• Sonuç bulunamadı

Bir müzik gezgini

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir müzik gezgini"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir deyim vardır caz dünyasında. Bir caz grubu,

davulcusu kadar iyidir diye. Dünyanın en iyi

solistlerini toplasanız, kötü bir davulcu bütün

takımı yatırır. Bizim iyi eğitim görmüş

davulcumuz Can Kozlu müzik dünyasındaki gel­

gitlerini

Mustafa R.Gürsel’?

anlattı.

BU bir müzik yazısı değildir.

Eğer müzik yazısı olsaydı, za­ ten, ben yazıyor olamazdım. Ama bir sohbet yapmak üzere geçen Pazar günü gittiğim Ata­ türk Kültür Merkezi’nde dinle­ diğim Aydın Esen Caz Grubu’- nu övmeden edemeyeceğim. Aydın Esen piyanoda bir hari­ kaydı. 1962 doğumlu bu genç sanatçımızın uluslararası ünü­ nün giderek artacağı ve müzik dünyasında kendinden çok söz ettireceği kesin.

Grubun diğer Türk elemanı da aslında bu yazımızın konu­ su olan Can Kozlu. Uzun yıl­ lardır bu kadar “ teknik” bir davulcu dinlememiştim.

Özellikle bizim gibi değişik­ liğe kapalı toplumlarda, kişiler daha çok, “ çok gidilen, denen­ miş yollan” seçerler. Can Koz­ lu gibi daha az gidileni seçmiş biriyle tanışınca belki de bu yüzden etkilendim. 1954 yılın­ da doğan Kozlu, müzikle çocuk yaşlarında uğraşmaya başlamış. Liseyi İstanbul’da, St.Joseph Lisesi’nde bitirip Paris’e gitmiş. Sorbonne Universitesi’nde ikti­ sat eğitimi görmüş.

Buraya değin yolu belli. İyi bir eğitim. Adı şanı olan okul­ lardan alınan diplomalar. Ge­ lecek güvence altında. Müzik ise bir hobi. “ Yok” , demiş Can. “ Bana göre değil bu.” Ve birgün kendini bilinmeyen yol­ da bulup, daha az gidileni seç­ miş.

Önce Paris’te CİM Caz Okulu’nu bitirip, cazın anayur­ du Amerika’ya göçerek bir de Boston’daki Berkley Müzik Okulu’nda uzmanlaşmış. Son yıllarda ise tam anlamıyla bir müzik gezgini. Neden müzik diye sorduğumda şöyle anlattı Can:

. annem amatör bir piya­ nistti, evde sürekli müzik din­ lenirdi. İdil Biret gibi ünlü kla­ sik müzik sanatçıları konserler­ den sonra bize gelirler, sabahla­ ra değin müzik dinlerlerdi...

Altı yaşımda iken bir müzis­ yen dostumuz, ‘bunun kulağı var’ demiş. Piyano derslerine

başlatmışlar. Sorbonne’daki yıl larda müziğe geçişim kendi ye­ teneklerim ve karakterim ile müzik arasında bir uyum gör­ düğüm için oldu. Zaman için­ de bir baktım ki müzisyen ol­ muşum.”

Peki bu klasik geçmiş sonun­ da neden caz ve neden davul di­ ye merak ediyor kişi:

“ ... esneklik , hoşgörü, baş­

kaldırı. Hepsi birarada mevcut. Bu değerler benim için çok önemli. Küçük yaşta tanıştığım klasik müzikte bunların birço­ ğunu bulamadım ve bunaldım. Şöyle anlatayım. Bilmem ki­ min bilmem ne konçertosunda 98 ölçü beş sayıp, 99’uncu öl­ çüde üçgeni bir tınlatmak beni bunaltıyordu. Neden davul ya­ nıtı çok kolay benim için. Bel­

ki cazı seçmemin bir nedeni de cazda davulun öneminden kay­ naklanıyor.

Afrika ile Avrupa müziğinin bir üçüncü kıtada oluşan sentezi caz. Afrika denince de asırlar boyu oluşan ve sesle iletilen bir müzik var, belkemiği konumu­ nu korumuş.

Bir deyim vardır caz dünya­ sında: Bir caz grubu davulcu­ su kadar iyidir diye. Dünyanın en iyi solistlerini bir grupta top­ lasanız, kötü bir davulcu bütün takımı yatırır. Vasat bir grup ise çok iyi bir davulcu ile sevi­ yesini yükseltebilir, daha iyi tın­ latır.

Davulculuk demek bir yerde psikolog olmak gibi bir şey. Di­ ğer müzisyenlerin ensesine ke­ ne gibi yapışıp onları gitmek is­ tedikleri yere götüreceksin.

Hatalarını örtmeye çalışacak­ sın. Fikir vereceksin. Coştura­ caksın. Solonun başında yavaş yavaş bulutlara yükseleceksin, sonuna doğru da yavaş iniş ya­ pacaksın.

Tabii caza pek yatkın olma­ yan bir seyirci grubu bunları böyle algılamaz. Onlar için siz parçanın başından sonuna de­ ğin elindeki sopaları sallayan bir adamsınızdır.

O da işin nankör tarafı. Bir yerde, davulcu futbol takımın­ daki kaleciye benzer, aynı ko­ numda.” Nankör bir mesleğin, nankör bir stilinde, nankör bir alet çalmak niye?

“ İçimden neredeyse iman demek geliyor. Sadece inançla pek bir şey yapamazsınız ama, inançsız da bir şey yapılamıyor. Ben tercihimi yapmış bir insa­ nın huzuru içinde ve inançla sürdürüyorum.”

Can Kozlu “ müzik dünyası için bir maden” olarak tanım­ ladığı Afrika’ya gidiyor sonba­ harda.

Ocak 1991’de ise İstanbul’a kendi kuracağı bir grubu geti­ rip cazseverle bir süre payla­ şacak davuluna olan inancını, yeni çıkartacağı sesle ri.

inanca devam et, Can. Yo­ lun açık olsun.

(2)

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi Hacı Bektaş Veli’ye ait bütün eserleri bilimsel yöntemlerle yayınlayıp okuyucu ile buluşturduğu zaman,

Fakat el- de etmek istediğimiz madde, yalnızca yüksek enerji- li değil aynı zamanda yüksek yoğunlukta olduğu için tek bir proton yerine birçok proton ve nötrona sahip

Abdüssamed Ebî Sâlih el- Müezzin en-Nîşâbûrî (ö. İlk önce Ebü’l-Muzaffer es- Semʻânî’den fıkıh, babası Ebû Hamîd’den hadis rivayet etmiştir. Daha

İbrahim (Ethem) gibi bütün İranı seyretsem gezsem dolaşsam da onun sarayını sevdiği gibi sevmişim seni. (İbrahim Ethem çok sevdiği sarayını yine sevdiği Allâh

Tan›d›¤›m›z (baryonik) normal madde ve henüz varl›¤›n› ancak yapt›¤› kütleçekim etkisiyle belli eden, tan›mad›¤›m›z karanl›k madde de dahil olmak üzere

The state ensured the supply of fuel required for glass manufacture, and permission was given for the sale of glass fragments, known as «maya» (yeast) to shop

Objective: Scrotal pain and swelling due to surgical sperm retrieval procedures and peritesticular fibrosis, as a problem of late term, create significant

Reşad Ekrem’in dergilerde, gazetelerde kalmış birçok yazısını, bazı eserlerini okumama karşın Patrona Halil’i okumamıştım.. Galiba hiç edine­ memiştim bu