• Sonuç bulunamadı

Abdülhamid ile Paris Sefiri Salih Münir Paşa arasında gizli muhabere

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abdülhamid ile Paris Sefiri Salih Münir Paşa arasında gizli muhabere"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T T * S~&3®75

J f y iu - <v-if ^ ,r r ‘ »''îr ' î"- </^-»1 -*>-' ".i—*<C <f^>y o aJ->S CVd-fjS \>s 4r* tr'

X»* >Ç ¿¿ıj.,1

^ y ,ı

*)ûj. rf.u ->'-**

a*XJi)t ¿\Sı ~'*j' dX-»J CXy at y ’ '‘? " ' < y VÛİ,. Jf-.y , . > > « f i i. J - , 0 - > V > .

^ U L » '^ ^

*¿ + « ,¿ ,

4

^ ',w ö»j>V *i> >. ¿ > > ,

.u u , a>-i. <£'

^

*• ' V ' ♦ < * * * - i * . .>UL, ^

cX^>,

* ,

‘''f'J>'>~'"'jl* •*'*'**•> 9*0*1 Jb'Ciy^ 'Î £ k * & b * l > * - * , . L < A

Paris Sefiri Salih Münir Paşaya Jön Türkler hakkında Yıldız Sarayından verilen talimat

Abdülhamid ile Paris Sefiri Salih Münir

Paşa arasında gizli muhabere

Pederi Mahmut Celâleddin Paşa ve biraderi Paris Sefiri Salih Münir

Paşa hakkında kıymetli yazılarını okuduğunuz güzide muharrir arka­

daşımız Aziz Esenbel, Tarih Dünyası yazı ailesine katılmış bulunmak­

tadır. Bu nüshamızla başlıyan seri makaleleri, yakın tarihin şimdiye

kadar bilinmiyen birçok hakikatlerini meydana koyacaktır. Bu yazı

serisinde istifade edilen vesikalar, Paris Sefiri Salih Münir Paşa tara­

fından muhafaza edilen mektup ve şifrelerdir ki, bunların başka hiçbir

kopyeleri mevcut değildir. Onun içindir ki bu yazılar, yakın tarihimi­

zin yegâne bilgi kaynağı olacaktır.

Yazan: AZİZ ESENBEL

1896 tarihinde İkinci Abdülhamit Pari- derim Salih Münir Paşa gelmişti. Salih Mü-

se itimat edebileceği bir sefir göndermek ka-

nir Paşa bu tarihte Hariciye Başkâtibi ve

rarım

verdiği zaman hatırına büyük bira aynı zamanda Padişahın ecnebi sefaretlerle

(2)

Salih Münir Paşa, 1905 te Paris sefiri iken... münasebetlerine memur idi. Bidayette İk'n- ci Sultan Abdülhamit biraderimi Paris Se­ fareti gibi gayet mühim bir yere tâyinde bi­ raz tereddüt etmiştir. Sebebi ise yaşının çok genç olması ve diğer taraftan hükümet er­ kânından bulunan pederim Mahmut Celâ- leddin Paşanın muhalefeti idi. Orta elçi ol­ madan 32 yaşında bir genç, acaba Paris Se­ faretini idare edebilir mi endişesi mevcuttu. Halbuki Salih Münir Paşa Osmanlı Hükü­ metinin ve Paris kordiplomatiğinin en mü­ kemmel, en faal bir sefir-i kebiri olmuştur. Pariste kordiplomatiğin en kıdemlisi (Do- yen) olduğu halde ve 12 sene büyük bir rol oynadıktan sonra sefaretten ayrılmıştır

1897 tarihinden itibaren Pariste ve İs- viçrede Meşrutiyet ve hürriyet taraftarı va­ tandaşlar toplanmış bulunuyorlardı. Bu iki memleketi seçmiş olmaları Almanya, Rusya ve Avusturyada serbestçe faaliyette buluna­ mamalarından ileri gelmişti. (Jön Tiirklerl

684

ismi verilen bu siyaset adamları, paraları olmamasına rağmen, her vasıtaya müracaat ederek istibdat rejimine karşı muhalefet e- diyorlardı. Memleketin her tarafından firar edenler çoğalmağa başlamıştı. İkinci Abdül- hamidin en ziyade endişe ettiği ve fazla ehemmiyet verdiği bunlardı. Parise tâyin et­ miş olduğu Salih Münir Paşadan beklediği, evvelâ Avrupaya firar etmiş olan vatandaş ların para ve memuriyet gibi vaitlerle mem­ lekete avdetlerini temin etmek, bu olmadığı takdirde yine para vererek faaliyetlerine mâni olmak, bu da olmadığı takdirde Fran- sadan ve İsviçreden hudut harici ettirmekti. Fransa ile İsviçre bir cumhuriyet olup de­ mokratik kanun ve rejime tâbi ve hürriye­ tin hâkim olduğunu İkinci Sultan Abdülha­ mit bif türlü kabul edemiyordu. Salih Mü­ nir Paşa ile bunu çok iyi bildiğinden Sultan Abdülhamidi her vesile ile ikaz etmekten hâli kalmıyordu. Sefirinin bu husustaki ta­ vır ve hareketi ve yazıları İkinci Sultan Ab­ dülhamidi son derece kızdırıyordu ve mem­ nuniyetsizliğini sık sık izhar ediyordu. Hattâ bir aralık Salih Münir Paşanın haberi olma­ dan yakın bendelerini Parise gönder­ miş ve Paris Polis Müdürüne müracaat etti­ rerek bazı firarilerin hudut harici edilme­ sini talep ettirmiştir. Tabii cevab-ı ret ala­ rak Îstanbuldan gelenler avdete mecbur kal­ mışlardır. İkinci Sultan Abdülhamidin N e­ cip ve Selim Melhame Paşalar namında iki Lübnanlı yakın adamı vardı; bunları hiç de iyi olmıyan işlerde kullanıyordu. Salih Mü­ nir Paşa ise bunu çok iyi bildiğinden Sultan ris Sefareti Müsteşarlığına Necip Melhame- yi tâyin etmişti. Bu tâyinden ne Fransız hü­ kümeti ve ne de Salih Münir Paşa memnun oldular. Bu suretle Necip Melhame iş göre- miyerek vazifesinden ayrılmağa mecbur kal­ mıştı. Salih Münir Paşa Paris, İsviçre ve Belçikada bulunan vatandaşlara hiçbir ka­ nunsuz ve haksız muamele yapmadığı gibi birçoklarını himaye ve muavenet etmiştir

Bunların en başında İkinci Abdülhamidin hiç sevmediği eski İzmir milletvekili mer­ hum Ubeydullah Efendi gelir. Merhumu se­ nelerce sefarette misafir etmekten asla çe kinmemişti. Vaziyet böyle olduğu halde bi­ raderimin düşmanları türlü türlü yalan ve iftiralarda bulunarak kendisini Jön Türk- lerin düşmanı diye vasıflandırmaktan hicap etmediler.

(3)

AbdUlhami-cv u-"* . -. V"' *^»4 * J C*' JV • ^

•*" . ^ ¿>' ?M C» ayb *“,

“T^u<i^,< -. ■

. [J'‘" -iA-e &

-

.

1 » / - l d L . | *=*o*p •s t U-tr-t^. , ’ • • *~V* (W_r '¿_ -t

- X

«-i'

Salih Münir Paşaya Yıldızdan çekilen şifreli telgrafın metni

din Salih Münir Paşaya göndermiş olduğu iki şifreli telgrafiyle bir tahriratını ilâve e- deceğiz. Bunlar biraderim Salih Münir Pa­ şanın vatandaşlara karşı takip ettiği tarzı hareket hakkında bir fikir vermiş olacaktır

İkinci Abdülhamit daimî bir korku için­ de yaşadığından, kendisine imzalı veya

im-Salih Münir Paşa Galatasaray Lisesi

talebesi iken...

zasız gönderilen mektuplara, hattâ en saç­ malarına bile ehemmiyet atfediyordu. 27 Teşrinisani 1902 tarihinde Salih Münir Pa­ şaya gönderdiği telgraf Padişahın endişesi­ ne bir delildir:

«İsviçredeki Cenevrede bulunan ve a- rasıra tebdil-i kıyafetle Dersaadete gelip kendi habisandan üç şeririn Dersaadette mahall-i muayyenede bir teşebbüsat-1 hai- nanede bulunacakları mevsukan istihbar kı­

lınmış olmağla eşhas-ı merhumenin kimler olduğunun serian tahkikiyle neticesinin iş­ arı bâ-irade-i seniye-i Hazret-i Padişahî teb­ liğ olunur.»

3 Temmuz 1902 tarihli şifre de şayanı dikkattir:

«Mademki bu gibi eşhas-1 müfside Ce-

nevreden çıkarılabilir, bunların da Fransa hükümeti marifetiyle Fransadan tart ve ih­ raç edilmesi irade ve ferman buyurulduğu ve Hıdiv-i Mısır Paşa Hazretlerine de ıfa-yi tebligat edildiği bâ-irade-i seniye-i Hazret-i Padişahî tebliğ olunur olbapta...»

28 Kânunusani 1898 tarihinde Başkâtip Tahsin Paşanın mühriyle Sultan Abdülha- midin Paris Sefiri Salih Münir Paşaya gön­ derdiği tahriratla da Padişah memnuniyet­ sizliğini ifade etmektedir. Diğer taraftan Necip Melhame Paris Sefaretine Münir Pa­ şanın yerine geçmek için İkinci Sultan Ab­ dülhamit nezdinde türlü türlü entrikalar ya­ pıyordu.

Yıldız Saray-1 Hümayun

Başkitabet Dairesi 1162 7

Paris Sefraet-i Seniyesine,

Paris Sefaret-i Seniyesi Müsteşarlığına tâyin buyurulmuş olan saadetlû Necip Mel­ hame Efendi Hazretleri Fransa Hariciye Na zır t Mösyö Hanoto tarafından henüz resmen kabul edilmemiş olması gûya kendisinin Tu- nusta Fransa aleyhinde neşriyatta bulundu­ ğu şayiasından mütevellit olduğu beyan o- lunmakta ise de bunun kendisinin oraya in­ tihabı delâletiyle de hakikatten âri bir şayi­ adan ibaret olacağı derkâr olduğuna binaen muamele-i lâzimenin icrası için teşebbüsat- ta bulunulması ve Necip Efendi havale ve tevdi olunan bazı hususatça bezl-i mesai ey ­ lemekle beraber oraca Ermenilerin tanzim ettikleri dehaletname maddesinde dahi gay­ ret ile taraf-ı vâlâlanna muavenetten geru durmıyacağından birlikte bezl-i mesai v e ik- damat olunarak ve kendisinin hıdematından

(4)

\V «-

ST---— ■ I» O *

¿ - •, . . .-' - • • - ''* ^ '" ^ » ^ “ ^ 1 ^ 1 / / ,

^ ^ ¿ * : ^ ' • > , -Salih Münir Paşaya çekilen şifreli

bir telgrafın metni

istifade edilerek şu Ermeni işlerinin dahi bir an evvel bir neticeye isaline çalışılması ira- de-i Cenab-ı Hilâfetpenahîdir.

28 Kânunuevvel 1313 (1848)

Serkâtib-i Hazret-i Şehriyarı Haşan Tahsin

İşbu tahriratın müsveddesi huzur-i Hazret-i Padişahîde okunduktan sonra Pa­ dişahımız Efendimiz Hazretleri cülûs-i hü­

mayunlarından evvel pederiniz devletlû Mahmut Celâleddin Paşa Hazretlerinin hâ- kipây-i hümayuna yüz sürmek şerefine nail olmuş ve siz dahi pek küçük yaşta olduk­ ları halde aynı şerefe mazhariyet bahtiyar­ lığını iktisap eylemiş oldukları hâtırası ve şimdiye kadar mühim memuriyetlerde ve şimdi de Nafia Nezaret-i Celilesinde bulun­ makta olan peder Paşa Hazretleriyle Paris Sefaret-i Seniyesi gibi Avrupaca gayet mü­ him olan bir sefarete tâyin buyurulan zat-ı vâlâlarının bu lûtf-i padişahînin herhalde icabatına muvafık mesai-i sadıkanede bulu­ nacaklarından emin bulundukları bir sırada gerek Ermeni işlerinde ve gerek Jön Türk namını takman bir takım cahil ve müfsit kimselere müteallik hususatta tarafınızdan âsâr-ı faaliyet görülmediğinden dolayı zat-ı şahanenin kalben müteessir olduklarının tahrirata ilâvesini irade buyurdular.

28 Kânunuevvel 1313

Başkâtip Haşan Tahsin Bu tahrirattan anlaşılacağı gibi, İkinci Sultan Abdülhamit, biraderim Salih Münir Paşaya, babamıza ve kendisine bu kadar iti­ madı olduğu halde Jön Türkleri arzusu veç­

hile tazyik etmediğini hatırlatmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çanakkale savaşlarında ölen AvustralyalI ve Yeni ZelandalI askerleri kendi evlatları kabul eden bir m illet olarak, bizim le (ve de bizden çok önce) bu topraklarda

Nous avons des raisons pour penser que si les dirigeants arméniens obéissant aux vœux de leurs Ressortissants, avaient réclamé la tutelle française en Cilieie,

Aslında politika adamı olmayan Ziya Gökalp, sa­ dece İttihat ve Terakki Partisi'ne erişilmesi uzak bir ideal göstermiş, partinin fikriyatını, ideolojisini yap

Duble rakı­ nın; içinden çıktığı şişesinden iki üç katı fazla fiyatla satıldığı lüks barların, gece kulüplerinin şarkıcısı oldu.. Basın, haberi bir

Periyodik Tablo’daki aktinidler grubunun plütonyum ve küriyum gibi görece geç keflfedilen ve nükleer santral yan ürünleri olarak tand›¤›m›z ya da taban malzeme

Mavi mavi bakan, mavi mavi gii len ve mavi mavi soluyan i İhtiyar Balıkçı ölüme yaklaşıyordu yiğit­ çe.. Omuzlarında 85 yılın yaşamı ve ak

Taha Toros

İkinci Dünya Harbinin sona erdiği 1945 yılının Ekim ayında Londrada toplanan Birleşmiş Milletler Eğitim Konferansında (1) eğitim ve bilim yönünde