• Sonuç bulunamadı

Başlık: KİTAP TANITMA / RAYMOND ARON, Endüstri cemiyeti üzerine 18 ders, Gallimard, 1962, Paris, 375 s.Yazar(lar):GÜLER, Şevki Cilt: 5 Sayı: 0 Sayfa: 297-298 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000052 Yayın Tarihi: 1967 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: KİTAP TANITMA / RAYMOND ARON, Endüstri cemiyeti üzerine 18 ders, Gallimard, 1962, Paris, 375 s.Yazar(lar):GÜLER, Şevki Cilt: 5 Sayı: 0 Sayfa: 297-298 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000052 Yayın Tarihi: 1967 PDF"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RAYMOND ARON, Endüstri cemiyeti üzerine 18 ders, Gallimard, 1962, Paris, 375 s.

Eser, 1955-1956 ders yılında Sorbon'da yazar tarafından verilen derslerin daha sonra bir araya getirilmesiyle meydana gelmiştir. İsminden de anlaşılacağı gibi kitap, kendini ilgilendiren bilim dalının mütehassıslarına hitap etmekten çok, ekonomik sosyoloji tahsiline yeni başlayan sosyoloji öğrencilerine ilk bilgileri vermeyi, mefhumları açık­ lamayı ve bazı problemlere öğrencinin dikkatini çekmeyi gaye edin­ miştir.

Onsekiz dersin ilk beşinde, sırasıyla sosyoloji ilminden, Marx ve Tocqueville'in, Montesquieu'nün fikirlerinden söz edilmekte; beşinci derste tarih ve terâkki problemi incelenmektedir. Yazara göre, sosyo-loglarca kabul edilen tek nokta sosyolojinin, herkesce kabul edilen kesin ve tam bir tarifinin yapılmamış olmasıdır. Sosyolojinin özel bir ilim olmaklığını ileri sürenlerle, üniversal bir ilim olmasını isteyenlerin görüşlerini belirttikten sonra, sosyolojide gerçek bir tehlikeden söz etmektedir: "Ekseri sosyologlar daima taraf tutmaktadırlar, bütünü inceliyorum iddiası ile gerçeğin bir kısmını incelemektedirler." Bu tehlikenin bertaraf edilmesi ise sosyolojinin şu üç hedefi gerçekleştir-mesiyle mümkün olacaktır. : Evvelâ sosyal olanın tarif ve tahlili, sonra her strüktürün veya strüktürlerin kendilerine has karakterlerini tayin etmek ve nihayet bu farklı sosyal strüktürleri tarihi akışın içine yer­ leştirmektir.

XIX. yüzyılda düşünürlerin dikkatini çeken iki mühim hadiseden biri; sosyal hierarşiyi değiştiren ve fransız monarşisini yıkan Fransız İhtilâli, diğeri ise istihsal vasıtalarının süratle gelişmesidir. İkinci ders­ te, A. Comte, Tocqueville ve Marx'ın bu hadiselerle ilgili soru vaz edişleri ve onların yorumları tahlil edilmiştir. Yazara göre, bugünün cemiyetini anlamak için XIX. asrın düşünürlerinin anlaşılması gerek­ mektedir.

A. Comte'a göre Fransız İhtilâli, orta çağın metafizik zihniyetini yıkmış ve pozitif zihniyeti ikame etmiştir. Yeni düzeni kuracak ve sos­ yal birliği sağlayacak olan artık bu ilmi zihniyettir.

(2)

296 RAYMOND ARON

Tocqueville'e göre esas vakıa, ilk fabrikaların kurulması değil, sosyal hierarşiyi deviren, aristokrat imtiyazlarını kaldırıp yerine hukuk karşısında bütün insanları eşit kılan demokrasidir.

Marx için Fransız İhtilâli, başka fikirler ilham etmektedir. İhtilâl yeni bir cemiyet anlayışı getirmiş ve bunu tahakkuka çalışmıştır. Fa­ kat mevcut devletler ise gelenekseldir, cemiyetin bütünlüğünü sağla-yamamaktadır. Bu yüzden çatışma doğmaktadır. Diğer bir çatışma da malum olan proletarya kapitalist mücadelesidir.

Raymond Aron bu üç düşünürün fikirlerinden bugün için dahi geçerli olan ve derslerinin ana konusunu teşkil eden şu üç me­ seleyi çıkarmaktadır: A. Comte'dan ilim çağında dini ve fikri birliğin nasıl kurulucağını, Tocqueville'den eşitliğe yönelmiş bütün modern ce­ miyetlerin sosyal ve siyasi mahiyetinin ne olacağını, Marx'tan da sı­ nıf mücadelelerinin ilerde ne mahiyet göstereceğini, sosyal ve ekonomik birliğin nasıl kurulacağını.

Dördüncü dersin konusunu teşkil eden tarih ve terâkki bahsinde, terâkki mefhumunda öteden beri mevcut olduğu ileri sürülen değer hükmü meselesi tahlil edildikten sonra, şu iki soru sorulmaktadır: Bu­ gün geçmişine nazaran üstün olan beşeri faaliyetler varmıdır? Bu üstünlük münasebeti global cemiyetler için de tesis edilebilir mi? Bi­ rinci soruya cevap olarak yazar ilim ve tekniği göstermekte,bu iki beşeri faaliyetin ölçülebilirlik karekterine sahip olmaları dolayısıyla terâkki mefhumunun bunlara tatbik edilebilir olduğunu belirtmekte­ dir. "çünkü, bir sonra gelen nesil bir evvelkilerin getirdiklerini muayyen noktalarda tashih etmekte, kendinden sonrakilere daha kabarık bir bilgi hazinesi halinde devretmekte ve bu devir mütemadiyen muhte­ vanın genişleyip derinleşmesi ile devam ve tekerrür etmektedir. Yalnız şunu da belirtelim ki, bu iki beşeri faaliyetin karakteristiği olan te-râkki vakıasının her zaman gerçekleşeceği iddia edilemez. Bazan du­ raklamalar, hatta gerileme ve yıkılmalar olabilir ve olmuştur da". Yazar din ve sanat faaliyetini terakki mefhumunun dışında bı­ rakmaktadır. Çünkü, bunlar özleri itibarıyla orijinal ve kendilerine has karakterlere sahip olan hadiselerdir; cemiyetlere göre değişirler ve ara­ larında üstünlük hierarşisi kurmaya imkân yoktur; çünkü, objektif bir kıriter mevcut değildir.

Ekonomik faaliyette de bir terakkinin söz konusu olup olmayaca­ ğına gelince, yazar, ekonomik faaliyetin içinden ve dışından gelen kri­ terler çokluğu dolayısıyle terâkkiyi bu sahada şüpheli görmektedir.

(3)

RAYMOND ARON 297

Yazar,siyasi faaliyet alanında, bilgece idare şekli ile halkın kendi kendini idare etmesi çelişkisi; ferdi ve zümresel farklılıklara rağmen siyasi bir birliğin tesisine çalışılmasındaki güçlük; ve nihayet, bir ta­ raftan eşitlik esasında kurulu bir düzen diğer taraftan cemiyetin haya­ tiyetinin idamesi için zarurî olan iktidara sahip olması mecburiyeti gibi zıtlıklara temasla, hiçbir siyasi rejimin bu esas meselelere tam bir çözüm yolu bulamadıklarını, binaenaleyh bu sahada da terakkiden söz edilemiyeceğini savunmaktadır.

Müteakip derslerde eserin asıl konusu olan endüstiri cemiyetinin tarif ve tahliline, müşterek karakterlerin izahına, endüstri cemiyetinin tiplerine ve bu tipleri birbirinden ayıran özelliklere, bu tiplerde görü­ len ekonomik gelişme modellerine değinilmiştir.

Yazara göre, endüstri cemiyetini, birbirinden farklı tipleriyle be­ raber karakterize eden vasıflar şu şekilde sıralanabilir;

1) İş yerinin veya işletmenin aile muhitinden ayrılmış bulunması, 2) Bu cemiyet tipinde yaygın olan sanayi işletmesi kendine has bir işbölümü geliştirmektedir. İçtimai işbölümü yanında, bizzat işletme içinde görülen, işin teknolojik esasta bölünmesi ortaya çıkmıştır. 3) Hangi tip endüstri cemiyetinde olursa olsun, bir sanayi işletme­ si için sermaye birikimine ihtiyaç vardır. Bu hususu yazar şu cümle­ leriyle açıklamaktadır: "Bu vesileyle Marx'ın şu meşhur formülü zik­ redilebilir: Biriktiriniz, biriktiriniz, bu hem bir kanun hem de geleceğin habercileridir. Marx bu formülü kapitalist cemiyeti karakterize etmek için ortaya atmıştı. Bizler aktüel tarihi tecrübelerimizle biliyoruz ki, kapital birikmesi sadece kapitalist cemiyetleri değil, bütün sanayi cemiyetlerini karakterize etmektedir. Hiç şüphesiz, Staline de Marx'ın bu formülünü kendi cemiyetine tatbik edebilmiştir."

4) Yazar dördüncü karakteristik olarak rasyonel kalkülden bahs­ etmektedir. Modern sanayi cemiyetlerinden hiç biri rasyonel veya eko­ nomik diye adlandırılan kalkülden sarfı nazar edemez. Ancak, bu he­ sabın tatbik tarzı sanayi cemiyetinin tiplerine göre değişmektedir. Bu husus Rus ve Amerikan ekonomilerinin mukayese edilmesi suretiy­ le gösterilmektedir.

5) İş yerlerinde büyük işçi temerküzü.

Bu beş esas unsur Rus ekonomisinde bulunduğu gibi her hangi bir kapitalist ekonomide de bulunmaktadır. Bu duruma göre endüstri

(4)

298 RAYMOND ARON

cemiyetinin tiplerinin birbirlerinden ayrıldıkları noktalar nelerdir? Bu farklılıklar ve zıddiyetler nelerden ibarettir ? Farklılıklar eserde, iki noktada toplanmıştır:

1) İstihsal vasıtalarının mülkiyeti, 2) Düzenlenme tarzı

Bu iki kritere göre Sovyet Rusya ve Amerikan ekonomileri uzun uzun derinliğine ve genişliğine tahlil edilmekte, her iki tipe taalluk eden lehte ve aleyhte fikirler objektif esasta incelenmektedir. Bu su­ retle okuyucu Amerikan ve Rus cemiyet yapısı ve ekonomik sistemi hakkında mukayeseli bilgileri edinmek imkânına sahip bulunmaktadır. Eserde bu meselelerden başka ekonomik gelişmenin tarif ve tahlili üzerinde durulmaktadır. Ekonomik gelişmenin faktörleri meselesine yazar şöyle cevap vermektedir: "Bence, gelişme esas olarak ekonomik sujelerin vaziyet alışına bağlıdır. Bu vaziyet alışın da üç cephesi vardır: İlmi ve teknik zihniyet, ekonomik kalkül zihniyeti, terâkki ve yenileme zihniyeti". Bıı üç nokta üzerinde ısrar edilmekte ve uzun tahliller ya­ pılmaktadır.

Daha sonra endüstri cemiyeti tiplerinde ki, burada sadece iki zıt tip olan Amerikan ve Rus sistemleri alınmıştır, ekonomik gelişme mo­ deli ve bunun içtimai hayat üzerindeki tesirleri incelenmektedir. Eser ele aldığı problemlerle, endüstri cemiyetinin karakteristiğini tes­ pit etmek; tiplerini birbirlerinden ayıran noktaları bulmak ve bu tip­ lerde ekonomik gelişme için kullanılan modeller hakkında bir mefhuma varmak gibi üç hususu kendisine gaye olarak kabul etmiştir denebilir. Ayrıca, birbirine zıt iki sistem Raymond Aron tarafından, taraf tu­ tulmaksızın mukayeseli surette tetkik edilmektedir.

Bize öyle geliyor ki, bu eser, bugün yeni yetişmekte olan öğrenci ve ayrıca aydınların zihinlerini meşgul eden ve umumiyetle tek taraflı çözüm yolları tavsiye edilen bir çok problemlere, kendi konusunda ilmi surette ışık tutabilecek yetenektedir.

Şevki GÜLER Sosyoloji Asistanı

Referanslar

Benzer Belgeler

Modelden elde edilen marjinal etkiler incelendiğinde, Türkiye’deki eğitim sisteminden duyulan memnuniyet düzeyinin diğer aday ülkelerdeki memnuniyet düzeyinden daha düşük

Uluslararası piyasalarda olduğu gibi Türkiye’de de yatırım fonları piyasası hızla gelişmekte olup; yatırımcı sayısının ve portföy büyüklüklerinin

1) Üniversite kütüphaneleri basılı ve elektronik dermenin nicelik ve niteliğine ilişkin seçim, sağlama, bağış ve değişim yöntemlerini, elektronik veri

In [6–8], the strong coupling constants of light pseudo- scalar and vector mesons with a sextet and antitriplet of the spin- 1=2 heavy baryons, as well as the heavy

In particular, using the form factors entering the low energy matrix elements both from full QCD as well as HQET, we have investigated the branching ratio, forward-backward

(2015) distinguished social and economic attitudes, they were unable to manipulate analytic cognitive style (ACS) using standard priming procedures such as visual priming and

The effect of a PEC ground is added in Figure 3(d) by obtaining the total field as a superposition of the fields radiated by the original array and by a mirror array of the original

URT involvement was associated with good prognosis, whereas cardiac involvement and renal failure requiring dialysis were associated with poor prognosis.. However,