• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE'DE TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİ VE YAPISAL SORUNLAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TÜRKİYE'DE TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİ VE YAPISAL SORUNLAR"

Copied!
163
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İŞLETME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

TÜRKİYE’DE TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİ VE YAPISAL SORUNLAR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Mehmet ATASOY

(2)

İŞLETME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

TÜRKİYE’DE TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİ VE YAPISAL SORUNLAR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Mehmet ATASOY

Tez Danışmanı Yard. Doç. Dr. Hakan KOÇ

Ankara Ekim − 2009

(3)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜ MÜDÜRLÜĞÜ’NE

Mehmet ATASOY’un “TÜRKİYE’DE TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİ VE YAPISAL SORUNLAR” başlıklı tezi … / 10 / 2009 tarihinde, jürimiz tarafından İşletme Eğitimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Yard. Doç. Dr. Hakan KOÇ ………..

Üye :Prof. Dr. Rauf ARIKAN ………..

(4)

Kooperatifler dünyada, demokrasinin gelişmesine, barışın sağlanmasına, çevrenin korunmasına ve istihdam imkânlarının oluşturulmasına katkı sağlarken, kaynakları harekete geçiren, yatırım yapan, yoksullukla mücadele eden, gelir dağılımını düzenleyen, evrensel bir örgütlenme modeli olarak kabul edilir.

Kooperatif fikrinin tarihsel olarak ortaya çıkışı bakımından gelişmiş ülkelerle ülkemiz arasında önemli bir farklılık olmamasına rağmen, günümüzde ülkemiz kooperatiflerinin ekonomideki payı ve yerine getirdikleri toplumsal fonksiyonlar yönünden gelişmiş ülkelerdeki kadar etkili olabildiklerini söylemek pek mümkün görünmemektedir.

Tarımsal üretimde geleneksel yöntemler yerine, bilim ve iş dünyası ile koordinasyonun artırılarak tarımsal amaçlı bilimsel bilgi üretimi sağlanarak, birim alandan alınan verimin artırılması, ürün kalitesinin yükseltilmesi, tarımsal ürünlerin ülke ekonomisinde ve kalkınma sürecinde etkin bir rol oynaması, tarım sektörünün en iyi bir şekilde organizasyonu ile mümkün olacaktır.

Bu araştırmanın her aşamasında çok kıymetli görüş ve önerileri ile katkı sağlayan saygı değer hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Hakan KOÇ’a şükranlarımı sunarım.

Ayrıca araştırmanın hazırlanması sırasında güncel verilerin elde edilmesi, konuyla ilgili çeşitli kaynakların sağlanması ve engin tecrübeleri ile görüş ve önerilerini esirgemeyen Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Tarım İl Müdürlüğü, Türkiye Milli Kooperatifler Birliği, Türk Kooperatifçilik Kurumu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, Pancar Ekicileri Kooperatifleri Merkez Birliği, Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Merkez Birliği ve Ankara Bölge Birliği, örgütlerinde çalışan yönetici, müfettiş, uzman, bakanlık temsilcisi ve memurlara teşekkürü bir borç bilirim.

Çalışma süresince maddi ve manevi her türlü desteğini hiçbir zaman esirgemeyen kıymetli eşime ve aileme teşekkürlerimi sunarım.

Mehmet ATASOY Ankara - 2009

(5)

TÜRKİYE’DE TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİ VE YAPISAL SORUNLAR

Mehmet ATASOY

Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü

İşletme Eğitimi Anabilim Dalı, İşletme Bölümü Danışman: Yrd. Doç. Dr. Hakan KOÇ

Yüksek Lisans Tezi, 160 sayfa Nisan – 2009

Tarımsal üretici işletmelerinin ülke ekonomisindeki payı, ortak sayıları, tarımsal üreticilerin bu işletmelerden beklentilerini beklentileri, yatay ve dikey bütünleşmeleri, ölçek büyüklükleri, sektörlere göre dağılımları, kredi kullanım potansiyelleri, oluşturulan katma değer, eğitime ve istihdama katkıları bakımından karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılırsa, ülkemizin potansiyelinden istenen ölçüde yararlanılamadığı görülmektedir. Tarımsal üretici işletmelerinin ekonomik gelişmeye yeterli katkı yapabilecek bir yapıya kavuşturulamamış olması, ülkemiz bakımından önemli bir eksiklik olarak değerlendirilmektedir.

Kooperatifler kendisine has yapısı ve özellikleri ile kooperatifçilik kültürü şeklinde ifade edilebilecek, belirli bir kültürel yapı, kendine özgü prensipleri ve tarihsel bir birikimi ifade etmektedir. Başta demokrasi kültürünün gelişmesine etkileri ve ülke kalkınmasında oynadığı rol olmak üzere birçok alandaki yararlarından dolayı gerek ülkemizde gerekse dünyada pek çok araştırmacının ve politikacının ilgisini çeken bir konu olagelmiştir.

(6)

ve tarımsal üretici işletmelerinin sorunlarını tespit ederek çözüm önerilerinde bulunmak olacaktır. Bunun yanında bu işletmelerin hangi yasal düzenlemelerle kuruldukları, kuruluşlarındaki amaçlarının neler olduğu ve bu kuruluşların birbirleriyle olan ortak ve ayrılan yönlerinin neler olduğunun tespit edilmesine yönelik bir çalışma gerçekleştirilmiştir.

Bu amaçla yapılacak olan araştırmanın alan araştırması uygulamasında “bölgesel birtakım farklılıkların olabileceği düşünülse de” kaynakların etkin ve verimli olarak kullanılabilmesi amacıyla, araştırmacının zaman ve finans kaynaklarının sınırlı olması dolayısıyla alan araştırmasında örneklem yoluna gidilmiş ve anket uygulaması Ankara bölgesinde bulunan tarımsal üretici işletmeleri üzerinde uygulanmıştır.

Yapılan araştırma neticesinde, tarımsal üreticilere ait işletmelerin uygun maliyette finansal kredi ihtiyaçları ile halkın kooperatifçilik konusunda eğitimi ve bilinçlendirilmeleri sorunu ön plana çıkmaktadır. Bunun yanı sıra tarımsal üreticilerin üretim maliyetlerinin yüksek olması ile üretilen tarımsal ürünlerin pazarlanmasındaki sorunlar çözülmesi gereken problemler arasında yer almaktadır. Tarımsal üretici işletmelerine ait yasal düzenlemelerdeki çeşitlilik ve yetersizlik bütün bu sorunların bu işletmeler tarafından çözüme kavuşturulmalarını güçleştirmektedir. Devletin bu sorunların çözümü için düzenleyici ve tarımsal üreticileri üretime bağlı olarak destekleyici rol üstlenmesi gerekmektedir.

Ülkemizin Avrupa Birliği’ne (AB) girme sürecinde müzakere konularının önemli bir bölümünü tarım sektörü teşkil etmektedir. Tarım sektörümüzün, Ortak Piyasa Düzenine (OPT) ve AB' ne uyumlu hale gelebilmesi, müzakere sürecinin kısaltılması konusunda yapılacak çalışmalarda, tarımsal üretici organizasyonlarının yeni bilgi ve teknolojilerle donatılmış sağlıklı ve güçlü bir örgüt yapısına kavuşması gerekmektedir.

ANAHTAR KELİMELER

Tarımsal Üretici Örgütlenmesi, Kooperatif, Kooperatif Sorunları, Üst Örgütlenme, Kooperatifçilik Eğitimi, İşletme Yönetimi.

(7)

ABSTRACT

FARMER’S ORGANIZATION AND THEİR STRUCTURAL PROBLEMS IN TURKEY

Mehmet ATASOY

Gazi University

Institute of Educational Science The Department of Business Administration,

Branch of Education of Administration Supervisor: Assistant Profesor Hakan KOÇ

Thesis of Master Degree, 160 pages April - 2009

When we make a comparative evaluation of the share of cooperatives in the country’s economy, the number of the cooperatives and the sharer, the sharer’s expectations from the cooperatives, vertical and horizontal integration, measure sizes, distribution to sectors, the potential of credit using and the added value, in terms of the contribution to the education and the employment, it is seen that we can not make use of our country’s potential. It is considered to be an important deficiency for our country as these foundations can not make the enough contributions to the economical development of our country,

Cooperatives mean a historical accumulation, specific principals and certain cultural structure with a special structure and characteristic that can be connoted as the culture of cooperatives. With its impacts and the benefits on the developments of the culture of democracy and its role in the development of a nation, the cooperative has been an interesting subject of many researchers and politicians in both our country and the world.

(8)

country and by defining the problems of agricultural producers to find possible proposed solutions. On the other hand; its aim is also to state and realise the works of the legal reglulations founded, finding out the aims of the foundation and the similarities and differences of these enterprises.

Although the research that will be held thought to have ‘some regional differences’ the recourses aimed to use fruitfully and actively. As the researcher’s time and financial power were limited, sampling method was used and a survey was conducted by questionnaire in cooperatives in Ankara region for field research.

At the result of the research, enterprises belonging to the the agricultural producers to the suitable costs with the financial credit needs and education of the public about the cooperative trading system and making conscious put into forward. By the way the agricultural producers costs being high and the problems in trading of the products produced are one of the problem that should be solved. Because of the diversity in legal legislations and deficiency enterprises of the agricultural producer, dealing with these enterprises becomes very difficult. It is necessary for the Government to support the agricultural producers accoording to the production and adjusting for the result of the problems.

KEY WORDS

The Organization of Agricultural Producers, Cooperative, the Problems of Cooperatives, Upper Organization, Education of Cooperatives, the Management of Business Admnistration.

(9)

ÖNSÖZ ……….. ii

ÖZET ……… iii

ABSTRACT ………... v

KISALTMALAR ………... xi

TABLOLAR LİSTESİ ……… xii

ŞEKİLLER LİSTESİ ……….. xiv

1. GİRİŞ ..……….. 1 1.1. Problem ……… 5 1.2. Araştırmanın Amacı .……….. 5 1.3. Araştırmanın Önemi .………... 6 1.4. Araştırmanın Hipotezleri ………. 7 1.5. Varsayımlar ………... 8 1.6. Araştırmanın Sınırlılıkları ..………... 8 2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ………. 9 3. YÖNTEM ………..……… 11 3.1. Araştırmanın Modeli ………... 11 3.2. Evren ve Örneklem ………. 12

3.3. Veri Toplama Tekniği ………. 15

3.4. Verilerin Analizi ve Yorumu ……….. 15

4. TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİNİN YAPISAL DURUMU ………... 17

4.1. Örgütlenme Teorisi ………. 17

4.2. Tarım Kesiminde Örgütlenmenin Amacı ve Önemi …..……….. 21

4.3. Tarımsal Üretici Örgütlerinin Ülkemizde ve Dünyadaki Tarihsel Gelişimi ……….. 26

4.4. Tarımsal Üretici Örgütlerinin Çeşitleri ………... 28

4.4.1. Ekonomik ve Sosyal Amaçlı Tarımsal Üretici İşletmeleri ……….. 30

4.4.1.1. Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ………. 35

(10)

Konuları ……….. 37

4.4.1.2. Sulama Kooperatifleri ……… 42

4.4.1.3. Su Ürünleri Kooperatifleri ………. 42

4.4.1.4. Pancar Ekicileri Kooperatifleri ……….. 43

4.4.1.5. Tarım Kredi Kooperatifleri ……… 43

4.4.1.5.1. Tarım Kredi Kooperatiflerinin Tarihsel Gelişimi ve Yasal Düzenlemeler ……… 45

4.4.1.5.2. Tarım Kredi Kooperatifleri Amaç ve Çalışma Konuları 47

4.4.1.5.3. Tarım Kredi Kooperatiflerinin Sorunları ……… 51

4.4.1.6. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri ………. 52

4.4.1.6.1. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin Amaç ve Çalışma Konuları ……… 53

4.4.1.6.2. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin Faaliyet Merkezleri ……….. 55

4.4.1.7.Tarımsal Üretici Birlikleri ………... 61

4.4.1.7.1. Üretici Birliklerinin Amaç ve Çalışma Konuları ……… 61

4.4.1.7.2. Üretici Birliklerinin Ürün Gruplarına Göre Dağılımı .. 63

4.4.1.7.3. Tarımsal Üretici Birliklerinin Faaliyet Konuları ……… 66

4.4.1.7.4. Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ile Üretici Birliklerinin Benzerlikleri ve Farklılıkları ………. 68

4.4.1.7.5. Tarımsal Üretici Birliklerinin Asgari Üretim Kapasiteleri 69 4.4.1.7.6. Tarımsal Üretici Birliklerinin Yönetim Organları ve Görevleri ………. 71

4.4.1.8. Damızlık Sığır Yetiştirici Birlikleri ……….. 73

4.4.2. Mesleki Amaçlı Üretici Organizasyonları ……… 74

4.4.2.1. Türkiye Ziraat Odaları ve Birlikleri .………. 74

4.4.2.2. Dernekler .……….. 77

4.4.2.3. Vakıflar ……….. 78

4.5. Tarımsal Üretici Örgütlerinin Üreticilere Sağladığı Katkılar ………. 79

4.6. Tarımsal Üretici Örgütlerinin Ekonomik Piyasalara Etkisi ………. 81

4.7. Küresel Gelişmelerin Tarımsal Üretici Örgütlerine Etkisi ……….. 86

4.8. Tarımsal Üretici Örgütlerinin Temel Sorunları ……… 87

(11)

4.8.3. Yönetim Sorunu ……… 93

4.8.4. Üst Örgütlenme Sorunu ……… 94

4.8.5. Eğitim ve Bilgilendirme Sorunu ……….. 95

4.8.6. Pazarlama Sorunu ………. 99

4.8.7. Denetim Sorunu ……… 100

5. TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİNİN SORUNLARINA İLİŞKİN ALAN ARAŞTIRMASI BULGULARI ……….. 101

5.1. Tarımsal Üretici İşletme Yöneticilerinin Eğitim Seviyeleri Düşüktür (H1) Hipotezinin Testi ... 101

5.2. Tarımsal Üretici İşletmelerinde Yöneticiler Uzun Süre Görev Yaptıktan Sonra Değişmektedir (H2) Hipotezinin Testi ... 102

5.3. Tarımsal Üretici İşletmelerinde Ortaklar Yapılan İşler İle Yakından İlgilenmektedir (H3) Hipotezinin Testi ... 105

5.4. Tarımsal Üretici İşletmelerinde Ortaklar Yapılan Genel Kurul Toplantılarına Yeterince Katılmaktadır (H4) Hipotezinin Testi ... 107

5.5. Tarımsal Üretici İşletmelerinin Üyelerine Sağladıkları Yararlar ……….. 109

5.6. Tarımsal Üretici İşletmelerinin Sorunları ... ………. 113

5.7. Tarımsal Üretici İşletmelerine Ait Sorunların Çözülmesi İçin Yapılması Gerekenler ... 115

5.8. Kooperatifleri Denetleme İşlemini Kim Yapmalıdır? ... 118

5.9. Tarımsal Üretici İşletmelerinin Ortaklarına Gelir Artışı Sağlama Durumu ... 121

5.10. Ortakların Borçlarını Zamanında Geri Ödeme Durumları ... 123

5.11. Üyelerin Borçlarını Zamanında Geri Ödememe Nedenleri ... 125

6. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 128

KAYNAKÇA ……… 135

EKLER ………... 143

(12)

a.g.k. : Adı Geçen Kanun ar-ge : Araştırma Geliştirme AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika Birleşik Devletleri CEA : Avrupa Tarım Konferansı

CIRIEC : Uluslararası Kamu ve Kooperatif Ekonomisi Araştırma ve Bilgi Merkezi

Çay-Koop : Çay Ürünleri Birliği

ICA : Uluslar arası Kooperatifler Birliği, ILO : Uluslar arası Çalışma Örgütü

IRFO : Çiftçi Örgütlerinin Kurumsal Güçlendirilmesi Projesi IRU : Milletlerarası Raiffeisen Birliği

da : Dekar

DGD : Doğrudan Gelir Desteği, DTÖ : Dünya Ticaret Örgütü, GAP : Güneydoğu Anadolu Projesi KHK : Kanun Hükmünde Kararname

KOOP-MER : G. Ü. Kooperatifçilik Araştırma ve Uygulama Merkezi KOOPEP : Kooperatifçilik Eğitim Projesi

KÖY-KOOP : Köy Kalkınma ve Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği OPT : Ortak Piyasa Düzeni

Or-Koop : Ormancılık Birliği Pankobirlik : Pancar Ekicileri Birliği

Sür-Koop : Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği

TEDGEM :Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü TMKB :Türkiye Milli Kooperatifler Birliği,

TMMOB :Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği TSK :Tarım Satış Kooperatifleri

TSKB :Tarım Satış Kooperatifleri Birliği TÜİK :Türkiye İstatistik Kurumu

Tüs-Koop : Sulama Kooperatifleri Birliği TZOB :Türkiye Ziraat Odaları Birliği

(13)

Tablo No Tablonun Adı Sayfa No Tablo 4.4.1.1.Tarımsal Kooperatiflerin Tabi Oldukları Yasal Düzenlemeleri,

Kooperatif Sayıları ve Ortak Sayıları ile Üst Örgütlenme Yapıları ………. 32

Tablo 4.4.1.2. Tarımsal Amaçlı Diğer Üretici İşletmeleri ……….. 34

Tablo 4.4.1.6.2.1. TSKB’nin Faaliyet Merkezleri ile Ortak Sayıları ……… 56

Tablo 4.4.1.6.2.2. TSKB’nin Çalışma Konularına Göre Dağılımları ..……….. 58

Tablo 4.4.1.6.2.3. TSKB’nin Çalışma Bölgelerine Göre Dağılımları ………... 59

Tablo 4.5.7.2.1. Üretici Birliklerinin Ürün Desenine Göre Dağılımı ……… 64

Tablo 4.5.7.5.1. Tarımsal Üretici Birlikleri Asgari Üretim Kapasiteleri …... 70

Tablo 5.1.1. Araştırmaya Katılan İşletme Yöneticilerinin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları ……… 101

Tablo 5.2.1. Araştırmaya Katılan İşletmelerin 'İşletme Yöneticileri Hangi Sıklıkla Değişir' Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ………. 103

Tablo 5.2.2. Araştırmayı Oluşturan Ana Kütlenin İşletme Türlerine Göre "İşletme Yöneticileri Hangi Sıklıkla Değişir?" Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ………. 104

Tablo 5.3.1. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun “Ortaklarınız Yapılan İşlerle Yakından İlgilenirler mi?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı . 105 Tablo 5.3.2. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun İşletme Türlerine Göre “Ortaklarınız Yapılan İşlerle Yakından İlgilenirler mi?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ……… 106

Tablo 5.4.1. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun “Üyeleriniz Genel Kurul Toplantılarına Yeterince Katılır mı?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ……… 107

Tablo 5.4.2. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun İşletme Türlerine Göre “Üyeleriniz Genel Kurul Toplantılarına Yeterince Katılır mı?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ……… 108

Tablo 5.5.1. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun “İşletme, Üyelerine En Çok Hangi Alanlarda Yarar Sağladı?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ………. 109

(14)

Tablo 5.5.2. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun İşletme Türlerine Göre “İşletme, Üyelerine En Çok Hangi Alanlarda Yarar Sağladı?” Sorusuna

Verdikleri Cevabın Dağılımı ………. 111 Tablo 5.6.1.Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun “İşletmenizin En Önemli

Sorunu Nedir?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ……… 113 Tablo 5.6.2. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun İşletme Türlerine Göre

“İşletmenizin En Önemli Sorunu Nedir?” Sorusuna Verdikleri Cevabın

Dağılımı ………. 114 Tablo 5.7.1. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun “İşletme Sorunlarının

Çözümlenmesi İçin Neler Yapılması Gerekir?” Sorusuna Verdikleri

Cevabın Dağılımı ……….. 116 Tablo 5.7.2. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun İşletme Türlerine Göre

“İşletme Sorunlarının Çözümlenmesi İçin Neler Yapılması Gerekir?”

Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ……….. 117 Tablo 5.8.1. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun “İşletmeleri Kim Denetlemelidir?”

Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ……… 119 Tablo 5.8.2. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun Faaliyet Alanlarına Göre

“İşletmeleri Kim Denetlemelidir?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı 120 Tablo-5.9.1. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun “İşletme, Üyelerinin Gelir

Düzeyine Katkı Sağlamış Mıdır?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı 121 Tablo 5.9.2. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun Faaliyet Alanlarına Göre

"İşletme, Üyelerinin Gelir Düzeyine Katkı Sağlamış Mıdır?" Sorusuna

Verdikleri Cevabın Dağılımı ………. 122 Tablo 5.10.1. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun “Ortaklarınız Borçlarını

Zamanında Geri Ödüyorlar Mı?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı 123 Tablo 5.10.2. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubunun İşletme Türlerine Göre "Ortaklarınız

Borçlarını Zamanında Geri Ödüyorlar mı?" Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı ……… 124 Tablo 5.11.1. Borçlarını Zamanında Ödemeyen Grubun “Kredilerin Zamanında Geri

Dönmeme Nedenleri Nelerdir?” Sorusuna Verdikleri Cevabın Dağılımı .. 125 Tablo 5.11.2. Borçlarını Zamanında Ödemeyen Grubun İşletme Türlerine Göre

“Kredilerin Zamanında Geri Dönmeme Nedenleri Nelerdir?” Sorusuna

(15)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil No Şeklin Adı Sayfa No

Şekil 4.1.1. Örgütlerde Temel Fonksiyonlar ………... 18

Şekil 4.1.2. Yönetim Kademeleri ……… 19

Şekil 4.1.3. Hiyerarşik Örgüt Yapısı ……….. 20

Şekil 4.4.1.1. Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ve Ortak Sayıları ……….. 33

Şekil 4.5.7.2.1. Hayvansal Üretici Birliklerinin Ürün Grupların Göre Dağılımları .. 65 Şekil 4.5.7.2.2. Bitkisel Üretici Birliklerinin Ürün Gruplarına Göre Dağılımları …. 65

(16)

1. GİRİŞ 

Tarımsal üretimde, doğaya bağlılık yüzünden risk ve belirsizliklerin yüksek olması, tarımsal ürünlerin arz ve talebinin elastik olmayışı, tarımsal piyasaların istikrarsız olması ve üretimin özelliği itibari ile sermaye dönüşüm hızının yavaş olması gibi kendine özgü özelliklerinden dolayı diğer sektörlere göre kârlılık yönünden bazı olumsuzluklara sahiptir (İnan vd. 2003, s.1 ). Bu sebepler nedeniyle tarım sektörü diğer sektörlerden yapısal olarak farklılık göstermektedir. Öncelikle sektörde arz ve talep esneklileri düşüktür. Üretimin büyük ölçüde doğa koşullarına bağlı olması nedeniyle istenildiği zaman üretim miktarının artırılmasına imkân tanımaz. Yine beslenme ihtiyacının belirli bir miktara bağlı olması da talep esnekliğinin düşük olmasına neden olmaktadır.

Tarım sektöründe, mevcut risk ve belirsizlikler yanında, üretim maliyetlerinin yüksek olması, paranın geri dönüş hızının düşük ve sermaye birikiminin yetersiz olması, dolayısıyla yatırımların az olması, sektörün devlet tarafından desteklenmesini gerektirmektedir (Anonim, 2000, s.2). Bu kapsamda, kooperatifçilik potansiyelinin daha iyi kullanılabilmesi, sektörün canlı tutulabilmesi ve yukarıda bahsedilen amaçlarına hizmet edebilmesi için özellikle tarımsal amaçlı elektrik, su, mazot, gübre vb. önemli girdiler ile tarımsal makineleşme ve modern üretim tekniklerinin yaygınlaştırılabilmesi için düşük faizli krediler ile tarımsal üreticilerin desteklenmesi gerekmektedir.

Tarımsal üretici işletmeleri; “Fertlerin tek başlarına yapamayacakları veya birlikte yapmalarında yarar bulunan işleri en iyi şekilde ve mümkün olan en düşük maliyet ve en kısa zamanda yapmak üzere dayanışma suretiyle güçlerini birleştirmeleri olarak kabul edilmektedir”(Mülayim, 2006, s.17). Kooperatifler, ülkemizin kalkınma hedeflerine ulaşabilmesi, ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümüne katkı sağlaması ve örgüt içinde bulunan kesimlere daha fazla yarar

(17)

sağlayabilmesi için, 1970’li yıllardan buyana sürekli dile getirilen sorunlarına çözüm bulunması gerekmektedir.

Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA), tarımsal üretici işletmelerini, ortak bir şekilde sahiplenilen ve demokratik yollarla kontrol edilen bir girişim yoluyla, gönüllü olarak bir araya gelen kişilerin ekonomik, sosyal ve kültürel gereksinimlerini ve isteklerini karşılamak için kurdukları özerk bir kuruluş şeklinde tanımlamaktadır.

Tarımsal üretici işletmeciliği geniş anlamda ekonomik işbirliği şekli olup, ortak amaçlara ulaşmak isteyen kişiler tarafından oluşturulan bir örgütlenme modelidir. Bu kapsamda kooperatifler, mal ve hizmetlerin üretiminde ve piyasaya arzında, sanayi sektörüne hammadde tedarikinde, ortaklarının pazarlık gücünü arttırmada, tasarrufların ekonomiye kazandırılmasında, sermaye birikimini sürekli kılarak ekonomik büyümeye katkıda bulunmada, rekabet ortamının sağlanmasında ve piyasaların yapısının ve işleyişinin düzenlenmesinde önemli görevleri yerine getiren kuruluşlar olarak toplumda kabul edilmektedir.

Ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde tarım sektörü, ekonomide itici bir güç olarak lokomotif görevi yapmaktadır. Sektörün diğer sektörlerle uyumlu ve bir bütünlük oluşturacak şekilde sağlıklı bir örgütsel yapısının bulunması ülkenin ekonomik gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’de 2008 yılı sonu itibariyle 14.741 tarımsal amaçlı üretici işletmesi ve bu işletmelere ortak yaklaşık 9.000.000 üretici bulunmaktadır. Buna göre kırsal alanda yaşayan nüfusun % 25’i tarımsal amaçlı bir üretici örgütünün ortağı kabul edilmektedir. Tarımsal kooperatiflerin nicel olarak ülke genelinde gelişme göstermesine ve kırsal alanda yaşayan her dört kişiden birisinin kooperatif ortağı olmasına rağmen üreticilerin, tarımsal girdilerin tedarikinde, ürünlerin pazarlanması ile eğitim faaliyetlerinin artırılmasında istenilen düzeye gelinememiştir.

Tarımsal üretimi artırmanın, kaliteli ürün elde etmenin ve tarım ile uğraşanların yaşam düzeylerini yükseltmenin en önemli yollarından biri, üreticilerin etkili bir biçimde örgütlenmelerine bağlıdır (Karlı, 2001, s.12). Gelişmiş ülkeler incelendiğinde, tarımın gelişip sanayileştiği ve üreticilerin de etkili bir şekilde örgütlendikleri görülmektedir. Kırsal alan kalkınmasının gerçekleştirilmesi, büyük

(18)

ölçüde çağdaş üretim yöntemlerinin kullanılarak verimliliğin artmasına bu da pazarda etkin olabilmek ve tarımsal politikaların belirlendiği politik mekanizmaları etkileyebilmeye bağlıdır (Karlı ve Çelik, 2003, s.9). Ancak ülkemizde tarımsal amaçlı kooperatifler yeterince etkili bir şekilde örgütlenemediklerinden dolayı kendilerinden beklenilen işlevleri yeterince yerine getirememişlerdir. Bunun sonucu olarak, tarımda ve tarıma dayalı sanayide verimlilik artışı arzu edilen düzeye ulaşamamış ve hedeflenen başarı gerçekleştirilememiştir.

Çalışmada yapılan alan araştırması sonucunda tarımsal amaçlı üretici işletmelerinde ortaya çıkan en temel sorunlar; üretim maliyetlerinin yüksek olması, eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerinin yetersiz olması ile finansman ve pazarlama, konuları bulunmaktadır. Bu konularda yaşanan ve bugüne kadar çözüm bulunamayan sorunlar, ülkemiz tarımının istenen düzeye ulaşmasını ve toplumsal kırsal kalkınma sürecinin gelişmesine engel olmaktadır. Öte yandan tarım kesiminde istenilen kalkınmanın gerçekleştirilememesi, ülke genelinde ekonomik ve sosyal sorunlara da yol açmaktadır. Tarım kesiminin gelecekte dünyadaki hızlı değişime ayak uydurabilmesi için bu temel sorunların bir an önce çözülmesi gerekmektedir.

Kırsal kalkınmadaki esas amaç, kentlerde ve kırsal alanda yaşayan bireylerin gelirlerini yükseltmek, eğitim, sağlık, konut, sosyal güvenlik, insanca yaşamak için yeterli ve dengeli beslenmek, yaşanabilir ortamlarda sağlıklı yaşamak gibi temel hedefler kırsal kalkınma uygulamalarının temelini oluşturmaktadır. (Anonim, 2004.c. s.6 ).

Tarım sektöründe fiyat istikrarının sağlanması ve yapısal sorunların çözümünde devletin rolü önemli ise de, tek başına yeterli değildir. Bu bağlamda üreticilerin örgütlenmesi son derece gereklidir (İnan, 2001, s.39). Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde, tarımsal üretici işletmeleri özellikle tarımsal girdi tedariki, kredi ve bankacılık kooperatifçiliği, tüketim ve konut kooperatifçiliği alanlarında önemli gelişmeler göstermektedirler (Anonim, 2008.a, s.4). Öte yandan Tarımsal rekabetin oluşturulması ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için; üretici, kamu ve özel sektör kurumlarının inanç ve ülkü birliği çerçevesinde ortak programlar oluşturulmasına bağlıdır

(19)

AB’ne üyelik çalışmaları çerçevesinde Türk tarım sektörü ciddi bir takım yapısal değişiklikler gerçekleştirmektedir. Bu değişime aynı zamanda sektörün, dünyadaki hızlı gelişime ayak uydurabilmesi ve artan rekabet şartlarının zorlukları da itici bir faktör olmaktadır.

Ticarette rekabeti bozucu her türlü devlet desteğini kaldırmayı hedefleyen Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’nün almış olduğu her türlü kararlara rağmen gelişmiş ülkeler kendi tarım sektörlerine 50 yıldır yeni bir takım isimler altında büyük kaynaklar aktarmayı sürdürmektedirler. Buna karşın, gelişmekte olan ülkelerden zaten yetersiz olan desteklerini azaltmalarını istemektedirler (Ekmen, 2006, s.1). Ülkemiz için hayati önem taşıyan sektörün temel girdileri olan mazot, elektrik, su ve gübre gibi alanlarda devletin desteğine her zaman ihtiyaç bulunmaktadır. Öte yandan tarım sektöründeki küçük işletmelerin etkili ve verimli olabilmeleri için yapması gerekenlerin başında, zayıf olan güçlerini birleştirmeleri gelmektedir.

Tarımsal üretici işletmeleri, bağımsız finans yapılarına kavuşmadıkları sürece etkili bir örgüt yapısına sahip olmayacak ve bu zayıf yapıları nedeniyle tarım ve gıda sektörü artan oranlarla ithalata bağımlı bir üretim modeline sürüklenecektir.

Bu çalışmanın birinci bölümde, araştırmanın amacı, önemi, hipotezleri, varsayımları ve araştırmanın sınırlılıkları ortaya konulmuştur. İkinci bölümde bugüne kadar yurt içinde ve yurt dışında bu konuyla ilgili olarak yapılmış olan bazı araştırma örnekleri verilmiştir. Üçüncü bölüm olarak araştırma sırasında izlenen araştırma modeli, evren ve örneklem, veri toplama teknikleri ile verilerin analiz ve yorumları ele alınmıştır. Dördüncü bölümden itibaren araştırmaya ilişkin literatür taraması sonucunda elde edilen bulgular verilmiştir. Beşinci bölümde ise hipotezlerin gerçekliğini doğrulamak amacı ile alan araştırması bulguları ve yorumları yapılmıştır. Altıncı ve son bölümünde araştırma neticesinde elde edilen sonuçlar ve çözüm önerilerinde bulunulmaya çalışılmıştır.

(20)

1.1. Problem

Ülkemizde tarımsal üreticilerin ekonomik ve sosyal alanlardaki sorunlarının çözülmesi, kendi aralarında oluşturacakları etkili bir örgütlenme ile gerçekleştirilecektir. Tarımsal üretici işletmelerinin ülkemizdeki kuruluşları gelişmiş ülkelerle aynı zamanda olmasına rağmen, etkili bir örgütlenme yapısının bugüne kadar oluşturulamamış olmasının nedenleri üzerinde durulmuş ve hâlâ devam eden sorunların tespit edilmesi ile günümüzde bu alandaki örgütlenme yapısı ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Bugüne kadar tarımsal üretici işletmelerine ait örgüt yapısının toplu olarak incelemesinin yapılmamış olması çalışmaya bu anlamda bir ilk olma özelliği kazandırmaktadır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de bulunan tarımsal üretici işletmelerinin mevcut yapısını ortaya koymak, tarımsal üreticilerin işletmelerden olan beklentilerini belirlemek, bu işletmelerin temel sorunlarını tespit etmek ve çözüm önerilerinde bulunmak olacaktır. Bu amaçla yapılan araştırma Ülkemizdeki tarımsal üretici işletmelerini tasvir eden, yorumlayan ve bu alandaki mevcut yapılanmayı ortaya koyan deskriptif bir araştırmadır.

Araştırma ile tarımsal konularda ulaşılmak istenen temel hedeflerin gerçekleştirilmesi için, tarımsal üretici örgütlenmeleri açısından yapılması gerekenler konusunda önerilerde bulunulmaya çalışılmıştır.

Araştırma aynı zamanda tarımsal üretici örgütü içinde yer alan kuruluşların hangi yasal düzenlemelerle kuruldukları ve kuruluşlarındaki amaçlarının neler olduğu ile bu kuruluşların birbirleriyle olan ortak yanları ve ayrılan yönlerinin neler olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır.

(21)

Araştırmanın Avrupa Birliği (AB) müzakere sürecinde bulunan ülkemizin yeniden yapılandırma ihtiyacı bulunan tarımsal üretici örgütlenmesinde hangi kurumların daha fonksiyonel olduklarını ortaya koymak adına bu süreçte rol alan kişilere yardımcı olacağını düşünüyoruz.

1.3. Araştırmanın Önemi

21. yüzyıla giren dünyamızda; nüfusun artmaya devam etmesi, doğal üretim kaynaklarının hızla bozulması ve daralmasıyla ayrıca kaynakların dengesiz dağılımından dolayı milyonlarca insan açlık ve yeterli beslenememe yüzünden hayatlarını kaybetmektedirler.

Bu sebeple, ülkeler, insan beslenmesinin temeli olan ve sanayi üretimine hammadde sağlayan tarımsal üretimi artırmak, insanın dengeli beslenmesini temin ederek sağlıklı bir nesil yetiştirmek ve üretim fazlasını ihraç etmek amacıyla tarım sektörüne ayrı bir önem vermekte ve bu sektörü gerekli teşviklerle desteklemektedirler.

Gelişen ekonomilere bakıldığında tarımın gelişmesine paralel olarak bu sektörde oluşan artı sermaye ve istihdam fazlası, sanayi sektörüne aktarılmakta ve kırsal alan nüfusu dengeli bir şekilde azaltılmaktadır. Gelecekte büyük sermaye şirketlerinin bu alana girmesiyle rekabetin yoğunlaşması fiyatların ve kâr marjlarının düşmesine neden olacaktır. Artan iç ve dış kontroller ile tüketici bilincinin gelişmesi nedeniyle örgütlenmemiş küçük üreticiler üretimi bırakmak mecburiyetinde kalacaklardır. Ülkemizde de sürece uyum sağlayamayan verimsiz, standartların altında üretim yapan işletmelerin sorun yaşayacağı muhakkaktır. Ayrıca bu olumsuzlukların ortaya çıkaracağı işsizlik, göç ve toplumsal sorunlar gelecekte ülkemiz için önemli bir sorun haline gelecektir.

Bu düzensiz göçler beraberinde büyük sorunlarda oluşturmakta ve göç alan metropollerin; eğitim, sağlık, ulaşım, altyapı, konut ve diğer konulardaki sorunlarının giderek büyümesine ve çözümlerin imkânsızlaşma boyutuna varmasına neden olmaktadır.

(22)

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde tarımsal üreticilerin kuracakları işletmeler sosyal ve ekonomik hedefleri olan bir hareket olarak kabul edilir. Bu işletmeler demokrasinin, barışın, çevrenin korunmasına ve istihdam imkânlarının sağlanması, kaynakları harekete geçirme, yatırım yapma, yoksullukla mücadele etme ve bütün yönlerden ekonomik ve sosyal gelişmeye katkıda bulunmak için kullanılan evrensel bir örgütlenme modeli haline gelmiştir.

1.4. Araştırmanın Hipotezleri

Araştırmanın yukarda belirlenmiş olan amaçlara ulaşabilmesi için oluşturulan hipotezler aşağıdaki gibidir.

Araştırmanın hipotezleri,

H1: Tarımsal üretici işletme yöneticilerinin eğitim seviyeleri düşüktür.

H2: Tarımsal üretici işletmelerinde yöneticiler uzun süre görev yaptıktan sonra değişmektedir.

H3: Tarımsal üretici işletmelerinde ortaklar yapılan işler ile yakından ilgilenmektedir.

H4: Tarımsal üretici işletmelerinde ortaklar yapılan genel kurul toplantılarına yeterince katılmaktadır.

H5: Tarımsal üretici işletmelerinin sağladıkları faydalar arasında anlamlı farklılıklar vardır.

H6: Tarımsal üreticilerin kredi ihtiyacının karşılanması konusunda Tarım Kredi Kooperatifleri ile diğer işletme türleri arasında anlamlı bir fark vardır.

H7: Tarımsal üreticilerin bürokratik işlemlerini kolaylaştırma konusunda Ziraat Odaları ile diğer işletme türleri arasında anlamlı bir fark vardır.

H8: Tarımsal üreticilerin pazarlama ihtiyaçlarını karşılama konusunda Üretici Birlikleri ile diğer işletme türleri arasında anlamlı bir fark vardır.

H9: Tarımsal üretici işletmelerinin sorunları, işletme türlerine göre anlamlı bir fark içerir.

(23)

H10: Tarımsal üretici işletmelerinin denetlenmesi konusunda işletme türleri arasında anlamlı bir fark vardır.

H11: Ortakların borçlarını zamanında geri ödemedeki problemleri konusunda işletme türleri arasında anlamlı bir fark vardır.

1.5. Varsayımlar

Alan araştırmasında sonuçların doğruluğu, anket uygulaması gerçekleştirilen tarımsal üretici işletme yöneticilerinin vermiş oldukları cevapların içten ve doğru olduğu kabul edilmiştir.

1.6. Araştırmanın Sınırlılıkları  

Araştırmada, Türkiye’deki tarımsal üretici örgütlenmesinde yer alan işletmelerin yasal düzenlemeleri, ortak ve ayrılan yönleri, işlevleri ve fonksiyonellikleri ile sorunları ve çözüm önerileri araştırılmıştır. Bu amaçla yapılan araştırmanın alan araştırması uygulamasında “bölgesel birtakım farklılıkların olabileceği düşünülse de” kaynakların etkin ve verimli olarak kullanılabilmesi amacıyla öte yandan araştırmacının zaman ve finans kaynaklarının sınırlı olması dolayısıyla anket uygulamaları Ankara bölgesinde bulunan tarımsal üretici işletmeleri üzerinde uygulanmıştır.

(24)

2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Ülkemizde tarımsal üretici işletmelerini inceleyen, sorunlarını dile getiren çalışmalarla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olanlarından bazılarına aşağıda yer verilmiştir.

Anonim (1968), Devlet Planlama Teşkilatı tarafından 1968 yılında yapılan araştırma, Ülkemiz kooperatifçiliği ile ilgili ilk kapsamlı araştırma özelliğini taşımaktadır. DPT tarafından kalkınma planlarına esas alınması ve kendisinden sermaye birikimi ve ülke kalkınmasında önemli katkılar beklenen kooperatifçiliğin sorunlarının tespiti ve çözüm geliştirilmesi amacıyla kurulan Özel İhtisas Komisyonunun hazırladığı “Kooperatifçilik Sorunları Araştırması” dır. Bu araştırma sonucunda kooperatifçiliğimizin günümüzde de devam eden temel sorunları ilk defa sistematik bir şekilde ele alınmıştır.

Tan, A. (1979). “Türkiye Ekonomisinde Tarımsal Kooperatifler, İşlevleri, Sorunları, Değerlendirilmesi” adlı araştırmasında tarımsal kooperatiflerin ve genel olarak kooperatiflerin sorunları ile çözüm yolları yer almaktadır.

Anonim (1982). Devlet Planlama Teşkilatı Ekonomik İşler Yüksek Koordinasyon Kurulu’nun “Türkiye’de Kooperatiflerin Durumu, Sorunları ve Çözüm Önerileri” adlı araştırmasında kooperatiflere hizmet götüren kamu kuruluşlarının ve kanunlarının çokluğu, dağınıklığı, hizmetlerin uygulanmasında faklılıklara ve Devlet desteğinde etkinliğin azalmasına neden olmaktadır.

Çıkın (1994). Genel Kooperatifçilik adlı yayınında kooperatifçilik hakkında genel bilgiler yer almakta ve kooperatif işletmeciliğinin başarı ölçütlerini ortaya koymaktadır.

(25)

Karlı ve Çelik (2003)’in “Gap Alanındaki Tarım Kooperatifleri ve Diğer Çiftçi Örgütlerinin Bölge Kalkınmasındaki Etkinliği” adlı çalışmalarında Gap bölgesindeki tarımsal üretici örgütlerinin etkinliği üzerinde bir araştırma yapmışlardır.

İnan (2004). Türkiye’de Tarımsal Kooperatifçilik ve AB Modeli adlı eserinde geçmişten günümüze Türkiye’deki ve AB’deki kooperatifçilik faaliyetlerini ele alarak Türkiye tarım kooperatifleri için bir model önerisinde bulunmakta ve bir SWOT analizi yapmaktadır.

İnan ve ark. (2005). TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, VI. Tarım Teknik Kongresinde sunulan “Tarımda Örgütlenme” konulu araştırmalarında tarım kesimindeki kamusal ve (ağırlıklı olarak) tarımsal üretici örgütlenmesi incelenmiş, çeşitli üretici işletmeleri birbirleri ile karşılaştırılmıştır. Araştırmanın sonunda tarımsal üretici işletmelerinin SWOT analizi yapılarak üretici örgütlerinin güçlü ve zayıf yönleri ile sektördeki fırsatlar ve tehditler belirlenerek kooperatifçilik hakkında önerilerde bulunulmuştur.

Ekmen (2006). Basılmamış doktora tez çalışmasında AB ortak piyasa düzenleri çerçevesinde üretici örgütlerinin rolünü incelemiş, Türkiye için önerilerde bulunmuştur.

Koç, H. (2001). Kooperatifçilik Bilgileri adlı yayınında kooperatifçilik hakkında genel bilgiler yer almakta ve kooperatif işletmelerinin başarı ölçütlerini ortaya koymaktadır.

Koç, H. (2007). G.Ü. Kooperatifçilik Araştırma ve Uygulama Merkezi 2007 Ulusal Kooperatifçilik Sempozyumu Açılış Bildirisi. Söz konusu bildiride kooperatiflerin temel sorunlarının çözümü için yapılması gereken yasal düzenlemeler hakkında görüş önerileri sunulmuştur.

Anonim (2008). Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 2008 yılında yapmış olduğu bu araştırmasında Kooperatifçilik sektörünün Ülkemizdeki ve Dünyadaki durumu incelenmiş, sektörün sorunları değerlendirmiş ve bu kapsamda geniş bir anket araştırması gerçekleştirilerek çözüm önerilerinde bulunulmuştur.

(26)

3.

YÖNTEM

 

3.1. Araştırmanın Modeli

Bu araştırma ile tarımsal üreteci işletmelerinin bugünkü örgüt yapısını ve durumunu ortaya koyarak AB üyeliğinde yeniden yapılanma sürecinde bulunan Ülkemizin bu alandaki örgütsel problemlerini tespit etmek olmuştur. Bu amacı gerçekleştirmek için yapılacak olan araştırmada kullanılacak olan materyaller bu alanda daha evvel yurt içinde ve yurt dışında yapılmış olan bilimsel araştırmalar incelenmek suretiyle literatür araştırması yapılmıştır. Alan araştırması uygulaması ile tespit edilen sorunların geçerlilikleri test edilirken çözüme ilişkin öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.

Araştırma yönteminden kasıt verilerin toplanma yöntemi ve analizlerinin yapılmasında takip edilecek yöntemlerin belirlenmesidir (Arıkan, 2007, s.67). Buna göre araştırmanın materyal kısmını oluşturan birincil veriler, tarımsal üretici işletme yöneticilerine uygulanan anket verilerinden oluşmaktadır.

Araştırma alanının evrenini Türkiye’de bulunan 14.741 tarımsal üretici işletmesi oluşturmaktadır. Ancak araştırmanın uygulanması “bölgesel birtakım farklılıkların olabileceği düşünülse de” sınırlılıklar bölümünde belirtilen nedenlerden dolayı Ankara bölgesinde bulunan 377 tarımsal üretici işletmesi üzerinde gerçekleştirilmiştir.

Anket uygulamaları sırasında işletmelerin bir kısmının faaliyetlerine son verdikleri tespit edilmiştir. Bir kısmının ise adres ve irtibat bilgilerinin değişmesi gibi nedenler ile ulaşılamamıştır. Kalan işletmelerle ise yüz yüze, telefonla, e-mail ve posta yoluyla Ek-1’de yer alan anket formu kendilerine ulaştırılmıştır. Bu işletmelerin 168 tanesinden değerlendirmeye uygun geri dönüt alınmıştır. Buna göre araştırma modelindeki ana kütleyi 168 tane işletme oluşturmaktadır. Uygulanan anket verilerinin analizi SPSS programından yararlanılarak gerçekleştirilmiştir.

(27)

İşletme türlerinin çeşitliliği, verilerin analizi ve yorumlanmasını güçleştirdiğinden işletmelerin nitelikleri ve etkinlikleri göz önünde bulundurularak gruplandırılmıştır. Buna göre, verilerin analizinde Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri, Sulama Kooperatifleri, Pancar Ekicileri Kooperatifleri, Su Ürünleri Kooperatifleri ve Tarım Satış Kooperatiflerine ait anket verileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri olarak değerlendirilerek birlikte yorumlanmıştır. Tarım Kredi Kooperatifleri ile Ziraat Odaları ayrı türler olarak değerlendirilmiştir. Diğer işletmeler ise Üretici Birlikleri içinde değerlendirilerek dört işletme türünde analizler ve yorumlamaları gerçekleştirilmiştir.

3.2. Evren ve Örneklem

Bu araştırma tarımsal üretici işletme yöneticileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın evrenini teşkil eden işletmeler; Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri 7.541, Sulama Kooperatifleri 2.448, Su Ürünleri Kooperatifleri 523, Pancar Ekicileri Kooperatifleri 31, Tarım Satış Kooperatifleri 330, Tarım Kredi Kooperatifleri 1.879, Ziraat Odaları 720 ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri 74, Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birlikleri 67, Arı Yetiştiricileri Birlikleri 79, Çiftçi Dernekleri 539 ve Üretici Birlikleri ise 510 işletme olmak üzere toplam 14.741 işletmeden oluşmaktadır.

Bu işletmelere ait veriler (sayıları, işletmelere ait adres ve diğer irtibat bilgileri) Üretici Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri, Tarım Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğünden sağlanmıştır. Tarım Satış Kooperatiflerine ait veriler Sanayi ve Ticaret Bakanlığından elde edilmiştir. Ziraat Odalarına ait veriler ise Ziraat Odası Merkez Birliğinden sağlanmıştır.

Araştırmanın bu kadar geniş bir alanı kapsaması, söz konusu alan ve işletmelerin tümüne ulaşmada bir takım zorlukları gündeme getirmektedir. Bu sebeple, araştırmada belirlenen bu evren üzerinden örneklem alınması yoluna

(28)

gidilmiştir. Aşağıda uygulanan basit tesadüfî örneklem formülü sonucunda örneklem sayısı ≥96 olarak belirlenmiştir.

Alan araştırmasında Ankara bölgesinde bulunan 377 tarımsal üretici işletmesinin tamamına ulaşılmaya çalışılarak bölge içinde tam sayım gerçekleştirilmiştir. Bölgede bulunan 377 tarımsal üretici işletmesinin türlerine göre dağılımları; 13 adet Üretici Birliği, 25 adet Ziraat Odası, 60 adet Tarım Kredi Kooperatifi ve 279 adet Tarımsal Kalkınma Kooperatifinden oluşmaktadır. Ancak bu işletmelerin bir kısmının faaliyetlerine son verdikleri, bir kısmının ise adres ve irtibat bilgilerinin değişmesi gibi nedenler ile kendilerine ulaşılamamıştır. Buna göre anket uygulaması gerçekleştirilen işletmelerin türlerine göre dağılımları ise; 9 Üretici Birliği, 16 Ziraat Odası, 23 Tarım Kredi Kooperatifi ve 120 Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yöneticilerine yönelik 168 anket uygulaması gerçekleştirilmiştir.

Araştırmalarda örneklem sayısının belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken temel unsur, esas alınan örneğin hedef kitle olarak alınacak yığının özeliklerini yansıtacak nitelikte olmasıdır (Connon, 1994, s.137). Ancak araştırmanın sınırlılıklar bölümünde belirtilen nedenlerden ötürü alan araştırmasının uygulanması Ankara bölgesinde bulunan tarımsal üretici işletmeleri üzerinde uygulanmıştır.

Örneklem sayısının belirlenmesi ile ilgili literatürde (Arıkan, 2007; Baş, 2001; Çil, 2003) örneklem büyüklüğünün hesaplanmasına yönelik çeşitli formüller verilmekle birlikte, bu araştırmada ki örneklem sayısının belirlenmesinde basit tesadüfî örneklem formülünden yararlanılmıştır (Yamane, 2001, s.116-117).

n =

N . z

2

. p . q

N . d

2

+ z

2

. p . q

n= Örnek çapı (Araştırma için uygulama yapılacak işletme sayısı) N= Evren (yığındaki birim sayısı)

z= Standart normal dağılım tablo değeri (Araştırmada istenilen güvenilirlik düzeyi %95 gibi)

(29)

d= Duyarlılık (Araştırma için kabul edilebilir hata payı – 0,05, 0,1, 0,03 gibi) p.q= Araştırmaya konu olan özellikleri taşıyan bireylerin yüzdesi 0,25 gibi

Araştırmanın uygulama alanı olan tarımsal üretici örgütü içinde yer alan tarımsal üretici işletmesi yaklaşık

14.741

olup, araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. Uygulanan basit tesadüfî örneklem formülü ile örneklem çapı ≥96 işletme olarak tespit edilmiştir.

n = N . z

2

. p . q

N . d

2

+ z

2

. p . q

n = 14741 . 1,96

2

. 0,5 . 1

14741 . 0,05

2

+ 1,96

2

. 0,5 . 0,5

n = 96

işletme

Uygulanan basit tesadüfî örneklem formülü ile örneklem çapı ≥96 işletme olarak tespit edilmiş olmasına karşın, anket uygulamalarının gerçekleştirilmesi sonucu; 168 tarımsal üretici işletmesinden geri dönüt sağlanmıştır. Bu durum, analizlerin güvenilirliğini artıracağından, 168 işletmeden elde edilen veri analizleri ile gerçekleştirilmiştir.

(30)

3.3. Veri Toplama Tekniği

Araştırmada literatür ve mevzuat taraması çalışmalarının yanı sıra uygulamadaki durumun ortaya konulması ve güncel problemlerin tespit edilmesi amacıyla tarımsal üretici işletmelerine anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Pilot uygulamaları Haziran 2008 tarihinde yapılan çalışma son şeklini aldıktan sonra Eylül–Ekim–Kasım 2008 döneminde örgüt yöneticileri ile yüz yüze, e-mail yoluyla, telefonla ve mektup yolları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmiştir.

Araştırmanın ikincil verileri ise tarımsal üretici örgütüne ait yasal düzenlemeler ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Tarım İl Müdürlüğü dokümanları, Türkiye Milli Kooperatifler Birliği, Türk Kooperatifçilik Kurumu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, Pancar Ekicileri Kooperatifleri, Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Merkez Birliği ve Ankara Bölge Birliği, Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği, Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği, Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği örgütlerinde bulunan kayıtlar, yayın, doküman, bildiri vs kaynaklar ile bu kurumlarda çalışan ilgili kişilerle görüşülerek ayrıntılı bilgiler elde edilmiştir. Ayrıca ilgili üniversitelerin kütüphanelerinden konuya ilişkin daha evvel yapılmış araştırmalardan yararlanılarak elde edilmiştir.

3.4. Verilerin Analizi ve Yorumu

Araştırma ile ilgili olarak topluluk oranı ve tahminini ifade eden p değeri 0,05 olarak alınır. Örnek sayısının belirlenmesinde katlanılabilir hata oranı Hurst’un da (1994) ifade ettiği gibi bir matematiksel kavram olup araştırmaya konu olan topluluk ile seçilen kitlenin uyumsuzluğunu gösterir ve araştırmacının bunu önceden tahmin etmesi gerekir. Katlanılabilir nispi standart hata oranı %3-5 arasında tahmin edilmelidir. %3’e yaklaştıkça örneklem sayısı büyüyecek, bununla birlikte araştırmanın güvenilirliği artacak %5’e yaklaştıkça örneklem sayısı azalacaktır. Bu araştırmada katlanılabilir hata oranı, maddi olanaklar ve zaman unsuru da dikkate alınarak %5 olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, araştırmalarda yapılan

(31)

çalışmaların bir güven aralığında olması büyük önem arz etmektedir. Araştırmacıların tespit ettiği bu aralık ise (+ -) %2,5’dir.

Diğer bir ifade ile güven aralığı %95’dir. Buna bağlı olarak z değeri ise; 1,96’dır. Bunlara ilave olarak araştırmada Örneklem büyüklüğü; kullanılacak örneklem yöntemi, evrenin büyüklüğü, araştırma değişkenleri açısından evrenin yapısının homojen yada heterojen bir özellik göstermesi vb. gibi bir çok faktörden etkilendiğinden araştırmacı örneklem büyüklüğünü tüm bu belirtilen unsurları dikkate alarak hesaplamalıdır (Ural ve Kılıç, 2005, s.41). Örneklem sayısının belirlenmesinde basit tesadüfî örneklem formülünden yararlanılmıştır

(32)

4. TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİNİN YAPISAL DURUMU

4.1. Örgütlenme Teorisi

Örgütlenme çok farklı şekilde anlaşılabilecek geniş bir kavramdır. Örgütler belirli bir amacı gerçekleştirmek için, bilinçli olarak oluşturulmuş ve bir düzen çerçevesinde işleyen toplumsal birimlerdir. Örgütler, bireylerin çabalarının eşgüdümlenmesi sonucunda ortaya çıkar (Genç, 2007, s.65). Bu tanımda örgütler, insan toplulukları, ya da toplumsal birimler olarak tanımlanmaktadır. Tanım, örgütlerin en temel öğesinin insan olduğunu göstermektedir. Örgütlerde diğer önemli bir unsur, örgütlerin bir tesadüf sonucu değil, bilinçli şekilde ortaya çıktıklarıdır. Örgütler sadece kişilerin bir araya gelmesiyle değil, bir araya gelen insanların faaliyetlerinin anlamlı bir eşgüdümü sonucunda ortaya çıkar.

Örgütlenme ortak yaşama, birlikte hareket etme, işbirliği yapma ve kurumsallaşma olarak tanımlanabilir. Bir ülkenin sahip olduğu siyasi ve ekonomik yapı ile gelişmişlik düzeyi örgütsel yapısıyla yakından ilgilidir. Bir toplumda örgütlenmenin yaygın ve güçlü olması gelişmişliğin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında ülkelerin gelişmişliğini bir ölçüde örgütlenmiş bulunan yapısıyla ilişkilendirebiliriz.

Örgütler şu fonksiyonları gerçekleştirmek için kurulurlar;

* Örgütler insan ihtiyaçlarını daha etkin biçimde karşılarlar, * Örgütler etkinliği artırır, sinerjiyi ortaya çıkarırlar,

* Kişiler için daha fazla güvenlik sağlarlar, onların ait olma ihtiyaçlarını karşılarlar (Genç, 2007, s.72).

Örgütsel unsurlar arasındaki yüksek dayanışma ve koordinasyon, çalışanlar araksındaki uyum ve iyi ilişkilerin kurulması ve sürdürülmesi, iletişime bağlıdır. İletişim sayesinde kurulacak örgütsel uyum, etkinlik ve etkileşim, hem örgütsel

(33)

GENEL MÜDÜR

etkinliği artırır, hem de üretim veya hizmet unsurların arasında güçlü bir bağ oluşturur. Bu ancak, çalışanların ihtiyaçlarının karşılanmasıyla mümkün olabilir.

Örgütsel yapının oluşturulması, örgütün fiziksel ve örgüt kültürü gibi soyut değerlerinden oluşur ve örgüt yapısı örgüt şeması ile gösterilir. Bir örgütün yapısı amaçlara ulaşmak için gerekli etkinliklerin çalışanlar arasında nasıl bir iş bölümü ile dağıtıldığını gösterir.

Aşağıdaki örgüt şeması örgütlerin temel fonksiyonlarına ve bunlara bağlı hiyerarrşik ve fonksiyonel kademelerine göre oluşturulmuştur. Şema iki tür örgütsel işleyiş modelini göstermektedir. Buna göre aynı kademede bulunan şahıslar arasında fonksiyonel ilişki bulunurken, ast-üst şeklindeki dikey kademelenmede ise emir-komuta ilişkisi bulunmaktadır (Tortop, 1983, s.68).

Şekil-4.1.1. Örgütlerde Temel Fonksiyonlar

Şekil-4.1.1’de Örgütlenmelerde bulunması gereken temel fonksiyonlar yer almaktadır.

Muhasebe Pazarlama Üretim İnsan Kaynakları

(34)

Örgütlerde, örgütün büyüklüğü ve faaliyet konularına göre farklı yönetim kademeleri ve bu kademelerde görev yapan farklı yöneticiler bulunmaktadır. Her yönetim kademesinde görev yapan yöneticinin bulunduğu kademeye göre değişen becerilere sahip olması gerekir.

Şemalar, örgütlerin kolayca anlaşılmasına yardım eden şekillerdir. Her örgütün bir şeması bulunması gerekir. Şemalar işlerin nasıl dağıtıldığını her birimin ne yaptığını, kimlerin kimleri yönettiği ve emir alanların yetki ve sorumluluk durumlarını gösterir. İnceleme yapanlara ve yöneticilere işlerin yürütülmesinde yardımcı olur. Örgütsel hiyerarşinin farklı derecelerindeki yöneticilerin yönetim becerileri farklı olduğu gibi iş sorumlulukları da farklıdır.

Şekil-4.1.2. Yönetim Kademeleri

Şekil-4.1.2.’de personel sayısının fazla olduğu örgütlenmelere uygun teşkilat şeması gösterilmiştir. (Tortop, 1983, s.69)

Tepe Yönetim

Orta Kademe Yönetim

Alt Kademe Yönetim

(35)

Üst kademe yönetim ve yöneticiler, yönetim kurulu başkanı, genel müdür, genel müdür yardımcıları, koordinatör gibi çeşitli unvanları olan ve başında bulunduğu kuruluşun üst düzey yetkilerini kullanan ve birinci dereceden sorumlulukları olan şahıslardır.

Orta kademe yönetim ve yöneticiler, başkan ve müdür gibi unvanları olan orta kademe yöneticilerdir. Üst yönetim ile alt kademe yönetim arasındaki koordinasyonu sağlarlar, taktik ve operasyonel faaliyetleri yürütürler.

Alt kademe yönetim ve yöneticiler, bunlar büro yöneticileri gibi alt düzey yöneticilerdir. Gündelik büro faaliyetlerinin yürütülmesini sağlayan işgörenlerin faaliyetlerinden sorumludurlar.

Şekil-4.1.3. Hiyerarşik Örgüt Yapısı

Şekil-4.1.3’de yetkinin bir merkezde toplanmasının gerekli olduğu örgütlenmelerde hiyerarşik yapıyı gösterir. (Tortop, 1983, s.72)

GENEL MÜDÜR

Sekreter Özel Kalem

Müdür

Şube Müdürü

Daire Başkanı

İş görenler

(36)

Örgüt şemaları, yetki ve sorumlulukların belirtilmesine, böylelikle örgüt içinde işlerin daha kolay yürütülmesine yardımcı olur. İyi düzenlemiş bir örgütlenme, teknik gelişmelere ayak uydurmak ve yenilikleri yakından izlemek olanağını verir. Aynı örgütte çalışanlar arasında sıkı bir ilişki kurulur. Ast üst ilişkileri ve yetkilere açıklık kazandırılır, böylelikle daha verimli bir çalışma sağlanması olanağı oluşturulur.

Modern anlamdaki tarımsal üretici örgütlenmesi, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren bütün ülkelerin sosyal ve ekonomik kalkınmasında çok önemli rol oynamaya başlamıştır, halen de oynamaktadır. Bugün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kooperatifçilik, önemli bir sosyal ve ekonomik hareket olarak kabul edilmektedir. Dünya’da demokrasinin gelişmesi, barışın sağlanması, çevrenin korunması ve istihdam imkânlarının oluşturulması, kaynakların harekete geçirilmesi, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve yoksullukla mücadele üzerinde durulmaktadır. Bütün bunların sağlanması bütünüyle, ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınma ve gelişmelerinde önemli bir araç olarak tarımsal üretici işletmeleri kullanılmaktadır (Mülayim, 2006, s. 18 ).

4.2. Tarım Kesiminde Örgütlenmenin Amacı ve Önemi

Örgütlenme, var olan sosyal yapı içinde birlikte karar alma sonucu sorumluluk anlayışının oluşturulması; tüm insan ve fizik kaynaklarının bir araya getirilmesi ve kolektif hareket etme, tutum ve alışkanlıklarının geliştirilmesine olanak sağlayan bir yapılanmadır. Örgütlenme, tarımın ve kırsal toplumun kalkınmasında büyük rol oynayan kendine yardım ilkesinin (sorunu sorun sahibinin çözmesi) gerçekleşmesinde de önemli bir araçtır (İnan, 2001, s. 39).

Tarımsal üreticiler piyasaya mal arz ederken veya piyasadan üretim için girdi talep ederken, oldukça örgütlü bir ticaret ve sanayi kesimi ile karşılaşmaktadırlar. Üreticilerin karşısındaki taraf örgütlü ve güçlü, üreticiler ise dağınık ve güçsüz olduklarından, üreticilerin mesleki ve ekonomik çıkarlarını korumaları zordur. Tarım ürünleri ve girdilerinin ticareti ile uğraşanlar sayıca az olduklarından, örgütlü ekonomik ve siyasal güçleri sayesinde üreticilere koşullarını

(37)

kabul ettirebilirler (Eraktan, 2003). Mal arz ederken ya da girdi tedarik ederken söz konusu bu dağınıklıktan kaynaklanan zayıflığı güce dönüştürmek, toplu pazarlık gücü elde etmek için tarımsal üreticilerin örgütlenmesi şart olmaktadır.

Gelişmiş ülkelerde piyasa dengesinin sağlanmasında tarımsal üretici örgütleri önemli roller üstlenmektedirler. Gerek tarımsal girdi gerekse tarım ürünleri ticaretinde güçlü tarımsal üretici işletmeleri bulunmaktadır. Dünya 21. yüzyılı yaşarken gelişmiş ülkeler sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecini tamamlarken, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sürecine bile giremeden birden bire kendilerini bilgi toplumuna giden yolun başında bulmuşlardır. Bu değişim ülkeleri hızla tüketim toplumu haline getirmiş bir tarafta üretimde düşmeler görülürken diğer tarafta malların tüketiminde hızlı bir yükseliş trendi görülmüştür. Artan şehirleşme oranı tüketim mallarındaki talepte de değişmelere yol açmıştır. Üretimdeki bu değişme ile birlikte ürün kalitesi ve pazarlama taleplerindeki değişim üretim ve pazarlama stratejilerini de etkilemiştir. Bu değişimle birlikte üretimde maliyetler belirleyici unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Verimlilikte artış, ürün kalitesinde gelişme, Pazar taleplerine göre üretim ve ürün işleme, üretimde geleceği belirleyici hale gelmiştir. Bu değişimi büyük sermaye şirketleri ve büyük işletmeler kolaylıkla aşarken, yetersiz sermayesi bulunan küçük işletmeleri büyük zorluklar beklemektedir. Nitekim büyük çoğunluğu küçük işletmelerden oluşan tarım kesiminde üreticilerin bireysel girişimleri sonuç vermemekte ve pazardan daha az pay almalarına neden olmaktadır. İşte örgütlenmenin önemi bu noktada karşımıza çıkmaktadır (Anonim, 2008a, s.18).

Tarımsal üretimi artırmanın, kaliteli ürün elde etmenin ve tarım ile uğraşanların yaşam düzeylerini yükseltmenin en önemli yollarından biri, üreticilerin etkili bir biçimde örgütlenmesine bağlıdır. Gelişmiş ülkeler incelendiğinde, tarımın gelişip sanayileştiği ve üreticilerin de etkili bir şekilde örgütlendikleri görülmektedir. Çünkü politik mekanizmaları etkileyerek tarım politikalarını oluşturmak, uygulama koşullarını belirlemek ve böylece pazarda etkin olabilmek, çağdaş üretim yöntemlerini kullanıp verimliliği artırarak, kırsal alan kalkınmasını gerçekleştirmek örgütsel güçle yani örgütlü üreticilerle olabilecektir (İnan vd., 2000, s.145).

(38)

Tarımsal üreticilerin kırsal kesimde dağınık yaşamaları, alıcı ve satıcılar karşısında güçsüz olmaları, ekonomik ve mesleki çıkarlarını korumak amacıyla, üreticileri, meslek odaları, kooperatifler, sendikalar, dernekler gibi farklı amaçlı örgütler kurmaya itmiştir (İnan vd., 2005).

Kooperatiflerin temelinde barış oluşumunun geliştirilmesi için tasarlanmış bir değerler ve prensipler dizisi yer almaktadır. Dayanışma, demokrasi ve eşitlik gibi değerler dünyada milyonlarca kişinin daha güvenli bir ekonomik gelecek vasıtasıyla sosyal uyum sağlamasına yardımcı olmuştur. Kooperatifler çatışmaya yol açan sorunlara hitap etmede yardımcı olma rolünü üstlenirler. Kooperatifler piyasada istihdam sağlamak, elverişli konut sahibi olmak, kredi kullanmak, kaliteli ve uygun fiyata tüketim malları almak, piyasaya ekonomik istikrar sağlamak, sigorta yaptırmak gibi değişik ihtiyaçlardan doğarlar. Demokratik yapıları vasıtasıyla sürdürülebilen ve kapsayıcı bir barış için uzun vadeli bir temel oluşturulabilirler (Anonim, 2006).

Kırsal kesimin kalkınmasında tarımsal işletmelerin önemli katkıları olmuştur. Öte yandan konut yapı kooperatifleri büyük şehirlerdeki göç olgusu ile ortaya çıkan hızlı konut ihtiyacının çözülmesi yönünde etkin rol almışlardır. Birtakım sorunlar yaşanmış olsa da birçok kişi konut kooperatifçiliği içerisinde bulunmuş ve geç de olsa bir konut edinme fırsatını bu şekilde elde etmiştir.

Amaçlarına uygun bir biçimde faaliyetlerini sürdüren tarımsal üretici işletmeleri sayesinde topluluklar, tek başlarına başaramayacakları ya da daha fazla kaynak tüketerek elde edebilecekleri hizmetlere ulaşabileceklerdir. Öte yandan, hizmetlerde süreklilik sağlanabilecek aynı zamanda hizmetlerin sunumunu kolaylaştıracak rekabet ortamı oluşturulabilecektir.

Ekonomik bakımdan zayıf olan kesimlerin güç birliği yapmaları onları ekonomi içerisinde harekete geçirerek üretkenleştirebilecek; durağanlıktan büyümeye geçirebilecek ve aynı zamanda tek yanlı yürüyen ekonomik ilişki süreci karşılıklı etkileşim sürecine dönüştürülebilecektir. Neticede, pazarlık gücü olmadığı için bulunduğu pazara tek taraflı olarak bağlı bulunan dar gelirli kesim, bu ilişkileri karşılıklı hale getirme imkânına kavuşacaktır.

(39)

Üreticilerin kendi aralarında örgütlenmeleri onlara üretim girdilerini ucuz ve kaliteli olarak temin ederken pazarlama hizmetleri ile üretimin Pazar isteğine göre plânlamasına yardımcı olur. Piyasada aracıların yerini alarak fiyat düzenin kurulmasına yardım ederler, aracı kârının üreticiye geçmesini sağlarlar, üreticiye kısa, orta ve uzun vadeli ve düşük faizli krediler verirler, ortaklarının tüketim ihtiyaçlarını ucuz ve kaliteli olarak karşılar, onları ucuz ve sağlam konutlara kavuştururlar ( Koç, 2001, s.9–10 ).

Ülkemiz tarımında az gelişmiş ülkelerin çoğunda görülen, dual (ikili) bir yapı göze çarpmaktadır. Küçük köylü işletmelerinden oluşan geleneksel kesim kendi varlığını sürdürmek için geçimlik üretim yapmaya çalışırken, genelde büyük işletmelerden oluşan modern (ticari) kesim Pazar için üretim yapmaktadır. Modern kesimdeki dinamizm geleneksel kesime kolayca aktarılmadığından, geleneksel kesim toprak reformu gibi kurumsal, modern üretim girdileri gibi teknolojik, tarım kooperatifleri ve meslek odaları gibi örgütsel kalkınma araçlarından yeterince yararlanamamıştır. Örneğin, geleneksel kesim modern üretim girdilerini ve tarım kredilerini organize piyasalardan sağlayamadığından, girdi ve kredi kullanımı daha çok modern kesimde yoğunlaşmıştır. Aynı şekilde ürünlerin kuruluşlarından genelde modern kesim yararlanmaktadır (İnan, 2004, s.98). Bu dual yapı Türkiye’de tarımsal kalkınmayı olumsuz etkilediğinden kırsal örgütlenmeyi gerekli kılan nedenlerin başında gelmiştir.

Tarımsal üretici işletmeleri yoluyla elde edilen gelirler, kırsal bölgede çözüm bekleyen başkaca sorunlarda kullanılarak, dengeli bir kalkınma sağlanabilir. Kooperatifler elde ettikleri gelirle, köylerdeki tarım dışı alanlarda iş yeri ve çalışma olanağı buldukları takdirde kendi alanlarının dışına da taşarak köy kalkınmasında yararlı olurlar.

Tarımda üretici örgütlenmesinin ana amacı; Bu kesimde verimliliği artırmak ve üretimden tüketim aşamasına kadar tarımsal ürünlerin değerlendirilmesi suretiyle üreticinin gelirini ve pazardaki konumunu yükseltmektir. (İnan vd., 2000, s.152);

* Tarımsal üretim yapanlar için sürdürülebilir bir gelir yapısının elde edilmesi,

(40)

* Yeni teknolojilerin takip edilmesi,

* Üretimden pazarlamaya kadar her aşamada gerekli danışmanlık hizmetlerinin alınması,

∗ Çağdaş üretim yöntemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunulması, ∗ Etkin pazarlama koşullarının sağlanması,

∗ Üretim maliyetlerinin düşürülerek piyasayı yönlendirmede etkin olunması,

∗ Kredi temininde uygun koşulların oluşturulması, ∗ Girişimci bir üretici/ortak yapısının oluşturulması,

∗ Ortak davranma ve sorumluluk bilincinin yerleştirilmesi ve yaygınlaştırılması ile,

∗ Tarım ile uğraşanların/kırsal alanda yaşayanların yaşam düzeylerinin yükseltilmesine katkı sağlamak için örgütlenmemiz gerekmektedir (Anonim, 2008a, s.19).

Bütün bu amaçların gerçekleştirilmesi için etkin bir tarımsal üretici örgütlenmesi en hızlı ve en uygun çözüm olarak vazgeçilmez bir seçenek durumuna getirmektedir. Bilinen en eski iş birliği ve güç birliği örgütü kooperatifler, ilkeleri gereği, her düzeydeki entegrasyon girişimlerinin gereksindiği bilgi, beceri, deneyim, teknoloji, sermaye aktarımına olanak tanıyıcı bir ağın kurulmasında rakipsizdirler. Yalnızca yerel, bölgesel ve ulusal ölçekte değil uluslar arası ölçekte de hem dikey hem yatay bütünleşmeyi kendi aralarında sağlayabilme yetisindeki üstün kuruluşlar olarak, ekonomik etkinliği güvenceye alan ve böylece sosyal ve politik sorunların çözümünü kolaylaştırıcı role sahiptirler.

Neticede, ülkemizdeki tarımsal üretici işletmeleri ve üst örgütlerinin tarımsal ticarette etkin ve verimli olmaları tedarik maliyetlerinin azalmasına ve pazarlama organizasyonlarının istikrara kavuşmalarını sağlayacaktır. Böylece az sayıda ve dağınık durumda bulunan tarımsal üretici grupları, ürünlerini en uygun maliyetten üretebilme ve örgütlenmesini tamamlamış bulunan piyasada ürünlerini en uygun fiyatlardan pazarlayabilme ve yaşam standardını artırma imkânına kavuşmuş olacaklardır.

(41)

4.3. Tarımsal Üretici Örgütlerinin Ülkemizde ve Dünyadaki Tarihsel Gelişimi

Türkiye’de tarımsal üretici işletmeleri yeterince gelişmemiş, etkin bir örgütlenme yapısına kavuşmamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Ege Bölgesi’nde tarımsal kooperatifçilik konusunda bazı girişimlere rastlanmışsa da, bunlar başarılı olamamıştır. 1935’de bizzat Atatürk’ün desteği ve himayesi ile çıkarılan 2834 ve 2836 sayılı Tarım Satış ve Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunları kırsal alanda kooperatiflerin gelişip yayılmasında öncü olmuştur. Atatürk Silifke Taşucu’ndaki Tekir Çiftliği Tarım Kredi Kooperafi’nin kuruluşunu 36 üretici ile birlikte gerçekleştirmiş ve 1 nolu kurucu üyesi olmuştur. O yıllarda tarım kooperatiflerinin kuruluş ve gelişiminde devletin rolü önemli olmuştur. Başlangıçta vesayet sisteminin uygulanması doğru olmuştur. Çünkü ülkemizin kırsal kesiminde yaşayan insanlara kooperatifleşme konusunda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, tarım kooperatifleri ve bunların üst örgütlerinin bağımsız ve özerk bir yapıya kavuşmaları gerekirdi. Evrensel kooperatifçilik ilke ve değerleri de bunu gerektirmektedir (İnan, 2004, s.19).

Ülkemiz köylerinde eski devirlerden beri süregelen ortak süthaneler, çamaşırhaneler, fırınlar, ortak çoban tutmalar da bugünkü kooperatiflere benzeyen faaliyetlerdir. Fakat bugünkü modern anlamıyla ilk kooperatif, kapitalist işletmelerin meydana gelmesiyle, kapitalizmin düzenleyicisi olarak on dokuzuncu yüzyılın ortalarına doğru 1844 yılında İngiltere’de kurulduğu kabul edilmektedir (Mülayim, 2006, s. 32 ).

Ondokuzuncu yüzyılın ortalarında Rochdale denemesiyle tüketim kooperatifçiliği biçiminde İngiltere’de başlayan tarımsal üretici hareketi, aynı devirde, üretim kooperatifçiliği olarak Fransa’da ve kredi kooperatifçiliği olarak Almanya’da görülmüştür. Daha sonra bu hareket İsveç, Danimarka ve İsviçre’ye geçmiştir. Bugün kendi ekonomik ve sosyal bünyesine göre ekonomisinde kooperatifçiliğe az çok bir yer vermemiş hiçbir ülke yoktur denilebilir (Mülayim, 2006, s. 32 ).

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşmak için farklı örgütler kurulmakta ve bunların yapısında zaman içinde değişim

Şekil

Şekil 4.4.1.1. Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ve Ortak Sayıları
Tablo 4.4.1.2. Tarımsal Amaçlı Diğer Üretici İşletmeleri
Tablo 4.4.1.6.2.2’de halen yurt genelinde bulunan 17 TSKB’nin çalışma  konularına göre dağılımları yer almaktadır
Tablo 4.4.1.7.2.1. Üretici Birliklerinin Ürün Desenine Göre Dağılımları   TÜRÜ/ÇEŞİDİ
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Birden fazla kullanıcının bulunduğu arsa paylı tapu için üretim tesisinin kurulacağı yapıya ilişkin kullanım hakkını gösterir belge eksik.. / Üretim tesisinin

c) TTSM tems lc s toplantıda çeş tle lg l raporu sözlü olarak takd m eder. STK Kom tes kararı oy çokluğu le alır. Toplantıda çeş tler ayrı ayrı oylanır. STK Kom tes ,

 Anket formunda; stratejik planlarla ilgili mevcut durum, stratejik planlama hazırlık süreci, stratejik planın izleme ve değerlendirme süreci ile Stratejik plan hazırlık

Buna göre, Türkiye tarım havzaları üre- tim ve destekleme modeli kapsamında 2021 üretim yılı Çiftçi Kayıt Sistemi kayıtlarına göre buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale

Tasarım evleri konusunda İSO tarafından hazırlanan ve TOBB tarafından Komiteye iletilen bilgi notu ilgili kuruluşların (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Maliye

Tasarım faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere kurulan ve dar mükellef kurumların Türkiye’deki iş yerleri dâhil, kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan sermaye

Kanun kapsamında yürütülen Ar-Ge, yenilik ve tasarım projeleri ile ilgili araştırmalarda kullanılmak üzere ithal edilen eşya, gümrük vergisi ve her türlü fondan, bu

Bakanlıkça belirlenecek alanlarda en az lisans derecesine sahip Ar-Ge personeli istihdam eden Teknoloji Geliştirme Bölgeleri firmaları ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri