• Sonuç bulunamadı

ANKARA İLİ MERKEZ İLÇELERİNDE GELENEKSEL YORGANCILIK SANATININ İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ANKARA İLİ MERKEZ İLÇELERİNDE GELENEKSEL YORGANCILIK SANATININ İNCELENMESİ"

Copied!
241
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI DEKORATİF ÜRÜNLER ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ

YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

ANKARA İLİ MERKEZ İLÇELERİNDE

GELENEKSEL YORGANCILIK SANATININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Funda DEDE

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI DEKORATİF ÜRÜNLER ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ

YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

ANKARA İLİ MERKEZ İLÇELERİNDE

GELENEKSEL YORGANCILIK SANATININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Funda DEDE

TEZ DANIŞMANI

Yard. Doç. Dr. Tomris YALÇINKAYA

(3)

Funda DEDE’ye ait ‘ANKARA İLİ MERKEZ İLÇELERİNDE GELENEKSEL YORGANCILIK SANATININ İNCELENMESİ’ adlı çalışma 14/06/2010 tarihinde, jürimiz tarafından El Sanatları Eğitimi Bölümü Dekoratif Ürünler Eğitimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Yrd. Doç. Dr. Tomris YALÇINKAYA... ...

Üye : Prof. Dr. Halide SARIOĞLU ... ...

Üye : Doç. Dr. Melda ÖZDEMİR... ...

Üye : ... ...

(4)

Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü El Sanatları Eğitimi Anabilim Dalı Dekoratif Ürünler Eğitimi Yüksek Lisans Tez çalışması olarak hazırlanan bu araştırma, ‘Ankara İli Merkez İlçelerinde Geleneksel Yorgancılık Sanatının İncelenmesi’ amacı ile hazırlanmıştır.

Milletlerin hayatında gelenekselliğin önemli bir yeri vardır. Tarih süreci içerisinde varolan kurumlar, uygulamalar, sanat ve zenaatların devam ettirilmesi ve gelecek nesillere aktarımı söz konusudur.

Gelenek kuşaktan kuşağa geçerek gelen, milletlerin ve toplulukların arasında ortak, ve özel bir ruh dolayısıyla sağlam bir bağ kuran her türlü alışkanlık olarak ifade edilir. Günlük yaşamın bir parçası olarak insanların birçok gereksinmesini karşılayan ve birçoğu günümüzde el sanatı olarak nitelenen kullanım eşyaları, tarihsel geçmişte uzun dönemde oluşmuş deneyim ve birikimlerin ürünleridir.

Günlük yaşamda yer alan her geleneksel ürün uzun dönemde oluşmuş birikimleri, deneyleri yansıttığı için de, ilgi çekici niteliklere sahiptir. Bu ürünlere yansımış birikim ve deneyler, kültürde sürekliliği sağlar ve tarihsel değerleri bünyelerinde taşırlar. Bu nedenle geçmiş birikimi günümüze getiren kültürün maddi ürünlerinden olan el sanatları, toplumların kültür tarihi açısından önemli belge özelliği taşırlar.

Araştırmanın birinci bölümünde problem ortaya konulmuştur. Bu bölümde ayrıca, araştırmanın amacı, önemi, sınırlılıkları, tanımlar ve araştırmada izlenen yöntem belirtilmiştir. İkinci bölümde, araştırmanın yöntemine ilişkin bilgilere, üçüncü bölümde araştırmanın kavramsal çerçevesine, dördüncü bölümde bulgu ve yorumlara, beşinci bölümde sonuç ve önerilere yer verilmiştir.

Araştırmamda her türlü katkı ve yardımlarından dolayı tez danışmanım Sayın Yard. Doç. Dr. Tomris Yalçınkaya’ya teşekkürlerimi sunarım.

Yorgancılık mesleği ile ilgili bilgi ve deneyimlerini esirgemeden yardımcı olan Ankara Umum Hallaçlar ve Yorgancılar Odası Başkanı Sn. Temel Çolak’a ve Ada Yorganevi sahibi Sn. Temel Karaoğlu’na teşekkürlerimi sunarım. Her zaman maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen aileme ve eşim Özgür DEDE’ye teşekkürlerimi sunarım.

Funda DEDE

(5)

ANKARA İLİ MERKEZ İLÇELERİ

GELENEKSEL YORGANCILIK SANATININ İNCELENMESİ DEDE, Funda

Yüksek Lisans El Sanatları Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Tomris YALÇINKAYA

Ekim 2010

Araştırma da Ankara ili merkez ilçelerinde bulunan yorgan örnekleri renk, komposizyon, kullanılan teknik ve kalitesi açısından incelenmiştir. Yorgan ustaları ile görüşülmüş kişisel ve meslek ile ilgili bilgileri anket uygulanarak öğrenilip yorumlanmıştır. Bu araştırma üreticilere ve bu konu hakkında araştırma yapacak kişilere kaynak oluşturmak amacıyla yapılmıştır.

Araştırmada random sistemine göre seçilen Ankara ili merkez ilçelerinde bulunan 80 adet yorgan işyeri sahibine anket uygulanmış ve örnek alınmasına izin veren 30 işyerinden 73 adet yorgan kullanılan malzeme, boyut, teknik, renk, kompozisyon özellikleri açısından incelenmiştir. Yorgan ustalarına uygulanan anket sonuçları tablolar halinde sunulmuştur. Araştırmanın kavramsal çerçevesi Bölüm II’de literatür taramalarından elde edilen veriler ışığında derlenmiştir.

Günümüzde yorgancılık sanatı geleneksel işlevselliğini devam ettirmektedir. Geleneksel olarak yorganın kullanım alanları dört gruba ayrılmaktadır. Loğusa yorganı, Kız çeyizlerinde yorgan, Gelin yorganı, Sünnet Yorganı

Evlenen kızlar için çeyiz olarak, sünnet olacak çocuklar için sünnet yatağı için, loğusa kadınlara yatak hazırlarken yüklüklerimizde sakladığımız ipek yorganlarımızı kullanmaktan vazgeçmemekteyiz. Ancak bu durum yorgancılık sanatını geliştirmeye ve işlevselliğini arttırmaya yetmemektedir. Yorgan sanatının kaybolmasını engellemek işlevselliğini arttırmanın yollarını bulmak gerekmektedir.

Gelişen teknolojiyle hazır yorganların kullanılmaya başlanması yorgancılık mesleğine büyük zarar vermiştir. Elyaf yorganların ucuz ve kolay temizlenmesi talebi arttırmış, yün ya da pamuk yorganın maliyetinin yüksek bakımının zor olması yüzünden tercih edilmemektedir. Ancak hazır yorganlar sağlık yönünden büyük zararlar vermektedir. Bu konuda halk bilinçlendirilmelidir.

Geçmişte yorgan ustaları yorgana duygularını, düşüncelerini, resme çevirir ve yorgan üzerinde bir ressamın fırça kullanması gibi iğne iplik kullanarak yorgan işlenirdi. Ancak günümüzde bu görevi yorgan desinatörleri üstlenmiştir. Yorgancılar kendi duygu ve düşüncelerini işlemek yerine kalıpları hazır bulunan motifleri işlemeye başlamışlardır. Yorgan ustalarının %80’i motifi belirlerken katalog kullanmaktadır.

(6)

kumaş türü ipek saten ve daha sonra deri satendir. Ankara merkez ilçelerinde dolgu malzemesi olarak %80 yün ve %14 pamuk kullanılmaktadır. Yorgan astarlamada ise en çok tercih edilen 42-46 tel beyaz astar kullanılmaktadır.

Ankara ilçelerinde bulunan yorgancılar yorgan yapımında kalitesinden dolayı koza pamuğunu tercih etmektedirler. Kullanılan pamuk miktarı çift kişilik yorganda 3.00 kg-3.50kg arasındadır. Tek kişilik yorganda 2.50 kg-3.00kg arasında ve çocuk yorganında 1.25kg-1.50kg arasındadır. Yorgan yapımında pamuk dağılımını yorgan çubuğunu kullanarak yapmaktadırlar. Bu işlem tamamen yorgancının ustalığına kalmış bir aşamadır.

Yorgan işlemede en çok tercih edilen bezeme şekli bitkisel bezeme ve geometrik bezemelerdir. Yorgan ücretlerini belirleyen en önemli unsur örneğin zorluğudur. Yapılan incelemede bitkisel motif olarak kabak çiçeği, geometrik motif olarak yelpaze en çok talep edilen motiflerdir.

Yorgan yapımında iki çeşit teknik kullanılmaktadır. Bunlar düz dikiş ve baskı tekniğidir. Bilgi formlarında incelenen yorgan örneklerinin %95’inde düz dikiş ve baskı tekniği birlikte kullanılmıştır. %5’inde düz dikiş kullanılmıştır. Düz dikiş tekniği yorgan yüzeyinde çizgileri belirlemek için kullanılan dikiş tekniğidir. Baskı tekniği ise desenin aralarını doldurmak için kullanılır. Böylece desenin kabarık durmasını sağlar. Baskı tekniği çok sık ya da geniş olarak kullanılabilir. İğne hareketleri buna göre belirlenir.

Yorgancılar işyeri tanıtımı için ayrı bir gelir ayırmamaktadır. Yapılan işçiliğin işyeri tanıtımında önemli olduğu görüşünü savunmaktadır. Bu yüzden işyeri sahipleri kiracı olmasına rağmen yer değişikliği yapmamaya özen göstermektedir.

Yorgancılık mesleğinin bugünkü durumuna bir örneklem inceleme olan Ankara ili ve ilçelerinde yapılmakta olan yorgancılık sanatı hala geleneksel anlamda yaşamımızdaki sosyal yönünü ve geleneksel kullanım özelliğini korumaktadır.

(7)

CENTRAL DISTRICT OF ANKARA PROVINCE OF EXAMİNATİON OF THE QUİLTİNG TRADITIONAL ARTS

DEDE, Funda

A high license, handmade a main science branch The quick consultant : Yrd. Doç. Tomris YALÇINKAYA

October 2010

Research also found in the central district of Ankara province quilt examples of color, composition, and quality in terms of the techniques used were examined. Personal and professional craftsmen have been discussed with quilt-related information whether the survey have been interpreted by applying learning. This research will investigate these issues to manufacturers and people have been made in order to generate resources.

According to study random systems in selected centers in the districts of Ankara province, which has 80 pieces in the quilt business poll has been applied and the selected 73 pieces 30 workplaces quilt materials used, size, technique, color, composition in terms of features examined. Survey results are applied to the quilt masters are presented in tables. Part of the conceptual framework of the research literature III in the light of the data obtained was compiled.

Today, the functionality continues the traditional art of quilting. Traditional uses for the quilt is divided into four groups. Confine quilt, quilt for Girl dowry, bride quilt, Quilt of Circumcision

As dowry for marrying the girl, would be circumcised circumcision for children to bed, lie in bed for women preparing to hide in our closet we do not stop using our silk quilts. However, this situation to develop the art of quilting is not sufficient to increase functionality. Quilt art to prevent the loss of functionality is necessary to find ways to improve.

Development of the technology used to be prepared for the quilt quilting has given great harm to the profession. Cheap and easy cleaning of fiber quilt increased demand, the cost of wool or cotton quilt is difficult because of high maintenance are not preferred. However, large losses in terms of available health gives quilts. Public awareness on this issue should be.

In the past, quilts to quilt masters feelings, thoughts, pictures and quilts on the dials of a painter's brush yarn using a needle such as a quilt would be a job. But today it has undertaken the task of quilt designer. To process their own feelings and thoughts instead of Yorgancı patterns have begun to process the motives are present. While 80% of the identified motif quilt master catalog is used.

(8)

and then the skin is satin. As filling material in central Ankara 80% wool and 14% cotton is used. In the most preferred are primers Quilt 42-46 tel white primer is used.

Ankara in the townships because of the quality in the construction of the quilt Yorgancılar prefer the cotton boll. The amount of cotton used in double duvet between 3:00 kg-3.50kg. Single duvet in the duvet and children between the 2.50kg-3.00kg-1.50kg between 1.25kg. Distribution in the production of cotton quilt using quilt bar are made. This process has been left entirely to the stage is mastery of Yorgancı.

In the most preferred form of work quilt embellishments are decorated with floral and geometric decoration. The most important element of costs, such as quilt is a challenge. Zucchini blossom as an examination conducted in the floral motifs, geometric patterns as the patterns are the most demanding fan.

Two kinds of techniques are used in making quilts. These are plain sewing and printing techniques. 95% of the samples examined in the inquiry form straight sewing quilts and printing techniques are used together. 5% flat seams are used. Plain sewing technique used to determine the lines on the surface of quilt stitching is a technique. Printing technique is used to fill in the search pattern. Keep the pattern so that fluffy. Printing technique can be used as often or wide. Needle movement is determined accordingly.

A separate reserve for the promotion of business income Yorgancılar not. As an important business presentation made to the opinion of labor advocates. Therefore, although replacement tenant business owners are careful not to do.

Review a sample of the current state of the profession to quilting that is being done in the districts of Ankara province and the art of quilting in the traditional sense is still the social aspects of our lives and maintains the traditional features.

(9)

ÖNSÖZ i ÖZET ii ABSTRACT iv İÇİNDEKİLER LİSTESİ vi TABLOLAR LİSTESİ ix ŞEKİLLER LİSTESİ x

ÇİZİMLER LİSTESİ xiv

BÖLÜM I 1. GİRİŞ 1 1.1. Araştırmanın Amacı 5 1.2. Araştırmanın Önemi 5 1.3. Araştırmanın Sınırlılıkları 5 1.4. Varsayımlar 6

1.5. Terimler Ve Kısaltmaların Tanımlanması 6

BÖLÜM II 2. ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ 2.1. Ankara İli Hakkında Bilgi 7

2.1.1. Coğrafi Konumu 7

2.1.2. Tarihi 7

2.1.3. İklim Koşulları ve Bitki Örtüsü 8

2.1.4. Nüfus 8

2.1.5. Ankara’nın İlçeleri 8

2.2. Geleneksel Yorgan Sanatı Hakkında Bilgi 11

2.2.1. Yorgan Sanatının Tanımı ve Tarihçesi 11

2.2.2. Yorgan Dikim Tekniklerine Göre Sınıflandırılması 18

2.2.2.1. Patchwork Yorganlar 18

2.2.2.2. Aplike Yorganlar 19

2.2.2.3. Sade Yorganlar 20

2.2.3. Yorganın Geleneksel Kültürümüzdeki Yeri 20

2.2.3.1. Loğusa Yorganı 20

2.2.3.2. Kız Çeyizlerinde Yorgan 22

2.2.3.3. Gelin Yorganı 22

2.2.3.4. Sünnet Yorganı 23

2.2.4.Yorgan İşçiliğinde Kullanılan Araçlar Gereçler 24

2.2.4.1. Hallaç Yayı ve Tokmak 25

2.2.4.2. İğneler 26 2.2.4.3. Tebeşir 26 2.2.4.4. Dikiş Yüksüğü 26 2.2.4.5. Makas 26 2.2.4.6. İplikler 27 2.2.4.7.Çirpi İpi 27 2.2.4.8. Çubuk 27 vi

(10)

2.2.4.9.2. Saten 28 2.2.4.9.3. Kadife 28 2.2.4.9.4. Basma 29 2.2.4.9.5. Patiska 29 2.2.4.9.6. Mermerşahi 29 2.2.4.10. Dolgu Malzemeleri 29 2.2.4.10.1. Yün 30 2.2.4.10.2. Pamuk 30 2.2.4.10.3. Sentetik Elyaf 30 2.2.5. Yorgan Çeşitleri 31

2.2.6. Geleneksel Yorgan Yapım Aşamaları 31

2.2.7. Yorgancılıkta Kullanılan Motif ve Kompozisyonlar 32

BÖLÜM III 3. YÖNTEM 3.1. Araştırmanın Modeli 33

3.2.Evren Ve Örneklem 33

3.3.Verilerin Toplanma Teknikleri 33

3.4.Verilerin Analizi 34

BÖLÜM IV 4. BULGU VE YORUM 4.1. Yorgancılık İle Uğraşan Bireylere İlişkin Genel Bilgiler 34

4.1.1. Yorgancılık İle Uğraşan Bireylerin Kişisel Bilgileri 34

4.1.2. Yorgancılık İle Uğraşan Bireylerin Mesleki Bilgileri 35

4.1.3. Üretilen Yorganlarda Kullanılan Araç ve Gereçler 40

4.1.4. Yorgan Yapım Aşamaları 40

4.1.5. Sipariş Verilen Yorganların Boyut Özellikleri 49

4.1.6. Sipariş Verilen Yorganların Motif ve Renk Özellikleri 50

4.1.7. Yorgan Dikişinde Kullanılan Kompozisyonlar 53

4.1.7.1. Ana Motifin Üst Üste Gelerek Oluşan Kompozisyon 53

4.1.7.2. Ana Motifin Merkeze Yerleşmesi ile Oluşan Kompozisyon 54

4.1.7.3. Ana Motifin Verev Yerleşmesi ile Oluşan Kompozisyon 55

4.1.7.4. Ana Motif ve Ara Motifin Yan Yana Gelmesi ile Oluşan Kompozisyon 56

4.1.8. Yorgan Dikiş Teknikleri 57

4.1.8.1. Düz Dikiş Tekniği 57

4.1.8.2. Baskı Tekniği 57

4.2. Araştırma Kapsamında İncelenen Yorgan Örneklerine İlişkin Katalog 58

4.2.1. Bitkisel Motifli Örnekler 58

4.2.1.1. Altındağ İlçesi Bitkisel Motifli Yorgan Örnekleri 58

4.2.1.2. Çankaya İlçesi Bitkisel Motifli Yorgan Örnekleri 64

(11)

4.2.1.4. Mamak İlçesi Bitkisel Motifli Yorgan

Örnekleri 102 4.2.1.5. Yenimahalle İlçesi Bitkisel Motifli Yorgan

Örnekleri 112

4.2.2. Geometrik Motifli Örnekler 136

4.2.2.1. Altındağ İlçesi Geometrik Motifli Yorgan

Örnekleri 136

4.2.2.2.Çankaya İlçesi Geometrik Motifli Yorgan Örnekleri 140 4.2.2.3.Keçiören İlçesi Geometrik Motifli Yorgan Örnekleri 162 4.2.2.4.Mamak İlçesi Geometrik Motifli Yorgan Örnekleri 176 4.2.2.5.Yenimahalle İlçesi Geometrik Motifli Yorgan

Örnekleri 184

4.2.3. Hayvansal Motifli Örnekler 196 4.2.3.1.Altındağ İlçesi Hayvansal Motifli Yorgan Örnekleri 196 4.2.3.2. Keçiören İlçesi Hayvansal Motifli Yorgan Örnekleri 133 4.2.4. İnsan Figürlü Örnekler 200 Çankaya İlçesi İnsan Figürlü Yorgan Örnekleri 200 BÖLÜM V 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 204 5.1 SONUÇ 204 5.2 ÖNERİLER 207 KAYNAKÇA 209 KAYNAK KİŞİ KÜNYESİ 212 EKLER 216 EK 1. ANKET FORMU 216 EK 2. BİLGİ FORMU 222 viii

(12)

Tablo 1: Merkez İlçelerden Alınan Örnek Sayısını Gösteren Dağılım 33 Tablo 2: Yorgancılık ile uğraşan bireylerin yaş dağılımı 34 Tablo 3: Yorgancılık ile uğraşan bireylerin eğitim durumlarına göre dağılımı 35 Tablo 4: Yorgancılık mesleği ile uğraşan bireylerin mesleki deneyimlerinin yıl olarak

dağılım 35

Tablo 5: Yorgancılık mesleği ile uğraşan bireylerin mesleği öğrenme kaynaklarını gösteren

dağılım 36

Tablo 6: Yorgancılık mesleği ile uğraşan bireylerin bu mesleği tercih etme sebeplerine göre

dağılım 36

Tablo 7: Yorgancılık ile uğraşan bireylerin ailelerinde bu mesleği yapan diğer

bireyleri gösteren dağılım 37

Tablo 8: Yorgancı atölyelerinde çalışan kişi sayısını gösteren dağılım 37 Tablo 9: Yorgancılık sanatı ile geçimini sağlayamayan bireylerin yaptığı diğer meslekleri

gösteren dağılım 38

Tablo 10: Yorgancılık sanatı ile uğraşan diğer bireylerin işyeri tanıtım etkinliklerini gösteren

dağılım 38

Tablo 11: Yorgancılık sanatı ile uğraşan diğer bireylerin işyeri tanıtım etkinliklerini gösteren dağılım 39 Tablo 12: Araştırmaya katılanların mesleğin günümüzdeki durumuna ilişkin görüşlerini

gösteren dağılım 39 Tablo 13: Araştırmaya katılanların mesleğin yaygınlaşmasına ve gelişmesine yönelik

önerilerini gösteren dağılım 40 Tablo 14: Yorgan astarlamada kullanılan kumaşlar 41 Tablo 15: Yorgancılıkta kullanılan dolgu malzemesini gösteren dağılım 43 Tablo 16: Çift kişilik, tek kişilik ve çocuk yorganında kullanılan pamuk miktarını gösteren

dağılım 44

Tablo 17: Yorgancılık ile uğraşan bireylerin sipariş aldıkları yorgan boyutlarını gösteren

dağılım 49

Tablo 18: Yorgancılık ile uğraşan bireylerin en sık kullandıkları motif isimlerini gösteren

dağılım 50

Tablo 19: Yorgancılık ile uğraşan bireylerin yorgan motiflerini belirleyiş şeklini gösteren

dağılım 51

Tablo 20: Yorgancılık ile uğraşan bireylerin en sık kullandıkları motif özelliğini gösteren

dağılım 51

Tablo 21: Araştırma kapsamında incelenen yorgan örneklerinin renk dağılımı 52 Tablo 22: Araştırma kapsamında incelenen örneklerde kullanılan teknikleri gösteren

dağılım 57

(13)

Şekil 1: Kandilli işi yorgan yüzü 3 Şekil 2: Kırkyama (Patchwork) yorgan 4

Şekil 3. Ankara İlçeler Haritası 7

Şekil 4: 1637 yılında, İstanbul’da, IV. Murat’ın önünde düzenlenen esnaf alayında

omuzlarında yorganlarıyla yorgancıların geçişi (Duman, 2007, s:89) 13 Şekil 5: 0naltıncı yy lale motifli yorgan yüzü(Gönül, 1973, s:92) 14 Şekil 6: 14. yy sonunda, Timur tarafından yaptırılan ve Hüsrev’le Şirin’in evliliğini

gösteren minyatürde yorgan. (Duman, 2007, s.82) 14 Şekil 7: Onüçüncü yy, ‘Kelile ve Dimne’ minyatürü (Kaya, Ergenekon, 1992, s.36) 15 Şekil 8: 1582 Şenliğinde yorgancılar omuzlarında yorganlarla padişahın önünden

geçerken. (Duman, 2007, s:85) 15

Şekil 9: Eski İstanbul üsküdar yazması yorgan yüzü 16 Şekil10:Kandilli kalem işi yorgan yüzü 17 Şekil 11: Kırkyama(patchwork) yorgan 19

Şekil 12: Aplike yorgan örneği 19

Şekil 13: Sade yorgan örneği 20

Şekil 14. Loğusa Yatağı 21

Şekil 15. Sünnet Yatağı 23

Şekil 16 Hallaç Yayı Ve Tokmak 25

Şekil 17. Hallaç Makinesi 25

Şekil 18. Yorgan Yapım Aşaması 41

Şekil 19. Yorgan Yapım Aşaması 42

Şekil 20. Yorgan Yapım Aşaması 42

Şekil 21. Yorgan Yapım Aşaması 42

Şekil 22. Yorgan Yapım Aşaması 42

Şekil 23. Yorgan Yapım Aşaması 43

Şekil 24. Yorgan Yapım Aşaması 43

Şekil 25. Yorgan Yapım Aşaması 45

Şekil 26. Yorgan Yapım Aşaması 45

Şekil 27. Yorgan Yapım Aşaması 45

Şekil 28. Yorgan Yapım Aşaması 45

Şekil 29. Yorgan Yapım Aşaması 45

Şekil 30. Yorgan Yapım Aşaması 46

Şekil 31. Yorgan Yapım Aşaması 46

Şekil 32. Yorgan Yapım Aşaması 46

Şekil 33. Yorgan Yapım Aşaması 46

Şekil 34. Yorgan Yapım Aşaması 46

Şekil 35. Yorgan Yapım Aşaması 46

Şekil 36. Yorgan Yapım Aşaması 47

Şekil 37. Yorgan Yapım Aşaması 47

Şekil 38. Yorgan Yapım Aşaması 47

Şekil 39. Yorgan Yapım Aşaması 47

Şekil 40. Yorgan Yapım Aşaması 47

Şekil 41. Yorgan Yapım Aşaması 47

Şekil 42. Yorgan Yapım Aşaması 48

Şekil 43. Yorgan Yapım Aşaması 48

(14)

Şekil 46.Ana Motifin Üst Üste Gelerek Oluşan Kompozisyon 53 Şekil 47. Ana Motifin Merkeze Yerleşmesi ile Oluşan Kompozisyon 54 Şekil 48. Ana Motifin Verev Yerleşmesi ile Oluşan Kompozisyon 55 Şekil 49. Ana Motif ve Ara Motifin Yanyana Gelmesi ile Oluşan Kompozisyon 56

Şekil 50: Düz Dikiş Tekniği 57

Şekil 51. Baskı Tekniği 57

Şekil 52. Baskı Tekniği 57

Şekil 53. Ortanca 58

Şekil 54. Gün Güzeli 60

Şekil 55. Laleli 62

Şekil 56. Tütün Yaprağı 64

Şekil 57. Menekşe 66

Şekil 58. Kabak Çiçeği 68

Şekil 59. Beşgül 70

Şekil 60. Gün Çiçeği 72

Şekil 61. Geçmeli Menekşe 74

Şekil 62. Zincirli Tavan Nakışı 76

Şekil 63. Yaprak Güzeli 78

Şekil 64. Boynuz 80

Şekil 65. Üzüm 82

Şekil 66. Kabak Çiçeği 84

Şekil 67. Menekşe 86

Şekil 68. Yonca 88

Şekil 69. Akasya 90

Şekil 70. Yapraklı Güneş 92

Şekil 71. Papatya 94

Şekil 72. Güneşli 96

Şekil 73. İkili Parke 98

Şekil 74. Güneşli 100

Şekil 75. Kelebek 102

Şekil 76. Yabangülü 104

Şekil 77. Menekşe 106

Şekil 78. Kabak Çiçeği 108

Şekil 79. Pembe Menekşe 110

Şekil 80. Lale 112

Şekil 81. Göbekli Lale 114

Şekil 82. Menekşe 116

Şekil 83. Yaprak Güzeli 118

Şekil 84. Buket Lale 120

Şekil 85. Kartal Kanadı 122

Şekil 86. Yaprak Güzeli 124

Şekil 87. Kabak Çiçeği 126

Şekil 88. Menekşe 128

Şekil 89. Menekşe 130

Şekil 90. Buket Lale 132

Şekil 91. Kabak Çiçeği 134

(15)

Şekil 94. Çift Baklava 140

Şekil 95. Çift Baklava 142

Şekil 96. Baskılı Baklava 144

Şekil 97. Midye 146 Şekil 98. Yelken 148 Şekil 99. Çerçeve 150 Şekil 100. Parke 152 Şekil 101. Yıldız 154 Şekil 102. Baklava 156

Şekil 103. Deniz Dalgası 158

Şekil 104. Çavuş Modeli 160

Şekil 105. Kilis 162

Şekil 106. Rüzgargülü 164

Şekil 107. Trenyolu 166

Şekil 108. Armutlu Pervane 168

Şekil 109. Trenyolu 170

Şekil 110. Mekik 172

Şekil 111. İkili Parke 174

Şekil 112. Yelken 176

Şekil 113. Çerçeveli Gül 178

Şekil 114. Güneş Modeli 180

Şekil 115. Çavuş 182

Şekil 116. Çerçeve 184

Şekil 117. Kurdele 186

Şekil 118. Gelin Tacı 188

Şekil 119. Yarım Ay 190

Şekil 120. Gelin Tacı 192

Şekil 121. Yelpaze 194

Şekil 122. Tavuşkuşu 196

Şekil 123. Çift Kuş 198

Şekil 124. Cleopatra’nın tacı 200

Şekil 125. Gülenyüzler 202

(16)

Çizim 1. Ortanca 59

Çizim 2. Gün Güzeli 61

Çizim 3. Laleli 63

Çizim 4. Tütün Yaprağı 65

Çizim 5. Menekşe 67

Çizim 6. Kabak Çiçeği 69

Çizim 7. Beşgül 71

Çizim 8. Gün Çiçeği 73

Çizim 9. Geçmeli Menekşe 75

Çizim 10. Zincirli Tavan Nakışı 77

Çizim 11. Yaprak Güzeli 79

Çizim 12. Boynuz 81

Çizim 13. Üzüm 83

Çizim 14. Kabak Çiçeği 85

Çizim 15. Menekşe 87

Çizim 16. Yonca 89

Çizim 17. Akasya 91

Çizim 18. Yapraklı Güneş 93

Çizim 19. Papatya 95

Çizim 20. Güneşli 97

Çizim 21. İkili Parke 99

Çizim 22. Güneşli 101

Çizim 23. Kelebek 103

Çizim 24. Yabangülü 105

Çizim 25. Menekşe 107

Çizim 26. Kabak Çiçeği 109

Çizim 27. Pembe Menekşe 111

Çizim 28. Lale 113

Çizim 29. Göbekli Lale 115

Çizim 30. Menekşe 117

Çizim 31. Yaprak Güzeli 119

Çizim 32. Buket Lale 121

Çizim 33. Kartal Kanadı 123

Çizim 34. Yaprak Güzeli 125

Çizim 35. Kabak Çiçeği 127

Çizim 36. Menekşe 129

Çizim 37. Menekşe 131

Çizim 38. Buket Lale 133

Çizim 39. Kabak Çiçeği 135

Çizim 40. Papyon 137

Çizim 41. Baklava 139

Çizim 42. Çift Baklava 141

Çizim 43. Çift Baklava 143

Çizim 44. Baskılı Baklava 145

Çizim 45. Midye 147

(17)

Çizim 48. Parke 153

Çizim 49. Yıldız 155

Çizim 50. Baklava 157

Çizim 51. Deniz Dalgası 159

Çizim 52. Çavuş Modeli 161

Çizim 53. Kilis 163

Çizim 54. Rüzgargülü 165

Çizim 55. Trenyolu 167

Çizim 56. Armutlu Pervane 169

Çizim 57. Trenyolu 171

Çizim 58. Mekik 173

Çizim 59. İkili Parke 175

Çizim 60. Yelken 177

Çizim 61. Çerçeveli Gül 179

Çizim 62. Güneş Modeli 181

Çizim 63. Çavuş 183

Çizim 64. Çerçeve 185

Çizim 65. Kurdele 187

Çizim 66. Gelin Tacı 189

Çizim 67. Yarım Ay 191

Çizim 68. Gelin Tacı 193

Çizim 69. Yelpaze 195

Çizim 70. Tavuşkuşu 197

Çizim 71. Çift Kuş 199

Çizim 72. Cleopatra’nın tacı 201

Çizim 73. Gülenyüzler 203

(18)
(19)

BÖLÜM I 1. GİRİŞ

Sanat olgusu, insanoğlunun yaşamı süresince birçok yaratıcılığın başlangıcı veya nedeni olmuştur. Sanat akımları, sanat dalları ve halk sanatları bu süreç içinde var olmuş, birçoğu günümüze kadar gelmiş, birçoğu zaman içinde kaybolmuştur. Ulusların kültürel kimliklerini ifade eden hususlar başında şüphesiz el sanatları gelmektedir.

Geleneksel el sanatlarının belgelenmesi, korunması, yaşatılması günümüzde evrensel kültürel miraslar korunması anlamında önem taşımaktadır ve araştırılmaktadır.

İnsanların genellikle asıl işlerinden arta kalan zamanlarında çevrede buldukları her türlü hammaddeden yararlanarak, zamanlarını değerlendirmek, ihtiyaçlarını gidermek, kısmen ek gelir sağlamak, duygu ve düşüncelerini yansıtmak amacıyla yapmış oldukları yoğun emek, yaratıcılık gücü isteyen, basit araç ve gereçler ile yapılabilen her türlü uğraşıyı el sanatları kavramı içerisinde incelemek mümkündür. (Yazıcıoğlu, 2003, s.23)

El sanatları, bütün halk sanatları gibi bir ulusun kültürel kişiliğinin en canlı ve anlamlı belgeleridir. Birçok uygarlığın beşiği olan Anadolu, gene bu uygarlıkların kültürlerini her köşesinde hala yaşamaktadır. Türklerin Anadolu’ya yerleşmesinden sonra bu eski uygarlıkların kültürleri, yeni bir sentez içinde varlıklarını sürdürmüşlerdir. (Köklü,2002,s.2)

Yüzyıllar boyunca yapıp ortaya koyduğu hemen hemen her şeyi sanatıyla damgalayan Türkler, bu özelliği ile ilgi duymayan insanları bile hayran etmeyi başarmıştır. Kalıcı mekanlara koyduğu yaşı, işlediği madenleri ve her ihtiyacında faydalandığı ağacı bir kuyumcu ustalığıyla işlemiştir. Bununla birlikte günlük ihtiyaçlarında sık sık kullandığı halı, kilim, seccade, kolon, kuşak, mutfak araç gereçleri, giyim kuşam ve hayvancılık malzemelerinde de aynı hassasiyeti gösterdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Böylece bu araç gereçlere adeta bir ruh kazandırmıştır. (Demir, 1998, s.48)

Günlük kullanım eşyalarından yorgan ve yorgancılık sanatı yüzyıllar içinde gelişmiş, gelenekselleşmiş, ancak teknolojinin yaşantımıza getirdiği yenilikler sonucunda son yıllarda el yapımı yorgancılık sanatı oldukça gerilemiştir.

Tarihsel süreci incelendiğinde; Türklerde, özellikle Anadolu’da yerleşik düzene geçtikten sonra yorgancılık sanatının geliştiğine tanık olmaktayız. Bu gelişimi Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan çeşitli belgelerden izleyebiliyoruz. (Duman, 2007,s.11)

“Yorgan” Türk kültür tarihinin önemli etnolojik malzemelerinden birisi ve kelime olarak da en eskilerindendir. Yogurkan bizim bugünkü yorgan sözümüzün atası ve başlangıcı idi. (Gülensoy, 1995, s.55) Yorgan kelimesinin Orta Asya’dan geldiği ve sarmak anlamında kullanıldığı söylenebilir.

Yorgan başlangıçta yatarken üzerimize örttüğümüz ve bizim bildiğimiz bir yorgan olarak anlaşılmıyordu. Bir üst elbise veya üstlük için de, zaman zaman yorgan deniyordu. Yorgan daha çok, bürünülecek veya örtülecek, bir örtü anlayışına geliyordu.

(20)

Çobanların geceleri bürünerek yattıkları, bir kepenek ve büyük bir oba da, bir yorgan idi. Kadınların büründükleri örtü bile, eski Türk kaynaklarında zaman zaman yorgan adı ile adlandırılabiliyordu. (Alişar, 1993, s.19)

Oldukça geniş bir alanı olan el sanatlarımızın, başta endüstrileşmenin etkisi olmak üzere değişen hayat şartlarına, değer yargılarına, güncel ihtiyaçlara, modaya bağlı olarak ihtiyaçtan daha çok zevke hitap etmesinin etkisi ile de ya eski önemini kaybetmiş ya da tümüyle ortadan kalkmıştır. Bu durum el sanatlarımıza olan ilginin azalmasının en önemli sorunlardan birisini oluşturmaktadır, buna bağlı olarak üretim ve satışa yönelik talebi azalmaktadır.

Türkiye’de yorgancılık sanatının atıl kalmasının en önemli nedenlerinden biri kadınların bu alanda yer almamasının olduğu düşünülebilir. Bunun yanısıra, Anadolu’da birçok yörede kadınlarımızın kırkyama ile yapılmış yorgan yüzü kullandıkları bilinmektedir.

Gelişen teknoloji ile seri olarak üretilen hazır yorganlar yavaş yavaş geleneksel elişi yorganların yerini almıştır. Bu nedenle de geleneksel yorgancılık sanatı yapan kişi sayısı ve el işi yorgan kullanan kişi sayısı özellikle büyük illerimizde oldukça azalmıştır. Buna rağmen birçok yerde geleneklerimiz gereği gelinlerin çeyizlerine ipek veya saten kumaşlardan yapılmış yorganlar konması geleneği sürmektedir. Bu yorganların motifleri özenle seçilmekte ve işlenmektedir. Halk arasında loğusa ve sünnet yorganları da geleneklere uygun olarak kullanılmaktadır

Yorgancılık, sektörel anlamda gelişimini sürdürmeye çalışan bir alandır. Yorgan üretimi sanayi tipi üretime geçmiş ve bu yüzden daha ucuza üretilir hale gelmiştir. Bununla birlikte el emeği ile yapılan yorganlara talep azalmıştır. Yorgan sanatı yüzyıllardır usta çırak ilişkisi sonucu gelişen zanaatların sürdürüldüğü dükkânlarda veya evlerde icra edilmektedir. El sanatları üretimiyle uğraşan işletmelerin çoğunun aile işletmeleri olduğu ve ürünlerin daha çok geleneksel özellik taşıdığı görülmektedir. Hazır dikilmiş renk renk yorganları ve değişik kompozisyonları yorgancılar ve yorgan malzemesi satanlarda görmek mümkündür.

Tarihsel süreç içinde yorgan, halk edebiyatına da konu olmuştur. Fıkralardan, minyatürlere; atasözlerinden türkülere kadar konu olmuş, Türk geleneğinde evliliğin ve mutluluğun sembolü haline gelmiştir. Nasrettin Hoca’nın “ Yorgan Gitti Kavga Bitti” adlı fıkrası, “ Bir duvarım var gündüz yapılır, gece yıkılır” bilmecesi, Miras Destanı’nda “ Dinlemem martaval efsun okuma Yine derdim yinelendi yoguma İçleri ot dolu kıldan dokuma Minder, yastık, yorgan, döşek nic’oldu” bölümü, Hüsrev ile Şirin’in evliliğini gösteren minyatürde yorgan örnek olarak gösterilebilir.

Tarihsel süreç içerisinde yorgancılık sanatı büyük bir değişim ve gelişim göstererek evde günlük kullanım eşyalarımız arasına girmiş, zamanla geleneksel bir öğe haline gelmiştir. Yorgancılık sanatının en önemli çalışmalarından birisi yorgan yüzlerine yapılan motiflerin seçilmesi, tebeşirle kumaş üzerine çizilmesi ve motifler boyunca iğne ile dikilerek şekillerin ortaya çıkarılmasıdır. Bu motifler eskiden her yorgancı ustasının kendi becerisine göre bulup çıkardığı motiflerdi ve ustanın sanat gücünü, kendisine özgü buluşunu yansıtırdı. Son zamanlarda ise yorgan desinatörleri tarafından hazırlanan motif çizimleri kullanılmaktadır. (Duman, 2007, s.17,18)

(21)

Yorgancılık sanatında yorgan dikişi, motifleri ve bu motiflerin bir kompozisyona göre yerleştirilmesi büyük önem taşımakta ve bölgelere göre değişiklik göstermektedir. (Kaya ve Ergenekon, 1992, s.37) Yorgancılık sanatında yapılan işlemeler kapitone olarak değerlendirilir.

Yazılı kaynaklarda değişik renkte ve desenlerde kumaşların birleştirilmesinden oluşan yorganlar ile aplike yorganlar insanların öncelikle başvurdukları en belirgin dekoratif tekstil yöntemi olmakla beraber sade yorganların bu yorgan çeşitlerinin oluşmasında etkili olduğu bilinmektedir. (Kaya ve Ergenekon, 1992, s.37)

Osmanlılarda yorgan yüzleri genellikle kadife, atlas, ipek ve ketenden yapılır, üzerlerine çeşitli motifler işlendiği gibi, değerli taşlar, altın ve gümüş tellerle bezenirlerdi. Bu değerli yorganlar saray ve çevresinde, zenginlerin evlerinde kullanılırdı. Halk ise tahta kalıplarda kumaşa basılmış motiflerin bulunduğu basma ya da yazma yüzlü yorganlar kullanırlardı. Bu kumaşları hazırlayan yastık ve yorgan yüzü basmacıları da ayrı bir meslek dalı oluştururlardı. İstanbul'da, Kandilli ve Üsküdar'da bu yorgan ve yastık yüzlerinin en iyileri yapılırdı. (http://www.giritturk.com 21/03/2010)

Şekil 1: Kandilli işi yorgan yüzü. (Duman,2007,95)

Yorganlar yüzeyde kullanılan tekniklere göre üç ana gruba ayrılmaktadır.

 Kırkyama Yorganlar  Aplike Yorganlar  Sade Yorganlar

Yorgan iğneleri birden beşe kadar numaralandırılmıştır.. Bir ve iki numaralı iğnelerle kaba işler, üç, dört ve beş numaralı iğnelerle de ince işler yapılır. En iyi yorgan iğneleri, yorgancı iğneleri, yorgancı ustalarının ifadelerine göre, "Rose" marka ingiliz iğneleridir. Ayrıca Rus ve Çekoslavak iğneleri de kullanılmaktadır. Yorganların üzerlerinde yer alan desenler çeşitli adlarla anılmaktadır. Örneğin: "fırıldak", "gül", "güneş", "karanfil", "yıldızlı beş lale", "yonca", "zırhlı baklava", "muz", çelik motif", "dörtlü s parke", "batırmalı mekik", "çerçeve", "beş çiçek", "karadeniz", "Sultan Selim Lale", "dallı yonca", "menekşe", "papatya", "batırmalı çift kare" ve çeşitli geometrik

(22)

motifler. Bazı usta yorgancılar yorgan üzerlerine "tavus kuşu", "bülbül" gibi motiflerle tanınmış kişilerin portrelerini de çizip işlerler.

(http://www.giritturk.com 21/03/2010)

Dünya kültürüne bakıldığında, Quilt- yorgan sanatının bilinen en önemli sanatlardan olduğu görülmektedir. Yorgan sanatı, kırkyama (patchwork) teknikleriyle geliştirilerek çok çeşitli alanlarda da kullanılmaktadır. Quilt ve Patchwork kendi alanlarında, Uluslar arası Bienal yarışma ve seminerlerle, yazılı literatürle bilgileri güncel ve aktif tutarak geniş platformlara yayılmasını sağlamışlardır.

Şekil 2: Kırkyama(patchwork) yorgan (Atatürk kültür merkezi el sanatları fuarı sergisi 2006)

“Quilt” sanatının yorganlama teknikleri geleneksel yorgan sanatının bilinen teknikleriyle benzerlik göstermekle birlikte desen ve kompozisyon farklılıkları vardır. Dünyada birçok ülkede özellikle Uzakdoğu ülkeleri Çin ve Japonya bu sanat alanını sektörel olarak geliştirmiştir. Bu sanat dalını içeren yüzlerce dernek, kulüp ve özel kuruluşlar vardır. Özellikle kullanılan tekstil ürünleri, kumaşlar ve malzemeler bu sektörü daha da geliştirmiştir.

“Quilt “sanatı daha güncel bir tanımlamayla kapitone sanatıdır. Elde ve makinada yapılan çeşitleri içinde “gölgeli “quilt hawai yorganlama sanatı, “Sashiko” japonların yorganlama sanatı,”Trapunto” İtalyanların yorganlama sanatıdır.

( http://en.wikipedia.org)

Geleneksel yorgan sanatımızın örneklerini içeren bu araştırmada belgelenmeye çalışılan yorgan sanatı ürünleri; malzeme, teknik, süsleme ve kompozisyon özellikleri açısından incelenmiştir. Araştırma aşamasında konuyla ilgili yazılı kaynaklardan elde edilen veriler değerlendirilerek kavramsal çerçevede sunulmaktadır. Ankara İli Merkez İlçelerinde bulunan yorganların örnekleri araştırma evrenini oluşturmuştur. Yorgancılık sanatı günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarımız arasında bulunmaktadır. Yorgan ustalarının yorgan sanatını yaşatma çabası içinde oldukları gözlenmiştir.

Ankara’da bulunan yorgancıların kurduğu Ankara Umum Yorgancılar ve Hallaçlar Odası bulunmaktadır. Kuruluş tarihi 1958 yılıdır. Bu kuruluş çatısı altında yorgancılar düzenlenen fuarlara katılmakta, televizyon programlarında yer almakta, kurulmuş olan internet sitesi aracılığı ile yorgan siparişi almaktadır. (Ankara Umum Hallaçlar ve Yorgancılar Odası Başkanı ile yapılan görüşme)

(23)

Araştırma kapsamında; 02/10/2009 tarihli incelemede Ankara Umum Hallaçlar ve Yorgancılar Odasına kayıtlı 206 işyeri olduğu tespit edilmiştir. Ancak araştırma sürecinde birçok işyerinin kapatıldığı bazılarının yer değiştirdiği görülmüştür.

Yorgancılık mesleğinin zamanla kaybolmaya yüz tutmuş sanatlarımız arasında gösterilmeye başlaması, bu alanda yeterli sayıda yazılı kaynak bulunmaması, Ankara’da yorgancılık sanatının gelişiminin belgelenmemiş olması araştırmanın problemini oluşturmaktadır.

1.1.Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı; Ankara ili, merkez ilçelerinde yapılmakta olan yorgan sanatının günümüzdeki durumunu incelemek ve araştırmaktır. .

Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki alt amaçlara yer verilmiştir.

 Yorgancılık ile uğraşan bireylere ilişkin genel bilgiler nasıldır?

 Üretilen yorganların araç gereç, renk, motif, boyut özellikleri, nasıldır?  Geleneksel yorgan yapım aşamaları nelerdir?

 Yorgan yapımında kullanılan kompozisyon çeşitleri nelerdir? 1.2 Araştırmanın Önemi

Geçmişten günümüze geleneksel halk sanatlarımızdan biri olan yorgancılık sanatında, gelişen teknoloji ile el yapımı yorganlara olan rağbet azalmıştır. Hala yorgancılık sanatına gönül vermiş ve bu alanda çalışma yapan birçok kişi vardır. Bu amaçla yorgan sanatının günümüzdeki gelişimini incelemek ve belgeleyerek kaynak oluşturmak açısından önem taşımaktadır.

Geçmiş devirlerden günümüze ulaşan kültür ve sanat ürünlerinden biri olan yorgan sanatı yüzyılların içinde gelişmiş ve değişmiştir. Bu gelişime Türk toplumunun yaşayış biçiminin etkisi büyüktür. Türk toplumu önce kendini korumak için kullandığı yöntemleri geliştirerek bir sanat dalı haline getirmiştir. Bu sanat dalını incelemek, araştırmak, geleneksel özelliklerini kaybetmeden günümüze ulaşan yorgan örneklerini belgelemek ve bu konuda yapılan araştırmaları geliştirmek üzere hazırlanan bu araştırma ilgili sektöre, bu konu ile ilgilenenlere ışık tutması ve yön göstermesi açısından önemlidir.

Günümüzde varolan yorgancılık sanatı önemini kaybetmiş, sokak aralarında ucuz işyerlerinin kiralanarak kullanılmasıyla yaşatılmaya çalışılan bir sanat dalı haline gelmiştir. Bu konuda yeterli çalışma yapılmamış olması, bu sanatın körelmesine neden olmaktadır. Bu nedenle araştırmanın sonuçları yorgancılık sanatının günümüzdeki durumu hakkında önemli bilgiler içermektedir.

1.3 Araştırmanın Sınırlılıkları

 Araştırma Ankara ili merkez ilçelerinde yorgancılık sanatı yapan işyerleri ile sınırlıdır.

(24)

 Araştırma görüşülen yorgancıların elinde bulunan yorgan örneklerine ait bilgi formlarını doldurulması ile sınırlıdır.

 Araştırma, araştırıcının teknik bilgi, beceri ve olanaklarıyla sınırlıdır. 1.4 Varsayımlar

 Araştırma için verilen yöntem ve teknikler araştırmanın amacına hizmet eder.

 Araştırma konusunda araştırmacı teknik bilgi ve becerileri açısından araştırmayı yürütmeye yeterlidir.

 Örnek sayısı araştırma evrenine hizmet edecek niteliktedir. 1.5. Terimler ve Kısaltmaların tanımlanması

Bordür: Herhangi bir şeyin kenarını süsleyen veya kenar boyunca uzanan kısım, çerçeve (Atay, 1997, s.727)

Çubuklama: Değnekle dolgusu ve dikimi yapılan yorganın üzerine vurmak suretiyle düzeltilmesi işlemi. (Yardımcı, 2008, s.41)

Hallaç: Pamuk, yün, yatak ve yorgan atan kimse. (Merçil, 2000, 77)

Hallaçlama: Yünü hallaçlama eylemi. (Makinenin tablası üzerine yayılan yün, hallaç makinesi’nin metal uçları tarafından koparılr ve dağınık yumak halinde çıkar. (Büyük Larousse, 1994,4980)

Peyim Dikişi: Yorgan dikişinde ilk adım astar ile yüzü içe gelecek şekilde yerleştirilen yorgan yüzünün dört bir yanından makine da dikilmesi.

(www.yorgancilarodası.com 01/10/2009)

Yorgan Çatmak: Yorganın astar ve sateninin birleştirilerek torba şeklinde dikilmesidir. (Yardımcı, 2008, s.41)

Yorganlama: Döşemelerde altına pamuk doldurularak muhtelif yerlerinden çivi ile tutturulan kabartılı kısımlar. ( Sanat Ansiklopedisi, 1983)

Yorgan sopası: Kızılcık, nar ya da zeytin ağacından 100/120 cm uzunluğunda ince bir sopa (www.yorgancilarodası.com 01/10/2009)

Zırh (Ufaklama Dikişi): Yorganın kenar pamuğunun kaymasını tamamen önlemek ve yorgan kenarını daha düzgün göstermek amacıyla yapılan bu dikişe. (www.yorgancilarodası.com 01/10/2009)

(25)

BÖLÜM II 2. ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ 2.1. Ankara İli Hakkında Bilgi

2.1.1. Coğrafi Konumu

Şekil 3: Ankara İlçeler Haritası (http://wikipedia.org 29.07.2008) Ankara Türkiye’nin başkentidir. İl toprakları üstünde ilk çağlardan beri uygarlıklar ve yerleşim merkezleri kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı’na kadar bir kasaba büyüklüğünü aşmayan Ankara kenti, 1920’lerden sonra hızla gelişmiş ve Türkiye’nin ikinci büyük kenti durumuna gelmiştir. (Yurt Ansiklopedisi, 1981;511)

Büyük kesimi İç Anadolu bölgesinde, kuzeydeki küçük kesimi de Karadeniz bölgesinde kalan ilimiz. Büyüklük bakımından Konya’dan sonra ikinci ilimiz olan Ankara, kuzeyde Bolu ve Çankırı, doğuda Çorum, Yozgat ve Kırşehir, güneydoğuda Niğde, güneyde Konya, batıda Eskişehir illeriyle komşudur. (Gelişim Hachette, 1993,s.210)

2.1.2. Tarihi:

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olan Ankara’nın adı bir söylentiye göre ‘ankyra-çapa’dan gelmektedir. Tarihçiler, İ.Ö. 278 yıllarında yaşayan Galatların bu kenti kurduklarını kabul ederler. Galatların Musa donanmasından ele geçirdikleri bir çapa ile ilgili olarak verdikleri ‘ankyra’ adını girerek ‘Ankara’ ‘Angur’ ‘Engürü’ ve ‘Angora’ biçimlerine geçip sonunda ‘Ankara’ olduğu kabul edilir. (İl İl Türkiye Ansiklopedisi, 1988,s.31)

(26)

Yöresindeki Orman Çiftliği yakınlarında Yontmataş Dönemi’nden kalma bir balta bulunması nedeniyle, bölgede bir zamanlar insanların yaşadıkları varsayılmaktadır. Ankara Kalesi’nde bulunan kalıntılardan da kentin sırasıyla Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Kimerler, İranlılar ve Makedonyalıların egemenlilerinde kaldıkları: Galatlar ve daha sonra da Roma ve Selçuklular döneminde en görkemli günlerini yaşadığı bilinmektedir.

Ankara’nın Türlerin eline geçişi Malazgirt Savaşı’ndan iki yıl sonra, 1073 yılındadır. 1101’de Haçlılar kenti almışlar, kısa süre sonra Bizanslılara bırakıp yollarına devam etmişlerdir. 1127’de de Selçuklu Türkleri Ankara’yı yeniden zaptetmişlerdir.

Fatih dönemine kadar Ankara Anadolu beylerbeyliği denilen çok geniş Türk eyaletlerinin merkezliğini yapıyordu. Eyalet merkezinin Kütahya’ya geçmesine karşılık, Beylerbeylerinin uzun süreler Ankara’da oturdukları bir gerçektir.

Tanzimat’tan sonra Ankara vilayeti oluşturulmuş, vilayetin merkez sancağı da Cumhuriyet ile birlikte Ankara ili olmuştur. (İl İl Türkiye Ansiklopedisi, 1988,s.32)

2.1.3. İklim Koşulları Ve Bitki Örtüsü

Ilıman iklim kuşağında yer alan Ankara ilinde, ılıman iklim koşulları çok sert geçen kara tipi egemendir. Yörenin yüksek, denizden uzak ve dağlarla çevrili olması yüzünden gece ve gündüz, yaz ve kış sıcaklıkları arasında büyük fark vardır.

İlkbahar’da özellikle nisan ve mayıs aylarında öğleden sonraları, ‘Kırkikindi yağmurları’ adı verilen sağanak halinde, kısa süren (bazen de sürekli) yağışlar görülür. Kar yağışları kasım ayında başlayıp, nisan ayına kadar sürer (kar en çok ocak ayında düşer).

Ankara ilinin bitki örtüsü kuzeyde ve güneyde farklılıklar gösterir. İklimin etkisiyle orta ve güney kesimlerin doğal bitki örtüsü bozkırdır; bu kesimlerde yağış azlığından ötürü bitki örtüsü zayıf, türler de azdır. ( Gelişim Hachette, 1993,s.210)

2.1.4. Nüfus:

Ankara’nın 1927 yılı nüfus sayımına göre toplam nüfusu 404.581 iken, son 73 yılda 10 kat artarak 2000 yılında 4.007.860’a yükselirken, aynı dönemde ülke nüfusu 5 kat artmıştır. 1927 yılında il nüfusu ülke nüfusu içinde % 3,2’lik bir paya sahip iken, 2000 yılında yaklaşık % 6’lık bir paya ulaşmıştır. Nüfus yoğunluğu, 1927 yılında 16 iken 2000 yılı itibarı ile 163’e yükselmiştir.

2.1.5. Ankara’nın İlçeleri :

Akyurt: Ankara'nın metropol ilçelerinden biridir. İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 18907'dir. Bunun 8069'si ilçe merkezinde, 10838'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 6 belde, 20 köy ve 6 mahalleden oluşmaktadır.

(27)

Altındağ: 1984 yılında ilçe haline getirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti"nin kurulduğu ilk TBMM bu ilçededir. İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 407101'dir. Bunun 400023'si ilçe merkezinde, 7078'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 1 belde, 7 köy ve 113 mahalleden oluşmaktadır

Ayaş: Ayaş'ın uzun bir tarihi vardır ve Evliya Çelebi'nin eserleri ile folklor şarkılarında da ismi geçer. Ayaş'a yerleşenler Oğuz boylarıdır ve çeşitli köy adlarının Bayat, Afşar, Peçenek ve Karkın olması da bundandır. 1554'te, Ayaş Sancak merkezi, ve 1864'te Ankara'nın Kaza'sı oldu. Osmanlı döneminde, eğitim olarak Ayaş ileriydi. 1900'te, 8 Medrese, 2 İptidai mektep ve 1 Rüşdiye vardı.

İlçenin nüfusu 2007 genel nüfus sayımına göre 15.559'dir. Bunun 13.159'si ilçe merkezinde, 2.400'ü ise ve köylerde yaşamaktadır.

Bala: Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı; Kırşehir, Kırıkkale ve Konya illerine sınırı bulunan ilçe. Balâ, yüksek anlamına gelmektedir.

Ankara'nın en eski ilçelerinden biri olan Balâ'nın nüfusu 40.000'dir. Ankara'ya 67 km'lik asfalt yol ile bağlıdır. İlçe deniz seviyesinden 1.310 m. yüksektedir. 2.530 km² yüzölçümündeki ilçeye bağlı 3 belde belediyesi ve 55 köy bulunmaktadır.

Balâ Türk siyaset hayatında fazla bilinmeyen bir yönüyle önemli bir yere sahiptir. Mustafa Kemal Atatürk, Balâ milletvekilidir.

İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 39714 'dir. Bunun 6616'si ilçe merkezinde, 33098'Si ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

Çankaya: Türkiye Cumhuriyeti'nin İç Anadolu Bölgesi'ne bağlı Ankara ili'nin bir ilçesi. Ankara ili'nin orta kesiminde bulunan ilçe, Ankara ili'nin başkent olması ile birlikte Türkiye'nin yönetim merkezi durumuna gelmiştir. Çankaya'nın yaz mevsimlerinde turizm ile artan nüfusu, kış mevsimlerinde üniversite öğrencilerinin gelmesi ve adli yılın açılması sebebiyle bir çok ilin nüfusundan daha büyük bir nüfusa ulaşır.

İlçe nüfusu 2007 nüfus sayımlarına göre 792,189 kişidir.[7] Çankaya bu nüfus ile Ankara ilinde Keçiören'den sonra en yüksek nüfusa sahiptir. İlçe ayrıca Türkiye'nin en büyük ilçelerinden biridir. 2000 nüfus sayımında 758,490 olan nüfus 7 yılda yaklaşık 40,000 kişi artmıştır. Sekiz yüz bine yaklaşan nüfusun 385.617'si erkek; 406.572'si kadındır. Nüfusun tamamı şehirde yaşar.

Çubuk: Ankara'nın metropol ilçelerinden biridir.Tarihi Ankara Savaşı Çubuk ilçesi sınırları içerisinde yapılmıştır. Çubuk Ankara il merkezine 38 km uzaklıktaki bir ilçedir. İlçeyi oluşturan köylerin büyük bir kısmı Timur ile Osmanlı İmparatorluğu arasında yapılan Ankara Savaşı'nda yenilen veya yenen ordulardan geri kalanlar tarafından kurulmuştur(Örn. ASAN BİGE, Esenboğa). Köy isimlerinin büyük bir kısmı 24 Oğuz Boyu'ndan birisinin ya adıdır ya da bu boy isimlerini çağrıştırır (Melikşah, Yukarı Çavundur, Büğdüz...). İlçenin geçim kaynakları arasında vişne özellikle Yukarı Çavundur beldesinin vişnesi meşhurdur!- ve Aşağı Çavundur Turşusu yer almaktadır.

(28)

Çubuk ilçesi Ankara’nın metropol ve nüfus bakımından en büyük 3. ilçesidir. Nüfus yaklaşık olarak 120.000 civarındadır. Gelişmiş çarşı ve pazarlarının yanı sıra dünyaca ünlü çubuk turşularının da üretim merkezidir. Her yıl eylül ayının ilk haftasında çubuk uluslararası turşu ve kültür festivali düzenlenmektedir. İlçeye göç devam etmektedir. Esenboğa Havalimanı, ve çevresindeki fabrikalardan dolayı ilçe nüfusu gittikçe artmaktadır. İlçe bağlı merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 3 belde,78 köy ve 6 mahalleden oluşmaktadır. Bazı köyleri mahalle haline dönüştürülmüştür. Bu sayede mahalle sayısı artmıştır. İlçe sınırları içerisinde Esenboğa Havalimanı bulunmaktadır.

Elmadağ: İç Anadolu Bölgesinin yukarı Sakarya bölümünde yer alan Elmadağ Ankara’nın 41 Km. doğusunda adını aldığı Elmadağ’ın Kuzeydoğu eteklerinde kurulmuş; çok eski bir yerleşim alanıdır. Yapılan arkeolojik araştırmalardan elde edilen prehistorik eserler, Elmadağ ve çevresinin çok eski medeniyetlere sahne olduğunu göstermektedir.

İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 43374'dir. Bunun 22518'si ilçe merkezinde, 20856'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

Etimesgut: Etimesgut ilçesi Ankara’nın batısında toplam 10.300 hektar yüzölçümüne sahip Ankara metropolünün merkez ilçelerinden biridir. Batısında Sincan, kuzey, güney ve doğusunda Yenimahalle ilçeleri ile komşudur.

Gölbaşı: Ankara iline bağlı ilçedir. Mogan ve Eymir gölleri ile tanınır. Ankara şehir merkezine olan uzaklığı 20 kilometredir. Şehir Merkezine Uzaklığı : 20 km.

İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 62602'dir. Bunun 35308'si ilçe merkezinde, 27294'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır. Belediye binası yakınında birçok lise ve üst geçit mevcuttur.

Kalecik: İç Anadolu Bölgesi'nde Ankara İline bağlı ilçe olan Kalecik'in doğusunda Sulakyurt, güneyinde Kırıkkale ve Elmadağ, batısında Çubuk, kuzeyinde de Çankırı bulunmaktadır. Ankara'nın kuzeydoğusunda yer alan ilçe, batı ve güneydeki dağlık ve engebeli kesimler ile güney-kuzey doğrultusunda Kızılırmak Vadisinden oluşmaktadır.

İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 24738'dir. Bunun 11965'si ilçe merkezinde, 12773'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

Kazan: İsmini muhtemelen, 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı`nda yenilen Osmanlı ordularının ağırlıklarını burada bırakıp çekilmesinden sonra geride kalan devasa kazanlardan almıştır.

İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 29692'dir. Bunun 15871'si ilçe merkezinde, 13821'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

Keçiören: Keçiören İlçesi daha önce Altındağ İlçesine bağlı bir mahalle idi.Ankara büyükşehir belediyesine bağlı bir ilçe.

(29)

1984 yılında ilçe olan Keçiören'in nüfusu 1 milyonu geçmiştir. Çubuk çayının iki bölüme ayırdığı ilçe'nin 47 mahallesi 3 belde belediyesi bulunmaktadır. Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı hazırlıkları sırasında karargâh olarak kullandığı Ziraat Mektebi binası, bugün Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü olarak kullanılmaktadır. Atatürk'ün kullandığı oda ise koruma altına alınmıştır ve o dönemin eşyaları sergilenmektedir

İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 672817'dir. Bunun 625167'si ilçe merkezinde, 47650'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

Mamak: Ankara'nın metropol ilçelerindendir. Bulundurduğu askeri birlik ve hapishanesi ile adi özdeşleşmiştir.

İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 430606'dir. Bunun 412771'si ilçe merkezinde, 17835'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

Sincan: Ankara'nın metropol ilçelerinden biridir. Merkeze uzaklığı 27 km'dir. İlçenin nüfusu 2007 adrese dayalı nüfus sayımı sonuçlarına göre 413.030'dur. Bunun 392.260'ı ilçe merkezine aittir. İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 1 belde, 35 mahalleden oluşmaktadır.

Yenimahalle: Yenimahalle, 1946-1949 yıllarında ilin imarı ile özellikle o devrin Ankara Belediye Başkanı Ragıp Tüzün tarafından Ankara'nın yakın yerleşim alanı olarak planlanmış ve 1950 yıllarında dar gelirli işçi ve memur vatandaşları konut sahibi yapmak gayesi ile ikişer katlı olarak kurulmaya başlanmış, bugünkü gibi hızlı bir gelişme gösteren Yenimahalle, 1 Eylül 1957 tarihinde ilçe merkezi haline getirilmiştir.

İlçenin nüfusu, 2000 yılı nüfus sayımı kesin sonuçlarına göre merkez nüfusu 829.073, köylerin nüfusu 20.235 olmak üzere toplam 594.344'dür.

İlçe nüfusunun tahminen %2'sini esnaf ve tüccarlar, %1'ini çiftçiler, %15'ini emekliler ile geri kalan %82'sini işçi ve memurlar teşkil eder. (http://wikipedia.org 29.07.2008)

2.2. Geleneksel Yorgan Sanatı Hakkında Bilgi 2.2.1. Yorgan Sanatının Tanımı ve Tarihçesi

‘Yorgan’ Türk kültür tarihinin önemli etnolojik malzemelerinden birisi ve kelime olarak da en eskilerindendir.

İlkçağlardaki insanoğlu önce giyinmeyi öğrenmiş, hayvan postu, geniş yaprak ve tüy gibi tabii maddeleri kullanarak vücudunu sıcak ve soğuktan, yağmur, kar ve güneşten korumaya çalışmıştır.

Gecelerin gündüze göre daha soğuk olmasından dolayı, uyurken örtünme ihtiyacı duyan insan, mutlaka, yine post ve geniş yüzeyli yaprak gibi maddeleri kullanarak ısınmaya çalışmışlardır.

Koyun, deve, keçi gibi evcil hayvanların yünlerinin ‘tiftilme’si, yaylı ‘hallaç’ aletlerinde ‘atılma’sı, ‘iğ’ veya ‘teşi’ adı verilen ilkel aletlerle eğrilmesi ve ‘tezgah’ın icadı ile ‘bez’in dokunması, medeniyetle birlikte el sanatlarının gelişmesine vesile

(30)

olmuştur. Buna bağlı olarak yorgan yapımı da değişmiş, bezlerin içine yün veya pamuk doldurularak dikilmiş olmalarıdır.

(Gülensoy,1995,s.695)

Yorgan sözcüğü başlangıçta sadece bugün bildiğimiz anlamda kullanılmamıştır. Üste giyilen bir elbise için de yorgan denebiliyordu. Eski Uygur yazılarında ‘yorganın veya üst elbisenin dikişini fare ısırsa, kız için, bir felaket olur’ cümlesinin bulunması batıl bir inanış olabilmekle beraber yorgan sözcüğünün farklı anlamlarda kullanıldığını vurgulamaktadır. (Kaya ve Ergenekon, 1992,s.35)

‘Yogurkan’ bizim bugünkü yorgan sözümüzün atası ve başlangıcı idi. Herhalde bu sözün yogurmak, yoğurmak kökü ve anlayışı ile de, yakın bir ilgisi vardı. Uygurların türkçe yazılarında yorgan, yogurkan şeklinde yazılıyordu. Bu eski gelenek, XI. yüzyıl Türlerinde de, yine yogurkan, yogurgan şeklinde devam etmişti. Batıya doğru gidildikçe Türklerin bu eski yogurkan söyleyişi daha da yumuşuyordu. Örnek olarak Harzemşahlar Türk kültür çevresinde eski yogurkan, yovurgan veya yavurkan diye söylenmeğe başlanmıştı. Ortaavrupa’daki Kuman Türk kültür çevresi de bu geleneği devam ettiriyor ve yorgan için, yine yovurgan diyorlardı. Halbuki Avrupa’daki bu Türk kültür çevresi, çoğu zaman eski Anadolu ile Mısır’daki Memlük ve Kıpçak Türk kültür çevrelerine uyuyordu.

‘Batı Türkleri’ bu konuda, yepyeni bir gelişme yolu izlemişlerdi. Eski Türklerin yogurkan sözü, eski Anadolu’da artık, yorgan olmuştu. Eski Mısır ve Kıpçak Türkleri de, Anadolu’daki bu gelişmeğe uymuş ve yorgana yine yorgan demişlerdi.

Görülüyor ki, oldukça erken çağlarda batıya kayan Batı Türkleri, bu konuda da kendilerine göre bir gelişme yapmışlardı. Yoksa Orta Asya’daki Kırgız Türkleri yorgana hala cuurgan demekte idiler. ( Ögel, 1978,s.221,222)

Yerleşik kültüre geçtikten sonra da yorgan örtü olarak önemini korumuştur. İklim ve çevre koşullarına göre pamuk veya yünle doldurulan yorganlar giderek bir sanat dalı haline gelmiş ve esnaf loncaları arasında önemli bir yer edinmiştir. (Kaya, Ergenekon, 1992,s.36)

Osmanlı Türkiye’sinde esnaf denilince, esnaf loncaları akla gelmiştir. Esnaf loncaları ise Ahilik örgütlenmesinin bir uzantısıdır. Ahilik belli bir süre içinde, belli kuralları benimsemiş, tarihsel ve sosyo-ekonomik zorunlulukların ortaya çıkardığı bir esnaf birliğini ifade eder.

Ahiler üzerine ilk bilgileri XIV. yüzyılda yaşamış olan Faslı gezgin İbn-i Batuta verir. Ancak esnaf örgütleri üzerine en fazla bilgi, bize, XVII. yüzyıl gezgini Evliya Çelebi, bazen birbirini tutmayan, çelişkili bilgiler verip abartılı betimlemeler yapmışsa da, gördüğü ve duyduğu her şeyi Seyahatname’sine geçirmesi onun değerini arttırmıştır.

Evliya’nın yazdığına göre, Bayram Paşa’nın yaptırdığı nüfus sayımında, İstanbul’da 57 bölüme ayırmış 1100 sınıf halk bulunmaktaydı. Evliya, bu sınıfların adlarını, bağlı oldukları meslek ve zanaatları tümünü kitabında belirttiği gibi, çeşitli vesilelerle düzenlenen esnaf geçit törenlerinden, meslekleri yansıtan gösterilerden, flamalardan, kıyafetlerinden ve padişah önünde gösterdikleri hünerlerden söz etmiştir. (Nutku, 1997, s.48,51)

(31)

Evliya Çelebi’nin yazdığına göre, IV. Murat’ın emriyle, 1637 yılında Bağdat Seferi’ne çıkılmadan önce düzenlenen esnaf alaylarında geçenlerin arasında hallaçlar ve yorgancılar da vardı. Evliya Çelebi, hallaçların geçişlerini Seyahatname’sinde şöyle anlatmaktadır:

Esnaf-ı Hallacan-ı Penbe: Dükkan 104, neferat 300, pirleri Mansur-ı Kattan’dır. Kim cümle hallacların silsilesi ana çıkar. Kabri Bağdad’dadır. Bu hallaçlar, araba kızaklar üzre dükkanlarında usul-i aheng ile kemanlarının vertarlarına tokmak urup ‘Tartaka tırtık tır tırtık tıka’ diyu dü yek usulünde tokmak urarak pembe atarak gülüp elvan elvan pembelerden muvahhidi ferace ve hılatler ve çakşırlar ve penbe destar-ı güna günlar ve pembe topuz ve teberler ve tüfengler ile ubur iderler. Ve taht-ı revanlar üzre rengamiz pembelerden siyah gözli ademler ve hayvanatlar ve arslan ve kaplanlar ve ejderha ve.. idüp gözleri narinc ve turıncdan idüp her arslan ve kaplan demir zincirler ile kayd u bend idüp zincirin bir ucı yine pembeden eli deynekli arslancı elinde olup tah-ı revanlar üzre ubur iderken Alay Köşkü dibinde hünkar huzurında bazı penbe hılat giyen ateş virup seyrancılar üzre varup cümle halk bir hay huya varup bu şakalar ile ubur iderler. Bazı hallac arifleri, sakın pamukdan arslan geliyor, der, bazıları: ‘Korkma pamukdan arslandır kaba kaftan kalıbıdır, hakim değildir’, diyu darb-ı mesel idüp giderler.’

Evliya Çelebi, özgün metni yukarıda verilen bölümde, hallaçların, tahteravanlar üzerinde, o günün dilinde ‘penbe’ olarak adlandırılan pamukları atarak geçtikleri anlatılmıştır. Hallaçların bir kısmı, daha sonraki yüzyıllarda aynı zamanda yorgancı olarak da sanatlarını icra etmişlerdir.( Duman, 2007, s.13,14)

Şekil 4: 1637 yılında, İstanbul’da, IV. Murat’ın önünde düzenlenen esnaf alayında omuzlarında yorganlarıyla yorgancıların geçişi (Duman, 2007, s:89)

Hallaç sözcüğü Arapça halc sözcüğünden türetilmiştir. Halc yün, pamuk atmak anlamına gelir. Hallac da yün, pamuk atan kişidir. Hallaçlar kullanıldıkça yassılaşıp sertleşen yatak, yastık ve minderlerin pamuklarını atarlar. Hallaçlar pamuk atma işini hallaç yayı ve tokmağı yardımı ile yaparlar. (Dünden Bugüne İstanbul, 1995, s.531 )

Evliya Çelebi, hallaçları anlattıktan sonra sözü yorgancılara getirir. Seyahatmane’de yorgan üstüne yazılanlar, Evliya Çelebi’nin özgün anlatımı şöyledir:

‘Esnaf-ı Yorgancıyan: Dükkan 105, neferat 400, pirleri Kamil Hindi’dir. Enes b. Malik belin bağladı. Hazreti Osman’da olan Hazret’in kerimeleri Rukıyye ve Ümmi

(32)

Gülsüm ve Hazreti Ali’de olan bint-i Resul Fatımatü’z-Zehra’nın cehazlarını hıdmet itmiş Kamil Hindi’dir kim yorgancıların piridir. Kabri Yemen diyarında Şehr-i Cübül’de yatar bu şehir hali Mekke’ye karibdir bu yorgancılar dahı taht-ı revanlar üzre dükkanların atlas ve diba ve sereng ve hara yorkanlar ile zeyn idüp cümlesi müselleh ubur iderler. (Duman, 2007, s.14)

Yorgancılar, sırmalı elbiseler içinde yüz delikanlıyı sırmalı yataklara yatırmış ve üzerlerine sırmalı yorganlar örtmüş olarak geçmişler ve umumun dikkat ve alakasını çekmişlerdir.(Kömürcü, 2005, s.80)

Yorgan sanatı, örneklerini günümüzde tarihi birer belge olarak nitelendirilen minyatür çalışmalarında da görmekteyiz.

Şekil 5: 0naltıncı yy lale motifli yorgan yüzü(Gönül, 1973, s:92)

Klasik dönemin minyatürleri her şeyden önce tarihi birer belge değeri taşırlar. Yaşamın ve geleneklerin bir aynası olarak Saray törenlerinin kuralları, esnaf loncalarının çalışmaları, önemli güncel olaylar hakkında bize etraflı bilgi verirler. ( Çağman, 1983, s.43)

Örneğin; M.S. 1410-1411 tarihinde İskenderiye İngiliz Müzesi’ne katılan ve Timur tarafından yaptırılan ‘Hüsrev ile Şirin’in Evliliği’ni konu alan minyatürde evlilik sembolü olan yorganın yer aldığı görülmektedir.

Şekil 6: 14. yy sonunda, Timur tarafından yaptırılan ve Hüsrev’le Şirin’in evliliğini gösteren minyatürde yorgan. (Duman, 2007, s.82)

(33)

Yine 13. yüzyıla ait olan ( 1200-1220) ‘Kelile ile Dimne’ minyatüründe ‘Yatak Odasında Hırsız’ konusunun işlenmesinde yorgan evlilik sembolü olarak kullanılmıştır.

Şekil 7: Onüçüncü yy, ‘Kelile ve Dimne’ minyatürü (Kaya, Ergenekon, 1992, s.36)

16. yüzyıl minyatür sanatının en güzel örneklerinden olan Sultan III. Murad’ın şehzadelerinin sünnet düğünü nedeniyle 1582’de Atmeydanı’nda 52 gün 52 gece süren şenlikleri konu alan ‘Sürname’de sultanın önünden geçit resmi yapan esnaf alayları arasında ‘yorgancı esnafı’ da yer almış ve halen günümüzde kullanılan araç gereçlerle yorgan yaparken tasvir edilmiştir. (Şimşek, 1995, s.99)

Şekil 8: 1582 şenliğinde yorgancılar omuzlarında yorganlarla padişahın önünden geçerken. (Duman, 2007, s:85)

16. yüzyılda İstanbul’a gelen İngiliz gezgin Fynes Moryson Seyahatname’sinde bir Türk evini şöyle tasvir eder:

‘Evlerinde etlerini haşlamak için bir tencere, bir tahta kaşık, bir bardak, bir yatak ve bir yorgan bulunur. Yerde yiyip yatar ve otururlar.’

Şekil

Şekil 4: 1637 yılında, İstanbul’da, IV. Murat’ın önünde düzenlenen esnaf alayında  omuzlarında yorganlarıyla yorgancıların geçişi (Duman, 2007, s:89)
Şekil 6: 14. yy sonunda, Timur tarafından yaptırılan ve Hüsrev’le Şirin’in evliliğini  gösteren minyatürde yorgan
Şekil  8:  1582  şenliğinde  yorgancılar  omuzlarında  yorganlarla  padişahın  önünden  geçerken
Tablo 3: Yorgancılık ile uğraşan bireylerin eğitim durumlarına göre dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

The conclusion from the design carried out by this writer is expected that the existence of a Shipping Service Application for the Niskala Maju Globalindo company will make it

Bu bakımdan çok kısa süre içinde dünyânın çok büyük bir kısmı, çok küçük bir bölümünün eline geçti.. Onun egemenliğinde ona

Bu ürün EN420 (Koruyucu eldivenler için genel gereklilikler ve muayene yöntemleri), EN388 (Mekanik Risklere Karşı Koruyucu) ve EN 407 (Isıl Risklere Karşı Koruyucu)

Elektronik cihazların ekranları kısa dalga boyunda ışık yayacak şekilde tasarlandığı için doğal gün ışığından çok daha fazla parlak mavi ışık içeriyor, bu

Periodontal cep bölgelerinin BSD ile MPT uygulandık- tan sonra rezidüel kalan cep oranı arasındaki ilişki incelen- diğinde hem tek köklü dişlerde hem de çok köklü dişlerde

Kullanılan Malzeme: Yün elyafı, ipek iplik Uygulanan Teknik: Tepme keçe, işleme Zeminde Kullanılan Renk: Doğal beyaz Bezemede Kullanılan Renkler: Pembe Seçilen Konu:..

Ana dikiş tekniği olarak, makinede baskı dikiş (temiz dikiş); yardımcı dikiş tekniği olarak, makinede düz dikiş, makinede spor dikiş; kenar temizleme

Burada ekonomik sorunlar ile erkek şiddeti arasından doğrudan bir ilişki kurulurken, kadına yönelik şiddetin, doğrudan fiziksel şiddet olarak anlaşıldığı