• Sonuç bulunamadı

Gizli gizli yemişleri, sebzeleri kim gönderiyordu?:Bize son bir lütufta bulunabilirisiniz..Arkamızdan yuha!..Çağırtmak suretiyle!.."

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gizli gizli yemişleri, sebzeleri kim gönderiyordu?:Bize son bir lütufta bulunabilirisiniz..Arkamızdan yuha!..Çağırtmak suretiyle!..""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

tikleri arazinin şeklini ve fotogra fini da elde etmek kabildir. İşte Radar vasıtasile sisli ve karanlık havalarda şehirleri ve hedefleri görmenin esas prensipi de buna dayanıyor. Radyo dalgalan her türlü ahvalde yere gidip çarna. bilecekleri, aksedip bizim alıcı ! niVıa^icıriTm^a çelecekleri için her

TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:

»■

Gizli gizli yemişleri, seb­

zeleri kim gönderiyordu?

“Bize son bir lûtufta bulunabilirsiniz...

Arkamızdan yuha!., çağırtmak suretile!.,,

--- --- —

Bir sürgün cezası« A h şu efkârı u m u m iye!..»Şark vapuru limana

girince. . — R od os M urat b e y i nasıl karşıladı?..«E fkârı um um iye bu

m u ?..Esrarengiz k ü feler, esrarengiz süt güğüm leri..7 ciltlik tarih

nasıl ya zıld ı?..M urat b e y hangi devri ya zm a k istiyord u ?E ser y a ­

rıda kalıyorR odostan M id illiyeBir m ektupM urat beyin hastalığı

Meşhur tarihinin başlığı

miyeyi yatıştırmak için böyle hareket ettik!,.» cümlesini söy_ leyebilir mi idi?..

7 ciltlik tarih..

Dediğimiz gibi sürgünün tek faydası «Tarihi Ebülfaruk» un yazılması oldu.

Lâkin hayatı hakikaten talih.

sizliklerle dolu olan Murat be. yin önüne bu işte de büyük bir bedbahtlık çıktı. Kendisinin ga. yesi Osmanlı tarihinin son dev. rini, bilhassa Abdülâziz, Murat ve Abdiilhamit devirlerini yaz, maktı. Doğrudan doğruya bun. lara başlaması belki mühim bazı dedikodulara sebebiyet verebilir, di. Bu itibarla işe baştan başla, dı. Fakat bütün kuvvetini çok iyi bildiği Osmanlı tarihinin bu son devrine bırakmak istiyordu. Maalesef eser yedinci cildinde kaldı, «Kara Mustafa paşa» nm idamı ile beraber «Tarihi Ebül. faruk» da durduruldu. Esasen daha altıncı cilt bittiği zaman Murat bey eserine devam edemi, yeceğini anlamıştı. Bu cildin tashih provaları ile beraber, İs. tanbuldaki oğlu Faruk’a gönder, diği mektupta şu satırlar vardır:

-Ne mertebe bir tehalükle ta. rih yazmağa hasrı mevcudiyet ettiğimi bilirsin. Bu sebeple günde on, on beş saat çalışıyor, dum. Eski itiyadım olduğu için bir beis görmüyordum. Aldan, mışım. İlerlemiş olan sinnim ile kalebentlik muhitini de hesaba katmak icabedermiş.. Katmadım. Cezamı görüyorum.

Cezam dahi maatteessüf m ü. himdir. Emri ahire kadar meş. guliyeti dimağiyeden, yani ye. gâne vasıtai hizmeti vataniveden tıbben memnuum.

Müddeti ömrümde ashabı za. man tarafından müteaddit ceza, lara duçar edildim. Lâkin içle, rinde — belki de sebep ve hik. metini hakkiyle ihata edebildi, ğim için olmalı — bu memnui. yet kadar beni müteessir eden bulunmadı..» diyor.

Mektup 1327 yılında M dilli adasından yazılmıştır.

Murat bey, Rodostan Midilli adasına geçmişti. Burada sıcak hamamlarda asthme hastalığı, nm şiddeti meydana çıkmıştır. Sıhhati son derecede tehlikeye düşmüştür.

Ve bu suretle de kendisi ha. yatında yazmak için pek büyük arzu duyduğu tarihin istediği devrini kaleme alamamıştır.

Hikmet Feridun Es Bir sürgün cezası Murat beye,

dolayısile kütüphanemize 7 cild. lik bir tarih kazandırdı,

Murat bey sürgüne gönderil, meden bir kaç gün önce kızı, devrin meşhur ve çok nüfuzlu paşalarından birinin karşısına çıkmış ve babasının rahat bira, kılmasını rica etmişti.

Bu paşa, ona şu cevabı verdi: — Biz Murat beyin namuslu adam olduğuna eminiz,. Fakat efkârı umumiyeyi ne yapalım?..

— Bir adamın namus muha. sebesi divanı harb gibi bir süz. geçten geçtikten sonra artık ef. kârı umum iyenin bundan şüp. helenmesine imkân kalır mı?.. Eğer buna rağmen şüpheleniyor, larsa demek ki halkın ve efkârı umumiyenin size de itimadı yok. tur... Bunun başka mânası ola. maz.

Paşa bu hakikaten mâkul söz. ler karşısında susmağa mecbur olmuştur,

Murat beyin kızı artık yapıla, cak birşey kalmadığını görünce şöyle mukabele etmiştir:

— Paşa hazretleri.. Müsaade ederseniz biz iki kızı Murat beyle beraber gideceğiz,.

Bir müddet düşündükten son. ra paşa:

— Gidebilirsiniz!..

Sözlerini söylemiştir. Ayrâır. larken genç kız acı bir tavırla:

— Bize son bir lûtufta buluna, bilirsiniz... demiştir.

— Ne gibi efendim?..

— Yirmi otuz kişi bulup, arka, mızdan «yuha!» çektirmek su. retile,.

Bunun üzerine paşa, çok m ü. teessir vaziyette bulunan muha. tabına demiştir ki:

— Merak etmeyiniz.. Biz em. retsek, zorlasak bile babanızın arkasından «yuha!» çekecek kim. se çıkmaz..

— O haide demin buyurduğu, nuz efkârı umumiyeden maksat ne idi paşa hazretleri?..

Paşa yine sustu. Mendilini çı. kardı ve alnının terlerini sildi.,

Rodos'ta

Murat beyin oğlu îstanbulda kaldı. İki kızı kendisiyle beraber Rodcsa gitti.

«Şark vapuru» limana girdiği zaman sahilde bir çok kimseler toplanmıştı. Bunlar gelenler ara. smda Murat beyi soruyorlardı.

Acaba Istanbuldaki paşanın bahsettiği meşhur «efkârı umu. miye» bu mu idi?..

Halbuki Rodos halkı kalebent, lik kararile gelen Murat beyi âdeta tezahüratla karşıladı. Hal. km bir merasim yapmadığı kal. mıştı!..

Murat bey Rodos toprağına hemen hemen hiç parasız ayak basmıştı. Kendisine tahsis edilen eve ziyaretçilerin biri geliyor, biri gidiyordu.

O gece kapı çalındı. Ve tepsiler içinde türlü türlü yemişler, se. petleile yemişler geldi. Üç ay bu hal böylece devam etti. Küfelerle yemiş, sebze, etler, güğüm güğüm sütler..

Bunları gönderenler de kendi, lerini tamamile saklıyorlardı. Murat bey bu hale âdeta sinirle, niyor:

— Ne kadar esrarengiz bir va. ziyet!.. Bunları kim gönderiyor? diyordu..

Rodoslular, onların gurbet ve sürgün acısını unutturmak, ken. dilerini neşelendirmek için âdeta birbirlerile müsabakaya girişmiş gibiydiler.

Eğlenceler tertibediliyor, âlem, ler yapılıyor, Murat bey davet olunuyordu. îstanbuldaki paşa, nın kulakları çınlasın.. Bunları görseydi acaba «Biz efkârı umu.

Etibba odasında idare

heyeti seçimi hazırlıkları

Etibba odası idare heyetinin vazi­ fesinin sona ermesi dolayısile yeni seçim için hazırlıklar yapılmaktadır. Geçen ayın 22 sinde verilen karar gereğince bu yıl iş başma getirilmesi uygun görülen namzet doktorların isimleri tesbit edilmiştir. îstanbulda mevcut bütün sivil ve askerî hasta­ nelerle tıbbî teşekküller ve ihtisas cemiyetleri mümessillerinin iştirakile yapılacak toplantıda Etibba odası n i­ zamnamesinde zikredilen beher âza- lık için üç namzet gösterilmek sure­ tile bütün doktor, dişçi ve eczacıla­ rın reylerine müracaat edilmesine karar verilmiştir.

Odanın idare heyeti seçimi 27 ekim cumartesi günü saat 14 de yapılacak­

tır. Toplantıya gelemiyeceklerin de reylerini kullanmaları için tertibat alınmıştır. İdare heyetine aslî âza olarak seçilmeleri için tesbit edilen namzetler şunlardır: Profesör B. Sa- lâhaddin Erk, profesör Murat Can- kat, doktor B. Fuat Bayraktar, dok­ tor B. Baha VarnalI, doçent B. Ziya Üstün, profesör B. Fahreddiıı Kerim Gökay, profesör B. Arif İsmet, profe­ sör B. Sami Yaver, profesör B. Kâzım İsmail Gürkan, doçent diş tabibi B. Feyzullah Doğruer, diş tabibi B. Basri Akhun, diş tabibi B. Ahmet Refik Özoğul, eczacı B. Hüsnü Arsan, ec­ zacı B. Nail Halit Tipi ve eczacı B. Arif Neşet Usman.

Ayrıca idare heyeti yedek âzalariie haysiyet divanı aslî ve yedek aralık­ lara seçilecek namzetlerin isimleri de tesbit edilmiştir. Seçim işleri Türk Hekimleri dostluk ve yardim cemi­ yeti reisliği tarafından idare edil­ mektedir.

Mersin’de bir cinayet

Mersinde feci bir cinayet işlenmiş­ tir. Tahkikata göre Adanauoğlu kö­ yünden arabacı Mustafa Daniş altı ay evvel Mersine kaçak rakı nakle­ derken yakalanarak hapse mahkûm edilmiştir. Mustafa hapishanede iken karısı Sıdıka Mersindeki evlerindeki bütün eşyaları satarak söylendiğine göre başka bir adamla Mersinden uzaklaşmıştır. Bunu, hapiste iken haber alan arabacı Mustafa Daniş karışma haber göndererek', (hapisten çıktıktan sonra gözüme görünmesin) demiştir.

Nihayet iki ay önce hapisten çıkıp Mersine gelen Mustafa Daniş evinin cidden boşaltılmış olduğunu görmüş­ tür. Karısı evine dönünce her şeyi inkâr etmiştir. Mustafa Daniş ise her gün eve asabi gelmekte ve karı koca arasmda kavga eksik olmamaktadır.

Birkaç gün evvel yine Mustafa Da­ niş ile karısı arasında evvelâ bir ağız kavgası çıkmış, Mustafa bıçakla ka­ rısını bacak ve kolundan olmak üzere dört yerinden yaralamış ve polis ka­ rakoluna giderek teslim olmuştur.

Hastaneye kaldırılan Sıdıka Daniş fazla kan zayi ettiğinden ölmüştür.

i t Küçükçekmece mezbahasında kesilen etler hem kasabanın hem de civar halkın ihtiyacını karşılamakta­ dır. Vilâyet ve belediye sağlık müdü­ rü B. Faik Yargıcı tarafından teftiş

edilen mezbaha pis görülmüştür. Mezbahanın istenilen fennî şartları­ nın tamamlanması için kaymakamlı­ ğa yazılmıştır. Sağlık müdürü pazar günü mezbahayı yeniden teftiş ede­ cek ve lüzumlu tesisat vücuda geti­ rilmeden mezbahanın faaliyetine müsaade edilmiyecektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

HD 149026’n›n metal zenginli¤ini belirleyip çev- resinde bir gezegenin olas› varl›¤›na ilk kez dik- kati çeken ekibi yöneten gökbilimci Debra Fisc- her’e göre

Kendisine Cenabıhaktan rahmet diler­ ken kederli ailesile, kardeşleri Türkofis müşavirlerinden Şefik Safi, Fazıl Safi ve Asım Safiye ve merhumun mensub olduğu

Boğaz ağrısı Genellikle vardır Bazen olur Burun tıkanıklığı Genellikle vardır Bazen olur Halsizlik Çok hafif olur 2-3 hafta sürer. Öksürük

Böylelikle, yüksek büyütmelerde teleskobun nasıl en ufak tit- reşimlere bile duyarlı hale geldiğini, odak düzlemi- nin nasıl değiştiğini görebilirsiniz.. Atmosferik gö-

Kritik bakım alan hastalarda görülen kardiyak değişiklikler, bireyin hastanede yatışı esnasında gelişebileceği gibi eskiden var olan fakat yeni tanılanmış

Bunların bir çoğu Anadolu mec­ muası, Azerbaycan Yurd Bilgisi, Çığır, Dergâh, Düşünce, Folklor Postası, Halk Bügisi Mecmuası- Halk Bilgisi Haberle­ ri,

Parazitin insanlar üzerindeki etkilerinden en tu- hafı, daha kesin olarak kanıtlanmamış olsa da, beyin- de hayat boyu kalan ve dopamin gibi kimyasalların salgısını artıran

Bir er- kek ispinoz bir difli kanaryayla çiftle- flebilir; ancak diflinin yumurtal›k ka- nal›nda bulunan bir etken erke¤in spermlerini bir yabanc› gibi kabul ederek,