Özdem ir Altcm’ın 1966-70 arası yapıtları Lami Sanat Galerisinde
70 öncesi Özdemir Altan
NUR NIRVEN
özdem ir A ltan’ın, 1966-1970 arasına tarihlenen ve sanat yaşa mının önemli bir kesitini belgele yen Tepegöz ve Sinek Kralının
Oğlu dizisini oluşturan yapıtları,
Lami Sanat Galerisi’nde sergile niyor. Sanatçının 1966’da nokta ladığı uluslararası klasik sanatın izlerini taşıyan Krallar ve Kraliçe
ler dizisinden sonra görüntüye ge
len ve birkaçını halı çalışmaları na da uyguladığı Tepegöz ve Si
nek Kralının Oğlu dizisi, daha
sonraki çalışmalarının da haber cisi olma gibi bir nitelik taşıyor.
— Sayın Altan, bu dizi nasıl doğmuştu?
— 1965-1966’da Paris’te yap mış olduğum’ Kral ve Kraliçeler dizisi uluslararası klasik sanata olan sevgimin yapıtlarıma yansı yan son izleridir. Türkiye’ye gel diğimde simetri belirginleşti. İn san oranlarına yakın, somut, sim gesel dil kullanan bir yaratık çık tı. Bunlar da Kral ve Kraliçeler gi
bi ayakta duruyor ve bana poz ve riyor gibiydi. Ancak soyut bir mekân kavramı içinde ilk kez si metrik biçimlere dönüşüyorlardı.
— Neden simetri?
— Hepsi kendiliğinden. Her za manki gibi iş bitince ortaya çıktı ğını gördüm. Simetrik yapıt gibi bir niyetim yoktu. Bu dizinin ilk örnekleri Tepegöz, sonrakiler Si
nek Kralının Oğlu adını taşıyor. — Bu adların özel bir anlamı var mı?
— Bugünkü resimlerimden de bilirsiniz, çalışmalarıma ne bir ko nu, ne bir adla başlıyorum, ne de çalışma bittikten sonra ad koyu yorum. Adlar, çalışma sürecinin bir parçası gibi kendiliğinden, ya pıtla birlikte gelişiyor ve bir an lamda yapıtın sürekliliğini oluştu ruyor.
— Bu dizinin Türk sanatında yeri nedir?
— Soyut bir mekân geliştirmiş ilk simetrik örnek olarak özet bir yerleri bulunabilir. Sararım, o dö nemin Türk sanatındaki
garanti-SİNEK KRALININ OĞLU — Özdemir Aitan’ın 1966 ile 1970 arasında gerçekleştirdiği dizinin ilk örnekleri “ Tepegöz” , daha sonrakiler ise “ Sinek Kralının Oğlu” adlarını taşıyorlar. li resim geleneği içinde de özel bir
farklılıkları vardır.
— Bu desenleri halılara da uy gulamıştınız, değil mi?
— 1967-1968, benim uluslara rası klasik sanatla ilintilerimin bü tünüyle koptuğu yıllardır. Halı, bunun izlerini taşır ve daha son raki soyut kolaj formlarının da habercisidir. Bu halılardan 24’er metrekarelik ikisi, İstanbul Rad- yoevi’nde. Biri, “ Çağdaş Müzik
ve Üç Antik Anadolu Kralı” , di
ğeri “ Tepegözün Dansı” .
Özdemir Altan, “ Tepegöz” ve “ Sinek
Kralının Oğlu” dizilerini, bir dönemin Türk
sanatındaki “ garantili resim” geleneği içinde
özel farklılıkları olan yapıtlar olarak
görüyor. Ona göre bu adlar, çalışma
sürecinin bir parçası gibi kendiliğinden,
yapıtla birlikte gelişiyor ve bir anlamda
yapıtın sürekliliğini oluşturuyor. Altan, bu
işlerini halı çalışmalarına da uygulamıştı.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi