• Sonuç bulunamadı

4. TARIMSAL ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİNİN YAPISAL

4.4.1.3. Su Ürünleri Kooperatifleri

Su Ürünleri Kooperatifleri her türlü su ürünlerinin üretimi, yetiştiriciliği, avcılığı, işleme, depolama pazarlama konularında ortak hizmet vermek ve gerektiğinde bu konularla ilgili tesisleri kurmak ve işletmek amacıyla kurulmuşlardır.

Türkiye’de üretici tabanına dayanan ve üreticilerin önderliğinde yönlendirilen çok amaçlı kooperatiflerden birisi de Su Ürünleri Kooperatifleridir. Ülkemizde, halen 523 Su Ürünleri Kooperatifine kayıtlı 28.400 ortağı bulunmaktadır. Merkez Birliği şeklindeki örgütlenmesini tamamlayan Su Ürünleri Kooperatiflerinin halen 13 Bölge Birliği bulunmaktadır.

Su ürünleri kooperatiflerinin kuruluş amaçları; ortaklarının ihtiyacı olan av araç, gereçlerini ve donatımlarını temin etmek, üretilen su ürünlerine soğuk depolama imkânları sağlayarak, su ürünlerini işleme ve değerlendirme yerleri kurmak, kredi konusunda ortaklarına kefalet etmek, mali kolaylıklar sağlamak, ortakların avlama faaliyetlerini düzenlemek, yönetmek, genişletmek ve su ürünlerini korumak olarak saptanmıştır (Demirci vd.,2004, s.412).

4.4.1.4. Pancar Ekicileri Kooperatifleri

Pancar üretiminde faaliyet gösteren üreticilerimizin kurmuş oldukları kooperatif türüdür. Ülkemizde 31 adet Pancar Ekicileri Kooperatifi bulunmaktadır bunun nedeni 31 adet şeker fabrikasını bulunması ve her şeker fabrikasının bulunduğu yerde bir de kooperatifin bulunmasıdır. Bu kooperatiflere kayıtlı ortak sayısı 1.587.486 civarındadır ortak sayısının fazla olmasının nedeni şeker fabrikaları ürünlerini kooperatif aracılığı ile tedarik etmektedir. Dolayısıyla bütün üreticilerin ürünlerini fabrikalara verebilmeleri için o yöredeki kooperatife ortak olmak zorundadır. Devletten herhangi bir yardım almadan çalışan bu kooperatiflerin hem Bölge Birliği hem de Merkez Birliği olarak kabul edilebilecek olan üst örgütü PANKOBİRLİK’ tir.

4.4.1.5. Tarım Kredi Kooperatifleri

Tarımsal üretimde verimliliğin artırılması, işletmelerin ekonomik birimler haline dönüştürülmesine ve özellikle verimi artırıcı girdi kullanımına (kimyevi

gübre, zirai ilaç, tarımsal alet ve makine, sulama, ıslah edilmiş tohum vb) bağlıdır. Türkiye’de tarımsal işletmelerin büyük çoğunluğunu küçük aile işletmeleri oluşturmakta ve bu işletmelerin de en önemli sorunu, yeterli işletme sermayesinin uygun koşullarda sağlanamamasıdır. Küçük ölçekli tarımsal işletmelerin kredi taleplerinin karşılanmasında yararlanılabilecek organizasyonlardan biri de Tarım Kredi Kooperatifleridir

1977’ye kadar tek amaçlı bir kooperatif türü olarak örgütlenen Tarım Kredi Kooperatifleri, ortaklarına tarımsal girdi ve diğer gereksinimlerinin uygun koşullarla sağlanması ve ürünlerinin en akılcı bir şekilde değerlendirilmesi yanında el sanatlarının geliştirilmesi, mesleki ve teknik yönden ortaklarının eğitilmesi, sosyal ve kültürel faaliyetleriyle çok amaçlı kooperatifler haline dönüşmüşlerdir (Akyol, 1980, s.22–24) .

Tarım Kredi Kooperatifleri günümüzde 1 adet Merkez Birliği, 16 Bölge Birliği, 1.879 Birim Kooperatife bağlı toplam 1.285.577 civarında ortağı (bu ortakların yaklaşık 804.399 adedi faal ortaktır) ile hizmetlerine devam etmektedir (Tarım Kredi Koop. İstatistik Yıllığı, 2007,s.17).

Kooperatifçilik alanında pek çok yazar ve düşünürün uzun yıllar kurulması için pek çok platformda dile getirdiği ve mücadele verdiği kooperatifler bankasının fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için Tarım Kredi Kooperatiflerinin yasa ile düzenlenen çalışma konularında mevduat toplamak ve bankacılık hizmetlerinin yürütülmesi konusu zaten yer almaktadır. Belki de yeni bir bankanın kurulmasının yerine Tarım Kredi Kooperatiflerinin bu fonksiyonu işlevsel hale getirebilir. Aynı zamanda Kooperatiflerin yurt genelinde bulunan 1.926 adet birim kooperatifi şube olarak kullanılarak yaygın bir ağın da alt yapısı kurulmuş olur.

4.4.1.5.1. Tarım Kredi Kooperatiflerinin Tarihsel Gelişimi ve Yasal Düzenlemeler

Tarım Kredi Kooperatiflerinin kuruluşu Mithat Paşa’nın 1863 yılında kurduğu “Memleket Sandıkları”na kadar dayanmaktadır. Türk milletinin tarih boyunca başarı ile yaşatmış olduğu “imece” ve “Ahilik” gibi yardımlaşma ve

dayanışma esaslı organizasyonlar, kooperatifçilik özellikle de Tarım Kredi Kooperatifleri ile daha ileri noktalara taşınmıştır (Anonim, 2007b, s.9).

Cumhuriyet öncesinde; “Memleket Sandıkları” ve 1883’de “Menafi Sandıkları” ile devam eden Türk Kooperatifçilik hareketi Cumhuriyet döneminde ise; 1924 yılında 498 sayılı “İtibari Zirai Birlikler Kanunu”, 1929 yılında 1470 sayılı “Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu” ile gelişmesine devam etmiştir. 1935 yılında çıkarılan 2836 sayılı “Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu” ile bugünkü ad ve anlamda “Tarım Kredi Kooperatifleri”nin kuruluşu gerçekleştirilmiş ve asıl gelişmeler bu kanundan sonra meydana gelmiştir. 1972 yılında çıkarılan 1581 sayılı “Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu” ile Bölge Birlikleri ve Merkez Birliğinin kurulmasına imkân tanınarak Tarım Kredi Kooperatiflerinin dikey teşkilatlanması sağlanmıştır. Böylece; Tarım Kredi Kooperatifleri, T.C. Ziraat Bankası bünyesinde faaliyet gösterirken 17 Mayıs 1977’de Merkez Birliği’nin kurulmasıyla tamamen bağımsız bir tarımsal üretici kuruluşu haline gelmiş ve böylece T.C. Ziraat Bankası’nın idari yükümlülükleri sona ermiştir, ancak Finansman Bankası olarak görevi hala devam etmektedir (Anonim, 2007b, s.10 ).

Türkiye’de tarımsal gelişmenin ve kooperatifçiliğin itici gücü olan ve Memleket Sandıklarıyla temeli atılan Tarım Kredi Kooperatifleri, 1972 yılında çıkarılan 1581 sayılı “Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri” kanunun uygulanmasına kadar, gerek finansal, gerekse yönetim ve denetim açısından uzun bir süre Ziraat Bankasına bağlı kalmışlardır. 1581 sayılı kanunda yer alan kooperatiflerin bütünleşmesiyle ilgi hüküm ancak 1977 yılında uygulanabilmiştir. Bu bütünleşmeden sonra Ziraat Bankasına yüklenilen görev ve sorumluluklar, kurulmuş olan bölge ve Merkez Birliğine devredilerek bağımlılık azaltılmıştır (Gönen, 1980, s.4–5).

Tarım Kredi Kooperatifleri, kendi ortakları arasından seçilerek oluşan Yönetim Kurulları ile yönetilmeye başlanmış, demokratik kooperatifçilik alanında önemli adımlar atılmıştır. 1984 yılında çıkarılan 237 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 1581 sayılı kanunda Tarım Kredi Kooperatifleri’nin idari ve mali yapısında önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu KHK, daha sonra 1985 yılında 3223 sayılı kanun olarak yasalaşmıştır. Bu değişiklikle; Tarım Kredi Kooperatifleri

Tarım Bakanlığının ilgili kuruluşu haline getirilmiş ve denetimi de yine bu Bakanlığa verilmiştir. Yönetim Kurulu Başkanlıkları, Merkez Birliğinde Genel Müdürün, Bölge Birliklerinde ise Bölge Müdürünün, şahsında birleştirilmesi esası getirilmiştir. 1995 yılında çıkarılan 553 sayılı KHK ile ise, idari yapıda önemli değişiklikler yapılmış ve 1581 sayılı Kanunda öngörülen demokratik yapıya tekrar dönülmüştür (Anonim, 2007b, s.10 ).

Merkez Birliği, Bölge Birlikleri ve Kooperatiflerde Yönetim Kurullarının tamamının seçimle teşekkül etmesi, yönetim kurulu başkanlarının yönetim kurulu üyeleri arasından seçilmesi, Bölge Birlikleri ve Kooperatiflerde denetçilerin seçimle göreve gelmesi yanında, Merkez Birliğinde ikisi seçimle gelen denetçinin yanı sıra Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Ziraat Bankası tarafından atanan birer denetçinin görev yapması sağlanmıştır (Anonim, 2007b, s.10 ).

12 Nisan 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5330 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununda Değişiklik yapılması hakkındaki 553 sayılı Kanun Hükmünde kararnamenin değiştirilerek kabulüne dair kanun ile yönetim kurulları, Kooperatiflerde, Bölge Birlikleri ve Merkez Birliklerinde daha güçlü bir demokratik yapıya kavuşturulmuştur (Anonim, 2007b, s.11).

553 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen devletin Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri üzerindeki idari vesayetten vazgeçme yolundaki hukuki düzenlemeler, akademi ve ekonomi çevrelerinde öteden beri tartışılan demokratik özerk kooperatifçilik anlayışı ve beklentilerinin doğal bir sonucu olmuştur.

Kredi kooperatiflerinin öz kaynaklar ve dış kaynaklar olarak iki tür kaynakları vardır. Öz kaynaklar kuruluşun ödenmiş sermayesi ile her yıl gelir giderin pozitif farkından ayrılan; destekleme, yedek akçe vb. fonlardan oluşmaktadır. Kooperatif dışı kaynaklar ise Ziraat Bankası tarafından ayrılan plasmanlar ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin Merkez ve Bölge Birliklerince sağlanan kredilerden meydan gelmektedir (Doğruel, 1993, s.51).

Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği aynı zamanda; Milletlerarası Raiffeisen Birliği (IRU), Milletlerarası Kooperatifler Birliği (ICA), Avrupa Tarım

Konferansı (CEA), Milletlerarası Kamu ve Kooperatif Ekonomisi Araştırma ve Bilgi Merkezi (CIRIEC) üyesidir.

4.4.1.5.2. Tarım Kredi Kooperatiflerinin Amaç ve Çalışma Konuları

Bu kooperatiflerin başlıca faaliyet konuları arasında küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerinin ayni ve nakdi kredi taleplerinin karşılanması yanında onların çeşitli konularda eğitim faaliyetlerinde bulunmalarına depolama gübre, zirai ilaç, tohumluk, traktör ve tarım aletleri, petrol ürünleri, büyük ve küçükbaş hayvan, tüketim malları, sigorta ihtiyaçlarının da karşılanması faaliyetlerinde bulunulmuştur.

Küçük üreticilerin bankalardan ipotek karşılığı tarımsal kredi alabileceği arazisi ya hiç yoktur ya da çok azdır. Ayrıca, tarımsal üreticilerin mülkiyetindeki araziler Ziraat Bankasının baremine göre düşük değere sahip ve genellikle tapusuzdur. Bütün bu nedenlerle, kredi kuruluşlarından kredi alamayan tarımsal üreticilerin başvurabileceği tek kuruluş Tarım Kredi Kooperatifleri olmuştur (İnan, 2004, s.125).

Tarım sektöründe yaşanan krizler ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin borçlarının yeniden yapılandırılması ile vadesi geçen borçlarının faizlerinin silinmesi Tarım Kredi Kooperatifleri’ni tarihinin en ağır bunalımı ile karşı karşıya getirmiştir. Bu durum ortaklarının ve çalışanlarının kuruma olan itimatlarını önemli ölçüde sarsılmıştır. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin yeniden yapılandırılarak kendi ayakları üzerinde durabilen, profesyonel yönetimi benimsemiş, akılcı bir yönetimle tekrar tarım sektöründe özellikle küçük çiftçilerin kredi gereksinimlerini karşılayan bir kredi organizasyonuna dönüşmesi ve yasasında var olan ancak uygulanmayan bankacılık hizmetlerine devam etmesi sağlanmalıdır.

Tarım Kredi Kooperatifleri her köyde kurulan küçük birimler yerine, belli merkezlerde ekonomik yönden güçlü olan kooperatiflere dönüştürülmeli, küçülerek büyümek hedeflenmeli, güçsüz olan kooperatifler tasfiye edilip güçlü kooperatifler

ile birleştirilmelidir. Nitekim son zamanlarda 250 civarında Tarım Kredi Kooperatifinin birleştirildiği görülmüştür. Likidite ihtiyacı için merkezi yerlerde bulunan atıl durumdaki gayrimenkuller derhal satılmalı (bunun yerine yerleşim birimlerinin kenarlarında nispeten düşük maliyetli tesisler edinmeli) ve kooperatiflerin plasmanları artırılmalıdır. Ayrıca yasasında var olan ‘ortaklarının her türlü ihtiyacını ve zaruri tüketim maddelerini karşılamak’ hükmünden hareketle bir tüketim kooperatifi gibi çalışarak kooperatif masraflarını minimum seviyeye düşürmelidir” (Anonim, 2004a. ) .

1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu’nun 3223 Sayılı Kanunla değişik 3. Maddesinde Kooperatiflerin amaç ve çalışma konuları şöyle belirlenmiştir(Anonim, 1972.).

Kooperatifler ortaklarının;

∗ Kısa ve orta vadeli kredi ihtiyaçlarını karşılamak, ∗ Ürünlerini değerlendirmek,

∗ Müştereken yararlanabilecekleri her çeşit makine, ekipman ve tesisleri edinmek.

Ortaklarının ve gerektiğinde diğer üreticilerin;

∗ Üretim ve zaruri tüketim maddeleri ile üretim araçlarını toptan sağlamak,

∗ El sanatlarını geliştirmek ve mamullerini değerlendirmek,

∗ Mesleki ve teknik yönden bilgilerini artırmak, sosyal ve kültürel konularıyla ilgili faaliyetlerde bulunmak, kurslar açmak ve seminerler tertip etmek,

∗ Mevduat toplamak, bankacılık hizmetleri ve sigorta acenteliği yapmak. Tarım Kredi kooperatifleri, ortak çiftçilerin kısa ve orta vadeli tarımsal kredi ihtiyaçlarını, kendi özkaynakları ve Ziraat Bankası plasmanlarından karşılamaktadır.

Ortak tarımsal üretici ürünlerini değerlendirmek ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin kendi iştiraki olan yem fabrikasının hammadde ihtiyaçlarını karşılamak üzere, Ankara Bölge Birliği çalışma alanı içerisinde yemlik arpa alımları gerçekleştirilmektedir.

Tarımsal üretici ortakların ve diğer üreticilerin temel gıda maddesi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çeşitli il ve ilçelerde un, şeker, ayçiçeği yağı gibi temel ihtiyaç maddeleri satışları yapılmaktadır. Ayrıca ortaklarının akaryakıt ve yağ ihtiyaçları da sabit istasyonlar ve seyyar olarak yerinde karşılanmaktadır.

Merkez Birliği Genel Müdürlüğünün izni ile firmalarla yapılan anlaşmalar çerçevesinde, tarımsal üretici ortakların ihtiyaç duyduğu traktör, römork, mibzer, gübre serpme makinesi, pülverizatör, bahçe traktörü, harman makinesi ve motopomp gibi tarımda makineleşmeye, dolayısıyla verimlilik artışına yönelik ekipmanları ve verim artışını sağlayan diğer önemli faktörler olan zirai mücadele ilaçları, gübre, yem ve diğer çeşitli girdiler temin edilerek ortakların hizmetine sunulmaktadır.

Bölge Birlikleri kendisine ortak kooperatiflerin müşterek menfaatlerini korumak, amaçlarını gerçekleştirmeleri yolunda faaliyette bulunmak ve çalışmalarını düzenlemek üzere ana sözleşmelerinde yer alan amaç ve çalışma konuları şunlardır;

* Kooperatiflerin finansman işlerini düzenlemek,

* Ortak mahsullerinin değerlendirilmesi ile ilgili işleri yürütmek, * Gerektiğinde kooperatiflerin ihtiyaç duydukları üretim ve zaruri tüketim maddeleri ile üretim araçlarını toptan sağlamak veya imal etmek,

* Kooperatif işlerinin kooperatifçilik ilkelerine ve mevzuat hükümlerine uygun olarak yürütülmesini sağlamak üzere gerekli tedbirleri alma, teknik ve idari yardımlarda bulunmak ve ortakların genel ve mesleki eğitim faaliyetlerini düzenlemek,

* Kooperatifleri denetlemek,

* Mevduat toplamak, bankacılık hizmetleri ve sigorta acenteliği yapmak,

* 1581 Sayılı Kanun ile ek ve değişikliklerine göre kurulmuş kooperatifler, diğer Bölge Birlikleri ve Merkez Birliğinin kredi ihtiyaçlarını

karşılamak üzere, banka ve sigorta şirketi kurmak veya bu gibi kuruluşlara iştirak etmek,

* Devlet tarafından kooperatiflere verilen desteklerden yararlanmak için gerekli tedbirleri almak (Bölge Birliği Ana sözleşme, Madde, 5 ).

Merkez Birliği, 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu esaslarına göre kurulan 16 Bölge Birliği’nce tek üst birlik olarak 17.05.1977 tarihinde kurulmuştur (Anonim, 2001).

Tarım Kredi Kooperatifleri ile Bölge Birliklerinin, müşterek menfaatlerini korumak, amaçlarını gerçekleştirmeleri yolunda faaliyette bulunmak ve her türlü çalışmalarını düzenlemek üzere kurulan Merkez Birliğinin çalışma konuları ana sözleşmelerinde şöyle yer almaktadır.

Kooperatif ve Bölge Birlikleri’nin bu kanuna ve kooperatifçilik ilkelerine uygun olarak gelişmesini sağlamak, kooperatifçilik ve mesleki eğitim faaliyetlerinde bulunmak,

* Kooperatif ve Bölge Birlikleri’ne finansman kaynakları temin etmek ve bunların geliştirilmesi için her türlü tedbirleri almak, kredi işlerinin düzenle yürütülmesini sağlamak.

* Kooperatif ve Bölge Birlikleri’nin üretim ve zaruri tüketim maddeleri ile üretim araçlarını toptan sağlamak, imal etmek ve ortak ürünlerin değerlendirilmesi ile ilgili faaliyetleri rasyonel bir şekilde düzenlemek ve bu konularda her türlü teşebbüse girişmek veya iştirak etmek ve gerekli tesisleri kurmak, faaliyet konusuna giren hususlarda ithalat ve ihracat yapmak,

* Kooperatif ve Bölge Birlikleri’nin görev ve çalışma konularının düzenle yürütülmesini sağlamak üzere genel uygulama esaslarını tespit etmek,

* Kooperatif ve Bölge Birliklerini denetlemek,

* Kooperatif ve Bölge Birlikleri’nin personel politikasını tespit etmek ve yürütmek,

* Kooperatif ve Bölge Birlikleri’nin kuruluşuna karar vermek, kuruluş merkezini ve çalışma alanlarını tespit etmek,

* Kooperatif ve Bölge Birlikleri’nin finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere tahvil çıkartmak,

* Hükümetçe görevlendirildiğinde, devlet destekleme alımları ile ilgili faaliyetleri yürütmek,

* Kooperatiflerin ve Bölge Birlikleri’nin toplayacakları mevduatın kullanılma şekil ve şartları ile bu konudaki üst kuruluşlarla olan bağlantıları gösteren yönetmeliği hazırlayarak Tarım Bakanlığı’na sunmak.

* Birlik ve Kooperatiflerce sağlanan kredi, araç ve gereçlerin kullanılış ve şartları ile amaca uygun olarak kullanıldığının kontrolünü gösteren bir yönetmelik hazırlamak,

* Bölge birlikleri ve kooperatiflerle, kredi ihtiyaçlarını da karşılamak üzere ortaklaşa bir banka ve sigorta şirketi kurmak veya bu gibi kuruluşlara iştirak etmek.

Merkez ve Bölge Birlikleri ile Kooperatifler, kredi ihtiyaçlarını da karşılamak üzere, banka ve sigorta şirketi kurabilir veya bu gibi kuruluşlara iştirak edebilirler (Merkez Birliği Ana sözleşmesi, Madde 3).

4.4.1.5.3. Tarım Kredi Kooperatiflerinin Sorunları

Tarım Kredi Kooperatiflerinde genel olarak finansman, mevzuat, denetim, eğitim, personel ve bütün bunları da kapsayan bir yönetim sorunu yaşanmaktadır. Kooperatiflerin finansman sorunu, siyasilerin kredi borçlarının sürekli olarak ertelenmesi, borçların taksitlendirilmesi veya affı gibi yaklaşımları iyice artmış ve kooperatifler sürekli olarak kaynak kaybına uğratılmıştır. Örneğin, sorunlu tarımsal kredilere ödeme kolaylığı getiren 4876 sayılı kanun ile vadesi geçen borçlarını zamanında ödeyemeyen ortakların borçları yeniden yapılandırılmıştır. Toplam 587.966 ortağın 1.409.000,00-TL olan borcu, Kanun kapsamına girmekte olup, bu alacaklardan 546.103 ortağın 1.276.000,00-TL olan borcu 531.000.000,00-TL olarak yeniden yapılandırılmıştır. Kanun kapsamına girdiği halde 41.863 ortak

müracaat etmemiş olup, bu ortaklardan olan alacaklar toplamı faiziyle birlikte 133.000.000,00-TL dir. Ortakların borçlarının yapılandırılması ile alınmaktan vazgeçilen 745.000.000,00-TL kooperatiflerin T.C. Ziraat Bankası’na olan borçlarının yapılandırılmasından sağlanan indirim tutarı 355.000.000,00-TL’ye düşüldüğünde, kooperatiflerin kaynak kaybı 390.000.000,00-TL olmaktadır (Demirci ve ark. s.412).

Tarım Kredi Kooperatiflerine yapılan yasal düzenlemelere rağmen, hükümet müdahalelerinin sonu bir türlü gelmemektedir. Siyasi irade tarafından seçim dönemlerinde verilen vaatlerden dolayı kooperatiflerin öz sermayelerinde meydana gelen erozyonun hangi kurum, hangi kaynak ile ve nasıl finanse edileceği? Sorusunun cevabı bulunamamıştır. Bu konunun bütün kooperatifçi kuruluşlar ve siyasiler tarafından titizlikle izlenmesi gerekmektedir. Kooperatifler, öz kaynaklarını büyük ölçüde ortakları ile yaptıkları alış-verişten sağladıkları kâr ile gerçekleştirdiklerine göre, bu yolla elde edilen fonu adeta borcunu ödememeyi, yine siyesi partilerin katkıları ile gelenek haline getirmiş kişilere transfer etme yolu tercih edilmiştir (Demirci vd. s.412) .

Tarım Kredi Kooperatifleri, öncelikle ortaklarına istenilen hizmeti verebilmeleri için kurumsal olarak teşkilatlanmalarını tamamlamaları gerekir. Kooperatiflerde hizmet birimlerinin; nitelikli ve yeterli personele, ihtiyaçlarını giderebilecek büyüklükte depo kapasitesine ve ekonomik açıdan güçlü bir sermayeye sahip olmaları, ortaklara verilecek hizmeti etkileyen en önemli unsurlardır. Bu unsurlar tamam olduğu sürece kooperatiflerin başarısı artacak ve daha fazla üretici kooperatiflere ortak olmaya çalışacaktır (Karlı, 2001, s.19).

4.4.1.6. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri

Memleketimizde ilk Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (TSKB) 1933 yılında “Aydın Zirai Satış Kooperatifi İttihadı” adı ile tanzim satış kooperatifi olarak kurulmuştur. Bu birliğe, Aydın çevresindeki 6 incir kooperatifi ile Salihli ve Alaşehir Üzüm Müstahsilleri ortak olmuşlardır. (Anonim, 1972, s.211) Diğer ilk birlikler ise, İzmir’de 1937 yılında Tariş Üzüm ve İncir Birliği olarak kurulmuş,

onu 1938 yılında Fiskobirlik, 1940 yılında Çukobirlik izlemiştir. En son 2000 yılında Gapbirlik kurulmuştur. İlk Tarım Satış Kooperatifi (TSK) ise 1914 yılında yine incir üreticileri tarafından “Kooperatif Aydın İncir Müstahsilleri Ortaklığı” adıyla kurulmuştur (http://www.sanayi.gov.tr. ).

Türkiye’de TSK ve TSKB’nin gelişimi 1935 yılında çıkarılan 2834 sayılı “Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri” Kanunun yürürlüğe girmesiyle sağlanmıştır. Bu yasanın çıkarılmasında örnek kooperatifçi Atatürk’ün büyük katkıları olmuştur. Söz konusu yasaya dayanarak tip ana sözleşmeleri hazırlanmış ve 1937 yılından itibaren TSK kurulmaya ve birlikler halinde örgütlenmeye başlamışlardır (İnan vd., 2003, s.14). 1984 yılında bu kanunun yerini 238 sayılı Kanun Hükmünde Kararname almış ve 1985 yılında 3186 sayılı Kanun ile anılan kararname kanunlaşmıştır (http://www.sanayi.gov.tr.).

TSK ve TSKB’i yaşadıkları yapısal sorunları çözmek ve bu kuruluşları özerk bir yapıya kavuşturmak amacıyla 2000 yılında 4572 sayılı “TSK ve TSKB Hakkında Kanun” kabul edilmiştir. Yasanın amacı, “TSK ve TSKB’ni etkin ve sürdürülebilir bir şekilde özerk ve mali yönden bağımsız kılmak ” şeklinde tanımlanmıştır (a.g.k. m.1).

4.4.1.6.1. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin Amaç ve Çalışma Konuları

TSK’nin esas amacı; faaliyet konusuna giren tarım ürünlerini üreticiden satın almak, işlemek, standart hale getirmek ve ambalajlayarak iç ve dış pazarlarda pazarlamak, üreticilerin tarımsal girdilerini karşılamak ve görev verilmesi durumunda devlet adına üreticilerden alım yapmak ve dış alım yapmaktır (Karlı, 2001, s.21 ).

Gelişmekte olan ülkelerde tarımın yapısı nedeniyle, dağınık ve küçük üreticiliğin yaygın olması tarım ürünlerinin özellikle, dış piyasaya yönelik pazarlanmasında önemli güçlükleri ortaya çıkarmıştır. Üreticiler, tarım ürünleri

piyasasında rekabetçi güçlerini artırmak için örgütlenmek gereği duymuş ve bu amaçla, TSK ve TSKB kurulmuştur.

TSK’nin amacı, 3186 sayılı yasada “üreticilerin karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle mesleki faaliyetleriyle ilgili ihtiyaçlarını sağlamak, ürünlerini daha iyi şartlarla değerlendirmek ve ekonomik menfaatlerini korumaktır.” şeklinde tanımlanmıştır.

TSK ve TSKB’nin amaçları, 4572 sayılı kanunun birinci maddesinde TSK ve TSKB’ni etkin ve sürdürülebilir bir şekilde özerk ve mali yönden bağımsız kılmak, üreticilerin; Karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle mesleki faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarını sağlamak, ürünlerini daha iyi şartlarla değerlendirmek ve ekonomik menfaatlerini korumak amacıyla, aralarında sınırlı sorumlu değişir sayıda ortaklı ve değişir sermayeli, tüzel kişiliğe haiz Tarım Satış Kooperatifleri kurabilirler, şeklinde tanımlanmıştır (a.g.k. m.1).

Aynı kanunun üçüncü maddesinde kooperatiflerin çalışma konuları belirlenmiştir. Buna göre, Kooperatif ve Birlikler; ortakların ve gerektiğinde diğer üreticilerin ürünlerini daha iyi şartlarda değerlendirmek, mesleki faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarını karşılamak ve ekonomik menfaatlerini korumak konularında çalışırlar.

Kooperatif ve Birliklerin, ilk işleme hüviyetindeki işletme ve tesisleri dışında kalan sonraki üretim aşamaları için kuracakları iktisadi işletmeler, anonim şirket statüsünde ayrı bir tüzel kişilik olarak kurulup faaliyet gösterirler.

Benzer Belgeler