• Sonuç bulunamadı

Turkey's first women doctor:Dr. Safiye Ali

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Turkey's first women doctor:Dr. Safiye Ali"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T U R K E Y ’S FIR ST W OM AN DO C TO R

Dr. Safiye Ali

B y T A H A T O R O S

Türkiye'nin ilk kadın doktoru olan Safiye Ali, İkinci Dünya Savaşı sırasında Dortmund’daydi; bütün doktorlar cephedeydi; o, Alman halkına

en zor günlerinde hizmet veriyordu.

During the Second World War Dr. Safiye All was in Dortmund. All the German doctors ivere at

the front, a n d Dr. All served the German civilians during these years o f hardship.

H lkemizde, bazı mesleklerde, kadınların

| i boy göstermesi kolay olmadı. Bunun kar-

| I maşık bir geçmişi var. 1908 inkılabından

I I sonra, kadın haklarının tartışılması,

güçle-nir hale geldi. 1914’lere doğru, kızlar için Sanayi-i Nefise mektebi açılması, ardından Üniver- site’ye kız öğrenci alınması gibi teşebbüsler, Türk kadınlarının yüksek eğitim ve meslek sahibi olma­ larının başlangıcıdır. Türk kızlannın Üniversite’de eğitim görmeleri sağlanmıştı ama, her meslekte bu mümkün değildi. Hele tıp alanında...

Gerçi o yıllarda tek tük, kadın doktor ve dişçi var­ dı ama, bunlar, yabancı ülkelerde eğitim görmüş

T

h e e m a n c ip a t io n o f w om en in T urkey

becam e a widely debated issue following the revolution o f 1908 a n d the deposition o f Sultan Abdulhamid. Although they h a d tra­ ditionally enjoyed som e rights, such as those over their own in heritan ce a n d property, w hich w om en in E u rope h a d to fig h t fo r , the role o f Turkish women in pu blic life a n d education h ad been very restricted. In 1914 the first art college fo r girls was established, an d the sam e y ea r girls were adm itted to university f o r the first time. At last the door to higher education a n d a career were open­ ing. However, courses were not available in every

5 2

S K Y L IF E T E M M U Z J U L Y 1993

olan gayrimüslimlerdi. Ülkenin asıl sahibi olan Türklere bu imkan tanınmamıştı! Bu nedenlerdir ki, ilk kadın doktorlarımız, bu mesleklerdeki eği­ timlerini yabancı ülkelerde yaptılar. Bu ülkeler Al­ manya, İsviçre ve Fransa’ydı. Bunların öncüsü, tıp eğitimini saltanat döneminde, Almanya’da yapan Safiye Ali Hanım’dı.

Safiye Ali -devletim ize büyük hizm etleriyle tanınan- soylu ve kültürlü bir ailenin tek kızıydı. Babası, Padişah Yaverlerinden Ali Kırat Paşa; an­ nesinin babası -yâni dedesi- Mabeyn Müşiri Hacı Emin Paşa’ydı.

Safiye Ali, küçük yaşta edebiyata, musikiye ve

ya-field, a n d m edicine still rem ained largely a m ale dom ain.

The fe w trained women doctors a n d dentists who did practice in turkey at the time were non-muslims who h a d studied abroad, an unthinkable liberty f o r Turkish muslim women in the pre-first world war period! Among the first Turkish women to break this ta b o o a n d stu d y m e d ic in e in G erm an y , Switzerland or France, was Safiye AH Hamm, who attained m edical school in Germany.

Safiye Ali was the only daughter o f an established a n d cultured Istanbul fam ily. Her fa th e r was Ali Kırat Pasha, aide-de-cam p to the sultan, a n d her

5 3

(2)

bancı dillere meraklıydı. Daha 16 yaşındayken İn­ gilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Rusça bil­ diğini- cenazesinin töreninde konuşan- Dortmund Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Lehmann söylüyor­ du.

Safiye Ali, ailesi tarafından titizlikle yeştirilmişti. 1916 yılında, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’ni, birincilikle bitirmişti. Küçük yaştan beri doktor ol­ mak istiyordu. 1916 yılının sonbaharında, Alman­ ya’ya Würzburg şehrine tıp tahsiline gönderildi. Bu kararda, dönemin Maarif Nazırı Şükrü Bey’in büyük rolü oldu. Al­

manlar, üniversitele­ rinde ilk defa, bir Türk kızını görüyor­ lardı. Çalışkan, takdir kazanan bir kızdı. 1921 Haziram’nda ka­ dın ve çocuk hastalık­ ları uzm anı olarak diploma aldı. Aynı fa­ kültede, asistan ola­ rak, bir yıl çalıştı. Müslümanlığı kabul ed erek adını Ferdi Ali’ye dönüştüren göz doktoru Krekeler ile evlendi. Anayurda dönerek doktorluğa başladı. Karı kocanın muayenehaneleri, Ca- ğaloğlu’nda, Nuruos- maniye Caddesi’nde 52 No.daydı. Bu ara­ da Dr. Safiye Ali, Amerikan Kız Kole- ji’nde öğretm enlik, Alman ve Amerika el­ çiliklerinde doktorluk yaptı. O’nun asıl hiz­ meti, “Süt Dam lası” adıyla kurulan sağlık ocağındaki gayretleri­ dir. Fakir ve gıdasız

ço cu k ları şefkatle

bağnna basan bu mü­ essese, onun varlığıy­ la yaşatıldı. Bu konu­

da dönemin ünlü doktorlarından Esat Paşa, Besim Ömer Paşa ve Akıl Muhtar’dan büyük destek gör­ dü. Beyazıt’taki bir medresede kurulan Süt Damla­ sı, her gün yüzlerce çocuğa süt içirirdi. Ayrıca, analarına çocuk bakımı dersleri de verilirdi. Dr. Safiye Ali, milletlerarası kongrelerde 3 defa Türkiye’yi temsil etti. Londra’da, İtalya’da ve

Ame-m ateAme-m al gran dfather was H acı EAme-min Pasha, who held a high ran k at court.

As a young child Safiye Ali displayed an outstand­ ing ability f o r literature, m usic a n d foreig n la n ­ guages, a n d by the age o f 16 spoke English, French, German, Italian a n d Russian, as Prof. Lehmann, P resid en t o f D ord m u n d University s a id in his speech at a rem em brance cerem ony follow ing her death.

She was edu cated a t the Am erican Girls Collage in Arnavutköy, graduating as the first in her class in 1916. From a you n g a g e sh e h a d resolved to stu d y m e d ic in e , a n d in the autum n o f

1 9 1 6 en ro lled a t the m edical facu lty in the

G erm a n city o f

W u rzbu rg, a t th e instigation o f Minister o f E d u c a tio n Ş ükrü Bey. She was the first Turkish girl to enter a G erm a n u n iv ersity , a n d s h e e a r n e d th e a d m ir a t io n o f h e r teachers f o r her indus­ try a n d d e v o tio n to h e r w ork. In J u n e 1921 she gradu ated in gynaecology a n d p a e-diatry, an d went on to do postgraduate stud-ies f o r a fu rther year.

S he m a r r ie d a

German ophthalm olo­ gist, K rek eler, w ho becam e a Muslim an d took the n a m e F erd i Ali. The young couple re tu r n e d to T urkey a n d opened a surgery

a t No. 5 2 Nuru

Osmaniye C addesi in Cağaloğlu. Dr. Safiye Ali also taught at the

A m eric a n G irls

College a n d served as physician to the German a n d American embassies. But the a c c o m p lish m en t f o r w hich sh e is best rem em bered is her work at the health clinic f o r p oo r a n d undernourished children. With the support o f su ch fa m o u s con tem p orary p h y sicia n s as Esat Pasha, Besim Ömer Pasha a n d Akil Muhtar, she

ran this clinic at a medrese (college) in Beyazıt. As

Dr. Safiye Ali 19 2 1'de kadın »e doğum hastalıkları uzmanı olarak diploma aldı. İn 1921, Dr. Safiye Ali graduated in gynaecology and paediatry.

5 4

(3)

Or. Safiye Ali, Kurtuluş Savaşı sona ererken döndüğü İstanbul'da, ilk iş olarak süt evindeki kimsesiz çocukların bakımını üstlendi / When Dr. Safiye Ali returned to İstanbul at the end of the W ar of Liberation, her first task was to care for the orphans at the children's health centre in Beyazıt.

rika’daki kongrelerde, etkili ve nâzik konuşmalar yaptı. 1924 yılında Londra’daki milletlerarası kadın doktorlarm kongresine 18 ülkeden 300 kadın dok­ tor katılmıştı. Konuşmasında özetle şunları söyle­ di: “Şimdiye kadar, memleketimizde kadın doktor­ lara müsaade edilmediği için, kadın doktor yetiş­ memiştir. Bununla beraber, ben burada Türki­ ye’deki kadın doktorları değil, yakın bir gelecekte yetişecek kadın doktorlarını temsil ediyorum. Bu­ gün burada hür Türkiye’nin hür bir kadını olarak gördüğüm hüsnü muameleyi ve uyandırdığım ala­ kayı, benden ziyade, memleketime borçlu bulunu­ yorum. Bunu şükranla ifade ediyorum”.

Dr. Safiye Ali, 1928 yılında kansere yakalandı. Bir müddet şüphelerini gizledi. Sonunda ameliyata karar verip, gözyaşlarıyla İstanbul’dan ayrıldı. Karı-koca Almanya’nın Dortmund şehrine gittiler. Safiye Hanım’a başarılı bir ameliyat yapıldı. Oraya yerleşerek doktorluk yapmaya karar verdiler. Yöre halkı, bu müşfik doktorlan çok sevdi. Yöre halkı­ na 2. Dünya Savaşı esnasında yaptıklan hizmetler unutulmamıştır. Savaş dolayısıyla, bütün doktorlar cephedeydi. Şehirde herkesin sağlığıyla bu karı koca, gece gündüz meşgul oldular. Bu arada şehir

well as providing hundreds o f children with milk every day, mothers were instructed in child care. Dr. Safiye Ali w as the Turkish d eleg ate a t three international m edical conferences in Britain, Italy a n d the United States. Her addresses to these confer­ ences m ade a considerable impact. At the conven­ tion o f w om en p h y sicia n s in L on don in 1924, atten d ed by 3 0 0 doctors fr o m 18 countries, Dr. Safiye Ali said, “Until recently w om en w ere not allow ed to study m edicine in Turkey. I represent not the women doctors in Turkey today, but those who will enter this profession in the n ear future. I am indepted to my country rather than to m yself f o r the kin d way in which I have been received as a fr e e woman o f a fr e e Turkey, a n d I wish to express

my gratitude f o r this”.

In 1928 Dr. Safiye Ali fe ll ill with cancer. At first she hid her suspicions, but fin ally resolved to have an operation. Sorrowfully, she a n d h er husband left Istanbul f o r Dordmund, where Safiye H am m was operated on successfully. After recovering, the cou ­ p le settled in the city, an d their dedicated services to the civilian population during the w ar years was not forgotten. All the doctors h a d been called up to

5 5

(4)

5 defa bom balandı. Safiye Alilerin mua­ yenehaneleri kül ol­ du. Hiç yılmayan bu aile, bıkmadan usan­ madan, hizmetlerine devam ettiler. Savaşın

bitim inde yorgun

düşmüş olan aile, hem dinlenmek, hem Safiye Ali’nin annesi­ nin hastalığıyla ilgi­ lenm ek için İstan ­ b u l’a geldi. Buraya ikinci defa yerleşmek istediler. Hatta Kadı­ köy semtinde kirala­ dıkları evin bir bölü­ münü muayenehane­ ye çevirdiler. Ne var ki, felek yar olmadı. Safiye Hanım’ın has­ talığı yeniden başgös- terdi. 11 ay sonra Al­ manya’ya, yine Dort­ mund şehrine döndü­ ler. Uzun tedavilere rağmen Dr. Safiye Ali kurtarılamadı. 5 Tem­ muz 1952 günü öldü. Üniversite o gün tatil edildi. Profesörlerle şehrin bütün doktor­ ları fakülte bahçesin­ de toplandılar.

Dortm und halkı bu hazin törene katıldı­ lar. Rektör, uzun bir konuşm ayla, Safiye Ali’nin, o karanlık sa­ vaş yıllarında, Dort- m undlulara yaptığı olağanüstü hizmetleri anlattı.

Prof. Lehmann’ın son sözü şu oldu: “Safi- ye’nin yüreği bir pır­ lantaydı. O, yüksek ruhlu, insancıl bir var­ lıktı.

Bizim kalbim izde, hayranlık duyduğu­ muz, büyük bir yar­ dım sever melek ola­ rak yaşayacaktır...” •

Safiye Ali'nin eyi, Alman asıllı Dr. Kerekeler, Birinci Dünya Savaşında bir ayağını kaybetmişti. Safiye Hanımla Almanya'da evlenirken Müslümanlığı kabul etmiş ve adını Ferdi Ali'ye dönüştürmüştü. / Dr. Safiye Ali's German husband, Dr. Kerekeller, lost his leg in the First W orld W ar. When he married Safiye Hamm in Germany, he became a Muslim and took the name Ferdi Ali.

S ¿ y d l ¿ j f ' ; « L 1 ÍT 8 - ' - P f •d’J A 3f i t * J t + .T j l j ¡ u ¿ ¿ A t * ¿ j j p i i «Â itnıT jj A * j i u d / i» J * »?/£l ó P • ¿ 4 J * J i v « v cJ/( t f . t <) C i L ((jL L U i f i V v-r (• v) jL. * "íU ir tATl J ; rV • - > p f. ¿ i j s J & A 3

Dr. Safiye Ali ile eşi Dr. Ferdi Ali Kerekeler, Nuruosmaniye caddesinde muayenehane açtılar. Kendisi kadın ve çocuk hastalıkları, eşi göz hastalıkları uzm anıydı./ Dr. Safiye Ali and her husband opened a surgery on Nuruosmaniye Caddesi. She was a gynaecologist and paediatrist and her husband was an ophthalmologist.

Dr. Safiye Ali, I. Dünya Savayı ve Kurtuluş Savayı yıllarında Almanya'da tıp eğitimi aldı. Zaferden sonra İstanbul'a dönerek doktorluğa başladı. Dönemin ünlü doktorlarından Prof. Besim Ömer Paya ve Prof. Akil Muhtar Bey ile çalıytı./ During the First World W ar and Turkish W ar of Liberation, Dr. Safiye Ali was studying medicine in Germany. Upon her return to İstanbul she worked with such renowned contemporary physicians as Prof. Besim Ömer and Prof. Âkil Muhtar.

5 6

S K Y L IF E T E M M U Z J U L Y 1993

th e fr o n t , a n d th ey w ere k ep t bu sy d a y a n d n ight. The city was bom bed fiv e times, a n d in on e raid their surgery w as bu rnt to the grou n d, but they carried on regardless. After the w ar was over, they returned to Istan­ bul to recuperate after th e e x h a u s tin g w a r years, a n d to take care ° f Safiye A li’s m other who was then ill. F or

s e c o n d tim e they

d e c i d e d to settle in

Ista n b u l, re n tin g a

house in Kadıköy an d turning p art o f it into a su rg ery . B u t f a t e in te r v e n e d a g a in . S afiy e H an ım h a d a relapse o f h er fo r m e r illness a n d 11 months la t e r r e tu r n e d to D ord m u n d f o r treat­ ment. After a long ill­ ness she died on 5 July 1952. The university closed f o r the d a y in mourning, an d all the u n iv ersity s t a f f a n d d o c to r s in th e city

g a t h e r e d i n th e

grounds.

L a rg e cro w d s a ls o a tte n d e d this tra g ic cerem on y. P residen t o f the university, Prof. Lehmann gave a long speech recalling Safiye AH s selfless work f o r

th e p e o p le o f

D o rd m u n d d u rin g those d ark w ar years.

H e c o n c lu d e d ,

"S afiy e’s heart was a d iam on d . She was a being o f sublime spirit a n d h u m a n ity . S he w ill liv e on in o u r hearts as an adm ired

a n d b e n ev o le n t

an gel”.

Referanslar

Benzer Belgeler

«Tuzsuz» - normal olarak tuz ile işleme tabi tutulan yiyeceğin tuzsuz işlem görmesi. Bu etiketlerden herhangi bi- risini içeren ürünler sadece uygun kriteri

özellikle hasta hakları kavramının ön plana çıkmasıyla beraber, hekimlerin de hekim haklarını vurgulama gayreti içine girdikleri gözlenmektedir... Hak arama yolları

Önceki yazımda belirttiğim gibi organik ürünler modern tarım yöntemleriyle yetiştirilen ürünlerden daha doğal değildir.. Bununla beraber, köyünden kopup evini,

Senin raporlarını yırtıp atıyordum.' İşte o yırtılıp ahlan raporlar yüzünden ben işten atıldım, Rasih ise fabrikanın teknik müdürlerinden Hüsnü Bakinin arkadaşı

ve İoym Ca­ fer Sadık'ın büyük oğlu İsmail'i i- mam tanıdıkları için İsmaili’yc nâ- mile, haramları kendilerine ıniibalı kıldıkları için

vesaire gibi kısımlara ayrılıp muhtelif isimler alan; lıâleıı mahkemeler­ den müzelere, kütüphanelere devredilen bu mühim meııbâlarla, şimdiye kadar

uygulanan projeler (T.C Sağlık Bakanlığı, acilafet.saglik.gov.tr/TR,4494/projeler.html) KBRN tehditlerine yönelik toplumda farkındalığı artırmak amacı

Gerçekten de Ali Paşa Çarşısı, gerek yeri ve konumu gerekse biçimi ve oran­ larıyla Edirne’deki Roma kültürüne öylesine saygılı ve Hadrianapolis’in