İstanbul
Resim Heykel
1
» i t t 1 MüzesFnde
g u r a s @ m iiliy e t .c o m .t r ■İ
stanbul Resim ve Heykel Müzesi, Türkiy e’nin en büyük koleksiyonuna sahip. Mü zede 4 9 5 heykel, 7 2 1 3 tablo, toplam 7 8 5 3 eser var. O sm an Hamdi, Şeker Ahmet Paşa, İbrahim Çallı, Bedri Rahmi dönemlerin den bu yana Türk sanatçılannın yaptıklan hey kellerin ve tablolann en güzelleri müzede...
Bunlan görm ek için para ödemeye gerek yok... Ama kimsenin İstanbul Resim ve Hey kel Müzesi’nden haberi yok. Müzeye giden, gören yok.
Buna karşılık sınırlı imkanlarla açılan ve henüz em eklem e aşamasında bulunan Sakıp Sabancı Müzesi’ni, Eczacıbaşı’nın İstanbul M odern’ini herkes biliyor. Ç ok kişi gezdi. Sad- berk Hanım Müzesi, Rahmi Koç Müzesi baş ka yönleriyle ilgi görüyor...
H em de İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, İstanbul’un köşesinde bucağında değil. Beşik taş’ta. Dolm abahçe Sarayının uzanüsı olan bir binada... Hem de yetmiş yıllık bir müze.
Açılalı bir ay olmayan İstanbul Modern M üzesine insanlar koşa koşa geliyor. Günde 3 bin kişi geziyor. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi 7 0 yıllık. Günde belki 2 0 kişi kapıdan içeri giriyor. Yıllık ziyaretçi sayısı 3 bini aşmı yor.
Nedeni basit. İstanbul M odern’i sahiplenen bir kişi var: O ya Eczacıbaşı... İstanbul Resim ve Heykel Müzesi sahipsiz... Halbuki müzeyi kuran Atatürk. Atatürk, Türkiye’nin ilk resim ve heykel müzesinin kurulması için Dolma bahçe Sarayının Veliaht D airesini tahsis ettir miş. Selamlık, harem ve muayede salonundan oluşan 9 bin metrekarelik bu bölümde 1 9 3 7 yılı eylül ayında müze açılmış. Dolmabahçe Sarayı, Ankara Halkevi, Maarif Vekaleti ve TBM M gibi yerlerdeki resim ve heykeller mü zeye gönderilmiş. Daha sonra müze koleksi yonunun zenginleştirilmesi için yoğun çaba sarf edilmiş.
Müze kurulduğunda yönetim sorumluluğu, müzenin hem en yakınında bulunan Güzel S a natlar A kadem isine (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesine) verilmiş. Halil Dikmen müzenin ilk müdürü olmuş.
Müze sahipsiz, perişan
Ö nce Akademi’den sonra üniversiteden görevlendirilen hocalar belli sürelerle müdür lük yapmış. Kimi müdürlüğü ciddiye almış, ki mi almamış. Müzenin giderleri Akademi ve daha sonra üniversite bütçesinden karşılandı ğından müze “sadaka’ yla yaşar, herhangi bir “devlet dairesi” gibi işler hale gelmiş.
Bugün binası perişan. Her şeyiyle perişan. Üniversitede ve müzede konuşacak, bilgi ala cak kişi bulamadım. Beşiktaş C addesine açı lan ön kapı kapalı. Deniz yönündeki kapıdan girmek sorun... B ina yıllardır tamir görmedi ğinden çökecek durumda. 7 8 5 3 eserin sade ce 1 5 0 kadarı sergilenebiliyor. Diğerleri depo da. Depodaki eserlerin durumu “m eçhul”... Müze cumartesi, pazar ve diğer tatil günleri kapalı. Hafta içi saat 1 0 .0 0 ’dan 1 6 .3 0 ’a ka dar gezilebiliyor. Tanıtımı yok. Ziyaretçiyle ilgi lenen yok.
Rektörü ve de hocalan müzeye ilgi duyma- dıklan için, koskoca Mimar Sinan Güzel S a natlar Üniversitesi, devlet imkanlanyla, kurulu bir müzeye sahip çıkamazken, aileler, kendi imkanlarıyla ailenin bir üyenin çabasıyla müze ler kuruyor... Sanat hâzinesini, yıllann müzesi ni, bu hallere düşüren güzel sanatlar eğitimin den sorumlu rektörler ve hocalar “Devlet mü zecilik yapamıyor” diyerek sorumluluktan kur tulamazlar. İstanbul’daki Türk ve İslam Eserle ri Müzesi de devlet müzesi. Nazan Ölçer is minde bir hanım müdür, devlet memuru ola rak, devlet imkanlanyla bu müzeyi dünya mü zeleri çizgisine çıkarabildi.
B en Beşiktaş'tan geçerken, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar M üzesinin ana giriş kapısının hem en karşısında, yol boyu uzanan “Dolma bahçe Sarayı Muhafızlannın Eski Kışla” bina- lannı müzeye dönüştürme hayalini kuranm. Bu binalarda eskiden Beşiktaş Askerlik Şubesi ve inzibat Bölüğü vardı. Şimdilerde binalar boş durumda... Bilileri müzeye sahip çıkabilse as kerlerimiz seve seve bu binalan Atatürk’ün müzesinde gün ışığına çıkamayan, depolarda çürüyüp giden eserlerin sergilenmesi için verir. Başbakanımız binalann onanm ına seve seve para bulur. Ama bu işi kendine misyon edine cek bir sanatsevere ihtiyaç var.
(Müzedeki sanat eserlerinin görüntülerine