Ayıp satış sırasında hayvanda mevcut (eskiden oluşmuş) olmalıdır.
Satılan hayvandaki ayıp, satıştan önce mevcut olmalıdır. Eğer hayvanın kusursuz olduğuna dair yazılı garanti veya kefil olma bulunmuyorsa satış işleminden sonra ortaya çıkan ayıplarda, alıcı korumadan yoksun kalır ve satıcı sorumlu olmaz. Hayvanın önceden mevcut fakat bilinemeyen hastalığında (örneğin, hayvan hasta ise ve bu hastalık sonucu sakat kalırsa) satıcı bundan sorumlu olmaktadır .Yargıtay da, satılan atın bakar kör olup olmadığının, attaki eksikliğin davacıya tesliminden önce mi yoksa sonra mı ortaya çıktığının bilirkişi raporuyla araştırılması gerektiğini belirten ve konunun önemine işaret eden incelemeler mevcuttur. Yargıtay, canlı hayvan borsalarında satış işleminin sonlanma anını tartıya çıkma aşamasına göre belirlemiştir. Hukuk Genel Kurulu, bu konuya ilişkin olarak, “...Canlı hayvan alım satımlarında hayvanlar tartıya girinceye kadar satıcıya, tartıdan çıkınca alıcıya aittir. Tartıdan çıkan hayvanın teslim ve tesellümü yapılmış sayılır .” açıklamasına yer vermiştir. Teslimle birlikte sorumluluk da satıcıdan alıcıya geçecektir.
Borçlar kanunu satılan şeyin ayıplı olması halinde alıcıya seçimlik üç hak tanımaktadır. Gerçekten alıcı dilerse satılan şeyi geri vermeye hazır olduğunu söyleyerek sözleşmeden dönmeyi dilerse satılan şeyi alıkoyup değerindeki noksanlık ölçüsünde satış parasının indirilmesini talep edebilir (BK m.202) ya da satılan şeyin ayıpsız karşılığı ile değiştirilmesini isteyebilir(BK.m.203). Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun bu üç hakka dördüncü bir hak daha eklemiştir. O da ayıplı malın ücretsiz tedavi veya operasyonunu istemektir.