• Sonuç bulunamadı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İNEGÖL MESLEK YÜKSEKOKULU MOBİLYA DEKORASYON PROGRAMI BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM DERSİNİN İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İNEGÖL MESLEK YÜKSEKOKULU MOBİLYA DEKORASYON PROGRAMI BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM DERSİNİN İNCELENMESİ"

Copied!
95
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ DEKORATİF SANATLAR ANABİLİM DALI

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İNEGÖL MESLEK YÜKSEKOKULU MOBİLYA DEKORASYON PROGRAMI

BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM DERSİNİN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Ali Osman SEYMEN

Ankara Mayıs 2010

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ DEKORATİF SANATLAR ANABİLİM DALI

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İNEGÖL MESLEK YÜKSEKOKULU MOBİLYA DEKORASYON PROGRAMI

BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM DERSİNİN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Ali Osman SEYMEN

Danışman Prof.Dr. Mediha Güler

Ankara Mayıs 2010

(3)

Ali Osman SEYMEN’ e ait ‘‘ Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersinin İncelenmesi ’’ başlıklı tez ………….. tarihinde jürimiz tarafından El Sanatları Eğitimi Bölümü Dekoratif Ürünler Eğitimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Üye ( Tez Danışmanı ) Prof. Dr. Mediha GÜLER……….

Üye ( Asıl ) Yrd. Doç. Dr. Zeynep GÖKÇESU………...

Üye ( Asıl ) Yrd. Doç. Dr………

Üye ( Yedek ) Yrd. Doç. Dr. ………..

(4)

i

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İNEGÖL MESLEK YÜKSEKOKULU

MOBİLYA DEKORASYON PROGRAMI BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM DERSİNİN İNCELENMESİ

Seymen, Ali Osman

Yüksek Lisans, El Sanatları Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Mediha GÜLER

Mart-2010

Araştırmanın amacı Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersini alan, öğrencilerin derste işlenen ve eğitimi verilen konulara katılımları, dersin reel sektörle ne kadar uyuştuğu, öğretilen tekniklerin başarı durumu, izlenen eğitim metotları ve dersin içeriği hakkındaki öğrenci görüşlerinin incelenmesidir.

Araştırmanın evrenini, Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programında 2008-2009 ve 2009- 2010 yılları arasında Bilgisayar Destekli Tasarım Dersi eğitimini alan 150 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada evrenin tümüne ulaşıldığı için örneklem alınmamıştır. Bu araştırma kapsamında, öğrencilere anket formu hazırlanarak uygulanmış ve anket formu ile elde edilen bulguların frekans ve yüzde analizleri yapılmıştır.

Araştırma sonucunda; Mobilya Dekorasyon Programı öğrencilerinin programı kendi istedikleri için ve meslek lisesi mezunu oldukları için seçtikleri görülmüştür. Programdaki öğrencilerin okulda bulunan bilgisayar laboratuarlarını etkin olarak kullandıkları ve bu laboratuarların bilgisayar destekli tasarım eğitimi için yeterli olduğu görülmüştür. Programdaki bilgisayar destekli tasarım derslerinde yoğun olarak gösterilen 3d cad programı Autocad’ i ise öğrencilerin sektörle ilişik olarak haberdar oldukları tespit edilmiştir. Öğrenciler yüksekokulu bitirdiğinde kazanacakları becerileri

(5)

ii

eğitiminin reel sektörde ihtiyacı karşılar niteliğinde olduğunu düşünmektedir. Okulda öğretilen programların reel sektörün kullandığı programlarla örtüştüğü tespit edilmiştir. Ayrıca okulda öğretilen programların reel sektörde üretilen ürünlerin tasarım ar-ge ihtiyacını karşılar nitelikte olduğu görülmüştür.

(6)

iii

ULUDAG UNIVERSITY INEGOL VOCATIONAL SCHOOL

RESEARCH OF COMPUTER AIDED FURNITURE DECORATION PROGRAMME

COURSE

Seymen, Ali Osman

Master Programme, Hand craft Discipline Graduation Thesis Advisor: Prof. Dr. Mediha GÜLER

March-2010

The main aim of the research is to analyze the opinion and thoughts of the students which attend to Uludag University Inegol Vocational School, Computer Aided Furniture Decoration Programme about their participation to the lessons and the topics of education, the conformity of the lesson to the real sector, the success rate of the taught techniques and the followed teaching methods and the content of the lesson.

The environment of the research is composed from 150 students whom studied at Uludag University Inegol Vocational School, Computer Aided Furniture Decoration Programme between the years of 2008-2009 and 2009-2010. As the research environment is reached to the total sampling methods have not been used. In the scope of this research, survey sheets were prepared and applied to the students and with the results reached with this survey sheet the frequency analyze and percentage analyze is prepared.

As a result of the research; it is seen that the Furniture Decoration Programme students have chosen this programme by themselves as they are Vocational High School graduates. It is seen that the student attending to this programme use effectively the computer laboratories available at school and it is seen that this laboratories are adequate for the studies of Computer Aided Design. It is determined that the 3d cad

(7)

iv

sector. Most of the students think that the skills which they will get after graduating from this Vocational School will be adequate for them to work in Designing and R&D departments of the Furniture decoration sector. About the Computer Aided Design lesson which is taught them at school, students think that it is adequate to meet the needs of the real sector. It is determined that the programs taught at school are completely the same with the programmes used by the real sector. Besides, it is seen that the programmes taught at school meets the needs of Designing and Research-Development of the products produced in the real sector.

(8)

v

İnsanlığın doğuşundan günümüze, kullanım nesneleri kapsamında baş sıralarda yer alan mobilya, ihtiyaç modelinden zamanla arınarak günümüzde bir zevk unsuru ve yaşam stili halini almıştır. Psikolojik etmenlerden yararlanarak, dekorasyon faktörünü de yanına taşımış, insanlığın kullandığı bütün mekanlarda kendini göstermiştir. Her bireyin yaşam stili ve tercihi farklılıklar gösterir. Dolayısıyla renk olgusundan, model farklılığından, stil çeşidinden ve ergonomiden bireyler kendi yaşam standartlarına göre farklı etkilenir. Bu farklılıklar ise tarzların gelişmesine, kalite faktörünün değer kazanmasına, günden güne, insanlığın rahat edebileceği ve beğenerek zaman geçireceği mekanların oluşmasına yardım eder.

Günümüz itibariyle teknoloji hızla gelişmekte, mobilya dekorasyon işleri reel uygulamaya geçmeden önce, projeler oluşturularak tüketicinin beğenisine sunulmaktadır. Projelerin bilgisayar vasıtasıyla hazırlanması; reel görüntüye en yakın halini alarak, işlem yapılmadan önce olası hataları tespit etmeye, renk uyumlarını ölçmeye, ergonominin doğruluğu kontrol etmeye ve en önemli görsellik yönünden doğru bir analiz yapabilmeye olanak vermektedir.

Mobilya dekorasyonda malzemelerin farklı teknik ve yorumlarda değerlendirilebilme olanaklarının gelişmesi, yeni arayışlara gidilmesini arttırmış ve teknolojik makineler yardımıyla iş hassasiyeti yükselmiş, ayrıca zaman kavramı daralmıştır. Bununla beraber bilgisayarda simülasyon ve üç boyutlu tasarım programları yazılarak, günden güne kalitesini yükseltmiş ve yükseltmektedir. Ayrıca üç boyut çizim tasarım programları çeşitlenerek üreticilere ve tasarımlara büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Günümüzde bu teknolojik gelişmelere paralel olarak; mobilya dekorasyon eğitiminde, yaygın eğitimin yanı sıra, örgün eğitimde de bilgisayar destekli tasarım programı dersleri verilmeye başlanmıştır.

(9)

vi

programda bulunan amaç kapsamında ki dersler dönemler boyu takip edilerek elde edilen bulgular değerlendirilmiştir.

Araştırmanın planlanıp yürütülmesinde, ilgi ve desteği ile daima yön veren, araştırma süresince kaynak ve bilgi temini ile destekleyen, deneyimlerini üzerimden eksik etmeyen çok değerli danışmanım sayın Prof. Dr. Mediha GÜLER’e gönülden teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Ayrıca çok değerli danışmanım sayın Yrd. Doç. Dr. İbrahim KISAÇ’a öğretim hayatımdan bu yana bilgi ve tecrübesini eksik etmediği için, tez süresinde fikirlerini paylaşarak desteklediği için teşekkür ederim. Eğitim hayatı boyunca hem maddi hem manevi olarak hiç yorulmadan beni destekleyen sevgili babam Selami SEYMEN’e vazgeçilmez bir teşekkür borçluyum. Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu hakkında bilgi veren, anketlerin uygulanmasında yardımcı olan, tez konusunda en büyük yardımcım olan, program derslerine girmeme olanak sağlayan sayın Öğr. Gör. Zafer YILDIZ’a ve yıllardır beni her konuda destekleyen İMYO Mobilya Dekorasyon Programı Başkanı sayın Mustafa KASTAN’a, akademik personel ve ankete katılan tüm öğrencilere saygı ve teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca maddi manevi hiçbir desteğini esirgemeden yardım eden değerli arkadaşım Coşkun ŞENEL’e çok teşekkür ederim.

(10)

vii Sayfa No ÖZET I ABSTRACT III ÖNSÖZ V İÇİNDEKİLER VII

TABLOLAR LİSTESİ XII

BÖLÜM I Giriş 1 Problem 1 Araştırmanın Amacı 2 Araştırmanın Önemi 2 Sayıtlılar 3 Sınırlılıklar 3 Tanımlar 4 BÖLÜM II

Kavramsal Çerçeve ve İlgili Araştırmalar 5

Eğitim 5

Mesleki Ve Teknik Eğitim 6

Mesleki ve Teknik Eğitimin Tanımı 6

Mesleki Eğitimin Amacı 6

Mesleki Eğitimin Nitelikleri 7

Mesleki Ve Teknik Eğitimin Gelişimi 8

Cumhuriyet Döneminden Öncesi 8

Cumhuriyet Dönemi 9

Mesleki Eğitimin Günümüzdeki Durumu 10

Mesleki ve Teknik Eğitimde Planlama 11

Mesleki ve Teknik Eğitim Açısından Tasarım 12

Tasarımda Bilgi İşleme Süreci 13

Tasarıma Fayda Eden Etmenler 13

(11)

viii

Bilgisayar Destekli Eğitime Genel Bakış 15

Bilgisayar 15

Bilgisayarların Tarihçesi 16

Bilgisayar Türleri 18

Bilgisayarların Kullanım Alanları 18

Bilgisayar Sistemi Ve İşleyişi 19

Sistem Ünitesi 20 Mikro İşlemci 20 Bellek (Memory) 20 Ana Bellek 20 ROM Bellek 20 RAM Bellek 21 Yardımcı Bellek 21

Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE) Nedir 21

Eğitimde Bilgisayarın Kullanılması 22

Bilgisayarların Eğitime Katkıları 23

Bilgisayarların Eğitim Yönünden Sınırlılıkları 24

Bilgisayar Destekli Öğretimin Yararları 24

Ülkemizde Bilgisayar Destekli Öğretim 25

Ülkemizde Bilgisayar Destekli Öğretim İle İlgili Yapılan Araştırmalar 26

Bursa İlinin Tanıtımı 27

Coğrafi Konumu 27

İnegöl İlçesinin Tanıtımı 28

Tarihi 28

İlk ve Orta Çağlarda İnegöl 28

Türkler Zamanında İnegöl 28

Coğrafi Yapısı ve Özellikleri 30

İnegöl Meslek Yüksekokulu 30

Tarihçesi Ve Bölümleri 30

Amacı Ve Öğrenim Durumu 31

(12)

ix

Tarihçesi Ve Amacı 31

Programda Okutulan Dersler 32

Mobilya Dekorasyon Programı Ders İçerikleri 38

BÖLÜM III

Yöntem 48

Araştırmanın Yöntemi 48

Evren ve Örneklem 48

Veri Toplama Araçları 48

Verilerin toplanması ve İstatistiksel Analizi 49

BÖLÜM IV

Bulgular Ve Yorum 50

Öğrencilerin En Son Mezuniyet Durumuna İlişkin Bulgular 50 Öğrencilerin Cinsiyet Durumlarına İlişkin Bulgular 50 Öğrencilerin Okudukları Programı Tercih Etme Sırasına İlişkin Bulgular 51 Öğrencilerin Okudukları Programı Seçme Nedenlerine İlişkin Bulgular 51 Öğrencilerin Okulda Bulunan Bilgisayar Laboratuarlarının Çizim Eğitimi İçin

Yeterliliğini Hakkındaki Düşüncelerini Gösteren Bulgular 52 Öğrencilerin Mobilya Sektöründe Kullanılan Bilgisayar Destekli Tasarım

Programlarının Varlığı Hakkındaki Düşüncelerine İlişkin Bulgular 52 Öğrencilerin Yüksekokula Gelmeden Önce Bir Cad Programı Kullanıp

Kullanmadıkları Hakkındaki Verdikleri Cevaba İlişkin Bulgular 53 Öğrencilerin Yüksekokula Gelmeden Önce Kullandıkları

Bir Cad Programı Hakkında Verdikleri Cevaba İlişkin Bulgular 53 Öğrencilerin Yüksekokula Gelmeden Önce Lise Eğitiminde Cad

Eğitimi Alınmasına İlişkin Bulgular 54

Öğrencilerin Yüksekokula Gelmeden Önce Lise Döneminde Aldıkları Cad

Eğitimi Hakkında Yöneltilen Soruya Verdikleri Cevaba İlişkin Bulgular 54 Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Hakkında Düşüncelerine İlişkin Bulgular 55 Öğrencilerin Cad Çizim Yapabilmek Hakkında Yeterliğe İlişkin Bulgular 56 Öğrencilerin Yüksekokulu Bitirdiğinde Kazanılan Becerilerin Reel

(13)

x

Öğrencilerin Konakladıkları Yerin Bilgisayar Konumuna İlişkin Bulgular 57 Öğrencilerin Cad Çizim Yapabilmek İçin İyi Bir Mobilya Dekorasyon Tasarım ve Üretim Bilgi ve Becerisine Sahipliği Hakkındaki Düşüncelerine İlişkin Bulgular 57 Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitiminde Öğrenci Başına

Düşen Bilgisayar Sayısı Hakkında Düşüncelerine İlişkin Bulgular 58 Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitiminde Teorik ve Pratik

Hakkındaki Düşüncelerine İlişkin Bulgular 58

Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitiminde Teorik Ve Pratik Olarak Verilen Eğitimin Bilgisayar Başında Verilmesi Hakkındaki

Düşüncelerine İlişkin Bulgular 59

Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitiminde İzlenen Eğitim Metotları

Hakkındaki Düşüncelerine İlişkin Bulgular 59

Öğrencilerin Yüksekokulda Verilen Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitimi

Ders Saati Hakkında Düşüncelerine İlişkin Bulgular 60 Öğrencilerin Yüksekokulda Verilen Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitimi Ders

Saatinin Yeterliliği Hakkında Yöneltilen Soruya Verdikleri Cevaba İlişkin Bulgular 60 Öğrencilerin Yüksekokulda Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitimi Veren Öğretim

Elemanları Hakkındaki Düşüncelerine İlişkin Bulgular 61 Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Çalışırken Yararlandıkları Kaynaklar

Hakkındaki Düşüncelerine İlişkin Bulgular 61

Öğrencilerin Reel Sektörün İhtiyacı Karşılayacak Nitelikte Programlar

Hakkındaki Düşüncelere İlişkin Bulgular 62

Öğrencilerin okuldaki programlar ile reel sektördeki programların

Benzeşmesine Ait Cevaplarına İlişkin Bulgular 62

Öğrencilerin Yüksekokulda Öğretilen Bilgisayar Destekli Tasarım

Programlarının Reel Sektörde Üretilen Ürünlerin Tasarım Ar-Ge İhtiyacını

Karşılama Durumu Hakkındaki Düşüncelerine İlişkin Bulgular 63 BÖLÜM V

Sonuç Ve Öneriler 64

Sonuç 64

(14)

xi

Kaynakça 67

Ekler 73

(15)

xii

Tablo No Sayfa No

1. Programda Okutulan Dersler 32

2. Öğrencilerin En Son Mezun Oldukları Okul Durumunu Gösteren Dağılım 50 3. Öğrencilerin Cinsiyet Durumunu Gösteren Dağılım 50 4. Öğrencilerin Okudukları Programın Üniversite Tercihleri Arasındaki

Yerine Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 51 5. Öğrencilerin Okudukları Programı Seçme Nedenlerine İlişkin Dağılım 51 6. Öğrencilerin Okulda Bulunan Bilgisayar Laboratuarlarının Çizim Eğitimi

İçin Yeterliliğini Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Dağılım 52 7. Öğrencilerin Mobilya Sektöründe Kullanılan Bilgisayar Destekli Tasarım

Programlarının Varlığı Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Dağılım 52 8. Öğrencilerin Yüksekokula Gelmeden Önce Bir Cad Programı Kullanıp

Kullanmadıkları Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Dağılım 53 9. Öğrencilerin Yüksekokula Gelmeden Önce Kullandıkları Bir Cad

Programı Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 53 10. Öğrencilerin Yüksekokula Gelmeden Önce Lise Eğitiminde Cad Eğitimi

Alıp Almadıkları Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 54 11. Öğrencilerin Yüksekokula Gelmeden Önce Lise Döneminde Aldıkları

Cad Eğitimi Hakkında Yöneltilen Soruya Verdikleri Cevabı Gösteren

Sayısal Dağılım 54

12. Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Hakkında Verdikleri

Cevabı Gösteren Dağılım 55

13. Öğrencilerin Cad Çizim Yapabilmek İçin İyi Bir Bilgisayar Kullanım Becerisine Sahip Olunup Olunmaması Gerektiği Hakkında Verdikleri

Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 56

14. Öğrencilerin Yüksekokulu Bitirdiğinde Kazanılan Becerilerin Mobilya Dekorasyon Sektöründe Tasarımcı Olarak Veya Arge Birimlerinde Çalışmak İçin Yeterli Olup Olmadığı Hakkında Verdikleri Cevabı

(16)

xiii

15. Öğrencilerin Konakladıkları Yerde Kullanabilecekleri Bilgisayar

Olup Olmadığı Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 57 16. Öğrencilerin Cad Çizim Yapabilmek İçin İyi Bir Mobilya Dekorasyon

Tasarım ve Üretim Bilgi ve Becerisine Sahip Olunup Olunmaması

Gerektiği Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 57 17. Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitiminde Öğrenci Başına Düşen

Bilgisayar Sayısının Yeterli Olup Olmadığını Gösteren Sayısal Dağılım 58 18. Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitiminde Teorik ve Pratik Önceliği

Sıralaması Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 58 19. Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitiminde Teorik Ve Pratik

Olarak Verilen Eğitimin Bilgisayar Başında Verilip Verilmemesi

Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 59 20. Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitiminde İzlenen Eğitim

Metotlarının İyi Ve Kaliteli Olup Olmadığı Hakkında Verdikleri

Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 59

21. Öğrencilerin Yüksekokulda Verilen Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitimi Ders Saatinin Yeterli Olup Olmadığı Hakkında Verdikleri

Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 60

22. Öğrencilerin Yüksekokulda Verilen Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitimi Ders Saatinin Yeterliliği Hakkında Yöneltilen Soruya Verdikleri Cevabı

Gösteren Sayısal Dağılım 60

23. Öğrencilerin Yüksekokulda Bilgisayar Destekli Tasarım Eğitimi Veren Öğretim Elemanlarının Cad Eğitimi Verebilecek Yeterlikte Olup Olmadığı

Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 61 24. Öğrencilerin Bilgisayar Destekli Tasarım Çalışırken Hangi Kaynaklardan

Yararlandıkları Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 61 25. Öğrencilerin Yüksekokulda Öğretilen Bilgisayar Destekli Tasarım

Programlarının Reel Sektörün İhtiyacı Karşılayacak Nitelikte Olup

Olmadığı Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım 62 26. Öğrencilerin Yüksekokulda Öğretilen Bilgisayar Destekli Tasarım

Programlarının Reel Sektörde Kullanılan Programlarla Örtüşüp

(17)

xiv

27. Öğrencilerin Yüksekokulda Öğretilen Bilgisayar Destekli Tasarım Programlarının Reel Sektörde Üretilen Ürünlerin Tasarım Ar-Ge İhtiyacını Karşılayabilecek Nitelikte Olup Olmadığı Hakkında

(18)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Problem

Bir ülkede eğitim sisteminin temeli, eğitimin genel yapısını oluşturan ‘‘eğitim programlarıdır’’. Eğitim sisteminde yapılan bütün düzenlemeler programlarla okullara yansıtılır. Eğitim programları genel olarak, varılacak hedefleri, bu hedeflere ulaşmak için gerekli içeriği ve eğitim durumları ile hedeflere ulaşıp ulaşılamadığını belirlemek amacı ile değerlendirmeyi kapsar. Eğitim programının uygulama boyutu, belli öğrencileri, belli bir zaman süresi içinde yerleştirmeye yönelik düzenli eğitim durumlarının tümüdür.

Üretime göre insan yetiştirmek eğitimin görevidir. Yani ekonominin ihtiyaç duyduğu insan gücünü eğitim yetiştirir (Korkmaz, 1977:12). Bu da mesleki ve teknik eğitimin tanımını ortaya koyar.

Kalkınma ve istihdam amaçlı insan gücü ihtiyacının karşılanması sadece yetişkinleri eğiterek mümkün olamayacağından, bunun yanında daha genç nüfusun örgün eğitim sistemi içinde mesleki alanlarda yetiştirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu amaçla örgün eğitimdeki mesleki formasyon büyük önem kazanmıştır. 20. yy ile birlikte mesleki ve teknik eğitim ile ilgili çalışmalar inanılmaz bir öneme sahip olmuş, hem kalkınma ve gelişmenin, hem de demokrasi ve insan haklarının, hem de bağımsızlık ve özgürlük hareketlerinin temelini oluşturmuştur. Bu amaçla üniversitelerde ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora programları oluşturulmuştur (Megep, 2004:43).

Ülkemizde özellikle 1970’li yıllarda yükseköğretime yönelik aşırı talep yüzünden yığılmayı hafifletmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tekrar düzenlemeler yapılarak yüksekokullar açılmış, üniversiteye giremeyen birçok lise mezununa öğrenimden yaralanma imkânı sağlanmıştır (Bayrak, 2001:35).

Bu düzenlemeyle birlikte birçok yüksekokul meslek edindirmek amacıyla öğretime açılmıştır. Bunların içinde mobilya dekorasyon bölümleri de vardır. Mesleki ve teknik eğitime önemli katkısı olan alanlardan biri de mobilya dekorasyon eğitimi veren programlardır.

Mobilya dekorasyon, ahşap ve suni olarak üretilmiş ahşap yapılı malzemelerin, metal, kumaş, deri ve çeşitli aksesuarlarla kaynaştırılarak boya ve cila işlemleri içeren,

(19)

insanlığın hayatında vazgeçilmez olarak kullandığı nesneler ve anlayıştır. Bilgisayar destekli tasarım anlayışı ise; her sektöre belirli zaman aralıklarında girmiştir.

Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın genel amacı Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersinin incelenmesi ve bu derste öğrenim gören öğrencilerin dersten beklentileri ve öğrencilerin aldıkları eğitimin sonunda ders hakkındaki görüşlerinin belirlenmesidir.

Bu amaç çerçevesinde araştırma kapsamında şu sorulara cevap aranmıştır.

• Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersinde kullanılan araç-gereçler nelerdir ve bu araç gereçler eğitim açısından yeterli midir?

• Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersinin içeriği, öğretim yöntemleri ve kullanılan teknikler yeterli midir?

• Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersi öğrencilerin beklentilerine cevap verip vermediklerine ilişkin görüşleri nelerdir?

• Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersi eğitiminde kullanılan laboratuvarlar sayı, büyüklük ve donanım açısından yeterli midir?

• Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersinde eğitimi verilen tasarım programının ve iş hayatında etkisine ilişkin öğrenci görüşleri nelerdir?

Araştırmanın Önemi

Mobilya dekorasyon eğitimi veren kurumlar teknolojik gelişmeler ışığında ve yeni iş alanları sayesinde, sanayi sektörünün ihtiyacının karşılanmasında büyük katkı sağlamaktadır. Bu alanda eğitim veren Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersi eğitimini incelemek, araştırmak, belgelemek, geliştirmek ve tanıtmak üzere yapılan bu araştırma, verilen

(20)

eğitimin daha verimli bir şekilde sürdürülmesi varsa eksik yanlarının giderilmesinde faydalı olacaktır.

Öğrencilerin programa ilişkin görüşleri, verilen eğitimin yeterliliğine ilişkin düşünceleri, ders programının geliştirilmesi açısından çok önemlidir. Verilen eğitimin yeterliliğini ortaya koyma açısından öğrencilere yönelik bu araştırma önem taşımaktadır.

Bu araştırma Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersine ilişkin böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasından dolayı önem taşımaktadır.

Araştırma daha sonraki araştırmalara kaynak olma özelliği taşıyacağı ve ortaya çıkan öğrenci görüşleri ve bu görüşleri ve bu görüşlere getirilen öneriler açısından önem taşımaktadır.

Bu sebeple araştırma, Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersinin içeriği ele alınarak, inceleme sonucunda sorunların tespit edilmesi ve çözüm yolları aranması ile eğitimine daha verimli olarak devam etmesi bakımından önem taşımaktadır.

Sayıltılar

1. Anketin içeriği araştırmaya hizmet eder niteliktedir. 2. Seçilen örneklem grubu evreni temsil eder niteliktedir.

Sınırlılıklar

1. Araştırma Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı ile sınırlıdır.

2. Araştırma Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Programı Bilgisayar Destekli Tasarım Dersi hakkında öğrenci görüşleri ile sınırlıdır.

(21)

Tanımlar

Autocad: Düşünülen bir projeyi ya da çizimi bilgisayar ortamında program komutları kullanarak 2 veya 3 boyutlu nesneler oluşturmaya yarayan, bilgisayar destekli tasarım programıdır (Frey, 2007:7).

3 Ds Max: Dünyada en çok kullanılan üç boyutlu grafik tasarım programıdır. Ürün tasarımı, obje tasarımı, endüstriyel tasarım, iç ve dış mekân tasarımı, animasyon yapma, reklam efekti vb. gibi çalışmaların reele en yakın görüntüsünü modelleme tekniğiyle elde etmeye yarar (Bousquet, 2008:6).

Topsolid: Tam parametrik bir dizayn yazılımıdır. Temel modüller olarak kalıpçılık ve cnc işlemlerinde, makine imalatçıları ve plastik- metal enjeksiyon işlemlerinde, mobilya imalatçıları ve tasarımının her türlü sürecinde kullanılmak üzere geliştirilmiş; modüllerden oluşan bir bilgisayar destekli tasarım, üretim programıdır (Topsolid öğreniyorum, 2010).

(22)

BÖLÜM II

Kavramsal Çerçeve ve İlgili Araştırmalar

1.1 Eğitim

Çağlar boyunca eğitim süreci, toplumsal yapı açıdan şekillendirilerek, bireyin topluma kazandırılmasını hedef alan, genel anlamda onda meydana gelmesi istenen değişikliklerin hal, hareket ve tavırlarına da yansımasını isteyen bir yönelimle biçimlenmiştir. Eğitim çok yönlü işlevsel bir süreç olarak toplumun beklentilerini de karşılama sorumluluğunu üstlenmiştir. Birçok düşünür eğitimi bireysel açıdan ele almıştır. Durkheim'e göre eğitim fizik ve toplumsal çevrenin insan üzerinde meydana getirdiği etki olarak ifade edilir. Kant'a göre insanın mükemmelleştirilmesi, Mili'e göre bireyin kendisi ve başkaları için mutluluk aracı, Spencer ve Herbart'a göre de daha iyi yaşam olanakları sağlayan etkinliklerin tümü olarak ifade edilir.

Bazı özelliklere sahip olarak dünyaya gelen birey, fiziksel, sosyal ve kültürel çevresiyle etkileşerek ilkel doğasını aşmaya ve kültürlerime yoluyla üst düzeyde davranış örüntüleri geliştirerek toplumsal bir varlık olmayı başarır (Ertürk, 1979:3-9).

Kültürlenmenin kasıtlı ve istendik bir biçimi olan eğitim, bireyin etkileşimde bulunduğu çevre şartlarını, daha geniş ve büyük ölçüde kontrol altında tutmasını sağlamaktadır.

Bir ülkede eğitim sisteminin temeli, eğitimin genel yapısını oluşturan eğitim programlarıdır. Eğitim sisteminde yapılan tüm düzenlemeler programlarla okullara yansıtılır. Eğitim programları genel olarak, varılacak hedefleri, bu hedeflere ulaşmak için gerekli içeriği ve eğitim durumları ile hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını belirlemek amacıyla değerlendirmeyi kapsar (Ertürk, 1984:12).

Taba 'ya göre eğitim programı, öğrenme için planlıdır ve şu öğeleri içermektedir. Amaçlar, özel hedefler, içeriğin seçimi organizasyonu, öğrenme ve öğretme durumları ile çıktıların değerlendirilmesidir.

Campbell ise eğitim programım bir kurslar grubu olarak değil "öğrencilerin, öğretmenlerin rehberliğinde geçirdikleri tüm yaşantılar" olarak tanımlanmaktadır.

Tanner 'e göre eğitim programı "öğrenciye bilgi ve deneyimlerinin kontrolünü arttırma olanağı veren, okulun himayesi altında sistematik olarak geliştiren bilgi ve deneyimlerin yeniden yapılaştırılmasıdır.

(23)

Varış; eğitim programının bir eğitim kurumunun bireyler için sağladığı, Milli eğitimin ve Kurumun amaçlarının gerçekleştirilmesine dönük tüm etkinlikleri içine alan bir bütün olarak görmektedir (Varış, 1994:17).

Görüldüğü gibi birçok kuramcı tarafından ileri sürülen eğitim programı tanımlarındaki ortak nokta programların dinamik ve organize bir yapıya sahip oluşudur.

Eğitim olgusu, insanın var oluşuna dayanmakla birlikte eğitimi bilimselleştirme çabaları oldukça yenidir. Başlangıçta rasyonel süreçler doğrultusunda gerçekleştirilen eğitim yalnızca uygulamaya yönelik bir kavram olarak algılanırken, son yüzyılda özellikle davranış bilimlerinden elde edilen bulgular bireyin yetiştirilmesindeki tutumlarının değişmesine neden olmuş ve bu değişimlerde eğitimde plan ve program unsuruna önem kazandırmıştır (Varış, 1994:36).

1.2 Mesleki Ve Teknik Eğitim

1.2.1. Mesleki ve Teknik Eğitimin Tanımı

Mesleki eğitim; bireye iş hayatında belirli bir meslekle ilgili bilgi, beceri ve iş alışkanlıkları kazandıran ve bireyin yeteneklerini çeşitli yönleriyle geliştiren eğitimdir. Teknik eğitim; ileri düzeyde fen ve matematik bilgisi ile uygulamalı teknik yetenekleri gerektiren, meslek hiyerarşisinde orta ve yüksek kademeler arası düzey için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazandıran ileri düzeyde bir meslek eğitimidir.

Temel mühendislik alanlarında yaygın olmakla birlikte bu alanla sınırlı değildir. Tarım, sağlık, beslenme, ticaret ve diğer alanlarda da bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak gelişmektedir (Alkan, Doğan ve Sezgin, 1991:7-8).

1.2.2 Mesleki Eğitimin Amacı

Eğitimin temel amacı bireyi mümkün olan en üst mükemmeliyet düzeyine ulaştırmaktır. Bu nedenle de her tür eğitim programı bu temel amaç doğrultusunda işlevsel olmak durumundadır.

Mesleki eğitimin temel amacı iş ve yaşam için gerekli istendik davranışlar geliştirmek, bilgi, öğrenme ortamı sağlamak, kurumsal ve uygulamalı alanlarda gerekli becerileri geliştirmektir (Alkan, 1994:9).

Demokratik bir ortamda gençleri yaşama hazırlamada mesleki ve teknik eğitimin esas aldığı üç ana hedef:

(24)

* Uygun öğrenme ortamı sağlamak, * Gerekli becerileri geliş

* İstenilen davranışları oluşturmak olarak belirlenebilir.

Esasen, tüm eğitim kurumlarının bu üç temel hedefi gerçekleştirebilecek şekilde örgütlenmeleri ve gençleri bu doğrultuda yetiştirmeleri gerekir (Alkan, 1994:10).

1.2.3. Mesleki Eğitimin Nitelikleri

Mesleki ve teknik eğitim insanlığın kendisi kadar eskidir. Ancak okul içinde ele alınması oldukça yenidir. Mesleki ve teknik eğitimin eğitim sistemi içinde gelişmesi bir yönden bilimsel eğitim hareketleri, diğer yönden sanayi devrimi ile başlamıştır. Başlangıçta bu eğitimin eğitsel değeri ve sosyo-ekonomik işlevi takdir edilememiştir. Her gelişim evresinde karşılaşılan temel sorun geleneksel okullarda egemen olan felsefenin mi benimseneceği, yoksa kendine özgü bir felsefemi geliştireceği hususu olmuştur. Bugün mesleki ve teknik eğitimle ilgili çağdaş kurumlar bu eğitimi birey, meslek ve eğitimden oluşmuş üç boyutlu bir süreç olarak görmektedirler. Ayrıca geleneksel " fakirler için eğitim" anlayışı da yerini " herkes için eğitim" anlayışına bırakmıştır. Bugünkü mesleki ve teknik eğitim anlayışını karakterize eden başlıca nitelikler şu şekilde özetlenebilir:

1. Alışkanlık psikolojisi ve yaparak öğrenme esastır.

2. Ucuz maliyetle etkili eğitim sağlamada sosyal verimlilik aracıdır.

3. Programları iş dünyasındaki gelişmelere göre geliştirerek değişen ortama uyarlama, kuram ve uygulamada temel kuraldır.

4. Kavram, profesyonel düzeydekiler dışında iş dünyasındaki tüm meslekleri kapsamaktadır.

5. Okullar toplumla uyumlu ve iş dünyasına dönüktür.

6. Programlar, çalışma yaşamına giren ve çalışanların büyük çoğunluğunu kapsar.

7. Değişen sosyo - ekonomik koşullara ve isteklere sürekli uyum temel kuraldır.

8. Öğrenme-öğretme ortamı iş ortamının benzeri yada kendisidir. 9. Öğretmen öğretim alanının uzmanıdır.

(25)

10. Öğretim öğrenciye iş sağlayabilecek ve işte çalışabilme üretici gücünü geliştirinceye kadar devam eder.

11. Öğretimin içeriği, kuramcıların bilgilerinden çok meslek alanında yetişkin kişilerin bilgi, beceri ve etkinlikleri esas alınarak geliştirilir.

12. Gereksinimi olan hedef gruplara gereksinim alanında ve olumlu sonuç alınacak biçimde uygulanır.

13. İstihdam gereksinimlere göre hazırlanmış programların uygulanmasına öncelik verir.

14. Yönetim esnek ve dinamiktir.

15. İş dünyasına katılmak isteyenler, okul dışı gençler ve yetişkinlere dönüktür. 16. Öğrenciler sınıf etkinliklerinden çok laboratuvar, atölye ve alan çalışmaları

yönünde güdülenir.

17. Öğretim kademesi orta eğitim sonrası yönünde gelişmektedir.

18. Programlar üst kademe öğretiminden çok hayata hazırlayıcı niteliktedir (Alkan, 1994:19-20).

1.2.4 Mesleki ve Teknik Eğitimin Gelişimi

a. Cumhuriyet Döneminden Öncesi

Eski Türkler 'de ki Şamanlar, din adamları, Horasan erleri ve halk şairleri ile Selçuklu ve Osmanlı dönemindeki camiler, medreseler, tarikatlar, kütüphaneler, folklorumuzdaki bilmeceler, masallar, Nasreddin Hoca hikâyeleri, Karagöz, Meddah ve Ortaoyunu yetişkin eğitiminin bir parçalarıdır. Bunun yanı sıra Yeniçeri Ocağı, Enderun, Ahilik Örgütleri, Meslek Loncaları da yetişkin eğitiminin ve mesleki eğitimin önemli birer parçalarıdır (Okçabol, 2006:94).

Medreselerin bünyesindeki kitaplıklar, bakımevleri ve hastaneler yetişkin eğitimi kurumları olarak vazife yapmışlardır. Ahilik Anadolu esnafı arasındaki kardeşlik ve dayanışmayı geliştirmiş, meslek ahlakını yerleştirmiştir. Loncalar meslek ahlakının yanı sıra çırak, kalfa ve usta yetiştirmiş ve işyeri açmalarına yardımcı olmuştur (Celep, 1995:78).

Bunlardan başka bugünkü anlamda yetişkin eğitimi uygulaması İslam Öğretim Derneğinin (Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye) okuma-yazma, hesap ve din bilgisi öğretmek amacıyla 1865 yılında başlattığı "Çıraklık Okulları" uygulamasıdır. ; Yetişkin

(26)

eğitimi ile ilgili yayınlar ilk olarak 1831 yılında Takvimi Vakayı ^"gazetesinde başlamıştır. Daha sonra benzer yayınlar Tasvir-i Efkar, Tercüman-ı; Hakikat, Türk Yurdu, Halka Doğru ve Karagöz adlı yayınlarda devam etmiştir (Okçabol, 2006:96).

1862 'de üniversitelerde halka yönelik olarak bilinçlendirme amaçlı kimya, Ezik, genel tarih ve diğer konularda verilmeye başlanmıştır. Bu dersler bilim adamları ve yüksek dereceli kamu görevlileri vermiştir. Böylece ilk resmi yetişkin eğitimi dersleri gerçekleşmiştir (Celep, 1995:79).

Bunun dışında Osmanlı Bilim Derneği (1860), Beşiktaş Bilim Derneği (1869), İttihat ve Terakki Fırkası (1910) ve Türk Ocakları (1911) zaman zaman yetişkinlere yönelik kurslar açmışlar ve akşam eğitimleri de vermişlerdir. Ayrıca devlet 1913 ve 1914 yıllarında çıkardığı yasalarla yetişkinlere yönelik kurslar açmıştır. 1911 yılında Ethem Nejat yetişkin eğitimi konusunda broşür yayınlamış, bu konunun Önemine değinmiş ve halkı aydınlatmak için konferans, sinema, gezici halk okulu ve çeşitli etkinliklerden yararlanmak gerektiğini belirtmiştir (Oktay, 2006:63).

b. Cumhuriyet Dönemi

1968-1969 Öğretim yılından itibaren teknik öğretim kurumları, mühendis seviyesinin altında üç ayrı seviye ve nitelikli operatör, işçi, yarı becerili işçi, usta ve teknisyen gibi üretici teknik personeli yetiştirebilecek pratik sanat okulları, sanat enstitüleri ve teknisyen olmak üzere üç ayrı okul tipi halinde toplanmıştır.4702 sayılı kanun ile 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununa eklenen ek madde 1 ile 2001-2002 Öğretim yılından itibaren öncelikle küçük yerleşim birimlerinden başlamak üzere, mesleki ve teknik eğitim alanında ortaöğretim diploması, sertifika ve belge veren programların uygulandığı mesleki ve teknik eğitim merkezleri açılmıştır (Oktay, 2006:211).

1977 yılında kabul edilen çırak, kalfa ve ustalık kanunu ile işyerlerinde çalışan çırak, kalfa ve ustaların yetiştirilmesi, çalışma şartları, ücretleri ile ilgili hükümler getirilmiştir. 1978’ de Çıraklık Eğitimi Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu tarihten itibaren Okul- Sanayi Eğitimi Ortaklaşa Projesi uygulanmaya başlanmıştır (Akyüz, 1985; Akt. Güler ve Özdemir 2002:6).

Milli Eğitim şuralarında Mesleki ve Teknik Eğitim ile ilgili önemli kararlar alınmıştır. Sekizinci şura, ortaöğretim programlarının yeniden düzenlenmesini ve Mesleki Teknik Eğitim kuruluşlarının üniversiteye açılmasını, Onuncu şura ise, çok

(27)

amaçlı lise ve teknik lise konularında önemli karalar almıştır. Onaltıncı şura, Mesleki ve Teknik Eğitimin yeniden yapılandırılması, okul ve işletmelerde mesleki eğitimi, öğretmen ve yöneticilerin yetiştirilmesi ile finansman konuları incelenmiştir. 1982 yılında Mesleki ve Teknik Eğitime Öğretmen yetiştirme üniversitelere devredilmiştir. 1986’da çıkarılan 3308 sayılı yasa ile sistem yeniden düzenlenmiş, örgün ve yaygın eğitim bir bütünlük içinde ele alınmıştır (Alkan, Doğan ve Sezgin 2001; Akt. Güler ve Özdemir 2002:7).

c. Mesleki Eğitimin Günümüzdeki Durumu

Günümüzde mesleki eğitim kurumsal (okul eğitimi) ve uygulamalı (kurum içi eğitim) olmak üzere iki ilkeye ayrılmaktadır.

Mesleki eğitim politikaları ve faaliyetleri çoğunlukla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 5 Haziran 1986 'da yürürlüğe girmiş ve sisteme değişiklikler getirmiş olan, sanayi ve ticaret arasında yeni ve güçlü işbirliği bağları kuran 3308 sayılı kanun çerçevesinde yürütülmektedir (AEV Sosyal Diyalog Raporu, 2004:86).

1998'de Mesleki ve Teknik Eğitime katılım oranı en yüksek düzeyi olan %49'a ulaşmıştır. 1998 yılında YÖK'ün çıkardığı bir yönetmelikle Meslek Liselerinin üniversiteye girişte aldıkları Orta Öğretim Başarı Puanı katsayısı düşürülmüş ve meslek liselerinin üniversiteye girme şansları çok azalmıştır. Bunun sonucu olarak meslek liselerine kayıt olma oranı hızla gerilemeye başlamıştır.

Sistem yatay ve dikey olarak esnek değildir, öğrenciler izledikleri programlar arasında hareket etmede güçlük yaşamaktadır ve mesleki öğretimden genel öğretime geçmek imkânsızdır.

2002 yılında Avrupa Eğitim Vakfı, Avrupa Birliği'nin mesleki ve öğretim alanında finanse ettiği CARDS projelerine hazırlanmakta olan veya halen yürütülen projeleri Güney Doğu Avrupa ülkelerinde bir emsal tarama projesi başlatmıştır. Bu tarama projesine sonradan Türkiye 'de dâhil edilmiştir. Bu projenin amacı mesleki eğitim ve öğretim ve istihdam politikalarındaki son gelişmeleri takip etmek ve reform süreçlerini ilerletmek için yeni öneriler geliştirmektedir (AEV Sosyal Diyalog Raporu, 2004:89).

(28)

1.2.5 Mesleki ve Teknik Eğitimde Planlama

İşyerlerindeki meslek eğitimi yoluyla, öğrencilerin işe ya da üretime daha iyi hazırlanmış olmaları beklenmektedir. Ancak, belirtilen yasa ile örgün meslek eğitimi konusunda belirli alanlara göre eğitim almaya başlamış, bir anlamda da yönlendirilmiş meslek lisesi öğrencilerinden hareket edilmekte, ekonominin gereksinme duyduğu alanlarda yetiştirmenin yoğunlaştırılması gereği ön plana çıkmamaktadır. Bilindiği gibi, mesleki ve teknik eğitim, ekonominin gereksinme duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirme görevini üstlenmiştir. Bu bağlamda, önemli görev, işgücü piyasası verilerini dikkate alması gereken eğitim planlaması sürecine düşmektedir. Mesleki eğitim planlaması, ekonominin gereksinme duyduğu becerili işgücü için mesleki eğitim sisteminin yardımını sağlama yanında, özürlü olan, düşük ekonomik gelir gruplarında olan kişilerin istihdamının arttırılması ve cinsiyet kalıp yargılarını azaltma yönünde de işleve sahip olmalıdır (Benson, 1987:324).

Türkiye'de mesleki-teknik ve genel ortaöğretim arasında plan hedeflerine ters bir gelişmenin yanısıra, mesleki ve teknik liselerin kendi aralarındaki dağılımı da Türkiye'nin gereksinimleri yönünde olmamıştır. Sanayileşen Türkiye'de sanayiye dönük mesleklere eleman yetiştirmeyi amaçlayan Endüstri Meslek ve Teknik Liseleri öğrenci kapasiteleri ve niteliklerinin artırılması hedeflenmiştir. Buna karşın mezunlarının istihdamında zorluk çekilen ve sanayileşme hedeflerine uygun düşmeyen okullardaki gelişmeler daha hızlı olmuş ve plan hedefleri aşılmıştır. Mesleki ve Teknik Eğitim de erkek teknik öğretim içinde de, teknik liselerin geliştirilmesinde kalkınma planlarının çok gerisinde kalınmıştır. Genel ortaöğretime oranla maliyetleri daha yüksek olan mesleki ve teknik eğitim okulları hedeflerinin gerisinde kalınmasının yanı sıra, üzerinde durulması gereken bir diğer önemli sorun da, mezunlarının önemli bir bölümünün mesleğine uygun bir işte çalışmaması ya da işsiz olmasıdır (Adem, 1982:28).

Mesleki-teknik ortaöğretimin sayıca geliştirilememiş olmasının yanında üzerinde önemle durulması gereken konu, mevcut mesleki ve teknik eğitim kurumlarının verimliliğidir. Eğitim planlaması her tür ve düzeyde eğitimin içeriğini, yöntemlerini dikkate almak durumundadır. Çünkü eğitim dizgesi bir bütün olarak incelenmelidir. Bu anlamda yalnızca öğrenci sayısı ve maliyet üzerinde durularak içsel verimin artırılmasının yetersiz olduğu savunulmaktadır. Kalkınma için eldeki insan kaynaklarının tam istihdam düzeyinde çalıştırılmasını sağlayacak dışsal verim sorunu büyük önem taşımaktadır (Adem, 1978:17).

(29)

1.2.6. Mesleki ve Teknik Eğitim Açısından Tasarım

Tasarım, "insan beyninin soyut kavramlar yardımı ile gerçekleştirebildiği bir işlemdir" (Güngör, 1972:24). Bu işlem, belki insan beyninin yapabildiği en karmaşık işlemdir. Soyut ve somut kavramları bir arada değerlendirerek daha önce olmayan yeni bir öneri ile sonuçlanan bir süreç olarak da ifade edilebilir.

Ertürk, "düşünme, karşılaştığımız bir problemi çözerken kafamızdan geçen imgelem, tahmin, akıl yürütme, düşleme, anımsama gibi zihinsel işlemleri kapsar" demektedir (Ertürk, 1981:36).

İnceoğlu' na göre tasarımda iki türlü düşünme biçimi vardır; "Birincisi hızlı, detaylara inmeyen bütüncü ve bol seçenekli iken, ikincisi temkinli, detaylı, parçalara yönelik ve aşamalı gelişen bir düşünce faaliyetidir. Tasarımcı bunlardan birine daha yatkın olabilir; ama gerçekte her ikisini birden kullanır. Birinci grup düşüncenin yaratıcı ve sezgisel, diğerinin ise bilimsel ve sistemli niteliği ağır basar" (İnceoğlu, 1995:43).

Turuthan ise, düşünme eylemini üç ayrı gurupta ele almaktadır: "Davranışlar aracılığı ile düşünme, tasarımcı bir problemi çözecek biçimi, daha önce aynı problemi oluştururken yaptığı davranışları hatırlayarak düşünmektedir. İmgeler aracı ile düşünme; algılardan edinilen izlenimlerin bellekte bir işaret ya da bir iz bırakmasına dayanır. Birçok imgeler bellekte yer ederken yenilenmeyen imgeler yitip giderler. Bu yolla düşünme, problem çözmede yeni bir sonuca varmayı engelleyen bir alışkanlık olmaktadır. Kavramlar aracılığı ile düşünme, nesnelerin belli ve ortak özelliklerinin, zihinde zamanla birleştirilip gruplanması ve bu yolla imgesel düzenler yapılmasına dayanır. Kavramlar nesnenin bir veya birkaç özelliğinin soyutlanması ile nesnede olmayan, örneğin sembolik, özellikleri de tanımlayabilirler. Tasarımlama eyleminde imgelerle olduğu gibi, imgesel kavramlarla düşünme de kaçınılmazdır" (Turuthan, 1987:56).

Tasarımın, aslında insan beyninin, henüz patolojisi yada elektro-kimyasal yapısı tam olarak bilinmemektedir. Bundan dolayı tasarım yapabilmenin sebepleri veya tasarım denen olgunun oluş biçimi üzerine çok çeşitli tanımlar yapılmaktadır. Ancak belirli modellerle genel geçer bazı önermeler yapılabilmektedir. Bunun için önce tasarım sürecindeki değişmezlerden hareket etmek gerekir. Tasarım nasıl işleyen bir mekanizma olursa olsun, mutlaka veri, yani bilgi işleyecektir. Tasarımda bilginin işlenme biçimi için ortaya konulacak bir model tasarım kavramımın temellerinin anlaşılması ve tasarım sürecine ne şekilde fayda edilebileceğinin anlaşılması için önemlidir.

(30)

a.Tasarımda Bilgi İşleme Süreci

Tasarım sürecinde bilgi işleme, tasarımcının düşündüğünün açıklanabilmesi açısından kuramcıların önemli çalışma alanlarından birini oluşturmuştur. Zihinsel süreçleri inceleyen bilişsel yaklaşımlar içinde bu süreç, insanın bilgi işleyen bir sistem olarak tanımlayan düşünme modeli ile açıklanmıştır (Newell ve Simon, 1972:33). Bu model tasarımcının dış çevreden aldığı çeşitli nitelikte ve farklı disiplinlerdeki tasarım bilgilerini beyninde depolayışını, bunları kullanılabilir bir hale dönüştürmesini, tasarımda kullanılabilir bir tasarlama bilgisi şeklinde kaydetmesini ve sonra bunu aktarabilmek üzere grafik ve / veya sözlü anlatımlara dönüştürülmesini açıklamaktadır. Modelde açıklanan bilgi işleme süreci zihinsel bir süreçtir ve tasarımcının zihninde oluşan dönüşümleri ortaya koymaktadır (Al, 1997:26).

Bilgi işleme sürecinde;

-Veri: Mevcut koşullar altında var olan ham bilgi niteliğinde ve çoğulcudur. - Bilgi: Verinin işlem görmüş hali olup, belirli koşullar altında anlamlıdır.

- Kişiselleştirilmiş bilgi: Bilginin fonksiyonel olarak belli bir yerde kullanıldığı durumudur.

Günümüzde;

- Öğrenme sürecinin bireysel bir faaliyet olduğu, - Her bireyin öğrenme hızının farklı olduğu,

- Bilgi birikiminin çok farklı boyutlara ulaşması ile herkesin her konuda bilgili olmasının olanaksızlığı,

- Bilginin; doğru olması, elde edilme yollarının var olması, - Bireyce kullanımının arzu edilir olması,

- Elde edildiğinde kullanımının becerilebilir olması,

- Kullanılan tarafından anlaşılması, gerektiği konusunda genel bir fikir birliği vardır" (Al, 1997:32).

a.1.Tasarıma Fayda Eden Etmenler

Her ne kadar tasarımcılar değişik görüşleri savunsalar da kimsenin itiraz etmediği bazı gerçekler ortaya konulabilir (Shrimberg, 1987:78). Bu amaçla yola çıkıldığında;

a) Tasarım bir süreçtir: Başladığını, geliştiğini ve bittiğini görürüz. Bitmişlik bir tasarım için aslında ayrı bir tartışma konusu olsa da vücuda geldiği andan itibaren

(31)

tasarım o sonuca has olmak üzere bitmiş sayılabilir. Örneğin bir beste icra edildiğinde o an için "bitmiş" bir tasarımdır. O icradan sonra değiştirilmesi bu durumu etkilemeyecektir. Dolayısı ile tasarım ile ilgili herhangi bir düşünce ortaya koyarken zaman kavramı devreye girecektir. Yani tasarım sürecinin yetkinliği eskizin hızı ile ilintili olacaktır.

b) Tasarım geri beslemeli bir süreçtir. Newel ve Simon' ın modeli bunu açıkça ortaya koymaktadır. Böylece tasarım, yukarıda da belirtildiği gibi "dışarıdan" gelen bilgilerle yeniden ele alınan bir düşünme yöntemi izlemektedir. Dolayısı ile eskiz yönteminizin dışarıdan veya sürecin kendisinden, mümkün olduğu kadar çok bilgiyi süreç içerisinde devreye sokabilmesi önemlidir. Kısaca: Tasarım sırasında ne kadar çok bilgi elde edilir ve sınanırsa tasarım o kadar gelişmiş olacaktır.

c) Deneyerek öğrenme bir tasarım metodudur. Dolayısı ile eskiz yönteminin mümkün olduğu kadar "ucu açık" olması, kolay değiştirilebilir / vazgeçilebilir olması gerekir.

d) Sonuç ürüne mümkün olduğunca yakın modellerle çalışmak hatta "simüle" etmek sonuç ürünün hatalarını azaltacaktır.

Kısaca bu süreç tasarımlara faydalıdır. Dolayısı ile görsel /grafik bir tasarım süreci için kullandığımız yöntem olan eskizin gerçekleşmesini sağlayacak olan modellemelerin yukarıda bahsi geçen olgulara az ya da çok sahip olmaları, o modellemelerin tasarım sürecine daha faydalı olup olmadıklarını belirleyecektir. Örneğin deneyerek öğrenmeye daha yatkın bir modelleme için tasarım sürecine daha faydalıdır diyebiliriz (Meiss, 1990:63).

b. Tasarım Eğitimi

19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan bazı düşünce ve sanat akımları doğrultusunda, mimarlık; Arts and Crafts hareketi ile zanaat'e, Werkbund hareketi ile endüstriyel tasarıma yaklaştırılmış, (Pevsner, 1968:28). Bauhaus ile ise çağdaş anlamda bir tasarım disiplini olarak görülmeye başlanmış ve yine Bauhaus tarafından bu tasarım disiplininin eğitim modeli ortaya atılmıştır (Whitford, 1991:63).

Daha önceden eğitim anlayışında bir ayrışma özellikle Ecole de beaux arts ve Ecole polythecnique okullarının programlarının ayrımı ile ortaya çıkmış olmasına rağmen, her iki okulda da mimarlık disiplininin tanımı tatbiki güzel sanatlar içerisinde yer almaktayken, Bauhaus okulu ile bu tanım, tasarım disiplinlerinin en üstüne yerleşmiştir (Frampton,

(32)

1995:37).

Bugün Bauhaus' un eğitim modeli hemen hiçbir yerde uygulanmasa da etkisi tüm okullarda sürmektedir. Ders programları ve eğitim tanımları Bauhaus' tan alınmasa bile onun dialektiği ile oluşturulmuştur.

Ülkemizde de hemen hemen tüm mimarlık eğitim kurumlarında ve programlarında bu etki hissedilmektedir. Bunu bir göstergesi / sonucu olarak tüm okullarda temel tasarım dersinin varlığı gösterilebilir. Ülkemizde tüm tasarım / sanat dallarında olduğu gibi mimarlıkta da temel tasarım eğitimi verilmektedir.

Kısaca ülkemizde de, diğer ülkelerde genellikle olduğu gibi, mimarlık bir tasarım dalı olarak ele alınmış ve ders programları ve fakültelerin oluşumu bu şekilde tasarlanmıştır.

2. Bilgisayar Destekli Eğitime Genel Bakış

2.1. Bilgisayar

Bilgisayar, belirli bir mantık düzeni içerisinde verilerin veya bilgilerin sağlanması, işlenmesi, depolanması (bellenmesi) ve çeşitli işlemlerden geçirilerek amaca uygun halde depolanmasını, verilmesini sağlayan makinelerdir. Kısaca bilgisayarları var/yok durumu aracılığıyla işlem yapan makineler olarak tanımlanabilir. Bilgisayarlar bu işlemleri yaparken kullanıcının öngördüğü mantık silsilesini izleyeceğinden bilgisayar mantığı kullanıcının mantığıdır denilebilir (Korkmaz, 1992:4).

Bilgisayarın işlediği veriler sayı, ses, resim, grafik ve değişik türde gerçek madde (sıvı, katı, gaz) olabilir. Bilgisayarlar bu veriler üzerinde aritmetik işlemler, karşılaştırma, değerlendirme ya da yorumlar yapılabilir, belirli kararlar üretebilirler. Gerçekte bilgisayar teknolojisi o kadar hızlı gelişiyor ki her geçen gün bilgisayarın yapabildikleri arasına yenileri ekleniyor (Şimşek, 1998:17).

Bilgisayar alemindeki gelişmelere en çarpıcı örnek olarak İnterneti verebiliriz. Dünyanın dört bir köşesinden insanı aynı çatı altında, aynı haklara sahip olarak veya fırsat eşitliği tanıyarak bir araya getiriyor, özgürce düşündüklerini söyleyebildikleri ve yapabildikleri (sanal bile olsa) bir tartışma ortamı sunuyor. Geçilemeyen engeller aşılıyor, sınırlar kalkıyor. Ütopyalar gerçek oluyor. Ve bunu da bilgisayar ve iletişim dünyası sağlıyor. Milattan sonraki üçüncü bin yıla girerken kullanılan her türlü

(33)

elektronik alet gün geçtikçe küçülüyor. Bilgisayarlar, telefonlar, fakslar ceplere girdi, yakında kollara saat, kulaklara küpe, parmaklara yüzük olma yolunda ilerliyorlar.

2.1.1. Bilgisayarların Tarihçesi

Dünyada ilk ileri düzey mekanik kullanan analog bilgisayar Vannevar Bush tarafından Massachusetts Institute of Technology (MIT)’ te geliştirilmeye başlanmış ve 1934 yılında öncü modeli üretilmiştir ( Mit Differential Analyzer, 2010).

Daha sonra Harvard Üniversitesi’nde bir fizikçi olan Howard H. Aiken öncülüğünde International Business Machines (IBM)’ in finansal ve personel desteği ile Endicott Laboratuvar’larında geliştirilen genel amaçlı elektro-mekanik bilgisayar MARK-1, ortalama 5,7 saniyede çarpma; 15,3 saniyede bölme işlemi yapabiliyordu.

MARK 1 4,5 ton ağırlığında, 15,5 metre uzunluğunda, 2,5 metre yüksekliğindeydi ( Ibm History, 2010).

1946 yılında Pennsylvania Üniversitesi’nde John W. Mauchly ve J. Presper Eckert, Jr. Tarafından ilk genel amaçlı elektronik bilgisayar olan ENIAC geliştirildi. 30 ton ağırlığında, toplamda 17,468 adet vakum tüpüne sahip, 150 kw güç tüketen ve 63 metrekarelik bir alana sığabilen ENIAC, çarpma işlemini ortalama 2800 microsaniyede yapabiliyordu. Bu bilgisayar ile elektronik bilgisayarlara geçiş başlamış ve mekanik donanım yerini elektronik devrelere bırakmıştır (Pen Engireering, 2010).

1950'li yılların başlarında lambalı türden çok sayıda ticari amaçlı bilgisayar yapılmıştır. Örnek olarak UNİVAC-1 ve IBM-650 verilebilir. Manyetik bant tipinde giriş-çıkış birimlerine sahip bu bilgisayarlar yazıcıya da sahipti. Bu bilgisayarları 1950'li yılların sonu ve 1960'lı yılların başlarında transistorlu, 1960'lı yılların ortası ile 1970'li yılların başına kadar entegre devreli bilgisayarlar izlemiştir.

1970'li yıllarda çok yoğun tümleşik devrelerin kullanılmaya başlanmasıyla, geniş bellekti ve hızlı bilgisayarların üretiminin yanında, güçlü işletim sitemleri ve programlama dilleri ortaya çıkmıştır.

Teknolojik gelişmelere bağlı olarak bilgisayarlar 4 kuşakta toplanabilirler: Birinci Kuşak Bilgisayarlar (1950-1960, Lambalı), İkinci Kuşak Bilgisayarlar (1960-1968, Transistorlu), Üçüncü Kuşak Bilgisayarlar (1968-1972, Tümleşik Devreli), Dördüncü Kuşak Bilgisayarlar (1973-..., Çok Yoğun Tümleşik Devreli) (Altun, 1997; Korkmaz, 1992:29).

(34)

sonları ve 1960’lı yılların başlarına rastlar. O zamana kadar bilgisayarlar, Özellikle ABD'deki Stanford ve Illnois gibi büyük üniversitelerde ya da kamu kuruluşlarında idari amaçlarla kullanılmaktaydı. 1958 -1959 yıllarında BASIC diye adlandırılan ve daha sonraları özellikle eğitimde çok kullanılan programlama dili geliştirildi.

1960’1ı yılların ortasından 1970’li yılların ilk yarısına kadar olan zaman diliminde maliyeti daha düşük bilgisayarların piyasaya girmesiyle, bilgisayara sahip eğitim kurumlarının sayısı büyük ölçüde arttı. Bilgisayarın eğitimde kullanılmasına ilişkin ilk geniş kapsamlı proje olan PLATO Illinois üniversitesi tarafından geliştirildi. 19701i yılların ortalarına doğru mikrobilgisayarlar piyasada görünmeye başladı.

Mikrobilgisayarların başarılı olarak kişisel bilgisayarlar (PC) adı altında piyasaya girip yaygınlaşmaları 1970’li yılların sonlarında 1980’li yılların başlarında olmuştur (Uslu, 1990:94).

Kişisel bilgisayarların hızla yaygınlaşmasına paralel olarak önemli gelişmeler oldu. Bu bilgisayarların okullar, öğretmenler ve en önemlisi öğrenciler tarafından satın alınabilecek kadar ucuzlamasıyla eğitim alanlarında kullanımları kolaylaştı. Her geçen gün yeni bir gelişmenin olduğu bilgisayarların yakın bir gelecekte girmediği ev, okul ve iş yeri kalmayacak gibi görünmektedir.

Küçük Bilgisayarlar: .Daha ucuz, kullanılması daha kolay ve genelde aynı anda bir çok kişiye birden hizmet verebilen makinelerdir.

Kişisel Bilgisayarlar: Kullanımı kolay olan ve tek kişi için yapılmış makinelerdir. Bu bilgisayarların kullanımı her geçen gün artmaktadır. Kişisel Bilgisayarlar küçük işletmelerde maaş çizelgelerinin hazırlanmasında, mağazalarda muhasebe işlemlerinde, emlak yönetiminde, faturalama işlemlerinde, mühendislik hesaplamalarında, kütüphanelerde, mali çözümlemelerde, stok kontrolünde vb. birçok alanda kullanılmaktadır (Korkmaz, 1992; Altun, 1997:34).

Bilgisayarlar ayrıca mikroişlemcilerinin çeşidine göre 386,486, Pentium gibi adlarla, IBM uyumlu olup olmamasına göre, işletim sistemlerine göre ( MS-DOS, Macintosh, Windows 95 ) de anılırlar. Son yıllara doğru bilgisayarlar iyice küçülmüş, hız ve depolama kapasiteleri artmıştır. Ayrıca bilgisayarlar cep telefonlarına dahi girmiş, hayatımız kolaylaştırıcı programlar sayesinde birçok kişi tarafından aktif olarak kullanılmaktadır.

(35)

2.1.2. Bilgisayar Türleri

Veri işleyiş şekillerine göre bilgisayarlar üç grupta toplanabilir.

Analog Bilgisayarlar: Bilimsel çalışmalarda kullanılan bu bilgisayarlar, hesaplama işlemlerini fiziksel büyüklüklere benzetme yoluyla gerçekleştirirler. Sonuçları bir osiloskop veya bir ekran üzerinde grafik olarak anında verebilen hızlı makinelerdir. Dijital Bilgisayarlar, sayısal bilgisayarlar, kesikli, kırık veya sürekli olmayan özellikteki bilgiyi yorumlarlar. Kesildi bilgi terimi hesaplama terminolojisinde kullanılmaktadır. Mesela, bir elektrik ampulü ya yanıyordur ya da sönüktür. İki durum da yüzde yüz birbirinden farklıdır. Pratikte bu durum 0 ve 1 olarak ifade edilir. Eğer lamba yanıyorsa 1, yanmıyorsa O'dır. Bir iş 0 veya 1 ile ifade edilebiliyorsa binlerce iş yanyana getirilmiş 0 ve l'lerle ifade edilebilir mantığından yola çıkılarak bugünkü sayısal bilgisayarlara ulaşılmıştır (Altun, 1997:23).

Karma (Hybrit) Bilgisayar: Bu tip bilgisayarlar belli işlemlerde analog, belli işlemlerde de dijital bilgisayar özelliği gösterirler. Böylece hangi işlem hangi tiple daha verimli ve doğru sonuç veriyorsa o tip kullanılmaya çalışılır. Bu tip bilgisayarlara kalp pili örnek olarak verilebilir.

Bilgisayarlar fiziki bakımdan da dört grupta toplanabilir:

Büyük Bilgisayarlar: Adından da anlaşılacağı gibi büyük boyutlara sahip ve birçok kişi tarafından aynı anda kullanılabilen bilgisayarlardır. Bu bilgisayarlar büyük firmalarda, bilimsel araştırma merkezlerinde kullanılırlar (Altun, 1997:38).

Masa Üstü Bilgisayarlar: Sabit bir konsol veya masa üzerine uygun yapıdaki bilgisayarlardır. Taşınıp kaldırılamazlar. Boyutları büyük ve ağır olmasından çevresel faktörlerden daha az zarar görür. Yüksek güç harcarlar ve daha az maliyete sahiptirler. Kasa, klavye, fare ve ekran ayrı olarak bulunur.

Diz Üstü Bilgisayarlar: Tüm donanım birimi aynı kasa içerisindedir. Masaüstü bilgisayarlara göre daha az enerji harcar, fakat daha hassastır.

Cep Bilgisayarları: Sabit disk yerine flash hafızanın kullanıldığı daha küçük cep boyutlarında yapıya sahip bilgisayardır. Daha çok randevu, not tutmak, internet ve ofis uygulamaları için kullanılır. Birçok modelde klavye ve fare yerine dokunmatik ekran bulunur ( Bilgisayar Çeşitleri, 2010).

2.1.3. Bilgisayarların Kullanım Alanları

(36)

kullanım alanlar çok fazladır. Genel olarak bu alanlar şu şekilde sıralanabilir. 1-Astronomi, fizik, tıp gibi konulurda bilimsel araştırmalarda,

2-Sosyal ve ekonomik araştırmalarda,

3-Mühendislik uygulamalarında (analiz ve tasanın, proje planlama vb.), 4-Ticaret ve yönetimde (muhasebe, bordro, satış, rezervasyon vb.), 5-Dil bilimi ve edebiyat araştırmalarında (çeviri),

6-Veri bankalarının oluşturulmasında, 7-Trafik kontrolünde,

8-Eğitimde,

9-Sanat dallarında (müzik, resim, sinema vb.), 10-Spor dallarında,

11-Uçakların hız, yakıt, yükseklik kontrolü vb. işlevlerinde, 12-Arabaların yakıt ve hız göstergelerinde,

13-Ziraat mühendisliği alanlarında (uzaktan algılama, saracılık vb (Altun, 1997:38).

2.1.4. Bilgisayar Sistemi Ve İşleyişi

Bir bilgisayar sistem olarak ele alındığında; donanım (hardware) ve yazılım (software) olmak üzere iki bölümde incelenir. Donanım, bilgisayarın gözle görülen fiziki kısmı olup elektronik devreler, ekran, klavye, kablolar vb. birimlerden meydana gelir. Yazılım; gerektiğinde değiştirilebilen, yani koşullara uyarlanabilen tüm programların oluşturduğu kısımdır. Donanımın, her birimi yazılım vasıtasıyla tanıtılır ve çalıştırılır. Yazılım olmadan bilgisayarın çalışması imkânsızdır.

Bir bilgisayar sistemi beş ana birimden oluşur

• Giriş – lnput: Bilgisayara bilgilerin girildiği mekanizma (Klavye, fare vb.) • Çıkış – Output: İşlem sonucunun çıktısını veren mekanizma (Monitor, yazıcı, hoparlör vb. )

• Bellek – Memory: Bilgisayar programlarının ve verilerinin saklandığı depolama birimi ( Ram, manyetik teker vb.).

• Veriyolu – Datapath: Aritmetik işlemlerin yapıldığı birim

• Denetim – Control: Veriyolu, bellek, giriş ve çıkıl aygıtlarını kontrol eden birim ( Hennessy, Patterson, 2007:33).

(37)

Sistem Ünitesi: Ana Kartın (Main Board), sürücülerin (disk/disket vb.) ve güç kaynağının (Power Supply) bulunduğu bölümdür. Bir sistem ünitesinde mutlaka Ana Kart ve Güç Kaynağı bulunmalıdır. Ana Kart üzerine isteğe göre Ethernet, Ses, Modem, Radyo kartı gibi kartlar takılabilir (Altun,1997:14).

Mikro İşlemci: Mikroişlemciler çok amaçlı, programlanabilir; aldığı girdiyi işleyerek çıktı verebilen aygıtlardır. Günümüz bilgisayarlarında bir mikroişlemcinin bünyesinde Merkezi İşlem Birimi (MIB) ile MIB’in girdi, çıktı ve bellek bağlantıları bulunmaktadır ( Hennessy, Patterson, 2007:35).

Merkezi İşlem Birimi (Central Processing Unit – CPU): Bilgisayar sisteminin en önemli birimidir. CPU bilgisayardaki bütün faaliyetleri başlatır ve bunların bir kısmını kontrol eder. Mikroişlemci önce ROM bellekteki bilgileri okur. Sonra disk/disket sürücüsündeki bilgileri okuyup RAM belleğe yükler ve verilen komuta göre bu bilgileri işleyip tekrar RAM bellekte saklar. RAM'daki bilgileri ekranda görüntüleyerek kullanıcıya ulaştırır.

Bellek (Memory): Çalıştırılan programların veya o anda işlem yapılacak bilgilerin yüklendiği birimidir. Ana bellek ve yardımcı bellek olmak üzere iki grupta incelenir.

Ana Bellek: Ana bellek, sadece okunabilen (Read Only Memory-ROM) bellek ve rastgele erişimli bellek (Random Access Memory-RAM) olmak üzere iki grupta incelenir.

Rom Bellek: Silinmeyen bellek tipidir. Daha çok bilgisayar açılırken okunan ve kapatıldığında silinmemesi gereken programların yüklendiği mikroçiplerdir. Bu bellekteki bilgiler silinemez ve değiştirilemez. Gerekli bilgiler mikroçiplere üretici firmalar tarafından üretim aşamasında yüklenir. PROM (Programmable ROM) bellek programlanabilir bellek tipidir. Bu tip mikroçipler satın alındığında bellek boştur ve özel cihazlarla bunlar programlanır. EPROM (Erasable Programmable ROM) bellek ise mor ötesi ışınlarla silinip programlanabilen bellek tipidir.

(38)

Ram Bellek: Bilgisayar sisteminin çalışma alam olarak kabul edilir. Kullanıcı bu bellek üzerine bilgi kaydedebilir veya önceden kaydedilmiş bilgiyi okuyup gerekirse silip değiştirme gibi işlemleri yapabilir. Bilgisayarın enerjisi kesildiğinde RAM'daki bilgilerin tamamı silinir.

Yardımcı Bellek: Bilgilerin kalıcı olarak depolanması (saklanması) amacıyla kullanılır. Bunlar; disk/disket, CD-ROM (Compact Disk-ROM; değiştirilemeyen, yalnızca okunabilir disk bellek) gibi birimlerdir (Altun,1997:16).

2.2. Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE) Nedir?

Bilgisayarın son yıllarda hızlı bir şekilde gelişimi eğitim sistemimizi de etkileyerek sistemde birtakım değişikliklerin yapılması mecburiyetini doğurmuştur. Dünya ülkelerinde görüldüğü gibi eğitimde yeni teknolojileri kullanmak, öğrenme ortamının geleneksel yöntemlere göre daha fazla duyu organı ile etkileşimde bulundurması sonucu öğrenci ilgisini artırdığından dolayı eğitim-öğretimi kolaylaştırmakta, öğrenmeyi zevkli bir konuma getirerek hızlandırmaktadır. "Bilgisayar Destekli Eğitim" (BDE) kavramı bilgisayarın kullanım alanına göre bazı değişiklikler arzetmektedir. Genel olarak bilgisayar destekli eğitim bilgisayar teknolojisinin getirdiği imkânların eğitim sürecinde işe koşulmasıdır. Yerine göre bu bir tasarım, olabilir, bir sunu olabilir veya bir oyun olabilir. Bilgisayarın, konu ne olursa olsun, öğrenciye yardımcı bir ders aracı olarak kullanıldığı her türlü uygulama BDE olarak kabul edilmiştir. Hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın burada asıl amaç belirli bir konuyu öğretmektir. Öğrenmenin daha etkili ve kalıcı olmasını sağlamak amacı ile bilgisayarların öğrenme-öğretme faaliyetlerinde kullanılması bilgisayarı bir araç niteliğine dönüştürmektedir. Bilgisayardan dersin öznesi olarak değil de, konunun anlaşılmasında yardımcı bir araç olarak yararlanılması söz konusudur.

BDE'in tanımı şu şekilde de yapılabilir: Bir bilgisayar donanımı arcılığıyla bir ders yazılımının tek veya çok öğrencili ortamda öğretmen yardımı olsun ya da olmasın izlenmesiyle yapılan eğitim yöntemidir.

Bilgisayar destekli eğitimde (BDE) genellikle şu iki husus karıştırılmaktadır. Birincisi bilgisayarın amaç edinilerek öğrenilmesidir. Bu, bilgisayarlar ile ilgili bilgilerden programlama dillerine kadar konulan öğrenmeyi kapsar. İkincisi ise

(39)

bilgisayarın getirdiği imkânları kullanarak bir konunun öğrenilmesini gerçekleştirmektir ki burada bilgisayar bir eğitim aracı niteliğindedir (Kaşlı, 1991:27).

Bilgisayar destekli eğitimde (BDE) önemli olan üç unsurun dikkatlice ve önemle göz önünde bulundurulması gerekir. Birincisi, eğitim-öğretim faaliyetlerinde denetim ve kontrol rolünü üstlenen öğretmendir, ikincisi, öğrenci ile bilgisayar arasındaki etkileşimi sağlayan eğitim yazılımlarıdır. Üçüncüsü ise, öğrenme yaşantılarını gerçekleştirme amacı ile tasarlanmış yazılımların çalıştırılabileceği bilgisayar donanımıdır. Bu üç unsur açıklanmadan önce bilgisayar-eğitim ilişkisi üzerinde durulacaktır.

2.2.1. Eğitimde Bilgisayarın Kullanılması

Son yıllarda bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler ve buna bağlı olarak daha nitelikli ve düşük maliyetli bilgisayarların üretilmesi, bu teknolojinin birçok iş kolunda yaygınlaşmasına zemin hazırlamış, bunun sonucu olarak toplumlarda, bilgisayar konusunda bilgilenme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

Diğer taraftan, farklı öğrenme düzeylerindeki bireylerin eğitiminde ortaya çıkan güçlükler nedeniyle, eğitimde geleneksel yaklaşımların yeterli olamayacağı kanısı yaygınlaşmış ve yeni arayışlara yönelmek bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu ihtiyaç ve arayışlar, bilgisayarların eğitim sürecine girmesinin temel nedenleri olarak gösterilebilir.

Bilgisayarların eğitim sürecinde kullanımının üç alanda toplandığı söylenebilir: • Araç olarak

• Öğrenen olarak • Öğreten olarak

Bu konuda benzer bir yaklaşım da eğitim aracı olarak bilgisayar kullanımının üç ana başlık altında toplandığıdır:

• Bilgisayarla bilgi aktarımı,

• Laboratuvar ortamının ve cihazların simülasyonu, • Alıştırma aracı olarak bilgisayar (Kaşlı, 1991:36).

Bilgi aktarma fonksiyonu, geleneksel olarak öğretmenin bir fonksiyonu olarak değerlendirilmektedir. Aslında bu fonksiyon öğretmenin fonksiyonlarından sadece biri olduğu halde, eğitimde bilgisayar kullanımı söz konusu olduğu zaman bilgisayarı öğretmenin yerini alması riski sık sık vurgulanmaktadır (Taşçı, 1993:21). Bunun bu

(40)

kadar sık dile getirilmesinin en belirgin nedeni, öğretmenin bilgi aktarımı fonksiyonunun, diğer bütün fonksiyonlarını gölgede bırakacak kadar yoğunluk kazanmış olması olarak görülebilir.

Eğitim alanında bilgisayarlardan yararlanma şekilleri gruplandırılmak istenirse (Hızal,1989:74);

• Eğitim araştırmalarında bilgisayar,

• Eğitim hizmetlerinin yönetiminde (yürütülmesinde) bilgisayar,

• Ölçme-değerlendirme ve rehberlik-danışmanlık hizmetlerinde bilgisayar, • Bilgisayar eğitiminde bilgisayar,

• Öğrenme-öğretme süreçlerinde bilgisayar şeklinde gruplandırılabilir.

2.2.2. Bilgisayarların Eğitime Katkıları

Bilgisayarların eğitim alanında kullanılmasının eğitime katkıları şöyle sıralanabilir: • Öğrenmeye etkin katılım sağlar. Öğrenci pasif konumdan aktif konuma geçer. Dolayısıyla daha kalıcı öğrenme sağlanmış olur.

• Etkileşimli bir araçtır. Öğrenci bilgisayar karşısında denetim yetkisini kullanmayı öğrenir.

• Büyük bir esnekliğe sahiptir, etkin bir pekiştiricidir ve sabrı sonsuzdur. • İstenildiği kadar tekrar olanağı sağlar.

• Hızlı öğrenme sağlar. Dolayısıyla zamandan tasarruf sağlanır.

• Yazı tahtası ve ders kitabı kadar geneldir. Yazı, çizim, grafik, sayı, renk, ses vb. çok çeşitli bildirim simgesi durgun ya da hareketli olarak kullanabilir ve çeşitli kaynaklardan yararlanılabilir.

• Uygun biçimde hazırlanmış her türlü programı kullanabilir.

• Ders yazılımlarında çok değişik sürprizlere yer verilerek eğitim zevkli ve ilgi çekici hale getirilebilir.

• Öğrenmeyi bireyselleştirmektedir.

• Bireysel öğretimde de, grup öğretiminde de kullanılabilir.

• Programlı öğretim ilkelerinin dayandığı ilkelerin uygulanmasına hizmet edebilir.

• Eğitimde yönetim, araştırma, rehberlik, ölçme-değerlendirme ve öğretim hizmetlerinde kullanılabilir.

Şekil

Tablo 1: Mobilya Dekorasyon Programı I. Eğitim – Öğretim Yılı Dersleri
Tablo 3:  Öğrencilerin Cinsiyet Durumunu Gösteren Dağılım
Tablo 4: Öğrencilerin Okudukları Programın Üniversite Tercihleri Arasındaki  Yerine Verdikleri Cevabı Gösteren Sayısal Dağılım
Tablo 6: Öğrencilerin Okulda Bulunan Bilgisayar Laboratuvarlarının Çizim  Eğitimi İçin Yeterliliğini Hakkında Verdikleri Cevabı Gösteren Dağılım
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Orhaneli Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü olarak asıl amaç eğitim ve öğretim hizmetlerinin aksamadan sürdürülebilmesi için gerekli malzeme, alet ve araçların faal

TÜRK1201 TÜRKÇE I (2+0+0) 2 AKTS 2 İletişim, iletişim öğeleri, iletişim türleri, sözlü ve yazılı iletişim ve sunum, etkili iletişim becerileri; dilin tanımı

5- Öğrenci, almış olduğu belgeler ile zorunlu stajını gerçekleştirmek istediği işyerine başvuru yapar ve kendisine verilen 3 numaralı formu zorunlu staj

Dersin Tanýmý Bu ders, masif malzeme hakkında genel bilgilerle birlikte masif mobilya imalatında kullanılan makine, alet ve avadanlıkların çalışma prensipleri ile

2-Mazeret Belgesi (Askerlik Sevk Belgesi, Sağlık Raporu vs.) 15 Gün 31 Personel Yurtdışı İzin Çıkış İşlemleri 1-Dilekçe. 2-Yıllık

Bu nedenle veri tabanında yer alan tüm verilerin gerektiğinde kullanılmak üzere başka bir veri tabanına idarece öngörülen içerik ve kapsamda aktarılması,

Baskı makineleri, diğer doküman kopyalayıcılara göre çok daha düşük maliyet, yüksek baskı kalitesi ve yüksek hızlarda baskı imkânı sağlar. Bu özellikleri ile

2-Mazeret Belgesi (Askerlik Sevk Belgesi, Sağlık Raporu vs.) 15 Gün 31 Personel Yurtdışı İzin Çıkış İşlemleri 1-Dilekçe. 2-Yıllık