• Sonuç bulunamadı

Konya'daki klasik dönem Osmanlı camileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya'daki klasik dönem Osmanlı camileri"

Copied!
255
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SANAT TARİHİ ANA BİLİM DALI

KONYA’DAKİ KLASİK DÖNEM OSMANLI

CAMİLERİ

Gülçin TOKTAŞ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

PROF. DR. ALİ BAŞ

(2)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SANAT TARİHİ ANA BİLİM DALI

KONYA’DAKİ KLASİK DÖNEM OSMANLI

CAMİLERİ

Gülçin TOKTAŞ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

PROF. DR. ALİ BAŞ

Bu çalışma Bilimsel Araştırma Projeleri tarafından 12203014 nolu Yüksek Lisans tez projesi olarak desteklenmiştir.

(3)

i

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Ö ğr en ci n in

Adı Soyadı Gülçin Toktaş Numarası 104204001005 Ana Bilim /

Bilim Dalı Sanat Tarihi / Sanat Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camileri

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(4)

ii

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Ö ğr en ci n in

Adı Soyadı Gülçin Toktaş Numarası 104204001005 Ana Bilim /

Bilim Dalı Sanat Tarihi / Sanat Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. ALİ BAŞ

Tezin Adı Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camileri

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camileri” başlıklı bu çalışma 10.11.2016 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(5)

iii

ÖNSÖZ

Konya, tarih boyunca Anadolu’nun önemli bir merkezi ve geçit yerlerinden birisi olmuştur. Bu bağlamda da önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Selçuklu devletine de başkentlik yapan şehir, ev sahipliği yaptığı medeniyetlere ait kültürel zenginliklerin izlerini taşımaktadır.

Çeşitli dönemlere ait tarihi eserleri ile bir görsel şölen görünümüne sahip şehir ile ilgili olarak şimdiye kadar birçok çalışma yapılmıştır. Ancak Osmanlı dönemi hakkında yapılan çalışmaların sınırlı olması, bizim bu konu üzerinde durmamıza neden olmuştur.

Konya’da yer alan Klasik Osmanlı Camilerini genel bilimsel yayınlar dışında ayrıntılı olarak bütün halinde ele alan yayın bulunmamaktadır. Konya ili ve ilçelerinde yer alan bu Osmanlı yapılarının her birinin ayrıntılı olarak ele alınması bu konudaki eksikliğin tamamlanmasına az da olsa katkı sağlayacaktır.

Katalog kısmında ayrıntılı bir şekilde ele almaya çalıştığımız Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camileri adlı tez çalışmasında, bilgi ve tecrübelerini paylaşan, bana yön veren ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen sayın hocam Prof.Dr. Ali BAŞ’a teşekkürlerimi borç bilirim. Ayrıca çalışmalarım sırasında fikirlerinden faydalandığım Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çetinarslan’a, süsleme konusunda bilgi ve deneyimlerine başvurduğum Zeleha Kuvvet’e, yapılara ait çizimlerin büyük çoğunluğu Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünden temin edildiğinden, başta Bölge Müdürü Sayın İbrahim Genç olmak üzere müdürlük çalışanlarına, Halil İbrahim Yiğiter’e, maddi manevi desteklerini esirgemeyen ailemin bütün fertlerine ve özverilerinden dolayı Aykut Delibayır’a sonsuz teşekkürlerimi arz ederim.

Çalışmalarıma büyük katkı sağlayan Selçuk Üniversitesi BAB Koordinatörlüğüne de teşekkürlerimi sunarım.

Gülçin TOKTAŞ Konya - 2016

(6)

iv

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camileri adlı bu çalışmada; Konya il merkezi ve ilçelerde yer alan cami ve mescitler incelenmiştir. Bu yapıların bazıları daha önce ayrıntılı olarak incelenmişse de, büyük bölümü hakkında detaylı bir araştırma yapılmamıştır. Mevcut yapıların bir kısmı ise, zaman zaman bilinçsizce yapılan onarımlara maruz kalmıştır.

Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camileri adlı çalışma, dört ana bölümden oluşmaktadır.

I. Bölümde, “Giriş” başlığı altında; Konunun Tanımı, Sınırları ve Önemi, Araştırmada İzlenen Yöntem, Konuyla İlgili Kaynak Araştırmaları, Konya Coğrafya ve Tarihi üzerinde durulmuştur.

II. Bölümde “Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camileri” başlığı altında; Konya il ve ilçelerinde bulunan ve Klasik Dönem Osmanlı döneminde inşa edilmiş günümüze ulaşabilen oniki adet cami ve mescit yapım tarihlerine göre tanıtılmıştır. Katalog bölümünde oniki adet yapının mimarisi, malzeme, teknik özellikleri, süslemesi ve yapılan onarımlardan bahsedilmiştir. Eserlerin ayrıntılı tanımları yapılarak plan ve fotoğraflarla desteklenmiştir. III. Bölümde “Değerlendirme” başlığı altında camiler, Malzeme, Plan, Mimari Elemanlar, Yapı Elemanları, Süsleme olmak üzere 5 bölümde incelenmiştir. Bu bölümde eserlerin analizi yapılarak ortak sonuçlar elde edilmeye çalışılmıştır.

IV. Bölüm olan “Sonuç” kısmında, Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı camilerinin, Türk Sanatı ve Mimarlık tarihi açısından sahip oldukları önem vurgulanarak, senteze ulaşılmıştır.

Bu çalışma ile Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camileri bütüncül bir yaklaşımla ele alınmış ve araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.

Ö ğr en ci n in

Adı Soyadı Gülçin Toktaş Numarası 104204001005 Ana Bilim /

Bilim Dalı Sanat Tarihi / Sanat Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. ALİ BAŞ

(7)

v

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

In this study, called classical Ottoman Mosques in Konya, Konya provincial Center and located in mosques and small mosques were studied. Although some of these structures has been examined in detail beforehand, there has not been a detailed research about the large portion of the. Some portion of the existing structure, had exposed to repair unconsciously made from time to time.

Work that called Classical Ottoman Mosques in Konya consist of four main sections.

In the first part, under the heading "Introduction"; the definition, borders and importance of the subject, the study tracked method, research resources on the subject, Konya geography and history were emphasized.

In the second part "Classic Ottoman Mosques in Konya” under the title; Konya province and townships were built during the Ottoman period and classical period the classic Period that survived the construction of twelve pieces have been introduced according to the mosque and small mosque. The architectural structure twelve sections in the catalog, materials, specifications, decorations are mentioned and made repairs. A detailed description of the works performed supplemented with photographs and plans.

III. Section under the heading "evaluation" mosques; Materials, plans, Architectural Elements, building elements are explored in Chapter 5. Making public the results of the analysis in this chapter has tried to obtain work.

IV. Section "Conclusion" section, The Ottoman mosque of the classical period in Konya, Turkish art and Architecture with emphasis on the importance they have in terms of the history, synthesis.

Working with these Classic Ottoman Mosques in Konya, a holistic approach are discussed and presented to benefit researchers.

Ö ğr en ci n in

Adı Soyadı Gülçin Toktaş Numarası 104204001005 Ana Bilim /

Bilim Dalı Sanat Tarihi / Sanat Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof. Dr. ALİ BAŞ

Tezin İngilizce

(8)

vi

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... i

YÜKSEK LİSANS TEZ KABUL FORMU ... ii

ÖNSÖZ ... iii

ÖZET ... iv

SUMMARY ... v

İÇİNDEKİLER ... vi

ÇİZİM LİSTESİ ... x

FOTOĞRAF LİSTESİ... xii

1. GİRİŞ ... 1

1.1. Konunun Tanımı, Sınırları ve Önemi ... 1

1.2. Araştırmada İzlenen Yöntem ... 1

1.3. Konuyla İlgili Kaynak Araştırmaları ... 2

1.4. Konya Coğrafya ve Tarihi ... 6

2. KONYA’DAKİ KLASİK DÖNEM OSMANLI CAMİLERİ ... 9

2.1. Akşehir Hasan Paşa Camisi ... 9

2.2. Kadınhanı Hacı Mehmetli Camisi ... 20

2.3. Doğanhisar Çarşı Camisi ... 24

2.4. Konya Piri Mehmet Paşa Camisi ... 30

(9)

vii

2.6. Doğanhisar Ulu Camisi... 42

2.7. Ereğli Ağalar (Boyacı Ali) Mescidi ... 53

2.8. Karapınar Yağmapınar Mescidi ... 56

2.9. Karapınar Sultan Selim Camisi ... 60

2.10. Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi ... 69

2.11. Ilgın Lala Mustafa Paşa Camisi ... 85

2.12. Konya Şerafeddin Camisi ... 95

3. DEĞERLENDİRME ... 111 3.1. Malzeme ... 111 3.1.1. Taş ... 111 3.1.2. Mermer... 111 3.1.3. Devşirme Malzeme ... 112 3.1.4. Tuğla ... 112 3.1.5. Harç ... 113 3.1.6. Ahşap ... 113 3.1.7. Alçı ... 113 3.1.8. Metal ... 114 3.1.9. Kiremit ... 114 3.1.10. Çini ... 114

(10)

viii

3.2. Plan ... 115

3.2.1. Merkezi Kubbesi Tek Yönden Yarım Kubbe İle Genişletilenler .... 115

3.2.2. Kare Mekanlı Tek Kubbeli Camiler ... 116

3.2.3. Ahşap Direkli Camiler ... 116

3.2.4. Tek Mekanlı Düz Tavanlı Camiler ... 117

3.3. Mimari Elemanlar ... 117

3.3.1. Taşıyıcı ve Destekleyiciler ... 117

3.3.1.1. Duvarlar ... 117

3.3.1.2. Ayaklar, Sütunlar ve Ahşap Direkler ... 117

3.3.1.3. Kemerler ... 118 3.3.2. Geçiş Elemanları ... 119 3.3.3. Üst Örtü Sistemleri ... 119 3.4. Yapı Elemanları ... 119 3.4.1. Kapılar ... 119 3.4.2. Pencereler ... 120 3.4.3. Mihraplar... 121 3.4.4. Minberler... 122 3.4.5. Kürsüler ... 122 3.4.6. Mahfiller ... 123

(11)

ix 3.4.8. Avlu ... 125 3.4.9. Minareler ... 125 3.5. Süsleme ... 126 3.5.1. Taş Süsleme ... 127 3.5.2. Mermer Süsleme ... 128 3.5.3. Tuğla Süsleme ... 129 3.5.4. Çini Süsleme ... 130

3.5.5. Kalem İşi Süsleme ... 130

3.5.6. Ahşap Süsleme ... 131 3.5.7. Alçı Süsleme ... 133 4. SONUÇ ... 134 KAYNAKÇA ... 136 ÇİZİMLER ... 142 FOTOĞRAFLAR ... 170

(12)

x

ÇİZİM LİSTESİ

Çizim 1: Hasan Paşa Camisi plan

Çizim 2: Hasan Paşa Camisi kuzey cephe görünüş Çizim 3: Hasan Paşa Camisi doğu-batı kesiti Çizim 4: Hacı Mehmetli Camisi plan

Çizim 5: Çarşı Camisi plan

Çizim 6: Çarşı Camisi mahfil kat plan Çizim 7: Piri Mehmet Paşa Camisi plan Çizim 8: Muallimhane Camisi plan Çizim 9: Doğanhisar Ulu Camisi plan

Çizim 10: Doğanhisar Ulu Camisi doğu-batı kesiti Çizim 11: Ağalar (Boyacı Ali) Mescidi plan

Çizim 12: Ağalar (Boyacı Ali) Mescidi doğu-batı kesiti Çizim 13: Yağmapınar Mescidi plan

Çizim 14: Karapınar Sultan Selim Camisi plan Çizim 15: Konya Sultan Selim Camisi plan

Çizim 16: Konya Sultan Selim Camisi kuzey-güney kesiti Çizim 17: Konya Sultan Selim Camisi kuzey cephe görünüş Çizim 18: Konya Sultan Selim Camisi müezzin mahfili Çizim 19: Konya Sultan Selim Camisi mihrap

(13)

xi Çizim 20: Konya Sultan Selim Camisi minber

Çizim 21: Lala Mustafa Paşa Camisi plan

Çizim 22: Lala Mustafa Paşa Camisi kuzey-güney kesiti Çizim 23: Şerafeddin Camisi alt kat plan

Çizim 24: Şerafeddin Camisi kuzey-güney kesiti Çizim 25: Şerafeddin Camisi üst kat plan

Çizim 26: Şerafeddin Camisi mihrap

Çizim 27: Şerafeddin Camisi doğu-batı kesiti Çizim 28: Şerafeddin Camisi müezzin mahfili Çizim 29: Şerafeddin Camisi minare kesiti

(14)

xii

FOTOĞRAF LİSTESİ

Fotoğraf 1: Hasan Paşa Camisi genel görünüş

Fotoğraf 2: Hasan Paşa Camisi son cemaat yeri genel görünüş Fotoğraf 3: Hasan Paşa Camisi tamir kitabesi

Fotoğraf 4: Hasan Paşa Camisi taç kapı Fotoğraf 5: Hasan Paşa Camisi kitabe Fotoğraf 6: Hasan Paşa Camisi kapı kanatları Fotoğraf 7: Hasan Paşa Camisi mahfil

Fotoğraf 8: Hasan Paşa Camisi mihrap ve minber Fotoğraf 9: Hasan Paşa Camisi minare

Fotoğraf 10: Hacı Mehmetli Camisi doğu cephesi

Fotoğraf 11: Hacı Mehmetli Camisi harimden genel görünüş Fotoğraf 12: Hacı Mehmetli Camisi mahfil

Fotoğraf 13: Hacı Mehmetli Camisi yazlık alan mihrap ve kitabe Fotoğraf 14: Hacı Mehmetli Camisi minare

Fotoğraf 15: Çarşı Camisi üst örtü Fotoğraf 16: Çarşı Camisi doğu cephesi Fotoğraf 17: Çarşı Camisi batı cephesi

Fotoğraf 18: Çarşı Camisi mahfil giriş kapısı ve kitabe Fotoğraf 19: Çarşı Camisi mahfil

(15)

xiii Fotoğraf 20: Çarşı Camisi mihrap ve minber

Fotoğraf 21: Çarşı Camisi minare

Fotoğraf 22: Piri Mehmet Paşa Camisi genel görünüş Fotoğraf 23: Piri Mehmet Paşa Camisi son cemaat yeri Fotoğraf 24: Piri Mehmet Paşa Camisi taç kapı

Fotoğraf 25: Piri Mehmet Paşa Camisi mahfil Fotoğraf 26: Piri Mehmet Paşa Camisi mihrap Fotoğraf 27: Piri Mehmet Paşa Camisi minber Fotoğraf 28: Piri Mehmet Paşa Camisi minare Fotoğraf 29: Muallimhane Camisi genel görünüş Fotoğraf 30: Muallimhane Camisi harim ve üst örtü Fotoğraf 31: Muallimhane Camisi doğu cephesi Fotoğraf 32: Muallimhane Camisi doğu cephesi Fotoğraf 33: Muallimhane Camisi mahfil

Fotoğraf 34: Muallimhane Camisi mihrap ve kitabe Fotoğraf 35: Muallimhane Camisi minber

Fotoğraf 36: Muallimhane Camisi minare Fotoğraf 37: Muallimhane Camisi doğu duvarı Fotoğraf 38: Doğanhisar Ulu Camisi genel görünüş Fotoğraf 39: Doğanhisar Ulu Camisi üst örtü

(16)

xiv Fotoğraf 40: Doğanhisar Ulu Camisi son cemaat yeri

Fotoğraf 41: Doğanhisar Ulu Camisi kitabe

Fotoğraf 42: Doğanhisar Ulu Camisi mihrap önü tavanı Fotoğraf 43: Doğanhisar Ulu Camisi orta sahın süsleme detay Fotoğraf 44: Doğanhisar Ulu Camisi yan sahın süsleme detay Fotoğraf 45: Doğanhisar Ulu Camisi mahfil

Fotoğraf 46: Doğanhisar Ulu Camisi mahfil detay Fotoğraf 47: Doğanhisar Ulu Camisi mihrap Fotoğraf 48: Doğanhisar Ulu Camisi minber Fotoğraf 49: Doğanhisar Ulu Camisi dolaplı niş

Fotoğraf 50: Doğanhisar Ulu Camisi minare kaide kısmı Fotoğraf 51: Doğanhisar Ulu Camisi minare

Fotoğraf 52: Ağalar (Boyacı Ali) Mescidi genel görünüş Fotoğraf 53: Ağalar (Boyacı Ali) Mescidi doğu cephesi Fotoğraf 54: Ağalar (Boyacı Ali) Mescidi güney cephe

Fotoğraf 55: Ağalar (Boyacı Ali) Mescidi kuzeydoğu cephe giriş ve kitabe Fotoğraf 56: Ağalar (Boyacı Ali) Mescidi doğu bölümü mihrap

Fotoğraf 57: Yağmapınar Mescidi genel görünüş Fotoğraf 58: Yağmapınar Mescidi kitabe

(17)

xv Fotoğraf 60: Yağmapınar Mescidi harimden genel görünüş

Fotoğraf 61: Yağmapınar Mescidi mihrap Fotoğraf 62: Yağmapınar Mescidi minber

Fotoğraf 63: Karapınar Sultan Selim Camisi genel görünüş Fotoğraf 64: Karapınar Sultan Selim Camisi son cemaat yeri Fotoğraf 65: Karapınar Sultan Selim Camisi kitabe

Fotoğraf 66: Karapınar Sultan Selim Camisi taç kapı Fotoğraf 67: Karapınar Sultan Selim Camisi kapı kanatları Fotoğraf 68: Karapınar Sultan Selim Camisi kilit ağzı

Fotoğraf 69: Karapınar Sultan Selim Camisi harimden genel görünüş Fotoğraf 70: Karapınar Sultan Selim Camisi mihrap

Fotoğraf 71: Karapınar Sultan Selim Camisi minber Fotoğraf 72: Karapınar Sultan Selim Camisi mahfil Fotoğraf 73: Karapınar Sultan Selim Camisi minare

Fotoğraf 74: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi genel görünüş Fotoğraf 75: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi plan detay

Fotoğraf 76: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi doğu cephe taç kapı Fotoğraf 77: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi batı cephesi

Fotoğraf 78: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi güney cephe süsleme Fotoğraf 79: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi son cemaat yeri

(18)

xvi Fotoğraf 80: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi taç kapı

Fotoğraf 81: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi harim ayaklar Fotoğraf 82: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi hünkar mahfili Fotoğraf 83: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi müezzin mahfili Fotoğraf 84: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi mihrap

Fotoğraf 85: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi minber Fotoğraf 86: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi minare

Fotoğraf 87: Konya Sultan Selim (Selimiye) Camisi kütüphaneye geçiş kapısı Fotoğraf 88: Lala Mustafa Paşa Camisi genel görünüş

Fotoğraf 89: Lala Mustafa Paşa Camisi son cemaat yeri Fotoğraf 90: Lala Mustafa Paşa Camisi kitabe

Fotoğraf 91: Lala Mustafa Paşa Camisi taç kapı

Fotoğraf 92: Lala Mustafa Paşa Camisi harimden genel görünüş Fotoğraf 93-94: Lala Mustafa Paşa Camisi mahfil

Fotoğraf 95: Lala Mustafa Paşa Camisi mihrap Fotoğraf 96: Lala Mustafa Paşa Camisi minber

Fotoğraf 97: Lala Mustafa Paşa Camisi müezzin mahfili Fotoğraf 98: Lala Mustafa Paşa Camisi vaaz kürsüsü Fotoğraf 99: Lala Mustafa Paşa Camisi minare Fotoğraf 100: Şerafeddin Camisi genel görünüş

(19)

xvii Fotoğraf 101: Şerafeddin Camisi doğu cephesi

Fotoğraf 102: Şerafeddin Camisi batı cephesi

Fotoğraf 103: Şerafeddin Camisi güney cephesi türbe Fotoğraf 104: Şerafeddin Camisi kitabe

Fotoğraf 105: Şerafeddin Camisi son cemaat yeri Fotoğraf 106: Şerafeddin Camisi taç kapı

Fotoğraf 107: Şerafeddin Camisi harim genel görünüş Fotoğraf 108-109: Şerafeddin Camisi mahfil

Fotoğraf 110: Şerafeddin Camisi mihrap Fotoğraf 111: Şerafeddin Camisi minber

Fotoğraf 112: Şerafeddin Camisi müezzin mahfili Fotoğraf 113: Şerafeddin Camisi minare

(20)

1

1. GİRİŞ

1.1. Konunun Tanımı, Sınırları ve Önemi

“Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camileri” adlı bu tez çalışmasında, Konya il merkezinde ve ilçelerde yer alan Klasik Dönem Osmanlı cami ve mescitleri ele alınmıştır. Konya hakkında yapılan çalışmalar Selçuklulara başkentlik yapması sebebiyle de daha çok Selçuklu eserleri üzerine yoğunlaşmıştır. Osmanlı Dönemi sanatı hakkında yapılan çalışmaların sınırlı olmasından dolayı, bu bağlamda en önemli örneklerini İstanbul’ da veren Klasik Osmanlı Mimarisinin taşradaki yansımaları olan bu önemli örnekler bir arada toplanmış ve kendi içerisinde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Yapılar incelenmiş, mimari ve sanatsal özellikleri anlatılmıştır. Bu tez çalışmasında zaman sınırlaması olarak, Osmanlı Mimarisinin “Klasik Dönemi” olarak adlandırılan dönem dikkate alınmıştır. Bu dönem içerisinde yer alan eserler bilimsel metotlarla incelenerek Türk Sanatı içindeki yerleri belirlenmeye çalışılmıştır.

1.2. Araştırmada İzlenen Yöntem

Bu çalışmada Konya il ve ilçelerinde yer alan Klasik Dönem Osmanlı camileri incelenmiştir. Tez konusunun oluşumunda ilk aşama olan kaynak taramasında konuyla ilgili doğrudan ve dolaylı yayınlara ulaşılmıştır. Bundan hareketle bu konuda yayınlanan kaynaklar okunmuştur. Ayrıca, Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü arşivinden alınan bilgiler ve konuyla ilgili çizimler araştırmamız için önem arz etmektedir. Araştırmamızın ikinci aşamasında arazi çalışması yapılarak, eserlerin fotoğrafları çekilmiş ve çizimleri için ölçü alınmıştır. Daha önce yapıların çizimini yapan kişi ve kurumlar da belirtilmiştir. İncelenen yapıların anlatımında belirli bir düzen takip edilerek fotoğraflarla desteklenmiştir.

Çalışmamız dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm olan giriş bölümü başlığı altında konunun tanımı sınırları ve önemi, araştırmada izlenen yöntem, konuyla ilgili kaynak araştırmaları ve Konya coğrafya ve tarihi adlı alt başlıklarla çalışmamız ile ilgili giriş niteliğinde bilgiler verilmiştir.

(21)

2 İkinci bölüm, katalog kısmından oluşmaktadır. Toplamda oniki adet olan yapıların her biri katalog bölümünün alt başlığını oluşturmuş, eserler kronoloji dikkate alınarak sıralanmıştır. Eserlerin anlatılmasında sırasıyla; inceleme tarihi, inşa tarihi, yaptıran (bani), usta (sanatçı), yapının yeri hakkında kısa bilgiler verilmiştir. Daha sonra, mimari ve yapım özellikleri, süsleme ve tarihlendirme hakkında sırasıyla ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Süsleme kısmında yapıda görülen bütün süsleme ve teknikleri anlatılmaktadır. Yalnız sıva üzerine yapılan kalemişi dışında kalan süslemeler yapı elemanları anlatılırken tanıtılmış, eğer yapıda kalemişi süsleme varsa her bir yapının tanımının sonunda bunlara değinilmiştir. Bunda çoğu yapıda özellikle özgün kalemişi süslemenin bulunmayışı ve önemli örneklerin kalemişi süslemelerinin geçen yüzyılda yapılmış olmasının rolü olmuştur. Tarihlendirme kısmında ise eserin, varsa mevcut kitabesi yoksa süsleme ve mimari özelliklerinden yola çıkarak, kaynak desteği ile tarihlendirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Klasik Osmanlı Mimarisi içindeki yeri ve önemi de değerlendirilerek sorulara cevap aranmaya çalışılmıştır.

Üçüncü bölüm ise değerlendirme bölümüdür. Bu bölümde, malzeme, plan, mimari elemanlar, yapı elemanları, süsleme alt başlıklar ile eserler kendi içerisinde değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Dördüncü bölüm olan sonuç bölümü ise, genel bir özet şeklinde oluşturulmuştur. Eserlerin Klasik Osmanlı mimarisinde ve bölge camileri arasındaki yeri ve önemi belirtilerek, Sanat Tarihine kazandırdığı değerler üzerinde durularak sonuca bağlanmıştır.

Son olarak konu ile ilgili kullanılan kaynaklar alfabetik sırayla kaynakça kısmında belirtilmiş, fotoğraflar ve çizimler ise listeleri ile birlikte verilmiştir.

1.3. Konuyla İlgili Kaynak Araştırmaları

Konya Klasik Dönem Osmanlı camilerini anlatan genel bir yayın bulunmamakla birlikte, Konya’yı anlatan yayınlarda camilerden bahsedilmektedir.

(22)

3 Bunlardan en önemlisi İbrahim Hakkı Konyalı’nın Konya Tarihi’ni anlatan kitabıdır. Kitabında Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Camilerinden bir kısmını mevcut kitabeleri ve vakfiyeleri ile birlikte ele almış ve mimari tanımlarını yapmıştır (Konyalı, 1964).

Mehmet Önder, Mevlana Şehri Konya adlı kitabında çalışmamızda yer alan Konya merkezindeki camiler hakkında ayrıntılı olmasa da bilgiler vermektedir (Önder, 1971).

Haşim Karpuz’un başkanlığında yürütülen Türk Kültür Varlıkları

Envanteri Konya (2009) adlı yayında Konya il merkezinde ve ilçelerde yer alan

bütün mimari yapıların envanteri bulunmaktadır. Yayında camilerin tarihleri ve mimarileri hakkında genel bilgiler yer almaktadır.

Uğur Tanyeli’nin, Gez Dünyayı Gör Konya’yı adlı kitapta yayınlanan “15.

Yüzyıldan Erken Cumhuriyet’e Konya’da Mimari” adlı makalesinde kentin Osmanlı dönemindeki gelişimini anlatırken Konya merkezde yer alan Şerafeddin, Sultan Selim ve Piri Mehmet Paşa camilerinden kısaca bahsetmektedir (Tanyeli, 2001: 176-190).

Süheyl Ünver’in 70 Yıl Önce Konya adlı kitabında 1897 yılında Konya’yı gezen Ahmet Tevhid Bey’in gezisi sırasında yazdığı notları yayınlamış ve değerlendirmiştir. Bu eserde Piri Mehmet Paşa ve Şerafeddin camileri hakkında az da olsa bilgiler yer almaktadır (Ünver, 1967).

Ali Baş, Osmanlı Döneminde Konya adlı kitapta yayınlanan “Konya’daki

Osmanlı Camileri” adlı (Baş, 2003: 251-276) ve Yeni İpekyolu Konya Kitabı adlı

kitapta yayınlanan “Konya’daki Klasik Dönem Osmanlı Yapıları” adlı (Baş, 2006: 215-233) makalelerinde Konya merkezinde yer alan yapıların mimari tanımlarını yaparak, Klasik Dönem mimari özellikleri üzerinde durulmuştur.

Yusuf Küçükdağ, Lale Devrinde Konya (1989) adlı doktora tezinde Konya merkezinde yer alan Sultan Selim ve Şerafeddin camileri hakkında kısa bilgiler yer almaktadır (Küçükdağ, 1989).

(23)

4 Yine Yusuf Küçükdağ, Konya Şehri’nin Fiziki ve Sosyo-Ekonomik Yapısı adlı kitabında camilerle ilişkilendirilen günümüzde mevcut olan ve olmayan yapılar hakkında vakfiyeleri ile birlikte bilgi vermektedir (Küçükdağ, 2004).

Mustafa Çetinarslan’nın “Konya Cami ve Mescitlerindeki Mahfiller”adlı makalesinde Konya Sultan Selim ve Şerafeddin camilerinin mahfilleri hakkında ayrıntılı bilgi bulunmaktadır (Çetinarslan, 2012: 197-218).

Tolga Bozkurt, Osmanlı Selatin Cami Mihrapları adlı doktora tezinde, çalışmamızda yer alan Konya Sultan Selim ve Karapınar Sultan Selim camilerinin mihrapları hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir (Bozkurt, 2007).

Gülay Apa, Osmanlı Dönemi Selatin Cami Minberleri adlı doktora tezinde tezimizde yer alan Konya Sultan Selim ve Karapınar Sultan Selim camilerinin minberleri hakkında ayrıntılı tanımlar bulunmaktadır (Apa, 2007).

Murat Karademir, Mimar Sinan Dönemi Taç Kapılar adlı doktora tezinde, çalışmamızda yer alan Mimar Sinan’a ait Konya Sultan Selim ve Lala Mustafa Paşa camilerinin taç kapıları hakkında ayrıntılı bilgiler yer almaktadır (Karademir, 2014).

Mehmet Fatih Müderrisoğlu’nun, 16.yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda

İnşa Edilen Menzil Külliyeleri adlı doktora tezinde, Ilgın Lala Mustafa Paşa ve

Karapınar Sultan Selim külliyeleri hakkında ayrıntılı bilgiler bulunmaktadır. Külliye merkezinde yer alan camiler hakkında ise genel bilgiler verilmiştir. (Müderrisoğlu, 1993).

Ali Baş ve Bayram Ürekli’nin, S.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Dergisinde yayınlanan “Konya Şerefeddin (Şerafeddin) Cami” adlı makalesinde, Konya il merkezinde yer alan cami hakkında detaylı bilgi verilmektedir (Baş ve Ürekli, 2000: 199-217).

Yekta Demiralp, Akşehir ve Köylerinde Türk Anıtları (1996) adlı yayını Akşehir’de bulunan Hasan Paşa Camisi hakkında önemli bilgiler vermektedir (Demiralp, 1996).

(24)

5 Ilgında yer alan Lala Mustafa Paşa Cami ve külliyesi hakkında yapılan çalışmaların başında Tahsin Samur, Ilgın’da Türk Devri Yapıları (Samur, 1992) ve Ali Boran, Hakan Sarı ve Aydın Arılık editörlüğünü yaptığı Birinci Ulusal Ilgın

Sempozyumu (Boran vd., 2012) adlı çalışmalar bulunmaktadır.

Karapınar Sultan Selim Külliyesi hakkında birçok çalışma bulunmaktadır. Bunların başında Yusuf Küçükdağ’ın editörlüğündeki Karapınar Sempozyumu (Küçükdağ, 2001) ve yine Yusuf Küçükdağ’ın, Karapınar Sultan Selim Külliyesi (Küçükdağ, 1997) adlı kitabı yer almaktadır. Semavi Eyice’nin, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisinde yayınlanan “Sultaniye Karapınar’a Dair” adlı makalesinde Karapınar ilçesinin tarihi öneminden, Karapınar Sultan Selim Külliyesi hakkında önemli bilgiler vermektedir (Eyice, 1965: 117-156).

Ereğli ilçesi hakkında en eski kaynak olarak Konyalı’nın, Abideleri ve

Kitabeleri ile Konya Ereğli’si Tarihi adlı kitabı yer almaktadır. Kitapta Ağalar

(Boyacı Ali) Mescidinin tarihi ve mimari özellikleri hakkında bilgiler bulunmaktadır (Konyalı, 1970). Doğan Yörük, 16.yüzyılda Ereğli Kazası adlı kitabında ilçede mevcut olan ve olmayan eserler hakkında bilgi yer almaktadır (Yörük, 2009). Yine Gülay Apa, Ereğli Türk Devri Mimarisi adlı çalışmasında ilçede bulunan eserlerden ve çalışmamızda bulunan Ağalar (Boyacı Ali) Mescidinden ayrıntılı bahsetmektedir (Apa, 2008).

Doğanhisar ilçesinde yer alan camiler hakkında kısada olsa, Muhittin Tuş ve Kenan Peker’in editörlüğündeki I. Ulusal Doğanhisar ve Çevresi Tarih, Kültür ve

Turizm Sempozyumu adlı eserde bilgi bulunmaktadır (Tuş ve Peker, 2013). En eski

kaynak olarak da İbrahim Hakkı Konyalı, Nasreddin Hocanın Şehri Akşehir adlı kitabında Doğanhisar Ulu Cami ve Çarşı Caminin tarihi ve mimari özellikleri hakkında bilgi vermektedir (Konyalı, 1945).

Seydişehir ilçesinde bulunan eserler hakkında fazla kaynak bulunmamakla birlikte Şerife Danışık, Seydişehir’deki Türk Devri Yapıları adlı yüksek lisans tez çalışmasında ilçede bulunan yapıların ayrıntılı tanımları yapılarak Muallimhane Camisinin de mimari özellikleri verilmiştir (Danışık, 2007).

(25)

6 Kadınhanı ilçesinde yer alan Hacı Mehmetli Camisi hakkında bilgiyi Haşim Karpuz’un Vakıf Medeniyeti Sempozyumu adlı kitapta yayınlanan “Konya

Kadınhanı’ndaki Vakıf Camileri” adlı makalesinde bulmaktayız (Karpuz, 2003:

201-222).

1.4. Konya Coğrafya ve Tarihi

Konya, Anadolu yarımadasının ortasında, İç Anadolu bölgesinin güneyinde bulunmaktadır. Konya 36.°5 - 39.°5 kuzey paraleli ile 31.°5 - 34.°5 doğu meridyenleri arasında yer alır. Türkiye’nin en büyük yüzölçümüne sahip olan il, kendi adıyla anılan bir ovanın batı kenarındadır.

Kuzeyde; Ankara, batıda; Eskişehir, Isparta, Afyon, güneyde; Antalya, Karaman, doğuda ise; Niğde ve Aksaray illeri ile çevrilidir. Toprak genişliği bakımından Türkiye illeri içerisinde 47722 km olan yüz ölçümü ile en büyük ildir. Konya ili düzlükleri bakımından çevresindeki dağlara göre geniş bir çöküntü alanıdır. İlin birçok yerinde görülen kalınlığı 100 m’ yi bulan kalker tabakaları, yer yer görülen linyit madenleri; şehri çevreleyen Takkeli, Karadağ, Karacadağ gibi sönmüş volkanlar; Ilgın, Beyşehir, Seydişehir’de yer alan sıcak su kaynakları Konya ilinin jeolojik yapısının belli başlı önemli değerleridir. Konya Ovası ile anılan şehirde, kışlar soğuk ve sert, yazlar sıcak ve kurak geçmektedir (Anonim, 1973: 74).

İlin en eski adı kutsal tasvir anlamına gelen “İkonion”dur. Kenti ejderden kurtaran Perseus adına dikilen taş üzerindeki tasvirden geldiği öne sürülmektedir. Roma dönemi başlarında “Iconium” olarak adlandırılan şehir, aynı dönemde “Claudiconium, Colonia Selie (H) Adrina Augusta Iconium” adları ile de anılmıştır. Bizans kaynaklarında “Tokonion” Haçlı kaynaklarında “Yconıum, Conium, Stancona” ve bazı yabancı kaynaklarda ise “Conia, Cogne, Cogna, Konieh, Konia” olarak geçmektedir. Arapların “Kuniya” ismini kullandıkları Konya şehri, şimdiki adını Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden bu yana kullanmaktadır (Aydın ve Beykan, 1997: 1043).

Konya, tarih öncesi devirlerde, M.Ö. 7000’li yıllardan itibaren Neolitik (Çatalhöyük), Kalkolitik (Karahöyük), Alaadin Tepesi, Eski Tunç Devri dönemlerini

(26)

7 yaşayan birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Neolitik çağ dönemini yansıtan en önemli buluntular Çatalhöyük de yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Bu çağı takip eden Kalkolitik çağa ait çanak çömlekler Konya şehrinin güneybatısındaki Bayat köyü, Saksak höyüklerinde ve en önemlisi Karahöyük de bulunmuştur (Önder, 1971: 8). En eski Konya denilince akla gelen Alaaddin Tepesi, Neolitik dönem (İ.Ö. 9000-5000) ve Kalkolitik dönem (İ.Ö. 5500-3000) başlarında kurulmuş olup, İ.Ö 2400’den bu yana kullanılmıştır. 1941 yılında Alaaddin tepesinde yapılan kazılarda Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemi yerleşmeleri belirlenmiştir (Durukan, 2001: 11).

Tarihi devirlerde Hititler, Lidyalılar, M.Ö. 6. yüzyılda Persler, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender, Selevkoslar, Bergama Krallığı, M.Ö. 2. yüzyılda Roma, M.S. 395’te ise doğu Romalılar Konya ve çevresine hakim olmuşlardır (Aytekin, 2003: 18).

Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldığında Konya, Bizans toprakları içinde kalmış ve bu dönemden birçok eser kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Bunlardan başlıcaları; Kilistra (Gökyurt), Detse (Konya-Detse köyü), Zengibar Kalesi (Bozkır), Aya Eleni Kilisesi (Sille)’ dir.

Bu dönemlerde Konya, birçok savaşlara sahne olmuş ve devamlı el değiştirmiştir. Emevi halifesi Abdülmelik ve Velit I zamanlarında (703-704) Konya, kısa bir süre Emeviler elinde kalmış ve Harun Reşit zamanında vergiye bağlanmıştır (Uçan, 1986: 78).

X. yüzyıla kadar Bizans eyaleti olan Konya, 1071 Malazgirt zaferinden sonra Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış ve Büyük Selçuklu sultanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından Konya fethedilmiştir. 1080 yılında Selçukluların başkenti İznik iken, I. Kılıçarslan ve oğlu Mesud zamanında I. Haçlı seferleri sonunda Konya tekrar başkent olmuştur (Baykara, 1985: 25-26). I. Mesud, II Kılıçarslan zamanlarında şehirde birçok imar faaliyetleri gerçekleşmiş ve şehir gelişmiştir. I. Alaeddin Keykubat zamanında da şehir ilim ve sanat merkezi haline gelmiştir.

(27)

8 Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılışı sırasında Karamanoğulları Konya’yı elde etmeye çalışmışlardır. Karaman Bey ve I. Mehmet Bey Selçuklulara karşı savaşmışlar, I.Mehmet Bey 1277’de Konya’yı ele geçirmiştir. 1327’den sonra kesin olarak şehre yerleşmişlerdir. Bu süreçten sonra, Fatih Sultan Mehmet’in Karamanoğulları Beyliği’ni ortadan kaldırdığı 1465 yılına kadar şehirde Osmanlı-Karaman mücadeleleri yaşanmıştır (Anonim, 1988: 37-38).

Fatih Sultan Mehmet, 1470 yılında dördüncü Eyalet olarak Karaman eyaletini, merkezi Konya olmak üzere kurmuştur. Eyalete ilk zamanlarla Osmanlı şehzadeleri vali olarak atanmıştır. Hanedan dışında ilk beylerbeyi 1513’te atanmıştır. Kanuni devrinde II. Selim’ de Konya’da görevde bulunmuştur (Aytekin, 2003: 20). Bu dönemde ilim, kültür ve sanat hareketleri devam etmiş ve bu dönemden kalan birçok eserde günümüze ulaşmıştır.

Milli mücadele döneminde Konya’yı, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İtalyanlar işgal etmişler fakat çok önemli bir faaliyette bulunmamışlardır. İnönü savaşlarını kazandığımız günlerde de 20 Mart 1920’de Konya işgalden kurtulmuştur (Aytekin, 2003: 22).

(28)

9

2. KONYA’DAKİ KLASİK DÖNEM OSMANLI CAMİLERİ

2.1. AKŞEHİR HASAN PAŞA CAMİSİ

İncelme Tarihi: Haziran-2012

Çizim No: 1-3

Fotoğraf No: 1-9

İnşa Tarihi: H.916 / M.1510

Yaptıran (Bani): Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Usta-Sanatçı: Bilinmiyor.

Yeri: Akşehir ilçe merkezinde, Kileci mahallesi, İmaret sokakta yer

almaktadır.

Mimari ve Yapım Özellikleri: Cami, tek kubbeli harim ve üç bölümlü son

cemaat yerinden oluşmaktadır. Kuzeydoğu köşede tek şerefeli minaresi bulunur (Fotoğraf 1, Çizim 1). Kare planlı harim, dıştan dışa 20.50 x 20.50 m ölçülerindedir. Harimi örten kubbe dıştan sekizgen bir kasnak üzerine oturur. Kubbe çapı 15.64 m’dir.

Yapı tamamen düzgün kesme taş ile inşa edilmiştir. Taç kapı, mihrap ve minberi, son cemaat yerindeki sütun ve sütun başlıkları ve pencerelerin sövelerinde mermer, kapı ve pencere kanatları ile mahfil kısmında ahşap malzeme kullanılmıştır. Yapının üst pencere şebekelerinde ve kubbeye geçişte kullanılan istiridye biçimli tromplarda alçı malzeme görülmektedir. Son cemaat yeri, harimin üzerini örten kubbeler ve minarenin külah kısmı dıştan kurşun ile kaplanmıştır.

Duvarlar iki kademeli yapılmıştır. Düzgün kesme taşlarla inşa edilen duvarlar üstte üç kademeli şekilde düzenlenen saçak silmesi ile sonlanmakta, saçak üzerinden itibaren tekrar başlayan duvarlar iç ve dış bükey silmelerle şekillenen ikinci bir saçak

(29)

10 sistemi ile sona ermektedir. Kasnakta da devam eden pencereler bu seviyeden başladığı için cephelerde tepe penceresi şeklinde bir görünüm sağlanmıştır.

Yapının doğu cephesinde iki sırada üçer pencere yer almaktadır. Dikdörtgen alt pencereler sivri kemer alınlıklı, üst pencereler ise sivri kemerlidir. Kasnak kısmında, cephede tepe penceresi görünümünde sivri kemerli pencere bulunur. Ayrıca yapının minaresi de bu cephededir. Minare kaidesi ile üst pencere arasında, ters yerleştirilen beyaz renkte üzerinde yazı bulunan devşirme bir parça göze çarpmaktadır. Tamir esnasında Selçuklu dönemi mermer sandukaların bozularak yapı malzemesi olarak kullanıldığı belirtilmektedir (Konyalı, 1945: 321).

Batı cephesinde de üç alt ve üç üst pencere bulunur. Alt pencereler doğu cephedekilerle benzerlik göstermekle birlikte, üst pencerelerden kuzeydeki üç dilimli kemer formuyla diğer pencerelerden farklılık gösterir. Kasnakta doğu cephedeki ile benzer özellikte bir adet pencere yer alır.

Güney cephede iki alt ve iki üst pencere bulunur. Alt pencereler sivri kemer alınlıklı ve dikdörtgen formlu, üst pencerelerin kemeri ise batı cephedeki pencere gibi üç dilimli olarak yapılmıştır. Bu cephede de bir adet kasnak penceresine yer verilmiştir.

Kuzeyde bulunan son cemaat yeri, üç sütunun birbirine ve harimin kuzey duvarına sivri kemerlerle bağlanmasıyla üç bölümden meydana gelmektedir. Üzeri, ortada biraz daha yüksek tutulmuş çapraz tonoz, yanlarda ise kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yeri yan bölümleri orta kısma göre yaklaşık bir basamak kadar yüksekte tutulmuştur. İbrahim Hakkı Konyalı, solda yer alan kubbesinin yıkıldığından ve son sütun başlığının da değiştirildiğinden bahseder1 (Konyalı, 1945: 320-321) (Çizim 2, Fotoğraf 2). Ortadaki bölümün sivri kemeri üzerinde, saçak silmesinin hemen altında cepheden taşırılmış dikdörtgen pano içerisindetamir kitabesi bulunmaktadır. Ortada maaşallah ve sene ibarelerinin bulunduğu çerçeve ile ikiye ayrılan ve her bölümde iki

1

1895 yılında Müftü Salim Efendi’nin ve hayırseverlerin yardımıyla Konyalı Ali ustaya yeniden yaptırılmıştır. Son cemaat yeri cephesindeki kitabesinden esaslı bir onarım geçirdiği anlaşılmaktadır.

(30)

11 satır halinde düzenlenen kitabenin sağ ve sol tarafından süsleme amaçlı olarak iki dar kenarı kıvrım yapar şekilde ve silme ile şekillendirilen dikdörtgen pano bulunur.

Tercümesi: “Bimillahirrahmanirrahim, Yüce Allah’ın izni ile “muhakkak, ki bütün mescidler Allah’a ibadet için kurulmuştur. O halde Allah’ la beraber başka birine dua etmeyiniz sene 1312” yazmaktadır (Samur, 1996: 59) (Fotoğraf 3).

Silindirik sütun gövdelerinin başlıkları baklava dilimlidir. Soldaki birinci sütunun madeni bileziğine iki tarih kazınmıştır2. Birinci yazının tercümesinde: “Fakir Mehmed Sultan Murad Hanın – Allah kendisini teyit etsin – askerleri ile beraber buraya geldi. Bunu 1048 yılı muharreminin 26. Günü yazdı. Bunu fakir Konyalı Molla Abdullah yazdı.” Bunun üzerinde yazılan ikinci yazı da ise: “Yirmi gün otrak olmuştur 1239” yazılıdır (Konyalı, 1945: 325). Taç kapının iki yanında birer adet sivri kemer alınlıklı dikdörtgen alt pencere ve sivri kemerli üst pencere bulunur. Kubbeler içten kalemişleri ile süslenmiştir.

Yapının dört cephesinde, alt pencerelerde, lokma demirli şebekeler yer almaktadır. Üst ve tepe pencerelerinde ise alçı malzemedenbaklava dilimli şebekeler görülmektedir.

Kuzey cephe ortasında, son cemaat yeri merkezinde taç kapısı bulunur. Genel olarak gri mermerin kullanıldığı taç kapıda, giriş kemeri ve sövelerinde sarı damarlı mermer malzeme kullanılmıştır. Giriş kemeri üzerinde dışbükey ve içbükey iki silme ile çerçevelenen dikdörtgen pano içerisinde kitabesi bulunmaktadır. Lacivert düz bordür ile kuşatılan çerçeve içerisinde yeşil zemin üzerine beş satırlık kitabede;

“Zamanın âsafı, abîdelerin sevgilisi, hayır yolunda cihâd edenlerin en hayırlısı, şanı Hasan adıyla adlandırılmış, öğücüleri arasında iyi ahlakla tanınmış olan zat, Allah rızası için, içinden gelerek bir mescit yaptı. Bu mescid secde edenlerin evi, cenneti me'vâdır. Feyyaz olan Allah bunun için şöyle bir tarih ilham

2

Bu kitabe Akşehir’in ordular için uğrak yeri olduğunu ve IV.Murad’ın ordusun buraya geldiğini göstermesi bakımından önem arz etmektedir (Anılır, 1987: 35).

(31)

12 etti: Bu Allah’a hamd edenler için yapılmış bir evdir. Sene 916. Ey Allahım, sen onun hayrını kabul et, sen muhakkak ki iyilik yapanların ecrini zayi etmezsin” yazılıdır (Karpuz, 2009: 1221; Anılır, 1987: 34) (Fotoğraf 4, 5).

Kitabe çerçevesinin üzerinde ortada, içerisinde “Allah” yazılı palmet motifi bulunur. Kaynaklarda Allah yazısının yanında 1167 (1753-54) rakamlarının yazılı olduğu ve bu tarihte tamir geçirmiş olabileceği belirtilmektedir (Konyalı, 1945: 319). Fakat günümüzde bu tarihi gösteren yazı bulunmamaktadır. Taç kapı 8.45 m yükseliğinde ve 5.10 m genişliğindedir. Dikdörtgen çerçeveyi en dışta ters ”U” biçiminde düz bir silme çevreler. Sonrasında dıştan içe doğru kaval ve yarım oluk biçiminde iki silme, ters “U” yaparak aşağıda ana niş köşelerine kadar uzanmaktadır. İçe doğru devam eden düz ve yarım oluk iki silme de ana niş köşelerinden dönerek tekrar yukarıya yönelip ters “U” şeklini yeniden oluşturmaktadır. Kavsara sivri bir kemerle kuşatılır. Kemer köşeleri ve kavsara yüzeyi sade tutulmuştur. Yan nişlerin dış kenarları pahlanarak içlerine köşe sütunceleri yerleştirilmiştir. Sütuncelerin gövdeleri silindirik, başlıkları ise kum saati şeklinde düzenlenmiştir. Başlıkların kaideleri badem üçgen gibi şekillerde üç sıra mukarnasla süslüdür. Üst başlığın kum saati üzerinde dilimli süsleme görülür. Yan nişler içbükey silme ile dikdörtgen şeklinde çerçevelenmiştir. Yüzeyleri ise sadedir. Giriş açıklığı zıvana geçmeli basık kemerlidir. Dışbükey silme ile çerçevelenen üçgen kemer köşelikleri sade tutulmuştur. Yanlarda bulunan kapı konsolları içbükey ve dışbükey silmeler ile hareketlendirilmiştir. İki kanatlı giriş kapısı ahşap malzemedendir. Üzerisonradan beyaz yağlı boya ile boyanmıştır. Kanatlar 3 tablaya ayrılmış, üst tablada dikdörtgen pano içerisine sülüs hatlı birer satırlık iki yazı işlenmiştir. Kırmızı zemin üzerine bordo renkle kabartma olarak yazılan yazının

Sağ kanadında: “vakit geçmeden namaza acele ediniz”,sol kanadında ise: “ölmeden once tövbeye acele ediniz” yazılıdır (Samur, 1996: 64) (Fotoğraf 6).

Diğer tablalarda birbirine dikey ve yatay şekilde uzanan aralarında karelerin yer aldığı şekiller bulunur. Şekillerin içerisi rumi ve palmet motifleri ile bezenmiştir. Yer yer süslemelerde dökülmeler görülmektedir.

(32)

13 Taç kapıdan harime girilir. Harim 15.64 m çapında tek bir kubbe ile örtülüdür ve kubbeye geçişte istiridye biçimli tromplar kullanılmıştır. Harimde zeminden kubbeye kadar yükseklik 20.08 m’dir.

Harimde alt pencereler ahşap kanatlıdır. Kapı kanatları gibi pencere kanatları da sonradan beyaz yağlı boya ile boyanmıştır. Kanatları, madeni malzemeden üçer rozet, 3 tablaya ayırmıştır. Üst tablalarda kare pano içerisinde sülüs hatlı yazı vardır. Orta panolar içiçe daralan dikdörtgen çerçevelerden oluşmaktadır. Merkezinde ise rumi ve palmetlerden oluşan süsleme dikkat çeker. Alt tablalar ise içiçe daralan kare çerçevelerden oluşur. Merkezi simetrik palmet ve rumi motiflerinden oluşan kompozisyonlarla süslenmiştir. Bütün pencerelerin kanatları yazılar dışında, süsleme formu bakımından benzerdir.

Kanatlar üzerinde bulunan yazılara bakacak olursak, girişin sağ tarafındaki pencere kanatlarında “İnsanlar uyuyorlar ölünce uyanırlar – Hz. Ali Efendimiz buyurdu”. Girişin sol tarafındaki kanatlarda ise: “Mü’min mescidde suda balık gibidir- Münafık kafesde kuş gibidir” yazılıdır.

Batı cephesinin kuzey ucundaki pencere kanatlarında: “Nebi aleyhi’s-selam buyurdu- Allah’ın ilk yarattığı Kalemdi”. Cephe ortasındaki kanatlarda: “Ey ihtiyaçları gideren-Ey ölüleri dirilten”. Cephenin güney tarafındaki kanatlar da ise: “Ey kapıları açan- ve ey duaları kabul eden” yazılıdır.

Güney cephesinde, mihrabın batısındaki pencere kanatlarında: “Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed Allah’ın elçisidir”. Mihrabın doğusundaki kanatlarda ise: “Allah güzel iş yapanın dostudur” yazılmıştır.

Doğu cephesinin güney ucundaki pencere kanatlarında: “Ey lutufları gizli olan-bizi korktuklarımızdan emin et”. Cephenin ortasındaki kanatlarda: “Ey şanı yüce olan-Ey sebeplerin müsebbibi’dir”. Cephenin kuzey ucundaki pencere kanatlarında ise: “Allah’ın ilk yarattığı şey benim ruhumdur. Muhammed aleyhi’s selam buyurdu” yazmaktadır (Samur, 1996: 61-62).

(33)

14 Harimin kuzeyini boydan boya kaplayan ve girişin sağından onbeş basamaklı ahşap bir merdivenle çıkılan mahfilin zeminden yüksekliği 3.70 m’dir. Mahfilin taşıyıcı sistemi girişin sağında ve solunda kuzey duvara dayalı dörder direk ve güneyinde serbest dörder ayağın birbirine ve üzerinde tahta kaplamalı tavana bağlanması ile oluşturulmuştur. Girişin sağında ve solunda iki ayak arasında birer ayak daha yer alır. Ayaklar kare ve çokgen kesitli olup birbirine ortada kaş kemer, yanlarda yarım daire kemerler ile bağlanmıştır. Mahfilin mihrap istikametinde yarım daire formunda bir çıkması bulunmaktadır. Çıkmanın alt yüzeyi ahşap çıtalarla geometrik şekillere ayrılmıştır. Üst katta çıkmanın bulunduğu alan bir basamak yüksekliktedir ve bu alanın tavanı yine ahşap çıtalar ile oval şeklinde eşit parçalara ayrılmıştır. Mahfilin ön kısmına çıkma da dahil olmak üzere ahşap korkuluk yapılmıştır. Korkuluğun alt ucunda tek sıra üçgen formda saçak görülür. Korkuluğun alt yüzeyi ise palmet ve lotus motiflerinin yan yana dizilmesi ile oluşturulan kalemişleri ile süslenmiştir. Mahfilin kuzeybatı ve kuzeydoğu köşeleri camekânla bölünmüştür. Kuzeybatı köşesi imam odası olarak kullanılmaktadır (Fotoğraf 7).

Harimin kuzey giriş aksında, güney duvarının ortasında mihrabı, mihrabın batısında ise minberi bulunur (Fotoğraf 8, Çizim 3). Mihrap gri renk mermer malzemeden yapılmıştır. Yüksekliği 6.11 m ve genişliği 3.00 m ölçülerindedir. Mihrap çerçevesinin üzerini palmet tepelikler ile oluşturulan taç kısmı süsler. Taç, ortada tam tepelik yanlarda yarım tepelikler ve aralarında yer alan daha küçük ölçekli üçer palmet motifleri ile tanzim edilmiştir. Motifler oyma tekniği ile yapılmıştır. Bu kompozisyonun kenar kısımları mavi renk ile boyanarak belirginleştirilmiştir. Tam ve yarım tepeliklerin içerisi palmet, rumi ve hatayi motifleri ile doldurulmuş ve motifler altın yaldız ile boyanmıştır. Mihrabı en dışta düz bir silme, içte ise içbükey bir silme çevreler. İçbükey silme altın yaldız renk ile boyalıdır. Çerçeve, silme takımından sonra nişe kadar düz bir yüzeyden ibarettir. Köşelik kısımlarında, yarım küre şeklinde iki kabara yer alır. İçerisi oyma tekniği ile yapılan palmet ve rumi motifi ile bezenmiş bitkisel süslemelidir. Motifler yine altın yaldız renk ile boyalıdır. Kavsara kısmı yukarı doğru daralan sekiz sıra mukarnas ile dolgulanmıştır. Mihrap nişi beşgen olup üzerinde süsleme bulunmaz. Mihrap nişinin başlangıç köşeleri pahlanarak içlerine birer adet sütunce yerleştirilmiştir. Silindire yakın görüntü

(34)

15 sergileyen sütunce gövdelerinin başlıkları kum saati şeklindedir. Sütuncelerin başlıklarını oluşturan kaideler mukarnasla süslüdür. Taç kısmının üst kısmında sarı renk çerçeveli dikdörtgen alan içerisinde Arap alfabesi ile siyah renkte yazılmış “fe velli vecheke şatral mescidil haram” ibaresi bulunur. Dikdörtgen çerçeveli bu yazının alt kısmında başlıklı dört sütun resmedilmiştir. Kitabeyi ve sütunları ters “U” şeklinde bordür çevreler. Bordür büyük ve küçük kullanılan palmet motiflerinin tek sıra halinde yan yana dizilmesi ile oluşur. Motifler sarı, mavi ve kırmızı renkler ile boyanmıştır. Alt kısmına zikzak şeklinde ince bir bordür gölgeli şekilde boyanmıştır. Konyalı, mihrabın üst kısmında pencere altında sıva üzerine yazılı, 7 satırlık tamir kitabesinden bahseder. Günümüzde mevcut olmayan, Raşit isimli ustanın yazdığı bu kitabeden camiyi Ahmet Ağa isminde bir zat H.1249 M.1833 yılında tamir ettirmiştir (Konyalı, 1945: 320).

Harimin güneybatısında ise minberi bulunur. Yüksekliği 8.71, uzunluğu 4.37, genişliği ise 1.21 mdir. Beyaz renk mermer malzemeden yapılmıştır. Sivri kemerli girişin etrafını geniş düz bir bordür ve içbükey bir silme çevreler. Sade kemer alınlığının üzerinde dışbükey ve ince düz silmeler ile çevrilen dikdörtgen bir pano bulunmaktadır. İçerisinde yeşil zemin üzerine “Kelime-i Tevhid” yazısı işlenmiştir. Giriş kısmı üçgen formda bir pano ile taçlandırılmıştır. Pano, orta ucunda daha büyük, yanlarda yarım, aralarında da daha küçük ölçekte üçer palmet motiflerinin yanyana sıralanmasıyla oluşturulmuştur. Palmetler içbükey silmeler ile birbirine bağlanır. Üçgenin içerisi rumi ve hatayi grubu motifler ile bezenmiştir. Motifler zemin oyma tekniğinde yapılmıştır. Giriş kısmında yer alan içbükey dışbükey silmeler, yazı ve taç kısmına yer alan motifler altın yaldız renk ile boyanmıştır. Köşk kısmına 13 basamaklı merdiven ile ulaşılır. Aynalık altı bölümü iç bükey silmelerle çerçevelenmiş üç adet dilimli kemerli açıklık ve üçgen bir alandan meydana gelir. Aynalık kısmı içbükey bir silme ve düz kenarlı bordür ile çerçevelenmiş olup merkezi sade bırakılmıştır. Korkuluk kısmı içbükey silme ile hareketlendirilmiş oldukça sadedir. Köşebent kısmı bulunmamaktadır. İç bükey silme ile çerçevelenen geçit kısmı sivri kemerlidir. Geçit üstü ve köşk bölümünün yan kısımları yine içbükey silmeli olup düz pano şeklindedir. Köşk bölümü ise birbirine sivri kemerler

(35)

16 ile bağlanan dört ayak üzerinde düz dam örtülüdür. Sekizgen kasnak üzerine oturan külah ve bir alem ile minber son bulmaktadır.

Yapının kuzeydoğu köşesinde yer alan minaresi tek şerefelidir. Zeminden yüksekliği 35.30 m’dir. Minarede kesme taş malzeme kullanılmıştır. Kuzeyinde olan giriş kısmı basık kemerli olup bir basamak yüksekliktedir. Kapının üzerinde bulunan sivri kemerli bir alınlık ile giriş hareketlendirilmiştir. Sade tutulan kaide kısmı kareye yakın formdadır. Kaideden gövdeye geçiş, prizmal bir papuçluk ve taş bilezik ile sağlanmıştır. Silindirik gövde sade tutulmuştur. Kaide ve gövde kısmının güneye bakan yüzünde üçer adet mazgal pencere açılmıştır. Şerefe altı dört sıra mukarnasla süslüdür. Sade olan şerefe korkuluğunda herhangi bir açıklık bulunmaz. Petek kısmı yine silindirik formdadır. Külah kısmına geçişte peteğin gövdesini dolaşan tek sıra sivri kemerli yüzeysel nişler ile hareketlilik sağlanmıştır. Kurşun kaplı külah kısmı ve alemi ile minare son bulmaktadır (Fotoğraf 9).

Süsleme: Mermer süsleme son cemaat yeri sütun ve sütun başlıklarında,

kuzey giriş kapısında, mihrap ve minber de görülmektedir. Taş süsleme minarede karşımıza çıkmaktadır. Kalemişi süsleme son cemaat yerini örten kubbelerde, harimi örten kubbe geçişlerinde, kubbe kasnağında, kemerlerde, pencere kenarlarında ve mahfilde görülmektedir. Ahşap süsleme kapı ve pencere kanatlarında, mahfilde kullanılmıştır. Alçı süsleme, kubbe geçişini sağlayan tromplarda görülmektedir. Madeni süsleme yapıda sadece kapı ve pencere kanatlarında tablaları birbirinden ayırmak için kullanılmıştır.

Sıva üzerine kalem işi süslemeler dışındaki süslemeler yapı tanımlanırken anlatılmıştır. Burada özgün olmayan sıva üzerine kalem işi süslemeler değerlendirilecektir.

Harimi süsleyen kalemişlerine baktığımızda ana kubbe merkezinde rumilerle paftalar oluşturulmuştur. Pafta zeminleri mavi, bordo, sarı gibi renklerle doldurulmuştur. Desenin etrafını tek iplik üzerinde bulunan pençlerle oluşturulmuş iki ince bordür çevreler. İki bordür arasında ise zemini mavi ile renklendirilen düğüm ve rumilerden oluşan geniş bordür yer alır. Bu kompozisyonun etrafında sekiz adet

(36)

17 dendanlarla oluşturulan üçgen formda paftalar bulunur. İçleri rumi grubu motiflerle bezenmiştir. Paftaların uç kısımlarında zemini hatayi grubu motiflerle doldurulan tepelikler görülmektedir. Bu sekiz pafta aralarında ise şemse formuna benzer paftalar yer alır. İç kısımları vazo içerisine yerleştirilmiş rumi grubu desenlerle doldurulmuştur. Ana kubbeyi süsleyen bütün kompozisyonun etrafı merkezde yer alan bordürler ile çevrilmiştir. En dış bordür ise aralarda tepeklerin bulunduğu bitkisel süslemelidir. Kubbe eteğini Bakara Suresi 285-286. Ayetten oluşan yazı kuşağı çevreler. Kuşak kuzey, güney, doğu ve batı yönde dikdörtgen dört pafta ile bölünmüştür. Paftaların içerisi yazı hatları ile doldurulmuştur. Kuşakların altını ve üstünü üç iplik rumilerle oluşturulan bordürler sınırlar.

Kubbe eteğinin hemen altında tepeliklerle oluşturulan paftalar içerisinde hatayilerin yer aldığı bordür bulunmaktadır.

Pandantiflerin ortasında örgü şeklinde zencerek ile çevrilmiş madalyonlar bulunur. İç kısımlarında siyah zemin üzerine sarı renkle dört Halife’nin isimleri yazmaktadır. Madalyonlar dışında kalan üçgen boşluklarda ise zeminde baklava dilimlerinden oluşan geometrik desen üzerinde birbirine bağlı penç motifleri bulunmaktadır.

Üst pencereler tepeliklerin birbirine bağlanmasından oluşan enine simetrik kenarlar ile çevrilmişlerdir.

Alt pencerelerin alınlıklarında ise düğüm motifleri ile bitirilen paftalar bulunur. İçerisi simetrik rumi grubu motifler ile doldurulmuştur.

Son cemaat yerinin üst örtüsünde görülen kalemişi süsleme genel olarak bitkisel motif ağırlıktadır. Çapraz tonozla örtülü bölümün merkezinde kahverengi renkte madalyon bulunur. Etrafını saran bordür rumi motiflerinin üst üste dizilmesi ile oluşturulmuştur. Bordür önce siyah ince daha sonra beyaz ince bir cetvelle sınırlandırılmıştır. Madalyon etrafında sekiz adet dendanlanmış üçgen paftalar yer almaktadır. Bu paftaların uç kısımlarında birbirine bağlı olarak yerleştirilmiş kengel yapraklar bulunmaktadır. Zemini mavi renk olan yapraklar kahverengi ile boyanmıştır. Tonozun her bir parçası etek kısmı hariç madalyonda yer alan bordür ile

(37)

18 ayrılmıştır. Her bir paftanın zemini sarı renkle boyalı olup, paftaların simetri ekseninin alt kısmına köşebent açılarak bir madalyon yerleştirilmiştir. Köşebentin üst kısmına kengel yapraklar oturtulmuştur. Madalyonların üst kısmında simetrik şeklinde yerleştirilen kıvrım dallar bulunmaktadır. Kıvrım dallar birbirine, madalyonun alt kısmında halat şeklinde bir motifle bağlanmıştır. Madalyonlar alçı malzemeden kabartma olarak yapılmıştır. Madalyonun tam ortasında yine kabartma olarak yapılmış penç motifi bulunmaktadır. Paftaların her biri eşit aralıklarla yerleştirilen farklı çiçek motifleri ile bezenmiştir. Bu çiçek motiflerinin bir kısmının ortasına salbekli şemseler, şemselerin içerisine de penç motifleri yerleştirilmiştir. Bunların yanı sıra hatayi ve penç motifleri de bulunmaktadır. Aralara yerleştirilen hatayi motifleri diğer motiflerle bağlanarak zemin doldurulmuştur. Bazı motifler geleneksel motiflerden farklı şekildedir. Paftaların etek kısmında kıvrımlı çizgilerle birbirine bağlanmış tek çiçek (geleneksel ve barok tarzın karışımı) sıralaması ile bordür oluşturulmuştur. Bordürün altında zikzak şeklinde ince bir bordür daha yer almaktadır. Onunda altında tonozdaki paftaları ayırmada kullanılan bordür bulunmaktadır. Bordürler ve pafta arasında bulunan alanda “1949 Gazi Antepli Müslim Gökçek” yazısı ile süslemelerin ustasını öğrenmekteyiz. Tonoz ve sivri kemer arasında kalan alanlarda eşit aralıklarla dizilen birbirine bağlı penç motifleriyle doldurulmuştur. Taç kapının üzerinde bu alanda turuncu zemin üzerine siyah makili yazı ile “Besmele” yazılmıştır.

Yan kısımlarda bulunan kubbelerin süslemelerinde, merkezde kabartmalı bir madalyon ve ortasında yine kabartmalı bir penç motifi bulunmaktadır. Madalyonun etrafı üçgen formuna yakın 5 eşit paftaya ayrılmıştır. Formların içerisine hatayi grubu motiflerden oluşturulan bi desen yerleştirilmiştir. Fakat kullanılan motifler düzgün olmayıp, çoğunluğu hangi motif olduğu belirgin değildir. Simetri ekseninin uç kısmına madalyona dönük olarak serbest şekilde goncagül motifleri yerleştirilmiştir. Paftaların uçlarına yerleştirilen rumi (benzetilmeye çalışılmış) ve yarım penç motiflerinden çıkan, rumilerle sınırlandırılmış 5 eşit pafta oluşturulmuştur. Paftaların içerisi hatayi grubu motif ile bezenmiştir. Komposizyon içerisinde motiflerin helezonları ile farklı paftalar oluşturulmuştur. İçerisinde kengel yapraklar da bulunmaktadır. Bu paftaların aralarında bordo zeminli yine paftalar

(38)

19 oluşturularak içerisi hatayi grubu motiflerle bezenmiştir. Bütün komposizyon etrafı tığ şeklinde benzetilmeye çalışılan motif ile geçilmiştir. Kubbe eteği, çapraz tonozun eteğinde kullanılan bordür ile çevrilmiştir.

Kubbe pandantiflerinde, merkezde simetrik desenin kullanıldığı madalyon bulunmaktadır. Rumi motiflerinin kullanıldığı desende, merkezden çıkan motifler birbirine bağlanarak zemin doldurulmuştur. Pandantifin köşeleri simetrik rumi grubu motifler ile bezenmiştir. Rumiler birbirine ortabağ ve palmetler ile bağlanmıştır.

Son cemaat yerinin cephe duvarında harfler ve yazılar bulunmaktadır. Kapının sağında yer alan duvarda vav harfi solunda üç adet vav harfi, Muhammed ve Ya Allah yazılmıştır.

İç duvarlarda yer alan sülüs yazı ve süslemeler 1949 tarihini taşımaktadır (Anılır, 1987: 35). Hasan Paşa ayrıca, girişin sol tarafında yer alan ilk sütunun bileziği, Akşehir’e uğrayan dönemin önemli isimlerinin yazıları ile doldurulmuş bir anı defteri niteliğinde olması bakımından dikkat çeker.

Tarihlendirme:

Giriş kemeri üzerinde yer alan kitabesine göre 1510 yılında Hasan Paşa tarafından yaptırılmıştır (Karpuz, 2009: 1220; Anılır, 1987: 33-34). Akşehir’deki tek Osmanlı camisidir. Cami bir imaret ile inşa edildiği için İmaret Cami olarak da bilinmektedir (Demiralp, 1996: 49). Osmanlı mimarisinin tek kubbeli camiler grubunun başkent dışındaki önemli bir örneğidir.

(39)

20

2.2. KADINHANI HACI MEHMETLİ CAMİSİ

İnceleme Tarihi: Haziran-2012

Çizim No: 4

Fotoğraf No: 10-14

İnşa Tarihi: H.932/ M.1516

Yaptıran (Bani): Kemal oğlu Fakih İsmail

Usta-Sanatçı: Bilinmiyor.

Yeri: Kadınhanı ilçesinde, Doğanlar mahallesinde bulunmaktadır.

Mimari ve Yapım Özellikleri: Ahşap direkli ve dikdörtgen planlı olan yapı

mihrap duvarına dik üç sahından oluşur. Doğu yönde yazlık bölüm diye ifade edilen dikdörtgen planlı mekan bulunur (Çizim 4).

Yapının duvarları tamamen sıvalı olduğundan, cephelerde pencere ve giriş dışında herhangi bir elemanla karşılaşılmamaktadır. Duvarlarda yapım malzemesi olarak kerpicin kullanıldığı ifade edilmekteyse de, sıva sebebiyle bunu izlemek mümkün değildir (Karpuz, 2003: 203; Karpuz, 2013: 24). Mihrap, minber, mahfil, vaaz kürsüsü gibi sonradan yapılan litürjik unsurlarda ve üst örtü ile üst örtüyü taşıyan ayaklarda ahşap malzeme görülmektedir. Yazlık bölümde yer alan mihrap ve kitabede taş malzeme kullanılmıştır. Minarede kesme taş görülmektedir. Minarenin külah kısmı ise kurşun malzeme ile kaplanmıştır.

Yapının batı cephesi dışında kalan cephelerinde dikdörtgen ikişer pencere yer almaktadır. Batı cephede ise küçük ölçekli üç alt ve bir üst pencere yer alır. Doğu cephedeki pencereler diğer cephelere göre ebat olarak biraz daha büyüktür. Doğu cephesinin güneyinde pencereler, kuzeyinde giriş kısmı, ortasında ise yapıya bitişik minaresi bulunur. Batı duvarın yıkıldığı ve taş ile yenilendiği, diğer duvarların ise kerpiç olduğu ifade edilmektedir (H.Dağar ile kişisel iletişim, 11 Aralık 2014).

(40)

21 Yapıya giriş doğu cephenin kuzeyinde bulunan dikdörtgen açıklıktan sağlanır. Ahşap olan iki kapı kanadı orijinal değildir (Fotoğraf 10). Dikdörtgen formlu açıklıktan girince sol tarafta yer alan kapıdan yazlık denilen alana, karşısında yer alan dikdörtgen formlu ve ahşap çift kanatlı kapıdan da harime girilmektedir.

Mihrap duvarına dik üç sahınlı olan harimde, sahınlar karşılıklı üçer ayak ve bunlar üzerine oturtulmuş kirişlerle oluşturulmuştur. Orta sahın biraz yüksek tutulmuştur. Tavan, ortada yer alan kare kesitli 6 ahşap ayak ile beden duvarlarına oturmaktadır. Taşıyıcı sisteminde, ortada kuzey güney doğrultusunda uzanan iki ana kiriş bulunur. Bu kirişler profilli yastıklar vasıtasıyla kare kesitli ayaklara oturmaktadır. Ayrıca doğu-batı yönde ana kirişler üzerine atılan yarım daire kesitli, ahşap kirişlerle (yuvarlama) üst örtü şekillenmiş ve bunun da üzerine üstten tahta kaplanmıştır (Fotoğraf 11).

Harime girişin hemen karşısında, kuzey duvara bitişik olarak yapılan onbir basamaklı ahşap merdivenle mahfile çıkılmaktadır. Harimin kuzeyinde, orta ve batı yan sahın genişliğinde olan ahşap mahfil, kuzeydeki iki ahşap direk ve duvarlara oturmaktadır. Mahfil, doğu batı yönde 7.34 m uzunluğunda ve 3.68 m genişliğindeki alanı kaplamaktadır. Zeminden yüksekliği 2.31 m’dir. Tavanı mihrap duvarına dik ahşap hatıllar desteklemektedir. 0.80 m yüksekliğinde ahşap korkuluğa sahip olan mahfil, açık mavi renkte yağlı boya ile boyanmıştır ve herhangi bir süsleme görülmemektedir (Fotoğraf 12).

Yapıda mihrap, minber ve kürsü ahşap malzemeli olup, 1980 yılında yapılmışlardır. Özgün durumları hakkında bilgi yoktur. Yalnız bu süreçte özgün mihrabın yazlık bölüm denilen kısma taşındığı ifade edilmektedir (H.Dağar ile kişisel iletişim, 11 Aralık 2014). Bu sebeple yenilenen litürjik elemanlar değerlendirilmemiştir.

Yazlık denilen alanın güney duvarında 0.87 m genişliğinde ve 1.80 m yüksekliğinde yarım daire kemerli mihrap bulunur. Mihrapta selvi formunda hayat ağacı kabartması yer alır. Bu mihrabın batısında ise, 0.36 m genişliğinde ve 0.69 m yüksekliğinde sivri kemerli niş içerisinde caminin kitabesi bulunmaktadır. Kitabeye

(41)

22 göre cami, Kemal oğlu Fakih İsmail tarafından H.932/M.1516 yılında yaptırılmıştır (Karpuz, 2003: 203; Karpuz, 2013: 24; Özkul, t.y.: 188) (Fotoğraf 13).

Kesme taş ile inşa edilen minaresi tek şerefelidir. Minarenin boyu 27 m’dir. Minareye giriş, kaidenin kuzeyinden sivri kemerli açıklık ile sağlanmaktadır. Bu açıklığı madeni kapı kanadı örter. Girişin iki yanında dikey dikdörtgen nişler bulunmaktadır. Kare kaidesinin doğu ve güney kısımları üzerinde yüzeysel niş şeklinde kare alan oluşturulmuştur. Kare alanın köşelerine içbükey şekli verilerek pahlanmıştır. Batı kısmı yapı ile bitişiktir. Kaideden gövdeye geçiş prizmal bir pabuç ve iki adet bilezik ile sağlanmıştır. Silindirik gövdeden taş bilezik ile şerefe kısmına geçilmektedir. Şerefe altında iki sıra halinde üçgenlerden meydana getirilmiş süsleme görülür. Gövde ile şerefe altının birleştiği kısımda ise kabartılmış şekilde verilen motifler bulunmaktadır. Korkuluk kısmında kafes tekniğinde yapılmış baklava dilimli açıklıklar yer alır. Sivri bir külah ve alem ile minare son bulur. Minare 1961 yılında yapılmıştır (H.Dağar ile kişisel iletişim, 11 Aralık 2014) (Fotoğraf 14).

Süsleme: Eserde taş süsleme yazlık denilen kısımda yer alan mihrap da

görülür. Mihrap içerisi iki yapraklı hayat ağacı ile süslenmiştir. Ahşap süsleme ise özgün olmayan mihrap, minber, vaaz kürsüsünde karşımıza çıkar.

Tarihlendirme: Hacı Mehmetli Cami, kitabesinden anlaşılacağı üzere,

H.912/M.1516 tarihinde Kemal oğlu Fakih İsmail tarafından yaptırılmıştır. Yapı Topbaşzade Ahmet Hamdi’nin desteği ile esaslı bir onarım geçirmiştir (Karpuz, 2009: 1990).

Hacı Mehmetli Camisinde, yazlık alanda yer alan mihrap dışında, mihrap, minber, vaaz kürsüsü özgün değildir. Yazlık bölüm daha öncesinde sundurma iken 1961 yılında kapatılmıştır. Yine aynı yıl minaresi de yenilenmiştir. 1980 yılında asıl mihrap yazlık bölümüne alınmış ve aynı tarihte ahşap olan mihrap, minber, vaaz kürsüsü yapılmıştır. Yapı 2006 yılında onarım geçirmiştir. Bu onarımda pencere, taban tahtası, iç dış sıva ve boyası yapılmıştır (H.Dağar ile kişisel iletişim, 11 Aralık 2014). Bir süre Topbaşlar ailesi caminin her ihtiyacını karşılaması sebebiyle

(42)

23 Topbaşların Cami olarak da anılmaktadır. Oldukça sade tutulan cami, Osmanlı mimarisinin ahşap direkli camileri arasında yer alır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Türk Sanat Dünyasının, ulus lararasz değer kazanmış ünlü sanatçılarından birçok imzanın, kendi eserleriyle, 15 Mayıs’tan 15 Haziran 1972 tarihine kadar bu

Farklı (düşük, orta, yüksek) öz anlayış düzeylerine sahip üniversite öğrencilerinin depresyon düzeyleri arasında, öz-anlayış düzeyleri düşük olan

26 01.08.2010 tarih ve 27659 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır... konusunda önemli belirlemeler yapılmıştır. Aynı konuda farklı özel- ge verilmesi gibi olumsuz

maddesinde açıklanması veya zamanın- dan önce açıklanması hâlinde suç işlenmesine yol açacak, suçların ön- lenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî

保守療法 方   法 說   明 絕對臥床休息 2~3週,直到 疼痛消失。 讓背部肌肉充分放鬆,減少背部所承 受的壓力。

Further, the Kaoping Canyon sediments contain relatively high percent coprostanol; this can be attributed to [1] a more direct input of the river sediments because the canyon is

To improve the detection of single cell genetic defects, the lysate of a single lymphocyte, with or without cystic fibrosis F508 mutation (CFF508), was incubated in a higher

Ancak sualtı arkeoloji- si, arkeolojik bilginin yanı sıra denizcilik, sualtı tek- nikleri, derin dalış teknolojisi, sualtı mühendisliği, elektronik, yazılım gibi çok