• Sonuç bulunamadı

3.2.1. Tarihi

a.İlk ve Orta Çağlarda İnegöl

İnegöl’de yapılan Arkeolojik kazılarda çıkarılan tarihi eserlerden İnegöl ve civarında M.Ö. 3000 yılından itibaren yerleşme olduğu anlaşılmaktadır.

Bölge M.Ö. 2000-1900 yılları arasında Anadolu’ya ilk gelen Etiler’in (Hititler) hakimiyetinde kalmıştır. 5000 yıl önce yerleşim olduğu anlaşılan bu topraklarda sırasıyla ; Lidyalılar, Persler, Bitinyalılar yaşamışlardır. Bölge M.Ö. II. Y.Y.ın sonlarında Bergama Krallığı ile beraber Romalılar’ın hakimiyetine girmiştir.

M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla bölge Doğu Roma İmparatorluğu’na kalmış, daha sonra da Bizans İmparatorluğu’na geçmiştir. Bizans döneminde kuzeyden Gotlar ve Hunların, güneyden de Arapların akınları sonucu bölge uzun süre çeşitli devletlerin hakimiyeti altında kalmıştır.

b. Türkler Zamanında İnegöl

Uzun süre Bizanslılar’ın elinde kalan bölge Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın (1075-1081) İznik’i alarak Başkent yapmasıyla da Anadolu Selçukluları’nın hâkimiyetine girer. Türkler çok kısa zamanda orta ve batı Anadolu’nun hâkimi olurlar. Doğuya doğru fetihler yapmak amacıyla yola çıkan 1. Kılıçarslan Malatya kuşatmasını sürdürürken Haçlılar Anadolu’ya geçerek İznik’i kuşatırlar. Yapılan savaşlar sonunda İznik, Bursa ve çevresi 1097 yılında Bizanslılar’a bırakılır. Anadolu Selçuklular’ı İznik, Bursa ve çevresini tekrar alarak

Çanakkale Boğazı’na kadar ilerlerler. Güçlenen Bizans kuvvetleri Türkler’i bir daha İç Anadolu’ya doğru çekilmek zorunda bırakır. Batı Anadolu tekrar Bizanslılar’ın eline geçer ( İnegöl Belediyesi, 2005).

İnegöl’ün Osmanlılar tarafından fethine kadar da Bizans egemenliği bölgede devam eder. İstanbul’un 1204 yılında Haçlılar tarafından alınıp bir Latin Krallığı kurulması üzerine Bizanslılar yönetim merkezlerini İznik’e taşırlar. Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat, Ertuğrulgazi’ye Söğüt ve dolaylarını kışlak, Domaniç ve Ermeni Dağlarını da yazlık olarak verir. Ertuğrulgazi yaşadığı bölgedeki komşu Rum Beylerine ve Tekfurlarına karşı iyi geçinme politikasını uygulayarak Aşiretini maddi ve manevi yönden güçlendirir. Bir süre sonra yaşlanan Ertuğrulgazi Beyliğini oğlu Osmanbey’e devreder. Osman Bey de babası gibi Bursa, Bilecik ve civar Tekfurlarla iyi geçinme politikasını sürdürür.

Lakin Angelacoma (İnegöl) Tekfuru Nicola, Osmanlı Beyliğinin gelecekte bir tehlike olduğunu düşünerek Osman Bey’e karşı da düşmanca tavırlar sergiler.

Osmanlı Aşiretinin her yıl Uludağ’ın Domaniç Yaylasına gidiş gelişlerinde çok defa yol keserek zarar vermekten geri kalmaz. Meydana gelen üzücü olaylar karşısında Osman Bey baba dostları Abdurrahman Gazi ve Akçakoca kendi arkadaşları Turgut Alp, Konur Alp ve Aykut Alp’ın katıldığı bir değerlendirme toplantısı yapar. Bu Tarihi toplantıda İnegöl’ün Fethi kararlaştırılır. Osman Bey’in bir ilkbahar gecesi Angelacoma Kalesine saldıracağı haberini alarak Tekfur Nicola, Ermenibeli denilen yerde pusu kurar. Yapılan savaşta Osman Bey’in genç yeğeni Bay Hoca Şehit olur. Kardeşi Savcı Bey’in oğlunun şehit olması Osman Bey’i çok üzer. Bu üzücü durumun ardından 300 kişilik bir kuvvet ile Angelacoma’ya çok yakın Kolça (Kulaca) Kalesini alır. Bu olay Osmanlı Tarihine ilk Kale Fethi olarak geçer.

Osman Bey İnegöl Tekfuru Nicola’nın tüm çalışmalarını uzun yıllar bu kaleden takip eder. Bu süre içinde Karacahisar (İnönü Kalesi), Bilecik ve Yarhisar Kalelerini alır. Böylece Angelacoma’nın (İnegöl) Tekfurluğu’nun birçok dostu Tarih sahnesinden silinmiş olur. Yapayalnız kalan Nicola’nın da bertaraf edilmesi için kapsamlı ve planlı bir hazırlıktan sonra Osman Bey çok sevdiği dostu Turgut Alp’ı Ancelacoma’nın fethi için görevlendirir. Turgut Alp, 14 yıl akıllıca uygulanan plan sayesinde çevresi iyice daralmış olan Ancelacoma’nın fethini gerçekleştirir. Bu fetih ile Osman Bey Bursa kapısına dayanmış olur. Zaman bir miktar durarak düşünme, planlama ve sorumlulukları paylaşma zamanıdır diyerek, Devlet Kuruluşlarının oluşmasını arzular. Bu amaçla da bugüne kadar alınan toprakların yönetimlerini yakın çalışma arkadaşlarına

devreder. İnegöl ve çevresinin yönetimi Turgut Alp’a verilir. Turgut Alp, bir yandan savaşlara katılırken bir yanda da yaptığı güzel hizmetlerle bölgesine Turgut İli damgasını vurur. Orhangazi ile Bursa’nın fethine katılır. 36 yıl İnegöl ve çevresini yönetir. Yapılan araştırmalar bu yüce insanın kabrinin Turgut Alp (Gence) Köyü mezarlığında olduğunu göstermiştir. Aziz hatırasına da 1986 yılında kabrine güzel bir türbe ve çevre düzenlemesi yapılmıştır ( İnegöl Belediyesi, 2005).

c. Coğrafi Yapısı ve Özellikleri

Güney Marmara bölümünde bulunan Bursa’nın 45 km güneydoğusunda bulunan ilçesidir.. 2008 sayımlarına göre ilçenin nüfusu 133.938’dir. Şehir İnegöl ovasının ortasında kurulmuştur. Yüksekliği 335 metredir ve 10 mahalleden oluşmaktadır. Sakarya’ya karışan Kocasu’nun bir kolu şehrin içinden geçer. Kereste ve mobilya yapımı; değirmencilik ve deri işleri şehrin geçim kaynağıdır. Ayrıca tarım ürünleri için canlı bir ticaret merkezidir.

İnegöl ilçesi 1006 km ² dir ve 96 köyü bünyesinde barındırır. İnegöl ovası kuzeyde Küpelitepe (558 m.) ve Karadoğu Tepesi (534 m.) ile Yenişehir ovasından ayrılmaktadır. Doğusunda Ağı Dağı (1030 m.), batısında Uludağ ve güneyinde ise Uludağ uzantısı olan Domaniç Dağı (1794 m.) ile çevrelenmiştir.

İnegöl havzası 148 km2 yüzölçümüne sahiptir. Havzanın uzunluğu 24 km. olup, doğuda Kurşunlu Kasabasından başlayarak batıya doğru Akıncılar Köyüne kadar uzanır. En geniş kesimi olan Hocaköyde ise 9 km. genişliği bulunmaktadır.

Ovanın zemini alüvyonlarla kaplıdır. Ovanın güneyini kuşatan ve kütlesi granit, gnays ve mermerlerden oluşan Domaniç Dağına kadar olan bölüm, ortalama yükseltisi 700 m. olan tepelik alanları içerir(Meydan Larousse, 2004:496, İnegölhaber, 2008).