• Sonuç bulunamadı

Ulus'un küstahlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ulus'un küstahlığı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M A K A L E

«Ulus» un küstahlığı

İsmail Hami DANİŞMEND

(Miliiyet) in 26 Nisan ta* riiıli nüshasında çıkan (Şükrü Paşa) başlıklı ya­ zımda rahmetli Edirne mü- dâfiiuiıı bana bir gün not ettirdiği feci bir ihanet macerasından bahsetmiş­ tim. Kısaca hatırlatayım: Balkan Harbi başlamadan evvel (ittihat ve Terakki) Hükümeti sukut etmiş \ e muhalifler iş başına gelmişti, i t t i h a t ç ı - 1 a r devlet koltuklarına yeniden kurulmak için el­ lerinden ne gelirse yapıyor lar ve bilhassa muhalif hü­ kümeti Balkan Harbinde mağlûbiyete uğratıp suku­ tunu te'min içüı orduda bozgunculuk propagandası yapmaktan bile çekinmi­ yorlardı. Tam işte o sıra­ da (ittihat ve Terakki) nin cıı mühim şahsiyeti o- lası eski Dâhiliye Nazırı T a l â t gönüllü nefer sıfatiyle Edimeye gelmiş ve ikinci derecedeki ku­ mandanların oturdukları binaya yerleşip bir (Nefer , Paşa) muamelesi görmeğe

-başlamıştı:

O haliyle devekuşunu andıran Talâtın yegâne hedefi bozgunculuktan iba­ retti ve yaptığı da bundan başka bir şey değildi; fa­ kat Şükrü Paşaya raporlar gidivordu: Nihayet Paşa nefer beye derhal Edirne- yi terketmesini emretti ve işte bundan dolayı (ittihat ve Terakki) komitesi Bâb-ı - Âl! baskını üzerine tekrar iş başına gelince Şükrü Pa­ şayı tekaüde sevkediperdi.

Böyle bir vak’anm vukua gelmemiş olduğunu iddia edebilmek, yani bunu tek­ zip edebilmek için gerek ta­ rih metodu, gerek akıl ve iz’an bakımından yapıla­ cak şey gayet basittir: it­ tihatçı Talâtın gönüllü ne­ fer olarak Edirneye gitme­ miş, Şükrü Paşanın kendi­ sini Istanbula iade etme­ miş ve bilhassa (ittihat ve Terakki) komitesiinn Bal­ kan Harbinde bozgunculuk etmeğe kalkışmamış oldu­ ğunu vesikaları ve delille­ riyle isbat etmek lâzımdır, Öyie yapmayıp ve yapama- * yıp da uluorta red ve in­ kâr eden mugalâtacı bir şarlatan vaziyetinde kalır. Böyle bir şarlatanlığa bir takım iftiralarla şüphe u- yaudıracak imâlar da ka­ rıştırılacak olursa, işin ah­ lâkî mahiyeti büsbütün de­ ğişir: Ankarada lıâlâ neş­ redilmekte olan (Ulus) ga­ zetesinin 28 Nisan tarihli nüshasında benim (Şükrü Paşa) başlıklı yazıma karşı işte o mahiyette bir «Ten- kid» neşredilmiştir. (Bü­ yük Türk şehidine çirkin bir tecavüz) serlevhasiyle neşredilen bu küstahça he­ zeyana göre (Büyük Türk şehidi) kimdir, bilir misi­

niz? Yeryüzündeki son Türk imparatorluğunun on seııe içinde inkırazına se­ bep olduktan sonra ve el­ de kalan toprakların işga­ linden bir kaç gün evvel milleti yüzüstü bırakıp kaçmış olan komiteci Ta- lâttır.

(Ulus) daki hezeyana göre işte bu Talât Balkan Harbinde Edimeye gidip bozgunculuk etmemiştir! Etmediğinin delilleri ne­ dir, bilir inisiniz? Bu par­ lak inciler şöyle sıralana­ bilir;

1 — Ben «Adnan Mende­ resin resmî ilânlarla yem­ lediği gazetelerden birin­ de» yazı yazıyormuşum: Bu mantığa göre resmî ilân alan bir gazetede neş­ ri ilmiş tarihi bir yazının doğru olmaması lâzım ge­ lir!

2 — Şükrü Paşa Balkan Harbinden sonra tekaüde sevhedilmiş olduğu için «ittihatçılara karşı infiali olup olmadığı» bilinemez­ miş: Bu mantığa göre de şanlı adı bütün dünyada bir hürmet heyecanı uyan­ dıran büyük Türk kahra­ manının garazkârlık ede­ rek komiteci Talâla iftira­ ya tenezzül etmiş olmak ihtimali vardır!

3 — Edirne müdâfii öl­ müş olduğu için, benim kendi ağzmdan nakletti­ ğim bozgunculuk mâcarâ- smı tekzip edemeziniz; Bu mantığa göre de Şükrü Pa­ şanın sözlerini benim uy­ durmuş olmam lâzım ge­ lir!

4 — Bu mâcerâyı benim uydurmuş olduğumun en kestirme delili hüviyetimle mâzimde gösterilebilirmiş: Çünkü ben millî mücade­ lenin başında Mustafa Ke­ mal Paşanın yanına gittik­ ten sonra Istanbula dönüp Sultan Vahîdüddin’le Da- mad Feridin y-anlarma kaç mışım, fakat sonradan af­ fedilmişim! işte bundan dolayı Talâtın Edirnede bozgunculuk etmemiş ol­ ması lâzım gelirmiş!

Böyle bir mantık oyunu­ nu bir tımarhânede bile dinlemek pek nadir bir te­ sadüf eseri olsa gerektir. Dünyada en kolay şey iftiradır ve en çirkin vazi­ yet de iftirası vesikalar ve delillerle çürütülüp teşhir edilmiş müfterilerin vazi­ yetidir: (Ulus) gazetesi m küstahça ve avm zamanda en budalaca isnatlarla ba­ na iftiralar savurmak cür’e- tiude bulunmuş olduğu için işte öyle bir âkıbete çanak tutmuş demektir. Yarmki yazımdan itibaren bu ga­ zetenin hezeyanları her tür lü vesikaları ve delilleriy­ le teşhir edilip haddi bildi­ rilecektir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Gerçek şu ki Metin Toker'siz bir ba­ sın artık eskisi kadar ilginç olmaya­ caktır. İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha

Nous travaillions beaucoup avec quelques ouvrières Que nous avons déniché au prix de mille difficul­ tés pour terminer les robes que nous avions. Nous allons

Asıl ismi Mehmet Ziya olan Gökalp 1876 da doğdu, idadiyi bitirdikten sonra amcası Habib efendiden arapça ve farsça, kendi kendine de fransızca

Dolayısıyla Hindistan; gerek nüfus yoğunluğu ve gerekse de Gayri Safi Milli Hâsıla olarak yüksek hızlı demiryolu yapımına birkaç yıl içerisinde girmek için yeterli

萬芳醫院新陳代謝科薛宇君醫師淺談甲狀腺

Buna göre her bir burun deliği tarafından algılanan koku yoğunlukları karşılaştırılıyor ve yüksek yoğunluk hissedilen burun deliğinin ava daha yakın olduğu

Oysa, 251 milyon y›l önce, Permiyen döneminin sonunda meydana gelen çok daha büyük çapl› yok oluflun nedeni hala tart›flmal›.. Bulgular, Permiyen dönemi sonunda deniz

Hükümdar 1892'de semt görev yapan Hacı Hüseyin sakinleri için Meşrutiyet Camü'ni yaptırdı ve Efendi, sahip olduğu arazilerin babasının inşa ettirdiği Teşvikiye Camü'ni