• Sonuç bulunamadı

Birlikte çöktürme tekniği ile bazı gıda ve çevresel örneklerde kalay türlemesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Birlikte çöktürme tekniği ile bazı gıda ve çevresel örneklerde kalay türlemesi"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ

Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu

Sonuç Raporu

Proje No:2010/62

BİRLİKTE ÇÖKTÜRME TEKNİĞİ ile BAZI GIDA ve ÇEVRESEL ÖRNEKLERDE

KALAY TÜRLEMESİ

Proje Yöneticisi Dr. Özgür Doğan ULUÖZLÜ

Birimi

Fen Edebiyat Fakültesi

Araştırmacılar ve Birimleri

Dr. Demirhan ÇITAK Fen Edebiyat Fakültesi

(2)

ÖZET*

BİRLİKTE ÇÖKTÜRME TEKNİĞİ ile BAZI

GIDA ve ÇEVRESEL ÖRNEKLERDE KALAY TÜRLEMESİ

Bu çalışmada birlikte çöktürme tekniği ile çöktürücü ligant olarak N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre kullanılarak Sn(II) ve Sn(IV) türlemesi gerçekleştirildi. Örnek çözeltilerdeki kalay miktarı grafit fırınlı atomik absorpsiyon spektrometresiyle (GFAAS) tayin edildi. Bu çalışma için optimum deneysel şartların her birisi ayrı ayrı araştırıldı ve % 95’ten büyük kantitatif deneysel sonuçları elde edidi. Yöntem ayrıca bazı gerçek su ve gıda örneklerine uygulandı. Zenginleştirme faktörü 50 olarak bulundu. Bağıl standart sapma % 6’den küçük hesaplandı. Gözlenebilme sınırı 13 ng/L olarak hesaplandı. Bu yöntemin geçerliliği bazı standart referans maddeler (NIST SRM 1568a Pirinç Unu ve NRCC DORM-2 Köpek balığı kası ) ile test edildi ve oldukça uyumlu sonuçlar elde edildi.

Anahtar Kelimeler: Kalay, türleme, birlikte çöktürme, gıda, çevre, atomik absorpsiyon spektrometresi

(*) Bu çalışma Gaziosmanpaşa Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından desteklenmiştir. (Proje No: 2010/62).

(3)

ABSTRACT

SPECIATION OF TIN IN SOME FOOD AND ENVIROMENTAL SAMPLES WITH COPRECIPITATION TECHNIQUE

In this study speciation of Tin(II) ve Tin(IV) was performed as a precipitant ligand by using as N-Benzoyl-N,N-diisobutylthiourea with coprecipitation technique. Optimal analytical conditions were separately investigated and the quantitative recovery results were obtained higher than 95 %. This procedure was also applied to some real natural water and food samples. Preconcentration factor was calculated as 50. The relative standard deviations of the procedure were below 6 %. The detection limits were found 13 ng/L for Tin(II). The validation of this procedure was investigated by some standard

reference materials (NIST SRM 1568a Rice flour and NRCC DORM-2 Dogfish

Muscle) and obtained fairly compatible results.

Keywords: Tin, speciation, coprecipitation, food, enviroment, atomic absorption spectrometry.

(4)

ÖNSÖZ

Hızlı endüstrileşme ve teknolojik gelişmeye paralel olarak eser element analizlerinin önemi gün geçtikçe artmıştır. Çeşitli gıda ve su örneklerindeki bazı eser elementler çevre kirliliğinin temel sebeplerinden birisidir.

Literatürü araştırdığımızda kalay türlemesi ile ilgili birlikte çöktürme tekniği ile yapılmış çalışmaların sınırlı olduğunu gördük. Bu proje kapsamında sağlanan maddi destek ile alınan sarf malzemelerle ve laboratuarımızda da bulunan sarf malzemelerle ve atomik absorpsiyon spektrometresi cihazınıda kullanarak birlikte çöktürme tekniğiyle kalay türlemesi çalışmasının gıda ve çevresel örnekler üzerinde uygulanması gerçekleştirdik.

(5)

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ... i ABSTRACT ... ii ÖNSÖZ ... iii SİMGE ve KISALTMALAR DİZİNİ ... v ŞEKİLLER DİZİNİ ... vi TABLOLAR DİZİNİ ... vii 1. GİRİŞ ... 1 2. KAYNAK ÖZETLERİ ... 5 3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 6 3.1. Test Çalışması ... 10 4. BULGULAR ... 11

4.1. Birlikte Çöktürme Yöntemiyle Kalay Türlemesi ... 11

4.1.1. Parametrelerin Optimizasyonu ... 11

4.1.1.1. pH Etkisi ... 11

4.1.1.2. N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre Miktarının Etkisi ... 12

4.1.1.3. Santrifüjleme Süresi ve Devrinin Etkisi ... 14

4.1.1.4. Örnek Hacminin Etkisi ... 14

4.1.1.5. Matriks İyonlarının Etkisi ... 15

4.1.1.6. Toplam Kalay Tayini ... 15

4.1.1.7. Yöntemin Gerçek Örneklere Uygulanması ... 16

5. TARTIŞMA ve SONUÇ ... 19

(6)

SİMGE ve KISALTMALAR DİZİNİ

Simgeler Açıklama

Sn Kalay

Kısaltmalar Açıklama

AAS Atomik Absorpsiyon Spektrometresi

FAAS Alevli Atomik Absorpsiyon Spektrometresi

GFAAS Grafit Fırınlı Atomik Absorpsiyon Spektrometresi

GS Gözlenebilme Sınırı

SRM Standart Referans Maddeler

BSS Bağıl Standart Sapma

BH Bağıl Hata

ZF Zenginleştirme Faktörü

(7)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil Sayfa

Şekil 2.1. Perkin Elmer Analiz 700 model Atomik Absorpsiyon Spektrometresi ... 9

Şekil 4.1. Geri kazanımına pH Etkisi ... 12

Şekil 4.2. N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre formülü... 13

(8)

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo Sayfa

Tablo 4.1. Örnek Hacminin Geri Kazanıma Etkisi ... 14

Tablo 4.2. Matriks İyonlarının Geri Kazanıma Etkileri ... 15

Tablo 4.3. Toplam Kalay Tayini ... 16

Tablo 4.4. Yöntemin Bazı Doğal Su Örneklerinde Uygulanması ... 17

(9)

1. GİRİŞ

Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de günümüzün en önemli sorunlarından birisi çevre kirliliğidir (atmosfer kirliliği, su kirliliği, gıda kirliliği v.b.). Çevre kirliliğinin en büyük nedenleri, hızlı nüfus artışı ve sanayinin büyümesi ile ortaya çıkan endüstriyel atıklardır. Bu nedenle hızlı endüstrileşme ve teknolojik gelişmeye paralel olarak eser element analizlerinin önemi gün geçtikçe artmıştır. Çeşitli gıda ve su örneklerindeki bazı eser elementler çevre kirliliğinin temel sebeplerinden birisidir. Sonuç olarak doğal dengeyi bozan her türlü etki çevre kirliliğini artırır (Uluözlü, 2010).

Genellikle mg/L veya µg/L ile ifade edilen % 0.01’den daha düşük derişimlere eser derişim denir. Aletli analiz yöntemlerinin her geçen gün biraz daha gelişmesiyle beraber, eser elementlerin analizlerindeki kolaylıklar ve uygulanabilirlikler artmaktadır. Bugün hemen hemen bütün eser elementlerin tayini yapılabilmektedir. Eser elementler düşük derişimler de bile birçok alanda önemli bir role sahiptir. Canlılar için hayati öneme sahip olan bir eser element kirliliğin artması sonucu canlıların besin zincirine karışarak, vücuda alınması gerekenden fazla alındığı zaman organizmada toksik etki yapmaktadır. Eser elementler bugün bu toksik özelliklerinden dolayı analitik kimyanın en önemli çalışma alanlarından birisidir. Çünkü hava, su, toprak kirliliği, gıda, ilaç sanayi bakımından ve özellikle çevre kimyası açısından eser elementlerin tayini oldukça önemli hale gelmiştir ve günümüzde de önemi git gide artmaktadır (Baytak, 2003). Günümüzde bazı eser elementlerin yararlı olmalarının yanında bazılarının da oldukça zararlı olduğu bilinmektedir. Çevrede ve atmosferde bulunan eser elementler, girdikleri tepkimeler sonucu gösterdikleri zararlı etkileri nedeniyle günümüzde birinci derecede kirleticiler arasında bulunmaktadırlar. Sanayi alanındaki hızlı gelişmelerin bir sonucu olarak oldukça yüksek miktarlarda toksik ve kirletici maddeler çevreye her geçen gün daha da fazla verilmekte ve meydana gelen kirliliğin boyutlarının hızla artmasına neden olmaktadır. Bunun sonucu olarak dünyadaki dengeler her geçen gün bozulurken, çevreye bağımlı olan canlıların da bu durumdan olumsuz yönde etkilenmelerine sebep olmaktadır. Ayrıca eser elementler çevreyi kirletici özelliğe sahip olmaları nedeniyle

(10)

çevre kirliliğini artıran sebeplerin arasında yer almaktadır. İşte bu yüzden eser elementlerin çevre ve insan sağlığı açısından tayini oldukça önemlidir. Çünkü eser elementlerin insan ve canlı organizmalarında birikimi bu organizmaların çalışma fonksiyonlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak bu elementlerin oldukça toksik olmalarının yanında eser düzeydeki miktarlarının da canlı organizmalar için faydalı oldukları da göz ardı edilmemelidir (Aydın, 2008). İşte bu nedenlerden dolayı bu elementlerin yararlı olanlarının organizma tarafından gerekenden fazla alınması canlıya toksik etki yaparken eksik alınması da birçok hastalığa neden olmaktadır. Bu yüzden geçmişten günümüze kadar birçok çevresel örnekte eser element tayini yapılmıştır ve halen de yapılmaktadır.

Bir elementin bulunduğu ortamdaki fizikokimyasal formunun veya formlarının ayrı ayrı tayinine genel olarak türleme denir. Amaca göre bir elementin çeşitli formlarının bilinmesi gerekir. Özellikle bazı elementlerin canlılardaki biyolojik gereklilikleri yanı sıra fazla olmaları durumunda da toksik etki göstermeleri türleme çalışmalarını önemini daha da çok artırmıştır (Uluozlu ve ark., 2010; Citak ve ark.,2010). Bu tip elementlerin her bir kimyasal formunun derişimi çoğu örnekte ppm düzeylerinde veya daha düşük ppb düzeyindedir. Bu durumda bu elementlerin tayininden önce yüksek seçimliliğe sahip deriştirme yöntemlerine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle AAS ile eser element iyonlarının doğrudan tayini metal iyonlarının düşük derişimleri ve matriks etkileri nedeniyle güçlükle gerçekleştirilmektedir. Bu problemleri çözmek için analiti gerek uygun ortam içerisine almak, gerekse küçük hacim içerisinde toplayarak deriştirme amacıyla ayırma/zenginleştirme işlemleri uygulanır. Bu amaçla kullanılan çeşitli ayırma ve zenginleştirme teknikleri arasında birlikte çöktürme, katı faz ekstraksiyonu, elektroanalitik teknikler, çözücü ekstraksiyonu ve iyon değiştirme yöntemleri önemli bir yer tutar.

Eser element analizi, analitik kimyanın önemli ve güç bir çalışma alanıdır. Eser elementlerin tayini oldukça zor ve güçtür. Düşük derişim düzeyleri ve bunların tayini için kullanılacak aletsel tekniklerin sınırlamaları nedeniyle önemli güçlükler vardır. Çünkü adı üzerinde eser miktarda yani çok çok az miktarlardaki elementlerin tayini gözlenebilme sınırı düşük olduğu için günümüzde her laboratuarda bulunan cihazlarla

(11)

tespit edilemez edilse bile yeterli düzeyde duyarlı ve doğrusal bir sonuç elde edilmiş olmaz. Oldukça duyarlı ve doğrusal bir sonuç elde edilmek istenirse gözlenebilme sınırı daha düşük cihazları kullanmak gerekir (Karatepe, 2006; Uluözlü, 2010). Günümüzde kullanılan her cihazın gözlenebilme sınırı birbirinden farklıdır. Mesela alevli AAS ile birçok metalin doğrudan tayini yapılabilirken birçoğunun da yapılamamaktadır. Çünkü gözlenebilme sınırı düştükçe tayin etmekte güçleşir. Grafit fırınlı ve hidrür oluşturmalı AAS cihazlarıyla alevli AAS ye göre daha düşük gözlenebilme sınırındaki derişimlere inilebilir ve aynı zamanda gözlenebilme sınırının altındaki değerler uygun zenginleştirme yöntemleriyle gözlenebilme sınırına getirilebilir ancak burada da bozucu etkiler görülmektedir.

Eser elementlerin analizini daha kolay ve kesin gerçekleştirmek için analiz öncesi analite bulunduğu ortamda uygun şartlar altında bir önayırma ve zenginleştirme işlemleri uygulanmaktadır. Ayırma işlemi ile eser elementler bulunduğu ortamdan izole edilip alınarak analiz için daha uygun bir ortama alınır. Zenginleştirme yöntemleri vasıtasıyla eser metal iyonlarının bozucu ortam bileşenlerinden ayrılarak daha küçük hacim içerisine alınır ve dolayısıyla deriştirilir ve eser miktarlardaki analit derişimi artırılarak gözlenebilme sınırları seviyesine çıkarılıp analiz edilebilecek seviyelere getirilerek analiz edilebilir.

Eser analizde kullanılan zenginleştirme yöntemleri ile tayin basamağında şu kolaylıklar sağlanmış olur: Eser element derişimi artırılarak, yöntemin tayin kapasitesi arttırılır. Eser elementler uygun ortama alındığından ortamdan gelebilecek girişimler giderilir. Böylece yöntemin duyarlılığı artar. Büyük numune miktarları ile çalışılabildiğinden, örneğin homojen olmayışından gelebilecek hatalar önlenir. Standartlar ile numune matriksini benzetmek kolaylaşır. Çünkü ayırma ile eser elementler bilinen matriks içine alınır. Bunun sonucu doğruluk artar. Bozucu etki gösteren matriks, uygun matriks ile yer değiştirdiği için zemin girişimleri azalır. Seçimlilik artar (Baytak, 2003).

Kalay insan vücudu ve hayvan dokusu için toksik bir metaldir. Atmosferdeki kalay genellikle metal eritilmesi ve kömür yanmasından meydana gelmektedir (Chen ve Mao, 2003; Zhu ve ark., 2006). Kalay gıdalara genellikle ambalaj malzemesinden

(12)

bulaşmaktadır. Gıdalardan kaynaklanan kalay zehirlenmeleri çok nadir görülür ve sadece çevresel kirliliklerden dolayı meydana gelir. Organik ve inorganik olmak üzere kalay türleri mevcuttur. En iyi bilinen İnorganik kalay türü olarak çevresel örneklerde Sn(II) ve Sn(IV) vardır. Sn(II)’nin Sn(IV)’ten yaşamsal organizmalar için daha toksik olduğu ispatlanmıştır (Zhu ve ark., 2006). Kalay çeşitli organik maddelerde kullanılır. Organik kalay bağları insanlar için en tehlikeli olan kalay formlarıdır. Kalay bileşikleri tarım alanında; tarım ilaçları gibi, plastik endüstrisi, boya endüstrisi gibi çok sayıda endüstride kullanılır. Organik kalay maddelerinin kullanıldığı alanların sayısı her gün artmaktadır. Organik kalay maddelerinin etkileri çeşitlilik gösterebilir. Bulunduğu maddenin çeşidine ve etki altında kalan organizmaya bağlıdır. Trietilkalay insanlar için en tehlikeli organik kalay maddesidir. İnsanlar kalay bağlarını gıdalarla, solunumla ve deri yoluyla alabilirler. Kalay bileşiklerinin alınması; uzun dönem etkileri kadar, akut etkilere de sebep olabilir. Akut etkileri; göz ve cilt tahrişleri, baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı ve baş dönmesi, şiddetli terleme, nefes darlığı, idrara çıkma problemleri gibidir. Ayrıca uzun dönem etkileri; depresyon, karaciğer hasarları, bağışıklık sistemlerinin yetersizliği, kromozomsal zedelenme, kırmızı kan hücrelerinin eksikliği beyin zedelenmesi, asabiyet, uyku bozukluğu, unutkanlık ve baş ağrılarına neden olur (Grassino ve ark., 2009; Zhu ve Sandenbergh, 2001). En önemli kalay/kurşun zehirlenmesi 19. yüzyılın ortalarında gerçekleşmiştir. Kuzey kutbu yolculuğuna çıkan grup üyeleri kalaylı konserve kutularında muhafaza edilen asitli gıdalardan zehirlendiler. Burada asit, konserve kutusundaki kalay ve kurşunu çözdü ve çözülen bu kalay grup üyeleri tarafından gıdalarla birlikte tüketildi ve böylece çok yüksek metal tüketimi meydana geldi.

Klasik çöktürme tekniği eser elementlerin doğrudan çöktürülüp ayrılması için yeterli değildir. Analiz edilecek eser elementlerin derişimleri çok düşük olduğu için böyle klasik bir çöktürme tekniği ile çöktürülemezler. Bu yüzden birlikte çöktürme yöntemi kullanılır. Bu yöntemde çökelek oluşumu sırasında analiz edilen metaller safsızlık olarak çökelek üzerinde toplanır. Birlikte çöktürme tekniği, organik ve inorganik karakterli, büyük yüzey alanına sahip çökelekler oluşturulmasıyla eser elementin bu çökelek yüzeyinde adsorplanmasıyla gerçekleşir. Böylece analiz edilen metal ortamdaki

(13)

diğer matriks bileşenlerinden ayrılmış olur hemde deriştirilmiş olur. Çöktürme işleminden sonra santrifüjleme ile çökelek ile sıvı kısım birbirinden ayrılır ve uygun bir çözücüyle çözülüp uygun analiz tekniği ile tayini yapılır (Öztaş, 1994).

Türleme, bir elementin toplam derişiminin farklı fizikokimyasal yapılarının tayinine denilir. Bir elementin yükseltgenme basamağındaki değişme, onun biyolojik etkinliği ve toksikliği üzerinde çok büyük bir öneme sahip olabilir. Bu yüzden, bulundukları ortamda elementlerin kimyasal yapıları kadar onların yükseltgenme basamaklarının tayini de türleme çalışmalarının önemli bir bölümünü oluşturur. Toplam konsantrasyon eser elementlerin toksisiteleri hakkında fazla bilgi vermez. Bu yüzden son yıllarda türlendirme çalışmaları giderek önem kazanmaktadır.

2. KAYNAK ÖZETLERİ

Huang ve arkadaşları, yaptıkları çalışmada UV/visible spektrofotometresi ile konserve gıdalardaki Sn(IV) miktarını yüzey aktif madde kullanarak belirlemişlerdir (Huang ve ark., 1997). Bir diğer çalışmada Heng Li ve arkadaşları, voltametri yöntemini kullanarak eser miktardaki kalay miktarının belirlenmesini gerçekleştirmişlerdir (Heng Li ve ark., 2005). Hubert ve arkadaşları, tin octoate yardımıyla Sn(II) ve Sn(IV) türlerini geliştirdikleri sıvı-sıvı ekstraksiyon yöntemi yardımıyla belirlemişlerdir (Hubert ve ark., 2010). Agrawal ve arkadaşları, yeni iyotlu organik bir reaktif kullanarak su ve jeolojik örneklerde kalay miktarını belirlemişlerdir (Agrawal ve ark.,2009). Dietz ve arkadaşları, katı-faz mikroekstraksiyon yöntemini kullanarak kalay ve arsenik türlemesini gerçekleştirmişlerdir (Dietz ve ark.,2007). Centineo ve arkadaşları, yaptikları bir diğer çalışmada gaz kromotografisini ve kütle spektrometresini kullanarak katı-faz mikroekstraksiyon tekniğini kullanarak doğal su örneklerinde kalay, civa ve kurşun gibi organometalik bileşik türlerinin analizlerini gerçekleştirmişlerdir (Centineo ve ark.,2004). Hiraide ve arkadaşları, birlikte çöktürme tekniğini kullanarak grafit fırınlı atomik absorpsiyon spektrometresi ile eser miktarlardaki ağır metallerle birlikte kalay(IV) hidroksiti çöktürüp analiz etmeyi başarmışlardır (Hiraide ve ark.,1995).

(14)

Literatürde kalay türlemesi ile ilgili birlikte çöktürme tekniği ile yapılmış çalışmaların sınırlı olduğunu gördük. Bu proje kapsamında birlikte çöktürme tekniğini kullanarak kalay türlemesi çalışmasının gıda ve çevresel örnekler üzerinde uygulanması amaçlanmaktadır.

3. MATERYAL VE YÖNTEM

İlk eser element analizi, 1879 yılında Gutzeit tarafından nitel Marsh deneyi temel alınarak yapılan arsenik tayinidir (Minczewski ve ark., 1982). Bundan sonraki yıllarda eser elementlerin toksitelerinin üst sınırlarını belirlemek için özel analiz yöntemleri geliştirilmiştir.

Eser element analizi, organik ve inorganik örneklerdeki mg/L, µg/L, veya ng/L seviyedeki derişimlerin tayini olarak tanımlanabilir. 1940 yılına kadar eser element derişimi %10-1

-10-2 olarak bilinirken 1950’li yıllarda %10-3-10-5, 1960’lı yıllarda %10-6 -10-8 olarak kabul edilmiştir. Günümüzde ise %10-2-10-6derişim aralığı eser, %10-6 nın altındaki derişimler ise ultra-eser olarak kabul edilmektedir (Baytak, 2003). Son yıllarda 10-9 g/g (ng/g) ve 10-12 g/g (pg/g) düzeyindeki elementler uygun analitik yöntemlerle yüksek doğruluk ve güvenirlikle tayin edilebilmektedir. Ancak birçok oratamda eser elementlerin girişimlerinden dolayı bazı güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Ortam etkisinin olmadığı ortamlar, eser element analizi için en uygun ortamlardır. Eser elementlerin analizlerinde kullanılan aletli yöntemler, bağıl yöntemler olduğundan standartlar ile örneklerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin mümkün olduğu kadar birbirine benzer olması gerekir.

İlk türleme çalışması 1954 yılında deniz suyunda bulunan eser elementlerin biyokimyasal çevrimini incelemek amacıyla yapılmıştır. Günümüzde türleme, analitik kimyacıların, biyologların, fizikçilerin, besin ve ilaç uzmanlarının ilgi duyduğu bir çalışma alanıdır. Ayrıca toprak ve sedimentler de türleme yönünden çeşitli araştırıcıların ilgisini çekmektedir (Donard ve Martin, 1992; Ure ve Davidson, 1995; Medel, 1998). Bazı elementlerin toplam derişimlerinin doğrudan tayininde AAS, OES, ICP-MS gibi yöntemler uygun olmakla birlikte bu yöntemler bir ayırma yöntemiyle birlikte

(15)

kullanılarak türleme çalışmaları yapılabilmektedir. örrneğin kromatografi ile spektroskopi birlikte kullanılarak birçok türleme çalışması yapılmaktadır (Donard ve Martin, 1992; Ure ve Davidson, 1995; Medel, 1998; Karatepe, 2006).

Birlikte çöktürme, sıvı fazda deney şartları altında çözünen maddeleri, oluşan çökelek üzerinde safsızlık olarak toplanmaları şeklinde tanımlanır. Bu yöntem genellikle düşük derişimli eser elementlerin, bildiğimiz geleneksel çöktürme yöntemleriyle çöktürlmesinin yetersiz kaldığı durumlarda kullanılır. Çünkü Çöktürücü reaktif ile eser elementin oluşturacağı çökeleğin çözünürlük çarpımı çok küçük olsa dahi, küçük kollaidal çökelekler oluşabileceğinden tam olarak çökme gerçekleşemez. Bu nedenle eser elementlerin zenginleştirilmesinde birlikte çöktürme yöntemi kullanılmaktadır (Öztaş, 1994). Bu olayın mekanizması; karışık kristal oluşumu, hapsetme ve adsorpsiyon ile açıklanır. Birlikte çöktürme olayı çökeleğin çok saf elde edilmesi istendiği zaman istenmeyen bir olay olmakla birlikte eser elementlerin ayrılmasında ve zenginleştirilmesinde tercih edilen bir olaydır. Bu yöntemde taşıyıcı ya da toplayıcı çökelek denilen bir çökelek oluşturulur. Bu çökeleğin oluşumu sırasında istenilen eser elementler çözeltiden çökelek üzerinde adsorplanırlar. Toplayıcı çökelekler inorganik veya organik esaslı olabilir. Her iki halde de grup şeklinde veya spesifik olarak bazı elementler çözeltiden izole edilebilirler. İşte bu nedenle birlikte çöktürme tekniği, eser elementlerin ayrılması ve zenginleştirilmesinde yaygın olarak kullanılan tekniklerden birisidir. Bu yöntem ile oluşturulan çökelek üzerinde analitin toplanması esastır.

Çalışma sürecinde, yöntemin incelenmesi model çözeltiler ile gerçekleştirildi. Bu amaçla analit iyonlarından belirli miktarlarda içeren çözelti, çeşitli pH' lara tamponlandı ve taşıyıcı element olarak (hafniyum, zirkonyum gibi) kullanıldı ve kalay hidroksit olarak çöktürülecekti ama bunda kantitatif sonuçlar alınamadı. B planı olarak orijinal

bir ligant N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre maddesi ile birlikte çöktürme tekniği ile pH

taraması denemeleri yapıldı. N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre ile kalay için iyi kantitatif sonuçlar elde edildi. C planı olarak (dibenzilditiyo karbamat ve nikel taşıyıcı element)

kullanıldı fakat kantitatif sonuçlar alınamadı. Çalışmaya ligant

N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre maddesi ile devam edilip sonuçlandırıldı. Yapılan çalışmada çöktürme işleminden sonraki santrifüj işleminden sonra çökelek ve çözelti ayrılacak, çökelek

(16)

uygun bir ortamda çözüldükten sonra hacmi belli bir hacme tamamlanarak ve metal derişimleri grafit fırınlı AAS ile tayin edildi. Yöntem ligand seçiminden sonra pH, ligand miktarı, birlikte çöktürme süresi, santrifüj hızı, örnek hacmi, yabancı iyonların etkisi gibi değişkenler ile optimize edildi.

Proje dahilindeki çalışmalarda özellikle Sn iyonunun birlikte çöktürme ile iki farklı değerliğinin türlemesi de gerçekleştirildi. Bu çalışmalarda türlemesi yapılacak elementin, iki oksidasyon basamağından birinin kantitatif kazanıldığı diğerinin ise kantitatif geri kazanılmadığı optimum şartlar belirlendi. Kantitatif kazanılmayan oksidasyon basamağı indirgenip yada yükseltgenerek optimum şartlarda onun da geri kazanılması sağlandı. Böylece toplam metal miktarı da belirlendi. Toplam metal derişiminden kantitatif kazanılan değerliğin miktarı çıkarılarak ta kantitatif olarak kazanılmayan basamağın miktarı belirlendi. Geliştirilen yöntemin geçerliliği bazı standart referans maddelere ve çeşitli çevresel gıda örneklerinede uygulanarak yöntemin geçerliliği ıspatlanmış oldu.

Atomik Absorpsiyon Spektroskopisi temel haldeki serbest atomların kendilerine has dalga boylarında ışın enerjisini absorplamalarını inceler. Alev içinde bulunan bir atom türünün ışın kaynağından alev içerisine gönderilen kendine has dalga boyundaki ışın demetini kısmen absorplaması ve geride kalan ışın demetinin azalma derecesini ölçmesi üzerine kurulmuş olan spektroskopi dalıdır. Atomik Absorpsiyon Spektrometreleri, analitik kimya laboratuvarlarında çok yaygın olarak kullanılan bir cihazdır.

Bu çalışmada Perkin Elmer Analiz 700 model döteryum zemin düzeltmeli grafit fırınlı atomik absorpsiyon spektrometresi kullanıldı. Oyuk katot lambası olarak 30 mA’de, 224,6 nm dalgaboyunda ve 0,7 nm silit aralığında çalışan kalay oyuk katot lambası kullanıldı. pH ölçümleri cam elektrotlu Sartorius marka pp-15 model pH metreyle gerçekleştirildi. Santrifüj işlemi de Nuve marka NF 800 model santrifüj cihazı ile yapıldı. Ayrıca Milestone Ethos D marka mikrodalga çözme sistemi gerçek örneklerin çözünürleştirilmesi için kullanıldı.

(17)

Şekil 2.1. Perkin Elmer Analiz 700 model Atomik Absorpsiyon Spektrometresi

Kullanılan tampon çözeltilerin hazırlanışı aşağıdaki gibidir:

pH 2 Tamponu : 23,98 g NaH2PO4 tartılarak az miktarda su ile çözüldükten sonra üzerine % 85’lik H3PO4 çözeltisinden 2,45 mL ilave edildi. Son hacim su ile 1 L’ ye tamamlandı.

pH 4 Tamponu : CH3COONH4 tuzundan 154 g tartılarak az miktarda suda çözüldü. Üzerine 17,3 M CH3COOH çözeltisinden 576 mL ilave edilerek hacmi su ile 1 L’ye tamamlandı.

pH 6 Tamponu : CH3COONH4 tuzundan 117 g tartılarak az miktarda suda çözüldü. Üzerine 17,3 M CH3COOH çözeltisinden 5 mL ilave edilerek hacmi su ile 1 L’ ye tamamlandı.

pH 8 Tamponu : 107 g NH4Cl tartılarak az miktarda su ile çözüldü ve Üzerine 8 mL

(18)

pH 9 Tamponu : 8,47 g Na2HPO4 tartılarak az miktarda suda çözüldü hacmi su ile 1 L’ ye tamamlandı.

Çalışmalar süresince kullanılan kimyasal maddeler ticari olarak piyasadan alınmış olup analitik saflığa sahip oldukları için ileri saflaştırma safhası yapılmadan kullanılmıştır. Analit iyonları için kullanılan stok çözeltilerin çoğu elementlerin tuzlarından derişimi

1000 mg/L olacak şekilde %1’lik HNO3 ortamında hazırlandı ve seyreltildi. Hem

standart çözeltilerinin hazırlanmasında, hem de analit stok çözeltilerinin hazırlanmasında 1000 mg/L’lik tekli standart stok çözeltiler kullanılmıştır. Analiz sırasında matriks modifer olarak 0,015 mg Pd ve 0,010 mg Mg(NO3)2 içeren karışım kullanıldı.

Kalay türlemesi çalışması içinde yine Sn(II) ve Sn (IV) stok çözeltileri ayrı ayrı olarak Sn (II) ve Sn (IV) 1000 mg/L’lik tekli standart stok çözeltiler kullanılarak, sırasıyla 100, 10, 1 ppmlik 100 mL’lik stok çözeltileri % 1’lik HNO3 ile seyreltilerek hazırlandı.

3.1. Test Çalışması

1 µg Sn(II) iyonu içeren 10 mL’lik sulu çözeltiye % 0,2’lik N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre’den 1,0 mL çözeltinin pH’sı 8,0’a ayarlandıktan sonra ilave edildi. 10 dakika bekledikten sonra 30 dakika 3500 rpm’de santrifüjlendi. Çökelek çözeltiden

ayrıldıktan sonra geride kalan çökelek 0,5 mL derişik HNO3 çözeltisi ile çözüldü. Son

hacim deiyonize su ile 10 mL’ye tamamlandı ve grafit fırınlı AAS ile analiz edildi. Aynı işlemler Sn(IV) içinde yapıldı fakat Sn(IV) için geri kazanımlar % 10’dan daha düşük bulundu.

Toplam kalay, Sn(II) olarak uygun indirgenme prosedürü uygulanarak Sn(IV) Sn(II)’e indirgendikten sonra önerilen yöntem ile tayin edildi. Bunun için 1µg Sn(II) ve 1 µg Sn(IV) iyonlarının her ikisinide içeren model çözelti 1 M NaOH çözeltisinde

hazırlanmış 0,1 M NaBH4 çözeltisiyle 10mL’ye tamamlanıp ve kaynatılarak Sn(IV)

Sn(II)’e indirgenmesi gerçekleştirildi. Soğutulduktan sonra pH 8,0’e ayarlanarak 1 mL ligant ilave edildi ve 10 dakika bekledikten sonra santrifüjlenerek çökelek ayrıldıktan

(19)

sonra çökelek çözülüp grafit fırınlı AAS ile toplam kalay olarak tayin edildi. Sn(IV) miktarı Toplam kalay miktarından Sn(II) miktarının çıkarılmasıyla elde edildi.

4. BULGULAR

4.1. Birlikte Çöktürme Yöntemiyle Kalay Türlemesi

4.1.1. Parametrelerin Optimizasyonu

Bu çalışmada Sn(II) ve Sn(IV) iyonlarının türlendirilmesi ve zenginleştirilmesi verimlerine bazı optimum çalışma şartlarının etkisinin ne olduğu arasştırıldı. Bu optimum çalışma şartları pH, çöktürücü ligant miktarı, örnek hacmi, yabancı iyon etkisi, santrifüj zamanı, gibi bazı analitik parametreler için geri kazanım değişimleri belirlendi.

4.1.1.1. pH Etkisi

Sn(II) ve Sn(IV) iyonlarının N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre ile birlikte çöktürülmesi geri kazanımlarına pH’ın etkisi incelendi. Bunun için 1 μg Sn(II) ve 1 μg Sn(IV) metal iyonlarından her ikisinide içeren model çözeltiler kullanıldı. Bu çözeltilerin pH taraması pH 4,0-10,0 aralığında gerçekleştirildi. Sonuçlar Şekil 4.1’de verilmiştir. pH 8,0-9,0 aralığında Sn(II) için % 95’ten büyük kantitatif geri kazanım sonuçları elde edildi. Sn(IV) için pH 2,0-9,0 aralığında kantitatif geri kazanım sonuçları elde edilemedi. Sonuçta en uygun çalışma pH’ı olarak 8,0 seçildi ve bundan sonraki çalışmalara pH 8,0’de devam edildi.

(20)

Şekil 4.1. Geri kazanımına pH Etkisi

4.1.1.2. N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre Miktarının Etkisi

Ayrıca Sn(II)’nin geri kazanımı üzerine N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre miktarının etkisi pH 8,0’de araştırıldı. Değişik miktarlarda test edilen ligant miktarının etkisinin sonuçları Şekil 4.3’te gösterilmiştir. Çöktürücü olarak N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre kullanılmadığında geri kazanım miktarı % 50 olarak tespit edildi. Şekilde görüldüğü gibi geri kazanım sonuçları % 0,2’lik N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre miktarının artmasıyla artmaktadır. Kantitatif geri kazanım (% 96) sonuçları 2 mg N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre miktarının ilave edilmesi ile elde edilmiştir. Bundan sonraki çalışmalara 2 mg (1 mL % 0,2 a/v) N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre kullanılarak devam edildi.

(21)

Şekil 4.2. N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre formülü

(22)

4.1.1.3. Santrifüjleme Süresi ve Devrinin Etkisi

Analit iyonlarının geri kazanımına santrifüj süresinin etkileri 3500 rpm’de 5-30 dakika arasında incelendi. Sn(II) için kantitatif geri kazanım sonuçları 25-30 dakika arasında elde edildi. Santrifüjleme devrinin etkiside 30 dakikada 2000-4000 rpm arasındaki devirlerde test edildi. Bundan sonraki çalışmalara 4000 rpm’de 30 dakika ile devam edildi.

4.1.1.4. Örnek Hacminin Etkisi

Önerilen birlikte çöktürme sisteminde Sn(II) iyonlarının geri kazanımları üzerine örnek hacminin etkiside incelendi. Örnek hacimleri pH 8,0’de 5-250 mL arasında model çözeltilerle çalışılarak N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre ile Sn(II) iyonlarının birlikte çöktürülmesi araştırıldı. Model çözeltilere %0,2’lik çöktürücü ligant çözeltisinden 1’er mL (2 mg) olacak şekilde ilave edildi. Biraz beklenip pH tekrar kontrol edilip ayarlandıktan sonra çöken analit iyonlarını ayırmak için 4000 rpm’de 30 dakika

santrifüjlendi. Ayrılan çökelek 0,5 mL derişik HNO3 ile çözüldükten sonra son hacim

deiyonize su ile 5 mL olacak şekilde ayarlandı ve grafit fırınlı AAS ile analiz edildi. Sonuçlar Tablo 4.1’de verilmiştir. Sonuçlara göre Sn(II) iyonları örnek hacmi 100 mL’ye kadar kantitatif (% 95) olarak bulundu. Zenginleştirme faktörü Sn(II) için pH 8,0’de kantitatif en yüksek örnek hacminin (100 mL) en düşük son hacime (2 mL) oranı ile hesaplandı. Sonuç olarak zenginleştirme faktörü (100/2) 50 olarak hesaplandı.

Tablo 4.1. Örnek Hacminin Geri Kazanıma Etkisi, N=3

Örnek Hacmi (ml) Geri Kazanım, %

5 96±2* 10 97±3 25 96±2 50 95±3 100 95±3 250 82±3

(23)

4.1.1.5. Matriks İyonlarının Etkisi

Diğer değişkenlerin optimum değerlerinde Sn(II) iyonlarının geri kazanımına yabancı iyonların etkisi de incelendi. Sn(II)’nin geri kazanımına bozucu etki yapabilecek çeşitli matriks iyonlarının, alkali, toprak alkali ve geçiş metal iyonları gibi iyonlarının, maksimum konsantrasyonları seçildi ve araştırıldı. Sn(II) iyonlarının kantitatif geri kazanımlarına matriks iyonlarının maksimum değerlerinin gözlemlenen önemli bir etkisi olmadı. Sonuçlar Tablo 4.2’de verilmiştir. Matriks iyonlarının izin verilebilecek maksimum limitleri, absorbansta % 5’ten fazla bir hataya neden olmıyacak bir değer olarak alındı. Sonuçta incelenen metal iyonlarının, bazı istisnalar dışında Sn(II)’nin geri kazanımını önemli derecede etkilemediği sonucuna varılmıştır.

Tablo 4.2. Matriks İyonlarının Geri Kazanıma Etkileri, N=3

İyon İlave Edilen Konsantrasyon (mg L-1) Geri Kazanım, %

Na+ NaCl 50 95±3* K+ KCl 50 98±2 Ca2+ CaCl2 50 95±2 Mg2+ MgCl2 50 98±2 Fe3+ FeCl3 25 95±2 Cu2+ CuSO4 25 95±2 Co2+ Co(NO3)2 10 99±3 Al3+ Al(NO3)3 25 95±2 Ni2+ NiSO4 25 98±2 Mn7+ KMnO4 10 99±3

* ortalama ± standart sapma

4.1.1.6. Toplam Kalay Tayini

Toplam kalay tayini için öncelikle model çözeltiler hazırlandı. Bu model çözeltiler farklı miktarlarda Sn(II) ve Sn(IV) içeren çözeltilerdi. Bu çözeltilerdeki Sn(IV) iyonları Ünal ve Somer tarafından verilen indirgenme prosedürü kullanılarak Sn(II)’e indirgendi. Sn(IV)’ün Sn(II)’e indirgenmesi 1 M NaOH çözeltisinde hazırlanmış 0,1 M

(24)

NaBH4 çözeltisiyle 10mL’ye tamamlanıp ve kaynatılarak, Sn(IV)’ün Sn(II)’e indirgenmesi gerçekleştirildi. Daha sonra önerilen birlikte çöktürme yöntemi uygulandı

ve oluşan çökelek derişik HNO3 ile çözüldü ve toplam kalay miktarı grafit fırınlı AAS

ile analiz edildi. Sonuçlar Tablo 4.3’de verilmiştir.

Tablo 4.3. Toplam Kalay Tayini, N=4

İlave Edilen(µg) Bulunan (µg) Geri Kazanım, (%)*

Sn(II) Sn(IV) Sn(II) Sn(IV) Toplam Sn Sn(II) Sn(IV) Toplam Sn

0 1 - 0.98±0.03 0.98±0.03 - 98±2 98±2

0.25 0.75 0.24±0.02 0.72±0.01 0.96±0.04 96±2 96±2 96±2

0.50 0.50 0.48±0.03 0.49±0.4 0.97±0.05 96±2 98±2 97±2

0.75 0.25 0.73±0.03 0.24±0.02 0.97±0.04 97±2 96±2 97±2

1 0 0.99±0.02 - 0.99±0.02 99±2 - 99±2

* ortalama ± standart sapma

4.1.1.7. Yöntemin Gerçek Örneklere Uygulanması

Bu yöntem bazı su ve gerçek örneklerde kalay türlemesi ve zenginleştirmesi için incelendi. Çeşme suyu, kaplıca suyu ve deniz suyu örneklerindeki sonuçlar Tablo 4.4’de verilmiştir. Su örneklerinin geri kazanım sonuçları oldukça tatmin edicidir.

(25)

Tablo 4.4. Yöntemin Bazı Doğal Su Örneklerinde Uygulanması, N=4

Örnek

İlave Edilen (µg/L)

Bulunan (µg/L) Geri Kazanım (%)

Sn(II) Sn(IV) Sn(II) Sn(IV) Total Sn Sn(II) Sn(IV) Total Sn

Maden Suyu

- - GSA GSA GSA - - -

50 - 47.8±1 - 47.8±1 96±2 - 96±2 50 50 48.6±2 47.6±1 96.2±5 97±1 95±1 96±2 100 100 98.4±2 97.2±1 195.6±1 1 98±2 97±2 98±2 Doğal Su

- - GSA GSA GSA - - -

50 - 48.3±2 - 48.3±2 97±3 - 97±3

50 50 48.8±2 47.7±3 96.5±3 98±2 95±2 97±1

100 100 97.9±1 98.9±1 196.8±9 98±3 99±3 98±2

GSA: Gözlenebilme Sınırının Altında

Ayrıca birlikte çöktürme metodu bazı standart referans maddelere (NIST SRM 1568a Pirinç Unu ve NRCC DORM-2 Köpek balığı kası) mikrodalga çözme tekniği kullanıldıktan sonra uygulandı. Bu yöntem yine bazı gerçek örneklere de (ton balığı konservesi, papatya çayı, karışık meyve suyu, mısır konservesi, nescafe, ketçap ve salça konservesi) mikrodalga çözme tekniğinden sonra toplam kalay miktarı belirlenmesi şeklinde başarı ile uygulandı. Mikrodalga çözme tekniği 2 dakika 250 W, 2 dakika 0 W, 6 dakika 250 W, 5 dakika 400 W, 8 dakika 550 W, ve 8 dakikada beklemeden oluşur.

SRM ler için 0,25 g ve gerçek örnekler için 1 g örnek 6 mL HNO3 (% 65’lik) ve 2 mL

H2O2 (%30’luk) asit karışımında çözüldü. Sonra optimize edilen yöntem uygulanarak toplam kalay miktarı belirlendi. Sonuçlar Tablo 4.5’de verilmiştir. Standart referans maddelerin kalay geri kazanım sonuçları sertifika değerleriyle oldukça uyumlu bulundu.

(26)

Tablo 4.5. Bazı SRM ve Gerçek Örneklerde Toplam Kalay Tayini, N=4 Referans Maddeler Sertifika Değeri Bulunan Değer Bağıl Hata (%)

NIST SRM 1568a Pirinç Unu (µg kg-1) 5 4,81±0,2 -3,8

NRCC DORM-2 Köpek balığı kası (µg kg-1) 23 22,3±1,3 -3

Ton balığı (µg g-1

) - 0,53±0,02 -

Papatya çayı (µg g-1

) - 0,39±0,02 -

Karışık meyve suyu (µg mL-1

) - 3,36±0,2 - Mısır konservesi (µg g-1 ) - 0,83±0,05 - Nescafe (µg g-1) - 1,20±0,1 - Ketçap (µg g-1 ) - 8,63±0,4 - Salça (µg g-1 ) - 0,33±0,05 -

(27)

5. TARTIŞMA ve SONUÇ

Bu çalışma kapsamında birilikte çöktürme yöntemi kullanılarak kalay türlemesi ve zenginleştirme metodu geliştirdikten sonra, bulundukları ortamda direkt olarak tayini yapılamıyan eser miktardaki kalay metalinin zenginleştirilmesi, türlendirilmesi gerçekleştirildi.

Bilindiği gibi düşük derişimdeki eser elementlerin klasik çöktürme yöntemleriyle çöktürülmesi zor ve bazende mümkün değildir. Bu yüzden birlikte çöktürme yöntemi seçildi. Birlikte çöktürmeyöntemi analizleri grafit fırınlı AAS ile gerçekleştirildi. Her iki zenginleştirme yöntemi bazı standart referans maddelere ve bazı çevresel örneklere uygulandı ve oldukça başarılı sonuçlar elde edildi.

Birlikte çöktüme yöntemi kullanılarak N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre maddesi ile kalay türlemesi ve zenginleştirilmesinin optimizasyon parametrelerinin en önemlisi olan pH’ın etkisi incelendi. Kalay iyonlarının geri kazanımlarına pH’ın etkisi pH 2,0-9,0 aralığında gerçekleştirildi. Sonuçlardan da görüldüğü gibi pH 8,0-9,0 aralığında Sn(II) için % 95’ten büyük kantitatif geri kazanım sonuçları elde edildi fakat Sn(IV) için pH 2,0-9,0 aralığında kantitatif geri kazanım sonuçları elde edilemedi. Sonuçta en uygun çalışma pH’ı olarak 8,0 seçildi. Bu çalışma için uygun pH’ın 8,0 seçilmesi bir avantajdır çünkü doğal sularda pH 8,0 ayarı oldukça kolaydır ve pH ayarı için daha az miktarda çözelti harcanması demektir buda kirlilik riskini azaltmış olur.

Ayrıca kullanılan çöktürücü ligantın miktarının geri kazanıma etkisine kalay için ligant miktarının artmasıyla birlikte kantitatif geri kazanımlarda artmaktadır. Kalay için çöktürücü kullanmadan aynı pH’da yöntem uygulandığında geri kazanım % 50 olarak tespit edildi. Bu sonuç görüldüğü gibi kantitatif bir sonuç değildir. Görüldüğü gibi kantitatif geri kazanım (% 96) sonuçları 2 mg N-Benzoil-N,N-diizobutiltiyoüre kullanılmasıyla elde edilmiştir..

Analit iyonların geri kazanımlarına santrifüj süresi ve devrinin etkisine bakıldığında bu birlikte çöktürme deneyi için 4000 rpm’de 30 dakika olarak belirlendi.

(28)

Kalay zenginleştirlmesine örnek hacminin etkisi de incelendiğinde, kalay için örnek hacmi 5-250 mL aralığında incelendi. Sonuçlara bakıldığında 100 mL’lik örnek hacminden sonra kantitatif sonuç bulunamadı.

Kalay zenginleştirme çalışmalarına maksimum miktarlardaki yabancı iyonların etkiside incelendiğinde çalışılan iyonların maksimum değerlerinde kantitatif sonuçlar elde edildi. Sonuçlara bakıldığında müsaade edilen limitlerde kalay geri kazanımı hemen hemen bütün iyonlar için % 95’in üstündedir. Birlikte çöktürme tekniği ile kalay türlemesinin denemeleri ayrıca yapıldı. Hazırlanan model çözeltiler farklı miktarlarda Sn(II) ve Sn(IV) iyonu içeren çözeltilerdi. Bu çözeltilerdeki Sn(IV) uygun indirgenme prosedürü kullanılarak Sn(II)’e indirgendi. Sn(IV)’ün Sn(II)’e indirgenmesi 1 M NaOH

çözeltisinde hazırlanmış 0,1 M NaBH4 çözeltisiyle 10mL’ye tamamlanıp, kaynatılarak

gerçekleştirildi. Sonuçlar bakıldığında indirgenme yapılıp yöntem uygulandıktan sonra elde edilen toplam kalay miktarından, indirgenme yapılmadan direkt olarak yöntemin uygulanması ile elde edilen sadece Sn(II) miktarı çıkarılarak, Sn(IV) miktarı bulundu. Sonuçta bu türleme metodunun kalay türlemesi için oldukça geçerli ve kullanılabilir bir metot olduğu ortaya konmuş oldu.

Birlikte çöktürme yönteminin sayısal değerlerini inceleyecek olursak; elde edilen optimum deneysel şartlar altında gözlenebilme sınırı 13 ng/L olarak hesaplandı. Analit iyonlarının kantitatif geri kazanımları % 95 güven seviyesinde % 95-99 aralığında bulundu. Bağıl standart sapma % 6’dan küçük olarak hesaplandı. Bağıl hata % 4’ten daha düşük olarak bulundu. Son olarak Sn(II) için zenginleştirme faktörü en yüksek kantitatif geri kazanım sonuçlarının elde edildiği örnek hacminin en düşük son hacme bölünmesiyle elde edildi. Kalay türlemesi çalışması için zenginleştirme faktörü (100/2) 50 olarak hesaplandı.

Birlikte çöktürme metodu için bütün parametrelerin hepsi en iyi şekilde optimize edildikten sonra bu yöntemlerin geçerliği bazı standart referans maddelerle ve gerçek örneklere uygulanarak sağlandı. Kalay türlemesi için yöntemin geçerliliği bazı çevresel su örneklerinde türleme çalışmaları yapılarak gerçekleştirildi. Kalay türlemesi için maden suyu ve doğal dağ suyu örneklerindeki kantitatif sonuçlar elde edildi. Bizim bu

(29)

metodumuz su örneklerine rahatlıkla uygulanabilir. Ayrıca yöntemin geçerliliği bazı standart referans maddelere (NIST SRM 1568a Pirinç Unu ve NRCC DORM-2 Köpek balığı kası) mikrodalga çözme tekniğinden sonra uygulandı. Sonuçlara bakıldığında standart referans maddelerin sertifika değerleri ile bulunan değerler arasında oldukça güzel bir uyum vardır. Son olarak bu yöntem mikrodalga çözme tekniğinden sonra bazı gerçek örneklerede (ton balığı konservesi, papatya çayı, karışık meyve suyu, mısır konservesi, nescafe, ketçap ve salça konservesi) toplam kalay miktarı belirlenmesi şeklinde başarı ile uygulandı. Sonuç olarak bu birlikte çöktürme yöntemiyle kalay türlemesi ve zenginleştirilmesi metotlarının gerçek örneklerdeki performansları test edildi ve geçerlilikleri kanıtlanmış oldu.

(30)

KAYNAKLAR

Agrawal K., Singh Patel K., Shrivas K., Kumar Jain V., Khan F., 2009. On-site determination of tin in geological and water samples using novel organic reagent with iodide. Journal of Hazardous Materials, 164, 95–98.

Aydın, F., 2008. Birlikte Çöktürme ve Katı Faz Özütlemesi ile Bazı Ağır Metal İyonlarının Zenginleştirilmeleri. Doktora Tezi, Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kayseri.

Baytak, S., 2003. Mn(II), Co(II), Fe(III) ve Cr(III) İyonlarının Mikroorganizma Tutturulmuş Amberlit XAD-4 Kullanılarak Katı Faz Özütleme Tekniği ile Zenginleştirilme Şartlarının Araştırılması ve Alevli Atomik Absorpsiyon Spektrometrisi ile Tayini. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Centineo G., González E.B., Sanz-Medel A., 2004. Multielemental speciation analysis of organometallic compounds of mercury, lead and tin in natural water samples by headspace-solid phase microextraction followed by gas chromatography– mass spectrometry. Journal of Chromatography, A 1034, 191–197.

Chen Q., Mao Z. Y., 2003. Arid Environmental Monitoring (Chinese) 17, 12.

Citak D., Tuzen M., Soylak M., 2010. Speciation of Mn(II), Mn(VII) and total manganese in water and food samples by coprecipitation–atomic absorption spectrometry combination. Journal of Hazardous Materials, 173 (1-3), 773-777. Dietz C., Sanz J., Sanz E., Munoz-Olivas R., Camara C., 2007. Current perspectives in

analyte extraction strategies for tin and arsenic speciation. Journal of Chromatography, A 1153, 114–129.

Donard, O.F.X. ve Martin, F.M., 1992. Hyphenated Tecniques applied to Environmental Speciation Studies. Trends in Analytical Chemistry, 11 (1), 17-25.

Grassino A.N., Grabaric Z., Pezzani A., Fasanaro G., Lo Voi A., 2009. Influence of essential onion oil on tin and chromium dissolution from tinplate. Food and Chemical Toxicology, 47, 1556–1561.

Hiraide M., Chen Z-S., Sugimoto K., Kawaguchi H., 1995. Coprecipitation with tin(IV) hydroxide followed by removal of tin carrier for the determination of trace heavy metals by graphite-furnace atomic absorption spectrometry. Analytica Chimica Acta, 302 (1), 103-107.

(31)

Huang X., Zhang W., Han S, Wang X., 1997. Determination of tin in canned foods by UV/visible spectrophotometric technique using mixed surfactants. Talanta, 44, 817-822.

Hubert C., Ziémons E., Rozet E., Breuer A., Lambert A., Jasselette C., De Bleye C., Lejeune R., Hubert Ph., 2010. Development and validation of a quantitative method for the selective determination of tin species in tin octoate by differential pulse polarography. Talanta, 80, 1413–1420.

Karatepe, 2006. Chromosorb 105 Reçinesi ve Membran Filtre Kullanılarak Bazı Eser Elementlerin Zenginleştirilmesi ve Türlemesi. Doktora Tezi, Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kayseri.

Li Y-H., Long H., Zhou F-Q., 2005. Determination of trace tin by catalytic adsorptive cathodic stripping voltammetry. Analytica Chimica Acta, 554, 86–91.

Medel, S.A., 1998. Toxic Trace Metal Speciation: Importance and Tools for Environmental and Biological Analysis. Pure and Applied Chemistry, 70 (12), 2281-2285.

Minczewski, J., Chwastowska, J. ve Dybezynski, R., 1982. Seperation and preconcentration methods in inorganic trace analysis. Ellis Horwood, Newyork. Öztaş, S.,1994. Bazı Eser Elementlerin Kobalt Ditiyokarbamatla Birlikte Çöktürülerek

Zenginleştirilmesi ve AAS ile Tayinleri. Yüsek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kayseri.

Uluozlu O.D., Tuzen M., Mendil D., Soylak M., 2010. Coprecipitation of trace elements with Ni2+/2-Nitroso-1-naphthol-4-sulfonic acid and their determination by flame atomic absorption spectrometry. Journal of Hazardous Materials, 176 (1-3), 1032-1037.

Uluözlü Ö.D., 2010. Bazı Eser Elementlerin Zenginleştirilmesi, Türlendirmesi ve Biyosorpsiyonu. Doktora Tezi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Tokat.

Ure, A.M. ve Davidson, C.M., 1995. Chemical Speciation in the Environment. 1-59, Chapman and Hall, London.

Ünal, Ü. ve Somer, G., 2011. Simultaneous determination of trace Sn(II) and Sn(IV) using differential pulse polarography and application. Turk J Chem. TÜBİTAK, 35,73-85.

Zhu, X., Sandenberg, R.F., 2001. Corrosion of tinplate T54S and T61 in humid atmosphere and saline solution. Mater. Corros., 52, 685–690.

(32)

Zhu, X., Zhao, L., Wang, B., 2006. Speciation Analysis of Inorganic Tin (Sn(II)=Sn(IV)) by Graphite Furnace Atomic Absorption Spectrometry Following Ion-Exchange Separation. Microchim Acta, 155, 459–463.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Tohumluk misel üretiminde kullanılacak substratın hazırlanışı aslında Tohumluk misel üretiminde kullanılacak substratın hazırlanışı aslında normal

Nakledilen organ filizlerinin karaciğere özgü proteinleri salgılaması ve insan me- tabolizmasına özgü maddeleri üretmesi, organ filizi nakli yönteminin, organ üret- me

Mesut Cemil Bey’in spikerliği ise radyo geçmişinde önemli yer tutar.. Mesut Cemil tam 11 yıl tek başına İstanbul’un gecelerini görmekten kendini mahrum eden,

Buna göre Clebsch- Gordon katsayıları bu iki baz arasındaki geçiş

1,5 Pa argon atmosferinde termal olarak buharlaştırılan kalay kaplamanın 150 °C altlık sıcaklığında üç farklı oksijen kısmi basıncında plazma oksidasyon

Uygun sorbent seçimi katı faz ekstraksiyonu prosedüründe yüksek geri kazanım ve yüksek zenginleştirme faktörü elde etmek için kritik bir faktördür.. Aktive edilmiş

Afrika, Asya, İngiltere ve ABD’de yaşayan 1800 hasta üzerinde yapılan incelemeler sonucunda sadece aranan geniş bant etkisini göstermekle kalmayıp, bugüne kadar bulunan en

As a result of the design of a 3D printing remote laboratory prototype, initially the study and collection of information is shown, in order to establish the