• Sonuç bulunamadı

Paslı kelepçeler...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Paslı kelepçeler..."

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÖZLEM___________

UĞUR MUMCU

________ 25 Haziran 1989

Paslı Kelepçeler...

Yazar ve şair Haşan İzzettin Dinamo da bir bölümü çi­ lelerle hapislerle, sürgünlerle geçen yaşamına gözleri­ ni yumdu.

Dinamo, arkasında binlerce sayfalık inceleme, ro­ man, anı ve şiir bırakarak aramızdan ayrıldı...

Kurtuluş Savaşı'nın belgelere dayalı o lirik öyküsü Di- namo’nun sekiz ciltlik "Kutsal lsyan"\n\n sayfalarında- dır.

Sosyalist aydınlarımız devletin hep “ üvey evlatları" olmuştur. Devlet, sosyalist aydınlara hep o baskıcı, o ya-M Arkası Sa. 17, Sü. 7'de

(2)

O M I T M

17

GÖZLEM___________

UĞUR MUMCU___________________

■ Baştarafi 1. Sayfada

sakçı yüzü ile görünmüş; sosyalist aydınlar yıllarca ce­ zaevlerinde ve sürgünlerde yaşamışlardır.

Ve bu aydınlarımızın çoğu da Kurtuluş Savaşı ile ilgili incelemeler, araştırmalar yapmış ve şiirler yazmışlar­ dır.

Nâzım Hikmet’ten Şevket Süreyya Aydemir’e, Ayde- m ir’den Dinamo'ya, Dinamodan Kemal Tahir'e, Kemal Tahir'den Doğan Avcıoğlu’na, İlhan Selçuk’a ve ilhami Soysal’a kadar cezaevlerinde yatan, işkence gören ay­ dınlarımız Atatürk’ü ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatan kitap­ lar yazmışlar, incelemeler yapmışlardır.

Nâzım Hikmet “Kurtuluş Savaşı Destanı’’yla, Aydemir “ Tek Adam" ve “ikinci Adam" adlı kitaplarıyla, Dinamo “Kutsalisyam"y\a, Kemal Tahir “ Yorgun Savaşçı"sıyla, Avcıoğlu “M illi Kurtuluş Tarihi", İlhan Selçuk “ Yüzbaşı Selahattin'i Romanı", ilhami Soysal “ 150'likler" ve “ İş­ birlikçiler” adlı kitapları ile gelecek kuşaklara Kurtuluş Savaşı’nı ve kurtuluş savaşçılarını anlattılar.

Velidedeoğlu'ndan Prof. Tarık Zafer Tunaya'ya ve Muammer Aksoy'a kadar yine ilerici aydınlarımız, Ata­ türk’ü ve Kurtuluş Savaşı’nı tanıttılar.

Bu aydınlarımız hemen hepsi de devletten baskı gör­ düler.

Nâzım, Kurtuluş Savaşı Destanı’nda Atatürk’ü şöyle anlatmıştı:

- Birden bire beş adım sağında / ‘O'nu gördü / Paşalar ‘O'nun arkasındaydılar / ’O’ saati sordu. / Paşalar ‘üç’ dediler / Sarışın bir kurda benziyordu / Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı / Yürüdü uçurumun başına kadar / Eğilip durdu / Bıraksalar / İnce uzun bacakları üstünde yaylanarak / Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi akarak / Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.

Nâzım, yıllar sonra yazdığı bir başka şiirde de Kuvay-i Milliye şehitlerini şöyle anlatmıştı:

- Şehitler, Kuvay-i Milliye şehitleri / Sakarya'da, İnönü’de, Afyon’dakiler / Dumlupınar’dakiler de elbet / Ve Aydında, Antep’te vurulup düşenler / Siz toprak al­ tında ulu köklerimizsiniz / Yatarsınız al kanlar içinde.

Kurtuluş Savaşı, ülkesi ve halkı için bu kadar yürek­ ten, bu kadar içten duyguları sözcüklere işleyen Nâzım Hikmet, ne yazık ki “Sen esirliğim ve hürriyetimsin / Çıp­ lak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin / Sen memleketim- sin" diye diye “ Ulaştıkça ulaşılmaz olan hasretimsin" diye diye büyük acılarla kavrularak Moskova'da öldü.

Bugün Nâzım Hikmet’ten yurttaşlık hakkı bile esirge­ niyor.

Kurtuluş Savaşı türkülerini seslendiren Ruhi Su’dan ölüm döşeğinde bile pasaport esirgenmemiş miydi?

Nedir bunca yıldır sosyalist aydınlara çektirilen bu çi­ leler, bu baskılar, bu hapisler, bu işkenceler...

Nedir? Nedir? Nedir?

Bu insanlar yıllardır devlet eliyle suçlanıyorlar karala­ nıyorlar ve devlet eliyle çamura bulanıyorlar.

Çamura fırlatılıyorlar, ama tohum gibi toprağa düşü­ yor bu insanlar. Toprağa düşüp, yeniden yeşerip filizle­ niyorlar.

Tıpkı kır çiçekleri gibi. Tıpkı kardelen çiçekleri gibi ve tıpkı dikenli tel örgülerin dibinde açan gelincikler gibi.

Ne kadar baskı yapılırsa yapılsın, tohum olup, dal olup yeşeriyorlar; düşünce olup gelişiyorlar, inanç Oİu~ hay­ kırıyorlar.

Bu aydınlarımıza devlet adına çileler çektirenler ne oltîyor? Ne olacak? Unutuluyorlar. Yalnızca bu aydınla­ rın adları yaşıyor.

Kelepçeler paslanıyor; demir parmaklıklar .ürüyor, karanlık odalardaki işler sararıyor.

“Nâzım Hikmet’i kimler mahkûm etti? Dinamo’ya sür­ gün cezaları verenler kimlerdi? Avcıoğlu'na, Ilhan Sel­ çuk’a ve ilhami Soysal a işkence yapanlar kimlerdi?..

Hangi paşaydı? Hangi savcıydı? Hangi yargıç ve nangi polis şefi? Ve hangi işkenceci? Bileniniz, anımsayanınız var mı? Yok. Adları bilinenler de teker teker unutuluyor­ lar.

Ve unutulacaklar.

Bu aydınlarımız, dünden bugüne, ciltler dolusu kitap­ ları ile dillerden düşmeyen şiirleri ve kulaklarda çınla­ yan o gür sesleriyle yaşıyorlar.

Ve yaşayacaklar.

Dinamo, Kurtuluş Savaşı’nı anlatan sekiz ciltlik “Kut­ sal İsyan" kitabını bırakarak aramızdan ayrıldı. Ya onu hapseden, sürgünlere yollayan ve bunca acıyı çektiren­ ler; arkalarında, vicdanlarında paslanmış kelepçeler dışında, söyler misiniz, ne bıraktılar?..

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada "göl geliştirme" adı verilen faaliyet,

edilmekle bu-konuda değerlendirilme yapmak iizere soruşnırma dosyası mükememize gelrniş olmakla; değişik iş esasına kayıt edildi.. Itiraz dilekçesi ve

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar

Öte yandan, hemen her konuda "bize benzeyeceksiniz" diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm

İstanbul'un ulaşım sorununu çözmek adına Kadir Topbaş'ın büyük proje olarak sunduğu metrobüs, şubat ayı sonunda Anadolu yakas ına erişecek.. Bir "tercihli