• Sonuç bulunamadı

Başlık: TÜRKİYE'DE ÜNİVERSİTEYE GİRİŞLE İLGİLİ UYGULAMALARYazar(lar):ÖZGÜVEN, EthemCilt: 10 Sayı: 0 Sayfa: 179-198 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000100 Yayın Tarihi: 1972 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: TÜRKİYE'DE ÜNİVERSİTEYE GİRİŞLE İLGİLİ UYGULAMALARYazar(lar):ÖZGÜVEN, EthemCilt: 10 Sayı: 0 Sayfa: 179-198 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000100 Yayın Tarihi: 1972 PDF"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T Ü R K İ Y E ' D E Ü N İ V E R S İ T E Y E G İ R İ Ş L E İ L G İ L İ U Y G U L A M A L A R

Doç. Dr. Ethem ÖZGÜVEN Hacettepe Üniversitesi

Üniversite giriş sınavları, m e v c u t yer ve ihtiyaca göre öğrenci al­ m a k , " K o n t e n j a n " ve yüksek öğrenime hazır ve m u h t e m e l e n en başarılı olacak adayları seçmek, "Yeterlilik" olmak üzere başlıca iki t e m e l nedene d a y a n m a k t a d ı r . Bu nedenlerden bazen biri, b a z e n diğeri giriş sınavlarında ağırlığını hissettirmiş fakat çoğunluk h e r ikiside d i k k a t e alınmıştır.

K o n t e n j a n l a r ı n k a p a t ı l m a s ı v e y a yeterli öğrencilerin seçilmesi ilkelerini t a t m i n edecek şekilde, üniversiteye öğrenci a l m a işi b a z e n üniversitelerin kendileri, b a z e n de üniversitelere öğrenci h a z ı r l a y a n o r t a ö ğ r e t i m k u r u m l a r ı t a r a f ı n d a n ; bazı hallerde de h e m üniversite ve h e m de üniversiteye öğrenci hazırlayan k u r u m l a r c a o r t a k , ya da bir­ birini t a m a m l a y a n tedbirlerle y ü r ü t ü l m ü ş t ü r .

Bu yazıda Üniversite giriş sınavlarının gelişimi, C u m h u r i y e t t e n önceki ve sonraki u y g u l a m a l a r eleştirici bir t u t u m l a incelenecek; günü­ m ü z ü n önemli bir sorunu haline gelmiş olan üniversiteye giriş sorununun d a h a iyi anlaşılması ve u y g u n bir çözüm y o l u n u n b u l u n m a s ı hususu-n a k a t k ı d a b u l u hususu-n m a y a çalışılacaktır.

Cumhuriyet döneminden önce yüksek öğretime giriş :

Osmanlılar devrinde y ü k s e k öğrenim Medrese'lerde y a p ı l m a k t a idi. Medreselere hazırlayıcı kademeleri bitirmiş olan öğrenciler sınavsız olarak bu k u r u m l a r a girerlerdi. Medresenin öğrenci k o n t e n j a n ı ders­ h a n e d e k i o t u r a c a k yer sayısından ve diğer i m k â n l a r d a n d a h a çok öğ­ rencilere tahsis edilecek hücre (oda)lerin sayısına göre

(2)

kararlaştırılı-yordu1. Medreselerde sınıf kalabalıklığı önemli bir sorun o r t a y a çıkar­ m ı y o r d u . Çünkü, derse k a t ı l a n öğrenci sayısı çok olunca y a k ı n d a bulu­ n a n camilerin birinde toplanılırdı2. Bazen örneğin, H a m i d i y e Medre-sesi'nde olduğu gibi, Medreseye öğrenci a l m a k için i m t i h a n açılır ve sınavda başarılı olanlara hücrede o t u r m a h a k k ı verilirdi. A m a medre­ sede o k u m a k isteyen herkes bu t i p sınavlara t a b i t u t u l m a z , ancak med-rese'de hücre a l m a k isteyenler bu sınava girerlerdi3.

H a m i d i y e Medresesi'ndeki u y g u l a m a d a görüldüğü gibi, Üniver­ siteye giriş sınavı k a v r a m ı n ı n , öğrencinin medresede yeme, y a t m a ve çalışmasını yapabileceği bir " h ü c r e " , şimdiki karşılığı ile öğrenci y u r t ­ larında, ya da yatılı okulda bir yer t e m i n i için b a ş v u r a n l a r a sınırlı im­ kânları d a ğ ı t m a d a adaleti sağlamak için bir y ö n t e m olarak başladığı ifade edilebilir. Parasız olarak öğretim y a p a n ve sınavsız olarak öğrenci alan medreselerin, öğrencilerin medresenin b u l u n d u ğ u şehirden olma­ maları, fakir olmaları gibi hücrelerin dağıtımında ihtiyaç sahibini bul­ m a y a d a h a elverişli görünen ölçütler yerine onların sınavdaki başarı derecesini temel ölçüt olarak kullanmaları seçme sınavlarının t e m e l niteliklerinden olan " y e t e r l i k " ilkesinin de bu sınavlarda önemli sayıl­ dığına işaret sayılabilir.

T a n z i m a t ve Meşrûtiyet devrinde klasik medrese'lerle, batılılaş­ m a n ı n etkisi ile açılmış b u l u n a n " D a r ü l f ü n u n " ve diğer yüksek öğrenim k u r u m l a r ı nitelikleri y ö n ü n d e n farklı öğrenim kurumları olmakla beraber, birlikte yaşamışlardır. Bu d u r u m 1 M a r t 1924'te medreselerin kaldırıl­ m a s ı n a k a d a r d e v a m etmiştir. T a n z i m a t ve Meşrûtiyet devirlerinde y ü k s e k öğrenim y a p m a k üzere medrese ve Darülfünun'a b a ş v u r a n a d a y sayısı ihtiyaç ve i m k â n l a r ı n altında olduğu için y ü k s e k öğrenime hazır­ layıcı d u r u m d a olan programları v e y a okulları, örneğin, İdadileri biti­ renlere yüksek öğretim k u r u m l a r ı n ı n kapıları açık t u t u l u y o r d u . 1859 yılında açılmış b u l u n a n Mülkiye m e k t e b i (Siyasal Bilgiler F a k ü l t e s i n d e ise seçme sınavı y a p ı l a r a k öğrencileri k a b u l ettikleri belirtilmektedir4.

1 İslâm Ansiklopedisi, Cilt: VIII, s. 1-118. 2 İbid, s. 71.

3 Cevdet Paşa "Tezakir" İstanbul Belediye Kütüphanesi, Tezkire: 400, İslâm Ansiklope­ disi Cilt: VIII s. 74.

4 Mıhçıoğlu Cemal, Üniversiteye Girişin Yeniden Düzenlenmesi, Ankara Üniversitesi Basımevi, 1974.

(3)

TÜRKİYE'DE İLGİLİ UYGULAMALAR 1 8 1

Üniversiteye girecekleri seçmek için ortaöğrenim kurumlarında tedbir alınıyor:

Sonraları yüksek öğretim k u r u m l a r ı örneğin, D a r ü l f ü n u n , İ d a d i ve Sultani mezunlarını yüksek öğrenim için yeterli görmeyince, öğrenci­ leri bu okulları t a m a m l a r k e n çeşitli isimlerle bitirme ve ya yeterlik sınavlarına tabi t u t m a yoluna gidilmiştir5. D i k k a t edileceği üzere öğren­ cileri yeterlik sınavlarına tabi t u t m a ihtiyacı yüksek öğrenim kurumlar­ ı n d a n gelmiş, fakat tedbirler üniversite tarafından değil, ortaöğrenim k u r u m l a r ı n c a alınmıştır. Yeterli seviyede öğrenci alma ihtiyacını his­ seden üniversite, "giriş" sınavı yapacak yerde, Millî Eğitim Bakanlığı çeşitli isimler altında Liselerde tedbir almış öğrencileri yeterlik sınav­ larına tabi t u t m a yoluna gitmiştir. Üniversiteler yeterlik sınavını başarı ile vermiş olanları sınavsız olarak kabul etmişlerdir.

Yeterlik sınavları, İ d a d i , Sultani ve d a h a sonraki adı ile liselerin, "öğrencileri üniversiteye h a z ı r l a m a " gibi tek yönlü bir hedefe yönel­ tilmelerini pekiştirmiştir. U z u n yıllar ve halen "üniversite hazırlık sı­ nıfları" gibi hizmet gören liselerin programları da hep aynı maksada hizmet edecek şekilde hazırlanmış, üniversiteye gidemeyecek öğrenci­ lerin de ihtiyaçlarını sağlayıcı bir tedbir d ü ş ü n ü l m e m i ş t i r . K a m u hiz­ metleri için personel talebinin yüksek ve kadroların boş olduğu yıllarda üniversiteye gidemeyen lise m e z u n l a r ı n ı n işe yerleşmesi büyük bir problem olarak ortaya çıkmamıştır. F a k a t d ü n y a d a ve Türkiye'de lise okullaşma oranının hızla a r t m a y a başladığı 1950'lerden sonra liselerin üniversitelere öğrenci hazırlama şeklindeki tek yönlü fonksiyonu tar­ tışılmaya başlanmış, üniversiteye gidemiyecek lise mezunları için ted­ birler alma yoluna gidilmiştir. Ancak bu tedbirler liselerin çok gayeli hale getirilmesi gibi lise içinde tedbirler değil, liseye girmeyi zorlaştırıcı tedbirlerle öğrencileri meslekî ve teknik okullara kaydırma çabaları şeklinde o l m u ş t u r . Bu zorlayıcı tedbirlerin de uygulama yeterliği olma­ dığı için köklü bir tedbir olamamıştır.

İ d a d i veya liseleri bitirenlere uygulanan yeterik sınavının ilki " B a k a l o r y a " sınavlarıdır.

Üniversitelere giriş hakkı veren bakalorya sınavları:

F r a n s a ' d a liseyi t a m a m l a r k e n öğrencilere verilen bir " b i t i r m e " sınavı olan Bakarorya, memleketimizde ilk defa 1867 yılında kurulan ve öğretim

(4)

dili Fransızca olan G a t a s a r a y Lisesinde uygulanmıştır. 1869 t a r i h i n d e hazırlanan "Maarifi U m u m i y e N i z a m n a m e s i " n d e k u r u l m a s ı düşünülen Sultanilerle, m e v c u t " İ d a d i " l e r i bitirenlerin Üniversite ve yüksek okul­ lara girme h a k k ı n ı alabilmeleri için bakalorya sınavından geçirilmeleri öngörülmüş ve bakalorya sınavı " M ü l a z e m e t r ü u s u " adı ile y ö n e t m e ­ liğe k o n m u ş t u r . 1908 İkinci Meşrûtiyet yıllarında da bir süre bu isimle anılan sınav d a h a sonraları d o ğ r u d a n doğruya " b a k a l o r y a " adı ile anıl­ m a y a başlanmıştır. A n c a k b a k a l o r y a sınavları hiç bir z a m a n gerçek anlamıyla u y g u l a n m a m ı ş ve u z u n yıllar da u y g u l a m a d a n geri bırakıl-mıştır6.

C u m h u r i y e t devrinde, 1926-1935 yılları arasında t ü m Lise Prog­ r a m ı n d a k i derslerden sözlü olarak y a p ı l a n "Lise mezuniyet s ı n a v ı " ile 1935'ten sonra u y g u l a n a n " D e v l e t Olgunluk S ı n a v ı " , b a k a l o r y a sınavlarının yerini almıştır. Bu sınavlar şekil ve u y g u l a m a d a k i bazı farklarla birlikte bakalorya niteliğinde sınavlardır. Üniversiteye gir­ m e d e b a k a l o r y a sınavında başarılı olmayı şart k o ş a n b a t ı ülkelerinde de T ü r k i y e ' d e u y g u l a n a n "lise m e z u n i y e t ve olgunluk sınavlarının b a k a l o r y a sınavına denkliği k a b u l edilmekteydi7.

Devlet olgunluk sınavları ile üniversitelere giriş :

1935 yılında Liselerde, " B i t i r m e " ve " o l g u n l u k " olmak üzere ikili bir sınav sistemi u y g u l a n m a y a başlandı. Devlet Olgunluk Sınavı, Lise B i t i r m e sınavlarını vermiş ve Lise B i t i r m e Diploması almış olanlardan üniversiteye girmek isteyenlere Millî E ğ i t i m Bakanlığı t a r a f ı n d a n uygu­ l a n a n bir sınavdı. Olgunluk sınavlarının amacı " Y ü k s e k tahsilin aradığı değer ve kabiliyetteki kişileri s e ç m e k t i "8. Üniversiteye girebilme i m k â n ı a n c a k olgunluk sınavlarında başarılı olanlara verilmekteydi.

Devlet olgunluk sınavı yazılı olarak y a p ı l a n merkezi bir sınavdı. Sorular Millî E ğ i t i m Bakanlığı merkez ö r g ü t ü t a r a f ı n d a n h a z ı r l a n a r a k sınav g ü n ü n d e n önce Lise müdürlüklerine m ü h ü r l ü zarflar içinde gön­ derilirdi. Sorular T ü r k i y e ' d e k i b ü t ü n liselerde aynı gün ve aynı s a a t t e sınav salonunda, çoğu kez Bakanlıkça görevlendirilen sorumlu kişi­ lerin de b u l u n d u ğ u bir sınav komisyonu ve öğrencilerin ö n ü n d e açılır

6 İbid.

7 Meydan-Larousse, "Bakalorya" maddesi.

8 Millî Eğ. Bak. Kültür Kurulu'nun 30 Nisan 1936 gün ve 40 nolu kararı ile kabul edilen "Lise İmtihan Talimatnamesi".

(5)

TÜRKİYE'DE İLGİLİ UYGULAMALAR 183 ve sınav başlatılırdı. Sınav süresi d ö r t s a a t t i , H a z i r a n ve Eylül dönem­ lerinde o l m a k üzere yılda iki defa a ç ı l m a k t a y d ı .

Cevapların değerlendirilmesi sınavın yapıldığı lisede k u r u l a n sınav komisyonu t a r a f ı n d a n yapılırdı. Değerlendirmenin T ü r k i y e ' d e k i t ü m liseler arasında o r t a k bir ölçüye göre yapılabilmesi için Millî E ğ i t i m Bakanlığı soruların cevaplarını ve u y g u l a n a c a k n o t b a r e m i n i de, sınav­ d a n sonra açılması k a y d ı ile liselere yollardı.

Devlet olgunluk sınavları liselerin fen ve edebiyat kolları için ayrı idi. Kompozisyon her iki kol için o r t a k olmak üzere edebiyat kolu öğ­ rencileri edebiyat grubu derslerinden, fen kolu ise fen grubu derslerinden olgunluk sınavlarına t a b i t u t u l m a k t a idi. F e n . olgunluk diploması alan­ lar fen, edebiyat olgunluk diploması alanlar da edebiyat ile ilgili fakül­ telere girebilirlerdi. A n c a k bu k o n u d a k i son k a r a r üniversitelerin kendi kurulları t a r a f ı n d a n a l ı n m a k t a idi.

F e n kolu için olgunluk sınavı, Türkçe kompozisyon, m a t e m a t i k , fizik, k i m y a ve t a b i a t bilimleri ders g r u p l a r ı n d a n ; edebiyat kolu ol­ gunluk sınavı ise, T ü r k ç e kompozisyon, edebiyat, tarih-coğrafya, felsefe ve sosyoloji ders gruplarından y a p ı l m a k t a idi. Ders yılının başında o yıl, d ö r t başlık a l t ı n d a t o p l a n a n ders gruplarına dahil derslerin hangi­ lerinden olgunluk sınavı yapılacağı B a k a n l ı k t a r a f ı n d a n ilân edilirdi. Lise p r o g r a m ı n d a k i derslerin sınavları sözlü, olgunluk sınavı yapılan derslerin sınavları ise yazılı ve sözlü olarak yapılırdı. Öğrencilerin yazılı sınavlarda başarılı sayılması için on üzerinde en az beş, diğer derslerin sözlü sınavlarından en az dört, aynı dersin yazılı ve sözlü sınav notlarının t o p l a m ı n ı n on olması gerekiyordu.

Olgunluk sınavlarında genel kültüre ağırlık veriliyor :

D a h a önceki y ö n e t m e l i k t e n farklı olarak 1939 yılına ait değiş­ tirilen lise sınav yönetmeliğinde9, lisenin E d e b i y a t ve F e n kollarında o k u m a k t a olan öğrenciler sadece kendi kollarında o k u t u l m a k t a olan derslerden değil, ilâve olarak diğer kolun t e m e l derslerinin bazılarından da sorumlu t u t u l a r a k bu derslerden de sınava girmeleri zorunluğu geti­ rilmiştir. Böylece liselerin, genel eğitim veren bir k u r u m olduğu görüşü benimsenmiştir. F e n k o l u n d a n olanlar "felsefe grubu v e y a t a r i h t e n " , edebiyat k o l u n d a olan öğrenciler ise " t a b i y e grubu veya m a t e m a t i k t e n "

(6)

olgunluk sınavlarına t a b i t u t u l m u ş l a r d ı r . Böylece lisede b r a n ş l a ş m a y a gidilmekle beraber genel eğitime de önem verilmiştir.

Bir y a n d a n olgunluk sınavının k a p s a m ı genişletilerek kollar arası sorumluluklar artırılmış, diğer y a n d a n sınavlarda başarılı sayılma için k o n a n ölçütler de biraz d a h a ağırlaştırılmıştır. Öğrencilerin olgunluk sınavlarında başarılı sayılmaları için beş almaları yeterli b u l u n m a y a r a k ; sınava girdiği her dersten en az altı almaları şart k o ş u l m u ş t u r . Ayrıca sınav kâğıtlarının değerlendirilmesinde, öğrencilerin sadece kazandık­ ları bilgi y ö n ü n d e n değil, b u n u n l a birlikte kavrayış yeteneği, olgunluk derecesi, bir problem veya k o n u y u ifadedeki gücü, bilimsel görüş ve k a n a a t l e r i n d e bağımsız oluş gibi niteliklerin de d i k k a t e alınması ön­ görülmüştür.

Liselerde uygulanan merkezi sınav sisteminin mahzurları:

Bakalorya ve olgunluk sınavları Milli E ğ i t i m Bakanlığı'nca y ü r ü t ü l e n merkezî bir sınav sistemi idi. Sorular lise programın­ d a k i konuların bitirildiği ve t ü m liselerde öğretimin d e n k şartlar a l t ı n d a geçtiği sayıltısına d a y a n ı y o r d u . Ülkede b u l u n a n birbirinden çok farklı olanaklara sahip liselerin içinde b u l u n d u k l a r ı mahallî şart ve i m k â n l a r , merkezî sistemin t a b i a t ı gereği olarak d i k k a t e a l ı n a m ı y o r d u . Okulların bazıları öğrencilerin yıl s o n u n d a sınava girecekleri derslerin asil öğret­ menleri, k i t a p , araç ve gereçleri b u l u n m a d ı ğ ı n d a n , ders vekil bir öğretmenle yönetildiğinden, p r o g r a m d a k i ders konularının bitirileme­ diğinden, öğrencilerin y a r ı m y a m a l a k bir ders görebildiklerinden, h a t t a olgunluk sınavına girecekleri derslerin boş geçtiğinden y a k ı n d ı k l a r ı olurdu. H a l b u k i u y g u l a n m a k t a olan merkezî sistem bu sızlanmalara karşı duyarlı olan bir sistem değildi.

Lise bitirme sınavları t a m a m l a n d ı k t a n bir hafta sonra bir de ol­ gunluk sınavı y a p m a n ı n , sınavı y a p ı l a n derslerden t e k r a r bir sınava d a h a girmenin gereği olup olmadığı k a m u o y u n d a ve meslek çevrelerinde tartışılır hale gelmişti. Ayrıca bazı seneler olgunluk sınavı sorularının sınavdan önce çalındığı haberleri de yayılırdı.

"Devlet Lise Sınavı" ile üniversiteye giriş :

Lise sınav yönetmeliklerinde 1955 yılında yapılan değişikliklerle1 0 u y g u l a n m a k t a olan "Lise B i t i r m e " ve " D e v l e t Olgunluk S ı n a v ı "

şek-10 Lise bitirme ve devlet olgunluk sınavlarının yerine "Devlet Lise İmtihanı" adıyla yeni bir imtihan konulması hakkında Talim ve Terbiye Kurulu kararı, 23 Mart 1955, Karar No: 36.

(7)

TÜRKİYE'DE İLGİLİ UYGULAMA 185 lindeki ikili sınav sistemi kaldırıldı; bu iki sınav birleştirilerek " D e v l e t

Lise S ı n a v ı " adı ile bir t e k sınav haline getirildi. Üniversiteye girme y ö n ü n d e n ikili sınav sistemindeki lise b i t i r m e sınavı bir çeşit " e l e m e " , olgunluk sınavı ise üniversiteye " g i r i ş " sınavı görevini yerine getirmek­ t e y d i . Yönetmelik değişiklikleriyle ikili sınav sisteminin t e k sınav ha­ linde birleştirilmesi ve t ü m öğrencilere sınıf içindeki başarı d u r u m l a r ı n a bakılmaksızın devlet lise sınavına girme h a k k ı n ı n verilmesi ile ikili sınav sistemindeki " e l e m e " sınavı niteliği o r t a d a n kalkmış oldu. Hal­ b u k i d a h a önceki yönetmeliklerde lise b i t i r m e sınavını b a ş a r a n l a r ol­ gunluk sınavlarına girmekte idiler.

Yıl içindeki başarılarına bakılmaksızın öğrencilerin hepsine devlet lise sınavlarına girme h a k k ı n ı n verilmesi, sınıf içi sınavlarının öğrenci­ lerde öğrenmeyi m o t i v e e t m e , sistemli ve plânlı çalışma alışkanlıkları k a z a n d ı r m a fonksiyonu y ö n ü n d e n m a h z u r l a r o r t a y a çıkarmıştır. B u d u r u m u telafi e t m e k için d a h a sonraları bazı tedbirler d ü ş ü n ü l m ü ş , ders yılı içinde alınan k a n a a t n o t l a r ı ile lise b i t i r m e sınavında a l m a n n o t l a r ı n birlikte değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir. Öğrencilerin sınav­ da başarılı sayılması için b i t i r m e sınavında en az beş a l m a k kaydıyla, iki k a n a a t n o t u ortalaması ile bitirme sınavı ortalamasının en az beş olması şartı k o n m u ş t u r . Öğrencinin b i t i r m e sınavı n o t u beşten yüksek ise k a n a a t n o t u ortalaması beş olarak k a b u l edilmiştir.

Devlet lise sınavını getiren 1955 yönetmeliğinde, kompozisyon her iki kol için o r t a k olmak üzere, fen kolu, Matematik, Fizik v e y a T a b i a t Bilgisinden, edebiyat kolu öğrencileri ise, T ü r k Dili ve E d e b i y a t ı , Felsefe v e y a T a r i h t e n yazılı, her iki kolun diğer b r a n ş derslerinin sınavları ise sözlük olarak y a p ı l m a k t a y d ı .

Liselerde merkezî sınav sistemi kaldırılıyor:

1955 yıllarında u y g u l a n a n y ö n e t m e l i k t e yazılı sınav sorularının da k ı s m e n veya t a m a m e n liseler t a r a f ı n d a n hazırlanabileceğine dair bazı m a d d e l e r b u l u n u y o r s a da yazılı sınav sorularının önce olduğu gibi B a k a n l ı k t a r a f ı n d a n gönderilmesine d e v a m edilmiştir. Ancak 1958 yılında alınan bir k a r a r l a Devlet Lise Sınavlarının okullarca tertiplen­ mesi esası k a b u l edilmiş, böylece lise bitirmede u y g u l a n a n merkezî sınav sistemi terkedilmiştir1 1.

11 Devlet Lise Sınavlarının Okullarca Tertiplenmesi, Tebliğler Dergisi 19 Mayıs 1958, No: 1008.

(8)

Liselerde tekrar branşlaşmaya ağırlık veriliyor:

1939-1955 arasında u y g u l a n a n lise sınav yönetmeliklerinde getirilen " b r a n ş l a ş m a " ile "genel e ğ i t i m " arasında bir denge sağlama gayreti yerine, 1955 yılında u y g u l a m a y a k o n a n y ö n e t m e l i k t e b r a n ş l a ş m a y a ağırlık veren bir görüşle 1936-39 yılları arasında u y g u l a n a n yönetmelik h ü k ü m l e r i n e bir dönüş yapılmış ve lise fen ve edebiyat kollarının sadece k e n d i branş derslerinin ikisinden yazılı sınava girmeleri esası getiril­ miştir.

Devlet lise sınavında öğrenciye seçme hakkı tanınıyor:

1955 yılında u y g u l a m a y a k o n a n y ö n e t m e l i k t e , 1939 yılında hazır­ l a n a n yönetmeliğin zıddına, olgunluk sınavındaki yazılı sınav konusu olan dersler azaltılmış, ayrıca fen kolu öğrencilerinin fizik veya t a b i a t , edebiyat kolu öğrencilerinin felsefe v e y a t a r i h derslerinin hangisinden sınava girecekleri ilk olarak öğrencilerin tercihine bırakılmıştır. H a l b u k i d a h a önceleri bu t i p k a r a r l a r Bakanlıkca alınarak lise müdürlüklerine bildirilmekte idi.

1955 yılında u y g u l a m a y a k o n a n bu y ö n e t m e l i k t e , öğrencilerin sınavda başarılı sayılma s t a n d a r t l a r ı n d a da 1939 öncesi sınav yönet­ meliğine bir d ö n ü ş yapılarak sınavlarda en az beş alanlar başarılı sayılma yoluna gidilmiştir. Böylece, 1939-55 arasında u y g u l a n a n yönetmelik­ lerde sınavda başarılı sayılmak için on üzerinden en az altı alma şartı beşe indirilmek suretiyle sınavlar öğrenciler lehine biraz d a h a kolay­ laştırılmıştır.

Üniversiteye hazırlık yönünden uygulanmakta olan lise bitirme sınavları:

Üniversiteye a d a y olma h a k k ı veren lise diploması a l m a işlerini düzenliyen en son sınav yönetmeliği 1968 yılında k a b u l edilmiştir1 2.

Bu yönetmeliğe göre lise son sınıfa d e v a m ederek iki k a n a a t n o t u almış olan b ü t ü n öğrenciler lise bitirme sınavlarına girebilmektedirler. A n c a k iki k a n a a t n o t u ortalaması her ders için en az beş olanlar, iki k a n a a t n o t u ortalaması beş olmadığı halde ikinci k a n a a t döneminde yedi ve d a h a yüksek n o t alanlar ile, bir ilâ d ö r t dersten iki k a n a a t n o t u

12 Orta dereceli okulların sınıf geçme ve imtihan yönetmeliği Millî Eğitim Basımevi, Ankara 1968.

(9)

TÜRKİYE'DE İLGİLİ UYGULAMALAR 187 ortalaması dört düşen fakat sınıf geçme notlarının ortalaması altı olan­ lar, d ö r d ü mecburî ve ikisi seçmeli olmak üzere altı dersten bitirme sı­ navlarına girmektedirler. Y u k a r d a ifade edilen gruplara giremeyen diğer öğrenciler ise t ü m lise p r o g r a m ı n d a k i derslerden b i t i r m e sınavına gir­ m e k t e ve sınavda en az beş alanlar o dersten başarılı sayılmaktadırlar.

1968 yönetmeliğine göre öğrencilere t a n ı n a n seçmeli ders h a k k ı artırılmış, başarılı sayılma y ö n ü n d e n bireylerin kişisel t e m p o s u n a ve bireysel farklara d a h a fazla yer verilmiştir. Seçimli ve seçimsiz lise bitirme sınavına dahil olan altı ders ve ders grupları lise fen kolu öğ­ rencileri için, T ü r k ç e Kompozisyon, Tarih, M a t e m a t i k (cebir-geometri), Fizik, K i m y a v e y a Jeoloji derslerinden biri ile, Yabancı Dil, m a n t ı k ve Sosyoloji derslerinden biri; edebiyat kolu mezunları için ise, T ü r k ç e Kompozisyon, T ü r k dili ve E d e b i y a t ı , Tarih, Felsefe, T ü r k i y e Coğrafyası, S a n a t Tarihi ye y a b a n c ı dil derslerinden biri ile, Matematik, Fizik ve K i m y a derslerinden biridir. Lise bitirme sınavı, 1958 yılında yönetmelikte yapılan değişikliğin bir d e v a m ı olarak lise son sınıf derslerinden ve lise­ lerin k e n d i komisyonları t a r a f ı n d a n y a p ı l m a k t a d ı r . Bitirme sınavı ile sınıf içi başarıyı gösteren k a n a a t notlarının birlikte değerlendirilmesi y ö n t e m i bu yönetmelikte de yer almıştır. Sınava dahil mecburî dersler içinde seçmeli ders sayısı artırılmak suretiyle sınav sistemi öğrenciler lehine olarak d a h a esnek bir hale getirilmiştir.

Üniversiteye hazırlık ile ilgili olarak lise sınav yönetmeliklerinden çıkarılabilecek bazı eğilimler:

Üniversiteye hazırlayıcı k u r u m l a r olarak liselerde bakalorya, dev­ let olgunluk sınavı, devlet lise i m t i h a n ı ve lise bitirme sınavı gibi isim­ lerle u y g u l a n a n ve üniversite ve yüksek okullara girme h a k k ı veren bu sınavların gelişiminden üniversiteye hazırlık s o r u n u n d a h a iyi anlaşıl­ m a s ı n a katkısı olabilecek bazı eğilimler özet olarak aşağıda belirtil­ miştir.

1- Üniversiteye giriş y ö n ü n d e n " e l e m e " ve " g i r i ş " sınavları fonk­ siyonunda olan "lise b i t i r m e " ve " o l g u n l u k " olmak üzere liselerde uy­ gulanan ikili sınav sisteminden bu iki sınavı birleştiren t e k sınav sis­ t e m i n e gelinmiştir.

2- Sınavların hazırlanmasında ve u y g u l a n m a s ı n d a Millî E ğ i t i m Bakanlığınca yönetilen merkezî bir sistemden, lisenin b u l u n d u ğ u yer

(10)

ile lise yöneticilerine y e t k i ve sorumluluklar verilmesine doğru bir gidiş olmuştur.

3- Lise edebiyat ve fen olmak üzere sistemli olarak farklı iki kol olarak d ü ş ü n ü l m ü ş , a k a d e m i k kollara ayrılma meslekî y ö n e l t m e n i n temeli olarak görülmüştür.

4- Liselerin genel eğitim k u r u m u olma y ö n ü n e mi yoksa branş­ l a ş m a y ö n ü n e mi ağırlık verilmesi gerektiği h u s u s u farklı yıllara ait sınav yönetmeliklerinde sık sık değişmiş bu k o n u d a bir istikrar sağlana­ mamıştır. Bu h u s u s t a k i en son t u t u m u n lisede genel eğitim çerçevesi içinde branşlaşmanın gerçekleştirilmesi olduğu anlaşılmaktadır.

5- Öğrencilerin lise p r o g r a m ı n a dahil derslerin t ü m ü n d e n lise bitirmelerde sorumlu olması şeklinde ifade edilebilecek olan " z o r u n l u dersler" sisteminden, öğrencilere sınavda tercih h a k k ı veren "seçmeli dersler" sistemine doğru bir gelişme olmuştur.

6- M u h t e v a b a k ı m ı n d a n öğrencileri lisenin her üç sınıfında o k u n a n p r o g r a m l a r d a n son iki sınıf ve d a h a sonra da son sınıfın p r o g r a m ı n d a n bitirme sınavlarında sorumlu t u t m a şeklinde sınav k a p s a m ı n d a bir a z a l t m a y a gidilmiştir. Ayrıca başarılı sayılma s t a n d a r t l a r ı n d a da dü­ şürmeye gidilerek, öğrencilere sınavda kolaylıklar sağlama şeklinde bir gelişme olmuştur.

7- Lise bitirme sınavlarında sözlü sınavları esas alan bir sistemden yazılı sınavlara, kısa cevaplı çok sorulu sınavlara ve n i h a y e t t e s t sınav­ larına doğru bir gelişme olmuştur. Ayrıca, sınavların hazırlanması, uygulanması, p u a n l a n m a s ı ye değerlendirilmesinde geçerlik, güve­ nirlik ve objektiflik gibi t e k n i k nitelikleri sağlayıcı tedbirler alma yö­ n ü n d e n de bir gelişme görülmektedir.

8- Sınav yönetmeliklerinde lise öğreniminin hedefi öğrencileri yüksek öğrenime h a z ı r l a m a k olarak k a b u l edilmiştir. Sınavların k a p ­ samı ve değerlendirmede k o n a n ölçütler bu sayıltıya göre düzenlenmiş; liseden m e z u n o l d u k t a n sonra h a y a t a atılacak (son yıllarda yaklaşık olarak % 40) öğrenciler için bir tedbir düşünülmemiştir.

Üniversite öncesi öğrenim süresinde olan değişmeler:

Öğrencilerin Üniversiteye gelinceye k a d a r n o r m a l olarak k a ç yıllık bir öğrenim görmüş olduğu yüksek öğrenime ne derece hazır olduğu h a k k ı n d a fikir verir. Esasen öğrencilere kazandırılması istenen ve

(11)

eği-TÜRKİYE'DE İLGİLİ UYGULAMALAR 189 t i m hedeflerinin k a p s a m ı n a giren bilgi, beceri, yetenek, tavır ve davranış­ lar a n a o k u l u n d a n yüksek öğrenimin sonuna k a d a r yıllara b ö l ü n m ü ş bir sistem içinde verilmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle üniversiteden önce toplam öğrenimin k a ç yıl olduğu; bilhassa üniversiteye öğrenci hazır­ layıcı d u r u m d a olan ortaöğretim yıllarının sayısı önemlidir.

E ğ i t i m sisteminde üniversiteye hazırlayıcı d u r u m d a olan lise prog­ ramlarının süresi sık sık değişmiştir. 1910 yılından günümüze k a d a r geçen süre içinde t o p l a m olarak üniversite öncesi öğrenim süresi on ilâ oniki yıl; sadece lise için ayrılan süre ise bir a r a altı yıl olmuşsa da ço­ ğunluk iki ilâ dört yıl arasında değişmiştir. İ t t i h a t ve T e r a k k i Cemiyeti­ nin 1910 yıllarında yayınladığı " İ t t i h a t T e r a k k i B e y a n n a m e s i n d e " okul programlarının bu cemiyet t a r a f ı n d a n hazırlanacağı ilân edildikten iki yıl sonra 1912 yılında altı yıllık ilkokulun üzerine altı yıllık ortaöğrenim veren Sultanîler açılmış, t o p l a m olarak üniversite öncesi eğitim oniki yıl olarak (6-|-6) şeklinde düzenlenmiştir.

1913 yılında ise beş yıl ilkokul, dört yıl o r t a ö ğ r e t i m i n birinci dev­ resi ve üç yıl da ortaöğretim ikinci devresi olmak üzere ( 5 + 4 + 3 ) şek­ linde oniki yıllık sultaniler açılmıştır.

İstiklâl Savaşı'nın devam ettiği 1921 yıllarında oniki yıl olan lise­ ler, b u g ü n de u y g u l a n m a k t a olan ( 5 + 3 + 3 ) modeli şeklinde düzenlen­ miş ve t o p l a m öğrenim onbir yıla indirilmiştir. D a h a önce dört yıl olan ortaöğrenimin birinci devresinin son yılı liseye d e v a m edemiyecek ve h a y a t a atılacak olan öğrencilere t a r ı m , t i c a r e t ve t e k n i k alanlarda mes­ lek eğitim veren ek bir sınıf haline getirilmiştir.

İstiklâl Savaşı yıllarında, T ü r k i y e B ü y ü k Millet Meclisi H ü k û -m e t i ' n i n Millî E ğ i t i -m B a k a n ı Vehbi Bey z a -m a n ı n d a öğrenci akışını h ı z l a n d ı r m a k ve k a m u hizmetleri için beliren personel ihtiyacını kısa z a m a n d a karşılamak için ( 4 + 2 + 4 ) şeklinde t o p l a m on yıllık bir öğretim modeli getirilmiştir. Ancak bu model u y g u l a n a m a m ı ş t ı r . Vehbi Bey'in yerine geçen Millî E ğ i t i m B a k a n ı İsmail Safa Bey, öğretmenler bu modeli Meşrûtiyet Devrinin eski idarî sistemine bir dönüş olarak nitelendir­ dikleri için kaldırmış; ve b u n u n yerine 1923 yılında t o p l a n a n " I ' i n c i H e y e t i İ l m i y e " nin tavsiye ettiği ( 4 + 4 + 3 ) şeklinde onbir yıllık bir model getirmiştir.

1924 yılında t o p l a n a n " I I ' i n c i H e y e t i İ l m i y e " 1913 yılından önce yaygınlaşmış olan altı yıllık ilkokul üzerine altı yıllık ortaöğrenim veren

(12)

( 6 + 6 ) şeklindeki Fransız modeli okullar yerine Belçika'da k u l l a n ı l m a k t a olan beş yıllık ilkokul'dan sonra, üç yıllık ortaokul ve üç yıllık liseyi k a p s a y a n (5+ 3 + 3 ) şeklindeki eğitim modelinin u y g u l a n m a s ı n a k a r a r vermiştir. B u g ü n de k u l l a n ı l m a k t a olan bu modele göre ilkokul, orta­ okul ve lise ayrı okullar haline getirilmiştir.

1924 yılında u y g u l a n m a s ı n a b a ş l a n a n onbir yıllık okul modeli yirmibeş yıl k a d a r uygulanmıştır. O r t a ö ğ r e t i m ile ilgili konuları görüş­ m e k üzere 1949 yılında t o p l a n a n IV. Millî E ğ i t i m Şurası'nda alınan k a r a r a u y a r a k Millî E ğ i t i m Bakanlığı bu yıldan itibaren Üniversite öncesi okul ö r g ü t ü n ü t o p l a m olarak oniki, sadece liseleri ise d ö r t yıla çıkarmıştır1 3. ( 5 + 3 + 4 ) şeklinde bölümlere ayrılan b u model beş yıl uygulanmıştır.

1954 yılında t e k r a r liseler üç yıla indirilerek ( 5 + 3 + 3 ) şeklindeki onbir yıllık okul modeline d ö n ü l m ü ş t ü r1 4. B u g ü n de bu model uygulan­ m a k t a d ı r .

Üniversitelere hazırlık bakımından lise programlarında edebiyat ve fen kolları ayrılıyor:

Üniversitelere öğrenci hazırlayan k u r u m l a r olarak lisede edebiyat ve fen kollarının ayrılmış olması önemlidir. Zira üniversiteler öğrenci alırken onların lisenin h a n g i k o l u n d a n m e z u n olduklarını d i k k a t e al­ m a k t a d ı r l a r . Öğrenciler d a h a lisede iken çok genel seviyede üniversitede b r a n ş l a r a ayrılmış olmaktadırlar.

Liselerin edebiyat ve fen kollarına ayrılmaları ilk olarak 1869 yı­ lında hazırlanmış olan Maarifi U m u m i y e N i z a m n a m e s i ' n d e yer almıştır. Ülkenin t ü m eğitim sistemini düzenleyen b u n i z a m n a m e n i n 4 1 . m a d ­ desinde Sultani'lerin ikinci devresinde derslerin edebiyat ve ilimler-fenler olmak üzere iki kısma ayrılacağı ve her bölümde o k u n a c a k dersler belir­ tilmektedir. B u n a göre edebiyat-fen kolu ayırımı lise (Sultani)lerin birinci sınıfında y a p ı l m a k t a d ı r . Aynı n i z a m n a m e n i n ilkokul, ortaokul ve lise'ye ö ğ r e t m e n yetiştiren bir yüksek öğrenim k u r u m u olan " D a r ü l -m u a l l i -m i n " ile ilgili 52. ve d a h a sonraki -maddelerinde de Darül-mualli- Darülmualli-m i n de edebiyat ve fen olarak iki b ö l ü Darülmualli-m halinde düzenleneceği ve farklı öğrenim programları uygulanacağı kaydedilmektedir. B u g ü n olduğu

13 Tebliğler Dergisi, Sayı: 557, 26 Eylül 1949. 14 Tebliğler Dergisi, Sayı: 816, 13 Eylül 1954.

(13)

TÜRKİYE'DE İLGİLİ UYGULAMALAR 191

gibi Sultanilerin (lise) edebiyat ve fen kollarının, Darülmuallimin ve diğer yüksek öğrenim k u r u m l a r ı n ı n ilgili branşlarına öğrenci hazır­ layacağının plânlanmış olduğu anlaşılmaktadır.

1908 yılında ilân edilen İkinci Meşrutiyet'e k a d a r okul program­ larında Fransız eğitim sistemi ağırlığını hissettirmekte idi; iki yıl sonra " İ t t i h a t v e T e r a k k i B e y a n n a m e s i n d e " okul programlarının b u cemiyet t a r a f ı n d a n hazırlanacağı bildirilmiş ve 1912 yılında altı yıllık ilkokul ü s t ü n e altı yıllık öğrenim veren Sultaniler açılmıştır. Bu Sultanilerle, bir yıl sonra açılan ve beş yıllık ilkokul üzerine yedi yıllık öğrenim veren Sultanilerde de p r o g r a m E d e b i y a t ve F e n kolları şeklinde düzenlen­ miştir.

Devlet sektöründeki çeşitli alanlarda beliren lise ve dengi eğitim görmüş t e k n i k eleman ihtiyacını karşılayacak bir t e d b i r olarak d a h a sonra sultanilerdeki kol sayılarının artırılması y o l u n a gidilmiştir. 1916 yılında yapılan bir değişiklikle idadilerdeki kol sayısı genel, t i c a r e t , t a r ı m ve s a n a t olmak üzere dörde çıkarılmıştır. Genel eğitim kolu için­ deki edebiyat ve fen ayırımı da m u h a f a z a edilmiştir.

Lise seviyesinde meslek eğitimi verme ihtiyacını karşılama gayret­ leri d a h a sonra liselerde bir b ö l ü m ya da kol o l m a k t a n çıkarılmış, lise­ nin dışında "Lise dengi o k u l l a r " diye isimlendirilen çeşitli k o n u l a r d a meslek eğitimi veren ayrı okullar a ç m a şeklinde d e v a m etmiştir. Liseleri sadece üniversitelere öğrenci hazırlayan bir k u r u m değil " ç o k gayeli" bir eğitim k u r u m u haline getirme gayretleri olarak düşünülebilecek bu meslek programları b u g ü n , y a r ı m asra y a k ı n bir z a m a n sonra liselerde y a p ı l m a y a çalışılan ve öğrencileri yüksek öğrenime, mesleğe ve h a y a t a hazırlayacak programlarının t e m e l felsefe ve özelliklerini t a ş ı m a k t a d ı r . Lise p r o g r a m ı n a dahil meslek programlarının terkedilmiş olmasının ve liselerin sadece üniversiteye öğrenci hazırlayan k u r u m l a r haline ge­ tirilmiş olmalarının çok gayeli lise hareketini geciktirmiş olduğu söy­ lenebilir.

Öğrenim kademelerinden, ilköğretim ve yüksek öğretimin hangisine ağırlık verilmelidir? E l i t bir zümrenin eğitiminden yaygın halkın eğiti­ mine mi yoksa yaygın halkın eğitiminden çıkacak lider k a d r o n u n eği­ timine mi ağırlık ve öncelik verilmelidir ? gibi eğitimin genel politikasını belirten sorular T a n z i m a t döneminde t a r t ı ş m a k o n u s u olmuştur. Özet olarak ifade edilirse o z a m a n l a r bu sorulara verilen cevapların ağırlığı

(14)

öncelikle elit veya lider bir eğitim k a d r o s u n u n yetiştirilmesi gerektiği n o k t a s ı n d a t o p l a n ı y o r d u . Lider K a d r o y u yetiştirecek k a y n a k yüksek öğrenim k u r u m l a r ı olacağına göre eğitim sistemi içinde bu k a d e m e y e ağırlık verilmesi gerektiğine inanılıyordu. O devirlerde bu d ü ş ü n ü ş t a r z ı n a , t e p e d e n t a b a n a olan iletişimi ifade e t m e k üzere, kökleri h a v a d a ve dalları yerde olarak nitelenen c e n n e t t e k i bir ağaca benzetilerek " T u b a ağacı n a z a r i y e s i " denmiştir.

Liselere, sadece yüksek öğrenim k u r u m l a r ı n a öğrenci hazırlayan bir fonksiyon verilmiş olması ve b u n u n bir asırdan fazla bir z a m a n , h a t t a b u g ü n d a h i d e v a m e t m e k t e olması T u b a ağacı nazariyesine uy­ g u n görüşlerin eğitim politikasını etkilemekte olduğu kanısını u y a n ­ d ı r m a k t a d ı r . C u m h u r i y e t devrinde t e m e l eğitime ve halk eğitimine veri­ len önem liselere ilişkin olan bu görüşü b ü y ü k ç a p t a etkilememiş görü­ n ü y o r .

Üniversitelere öğrenci hazırlayan bir kurum olarak lisenin program­ larında yapılması düşünülen yenilikler:

Millî E ğ i t i m Bakanlığı'nın halihazır üzerinde çalışmakta olduğu ve deneme niteliğinde u y g u l a m a y a k o y d u ğ u esaslara göre liseler, öğren­ cileri sadece yüksek öğrenime hazırlayıcı k u r u m l a r o l m a k t a n çıkarıl­ m a k t a d ı r . I X . Millî E ğ i t i m Şurasınca1 5 k a b u l edilen şekle göre lise ve dengi okullarda üç farklı p r o g r a m u y g u l a n a c a k t ı r .

1. Yalnız yüksek öğretime h a z ı r l a y a n programlar,

2. Öğrencileri h e m mesleğe ve h e m de yüksek öğretime hazırlayan programlar,

3. Öğrencileri h a y a t a ve iş alanlarına hazırlayan programlar. Bu programların ilk ikisinden m e z u n olarak "Lise Bitirme Diplo­ m a s ı " alanlara Üniversite, Akademi ve yüksek okullara girmek için a d a y olma h a k k ı verilmektedir. Öğrencileri h a y a t a ve iş alanlarına hazırlayan p r o g r a m l a r d a n m e z u n olanlar ise diledikleri t a k d i r d e almış oldukları derslerin dışındaki bazı derslerden bitirme sınavlarına girmek ve başarılı olmak şartı ile yüksek öğrenime d e v a m h a k k ı almaktadırlar. Böyle bir p r o g r a m ı uygulayabilmek için Ortaöğretimin ikinci dev­ resinin ilk yılı " y ö n e l t m e " sınıfı olarak k a b u l edilmekte ve bu sınıfta

15 Sekizinci Millî Eğitim Şûrası, Esaslar, Raporlar, Kararlar, Millî Eğitim Basımevi, 1970.

(15)

TÜRKİYE'DE İLGİLİ UYGULAMALAR 193

yoğun bir rehberlik programı u y g u l a n m a s ı öngörülmektedir. Yöneltme sınıfı olan lise ve dengi okulların birinci sınıflarında ortaklığı sağlayacak bazı zorunlu temel derslerle, ileriki sınıflardaki çeşitli p r o g r a m l a r a yö­ nelten seçmeli dersler yer a l m a k t a d ı r .

Öğrencilerin akademik, meslekî ve p r a t i k p r o g r a m l a r a yöneltil­ melerinde;

a) İlgi ve yetenekleri, derslerdeki başarıları,

b) Yöneltildikleri çeşitli yüksek öğretim programlarının talepleri, c) Kişisel tercihleri,

d) Ülkede çeşitli alanlar ve farklı seviyeler için gerekli insangücü ihtiyacı

dikkate a l ı n m a k t a d ı r . O r t a o k u l a ek olarak lisede yapılan bir yıllık göz­ lem sonuçlarına göre öğrencilerin yönelebilecekleri p r o g r a m , o prog­ r a m ı n hazırladığı y ü k s e k öğrenim dallarına, meslek ve iş alanlarına v e y a kısa y o l d a n h a y a t a hazırlayıcı p r o g r a m l a r a girmeleri h u s u s u n d a okulun yapacağı tavsiyenin zorlayıcı olmayıp, yol gösterici bir nitelik taşıya­ cağı ifade edilmektedir1 6.

Üç yıl olması düşünülen yüksek öğrenime hazırlayıcı p r o g r a m l a r d a öğrenciler kademeli olarak yüksek öğrenime h a z ı r l a n m a k t a d ı r . B u n a göre Yöneltme sınıfından sonra, öğrenciler o n u n c u sınıfta eskiden ol­ d u ğ u gibi: 1) E d e b i y a t ve 2) F e n olarak ikiye a y r ı l m a k t a , onbirinci sınıfta da E d e b i y a t p r o g r a m ı n d a n gelenler: a) Dil-Edebiyat ve b) Sosyal ve ekonomik bilimler; F e n p r o g r a m ı n d a n gelenler ise; a) M a t e m a t i k -Fizik ve b) T a b i a t bilimleri olmak üzere t e k r a r ikiye a y r ı l m a k t a , lisede yüksek öğrenime hazırlayan a k a d e m i k p r o g r a m l a r ı n sayısı dörde çık­ m a k t a d ı r .

T a s a r l a n a n b u d ö r t t ü r a k a d e m i k p r o g r a m ı n y ü k s e k öğrenimin temel alanlarına öğrencileri yönelteceği d ü ş ü n ü l m ü ş t ü r . B u n a göre, a k a d e m i k p r o g r a m l a r d a n ;

1- Dil-Edebiyat: Üniversite ve diğer y ü k s e k öğrenim k u r u m l a r ı n ı n dil ve edebiyat ile ilgili fakülte ve bölümlerine,

2- Sosyal ve Ekonomik Bilimler: Üniversitelerin h u k u k , ekonomi, işletme, siyasal bilimler ve eğitim fakülteleri ile, iktisadî ve ticarî ilimler akademileri ve diğer yüksek okullara,

(16)

3- Matematik-Fizik: Üniversitelerin fen fakültelerine, uygulamalı bilimlere ilişkin bölümlerine ve diğer ilgili a k a d e m i ve y ü k s e k okullara,

4- Tabiat Bilimleri: Üniversitelerin F K B ' y e dayalı fakülteleri ve diğer a k a d e m i ve yüksek öğrenim k u r u m l a r ı n a öğrencileri hazırlayacağı d ü ş ü n ü l m e k t e d i r .

H e m mesleğe ve h e m de y ü k s e k öğretime hazırlayan p r o g r a m l a r d a , zorunlu dersler, seçmeli dersler ve p r o g r a m a ait özel dersler arasında u y g u n bir denge k u r u l a r a k , d ö r t yıllık bir p r o g r a m l a öğrenciler yüksek öğrenime ve mesleğe hazırlanacaklardır.

I X . Millî E ğ i t i m Şûrası'nda k a b u l edilen bu esaslara göre; liselerin t e m e l fonksiyonları, değişecek yeni fonksiyonlarına u y g u n olarak prog­ r a m l a r ı n hazırlanması, meslek ve branşlara y ö n e l t m e ve üniversite, a k a d e m i ve yüksek okullara girişin nasıl olması gerektiği gibi t e m e l konu­ lar ve b u n l a r ı n u y g u l a m a şekli ve uygulanabilmesi için gerekli ön hazır­ lıklar üzerinde Millî E ğ i t i m Bakanlığında çalışmalar y a p ı l m a k t a d ı r .

Makalenin b u r a y a k a d a r olan b ö l ü m ü n d e üniversitelere giriş sorunu ile ilgili olarak Liselerde a l m a n tedbirler, üniversiteye öğrenci hazırlayan bir k u r u m olarak liselerdeki d u r u m ve bu k o n u d a k i gelişmeler ele alın­ mıştır. D a h a önce de ifade edildiği üzere Üniversiteye giriş sınavı ihti­ yacı, üniversiteye b a ş v u r a n lise mezunlarının yeterli b u l u n m a m a s ı n d a n d o ğ m u ş t u r . Bu k a n ı n ı n sahibi ve ihtiyacı hisseden üniversiteler olduğu halde kendileri yeterli öğrencileri seçmek için giriş sınavları a ç m a k y o l u n a gitmemişler, liselerde öğrenci yeterliğinin artırılması için millî E ğ i t i m Bakanlığı'nın tedbirler almasını istemişlerdir. Lise okullaşma oranının çok d ü ş ü k olduğu 1950 yılı öncelerinde, yüksek öğrenim k u r u m ­ larının öğrenci talebine göre öğrenci seçimini gerektirecek o r a n d a lise m e z u n u b u l u n m a d ı ğ ı için öğrencileri seçme uygulamaları sınırlı olmuş, yeterli seviyede üniversiteye hazırlanmaları ile ilgili tedbirlerin liselerde alınmasını zorunlu kılmıştır.

Üniversitelere öğrenci hazırlama k o n u s u n d a Millî E ğ i t i m B a k a n ­ lığı'nın t u t u m ve gayretleri y u k a r d a gelişimsel olarak ele alınmıştır. Şimdi de üniversiteye giriş sorunu ile ilgili olarak Üniversiteler t a r a ­ fından alınan tedbirler ve yöntemlere kısaca değinilecektir.

Öğrenci kabulü için üniversitelerde yapılan uygulamalar:

Üniversitelere girmek isteyenlerin sayıca üniversitelerin çeşitli fakülte k o n t e n j a n l a r ı n d a n az olduğu yıllarda üniversiteler çoğu kez

(17)

TÜRKİYE'DE İLGİLİ UYGULAMALAR 195

h e r h a n g i bir seçim söz k o n u s u olmaksızın, b a ş v u r a n lise mezunlarını k a y d e t m e k suretiyle öğrencilerini almışlardır. B a ş v u r a n a d a y sayı­ sının k o n t e n j a n d a n biraz fazla olduğu hallerde de bazı fakülteler m ü r a ­ c a a t sırasına göre öğrencileri k a y ı t etmişler, ihtiyaçları k a d a r a d a y ı k a b u l e t t i k t e n sonra d a " k a y ı t l a r ı n k a p a n d ı ğ ı n ı " ilân e t m e y o l u n a gitmişlerdir.

Geçmiş yıllarda, bir seçme söz k o n u s u olduğu z a m a n , bazı üniver­ siteler veya onlara bağlı fakülteler seçimde ölçüt olarak a d a y l a r ı n lise b i t i r m e derecelerini kullanmışlardır. Öğrencilerin e d e b i y a t v e y a fen k o l u n d a n m e z u n olması ikinci bir ölçüt teşkil etmiş fakültenin niteliğine göre edebiyat ya da fen kolu mezunlarını almışlar; " p e k i y i " ve sonra " i y i " derece ile m e z u n olanlar tercih edilmek suretiyle k o n t e n j a n l a r yeterli öğrencilerle d o l d u r u l m u ş t u r .

Bazı fakülteler ise a d a y l a r ı n lise bitirme derecelerine itibar e t m e ­ yerek bir v e y a i k i b a s a m a k l ı sınavlarla a d a y l a r ı seçme y o l u n a gitmiş­ lerdir. Çoğunluk yazılı olmak üzere, sınavlar yazılı v e y a sözlü olarak yapılagelmiştir. İ k i b a s a m a k l ı sınavlarda adayların bir kısmını elemek m a k s a d ı ile yapılan birinci b a s a m a ğ ı n a "eleme s ı n a v ı " denilmektedir. Eleme sınavı sonuçlarına göre, d a h a az sayıda çağrılan adayların ikinci b a s a m a k sınavına "giriş s ı n a v ı " d e n m e k t e ve yazılı, sözlü ve bazı hal­ lerde de m ü l a k a t yapılarak öğrenciler seçilmektedir. Eleme ve giriş şeklindeki iki b a s a m a k l ı sınavlar d a h a sonraları objektif testlerle yapı­ lan sınavlar sırasında da yaygın olarak kullanılmıştır.

Millî E ğ i t i m Bakanlığına bağlı bir kuruluş olarak 1953 yılında Test ve A r a ş t ı r m a Bürosu* faaliyete geçerek E ğ i t i m E n s t i t ü l e r i ve yük­ sek okulların bazılarında seçme sınavlarını objektif ölçme araçları ile y a p m a ğ a başlamış ve testlerin üniversite giriş sınavlarında kullanıl­ masına öncülük etmiştir. D a h a önce T e s t ve A r a ş t ı r m a B ü r o s u n d a n bağımsız olarak, 1951-53 yılları arasında İ s t a n b u l Üniversitesi'nin çeşitli fakültelerine öğrenci a l m a d a da testlerin kullanıldığı bilinmek­ tedir1 7. Testlerden y a r a r l a n a r a k yapılan sınavlar d a h a çok A n k a r a ' d a b u l u n a n üniversite ve b u n l a r a bağlı fakültelerde benimsenmiş, b a z a n * Test ve Araştırma Bürosunun adı, kuruma yeni ünitelerin de ilâvesi dolayısı ile Plan-lama-Araştırma ve Koordinasyon Dairesi olarak değiştirilmiştir.

17 Antel S. C. "Üniversite Tercih Yoklaması ve neticeleri" Pedagoji Bülteni, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 1954, s. 26-60.

(18)

d o ğ r u d a n doğruya Test ve A r a ş t ı r m a Bürosu tarafından, çoğu kez üniversite temsilcileri ile Test ve A r a ş t ı r m a B ü r o s u yetkilileri işbirliği halinde fakültelerin seçme sınavlarını yönetmiştir. Objektif testlerle yapılan giriş sınavları sırası ile A n k a r a T ı p F a k ü l t e s i n d e 1958-1959, Orta-Doğu T e k n i k Üniversitesinde 1959-1960, Siyasal Bilgiler Fakül­ tesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Sosyal Hizmetler Akademisinde

1961-1962 öğrenim yıllarından b a ş l a y a r a k uygulanmıştır.

Üniversite giriş sınavını yapacak merkezi bir sistemin doğuşu : Fakültelerin giriş sınavı gibi önemli bir sorumluluğu fakülte dışın­ daki bir k u r u m a veya bir kurula vermesi kolay olmamış, bu k o n u d a üniversiteler başlangıçta çekingen davranmışlardır. A n k a r a ' d a k i üni­ versitelerin bazı fakültelerinde t e k r a r l a n a n denemeler s o n u n d a , giriş sınavlarının objektif ölçme araçları ile ve fakültelerin dışında bir k u r u m c a da yapılabileceği ve b u n d a bir sakınca b u l u n m a d ı ğ ı ve h a t t a y a r a r bu­ l u n d u ğ u görüşleri diğer fakülteler t a r a f ı n d a n da benimsenmiş, 1962-63** öğrenim yılından itibaren üniversite giriş sınavları önce A n k a r a Üniver­ sitesine bağlı b ü t ü n fakülteleri d a h a sonra 1964-65 yılında da İ s t a n b u l Üniversitesini ve y u r d u m u z d a k i diğer üniversitelerin b ü y ü k bir kısmını ve bazı yüksek okulları içine alacak şekilde merkezî bir sisteme bağ­ lanmıştır.

Üniversite giriş sınavlarını y ü r ü t m e k t e olan bu merkezî sistem "Üniversitelere K a y ı t ve Giriş İ m t i h a n ı Yönetmeliği"ne göre işlemek teydi1 8. Yönetmelik üniversite ve yüksek okullara a d a y k a y d ı n ı ve giriş sınavlarını düzenlemek ve y ü r ü t m e k üzere k u r u m l a r ı n yetkili organlarınca iki yıl için seçilecek birer ü y e d e n m e y d a n a gelen bir " Ü n i ­ versitelerarası Giriş Sınavı K o m i s y o n u " kurulmasını ve bu k u r u l u n k e n d i üyeleri arasından seçeceği bir " G e n e l Y ö n e t i c i " t a r a f ı n d a n yürü­ tülmesini öngörmektedir.

1973 yılında çıkan 1750 sayılı Üniversiteler K a n u n u , Üniversite­ lerarası K u r u l ve Yüksek Öğretim K u r u l u ( Y Ö K ) gibi üniversitelerin

** Ankarada'ki Fakülteleri kapsıyan ve merkezi sınav sisteminin başlangıcı sayıla­ bilecek bu ilk Üniversite sınavı, üniversitelerin temsilcileri ile birlikte, Milli Eğitim Ba­ kanlığı Test ve Araştırma Bürosu, ölçme bölümü başkam olarak, bu makalenin yazarı tarafından düzenlenmiştir.

18 Üniversitelere Kayıt ve Giriş İmtihanı Yönetmeliği, Resmî Gazete, 5 Şubat 1964, Sayı: 11625

(19)

TÜRKİYE'DE İLGİLİ UYGULAMALAR 197 k e n d i kurullarının üzerinde bazı yeni k u r u l u ş l a r getirmiştir. H a l e n , Üniversite Giriş Sınavları, Ünivresitelerarası K u r u l a bağlı olarak kurulan "Üniversitelerarası Öğrenci seçme ve Yerleştirme Merkezi" t a r a f ı n d a n y ü r ü t ü l m e k t e d i r1 9

Üniversitelerarası Giriş Sınavı Komisyonları k u r u l u ş u n d a n bu y a n a üniversite giriş sınavlarını objektif testlerle y a p m a k t a d ı r . Üniversiteye girmek üzere b a ş v u r a n adayların sayılarının hızla a r t m a s ı , yazılı sınav­ ların değerlendirilmesinden gelen güçlükler, önce Millî E ğ i t i m Bakanlığı Test ve Araştırma B ü r o s u n d a , d a h a sonra da üniversitelerin bazı fakül­ telerinde bilgi işleme makinelerinin hizmete k o n m u ş b u l u n m a s ı ve bu makinelerin sınav sonuçlarını çok kısa z a m a n d a ve ayrıntılı olarak değerlendirme i m k â n l a r ı y a r a t m a s ı , bu k o n u d a gerekli insan g ü c ü n ü n de yetişmiş b u l u n m a s ı objektif testlerle yapılan giriş sınavlarının yaygın hale gelmesini sağlamıştır.

Üniversite giriş sınavlarında uygulanan yöntem:

Ö t e d e n beri üniversitedeki öğretim p r o g r a m l a r ı n d a başarı sağlaya­ bilmenin önceki öğrenim b a s a m a k l a r ı n d a edinilen bilgi ve becerilerin derecesi ile y a k ı n d a n ilgili olduğuna inanıldığından b u g ü n u y g u l a n m a k t a olan üniversite giriş sınavlarında öğrenciler zihinsel etmenler y ö n ü n d e n y o k l a n m a k t a , bu temel sayıltıya u y g u n olarak sınavlarda b a z a n zihin yeteneğini ölçen bir test ile çoğunluk sosyal bilimler, fen bilimleri ve y a b a n c ı dil testlerinden oluşan bir t e s t b a t a r y a s ı öğrencilere uygulan­ m a k t a d ı r . Değerlendirme safhasında testlerden öğrencilerin aldıkları h a m p u a n l a r belirli sayısal işlemlerin yapılabilmesi için s t a n d a r t p u a n -l a r a çevri-lmekte, s t a n d a r t p u a n -l a r çeşit-li fakü-lte-lerin nite-liğine u y g u n düşecek formüllerle F e n , sosyal, y a b a n c ı dil ve t o p l a m ağırlıklı s t a n d a r t p u a n l a r a çevrilmektedir.

Üniversitelerin çeşitli fakülteleri ve yüksek okulları ile b u n l a r a bağlı enstitü veya bölümler uyguladıkları eğitim p r o g r a m ı n ı n niteliğine u y g u n olarak b u ağırlıklı p u a n l a r ı n birini tercih e t m e k t e , b a ş v u r a n adaylar a r a s ı n d a n ihtiyaçları k a d a r öğrenciyi başarı sırasına göre k a b u l etmektedirler. Öğrenci seçiminde hangi ağırlıklı p u a n a göre öğrenci­ lerin k a b u l edileceği üniversitenin kendi kurullarınca kararlaştırılmak­ t a d ı r .

19 Üniversitelerarası Öğrenti Seçme ve Yerleştirme Merkezi Yönetmeliği 1974, Resmi Gazete No: 15067

(20)

Bu yazıda Üniversiteye Giriş Sorunu ile ilgili olarak, liselerde ve üniversitelerde alınan tedbirler, uygulamalar ve tutumlar gelişimsel bir yaklaşımla ele alınmıştır. Üniversiteye Girişin önemli bir sorun haline geldiği günümüzde geçmiş denemelerlere ilişkin bilginlerin bu konuda Millî Eğitim Bakanlığı ve Üniversitelerde sürdürülen yoğun çabalara katkısı olacağını umuyoruz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Modelden elde edilen marjinal etkiler incelendiğinde, Türkiye’deki eğitim sisteminden duyulan memnuniyet düzeyinin diğer aday ülkelerdeki memnuniyet düzeyinden daha düşük

In the next part of the article the instagram accounts and instagram stories of 5 private theatre, account of State Theater and Istanbul City Theater in Turkey will be analyzed

there are other Lorentz structures giving contributions to the correlation function, however those structures mainly include contributions also coming from other pen- taquark

Hybrid-electric drive systems on transit buses are being aggressively investigated as a means o f improving fuel economy, reducing emissions, and lowering

In this study a seasonal unit root test and recently developed decomposition techniques (TRAMO-SEATS, X-12-ARIMA) are used. It is found that there is a stochastic and strong

Therefor, over all agreement between our results and predictions of PQCD for charm-light cases in the final state and the experimental data for both charm-light and charm-charm

Theoretically, there are some works devoted to the analysis of the heavy baryon decays, where in practically all of them the predictions of the heavy quark effective theory (HQET)

In particular, using the form factors entering the low energy matrix elements both from full QCD as well as HQET, we have investigated the branching ratio, forward-backward