• Sonuç bulunamadı

Güzel Sanatlar Akademisinin 85. kuruluş yıldönümü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Güzel Sanatlar Akademisinin 85. kuruluş yıldönümü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sjf $ * * * * *

* AYİN SANAT *

* OLAYLARI *

* * * * * * *

Akademisinin 85.

kurulu; yıldönümü

Nezahat A K Y U N A K

3 Mart 1968 Pazar günü Akademi konferans salonun­ da yapılan bir toplantı ile Devlet Güzel Sanatlar Akade­ misinin 85. kuruluş yıldönümü kutlandı. Akademi mezun­ ları, Akademi öğretim üyeleri ve sanatseverlerin katıldığı toplantıda Akademinin tarihçesi ve gelişimi üzerinde du­ rularak eski anılar anıldı.

1883 yılında ressam ve arkeolog Osman Hamdi bey tarafından Mektebi Sanayii Nefise-i Şâhâne adiyle ticaret nezaretine bağlı olarak kurulmuş, daha sonra Sanayii Ne- fise-i Mekteb-i Alisi adını almış ve 1886 da Maarif Nezareti­ ne devrolunmuştur. 1927 de Sanayi-i Nefise Akademisi, müte akiben Güzel Sanatlar Akademisi ve 1967 yılından itiba­ ren de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi adını almıştır.

3 Mart 1883 de Müze-i Hümayun’un (bugünki Arkeolo­ ji Müzesi) karşısındaki binada (halen Eski Şark Eserleri Müzesidir) öğretime başlayan Sanayi-i Nefise-i Mektebi Alisi 1916 da bu ilk binasından çıkarılmış ve Cağaloğlun- da hâlen K ız Sanat Enstitüsü olan binaya nakledilmiştir. Daha sonra Şehzadebaşında bir binaya, oradan Divanyo- lunda bir konağa, oradan yine Divanyolunda bugün Sıhhi­ ye Müzesi olan binanın bir bölümüne taşınmış, bu binanın da italyanlar tarafından işgal edilmek istenmesi üzerine bir ay sonra oradan da çıkarılmış ve 4 ay tamamile yersiz kaldıktan sonra 1920 de tekrar Divanyolundaki binaya dö­ nülmüş, bir sene sonra da yine Cağaloğlundaki binaya nak­ ledilmiştir. Birinci Cihan harbine rastlayan ve on yıl süren bu göçebe hayattan sonra Cumhuriyetin ilânı üzerinedir ki Akademi de 1926 yılında Fındıklıdaki eski Meclisi Mebu- san binasına yerleştirilmiş, dolayısiyle bugünkü gelişimine imkân hazırlayan şartlara kavuşabilmiştir. 1 Nisan 1948 de tarihî binanın yanması üzerine Akademi için beş yıl ka­ dar sürecek olan yeni bir göçebelik devri başlamış ve es­ kisinin yerinde, yanan tarihi binanın dış görünüşüne bağlı kalınarak modern bir anlayışla yeniden inşa edilen bugün­

kü binanın açılışına kadar devam etmiştir.

1883 yılında yirmi öğrenci ile öğretim hayatına baş­ lamış olan Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde bugün Yük­ sek Mimarlık Bölümünde 415, Yüksek Resim Bölümünde 233, Yüksek Heykel bölümünde 53, Yüksek Dekoratif Sa­ natlar Bölümünde de 244 olmak üzere 945 öğrenci öğrenim yapmaktadır.

Ç A Ğ D A Ş Ç E K O S L O V A K Y A S A N A T I S E R G İ S İ :

8 Mart 1968 de Akademi salonlarında Çağdaş Çekos­ lovakya Sanatı Sergisi açıldı. Çek Resim Sanatının bugün­ kü eğilimlerini yansıtan sergide son yirmi yıl içinde Çek sanatının gelişmesinde rol oynamış olan 17 sanatçının 48 yapıtı yer aldı.

Akademinin kurucusu Osman Hamdi

J A L E Y A S A N S A N A T Ö D Ü L L E R İ S E R G İ S İ :

Portre yapımını teşvik amacıyle her yıl Akademi Re­ sim Bölümü öğrencileri arasında düzenlenmekte olan Jale Yasan Sanat ödülleri Sergisi 20 Mart 1968 Çarşamba gü­ nü Akademi salonlarında açıldı ve ödül kazanan öğrenci­ lere ödülleri törenle dağıtıldı.

T A K S İ M S A N A T G A L E R İ S İ N D E :

Ayın ilk yarısında Gürol Sözen, Cevdet Bilgin ve Sadi Diren’in, ayın ikinci yarısında ise Duran Karaca ve Gür- dal Duyar’ın sergileri yer aldı. Gürol Sözen küçük boyut­ lu desenlerindeki istif düzeni, Cevdet Bilgin gerek taş, ge­ rek ağaç yontularındaki kompozisyon ve teknik üstünlük, Sadi Diren seramiklerindeki form özelliği, Duran Karaca, tablolarındaki cüretli renk armonileri, Gürdal Duyar ise heykellerindeki ifade zenginliği ile dikkati çektiler.

Ş E H İ R G A L E R İ S İ N D E :

Martın ilk yarısında Orhan Taylan Ue Feridun Ertaş ve Şişli Terakki Lisesi ilk kısım 2. sınıf öğrencileri resim­ lerini, Ertan Tarkan şiirlerini; Martın ikinci yarısında ise Haşan Kavruk, Karin Bekem ve özel Yıldız Kolleji öğren­ cileri resimlerini, Itır Gürdemirel’de şiirlerini sergilediler. Geçen ay içinde Şehir Galerisinde açılmış bulunan sergi­ lerden Orhan Taylan desenlerindeki çizgi selabeti ve leke düzeni, Haşan Kavrukda zengin renk armonileri ile üze­ rinde durulmağa değer iki sanatçı olarak görüldü. Dikkati çeken üçüncü sanatçı ise bugüne kadar açtığı şiir sergileri ile tanınmış olan Karin Bekem’in bu kerre resimleri ile görünüşü oldu.

T Ü R K A L M A N K Ü L T Ü R M E R K E Z İ G A L E R İ S İ N D E :

Ayın ilk yarısında Nevin Çokay ve Erol E ti’nin, ikin­ ci yarısında da Johannes Gachnong ile A lex Sadkowsky’- nin bfrlikte düzenledikleri resim sergileri yer aldı. Nevin Çokay doğadan ilgi çekici yapıtlar veriyordu. Erol Eti Do­ ğadan hareket etmekle beraber soyut biçimlere varıyor. Yapıtları özellikle armoni ve teknoloji yönünden dikkati çekici. Zürihli ressam ve gravürcü A lex Sadkowsky sür­ realist resimleri, yine Zürihli bir ressam ve mimar olan Johannes Gachnong ise K L E E ’den esinlenmiş yapıtların­ daki titiz işçilik, sabırlı bir doku ve kompozisyon düzen­ lerindeki orijinallikle ilgi çekiyordu.

M O D E R N G A L E R İ D E :

Harbiyedeki modern mobilya mağazası bir süredir teş­ hir salonlarından birini galeri haline getirdi. Modern gale­ ride son olarak Cemal Tollu ile Nurullah Berk’in birlikte düzenledikleri sergi yer aldı ve Türk Resim Sanatının bu iki tanınmış sanatçısı kişiliklerinin damgasını taşıyan ya­ pıtlarını sergilediler.

-

25

-Güzel

Sanatlar

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Elazığ yöresinde halk danslarına eşlik eden davul, klarnet, zurna gibi temel çalgı aletlerinin niteliksel olarak tanıtımı

Nazım Birimi: ……….. Şiiri oluşturan en küçük yapıya nazım birimi denir. En küçük nazım birimi beyittir Dört dizenin ya da iki beytin birleşmesiyle oluşan nazım

Bilfen O kulları'nda başarılı öğrencilere burs olarak verilmesi kaydıyla bugüne kadar yayınlanan ve bundan sonra yayınlanacak tüm kitaplarından elde

Kuzey yar›küreden gözlem yapt›¤›m›z için, ku- zey gökkutbuna yak›n olan tak›my›ld›zlar y›l›n daha uzun bir dönemi boyunca, da- ha düflük enlemlerde ve güney gökküre- de

The religious establishment in Yunus Emre's day was preaching scorn for the human being, propagating a sense of thfe futility of earthly 'existence.. The

Dini esaslara dayalı devlet kurmak amacıyla gazeteci yazarlar Çetin Emeç, Turan Dursun ve İranlı Ali A kbar Gorbanı’nm öldürülmesi eyleminin de aralarında bulunduğu çok

Demek ki bi­ rinci dünya harbi sonunun en kara ve karanlık günlerinde Mustafa Kemal, kartal ruhlu Fikretin sakin ve ıssız âşiyanını ziyaretle ruhunu avundur-

kondurmaz, bu gibilere ihtiyar ha­ linde bile kendi elile hareminden şerbet getirmek zahmetini seve, seve ihtiyar ederdi. Büyük püs­ küllü büyük fesi