• Sonuç bulunamadı

İLKÖĞRETİM FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN LABORATUAR YETERLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İLKÖĞRETİM FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN LABORATUAR YETERLİKLERİNİN BELİRLENMESİ"

Copied!
87
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANA BİLİM DALI

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

İLKÖĞRETİM FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN LABORATUAR

YETER

LİKLERİNİN BELİRLENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

SEÇİL TÜRK

Danışman: Yrd.Doç.Dr. Ali AYDIN

Ankara Mayıs, 2010

(2)

JÜRİ ONAYI

………’ın ………..…..

……….…

……….………. başlıklı tezi

……… tarihinde, jürimiz tarafından ………..

……….………...……… Ana Bilim / Ana Sanat Dalında

Yüksek Lisans / Doktora / Sanatta Yeterlik Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Başkan: ... ……... Üye (Tez Danışmanı): ... ... Üye : ... ...

(3)

ÖNSÖZ

Bu araştırma, ilköğretim okullarında görev yapan Fen Bilgisi Öğretmenlerinin laboratuar yeterliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.

Eksiklikleri belirlenip ihtiyaçları karşılanamayan bir öğretmen öğretimi tam olarak gerçekleştiremez. Bu nedenle; bu araştırmanın Fen Bilgisi Öğretmenlerine faydalı olacağı düşünülmektedir.

Bu kapsamda çalışmada emeği geçen;

• Yüksek Lisans çalışmasına başladığım andan itibaren bana her türlü bilimsel ve manevi desteği sağlayan, her anımda bana yardımcı olan danışmanım Yrd. Doç. Dr. Ali Aydın a;

• Araştırma verilerinin analizinde görüşlerini esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Nusret Kavak’ a;

• Öğretmenlik mesleğime büyük katkıları olan Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ nde ki hocalarıma;

• Anketi cevaplayan bütün öğretmenlere;

• En zor anlarımda desteğini hiçbir zaman esirgemeyen eşim; Haluk TÜRK’e; • Hayatım boyunca yanımda olan, maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman

esirgemeyen babam; A.Münir ÇELEBİ’ ye, annem; Suzan ÇELEBİ’ ye ve abim; İnşaat Mühendisi Hicabi ÇELEBİ’ye;

sonsuz teşekkür ederim…

(4)

ÖZET

İLKÖĞRETİM FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN LABORATUAR

YETERLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

TÜRK, Seçil

Yüksek Lisans, Fen Bilgisi Öğretmenliği Bilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Ali AYDIN

Şubat-2010, 85 sayfa

Bu çalışmada; İlköğretim Fen Bilgisi Öğretmenlerinin Laboratuar Yeterliklerinin neler olduğunu ve bu yeterliklerin cinsiyete, mesleki deneyim yılına, mezun oldukları bölüme ve mezun oldukları öğrenim durumlarına göre farklılık olup olmadığı araştırılmıştır.

Çalışma; 2009 – 2010 öğretim yılı Ankara Çankaya ilçesinde bulunan ilköğretim okullarından tesadüfî yöntemlerle seçilen Fen Bilgisi öğretmenlerinden oluşmaktadır. Fen bilgisi öğretmenlerinin yeterliklerini belirlemek amacıyla 80 sorudan oluşan bir anket hazırlanmıştır. Bu anket toplam 70 Fen Bilgisi Öğretmenine uygulanmıştır. Anketlerin istatistiksel analizlerinden elde edilen sonuçlar değerlendirilmiş ve bu alanda yapılan diğer çalışmalarla karşılaştırılmıştır.

• Anket çalışmasına katılan öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu ankette yer alan görüşler hakkında “Katılıyorum” veya “ Çok Katılıyorum” ifade etmişlerdir. Bu sonuç öğretmenlerin fen bilgisi dersi için laboratuarların öneminin farkında olduğunu gösterir.

• Anket çalışmasına katılan erkek öğretmenlerin ihtiyaçları ile bayan öğretmenlerin ihtiyaçları arasında anlamlı bir fark yoktur.

• Anket çalışmasına katılan öğretmenler, mesleki deneyim yılına göre kategorize edildiğinde elde edilen grupların anketten aldıkları skorlar arasında anlamlı bir fark vardır.

• Anket çalışmasına katılan öğretmenler, mezun oldukları bölümlere göre kategorize edildiğinde elde edilen grupların anketten aldıkları skorlar arasında anlamlı bir fark yoktur.

(5)

• Anket çalışmasına katılan öğretmenler, mezun oldukları öğrenim durumlarına göre kategorize edildiğinde elde edilen grupların anketten aldıkları skorlar arasında anlamlı bir fark vardır.

Sonuç olarak; öğretmenler fen bilgisi alanında laboratuar için yeterli bilgiye sahip olmak gerektiğini düşünmekte, laboratuarlar ile ilgili yayın ve gelişmeleri takip etmek gerektiğini savunmakta ve teknoloji ve fen hakkındaki kişisel donanımlarının güncellenmesi gerektiği konusunda hem fikirdir.

(6)

ABSTRACT

DETERMINATION OF THE PRIMARY SCHOOL SCIENCE TEACHERS LABORATORY PROFICIENCY

TÜRK, Seçil

Master, Department of Science Teaching Thesis Advisor: Yrd.Doç.Dr. Ali Aydın

2010, page 85

In this study, Elementary Science Teacher of the laboratory proficiency and competency of what happened to sex, year of professional experience, graduates and alumni to be part of their educational status differ according to whether they were investigated.

Studies; 2009 - 2010 academic year, Cankaya district of Ankara in primary school science teachers were selected by the random method consists of. Determine the competency of science teachers in order to prepared a questionnaire consisting of 80 questions. This questionnaire was administered to 70 science teachers. Derived from statistical analysis of survey results were evaluated and compared with other studies in this field.

• The majority of teachers participating in the survey of the opinions expressed in the survey about the "Agree" or "I agree" were expressed. This results in science courses for teachers to be aware of the importance of laboratories indicates. • The survey of teachers participating in the men's needs with the needs of female

teachers is no significant difference between.

• Participating in the survey, teachers were categorized by years of experience in professional groups obtained from the survey is a significant difference between their scores.

• The teachers who participated in the survey, graduates were categorized according to their part of the groups obtained from the survey that there is no significant difference between scores.

(7)

• The teachers who participated in the survey, graduates were categorized according to their educational status of the groups obtained from the survey is a significant difference between their scores.

As a result, teachers of science in the field laboratory to have enough information to be believe that laboratories related publications and developments have to be argued and technology and science, about the personal equipment to be updated as needed about the idea.

(8)

İÇİNDEKİLER

Sayfa

1- JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI……….………...…i

2- ÖNSÖZ.……….………...ii

3- ÖZET………...…iii

4- ABSTRACT……….……….…..v

5- İÇİNDEKİLER………...……...vii

6- TABLOLAR LİSTESİ …..………..…....ix

BÖLÜM I ……….………...………1

GİRİŞ ………...………...………1

1.1.Problem Durumu…..……….……….…...……...1

1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi………...……….…………..…...…..5

1.3. Problem Cümlesi..………...6 1.4. Alt Problemler……….6 1.5. Varsayımlar ……….………..……….7 1.6. Sınırlılıklar ………..…………...7 BÖLÜM II………8 KAVRAMSAL ÇERÇEVE……….…..8

2.1. Öğretmen ve Öğretmen Yetiştirme……….…………8

2.2. Branş Öğretmenliği……….12

2.3. Fen Bilgisi Dersi………..13

2.4. Verimli Fen Bilgisi Öğretimi………..15

2.5. Fen Bilgisi Laboratuarı………..18

İLGİLİ YAYIN VE ARAŞTIRMALAR……….24 BÖLÜM III ……….….33 YÖNTEM ………...33 3.1. Araştırmanın Modeli ……….…..33 3.2. Evren ve Örneklem………..……….…....33 3.3. Verilerin Toplanması………..…..34 3.4. Verilerin Analizi………34

(9)

BÖLÜM IV……….…35

BULGULAR VE YORUM…….. ………35

4.1. Örneklemin Özellikleri ………...35

4.2. Fen Bilgisi Öğretmenlerinin Laboratuar ile İlgili Görüşleri…………..37

4.3. Farklı Cinsiyetteki Öğretmenlerin Laboratuarlarla ilgili Görüşleri Arasında Farklılık Var mıdır?...………...…....42

4.4. Kıdemleri farklı Öğretmenlerin Laboratuarlarla ilgili Görüşleri Arasında Farklılık Var mıdır?………..……...43

4.5. Öğrenim Durumları Farklı Öğretmenlerin Laboratuarlarla ilgili Görüşleri Arasında Farklılık Var mıdır?...44

4.6. Branşları Farklı Öğretmenlerin Laboratuarlarla ilgili Görüşleri Arasında Farklılık Var mıdır?...44

4.7. Ankette Yer Alan İdeal Davranışlar Hakkında Öğretmen Görüşlerinin Durumu……….45 BÖLÜM V……….60 SONUÇ VE ÖNERİLER…..……….….60 5.1. Sonuç………...60 5.2. Öneriler……….…..64 5.2.1. Araştırmacılara Öneriler………....64 5.2.2. Öğretmenlere Öneriler………64 5.2.3. Yöneticilere Öneriler………...…………64 KAYNAKÇA ………..…66 EKLER……….73

(10)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Örneklemde yer alan öğretmenlerin cinsiyetleri

Tablo 2. Örneklemde yer alan öğretmenlerin kıdemleri

Tablo 3. Örneklemde yer alan öğretmenlerin öğrenim durumları

Tablo 4. Örneklemde yer alan öğretmenlerin branşları

Tablo 5. Fen Bilgisi Öğretmenlerinin Laboratuarlar ile İlgili Görüşleri

Tablo 6. Farklı Cinsiyetteki Öğretmenler için Mann-Whitney testi sonuçları

Tablo 7. Farklı Kıdemdeki Öğretmenler için Kruskal-Wallis testi sonuçları

Tablo 8. Öğrenim Durumları Farklı Öğretmenler için Kruskal-Wallis testi

sonuçları

(11)

BÖLÜM 1 GİRİŞ

Bu bölümde araştırmaya konu olan problem durumu açıklanmış, problem ve alt problemler verilmiş, bu probleme bağlı hipotezler ile ilgili temel kavramlar ve araştırmanın önemi ve gerekçesi açıklanmıştır.

1.1. Problem Durumu

Çağdaşlaşmanın, modernleşmenin, kalkınmış ve mutlu bir toplum olmanın yolu kuşkusuz eğitimden geçmektedir (Bekar, 1996:1). Bir insanın hem bedensel hem de ruhsal olarak tam anlamıyla gelişebilirliği eğitim ve öğrenmeyle gerçekleşebilir. Eğitim genel olarak bireyde davranış değişikliği süreci olarak tanımlanır. Bu eğitim sürecinde de kişilerin davranışlarında meydana gelebilecek değişmeler istendik yönde olmalıdır. Bu istendik yönde davranışların olabilmesi içinde planlı ve amaçlı bir eğitime gerek duyulmaktadır. Ayrıca eğitim, toplumsal gelişmenin tabanını oluşturmaktadır. Gelişme ve kalkınma içinde sektör ve iş gücü gerekmektedir. Bu iş gücünü yetiştirecek olan da eğitim sistemi ve içindeki öğretmenlerdir.

Bununla birlikte, eğitim toplumsal bir sistem olarak ele alındığında, bu sistemin başlıca öğelerini; öğrenciler, öğretmenler, eğitim programları, yöneticiler, eğitim uzmanları, eğitim teknolojisi, fiziksel ve finanssal kaynaklar oluşturmaktadır. Bunlar içinde öğretmen yine en temel öğedir. Eğitimin niteliği ve kalitesi de büyük ölçüde öğretmenlerin niteliği ile doğru orantılıdır. Bu bakımdan eğitim sistemi içinde görev alacak öğretmenlerin gerek hizmet öncesinde, gerekse hizmet içinde iyi bir şekilde yetiştirilmeleri, eğitim hizmetlerinin kalitesi yönünden önem taşımaktadır (Şişman, 2001:1) ve ayrıca eğitimin etkililiğinin arttırılması da; öğretmenlerin niteliğinin yükseltilmesiyle, eğitim programları ve öğretimle ilgili etkinliklerin ele alındıktan sonra düzenlenip geliştirilmesiyle, okul yönetimini eğitim ve öğretim etkinliklerine katılma konusunda geliştirmesiyle ve eğitim etkililiğini ve kalitesini artırıcı düzenlemelerin yapılmasıyla gerçekleşebilir.

(12)

Eğitim hedeflerini gerçekleştirebilmek için; değişime uyum sağlayabilen, insana ve kaliteye önem veren, problem çözebilen, iletişim kurabilen, sorumluluk ve risk alabilen planlayıcı, çağdaş yönetim anlayışına sahip ekip çalışmasını benimsemiş, yaratıcı ve yeniliklere açık, vizyon sahibi öğretmenler ve eğitim yöneticilerine ihtiyaç vardır.

Öğretmen yetiştirmenin amacı, onun genel bilgilerini, kişisel kültürünü, eğitme ve öğretme yeteneğini yurt içinde ve milli sınırlar ötesinde iyi insan ilişkilerinin kurulmasını, hem öğretim yoluyla hem de örnek olarak kendine düşen toplumsal, kültürel ve ekonomik ilerlemeye katkıda bulunma bilincini geliştirme olmalıdır. Öğretmenlerin bilgisinin, anlayışının, becerilerinin, ilkelerinin ve değerlerinin tanımlanması öğrencilerin kaliteli eğitim almalarını sağlamanın en iyi yollarından birisini oluşturmaktır. Bu yeterlilikler belirlenirse; öğretmenlerin yaptığı iş daha fark edilir ve öğretmenlerin toplumdaki imajı desteklenir. Bu sayede nitelikli öğretmen daha iyi sağlanabilir. Nitelikli öğretmenlerden beklenen en önemli rol, eğitim programlarında yer alan istendik davranışları öğrencilere kazandırmaktır. Öğretmenlerin başarıları yada başarısızlıkları bu alandaki yeterlikleriyle ölçülür. Öğretmenlerin bu görevi yerine getirebilmelerinin ön şartı, davranış kazandıracağı öğrencileri; bedensel, zihinsel, toplumsal ve duygusal boyutlarıyla tanımasıdır.

Kaliteli öğretmen yetiştirme süreci, hizmet öncesi eğitimle başlayan ve yaşam boyu devam eden bir süreç olarak algılanmalıdır. Bu iki süreç birbirine bağlı olup, kopuk olmamalıdır. Eğer öğretmenlik mesleği sadece bilgi vermek olsaydı, bugünlerde son derece gelişmiş olan bilgisayar ve televizyon gibi bilgi makineleri bu işi kolaylıkla yapabilirlerdi. Oysaki öğretmen; öğreten, rehberlik eden, öğrenciyi güdüleyen, öğrencinin sorunlarına çözüm bulmaya çalışan, duygusal ve sosyal özellikler yanında; mesleğinin uzmanlık bilgi ve becerisine sahip olan kişidir. Bundan dolayı ne kadar gelişmiş bilgi makineleri olursa olsun, bir öğretmene her zaman ihtiyaç vardır. Yani öğretmenler eğitim kurumlarının vazgeçilmez en önemli unsurlarıdır.

Öğretmen eğitimi bugünün şartlarına uygun, dinamik ve esnek programlar çerçevesinde bilim ve teknolojik gelişmelere açık olarak düzenlenmelidir. Genel anlamda öğretmenlik mesleği; eğitim sektörü ile ilgili olan sosyal, kültürel, ekonomik, bilimsel ve teknolojik boyutlara sahip, alanda özel uzmanlık bilgisi ve becerisini temel

(13)

alan akademik çalışma ve mesleki formasyonu gerektiren, profesyonel statüde bir uğraşı alanıdır (Hacıoğlu ve Alkan, 1995:23).

Öğretmenlik mesleğinin yapılan işin niteliği, çalışma koşulları, çalışma ortamları, insanlarla ilişkileri ve mesleki kariyerleri yönünden bazı özellikleri vardır. Eğer öğretmen bir alanı yada konuyu çok iyi biliyorsa bu öğretmen çok başarılı bir öğretim yapabilir diyemeyiz. Öğretmen bilgilerini nasıl ve ne şekilde öğreteceğini çok iyi bilmelidir. Bir öğretmenin alan bilgisine sahip olmasının yanında öğretmenlik mesleğinin görevlerini de nasıl gerçekleştireceğini bilmesi gerekir. Bu nedenle öğretmen adaylarına öğretme ve öğrenmenin temel yeterlikleri kazandırılmalıdır. Ayrıca bir öğretmen alan ve meslek bilgisinin yanı sıra geniş bir kültüre de sahip olmalıdır.

Bir öğretmende bulunması gereken en önemli kişisel nitelikler; hoşgörülü ve sabırlı olma, açık fikirli, esnek ve uyarlayıcı olma, cesaretlendirici ve destekleyici olmadır. Etkili bir öğretmende ise; genel kültür, konu alanı bilgisi ve mesleki beceri ve yeterlilikler bulunmalıdır. Öğretmenlik mesleği bir uzmanlık ve gönüllülüğe dayanır. Öğretmen eğitiminin ilk aşaması, öğretmenlik eğitimi programına öğrenci yetiştirmedir. Eğer öğretmen adayları bu mesleği isteyerek tercih ederlerse, nitelikli öğretmen yetiştirme daha kaliteli bir hal alacaktır. Bu nedenle öğretmenlik mesleğini tercih edecek adaylar; öğretmen olma isteğine, öğretmenliğe yatkınlığa; beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı gelişmeye uygun kişilik özelliklerine; öğretmenliğe, öğrenciye, çevreye, sosyal değerlere yönelik olumlu tutuma ve hür ve bilimsel düşünce gücüne, araştırma fikrine sahip olmalıdırlar.

Öğretmenler öğretim yöntemleri, öğretim amaçlı kullanılacak materyalleri kendi değerleri ve yerleşik bilgileri arasında denge kurmalıdırlar. Klasik öğretmen-öğrenci ilişkisini kurup etkili bir öğretim yapmak hemen her zaman kolay değildir. Öğretmenler çeşitli nedenlerden dolayı bu durumu kolayca gerçekleştiremezler. Bir yandan mesleki kültürü ve kişiliği ile diğer yandan da rehberlik etmek suretiyle sınıfta gelişigüzel toplanmış öğrenciler arasındaki duygu, düşünce ve davranış ayrılıklarını kaldırmak gibi çok yönlü sorumluluklar yüklenmişlerdir (Demirel, 1999:188).

Çok yönlü sorumluluklar yüklenen öğretmenleri daha nitelikli ve kaliteli yetiştirmek amacıyla, öğretmen yetiştiren kurumlar yani Eğitim Fakülteleri 1998 yılında

(14)

yeniden yapılandırılarak gerek teorik gerekse uygulama yöntemleri açısından geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu sayede branş öğretmenleri daha nitelikli ve kaliteli olacaktır.

Eğitim sisteminin toplumsal ihtiyaçlara cevap vermesi için değişen toplumsal şartlara, bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak öğretmenin de kendini yenilemesi gerekmektedir. Hizmet sunan bir öğretmen toplumun gerisinde kalmamak için, yıllar önce edindiği bilgi ve beceriler ile yetinmemeli kendini sürekli yenilemelidir. Bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmeler diğer toplumsal kurumlar gibi eğitim kurumunu da etkileyerek değişmeye zorlamaktadır. Öğretmenlerin, yenilikleri eğitim kurumlarına yansıtabilmeleri için her şeyden önce değişme ve gelişmelerden haberdar olmaları gerekir. Değişimleri ve gelişmeleri izlemek çoğu zaman öğretmenlerin olanaklarını aşabilir. Örnek olarak bilgisayar ve bilgisayar teknolojisine bağlı olarak gelişen internet ortamı kullanıcılarına güzel imkanlar sunmaktadır. Bilgisayar teknolojisi donanım açısından pahalı ve kullanımı özel bilgi ve beceri gerektirdiği için bu hizmetin yaygın bir şekilde tüketilmesini sınırlandırmaktadır. Dolayısıyla öğretmenlerin özel gayretleri ile bu hizmetleri kullanmaları zorlaşmaktadır (Oral, 1997:9-13).

Öğretmenler ayrıca öğrenciler için sağlıklı ve destekleyici bir öğrenme ortamı sağlayabilmek için kendileri iyi bir örnek olmalı ve bütün özellikleri sınıf ortamına yansıtabilmelidir. Bu özellikler; rahat olma, dostça davranma, duyuşsal bakımdan demokratik şekilde gelişmişlik, nezaket, saygı ve her öğrencinin bir birey olduğunu kabul edip kişiliklerini göz önünde bulundurma, etkinliklerde öğrencileri ön planda tutup onların aktif olmasını sağlayarak iyi bir rehber olma, etkili bir öğretim için temel ilkedir.

Etkili ve ihtiyaçları tam olarak karşılanmış bir öğretmen, zamanının büyük bir kısmını hedeflere ulaşabilmek için tasarlanmış etkinliklerin gerçekleştirilmesine ayırır. Ayrıca okulun amaçları konusunda bilgi sahibi oldukları için zamanın kullanımına büyük önem verirler. Derslere zamanında girip çıkarlar, iyi bir planlama ve hazırlık ile dersi kolay, paniklemeden, duraksamadan, notlarına sürekli bakmadan işlerler. Dersle ilgili uygulamaları zamanında ve yerinde yaparak öğrencilerin sıkılmalarını veya dikkatlerinin dağılmasını önlerler.

(15)

Ayrıca fen bilimleri ve ona dayalı olarak üretilen teknolojiler, toplumların gelişmesinde önemli bir faktördür. Bu nedenle fen bilimlerinin ve eğitiminin önemi gittikçe artmakta ve fen öğretiminin yapıldığı dersler daha da önem kazanmaktadır.

Fen Bilgisi dersi de teknolojiyle yakın ilişkili olduğu için, Fen Bilgisi öğretmenleri çağın gerektirdiği şartlara uyum sağlayarak, maddi ve manevi yönden öğretmenlik mesleği için destek görerek, öğrencilere mükemmel bir eğitim vermek istemektedirler. Öğretmenler genel olarak öğrencilerin başarısından kendilerini sorumlu tutarlar. Bu sebepten dolayı da başarıya ulaşmak için ihtiyaçlarını ortadan kaldırıp kendilerini eğitim – öğretim içinde en iyi şekilde gerçekleştirmek isterler.

1.2.Araştırmanın Amacı ve Önemi

Fen Bilgisi öğretmenleri; öğrencileri, fen bilgisini öğrenmeleri için motive etmeyi, iyi bir fen bilgisi öğretimi için sınıfın fiziksel ortamını düzenlemeyi, fen bilgisi öğretim hedeflerini değerlendirmek için ölçüm araçları oluşturmayı, öğrencilerin sınıf içi disiplinini sağlamayı amaçlar. Ayrıca ailelere ve öğrencilere fen bilgisi öğretiminin önemini anlatmayı ve savunmayı, öğrencileri temel ihtiyaçları bakımından gerçekçi hedefler saptayıp onlara ulaşmaya yönlendirmeyi, fen öğretimi için destekleyici materyalleri seçmeyi amaçlar. Bunlarla birlikte, fen bilgisi öğretiminde yeni öğretim yöntem ve tekniklerini öğrenebilme ve uygulayabilmeyi ayrıca öğrencilerin bireysel farklılıklarını algılayarak bu doğrultuda gerçekçi amaçlar belirleyip, bu amaçları için yol göstermeyi, öğrenciler için fen bilimlerini anlamlı hale getirmeyi, öğrencilerle ve aileleriyle öğrencilerin gelişimi ile ilgili iletişim halinde olmayı, öğrencileri değerlendirmede yeni yaklaşımları ve araçları kullanabilmeyi, fen bilgisinde nelerin öğretileceğini belirlemeyi, öğrenci farklılıklarını ortaya çıkarma ve anlamayı, fen konuları ve fen eğitimi alanındaki gelişmeleri diğer öğretmenlere aktarmayı, fen eğitimi alanında üst seviyede eğitim almak için çalışmayı ve kısaca öğretmen olarak mesleki sorumlulukların farkına varmayı ve kavramayı amaçlamaktadır. Mesleki sorumluluklarında fen ve teknolojiyi yerinde yani laboratuar ortamında vermek için laboratuar malzemelerinin tam, laboratuar ortamının şartları uygun olmalıdır.

(16)

Öğretmenin öğrencilere en iyi öğretmeyi sağlatabilmesi için, öğretmenin ihtiyaçlarının belirlenip karşılanması gerekmektedir. Öğretmenlerin ihtiyaçlarının içerisinde de laboratuar yeterliklerinin detaylı bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu çalışmayla Fen Bilgisi öğretmenlerinin laboratuar eksiklikleri belirlenecektir. Ayrıca çalışmamız bundan sonra bu alanda yapılacak olan çalışmalara temel teşkil edecektir.

1.3. Problem Cümlesi

İlköğretim Fen Bilgisi dersi öğretmenlerinin laboratuar yeterlikleri nelerdir ve bu yeterliklerle öğretmenlerin cinsiyetleri, branşları, mesleki deneyim yılları ve mezun oldukları öğrenim durumları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

1.4. Alt problemler

Bu araştırmada problem cümlesinde genel çerçevesi çizilen şu sorulara cevap aranacaktır:

1- İlköğretim Fen Bilgisi Öğretmenlerinin laboratuar yeterliklerinin yüzde dağılımı nasıldır?

2- Bayan öğretmenler ile erkek öğretmenlerin yeterlikleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

3- Mezun oldukları bölüme göre Fen Bilgisi öğretmenlerinin laboratuar yeterlikleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

4- Meslekteki deneyim yılına göre Fen Bilgisi öğretmenlerinin laboratuar yeterlikleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

5- Mezun oldukları öğrenim durumlarına göre Fen Bilgisi öğretmenlerinin laboratuar yeterlikleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?

(17)

1.5. Varsayımlar

1- Ankete katılanların verdikleri cevapların samimi ve içten oldukları kabul edilmiştir.

2- Anketi geliştirmek için görüşlerine başvurulan kişiler alanında yeterlidir.

1.6. Sınırlılıklar

Bu araştırma;

1- 2009-2010 öğretim yılı ile sınırlıdır.

2- Fen Bilgisi Öğretmenlerinin laboratuar yeterliklerinin belirlenmesi ile sınırlıdır. 3- Araştırma ayrıca Ankara il merkezinden tesadüfi yöntemlerle seçilen

öğretmenler ile sınırlıdır.

4- Araştırma anket yöntemiyle bilgi toplama ile sınırlıdır.

5- Araştırma kapsamında yapılan analizler öğretmenlerin cinsiyet, branş, kıdem ve mezun oldukları öğrenim durumları gibi değişkenlerle sınırlı tutulmuştur.

(18)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Öğretmen ve Öğretmen Yetiştirme

Eğitimin geliştirilmesinde öğretmenin rolü günümüzde herkes tarafından bilinmektedir. Bir toplumun kalkınması için öncelikle yetişmiş insan gücüne ihtiyaç vardır. Yetişmiş insan gücü ise iyi okullarda mümkündür. Bir okulun iyi olabilmesi, yani öğrencilerinin iyi yetiştirilmesi de öğretmenler tarafından verilen eğitimin kalitesine bağlıdır. Öğretmenin verdiği eğitimin kaliteli olabilmesi için de öğretmenin bizzat kendisinin iyi yetiştirilmiş olması gerekmektedir. Öğretmenin iyi olması ise onun hem hizmet öncesinde iyi yetiştirilmesi, hem de hizmet içinde kendisini geliştirecek olanaklardan yararlanmasını sağlamakla mümkündür. Bunun için de öğretmene her yönden destek olunmalıdır ki, öğretmen kendisini hem kişisel olarak hem de mesleki açıdan geliştirebilsin (Seferoğlu, 2001:12).

Öğretmenlik; bireysel, sosyal, kültürel, bilimsel ve teknolojik profesyonel bir eğitim mesleğidir. Öğretmen ise; insan davranışlarını ve yeteneklerini geliştiren, bir mühendis olarak görülebilir. Öğretmenlik mesleğinin önemi ve değeri; öğretmenin, eğitim sisteminin en kritik öğesi olmasından kaynaklanmaktadır. Bir eğitim sisteminin başarısı, o sistemi işletip uygulayacak olan öğretmenlerin ve diğer personelin niteliklerine bağlıdır. Hiçbir model, o modeli işletecek personelin niteliği üzerinde hizmet üretmez. Bu nedenle bir okul ancak öğretmenleri kadar iyidir, denilebilir (Kavcar, 1999:267).

Sınıf ortamını canlandıran, öğretim için uygun, ilginç ve zevkli bir hale getiren öğretmenin; mezun olduğu okul, mesleki kıdemi, bilişsel, duyuşsal ve devinimsel hazır oluşluk düzeyi, geliri, fiziki görünüşü gibi özellikleri, öğrenci başarısı ve eğitim-öğretimin niteliği üzerinde etkili olmaktadır. Öğretmenin sahip olduğu; samimi, sıcakkanlı, iyi huylu, sabırlı, şefkatli, sempatik olma ve haklıyı haksızı ayırabilme özellikleri onun kişisel niteliklerinin, ders alanını bilme, eğitim psikolojisi bilgisine

(19)

sahip olma, öğretim metot ve uygulamalarını bilme, sınıftaki dersleri canlı ve ilgi çekici hale getirebilme ise onun mesleki niteliklerinin; başlıcalarıdır (Ünal,1991). Öğretmenin esas görevi ise, öğrenmeyi sağlamaktır. Buna ayrıca öğretme de denmektedir. Öğretmenin bu görevi tam anlamıyla yapabilmesi için sahip olduğu teorik bilgiyi uygulamaya dönüştürmesi gerekmekte çünkü bir işi biliyor olmak, onu etkinlikle yapabilmek anlamına gelmez.

Ayrıca öğretmenliğin bir bilim mi, sanat mı olduğu farklı çevreler tarafından uzun zamandır tartışılmaktadır. Öğretmenliği sanat olarak görenlere göre, öğretmenlikte yetenek, sevgi, yaratıcılık ve ilham gibi nitelikler önem kazanmaktadır. Öğretmenliği bilim olarak görenlere göre ise bilgi ve beceri önem kazanmaktadır. Bir grup kişilik özelliklerinden bahsederken, diğer grup becerilerden ve bilgilerden bahsetmektedir. Bu iki görüşten şu sonuca varmak olasıdır: Öğretmenlik bir takım kişilik özellikleri ile bilgi ve beceriler gerektirir. Kişilik özelliklerinin günümüzde öğretilmesi oldukça zor görünmektedir, ama beceri ve bilgiler öğretilebilir (Yüksel, 2001:6).

Aynı zamanda öğretmenlik; estetik, ahlaki, sanatsal vb. birçok alandaki gelişmeleri yakından izlemeyi gerektiren bir meslektir. Bu durum gelişen toplumda, öğretmenin bilgiyi aktarma ve uygulama olanaklarını, çeşitlendirmesini zorunlu kılmaktadır (Husen, 1989:167). Öğretmenlerin niteliklerinin gelişmesi ve profesyonel bir kimlik kazanmaları sadece hizmet öncesi eğitimle değil aynı zamanda hizmet içi eğitim süreçleriyle gerçekleşebilir.

Bununla birlikte, iyi bir öğretmen olmak için yalnızca iyi eğitim almak yetmez, modern çağın gereklerini de karşılamak zorunluluğu vardır. Bir öğretmenin yetişmesi öğretmenlik hayatı boyunca sürer, profesyonel bir öğretmen, öğretmenlik eğitimi aldığı kurumdan mezuniyeti sonrasında da öğrenmeye devam eder (Churukian, 1993).

Ülkemizde tipik bir öğretmenin bazı genel düzeydeki sosyal özellikleri şöyledir (Macaroğlu,1995:25).

- Öğretmen sosyal sınıf olarak orta sınıftan gelmektedir ve giderek alt sınıfa doğru kaymaktadır.

(20)

- Ekonomik kazancı ivmeli bir şekilde azalmaktadır. Yani maaşı rakamsal olarak artarken, reel anlamda azalmakta bunun yanında gayri safi milli hasıladan aldığı pay da düşmektedir.

- Sağlık alanında olduğu gibi, eğitim hizmeti de devlet hizmetinden çıkma potansiyeli içindedir.

Smith ise iyi ve kötü öğretmeni şu şekilde tanımlamaktadır; (Moon ve Mayes, 1994: 113-116).

İyi bir öğretmen;

• Daima üzüntü ve gerginlikleri hisseder ve bu durumu en asgari düzeye indirger,

• Öğrencilerin ayrı ayrı bireyler olduklarını ve her birinin bireysel ilgiye ihtiyaçları olduğunu bilir ve kendilerini iyi hissetmelerini sağlar,

• Çalışma hayatına ve görev anlayışına kuvvetle inanır fakat bunu menfi bir baskı ile yapmaz,

• Öğrenciler ve ailelerini olumlu bir şekilde yönlendirir ve ortak çalışma gereğini kabul eder,

• Sert davranmaktan kaçınır,

• Eleştirmekten ziyade ödüllendirmeye önem verir,

• Öğrencilerin, isteklerini, yeteneklerini ve kişiliklerini bilir, • Sonuçları, değişken ve ilginç olarak görür,

• Geniş kapsamlı müfredatı temel becerileri geliştirmek için en iyi yol olarak görür,

• Öğrenim deneyimleri için merak ve yaratıcılığı anahtar kavram olarak görür, • İçerik ve öğrencilere uyum sağlamak için öğretim faaliyetlerini çeşitlendirir. Böyle bir öğretmen tarafından yönetilen sınıf canlı, ilginç ve başarılı öğrencilerle dolu olacaktır. Az bir stres ve küçük bir gerginlik olacaktır. Buna karşın birçok grup iş birliği içindedir. Öğrenciler öğrenmek için istekli olacak ve ona göre davranacaklardır. Ayrıca hepsi kendilerine güvenilen, kendi kendilerini disipline etmiş ve kendine güvenli öğrenciler olacaklardır.

(21)

Kötü bir öğretmen;

• Genellikle öğrencileri korkutur ve sert bir yetişkin gibi davranır, • Gerçek dışı amaçlar üzerine dayalı baskı ile stres oluşturur, • Öğrencileri ve ailelerini olumsuz yönden ele alır,

• Ödülden çok cezaya önem verir, sükûnetten ziyade stresi benimser ve çok az gülümser,

• Her zaman cezalandıracak şeyler bulur ve bir olayda bunu yapılandırır, • İstekleri dondurur, canlı ve meraklı öğrencileri tehdit olarak görür,

• Geniş kapsamlı müfredatı sevmez eğitimde temel becerileri, dar şartlar içinde düşünür,

• Sonuçları standart görür ve kısıtlayıcı bir zaman cetveli geliştirerek her şeyde bunu hâkim kılar,

• Kendi tariflerini geliştirir, • Değişikliklere şüphe ile yaklaşır, • Pasif öğretimi tercih eder,

• Çoğu kez öğrencileri taciz eder,ancak onlardan iyi bir davranış ve tolerans bekler.

Ayrıca etkin öğretmen özelliklerinden bazıları da şu şekilde sıralanmaktadır: 1. Öğretim uzmanı 2. Yönetici 3. Güdüleyici 4. Lider 5. Danışman 6. Çevre düzenleyici 7. Model olarak öğretmen

Bir başka yaklaşıma göre ise öğretmenlik mesleği şu boyutları içermelidir: Konu uzmanlığı, güdüleyici, öğrenenlerin farklılığı, öğretimin planlanması, öğrenme stratejileri, öğrenme çevresi, iletişim ve değerlendirmedir (Özdemir, 1997).

(22)

2.2. Branş Öğretmenliği

Branş öğretmeni yetiştirme ile ilgili olarak 1960’lı yıllardan sonra süreleri 3 yıla çıkarılan eğitim enstitüleri, 1978-1979 öğretim yılında önemli bir değişiklik geçirmiştir. Bu öğretim yılından itibaren enstitülerin öğrenim süresi 4 yıla çıkartılmış, isimleri “Yüksek Öğretmen Okulu” olarak değiştirilmiş ve bölümlerde yeniden yapılanma ile branşlarda ihtisaslaşmaya gidilmiştir. Bu düzenlemeden sonra Yüksek Öğretmen Okulu mezunlarının statüsü üniversitelerin Fen–Edebiyat Fakültelerinden yetişen öğretmenlerle paralel hale gelmiş, ancak bu arada orta okula özgü öğretmen yetiştirme ihtiyacı (örneğin Fen Bilgisi ve Türkçe öğretmenlikleri gibi) göz ardı edilmiştir. 1978’de “Yüksek Öğretmen Okulu” adı altında yeniden yapılandırılan enstitüler, 1982 yılında 2547 sayılı kanunla Eğitim Fakültelerine dönüştürülmüş ve üniversite çatısı altına alınmıştır. Bu düzenleme ile bölümlerde ihtisaslaşma iyice derinleşmiş ve zaman içinde yan alanlardan vazgeçilerek tamamıyla tek bir alanda (Fizik, Kimya, Tarih gibi) öğretmen yetiştirilmeye çalışılmıştır.

Bunun sonucu olarak ilköğretim ikinci kademedeki öğretmen ihtiyacı 2000 yılına kadar büyük oranda liseye özgü derslerde yetişmiş Eğitim Fakültesi mezunları tarafından karşılanmaya başlanmış, ancak bu uygulama da çeşitli güçlükleri beraberinde getirmiştir. Örneğin Fizik, Kimya ve Biyoloji Öğretmenliği Programlarından mezun öğretmenlerin orta okuldaki Fen Bilgisi dersini öğretmekte güçlük çektikleri gözlenmiştir (Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı, 1998, 9-10). Sadece bir branşta (Fizik, Tarih gibi) yetişen öğretmenler ilköğretim II. Kademede yer alan Fen Bilgisi, Sosyal Bilgiler gibi dersleri öğretmekte zorlanmışlar ve çoğu durumda bu düzeyde öğretmenlik yapmak istememişlerdir (Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı, 1998:18).

Bu çalışmalar ışığında fen bilgisi ve sosyal bilgiler gibi dersler için bu branşlardan mezun olan öğretmenlerin bu derslere girmelerinin uygun olacağına karar verilmiştir.

(23)

2.3. Fen Bilgisi Dersi

2004 yılında Fen Programlarında köklü bir değişim meydana gelmiştir. Aşağıda Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından İlköğretim Fen ve Teknoloji dersleri için geliştirilen amaçlar yer almaktadır. Bunlar, öğrencilerin:

• Doğal dünyayı öğrenmeleri ve anlamaları, bunun düşünsel zenginliği ile heyecanını yaşamalarını sağlamak

• Her sınıf düzeyinde bilimsel ve teknolojik gelişme ile olaylara merak duygusu geliştirmelerini teşvik etmek

• Fen ve teknolojinin doğasını; fen, teknoloji, toplum ve çevre arasındaki karşılıklı etkileşimleri anlamalarını sağlamak, yaşamlarının sonraki dönemlerinde eğitim ve meslek seçimi gibi konularda, fen ve teknolojiye dayalı meslekler hakkında bilgi, deneyim ve ilgi geliştirmelerini sağlayabilecek alt yapıyı oluşturmak • Öğrenmeyi öğrenmelerini ve bu sayede mesleklerin değişen mahiyetine ayak

uydurabilecek kapasiteyi geliştirmelerini sağlamak

• Karşılaşabileceği alışılmadık durumlarda yeni bilgi elde etme ile problem çözmede fen ve teknolojiyi kullanmalarını sağlamak

• Kişisel kararlar verirken uygun bilimsel süreç ve ilkelerin kullanımlarını sağlamak

• Fen ve teknolojiyle ilgili sosyal, ekonomik, etik, kişisel sağlık ve çevre sorunlarını fark etmelerini, bunlarla ilgili sorumluluk taşımalarını ve bilinçli kararlar vermelerini sağlamak

• Bilmeye ve anlamaya istekli olma, sorgulama, doğal çevrelere değer verme, mantığa değer verme, eylemlerin sonuçlarını düşünme gibi bilimsel değerlere sahip olmalarını, toplum ve çevreyle etkileşirken bu değerlere uygun bir şekilde hareket etmelerini sağlamak

• Meslek yaşamlarında bilgi, anlayış ve becerilerini kullanarak ekonomik verimliliklerini artırmalarını sağlamak

(24)

Çocuk açısından ilköğretim fen bilimlerine bakıldığında ilköğretim; çocuğun çevresini anlamaya yönelik bilgi edinmesini sağlama ve bir düşünce sistemi geliştirmesine yardım etme gibi fonksiyonları içerir. Bu çerçevede ilköğretimde fen bilgisinin amaçları aşağıdaki gibidir (İşman ve diğerleri,2002):

Bilimsel bilgileri bilme ve anlama: Öğrencilere bilgiler doğrudan aktarılmamalı, onlar bir bilim adamı gibi çalışıp bilimsel bilgileri kendileri bulmalı ve bunları anlamaya çalışmalıdırlar.

Araştırma ve keşfetme (Bilimsel Süreçler): Öğrenci karşılaştığı herhangi bir problem karşısında çözüm üretirken belirli kalıplaşmış hipotezler doğrultusunda değil de kendisi araştırarak gözlem ve deneyler yaparak, yeni bilimsel bilgileri keşfetmelidir. Öğrencinin öğrendiği bilgilerin kalıcı olabilmesi için yaparak yaşayarak öğrenmesi gerekir. Bu da öğrencinin kendisinin bilinmeyenler üzerinde araştırmalar yapmasını ve keşfetmesini gerektirmektedir.

Hayal etme ve oluşturma: Öğrenciler bilgi edinmek istedikleri konular üzerinde hipotezler kurabilmelidir. Bu hipotezler doğrultusunda inceleme, araştırmalar yapabilmeli, olasılıkları hayal edip, tahminlerde bulunabilmelidir. Böylece elde edilen verilerle yeni bir şeyler ortaya çıkarabilmelidir.

Duygulanma ve değer verme: Öğrencilerin öğrendikleri her yeni bilgi karşısında merak ve heyecanları daha fazla artacak, bu da onların öğrenme isteklerini pozitif yönde etkileyecektir. Fen bilgisinin her konusu hayatın bir parçası olduğu için öğrenilen bilgiler öğrenciler için daha değerli olacaktır. Çünkü bu bilgiler sayesinde öğrencilerin kafasındaki bir çok soru işareti ortadan kalkmış olacaktır.

Kullanma ve uygulama: Fen bilgisi öğretiminin en önemli amaçlarından birisi de öğrencilerin öğrendikleri bilimsel bilgileri günlük hayatta kullanmalarını sağlamaktır. Bunun sonucunda bireyler bu bilgileri yaşamlarında uygulayarak hayatları kolaylaşmaktadır.

Fen Bilgisi programında öğretme ve öğrenme etkinlikleri, amaca ulaşmak için dersin nasıl işleneceğini belirlemede öğretmenlere ışık tutar ve dersin öğrenci merkezli,

(25)

bilimsel öğrenim süreci doğrultusunda işlenmesine yardımcı olurlar. Öğretmenler öğrencilerin düzeyine, sınıf durumuna ve eldeki olanaklara göre çok sayıda benzer etkinlikler tasarlayıp geliştirebilirler. Öğretmenler kendi yaratıcılıklarını da katarak, koşullar ne olursa olsun, mutlaka öğrencilerle birlikte etkinlikler yapmalıdırlar (Özcan,2003:41).

Fen bilgisi insanlar için bilim dünyasına açılan en önemli pencerelerden birisidir. Doğadaki her olay fen bilgisinin bir konusunu oluşturduğu için, fen bilgisi yaşamın önemli bir parçasıdır. İnsanların yaşadığı çevreyi daha iyi anlamasında, analiz ve sentezler yapmasında ve yeni çıkarımlarda bulunmasında fen bilgisi eğitiminin çok önemli bir fonksiyonu vardır (Balkan, 2003:7).

2.4. Verimli Fen Bilgisi Öğretimi

Verimli bir Fen Bilgisi öğretimi için öğretmenin yapması gereken temel etkinlikler şu şekildedir; öğretmen öncelikle ders öncesi hazırlıklarını yapma ve öğretimi planlama durumundadır. Öğretmen öğrenmeyi planlarken; konunun belirlenmesine, amaçlara, ders sırasında izlenecek basamakların düzenlenmesine, görsel-işitsel araçların belirlenmesine ve değerlendirmeye dikkat etmek durumundadır. Öğretmen ders işleme sırasında konuyu iyi bilmeli, ders boyunca öğrencinin ilgisini sürdürmeli, öğretimi kolaylaştırmalı, içeriği tek tek ve anlamlı bir sıra ile vermeli, öğrenciyi düşünmeye yöneltmeli, hareketli olmalı ve konunun bütünlüğünü göz ardı etmemelidir (Küçükahmet, 1995: 25-32).

Fakat Fen Bilgisi öğretmenlerinin genelde fen bilgisi derslerini kendileri bilimi nasıl anlıyorsa ve öğrendilerse o şekilde öğrettikleri görülmektedir. Bundan dolayı fen bilgisi öğretmenleri eğer öğrencilere tamamen fen bilimlerinin içeriğini ve bilim felsefesini kavratmak istiyorlarsa, onların bilimsel çalışmaların ve bilimin doğasının fen bilgisi eğitimiyle nasıl ilişkili olduğunu farkında olmaya ihtiyaçları vardır (Çilenti,1988:15).

(26)

Bunun yanı sıra materyal ve etkinlik düzenlemenin, iyi bir fen öğretimi planlamanın ve Fen Bilgisinin yerinde yani laboratuar ortamında işlenilmesinin etkili fen eğitiminde önemli bir yere sahip olduğunun farkına varmaları gerekmektedir.

Ayrıca bunların dışında öğretmenlerin fen eğitimi sürecinde farklı ihtiyaçları da olabilir. Öğretmenin ihtiyaçları karşılanmadığı zaman, öğretmen eğitimi iyi bir şekilde verememektedir. Çünkü öğretmen umduğu şeyleri bulamadığı vakit kendinde hep bir şeylerin eksik olduğunu hissetmektedir. Böyle hisseden bir öğreticide öğretimi tam anlamıyla yapamamaktadır. Öğretmenlerin en fazla yakındıkları sorunlardan biri de hızla ilerleyen teknolojiye ayak uydurmaktır. Öğretmenlerin gelişen teknolojiye ayak uyduramaması onların statü ve yerlerini eğitim sistemi içinde sorgulanır hale getirmiştir. Öğretmenlerin yerini bilgisayar yada diğer eğitimsel araçları alacağı düşüncesi öğretmenlerin çalışma durumlarını etkilemektedir.

Karşı karşıya kalınan sorunlardan biri de modernizm ve geleneksellik arasında denge kurma zorunluluğudur. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan kültürel boşluk hızla kapatılamamakta, bireyler kültürel boşluk nedeniyle toplumsal kimliklerini kaybetmeye başlamakta ve ortaya çıkan boşluğu doldurmaya çalışan kurum ise eğitim kurumları ve öğretmenler olmaktadır. Öğretmenler ayrıca artan küreselleşme nedeniyle öğrencilerin kendi köklerinden uzaklaşmaması için de kültürler arası eğitim gibi düzenlemelere de katılmak zorundadırlar. (Güven, 2001: 23).

Geçen on yılda öğretmenlerin mesleki çalışma koşullarının iyileştirilmesini sağlamak ve mesleklerinin prestijinin azalmasını önlemek için bir strateji olarak, öğretmenlerin verimsizliğinin maddi yetersizliklerden ortaya çıkan sorunları çözmenin yeterli olacağına ilişkin genel kanı oluşmuştur. Fakat bu anlayışın olumsuz ve eksik yönleri günümüzde kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Yalnızca maddi koşulların düzeltilmesiyle öğretmenlerin genel durumlarında iyileşme sağlanamamıştır (UNESCO, 1996: 1).

Bunların yanı sıra öğretmenlerin gereksinimleri ve beklentileri farklı olmasına rağmen okulda şu ortak niteliklerin, güdülenmede ve iş doyumunda etkili olduğu araştırma bulgularınca saptanmıştır (Karaköse, 2005: 31): *İyi ve adil bir ücret *İyi çalışma koşulları *Yükselme ve gelişme olanağı * Başarının takdir edilmesi *İş

(27)

garantisi *Kişisel sorunların anlayışla karşılanması *İşin ilginç ve anlamlı olması. Hizmete başladıktan sonra ise, Türk Eğitim Sisteminin olumsuz yönleri (kalabalık sınıflar, yetersiz donanım vb.) öğretmenlerin mesleki açıdan gelişmelerini engellemektedir.

Bir Fen Bilgisi öğretmeninin öğretmen-öğrenme sürecinde kolay ve uzun süreli bir başarı elde edebilmesi için, her şeyden önde şu soruları kendisine sorarak öğretime başlaması gereklidir (Korkmaz, 1997: 28):

• Fen eğitimi nedir? Ne işe yarar?

• Öğrencinin feni öğrenmesi nasıl kolaylaştırılabilir? • Öğrenci fen eğitiminde ne öğrenmelidir?

• Öğrenci neyi nasıl öğrenir?

• Öğrencinin öğrenmesinin verimi nasıl artırılabilir? • Bilgi öğretilirken hangi kriterler üzerinde durulmalıdır? • Önemli olan her şeyi öğretmek midir?

• Programdaki konular öğrencinin ilgi, yetenek, ihtiyaç ve gelişim çağlarına uygun mudur? Eğer uygun değilse, nasıl uygun hale getirilebilir?

Bu sorulara uygun cevapları bulup, bu cevaplara göre eğitim ve öğretimi planlayan bir öğretmenin; öğrencilerin fen başarılarını olumlu yönde etkileyeceği bir gerçektir.

Fen Bilgisi, bütün öğretim kademelerinde en çok zorlanılan derslerin başında gelmektedir. Türkiye’deki öğrencilerin fen derslerindeki başarılarının genellikle düşük olduğu göz önüne alınırsa, etkili ve verimli bir fen öğretiminin gerçekleştiği söylenemez. Fakat fen konuları, çocuğun doğasına en yatkın konulardır. Öğretme ve öğrenme açısından bu durum hem çocuk için hem de öğretmen için bir şanstır. Önemli olan öğretme yönteminin iyi seçilip iyi uygulanması gerekmektedir.

(28)

2.5. Fen Bilgisi Laboratuarı

Fen Bilgisi Eğitimi’nde öğrencilere sunulan ortam çok önemlidir. Çünkü fen öğretiminde, çocuğun çevresinde bulunan doğal varlıklarla etkileşimlerini düzenleyip onlara anlamlar kazandırmak; bu doğal varlıklar ve olaylar öğrencinin yaşantısında bilinçli bir biçimde yer almıyorsa bunu gerçekleştirmek öğretimin başlıca amacıdır. Bu amaca ulaşmak için öğrencinin gerçek doğa ile etkileşimde bulunması gereklidir. Doğa olaylarını, varlıklarını kendi doğal ortamlarında ve oldukları sırada gözlemlemek çok istenen bir durum olmasına rağmen; okul koşullarıyla ve okul programıyla bağlı olan öğretmenler, öğrencilerini her zaman doğaya götürememektedirler. Bu güçlük bazı doğa olaylarının okul ortamına getirilmesiyle giderilebilir. Yani doğa olayları fen laboratuarlarında yapay olarak oluşturulup incelenebilir. Fen laboratuarları bu gereksinimleri karşılamak için kurulur. Burada laboratuarlı öğretimin dayandığı temel felsefe; deneyelim-görelim düşüncesidir (Yök-Dünya Bankası, 1997: 16.1-16.3).

Önemli olan laboratuarların donanımlarının iyi olmasının gerekliliğidir. Çünkü her öğrenci, laboratuar ortamında fenle ilgili kavram, olgu ve olaylara aynı ilgi ve heyecanı duyarak yaklaşımda bulunabilmelidir. Bunun içinde her öğrenciye yetecek araç-gereç bulunmalı ve koşullar öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek yeterlikte olmalıdır. Yani laboratuarlar öğrencilerin sınıf ortamında olduğu gibi öğretmenlerini izledikleri ve yalnız gösteri deneylerinin yapıldığı yerler olmamalıdır. Günümüzde laboratuarların donanım güçlüğü yanında sınıfların kalabalık olması laboratuar çalışmalarının yapılmasını engelleyen bir etkendir. Bundan dolayı okul planında laboratuarlar yer ayrılırken öğrenci sayısı da göz önüne alınmalıdır. Bugün birçok batı ülkesinde okul mimarisinde dersliklerin gerektiğinde bir fen laboratuarı olacak şekilde düzenlenmiş ve donatılmış olduğu bilinmektedir. Okullarımızın bu seviyeye ulaşabilmeleri için yeterli ekonomik destek sağlanmalıdır (Semerci, 2001: 19).

Öğretme-öğrenme sürecinde etkili bir iletişimin kurulması için, öğretmenin hedef davranışlara ve öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerine uygun olan araç-gereç ve tekniklerle eğitimi desteklemesi gereklidir. Araç-gereçlerin kullanılması öğretimi ilgi çekici ve sürekli yapar. Öğretim zenginleşirken bir yandan da zamandan tasarruf edilmiş olur. Araç-gereçler karmaşık yapıları basit duruma getirirlerken; soyut düşünce, tasarı ve kavramlarında açıklanmasına yardımcı olurlar (Gürkan. 1988: 75-76).

(29)

Öğrencilerin de Fen Bilimlerine karşı motive olabilmelerinde, iyi bir fen eğitimi alabilmelerinde ve aldıkları bu eğitimden günlük yaşamda yaralanabilmelerinde, laboratuar uygulamalarında kullanılan tekniklerin önemi büyüktür (Çilenti, 1985: 231).

Uygulanan laboratuar tekniklerinden başarılı sonuçların alınabilmesi için; laboratuarın düzeninde ve öğretmenin davranışlarında dikkat edilmesi gereken hususlarla uyulması gereken kurallar vardır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:

1- Laboratuar, her zaman temiz ve düzenli olmalıdır. 2- Laboratuarda malzeme israfı önlenmelidir.

3- Laboratuarın yerleşim düzeni sıkışık olmamalıdır. Ayrıca öğrenci sayısı da laboratuarın büyüklüğüne uygun olmalıdır. Laboratuarda öğrenciler rahatlıkla bireysel deneyleri yada grup deneylerini yapabilmelidirler.

4- Laboratuardaki elektrik, su ve ısı tesisatları laboratuar çalışmalarına uygun olmalıdır.

5- Deney ve gözlemlerde kullanılacak araç-gereçler, amaçları gerçekleştirecek nitelikte ve müfredata uygun olmalıdır.

6- Kullanılacak araç-gereçler, öğrencilere önceden tanıtılmalıdır.

7- Yapılacak deney veya gözlem gibi laboratuar uygulamalarının amacı, öğrencilere açıkça bildirilmelidir.

8- Laboratuar uygulamalarında gerekli araç-gereçler kullanıma hazır olmalıdır. 9- Öğretmen, laboratuarda yapılacak etkinlikleri planlarken; öğrencilerin

yeteneklerini, ön bilgilerini ve sağlık durumlarını göz önüne almalıdır. 10- Öğretmen, deney veya gözlem yapılmasından önce, bunlara ilişkin plan

hazırlamalı ve hazırlanan plana uyulmasını sağlamalıdır.

11- Öğrencilerin deney veya gözlemde uygulanacak genel işlemler ve bunların ünite ile ilgisi hususunda bilgi sahibi olmaları sağlanmalıdır. Çünkü bir tekniğin başarıyla uygulanması yalnızca kullanılacak ekipmanla ilgili bilgiyi değil; keşfedilen, araştırılan bilimsel olayla ilgili bilgiyi de gerektirir (Hegarty ve Hazel, 1990:76). Bu nedenle ön bilgi verilmeden uygulamalara başlanmamalıdır.

12- Öğrencilere yaptırılacak veya öğretmenin yapacağı deney ve gözlemin süresini tespit etmek için, öğretmen önceden ilgili deney veya gözlemi yapmalıdır.

(30)

13- Öğretmen çalışma ortamının emniyetini sağlamalıdır. Olabilecek kazaları ya da tehlike arz eden durumları önceden tahmin edip gerekli önlemleri almalıdır.

14- Öğretmen, çalışma sırasında öğrencileriyle yakından ilgilenmelidir, onlara güvenmelidir. Öğrencilerin çalışma ve gayretlerini yeri geldikçe takdir etmelidir. Ayrıca öğretmen, öğrencilerine güven verebilmelidir. Onları eleştirmek amacıyla değil, onlara rehberlik etmek amacıyla orada olmalıdır. 15- Laboratuar uygulamalarından elde edilen sonuçlar, tartışma ortamı içerisinde

değerlendirilmelidir ve bu sonuçlar günlük hayatın iş ve problemlerine tatbik edilmelidir.

16- Uygulamalardan sonra, öğrencilerin uygulamalarına ilişkin rapor hazırlamaları sağlanmalıdır.

17- Laboratuarlar asla denetlenmeden bırakılmamalıdır. Tehlikeli, riskli malzemeler kilit altında tutulmalıdır (Pickering, 1988: 450).

Fen Bilgisi Eğitimi’nde en etkili yöntem laboratuar yöntemi olmasına rağmen bu yöntem tam olarak uygulanamamakta ve yerini ezbere yönelik öğretime bırakmaktadır. Çünkü okullarda laboratuar uygulamalarıyla ilgili birçok sorun vardır. Oysa Fen Bilgisi Eğitimi’nin altyapı yani laboratuar ve benzeri birimler, uygun eğitim modeli ve modelin uygulayıcıları öğretmenler olmak üzere üç ayağı vardır. Bunlardan herhangi birinin aksaması Fen Bilgisi Eğitimi’ni çökertir (Alkan, 1993: 116). Türkiye’ deki okullarda da bu aksaklıklar çok fazladır.

Okullardaki laboratuar sayısı da fen eğitimini olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretmenler tarafından belli saatlerde paylaşılan tek bir laboratuarın olması öğretmenlerin laboratuar kullanımını kısıtlamaktadır (Çilenti, 1984: 107). Ayrıca Fen Bilgisi dersinin haftalık saatinin az olması da laboratuar uygulamalarına bir engeldir.

Oysaki laboratuar yöntemiyle öğrenciler, sağlanan araç-gereçlerle öğretmen gözetiminde deney, gözlem ve incelemeler yaparak Fen Bilgisi ile ilgili hedef davranışları yaparak-yaşayarak kazanırlar.

(31)

Tamir (1978) ve Anderson (1976), laboratuar kullanılmasının gerekliliğini şöyle ifade etmişlerdir (Ayas, Çepni ve Akdeniz, 1994:8):

1. Fen Bilimlerinin konuları genellikle kompleks ve soyuttur. İlköğretim seviyesindeki öğrenciler, bu soyut konuları kavrayabilmek için laboratuarda somut materyallerle kazanabilecekleri deneyimlere ihtiyaç duyarlar.

2. Laboratuar yöntemi, bilimin özünü ve metodunu öğrencilere öğretir. Öğrencilerin problem çözme kabiliyetlerinin gelişmesine, inceleme ve genelleme yapma yeteneklerinin artmasına olanak sağlar. Ayrıca öğrencilerin bilimsel bilgileri kazanmada olumlu tutumlar geliştirmelerine yardımcı olur.

3. Laboratuarda kazanılan pratik deneyimler, geniş bir sahada kullanılabilen özel yeteneklerin gelişmesinde kolaylık sağlar.

4. Öğrenciler laboratuardaki faaliyetlerden zevk alarak Fen Bilimlerine karşı motive olurlar ve bu bilimlere ilgileri artar.

5. Laboratuar çalışmaları; öğrencilerin, bilim adamlarına ve onların yaptıkları çalışmalara özenti duymalarını sağlar. Böylece öğrencilerde bilim adamı olmaya istek belirir.

6. Öğrenciler laboratuarda bilgilerin sıralı bir düzen içerisinde elde edildiğini öğrenirler. Ayrıca bilinen teori ve modellerin zamanla değişebileceği fikrini kazanırlar.

Laboratuar uygulamalarında en iyi ve en kusursuz araç-gereçler bile kullanılması bilinmezse veya yerinde ve zamanında kullanılmazsa yararlı olmaz (Kemertaş, 1999: 306). Bu nedenle araç-gereçlerin seçiminde, değerlendirilmesinde ve kullanımında şu hususlara dikkat edilmelidir (Okan. 1983; 98-100):

1. Amaca uygun araç-gereç seçilmelidir.

2. Araç-gereçler; öğrencilerin yaş, zeka, ve geçmiş yaşantılarının seviyesine uygun olmalıdır.

3. Araç-gereçler, öğrencileri daha iyi düşünmeye ve eleştirici olmaya yöneltmelidir.

4. Seçilen araç-gereçler, konuda geçen soyut olan kavram ve fikirleri somutlaştırarak açıklayabilmelidir.

(32)

5. Araç-gereçler, insan ilişkilerini geliştirme yönünde de etkili olmalıdır.

6. Araç-gereçler, ilgi çekici olmalı ve öğrenciler üzerinde bir etki yapabilmelidir.

7. Öğrenciler için tehlikeye veya kazaya neden olabilecek araç-gereçler, öğretmen tarafından kullanılmalıdır.

8. Araç-gereçler, konunun anlatımında zaman tasarrufu sağlamalıdır. 9. Araç-gereçlerin kullanım maliyeti düşük olmalıdır.

10. Araç-gereçlerin temin olanakları kolay olmalıdır.

11. Dersten önce kullanılacak olan araç-gereçlerin fiziki durumları, çalışır durumda olup olmadıkları kontrol edilmelidir.

12. Araç-gereçler yeni teknolojinin ürünleri olmalıdır.

Ayrıca sınıfların çok kalabalık olmasından dolayı her öğrenciye yetecek kadar araç-gereçte yoktur. Fakat laboratuar uygulamalarında öğrenci araç-gereci kendisi kullanırsa; olayları, varlıkları tam olarak tanıyabilir, konuya karşı güdülenebilir ve öğrendikleri kalıcı olabilir.

Okullarda laboratuarların yerleri iyi belirlenmeli, güneş ışığı almasına, elektrik, su ve ısı tesisatlarının uygun döşenip gerekli bakımları yapılmalıdır. Sınıf mevcutlarının kalabalık olmasından dolayı da laboratuarlar yetmemekte ve bireysel deneyler yerine karmaşayla sonuçlanan gösteri deneyleri yapılmaktadır. Ayrıca haftalık ders saatinin az olması ve yetersiz laboratuar sayısından dolayı laboratuar uygulamaları yeterli olmamaktadır.

Laboratuarla ilgili ölçütlerin tam olmasına karşı, öğretmen yeterli değilse kaliteli bir öğretme olmaz. Fen Bilgisi öğretmeni; branşında iyi bir eğitim almış olmalı, çağdaş gelişmeleri takip edebilmeli, araç-gereçleri bilinçli şekilde kullanabilmeli, fen bilgisiyle diğer alanları ilişkilendirebilmeli ve laboratuar uygulamaları yeterli olmalıdır. Laboratuar uygulamalarından verimli sonuçların alınabilmesi; öğretmenlerin, araç-gereçlerin ve laboratuarların yeterliklerine bağlıdır.

Tüm bu sorunların giderilmesi ve daha etkili bir Fen Bilgisi eğitimi için laboratuar şartları iyileştirilmeli, öğretmenlerimize daha iyi laboratuar eğitimi

(33)

verilmelidir. Bu nedenle bu araştırmada laboratuar uygulamalarıyla ilgili eksiklikler tespit edilmeye çalışılacaktır.

Bu bilgilerin ışığında yaptığımız çalışmanın eğitim ve öğretimin, fen ve teknoloji dersi öğretim programının vizyonuna katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

(34)

İLGİLİ YAYIN VE ARAŞTIRMALAR

Literatürler incelendiğinde Fen Bilgisi Öğretmenlerinin laboratuar eksikliklerinin belirlenmesi ile ilgili çok fazla araştırma yapılmamıştır. Bu çalışma ile elde edilen bulgular; öğretmenlere, öğretmen adaylarına ve bu konuya benzer araştırma yapacak olanlar için kaynak olabileceğinden dolayı önemlidir ve literatüre de katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

James ve Schaaf (1975) “Fizik Bilimi Öğretmenleri İçin İhtiyaç Duyulan Laboratuar Yetenekleri Üzerine Uygulayıcıların Düşünceleri” adlı araştırmalarında hem hizmet öncesi hem de hizmet içi düzeyde uygulamacı öğretmenlerle yapılan çalışma sonucu güvenli bir laboratuara ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiştir. Ayrıca pek çok öğretmen kendi laboratuar programını kurmak ve geliştirmek için etkili uğraşlara ihtiyaç duymaktadırlar. İhtiyacı duyulan alanlar olarak, en son geliştirilen elektrik ve elektronik ekipmanının büyük çapta kullanılması ve değerlendirilmesidir. Öğretmenler bütçeden bir parça pay alarak mevcut olan parayı mümkün olan en etkili şekilde kullanmak istemektedirler.

Blankenship ve Moore (1977), “İhtiyaç Değerlendirmesine Faktörel Analitik Bir Yaklaşım” adlı çalışmalarının amacı; fen öğretmenlerinin ihtiyaçlarını belirleyici yaklaşımlar olarak faktörel analitik prosedürlerin çalışılmasıdır. Çünkü faktörel-analitik prosedürler; aynı yapıyı ölçen sorunların belirlenmesini ve yapıyla bu maddelerin arasındaki ilişkinin derecesinin belirlenmesini sağlar. Bu çalışmada kullanılan faktör-analitik prosedür, belirli 11 fen bilgisi öğretmeni ihtiyacına 117 fen bilgisi öğretmeninin verdiği tepkiden indirgenmiştir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, faktör-analitik prosedürün fen bilgisi öğretmenlerinin taleplerinin tanımlanmasında uygulanabilen bir alternatif olduğu araştırma varsayımlarını destekler niteliktedir.

Chiappetta ve Collette (1978), “Ortaokul Fen Bilgisi Öğretmenleri Tarafından Tanımlanmış Olan Ortaokul Fen Bilgisi Öğretmen Yetenekleri” adlı çalışmada; öğrenci sorunlarını olumlu yönde etkileyen öğretmen özelliklerinin belirlenmesinin bütün öğretmen eğitim programları için temel olduğu ifade edilmiştir. Çalışmanın odak noktası; fen bilgisi öğretimi için gerekli olan katılımcıların hissettikleri yetenekleri ile

(35)

bilgilerinin neler olduğunu belirlemektir. Fen bilgisi öğretmenleri için önemli görülen ihtiyaçlar; - insan ilişkileri – öğretmeyi araştırma – çeşitli eğitsel teknikleri kullanmaktır.

Moore (1978), yaptığı araştırmada “Ortaokullardaki Fen Öğretmeni İhtiyaçlarını Değerlendirme” de; 4 amacın olduğunu belirtmektedir. Bunlar; (1) öğretmenin fen öğretimini geliştirmek için ihtiyaç duyduğu alanları belirleme, (2) öğretmenin öncelikli ihtiyaçlarını ve şu anda bulunan fen öğretimiyle ilişkisini test etme, (3) öncelikli ihtiyaçlarla tecrübe arasındaki ilişkiyi test etme ve (4) birincil gereklilikteki ihtiyaçlarla cinsiyet ilişkisini belirlemektir. Araştırma sonunda 6 temel ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Bunlar; (1) Temel fen yeteneklerini geliştiremediklerinden bunları öğrencilere yansıtamamaktadırlar. (2) Öğrencileri motive etme tekniklerinde yardıma ihtiyaçları vardır. (3) Fen materyallerini bulma ve kullanmada yardıma ihtiyaçları vardır. (4) Amaçlara ulaşmada, öğrenciye rehberlik yapma ve öğüt vermede yardıma ihtiyaçları vardır. (5) Laboratuar kullanımına ilgi var fakat öğretim stratejilerinde yetersizlik vardır ve öğretmenler arası işbirliği yararlı olmaktadır. (6) Anlamlı ve uygun fen öğretimi tecrübesi sağlanmalıdır. Sonuç olarak 6 temel ihtiyaç öğretmen çeşitliliğine göre değişmiştir. Bu öğretmen çeşitliliği; alan bilgisi, tecrübe ve alınan eğitime göre değişmektedir. Bu ihtiyaçların belirlenmesinden sonra sürekli denetlenmesiyle ihtiyaçlar giderilecek ve fen eğitiminde başarı artınca öğrenci başarısının da artacağı düşünülmektedir. Öneri olarak; hizmet içi ve öncesi eğitim geliştirilmelidir.

“Fen Öğretmenlerinin İhtiyaçları ve Seçilmiş Öğretmen Değişkenleri Arasındaki İlişkiler” adlı çalışmada Moore ve Blankenship (1978); öğretmen ilişkilerinde okul seviyesi, öğretim tecrübesi, cinsiyet, mevki ve öğretim seviye derecesinin öğretmenlerin öncelikli ihtiyaçlarıyla bağlantılı olduğu ileri sürülmektedir. Çalışma ilkokul öğretmenlerinde kıdemsiz ve kıdemli yüksek fen öğretmenlerinin, fen öğretme ihtiyaçları ile ilgili bilgilerini ortaya çıkarmak için tasarlanmıştır.

Açıkalın ve Akhun (1980), “Ortaokullarda ve Eğitim Enstitülerinde Modern Matematik ve Fen Programlarının Denenmesi ve Teşkili Üzerine Araştırmalar projesi” isimli araştırma raporlarında; öğrencilerin laboratuar destekli Fen Bilgisi derslerini daha çok sevdiklerini ve günlük yaşantılarında laboratuar uygulamalarından yararlanabildiklerini ifade etmişlerdir. Ayrıca laboratuar destekli Fen Bilgisi dersi

(36)

okuyan öğrencilerin, klasik yöntemle Fen Bilgisi dersi okuyan öğrencilere göre daha başarılı olduklarını saptamışlardır (Aşıcı, 1990: 18).

Rubba (1981), “Illinois Ortaokul Fen Öğretmenlerinin İhtiyaçlarının Bir Araştırması” adlı çalışmada; öğretmenler için hizmet içi eğitim ve personel geliştirme fırsatları arttırılmadıkça, fen bilgisi öğretmenlerinin şu anki bilgi ve yetenek düzeylerinin mevcut talepleri karşılamada yetersizliğinin ve geçersizliğinin gittikçe arttığını belirtmektedir. Rubba, Moore’un (1978) fen bilgisi öğretmenlerinin algılanmış olan 6 yüksek önceliğe sahip ihtiyaçlarını; (1) Temel bilimler yeteneklerini geliştirme (2) Öğrenme için öğrencileri motive etme (3) Bilimsel materyalleri elde etme ve kullanma (4) Gerçekçi amaçları oluşturmak ve başarmak için öğrencilere rehberlik etme (5) Fen bilgisi öğretme metodolojisi üzerine eğitim (6) Uygun ve anlamlı bir bilimsel deneyim elde etme, olarak göstermiştir. Sonuç olarak, fen bilgisi öğretmenlerinin ortak ihtiyaçları bulunurken bilimsel disiplin düşüncesi ve ulusun coğrafi bölgesine göre ayrı ihtiyaçlarda bulunduğu ortaya çıkmıştır. Bir hizmet içi programa katılan her bir fen bilgisi öğretmeninin ihtiyacı, etkinlikleri dikkate almak ve planlamak için öncelikli olarak değerlendirilmelidir.

Topçu (1983), Modern Fen Programı uygulanan okullardaki fen öğretmenlerinin hizmette karşılaştıkları sorunları saptayıp, daha etkin bir program için neler yapılması gerektiği konusunda öneriler getirmek amacıyla 1981 yılında Çanakkale ve İzmir’de M.E.B. tarafından açılan kurslara katılan 183 öğretmenin görüşlerini almıştır. Sonuç olarak, okullarda bulunan fen laboratuarlarında araç-gereç eksikliği, haftalık ders süresinin yetersizliği gibi sorunların yaşandığı saptanmıştır. Ayrıca öğretmenler, mesleki niteliklerini yeterli bulmamakta ve yetersizliklerinin de daha çok test hazırlama, laboratuar çalışması ve fen öğretimi için gerekli bilgiye sahip olmama konularında yoğunlaşılmıştır.

Zurub ve Rubba (1983), “Gelişmekte Olan Ülkelerde Fen Öğretmenlerinin İhtiyaçlarını Tayin Etmek İçin Gerekli Olan Araçların Gelişimi ve Geçerliliği” adlı araştırmada Arap ülkeleri gibi gelişmekte olan ülkelerde kullanılmak üzere, fen öğretmenlerinin ihtiyaçları için gerekli olan araçların geliştirilmesi ve belirlenmesi çalışılmıştır. Bu ihtiyaçlar fen öğretmenlerinin pratik aktivitelerini geliştirmede temel bilgileri sağlamaktadır. STIN (Fen Öğretmeni İhtiyacı Envanteri) kullanılarak; alfa

(37)

katsayısı ve yarıya bölme metodu ile yüksek güvenirlikli elle tutulan deliller oluşturan sonuçlar elde edilmiştir. Bu iki değer arasındaki ilişki STIN’ in bir tek özelliği ölçtüğünü kanıt olarak yorumlanmıştır.

Çilenti (1985) fen derslerinde eğitim araçlarının ne ölçüde kullanıldığını belirlemeye çalıştığı araştırmasını Türkiye genelinde 12 ilde gerçekleştirerek, fen derslerinde en çok soyut görsel sembollerle sözel sembollerin düz anlatım, yazı tahtası ve basılı araçlar yoluyla kullanıldığı, yaparak-yaşayarak ve gözleyerek öğrenmeyi sağlayacak gerçek araçlarla modellerin az kullanıldığını; film, resim ve slayt gibi görüntüleri gözleyerek öğrenme araçlarının ise yok denecek kadar az kullanıldığını saptamıştır.

Rosenholtz (1985), yaptığı araştırmaların bulgularına dayanarak öğretmenlerin sınıfta başarılı olabilmeleri için becerilerinin güncelleştirilmesi gerektiğini, yani öğretmenlerin günümüz koşullarında daha etkili olabilmeleri için gerekli becerilere sahip olmalarının sağlanması gerektiğini ileri sürmektedir. Kendilerine profesyonel yardım verilen öğretmenler, bir takım eğitim etkinlikleri sonucunda bilgi ve becerilerini artırabilir ve bunun sonucunda da daha iyi birer öğretmen olabilirler. Ayrıca mesleki başarının genellikle daha fazla mesleki başarıyı beraberinde getirdiğini ileri sürmektedir. Başarılı deneyimler yaşayan öğretmenler kendi yetenek ve becerileriyle ilgili olarak daha fazla kendine güven duygusu geliştirirler. Bunun bir sonucu olarak daha etkili ve verimli olabilmek için kendilerini geliştirme yolunda arayışlar içinde olurlar ve bunun için daha çok çaba gösterirler.

Altun (1991), “Türkiye’de Ortaokullardaki Fen Programlarında Değişme ve Gelişmeler” isimli araştırmasında, Fen Bilgisi dersi ile ilgili sorunları program-öğretmen ve öğrenme ortamı olarak üç başlık altında toplamıştır. Fen programlarında yer alan konuların sınıf düzeylerine göre ağır olduğunu ve programların haftalık ders saatleri içinde yetiştirilemediğini ortaya koymuştur. Ayrıca fen programlarının alt ve üst sınıflardaki programlarla uyumlu olmadığını da belirtmiştir.

Erten (1993) tarafından yapılan “Biyoloji Laboratuarlarının Önemi ve Laboratuarlarda Karşılaşılan Problemler” isimli araştırmada; okullarda fen derslerinin laboratuarlarda yapılamamasının, öğretmenlerin düz anlatımı veya gösteri deneyleri

(38)

yapmayı tercih etmelerini en önemli nedeni olarak sınıf mevcutlarının çok kalabalık olması bulunmuştur. Araştırmanın sonucunda; eksiksiz donatılmış bir laboratuar dahi olsa 40 kişinin üzerindeki sınıflarla laboratuarda belirli bir çalışma yapmanın mümkün olamayacağı tespit edilmiştir.

Çakal (1994), “İlkokullarda Fen Eğitimi Teknolojisi Uygulamalarına İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Değerlendirilmesi” isimli araştırmasında; ilkokulların büyük bir bölümünde Fen Bilgisi dersinin işlenmesi için laboratuar bulunmadığını ifade etmiştir. Öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda, İl Eğitim Araçları ve Donatım Merkezi’nin araç-gereçlerin kullanılması konusunda öğretmenlere yardımcı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca eğitim araç-gereçlerinin sağlanması konusunda okul yönetiminin öğretmenlere yeterli yardımı yapmadığı da tespit edilmiştir.

Delikoyun (1994), “İlköğretim Kurumları Fen Bilgisi Dersi Öğretim Programlarına İlişkin Yönetici ve Öğretmen Görüşleri” adlı çalışmasında, 4., 5. ve 6. sınıf Fen Bilgisi Programının hazırlama ilkelerine, hedef, eğitim durumu, değerlendirme ve teknolojik gelişmeler boyutunda uygun olmadığı fakat konu alanı boyutunda uygun olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin zor öğrendikleri konuların olduğu, öğrencilerin ön koşul bilgilerinin sınıf düzeyine göre yeterli olmadığı, bazı davranışların kazandırılmasında güçlüklerle karşılaşıldığı hakkında yönetici ve öğretmen görüşlerinin aynı olduğu belirlenmiştir.

Macaroğlu (1995) “İlköğretim Programlarında Fen Bilgisi Programlarının Değerlendirilmesi” adlı çalışmasında; öğretmenlerin mezun olduğu okul ve branşlarının, öğretmenlerin mesleki kıdemlerinin başarıyı etkilediğini ve bu sonuçlar doğrultusunda fen bilgisini öğretecek çağdaş öğretmenin; Fen bilgisi öğretmenliği mezunu olması, fen alanındaki çağdaş gelişmeleri izleyebilecek temel bilgi, yöntem ve becerilere sahip olması, çağdaş fen eğitiminin araç ve yöntemlerini öğretme işlemlerinde ustalıkla kullanabilmesi, fen alanıyla diğer alanlar arasında ilişki yapabilecek genel kültüre sahip olması gerekmektedir

Özçınar (1995) tarafından yapılan “İlkokullarda Fen Öğretiminde Laboratuar Etkinliklerinin değerlendirilmesi” isimli araştırmada; öğretmenlerin konuyla ilgili ve yapılacak deneyle ilgili yeterli formasyona sahip olmamaları, ders kitaplarında verilen

Şekil

Tablo 1. Örneklemde yer alan öğretmenlerin cinsiyetleri
Tablo 1  incelenirse  çalışmaya  katılan  öğretmenlerin  %40’ının  erkek  %60’ının  ise kadın olduğu görülür
Tablo 4. Örneklemde yer alan öğretmenlerin branşları
Tablo 5. Fen Bilgisi Öğretmenlerinin Laboratuarlar ile İlgili Görüşleri
+4

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğretim sırasında göz önünde bulundurulması gereken belli başlı öğretim ilkeleri nelerdir?.?.

Bilimsel dilin rahatlıkla kullanılıp, anlamlı bir öğrenmenin olması ve öğretmenlerin konu ve kavramları anlaşılır hale getirebilmeleri için yeni.. yöntem ve

Doğal gaz; elektrik üretimi, sanayi ve konutlarda alternatif olmayan bir enerji kaynağı olarak öne çıkmakta olup ülkemizin tüm illerinde doğal gaz

Edebi eserler, toplumsal değişmelerin hazırlayıcısı olabilecekleri -Batıda Aydınlanmanın temelinde Voltaire gibi öykü yazanların olması- gibi aynı zamanda

Uygulanan LSD sınaması ile birinci grupta bulunan öğretmen emniyet müdürü katılımcılar ile ikinci grupta bulunan polis amiri katılımcılar , üçüncü grupta bulunan

Türk Sivil Havacılık Sektörü bünyesinde, 3’ü kargo olmak üzere 14 Havayolu, 54 Hava Taksi, 48 Genel Havacılık, 22 Balon ve 39 Zirai İlaçlama, 47 Yer Hizmeti Kuruluşu,

 Öğretmen adaylarının EİKÖYİ ile BDE’ye yönelik tutumlarına internet olma durumu, interneti kullanma süresi, sosyal ağ üyeliği olma durumuna göre anlamlı bir

Çağdaş İslam bankacılığının, gelişimi, klasik ticari bankacılığa yakınlaşma ve benzeşme süreci olmuştur. İslami sermaye, bankalar gibi çeşitli finans