u m u m m i l l i l i t ı n : m ı m ; i :
A ğ u s t o s ayındaki
f h %
mukadderat cenkleri
İçinde bulunduğumuz ağustos,tarihimizin mukadderat cenkleri bakımından, en çok dolu olduğu aydır. Eski büyük seferlerin ba harda başlayarak kasımdan önce bitmesi, bu seferlerde ağırlık mer kezi olan esaş cenklerin hep ortada bulunan ağustosa Taslamalarına sebeb oldu. Cenklerin kıymetlerini çarpışan kuvvetlerin heybetlerin den ziyade doğurduğu neticelerin büyüklüklerde ölçüyorlar. Çok haşmetli de olsalar neticeleri kısır cenklere karşılık iki tarafın kader lerini, müsbet veya menfi, altüst edenlere «mukadderat
denir. Bu cenklerin ön safta olan larına, zaman sırasile, «tarih geçi di» halinde kısa bakışlar yapalım:
:K sk >k
Osman Gazinin 14 üncü asır ba şındaki devleti 36 bin kilometre karelik bir aşiret beyliğiydi. Asrın birinci yarısında Orhan onu bir misli daha büyülterek devlet ol manın temelini kürdü. Gerek ülke genişliği, gerek teşkilât köklülüğü itibarile tam bir deviet oluşumuz asrın ikinci yarısındsdır. 1389 ağus tosunun 27 sindeki «Birinci Kosva» cengi, tarihimizin bu ilk büyük meydan muharebesi için Murad Hüdavendigârın bütün ordusile Bursadan kalkıp tâ Üsküb yakınla rındaki Kosva sahrasında bir «ölüm kalım» harbine girişmesi; harbin kendinden önce daha oraya kadar böyle bir gidiş başlıbaşma heybet ler heybeti bir şeydi. Bizim kuv vetimiz 60 bin, marşımızdaki mütte fik Haçlıların kuvveti 100 bindir Körpe Osmanlı devleti, etrafındaki rakib Türk beyliklerine rağmen, Anadoludaki ısas ülkesini bomboş bırakıp, Rumeiinin tâ öte kıyısına nasıl gitti? Hoca Sadeddinin tarihi bunun sırrını açıklar: Yapılacak yalnız bir cenk değil mukaddes bir cihaddı. Muradın ordusuna Can- daroğulları, Germiyan Beyliği, Sa- ruhan, Menteşe, Aydın, ve Hamid- oğulları mühim mühim yardımcı kuvvetler gönderdiler. Garb ser- haddindeki Haçlı müttefiklere karşı Anadolu Türklüğü de müttehid bir cepheyle gidiyordu.
Ordu Rumelinde yolun yarısına vardığı zaman Hacdan yeni dönen akıncı kumandanı Evrenos Beyin iltihakı askerlerimizin maneviyetini büsbütün arttırmıştı: Kosva sahrası Usküble Mitroviç arasındadır. Pa dişah yeniçerilerle beraber «kalb. de yani merkezde, şehzade Bayezid sağ, ve şehzade Yakub spl cenahta' Yeniçerilerin önünde toplar var Cenği yalnız şecaatimizle değil tek niğimizle de yapacağız. Haçlıların başkumandanı Sırb Kralı Lazer. Bizim bir misline yakın üstünlük
ciivenerek
7 azan
ISMAIL HABIB
]
- i ' ' i - T *
16 ncı asır. İkinci Bayezidin sal tanatında devlet temelinden
sarsın-t a n a u n a a ucvmsarsın-t
---yar. Cenubda dinamik Mısır M cm -’ lükler devleti, bizim ordularımızı
«Şark kaderi» ni tayin etmesinden ileri geliyor. Otlukbeli bir yandan «Timur - Yıldırım» çenginin İkinci si, diğer taraftan «Çaldıran» ın bi-başladılar. Sağ cenah kumandanı
olan kralın yeğeni Zankoviç bizim sol cenahımızdaki Yakubun üstüne kalın bir külçe ağırlığile yüklendi.
Belli, bizi solumuzdan çevirecekler, incisidir. Timurun ordusunda kül- Vaziyeti anide kavrayan sağ ce- jiyetii tatarlar olmakla beraber nahtaki Bayezid bir yıldırım hızilo i «Ankara cengi» iki Türk oıdusüe düşman saflarını yardı. Çevirmek : iki Türk serdarının karşılaşması cenkleri» lsteyen Haçhlar her tara£tan ?ev' ; idi. Ondan 71 sene sonra Uzun Ha-
rılmışleıdı. Savaş tam bir «imha ! n da kendini ikinci bir Timur harbi» le biter. Kral Lazaı- bile . üıdii. Uzun Haşanın emeli Timur- maktuller arasındadır. 1389 ağusto- J dan da laz!a Fatihi yenip İstaııbu-sunun 27 si: Rumeiinin, tâ «Balkan i
harbi» ne kadar beş asırlık kaderini
çizdik.
*1
Ondan yedi yıl sonra Yıldırım Bayezidin 25 eylül 1396 daki o par laklar parlağı «Niğbolu zaferi». Cenk Kosvadan kat kat haşmetli oldu. Fakat Yıldırım, asıl kader ro lünü Kosva sahrasında yapmıştı. Niğbolu Kosv.ada yapılanı perçinle mekten ibarettir. Niğboludan allı
sene sonra, 20 haziran 1402 deki i de tarihî bir hak görüyor. Herşey: Ankara cengi; Timurlengin o bey- ; birbirine benzeyen «Ankara» ile betli zaferi herhangi bir devleti
yeryüzünden silmeğe yeterdi. F a kat kader bakımından o cenk ne yaptı? Yıldırımın Anadoluda kur duğu Türk birliği parçalanmış, fa
kat oğlu Çelebi tarafından on beş j ve topçularla beraber merkezde, yıl sonra tekrar iade edilmiştir. Sağ cenahta şehzade Bayezid ve Timur ordusu Anadoluyu boydan maiyetinde Gedik Ahmed Paşa, sol boya yakıp yıktı, fakat Ankara cen
ginden otuz sene sonra Türkiyeye gelen ilk Avrupalı seyyah Beıtran- don türkçeyi öğrenip İslâm kıyafe- tile cenubdan Bursaya kadar mem leketi gezdikten sonra «Anadolu baştanbaşa mamur bir bahçedir, hiç bir harab yer görmedim» dedi. Ti murlengin zaferüe Avrupa, Yıldırı mın savletinden kurtulmuştu. Fa kat onun torunu İkinci Murad An- karadan 42 yıl mnra «Varna cengi» ile ve ondan dört yıl sonra da «İkin ci Kosva» zaferile garbillan bir da ha taarruz edemiyecek hale getirdi Ankaranın en mühim neticesi ki Yıldırımın pençesine düşmek üzere olan Bizansm kurtuluşudur, bütün Avrupa kiliseleri Timurlengin za ferine karşı günlerce şükran ve meserret çanları çaldılar. Ankaıa- dan 51 yıl sonra Fatih aynı kilise lere matem çanları çaldıracak. E- vet, Ankara cengi büyüktü, fakat hiç bir kaderi değiştiremedi,
k- -i- -1» Fatih
“nrurla | nuıı
Tarihimizin 6 ncı meydan çengini Otlukbeli» nde verdi.
Bu-J . U K I U 1 t i c v ı v u ,
---bir kaç defa yerden yere vurmuş, Malfityaya ve Divrikiye kadar A- nadoluyu demir bir kolla çevrele miştir. Doğudaki Satevî devleti, ötekinden iki defa daha tehlikeli. Şah İsmail hem dâhi, hem^dahıye:
lu alacak. Timur nasıl Yıldırım vi
zeline yürümen Avrupa hırisliyan-
larına cemile yaptıysa Uzun Haşan da Venedik ve diğer hıristiyan dev- letlerile ittifak etti. Timur nasıl harbden önce Sıvası tahrib ettiyse Uzun Haşan da Tokadı yakıp yıktı. «Timur - Yıldırım» ihtilâfında «Ka- rakoyunlular» bizim tarafımızı, «Ak koyunlular» da Timur tarafını tut muşlardı. Şimdi Akkoyunlu hüküm darı «Timur varisliği» için
kendin-yalnız neticeleri «Otlukbeli» mn
tersine çıktı.
Otlukbeli Erzincanln Erzuıumun tam ortasmdadır. Cenk 11 ağustos 1473 te oluyor. Fatih yeniçerilerle
cenahta şehzade Mustafa ve maiye tinde Anadolu Beylerbeyi Davud Paşa var. Uzun Haşan da kendi merkezinde olduğu için Fatihle karşı karşıya. Sağ cenahında kü çük oğlu Zeynel, solunda büyük oğlu Uğurlu Mehmed bulunuyor. Yalnız iki ordu değil «Türkmen» ie -Türk» cenkleşecek. «Hükümran lık hakkı» aynı ırkı karşı karşıya getirmişti. Cenk bizim sol ceıiahı- mız karşısındaki şehzade Zeyneün şiddetli hiicumile başladı. O cena hımızın önünde 30 bin kadar yaya azebleri var. Bunların vazifesi düş- j manı ok yağmuruna tutmak. Yağ mur o kadar şiddetli ki şehzade Zeynel bile maktul düştü. Bir yan dan düşmanın çevrilmesi; diğer yandan topçuların yanardağlar gibi gürleyişi; Türkün Tüıkmene karşı medeniyet üstünlüğü. Uzun Hasaıı ordusu bir kaç saatte tuzbuz ol muştu. Fatih düşman artıklarını takibe lüzum görmedi. Bu bir fü tuhat cengi değildi. Gaye «Şark tehlikesi» ni bertaraf etmekten iba ret. Mukadderat cengi: Haşmetli . . , Akkoyunlu devleti bir daha belini mukadderat cengi» oluşu doğrultamadı.
hem şah, hem şeyh; hem devlet, hem mezheb reisi. En korkunç «beşinci kol» a o kurdu. Tâ Teke illerine ve batı Anadoluya kadar sokulan kol. Teke ilinde Şah İs- maiii metbu tanıyan kızılbaşluı .n başbuğu «Şalı-kuliı» Anadolu Bey lerbeyinin ordusunu yenip Beyler beyini kılığa kaktı ve Sadrıazam kumandasındaki devlet ordusunu dş tepeleyerek Sadrıazamı maktul düşürdü. Evet, imparatorluk teme linden sarsılıyor. Bereket kader «Yavuz» diye bir dev kahraman çıkarmıştır.
23 ağustos 1514, Çaldıran, «büyük mukadderat cengi», ikinci Otlukbe- li, fakat birinciden üç defa büyük: Hem içerdeki o korkunç «beşinci kol» u kaldırdı, heVn Şah İsmail gi bi bir serdarın ordusunu mahvetti, hem Bayburddan Vana. Maraştan Mardine Biilisten Diyarbakıra ka dar bütün şarki Anadoluyu vatana katan bir «fütuhat cengi» oldu. Evet Çaldıran üç defa mukaddestir. Sağ cenah kumandanlığını bizzat kendisi eline alarak Şah İsmail Ha rekete geçmiş »iıir zelzele dehşetile, bizim sol cenahımızdaki Rumeli askerlerini ezdi. Rumeli Beylerbeyi Davtıd Paşa bile şehid düşmüştü. Bu birinci safhada galebe düşma nındır, İkinci safha, sağ cenahtan Sinan Paşanın mahirane manevra larla Ustaçlıağlu kuvvetlerini top- ' laıın ağzına getirip mahvedişi. U- çüncü safha, bizim sağ cenahın iler leyişi; öte tarafta da düşman sol ce nahı ilerlemiş, ilk safhada cenk va ziyeti «garb - şark» iken şimdi *ce- nub - şimal» dir. Dördüncü safha Yavuzun «ağır tüfekli» yeniçeriler le düşman sol cenahına yüklenişi. Şah İsmail bir kaç yerinden yaba lanarak atından düşmüş, ancak Hızır isimli bir fedainin kendini şah diye feda ekmesi sayesinde esir olmaktan kurtu.muştur. Zafer tam dı.
İki sene sonra 24 ağustos 1516 «Meı-c-i Dâbık» meydan cengi. Mı sırlıların kuvveti bizden yirmi, otuz bin kadar daha fazla. Fakat Çaldı randa nasıl topçu üstünlüğü mız raklı' süvariyi kahretmişse burada da öyle oldu. Yavuz bizim orduyu, futbol hücum hattı gibi, sağ ve sol iç, sağ ve sol açık olmak üzere beşli bir gövde halinde dizmiştir. Biz bu durumla bütün kuvvetlerimizi bir anda cenge koyabiliyoruz. Hai
-buki Mısırlılar orta kısmı üç çeşid askerle üç kat derinlemesine yer leştirmişler ve iki uçlarını kaim süvari kesafetlerde çıkkm vaziyet te ileri doğru kavislemişlerdi. Belli, saldırışı cenahlara, dayanışı mer keze verecekler. O iki çıkkın ucun iki cenahımıza gülle şiddetile inişi Yavuzun yaman manevraları, sahte ricat, düşman esas kuvvetlerini topların ön.ine getiriş. Çengin asıl kanlı safhası ancak dört saat sür
dü. Dört saatin ötesinde KansU' Gavri İstanbula gidecekti, berisinde Yavuz Kahireye gidiyor. Sadece dört saatlik cenk; bütün Toros öte sindeki Anadolu, bütün Suriye. F i listin, bütün Hicaz, baştanbaşa Mı sır, ve Barbarosun biat hediyesi olarak sunacağı Cezayir ve Tunus- Sadece dört saatlik cenk vatanı dört defa büyütmüştü.
29 ağustos 1526 Molıaç cengi. Av- rupanın en seçkin ordusile karşı laşıyoruz. Yüz binlik düşman için den altmış binlik Alman ve Ma car şövalyeleri; kadana gövdeli at lar zırhlı, iri yarı süvariler zırhlı; bu ağır zırh kütlesi ordumuzun or tasına saldırarak bizi ikiye ayıra cak. Bunu önceden bildiğimiz için klâsik cenah tabiyesini kaldırıp iki yanı öne aldık, üç katlı gövde ha lindeyiz En öndeki sağ kolumuz zırh kütlesinin şiddetine dayana mamış gibi yana açıldı, ondan sonra solun öte yana açılışı, ondan sonra. Altmış binlik ağır zırhlı üç yüz topla otuz bin yeniçeri tüfeği karşı sında erirken demin yanlara açılan kolların kapanarak tepeler ardın daki Balı Bey akıncılarının da şim- şekleme bir hareketle diğer düşman kuvvetlerini çevirmesi. İkindiye doğru başlayan cenk iki saatle bit ti. Biten yalnız .cenk değil yüz binlik Avrupa ordusuydu. İki sa atlik cenkle iki asır Avrupanın gö beğinde oturacağız.
V *fi 'fi
Hep ağustos ayma rastlayan bu «mukadderat cenkleri» gene ağustos, ayındaki «Malazgird» den başlayıp gene ağustos ayındaki -Dumlupı- nar» da biter. Dokuz asrın ötesin deki Malazgird dalga dalga dağla rın kendinde son zirveyi bulup ge ne dalga dalga dağların kendinden ayrıldığı bir «baş şahika» dır. O- nun üç'safhası var; «Malazgirdin öncesi, kendisi, sonrası.» Bu üç saf hanın temaşasından daha haşmetli bir tablo olamaz. Bundan somaki yedi sekiz yazının kesifleşmiş sa- tırlarile o tabloyu çizmeye çalışa cağız..