ m uştu. Kısacası, Batı dünyasında h ay at bütünile değişiyordu,

Osmanlı devleti ise. teokratik devlet sistemi içinde bu yeni dünya ve devlet anlayışından habersiz, sa­ dece onun dalgalarına çarparak a-

dım adım geriliyordu.

Onu, yuvarlandığı bu u ç u ru m ­ dan hiç b ir devlet adam ı ve insan dehası kurtaram azdı. Ger- çi Tanzim ata takaddüm eden de­ virlerde iyi n iy et erbabı insanlar devletin bünyesini k uvvetlendir­ m ek için padişahlara cesidli ıslahat lâyihaları verm em iş değillerdi. G e­ rek Koçi Bey risalesini ve gerekse koca Sekbanbası lâyihasını bu m e- yanda zikredebiliriz. Fakat b ü tü n bu lâyihalar, sadece devletin İÇ bünyesindeki bozuklukları göster­ m ekten öteye geçemiyordu. Y apı­ lan ıslahat teklifleri hep eskiye yönelmişti. Model mazide idi. Koci Bey:

« Z abt-ü rab t âlem den kalktı, ulûfeli kul dünyevi tu ttu ve sipa­ hi güruhunu bastırdı ve n âm darlan vükelâya tâbi olun ne kadar fitne ve fesad zubör eriîvse bu m aku- 'erden oldu. Harem-i H üm ayuna *-ı kanun Türk. Y örük ve çin- ve yahııdi ve bî-din, bî-m ez- 'ce kallaş ve ayyaş şehir oğ-

girer oldu...»

ektedir. G örülüyor ki b u - ırd. devletin iç bünyesine

r' » T i hastalıklarda aranm akfa- tu n lar düzelseydi devlet ge- eski satvet ve azam etini m u ­

hafaza ederek y ürüyebilir miydi? T abiatile yürüyem ezdi. F ak at eski­ ler Batıda yeni bir âlem in doğdu­ ğundan habersiz, illeti sadece ıç bünyeye arız olan nizam sızlık ve bozuklukta arıyorlardı. H albuki, Csm anlı im paratorluğuna hâkim o - lan devlet zihniyeti devresini k a ­ pamış, yepyeni bir devlet ve hukuk anlayışı ortaya çıkmıştı. Bu yüzden M ustafa Reşid Paşaya k ad ar gelen devlet ricali, k u su ru devlet anla­ yışında görecek yerde, nizamsızlık, haksızlık, suiistim al gibi her cemi­ yette az çok mevcud hastalıklarda görüyorlardı. Bu bakım dan onların zihnini, Batı devletleri ve onların yükseliş sebebleri asla işgal etm i­ yordu. Hele onların b ir model ola­ rak alınm ası kim senin aklından geçmiyordu.

İşte Tanzim ata, daha doğrusu B üyük Reşid Paşaya kadar, ıslahat h arek etleri batı dünyasından sa­ dece askerî ve teknik sahada bazı şeyler alm akla yetinm işti. F akat devletin iç vapısı üzerinde h erh an ­ gi b ir değişikliğin lüzum u ıslah e- dilmemişti.

A vrupai devlet fikri Büviik Re­ şid Paşanın eseridir Onunla, o rta ­ çağ devlet anlayışının yerine m o­ dem b ir devlet alavısı seçiyor. Tan zimatı ikilikle suclandıranlar bu noktaya dikkat etm ivoriar. Tanzi­ m at Doğu ile Batı arasında b ir te ­ life girişm ek suretile ancak m o­ d em devlet anlayışını m em lekete sokabilirdi. D evlet ki h u k u k de­ m ektir; teokratik b ir devletin bir ham lede h u k u k u n u değiştirm eğe kalkm ak imkânsızdı. Bu yüzden, Batı devlet anlavışı. Besid Paşanın padişaha sunduğu lâyihalarda hep şer’î bir kılığa sokulma endişesini taşır.

Reşid Paşa için önemli olan dev­ letin çatısını m odernleştirm ektir.

Ç ü nkü im paratorluğu çevreleyen ve tehdid eden Avruna devletlerde başka tü rlü anlaşm ak kabil değil­

dir.

Ondaki bu m odem devlet şu u ­ ru o k ad ar kuvvetlidir ki bunu P a ­ ris ve L ondra sefaretlerinde b u ­ lunduğu esnada padişaha gönder­ iş olduğu lâyihalarda açıkça görü­ yoruz. Bu lâyihalarda, Reşid Paşa parlak zekâsı ve harikıılâde bir hulul kabilivetile bize A vrupai dip lomasisinin ilk örneğini verm ekte­

dir. M illetlerin birbirlerine karşı olan m enfaat m ünasebetlerini ve rekabetlerim i kollayarak Osmanlı devletinin nasıl h arek et edeceğini anlatırken b ir satranç ustasının b ü ­ tü n m aharetini gösteriyor. Reşid Paşanın hem ıslahatçı cephesini ve hem de m illetlerarası politika m ü ­ nasebetlerini b ü tü n vüznhile nasıl anlam ış olduğunu «Reşid Paşa ve Tanzim at» adlı eserin m üellifi k ıy ­ m etli tarihçi arkadaşım ız Reşad K aynarın ortaya koym uş olduğu vesikalarda açıkça görüyoruz. Bu muazzam eser bize hem T anzım a- tın ve hem de B üyük Reşid P a ­ şanın çok m üphem kalm ış tarafla­ rın ı açığa vu ru y o r .Eserdeki vesi­ k a la r o k ad ar kıvm erii ki, Tanzı- m attan günüm üze k ad ar gelen sosyal hâdiseleri izah etm ek ancak bu eserin ihtiva ettiği vesikaların tahlil ve tetkiki ile m üm kündür.

Tanzim at hakkında şim diye k a ­ dar söylenenlerin çoğu siyasî ta r i­ hin v ukuatından istidlal edilen fi­ k irlere ve b ir de G iilhane H attı H üm ayununa istinad ediyordu. H albuki b u n lar b ir takım vukuatın dış görünüşüdür. Tanzim ata tem el olan zihniyet nedir? Bu 7'bniyet kanaviçesini ören kim dir? İşte bu vazıh değildi. Gerçi Tanzim at de­ nince akla Reşid Pasa geliyordu. Fakat, bu büyük adam ın zihnî p o r­ tresi, dirayeti, m ahareti ve zekâsr üzerinde fazla düşünülm em işti. R e- sad K aynarın kıym etli eseri bize Reşid Paşayı hususî, um um î, zihnî ve aktüel bütün cep Valenle b ir ay­ dınlık İçine atıyor. Öyle sanıyoruz ki düşünürlerim iz, Tanzim atı bu kitabdan sonra, başka bir istika­ m ette incelem ek im kânına kav u ş­ m uşlardır. B urada kendisine küçük b ir serzenişte de bulunm ak isteriz. Eserinde sık sık. hususî k ü tü b h a- nesinde m ahfuz olduğunu söylediği bu vesikaların m atbu m etnıle bir-» likte b irer foto kopisini de k ita ­ bına eklem iş olsaydı ne kadar iyi olurdu. Ç ünkü vesikaların k iitü b - hanelerde saklanm ası her zaman tehlikelidir.

Reşad K aynarın ortaya atmış ol­ duğu bazı vesikalardan anlıyoruz ki, Reşid Paşa çağdaş devletin b ü ­ tü n hususiyetlerine, halk karşısın­ da alması gerekli yeni tavra vâkıf. Koca Reşid Paşa, m odern devletin sadece ordu ve hukuka dayanan bir

disiplin kuvveti olmadığını, onuı bir takım sosyal vazifeleri olduğu­ nu, ekonomik, zirai, ticarî hâdise­ lerle yakından ilgilenm esi gerekti­ ğini b ü tü n vüzuhile görm üş b u lu ­ nuyor. Bu şim diye k adar Tanzim a-

tm form alist görünüşüne katılan yeni b ir fikirdir. Bu fikir, Reşid Pa şanın, sadece devletin bünyesini değiştiren b ir ıslahatçı olm akla ye­ tinm ediğini bize haber veriyor, Pa dişaha yazmış olduğu b ir lâyihada şöyle dem ektedir:

«... gerek bu hususa ve gerek A vrupadan celb olurun- tâ olan bunca eşyanın bu tarafta fabrika­ lar İnşasile ve A vrupadan ustalar eelbile im ali m adde-i m ühimm esi- ne bakılm akla dahi ehemimi m ak- tazidir.»

D edikten sonra m em leketin m«- î-ıur ve m üreffeh olm asının ancak büyük sanayiin m em lekette k u ru l- masile m üm kün olduğunu söylü­ yor. Reşid Paşanın şu sözleri b u ­ gün dahi sıcaklığını, tazeliğini m u­ hafaza etm iyor m u?

« ... baricden eşya m ubayaası n a ­ sıl m uzır bir şey olduğu m evad-ı bedihiyeden olm asiyle bunun dahi sâye-i m üceddediyet-vâve-i haz- reti şahanede önü kestirilerek, bi lâkis m em alik-i m ahrusadan m ah- su lât-ı külliyenln ecnebilere satıl­ ması hususuna çalışmak m a’m uri- yetin esas-ı âzam idir». (1)

Reşid Paşanın bu fikirleri onun gerçekten nasıl b ir reform cu ve h a ttâ in k ılâ b a olduğunu açıkça gösteriyor. O, devletin bünyesini değiştirm ekle ıslahatçıdır; fakat, m em leketin sosyal kalkınm asının İktisadî esaslara dayanm ası gerek­ tiğini ileri sürm esi bakım ından da ta n u b ir-in k ılâ b a d ır. Sonraları, R e­ şid Paşanın bu fikirleri, S abahad- din Beyde T ürkiyenin kalkınm ası

Arkası Sa.

7,

Sü. 8 de

(1) M ustafa Reşid z.'rrat. yazan:

Referanslar

Benzer Belgeler

Sayın Egeli, değerli Senatör ve Milletvekilleriyle, büyük yardımlarını esirgemiyen İstanbul Valisi Sayın Poyraz, İstanbul Belediye Başkanı Sayın İlgaz,

Salı günü tekrar gittim fakat ilaçlar hazır dağildi ondan tekrar Çarşamba günü oraya gitmeğe mecbur oldum, he ise, Çarşamba günü ilaçları aldım, bir

Bu amaçla, allerjik rinit tedavisinde yeni kullanýlmaya baþlanan mometazon furoat ile daha önce piyasaya sürülmüþ olan budesonidin, göz içi basýncý üzerindeki kýsa ve

B UNDAN bir ay kadar evvel İstanbul Posta Müdüriyeti lüt­ fen bana telefon ederek, Türkiye’de tiyatronun teessüsünün yüzüncü yıldönümü münasebetiyle

Qa[daq insan iginde bulundu[u diinyaya ister yan\ uaglardan, ister televizyon ekantndan bakstn, modern toplumun kitle iletiqim araglan diler bir adryla medyasr,

Selim Sırrı Tarcan, fikir terbiyesi ya­ nında, beden terbiyesi meselesini, bu memlekette ilk defa ele alan, bütün hayatını bu yolda har- cıyan ve bu davayı

[r]

Araştırma- cılar bu durumu, aşırı sıcak olan ve aynı zamanda gece-gündüz arasın- da çok büyük sıcaklık farkı bulunan ötegezegende, gece tarafında ger- çekleşen