• Sonuç bulunamadı

Çay

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çay"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

77

-17 HAZİRAN 2000 CUMARTESİ

PENCERE

Çay...

Sabah erken kalktım. M utfağa girdim . Demliğe çay koydum. Çaydanlığı ocağa oturttum . Pence­ renin perdesini açtım.

Güneş.

Gözlerim kamaştı.

Gözlerim i kapayınca aklıma geliverdi:

Mîna.

Geceden haberim vardı. Dünya sevgilisi kadın.

Kır ve gür ak saçları, sigaradan tarazlanmış er­ keksi sesi, muzip çocuk bakışlan, bıkmadan usan­ madan her an her şeye hayret eden tavnyla ya­ şama tutkusunu ömür boyunca eksiltm eden du­ yum satan insan!.. Dünyaya bakışındaki sanal umursamazlığın ardında, acılannı yüreğinin yedi kat derinliğine gömen bilge!.. İnsanlığın tüm ünü bir­ den kucaklayıp benimseyen bilinç!..

Halefin arkadaşı.

Çay kokusu. Çayı dem lem işim .. Buğusu beni uyardı.

Mîna’sız ilk çayımı içecektim .

Peki, her sabah çayımı Mîna Urgan’ia birlikte mi içiyordum ?..

Yok canım.

Son aylarda doğru dürüst görüşem em iştik bi­ le; aklıma geldikçe hevesleniyordum:

- Bir akşam gideyim, göreyim.

Sonra işler ağır basıyordu.

Son yıllarda nice dostla daha az buluşur olm uş­ tuk. İşlerim iz neden ağır basıyordu?.. Bilmem ki ne vardı yakınlanmızla daha yakınlaşmışken bizi birbirim izden ayıran?.. Hayatın dağdağasında tı­ kanan yaşam trafiğinin günden güne çatallaşm a­ sı mı gözümüzde büyüyüp bizi tem belleştiriyor­ du?

Son ne zaman görüşm üştük?.. Mîna erkeksi sesiyle telefonda: - Senin, diyordu, vaktin yoktur.

Vakit?..

Nam-ı diğer, Zaman!..

Zamane saatinde zamanı artık akrep ile yelko­ van gösterm iyordu.

Saat kadranında ışıklı rakam lar yanıp sönerek birbirlerini kovalıyorlardı; Zaman mekanikten elekt­ roniğe geçm işti.

Eskiden bir türlü akmayan zaman, günümüzde neden delice bir hız kazanmıştı?..

Eskiden sakin havalarda zaman durulur, elle tu ­ tulacak bir yoğunluğa kavuşurdu.

Ne oldu zamana?..

Niçin sevdiklerim izi b ir bir alıp götürüyor za­ man?.. Yoksa zaman ölümün ta kendisi mi?..

Çayı bardağa doldurdum . Tavşan kanı!..

Şair sorm uştu:

“Tavşan korktuğu için mi kaçar?.. Kaçtığı için mi korkar?.. ”

Ölüm karşısında hiç tavşanlaşm adı Mîna Utt

gan, hep insanlaştı. Meydan okudu.

Yaşamının her anında şu dünyanın güzellikleri­ ne şaşıran Mîna’nın, karşısında şaşırmadığı tek şey ölümdü.

Çaydan bir yudum aldım. Buruk.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Eskiden Meram’da bahçelerin her biri, üç-beş bin metre kare bazı- ları daha büyük olurdu.. Bahçenin bir kısmı meyvelik, bir kısmı sebzelik, bir kısmı yoncalık,

Şempanzelerle insanların genetik seviyede yüzde 96 oranında aynı olduğu geçen yıl ortaya çıkmıştı.. İnsan, şempanze, orangutan ve goril

MİMARÎ ESERİ Arhitektura - Urbanizam'dan 16 ıncı yüzyıl Türk sivil mimarîsi- nin Balkanlardaki örneklerinden «Üs- küp» deki Kurşunlu han Yugoslav hükü- meti

Kemerden ekono- mi yapmak için kubbe kısmın yükünü hafifletmek için bir köşeden diğer köşeye giden ve Oğive ismi verilen bir takım nervürleı- atıldı.. Oğivler

Denizde yaşayan canlılar arasında, insanın en çok yakınlık duyduğu yaratık muhakkak fok balığıdır. Çok eskiden, beyaz karınlı küçük fok balıklarına Akdeniz'’de

• Temel ihtiyaclara harcanan zaman (yemek, uyku, kisisel bakim) + bos zaman (dinlenme +

Hayvanın önceden mevcut fakat bilinemeyen hastalığında (örneğin, hayvan hasta ise ve bu hastalık sonucu sakat kalırsa) satıcı bundan sorumlu olmaktadır .Yargıtay da,

Bebek kıyılarına balık tutmaya giderdim, Boğaz gibi kıpır kıpır olurdu içiniz.. Şimdiyse deniz meniz göresim yok, Anmıyorum