• Sonuç bulunamadı

Babüssaade

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Babüssaade"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K a f e s v e f e r a c e oevromdıe lista m

ı öull

Babüssaade

Babüssaade. Artık oradan içerisi Enderondur. O kapı ile orta kapı ara­ sında iki sıra servilerin sağı solu, sa­ ray adamlarını yaşatan ve doyuran yerlerdir. Solda işler, sağda yemekler pişerdi. Bu meydanı genişleten, ser- mimaranı âlem Sinan ağadır.

1574 de matbahı âmirede kebab çev­ rilirken tavada yağ tutuştu. Bacala­ rın kurumlan ateş aldı. Kilere, hel­ vahaneye kadar yürüdü. Herkesi bir şaşkınlık aldı. Vezirler, yeniçeri ağa­ sı, hepsi koştular. Çaresini bulamadı­ lar. Az daha sarhoş Selimle beraber sa­ ray da tutuşacaktı. Fakat kendi saray­ da değildi. Beykoz bahçesinde badeler

İ

aş etmekle meşguldü. Yangının ver-

ıgi zarar müthişti: Eski zamanlar­ dan kalma ne kadar kıymetli hediye­ ler, fağfurî zarflar, eşi bulunmıyan kiler eşyası varsa kâmilen yandı. Niha­ yet sermiman âlem Sinan ağa, bir kaç gün sonra Kaptan paşa, yeniçeri ağa­ sı ve İstanbul ağasile beraber geldi. Sinan ağa yeni bir plân yaptı. Ba- büssaadenin solundaki Kubbealtı ya­ ni divanı âlî meydanından iki buçuk zira yer uzunluğuna alındı. Matbahı âmiı-eye katıldı. Divanın yeri mutfa­ ğa kalbedildi!

Babüssaade, sarayla devlet adamla­ rının temas noktasıdır. Oradan içeri­ si Osman oğullarının iç ağalarına mahsustur. Hatta o kapının dışında, Kubbealtmda devlet işlerine hizmet eden ağalara da dış ağalan denirdi.

Babüssade ağasına kapı ağası der­ lerdi. Fatih, kanunnamesinde şöyle di­ yor: «ve iç halkından kapı ağası ve oda başı ve hazinedar başı ve kilerci başı ve sarayı âmiremin ağası sahibi arzdır. Amma kapı ağası olan ihtiyar baştır. Ekseriya oda başı ve kapı ağa­ sı arzetmek gerektir» (kanunname, 13, 14).

Kapının sağı Babüssaade ağasının dairesi, solu da ak ağalar koğuşudur. Ak ağalar ana doğma tavaşilerdir. Edib ve nezih insanlardır. Hepsi de Türktür. Kara ağalar gibi Afrika çöl­ lerinden gelen fellâhlar değildir. Va- kıâ kara ağalar içinde de edeb sahibi olanlar vardır. Fakat onları adam eden, Türk kültürüdür.

Babüssaadede hizmet eden ak ağa­ lardan büyük adamlar yetişti. Hadım Mesih paşa, Hadım Ali paşa, Hadım Sinan paşa... Bunlar harp meydan­ larında en büyük kahramanlıklar gös­ terdiler.

Üçüncü Murad devri, ak ağaların ocağına incir dikti. Babüssaade ağası, tavaşi olmak hasebile, aynı zaman­ da Darüssaade ağası idi. Saray kadın­ lan, Hurrem sultanlar, Nurbanular, Venedikli Baffalar, Canfeda hatunlar, Raziye kanlar onlarla temas ederler­ di. 1582 de Darüssaade ağalığı ile Ba­ büssaade ağalığı ayrıldı. Ak ağalaf haıeme sokulmadı. Onların yerini ka- ıa ağalar tuttu. Ak ağaların işi gücü Babüssaadeyi korumaktan ibaret kal­ dı.

Babüssaadede çalışan ak ağalara en büyük darbeyi vuran, Çorlulu Ali paşadır. Ali paşa Enderonda iken ye­ mekte bir suç yaptı. Sofra başı olan ak ağadan evvel yemeğe el uzattı, ak ağa öyle kızdı ki, ağaç kaşığının teknesile eline bir vurdu. Çorlulu eli­ nin açışım unutmadı. Yıllardan son­ ra sadrazam olunca, bu acıyı çıkarttı. Babüssaadeyi idare öden ak ağaların itibarı kalmadı.

Babii hümayun, sarayın zulmü ve sefahati altında inliyen millete karşı ilk, orta kapı ikinci, ve Babüssaade de son siperidir. Osman oğlu, yaya ola­ rak kuşhane kapısından çıkıp ancak oraya gelebilir. Orada tahta geçer, orada el öptürür. Harbi o kapıda ilân eder. Sancağı şerif o kapı önüne dikilir, tuğlar o kapı etrafına dizilir. Sancağı şerifin temren izi hâlâ ora­ dadır. «Ayak basmasın deyu» üstüne halkalı bir taş konulmuştur. Engü- rüs, Nemçe ve Leh vilâyetlerine gi­ den vezirler, sancağı şerifi yere o ka­ dar kuvvetle ve azimle dikmişlerdir ki, Babüssaade önüne döşeli mermeri bile çökertmişlerdir.

Kapıyı en son tamir ettiren birinci

Abdülhamiddir (1774). Şair Râik,

lâle devrinin çeşmesi üzerindeki mıs­ raları taklid etmiş, ve bir tarih yaz­ mış:

Tarihi cevhermayesi

Arş olsa lâyık payesi Levhi gükûh pirayesi Babı kitabı saltanat

1188

Bu tarih kapının dış tarafına mah- kûktur.

İçeri girildiği zaman, en ziyade ibrete şayan, ak ağalar koğuşudur. O koğuşa kim bir iyilik yapsa, unutul­ masın diye duvarına kazılarak yazıl­ mıştır.

Üçüncü Mustafa koğuşa iki kan­ dille iki yüz al mış kuruş vakfetmiş. Şair derhal t a r h düşürmüş (1180). İtdi iki yerde» ik' kandil fiirugân

Kim gc; c .knJc bu îıayiatı belidir

Vakf itdi iki yüz ile altmış kuruş amma Nesh eyleyene didi ki lâ'nin mahalidir

Fakat ak ağalardan Cüce Yakub da üçüncü Mustafadan geri kalmamış. O da, ikinci Mahmud zamanında beş yüz kuruş vakfetmiş. Bu sefer tarihini Vasıf yazmış ve duvara hakkedilmiş: Sarf idüb nakdin Cüce Yakub Ağa da

hayrına Şem uyandırdı ocağında eser itdi güzel Küçükoda vakfına vaz eyleyüb beşyüz

guruş Kıldı ibkayı binayı hayrına nasbe temel Vasi fa tarihini itdi reca kıldım beyan Oldu âli şem’i ruşenle bucayi bîbedel

Babüssaadenin tarihi çok uzun­ dur. Evliya Çelebinin tabiri veçhile «yazılsa bir miicelled» kitab olur.

Ahmed Refik

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Epikondilitis İç rotasyonla birlikte radial deviasyon Ganglionik kistler Tendon ve eklemde zorlanmalar Parmaklarda nöritis

Satvet Lûtfi Tozan hakkın- daki hacir kararı İstanbul Asliye 8 inci Hukuk Mahke­ mesi tarafından kaldırılmış­ tır.. Bu arada Tozan, kendi­ sinin ve Zeynep

İnsancıl yönü, bir­ leştirici kabiliyeti olan ve kendine özgü na­ zik bir tutumu bulunan Hakkı Tarık Us, terte­ miz duygularla Atatürk’e de, istiklal Marşı

Bu çal›flmada, daha önce hepatobiliyer sistem hastal›¤› öyküsü olmayan ve hastaneye baflvurusunda, öyküsü ve ya- p›lan fizik muayenesiyle karaci¤er

Öyleyse tarikatlar, geçmişte, sık sık iktidara bağlı yorumcular tara­ fından zedelenen İslami ruhaniyeti yaşatmada rolü olan, halkı, siyasi baskılara ve

Bilsen, senden fazla aldığım her nefes, sanki sana haksızlık yapıyormuşum gibi geliyor.. Hava değil de cam kırık- ları geçiyor

Bu çerçevede çalışanların sahip oldukları yüksek, orta ve düşük düzeyde belirlenen duygusal zekâ düzeyleri ile “İletişime Yönelik Saldırılar,

Yapmış olduğumuz çalışmada alınan toprak örneklerinin analizleri sonucunda elde edilen değerler doğrultusunda kullanım alanlarına göre