• Sonuç bulunamadı

Loti'nin mishelenizm'inden alınacak ders

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Loti'nin mishelenizm'inden alınacak ders"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

a n s i k l o p e d i

r'jJSjita.

I S S N 1 0 1 9 - 4 6 8 1 9 771 01 9 468 00 6 İ L E T İ Ş İ M Y A Y I N L A R I M I

OCAK 2000 • CİLT 33 • SAYI . 1

K D V D A H İ L 1 . 6 5 0 . 0 0 0

(2)

77. K&Jítf

T

a r i h

ORHAN KOLOĞLU

T

ürkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye­

liği konusunda Yunanistan’ın en­ gelleyici tutumu aylardan beri günde­ mi oluşturuyor. PKK’yı desteklemeye kadar varan bu çizgi, bütün Avrupa ve Amerika’da beliren yumuşama ile öy­ lesine ters düşüyor ki, nedenlerini so­ ruşturmamak mümkün değil. Olaya günümüzün ekonomik, sosyal ve siya­ sal oluşumları açısından yaklaşmak ilk akla gelen şey. Yunanistan’ın çıkarla­ rı zarar görecekse direnmekte tabiî ki haklıdır. Oysa Balkan Paktı ya da N ATO içinde bütünleşmeyle gelişmiş bir durumun komşumuza zarar değil, çıkar sağladığı anlayışı çoğu çevreler­ de egemen.

Sorunu sadece biz değil, Avrupalılar ve Amerikalılar da merak etmişlerdi. Bahsedeceğimiz iki girişim, davranı­ şın kökeninde tarihsel sorunların yat­ tığını ortaya koydu. Açıkçası ‘Top­ lumsal Bellek’te yer etmiş ya da yer etmesi için özel çaba sarfedilmiş bir oluşum bahis konusu. Bunun ayrıntı­ larına girmeden, biri 1995’te, diğeri 1998’de yapılmış iki bilimsel toplantı­ da varılan yargıları aktaracağız.

Birincisi ABD’nin ünlü Harvard Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Yunan Paradoksu’ konulu sempozyumdur. ‘Yunan Aykırı Düşüncesi’ni belirle­ meye yönelik bu toplantı bir ölçüde aile içinde yapılmış gibiydi. Yunanis­

Loti’nin

Mishelenizm’inden

Alınacak Ders

tan’dan Cumhurbaşkanı başta olmak üzere pek çok bilim adamı, diplomat ve gazeteci katıldı. Yani bir bakıma resmî görüş tam olarak aktarıldı. ABD tarafından ise Yunan kökenli Ameri­ kalı bilim adamlarıyla geçmiş dönem­ de ABD başkanlığına adaylığını koy­ muş olan M. Dukakis ve birkaç Yu­ nan kökenli olmayan bilim adamı bu­ lundu. Kısa süre önce Türkçe olarak yayımlanan bp kitap (Doğan Kitap, Derleyen: T. Allison-K. Nikolaydis, Çeviren: Bülent Tanatar) tartışmala­ rı daha iyi anlayabilmeyi sağlamak­ tadır; konuyla ilgilenenlerin kitabın tamamını okumalarında yarar vardır.

Geçmişten Kopamama

Sorunu

Sempozyumda uzmanların yanıt aradıkları başlıca sorular şunlar ol­ muştur: ‘Yunanistan’ın vaatleri ile gerçekleştirdikleri arasındaki uçuru­ mun temel sebepleri nelerdir?.. Bal- kanlar’da jeopolitik bakımından do­ ğal merkez hizmeti görülebilecek ve oynak bir bölgedeki istikrar direği ola­ bilecekken birçok kez potansiyelinin gerçeğe dönüşmesini engelleyen istik­ rarsızlıklara neden kurban gidiyor?.. Bölge liderliği rolünü oynamaktaki yetersizliği nereden geliyor?..’

Bu yıl bağımsızlığa kavuşmasının 170. yılını kutlamakta olan Yunanis­ tan düşünürlerinin -Sırpların 1389 Kosova Savaşı’na bakışı gibi- fırsat bulunca Osmanlı döneminden bah­ setmeleri dikkati çekiyor. Konuşma­ cılardan birinin saptaması ilginç: ‘Tarihin uzun süre anlayışında, Yuna­

nistan’ın Batı uygarlığının kurucula­ rından biri olma statüsünü ve onun antik irfanını sürekli tekrar eden yankısı gizli bir gazap da olabilir... Başkaları tarafından sıklıkla üstün­ lük kompleksi olarak algılanan Yu­ nan gururu denilen şey, ülkenin güç­ lü yanları ve zayıflıkları konusunda Yunanlılarla Yunan olmayanlar ara­ sındaki yapıcı tartışmayı sık sık en­ gellemektedir.’ 18 ve 19. yüzyıllarda Avrupa’yı saran ‘Yunan Mucizesi’ öy­ küsüne atıfta bulunan bu sözler Yu­ nanistan’ın A BD Elçisi Tsilas’ın ko­ nuşmasında daha da açılmıştır:

‘Yunan siyasi söylemi eski Yunan tarihinden kaynaklanan haklara çok fazla gönderme yapıyor. Haklar yerine Yunanlı liderlerin daha çokça Yunan çıkarlarından bahsetmeleri gerek.’

Tartışmalarda eski Yunan’ı canlan­ dırma yani Megali İdea’dan bahis yoksa da, N ATO güvencesi altında yaşanılan dönemde bile her taraftan düşmanla çevrili olunduğu inancının varlığı kolaylıkla farkediliyor. Bu duyguyu elçi Tsilas şöyle bir öykü ile anlatmış; ‘Ormanda dost olmayan bir grup savaşçıyla karşılaşan bir ada­ ma savaşçılar sorar: ‘Bizden yana mı­ sın, diğerlerinden yana mı?’ Adam hemen cevap verir ‘Sizden.’ Savaşçı­ lar ‘Çok kötü, derler, biz diğerleriyiz.’ Bu psikozu yani Yunanistan’ın dört- bir taraftan düşmanla çevrili olma düşüncesini Tomadakis’in şu sözleri çok güzel yansıtıyor: ‘Yunanistan kö­ tü bir coğrafi konumda bulunmakta­ dır. Türkiye’ye çok yakın ve Batı Av­ rupa’dan çok uzaktır.’

(3)

G ündem deki Tarih

Antik ve Modern

Yunanlı Aynı mı?

Tartışmacılardan Kalipso Nikolay- dis’in sözleri bir zamanlar bütün aydın çevrelerde egemen olan Fil- helenizm’in (Yunanseverliğin) bir yansımasının doğurduğu sorunlar bu­ lunduğunu gösteriyor: ‘Teşhisimiz, Yu­ nanistan’ı başlangıçtaki başarılarını haklı çıkaracak bir ömür sürmeyen bir harika çocuk gibi gören nostaljik Yu­ nan dostlarının paylaştıkları kanaatle karıştırılmaması gerektiğidir.’ Bu söz­ ler Yunan toplumsal belleğinin özel­ likle 19. yüzyılda çok yoğun şekilde iş­ lenen övgü ve haklar tezlerinin ne de­ rece kökleşmiş olduğunu gösteriyor. Unutmamak gerekir ki, Yunanlılar bu haklarına kendi güçlerinden çok Av­ rupa desteği ile ulaşmışlardır. Günü­ müzdeki sıkıntıları desteğin kesilme­ sinden 1998’de Atina’da düzenlenen ‘Mishelenizm’ler kollokyumu, Yunan düşünürlerinin özeleştiri arayışı içinde olduklarını göstermek açısından tak­ dire şayan bir girişim. Yunan karşıtlığı ya da düşmanlığı konusunu işlemeye benzer şekilde biz bir ‘Türk karşıtlığı’ toplantısını göze alabilir miyiz, düşü­ nülecek şeydir. Bu kollokyoma sundu­ ğu “Piyer Loti’nin Mishelenizm’i" başlıklı bildirisinde Fransız araştırma­ cı Jacques Huré’nin başlangıç cümle­ leri Yunan geçmişini en çok damgala­ yan oluşumu gözler önüne seriyor:

‘Mishelenizm sözcüğü, anlam açı­ sından karşıtını gündeme getiriyor, hattâ tahrik ediyor: Türkofili’yi yani Türk severliği. Bu iki kavram adeta çatışır ve özellikle 1878’den 1920’ye kadarki sürede Balkan olaylarında şid­ deti artan Yunan-Türk çatışmasının yorumlanmasına katkıda bulunurlar.’

Huré’ye göre Loti’nin ilk kez Mis- helenizm’in ruhuna temas ettiği ese­ ri, Yunan ordusunun İzmir’e çıkması üzerine yazdığı Sevgili Fransamızın

Doğu’da Ölümü isimli kitabı olmuş­ tur. Bunda, Yunan toprakları üzerin­ den Türk egemenliğinin atılmasın­ dan sonra doğan genç Yunan

devle-Tarlh ve Toplum / OCAK 2000 / SAYI 193

tinde Antik Yunan idealinin sürekli­ liğinin reddi yani Mishelenizm’in özüne ilk kez temas eder. Örneğin ‘eski efsanelerle kafaları doldurulup, bugünkü Yunanlılara antikitenin Yu­ nanlıları diye bakmakta inat eden, körleştirilmiş büyük Fransız kitlele­ rinden bahseder.

Batı Üstünlüğüne

Meydan Okuma

Bu konuda 1920’de eski dostu Juli- ette Adam ile tartışmasını da Hüre aktarıyor:

‘ 1920’de Adam ona ‘Siz Türkleri Aziyade sebebiyle seviyorsunuz, ben ise Yunanlıları geçmişinin büyüklüğü sebebiyle’ diye yazar. Loti ‘Grecaille (Yunan yanlılığı safsatası)’ diye nite­ lendirdiği bu anlayışa karşıtlığını şöyle açıklar:

‘Zannettiğimizden daha fazla birbi­ rimizi anlamaya yakınız. Siz antik Greklere hayransınız, emin olun ki ben de. Bana öyle geliyor ki yanılma­ nız, aşağılık modem küçük Yunanlıla­ rı, onların devamı ve varisi saymanız­ daki ısrarınızdandır. Acizane kanıma göre, hatanız Fransamızın ve sizin Ka­ tolikliğinizin en büyük düşmanları olan böylesine hor görülecek bu yara­ tıklara ‘dostlarım’ demenizdedir.’

Grecaille de­ yimiyle, Antik Yunan’ın mira­ sı olan hüma­ nist anlayışın, saldırgan bir ulusçuluğun yü- ç e k ilm e siy le ihanete uğratıl- masını yermeyi hedeflemektey­ di. Aslında he­ defi, sadece Yu­ nanlılar ya da Bulgarlar değil, Hıristiyan Av­ rupa’ydı. Bu hususları kay­ dettikten sonra Hüre bildirisini

şöyle tamamlıyor: ‘Dünyanın mihveri sayılan Batı ile Doğu arasındaki sü­ rekli çatışma tarihinin bir açıkgörüşlü incelemesini yapıyordu... Batı’nın tar­ tışmasız üstünlüğü varsayımına katıl­ mıyordu... Böylece Loti, kendi yüzyılı­ mızın, insan barbarlığının bilançosu­ nun yapıldığı son dönemde geçerli sa- yılabiliyor.’

150. doğum yılının anılacağı bu yıl­ da Loti’nin bir zamanlar tek başına sa­ vunduğu görüşlerin -Harvard Sem­ pozyumunun da katıldığı gibi- gün­ cellik kazanması, 21. yüzyılda tarih anlayışımızda önemli değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Fil- helenizm’in karşısına Mishelenizm’in çıkması özeleştirinin artacağının kanı­ tı. Bizim de bundan alacağımız dersler olması gerek, çünkü benzer bir Top­ lumsal Travma’mız (Yaramız) var. Yu­ nanistan’da, 1922’de yeniden Bizans’ı canlandıracaklarını umdukları anda felâkete (Halen Yunanca’da Katast- rof=Felâket sözcüğü tek başına kulla­ nıldığında bu olayı belirtir) uğramış olmanın etkisini hâlâ üzerinden ata­ mayanlar bulunuyorsa, bizde de Os­ manlInın tarihe karışmış olduğunu bir türlü anımsamak istemeyenlerin varlı­ ğı inkâr edilemez... Bunlar tedavisi za­ man isteyen hastalıklar.

Gazetelerden : Dost Yunan ordusuna en çok şekeri Hacı Bekir göndermiş!

Şekerci Ali Muhittin:-Haydi Pedyamu.. Ağzınızın tadına bir tattabenden... (Togo Albümü, 1941).

61 • 61

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

biüilg uır!!d& .rİibtiuiailıi ıi: 'ıaiılk. hir İlbdldioİ.lı Düt ,uıl ııılğıuaın ,oııi,lll4 G EotilLr. arr rnlra.ı ,orll-l. r.|Il örtlı ılınlrrlıln

The dissected lesion in the axillary artery extending into the subclavian artery was observed during the diagnostic peripheral angiography (Fig.. The catheter pre- mounted with

Mezun olduktan sonra tam zamanlı olarak Kazan Üniversitesi’nde çalış- maya başlayan Lobachevsky 1826’da Öklid dışı geometri ile ilgili fikirleri- ni kâğıda dökmüş

In this paper, internal velocity and pressure values of the diffuser pipe of submarine outfall are obtained according to finite elements analysis (ABAQUS) in

Hayvansal ürünlerde yaşanan fiyat artışları daha düşük oranlarda kalırken hatta son yıllarda fiyatlar düşebilirken (beyaz et); üretim sürecinde kullanılan girdilerde

 Strengthening cross-border economic development in order to promote sustainable economic development through common interventions and facilitating cross-border

Pulmoner emboli ataklarz ge~iren bir olguda vena cava inferiora Greenfield filtre uygulamasz. A new intracaval filter permitting continued flow and resolution

en ufak detay na varıncaya ka- dGr büyük bir titizlikle çalışma­ sının yanısıra, kimi yerleride de­ seni monotonluktan kurtarmak için serbest dokuda