• Sonuç bulunamadı

Başlık: KARS BÖLGESİ SULARıNDA BOR DÜZEYLERİYazar(lar):DOĞAN, Abdullah Cilt: 40 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001691 Yayın Tarihi: 1993 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: KARS BÖLGESİ SULARıNDA BOR DÜZEYLERİYazar(lar):DOĞAN, Abdullah Cilt: 40 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001691 Yayın Tarihi: 1993 PDF"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A. tl. Vet. Fak. Derg. 40 (i): ':4-69 1993

KARS BÖLGESİ SULARıNDA BOR DÜZEYLERİ

Abdullah Doğanı B. Cem Limanı Necati Utlu2

Bor Levels in the Waters in Kars District

Summary: The purpose of this researeh was to determine the bor le-vels in waters in Kars distriet. The qwater samples eoileeted for this purpose were analysed in bor by potantiometrie method. 50 samples were analysed and avarage bor levels was determined to be I. 13 ::!:: 0.4 ppm. Bor amounts de-termined in the samples were found tobe 0.48-2.88 ppm. The amount of bor determined was beilow 1ppm in 36

%,

but over i ppm in 64 :!:::'

Özet: Bu çalışmada Kars Migesindeki sularda bor düzeylerinin belir-lenmesi amaçlanmljtır. Bu amaçla toplanan su numuneleri potansiyometrik yöntemle bor yönünden analiz edilmişlerdir. Toplam 50 adet numune analiz edilmiş olup, ortalama bor düzeyi i .13 :!::: 0.4 ppm olarak te.ıpi! edilmiştir. Analiz edilen numunelerde tesbit edilen bor miktarları 0.48-2.88 ppm ara-sında bulunmuştur. Tesbit edilen bor miktarı numunelerin

%

36 sında i

ppm'in altında,

%

64'ünde ise i ppm'in üzerinde bulunmuştur. Giriş

Bor tabiatta yaygın şekilde bulunan kimyasal bir maddedir. Doğada borik asit ve boraks adı verilen sodyum tetraborat veya bu-nun kalsiyum bileşiği şeklinde bulunur( 1). Bor'un bütün canlılarda özellikle bebek ve yeni doğan hayvanlarda zehirlenme yapması nedeniyle toksikolojik açıdan büyük bir önem taşıdığ! bilinmektedir (8, 9, 12).

Bor bileşiklerinden en önemlileri olan borik asit ve boraksın anti-septik etkinliğe sahip olmaları nedeniyle gerek beşeri gerekse veteri-ner hekimlikde bu etkilerinden yararlanmak amacıyla oldukça sık kullanılmaktadır. Bunlardan borik asidin

%

5-1O'luk merhemleri

i Yrd. Doç. Dr. K. D. Vet. Fak. Farmakoloji-Toksikoloji Bilim Dalı, Kars. i Yrd.Doç.Dr., K.D. Vei.Fak. Farmakoloji-Toksikoloji Bilim Dalı, Kars. 2 Uz.Araş.Gör., K.D. Vet., Fak. Biyokimya Bilim Dalı, Kars.

(2)

KARS BÖLGESİ SULARıNDA BOR DÜZEYLERİ 65

ve

%

3'lük solusyonları hazırlanarak kullanılır (3, ll, 13). Borik asit yiyeceklere

%

O. 5-~rlük oranlarda prezervatif amaçla katılır. Özellikl!::et, süt, yağ ve balık konservelerinde kullanım alanı bulmuştur (6). Bor bileşiklerinden yangın söndürücü ve patlama önleyici olarak da yararlanılır. Kloratlı herbisitlerde ve toprak sterilizantı preparat-larda bor bileşikleri belirli oranpreparat-larda bulunur(l2). Bor bileşiklerinden olan boraks bunlardan başka cam ve sabun sanayinde de kullanım alanına sahiptir( 1).

Borik asit ve boraks, borun gerek tabiatta yaygın bulun.uş şekil-leri olması ve gerekse tıpda, endüstride ve tarımda kullanım alanları-mn bulunması nedeniyle bunlarla akut ve kronik tipde zehirlenme olasılığı hemen hemen her zaman mevcuttur (3, 5). Özellikle anti-septik amaçla çok kullanılan bori k asit ve baraksm toz, solüsyon ve merhem şeklindeki preparatlarının yanh~ ve yüksek dozlarda kullanıl-ması aku t zehirlenmeIerin nedenleri arasında sayılabilir (4, 7, 10). Ayrıca bor bileşiklerinin diğer uygulama alanlarından yüksek dozlar-da alınması ve yanlışlıkla yiyeceklere yüksek miktarlardozlar-da katılması da akut zehirlenmelel'in önemli nedenleri arasında oluduğu kabul edilir. Bor madeninir.. fazla bulunduğu bölgelerden çıkan su kaynakları ve bu bölgelerde yetişen bitki örtüsü bu madeni yapılarında değişik-düzeylerde bulundurur ve diğer gıda maddelerine ta~ınmasına neden olur. Tarımsal mücadelede belirli bir bölgeye uygulanan borlu bile-şikler bu bölgede yetişen bitkilere, bölgenin sularına önemli düzey-lerde geçerler. Canlıların böyle kontamine su ve besinlerle uzun sü-re beslenmesi kronik bir toksisiteye neden olabilir. Yapılarında bor taşıyan ilaçların hayvanlara uygulanması sonucunda önemli düzey-lerde bor süte geçer. Bu durum süt emen canlılar için bir zehirlenme riski taşımaktadır (3, 5,6,8). Doğal ve endüstriyel kirlenmeler borun hayvansal dokulara ve oradanda insanlara yansımasına neden ol-maktadır. Borla kirlenmiş böyle besinleri tüketen insanlarda zehir-lenmeler görülebilmektedir. Çeşitli yollarla organizmaya alınan çok küçük miktarlardaki bor veya bor bileşikleri her zaman bir kro-nik zehirlenme tehlikesi oluşturur. Çünkü borik asit ve boraks orga-nizmada birikme özelliğine sahip bileşiklerdir( 12).

Bor, bori k asit ya da boraks halinde merhem, toz veya solüsyon olarak kullanıldığında, herhangi bir nedenle organizma ilc temas et-tiğinde, ağızdan verildiğinde bağırsaklardan, uygulandığı deriden, yaralardan, ya da diğer mukozalardan alındığında kolaylıkla emile-rek kana geçmektedir. Kan yoluyla herhangi bir fark gözetmeksizin

(3)

66 ABDULLAH DOGAN-B. CEM LİMAN-NECATI UTLU

crganizmanın bütün bölgelerine dağılır ve değişmeden organ ve doku-larda toplanır (6, 12).

Etki mekanizması tam olarak aydınlatılmış olmamakla. beraber etkisi organizmada ATP sentezini azaltmasına bağlanmaktadır(6).

Atılma hızı emilme hızına göre çok yavaştır. Eliminasyonda id-rar ve safra yolu birinci derecede' rcl oynamaktadır. Karaciğerden safraya geçen bor bileşikleri, bağırsaklara geldiğinde buradan tekrar geri emilerek kana geçmektedir. Bur durum borun vucutta kalma süresini uzatır. Borun atılmasında ter, tükrük ve süt salgısı ikinci derecede bir rol oynar(6).

Zehirlenmelerde toksik etkiler, merkezi sinir sistemi, vasküler ve sindirim sistemi düzeyinde ortaya çıkar. Bu nedenle daha çok gast-ro -enteritis, kU5ma, ishal, zaafiyet, hareketsizlik, tremorlar, konvul-ziyanlar, genel felç ve sonuçta kollaps belirtileriyle karşılaşılır. Akut zehirlenme olaylarının çoğunluğunda eritem ve purpurea şeklinde deri lezyonları da gözlemlenir (12).

Bu ç"Jışmada Kars bölgesinde insan ve hayvanların tükettiği iç-me suyu ve akarsu örneklerindeki bor düzeylerinin toksikolojik açıdan bir zehirlenme riski taşıyıp taşımadığının araştırılması amaçlanmıştır.

Materyal ve Metot

1. MateT),al: Bu çalışmada Kars bölgesinden toplanan 50 adet su numunesi incelendi.

a. Araç ve Gereçler: Çalışm;:ı.da, hassas terazi, pH metre, sıcak su banyosu, büret, erlenmayer, balonjoje, damlalık, saf su cihazı, pisct ve pipetler kullanıldı.

b. Kimyasal Maddeler: Borik asit

Boraks Metil oranj

Hidroklorik asit Merck art. F enolfitaIein Sodyum hidroksit Gliserin Merck art. 160 Merck artı. 6303 M.e.-Bell NB 348 314 Merck art. 7233 Merck art. 6462 Merck art. 4093

2. Metot: Bor analizi Alpar, R.S. (2) nin potansiyometrik yön-temine göre yapıldı. Bir erIenmayere alınan 100 ml' lik su numunesi

(4)

KARS BÖLGESİ SULARINDA BOR DÜZEYLERİ 67

üzerine suda

%

0.1 'lik olarak hazırlanmış metil oranj indikatörün-den bir damla damlatıldı. İyice karıştırıldıktan sonra 0.25 N'lik hidroklorik asit ile renk kırmızı oluncaya kadar asitlendirildi. Olu-şan karbon dioksitin uçması için numune iyice karıştırılarak 5 dakika kadar kayn:atıldı ve soğutuldu. Üzerinde

%

70'lik alkolde hazırlanıan fenl:>lfitalein çözeltisinden beş damla damlatıldı ve iyice karıştırıldı. 0.05 Normallik hazırlanmış sodyum hidrok~it ile rengi gül pembesi 0-luncaya kadar (pH: 8-8.4) alkali yapıldı. Daha sonra pH metrede pH'sı hidroklorik asit yardımıyla 7. 6'ya ayarlandı. Üzerine 20 ml gliserin ilave edildikten sonra pH'sı sodyum hidroksit çözeltisi yar-dımıyla 7. 6'ya getirildi. Harcanan i ml sodyum hidroksit 0.16 mg bora tekabül ettiği kabul edilerek sonuçlar istatistiki (5) olarak hesap-landı.

Bulgular

Kars ili bölgesinin çeşitli yerlerinden alınan içme suyu ve akarsu örneklerinde yapılan analizler sonucu O . 4-8 ppm ile 2.88 ppm arasında bor miktarı bulundu. En yüksek miktara veteriner fakültesi lojmanlarından A blokda, en düşük miktara ise itfaiye müdürlüğün-deki borluk suyunda rastlandı. Analiz edilen bütün numune so-nuçlarının istatistiksel ortalaması (X::!::SX)

%

0.113-1:0.043 mg yani 1. 13:::!::0.43ppm düzeyinde bulundu.

An'lliz edilen toplam 50 adet numuneden 18'inde yani % 36'sın-daki b0r miktarı 1 ppm ve daha altında bulundu. Analiz edilen nu-munelerin büyük bir çoğunluğunda yani 32 adedinde ise bor miktarı i ppm'in üzerinde tesbit edildi. Bu sayı 3naliz edilen numunelerin

%

64'ünü oluşturmaktadır.

Tartışma ve Sonuç

Doğada bulunan temel elementlerden birisi olma~ı nedeniyle tüm bitki, toprak, su ve canlılarda belirli düzeylerde bor bulunmak-tadır. (1, 6). Bitki, toprak, su ve besinlerde bulunan borun miktarı ve bunun insanlara veya diğer canlılara yansıması çevre ve be~in kir-lenmesi ilc yakından ilgilidir (3, 5). Borun organizmadan elimina~-yonunun çok yavaş olması nedeniyle uzun süre çok küçük miktarlar-da alınan bor atomunun canlıların organ ve dokularınmiktarlar-da depo edilerek, onlarda kronik bir zehirlenmeye neden olma tehlikesi her zaman mev-cuttur(12).

(5)

68 ABDULLAH DOGAN--B. CEM LİMAN-NECATi UTLU

Ülkemizde yem, besin, su ve hayvansal dokularda bor miktarının ne düzeyde bulunduğu yönünden FpıLm bir toksikolojik tarama çalış-masına rastlanılmamışt~r. Türkiyenin bazı yörelerinin bor yönünden oldukça zengin olduğu bilinmektedir.

Amerikada içme sul<ı.rında bor yönünden ön görülen en yiil~ek değer 1 ppm olarak kabul edilmiştir(6). Halbuki bunun tam 75 katı yani 75 ppm bor ihtiva. eden sularla beslenen r2.tlarda büyüme ve geliş-menin engellenmediği tesbit edilmiştir. Aneak 150-300 ppm bor taşı-yan sular ratlarda zehirlenme yapmı~tır. Borik asitin sulardaki 2500 p-prn'lik konsantrasyonıı (Borik asitin

%

17. 5'i bordur) ratlarda büyü-menin durmasına neden olmuştur( 6). Ağız yoluyl<:l.atlara 120 gr bo-rik asit verilmesi herhangi bir zehirlenme oluşturmamıştır. Aynı şekil. de aynı yolla 5-6 gr borik asit alan köpeklerde zelıirlenme görülme-miştir. Bir araştırlCıya göre hayvanlarda borik asidin toksik dozu 2.5-3 gr (kg'dır. Ancak 5-6 gr borik asit çocukları öldürmektedir. (12). Bu çalışmada tesbİt edilen bor miktarı ortalama 1.13~_1:0.4.-ppm'dir. Bor miktarı numunelerin

%

36'sında 1 !,pm'in ahırıda

%

64'ünde ıse 1 ppm'in üzerindedir.

Sonuç olarak, Kars ili bölgesinden toplanan su numunelerinde bor yönünden y2.pılan analiz sonucunda Amerikada ön görülen 1 ppm'lik düzeyden daha yüksek miktarda bor tesbit edilen numuneler, toplam numunenin

%

64'ünü oluşturmaktadır. Ancak tesbit edilen ortalama bor miktarı olan 1. 13~0.4 ppm'lik düzey, yukarıdaki li-teratür verilerinden de anlaşılacağı üzere insan ve hayvanlar yönün-den herhangi bir akut ve kronik zehirlenme riski taşımaz. 75 ppm bor ihtiva eden sularla beslenen ratlarda zehirlenme görülmemesi bu-lunan bu sonuçların eanlı sağlığı açısından ne kadar önemsiz olduğunu göstermektedir. Ayrıca yapılan analiz yalnız içme sularını değil akar-sularıda kapsadığı göz önüne alınmalıdır. Bu sonuçların bölge suyu kalitesi hakkında bir fikir verebileceği kanısındayız.

Kayna/dar

i. Akınan, M.Ş.(19G9). Anorgıınik Ki",yıısııl ToksikolDjinin Esasları. A.Ü. Veteriner Fakül-tesi Yayınları 1'\0; 246. A.C. Basımevi, !\nkara.

2. Alpar, R.S. (191U). Sınai Ki,-".ya Anali.: Metotları. Cilt ı.2. Baskı. LÜ. Yayınları, İs-tanbuL.

3. Booth, N.H., MeDonaid, L.E. (1988). Veterina~y Pharmacology and Thmıp'rılics. 6 th Ed. Iowa State Universty Press/Ames, Iowa.

(6)

KARS BÖLGESİ SULARıNDA BOR DÜZEYLERİ 69

5. Forth, W., Henschler, D., Rum.me!, D. (1983). AIgemeine und Spezielle Pharma-kologie und ToxiPharma-kologie. 4. Auflage. Bibliographisches Institüt, l'vfannheim.

G. Kaenımerer, K. (I 978). <ur horkonlaminaıion pflanzlieher ruıehrungs und fu!termiıtel sowie der kııhmileh. Ber. Münch. Tiedrz. Wochens. 91: 227-232.

7. I{ayaall), S.O. (I 937). Rasyonel Tedavi Yönünde" Tıbbi Farmakoloji. Cilt 1.4. Baskı. Toraman ve ı.;lucan Ivıatbaa~ı, Ankara.

8. Lambert, M.J., Ryan, P.J. (1990). Boron nulrilioıı of pinus radiala in relatio/ıs to solt

developmeııt and managemenl. Forest Eco!. ~ıanag. 30 (1-4): 345-53.

9. Özkazsnç, A.N. (1983): Veteriner Farmakoloji. Y.Y.Ü. Veteriner Fakültesi. Teksir 1'\0: 1983-1. Van.

LO. Sunam, G. (1982): Genel farmakoloji. Lü. Yayınları ","o: 3043. Modern Röprodük-siyon Ofset Basımevi, İstanbuL.

ll. Şanlı, Y., Kaya, S. (1991). Veteriner Farmakoloji ve İlaçla Sağıtım Seçenekleri. Medisan Yayınları. Yayın 1'\0: 4. feryal Matbaacılık, Ankara.

12. Şanlı, Y., Kaya, S. (1992). Veteriner Klinik Toksikoloji. Medisan Yayınları. Yayın No: 5. Gri Ajans, Ankara.

Referanslar

Benzer Belgeler

Thus, we expect that sensitivity of FPI to information and asymmetric information advantage of FDI by its nature would cause capital liberalization in emerging

Marshall-Lerner koşuluna göre; ithalat talebi ile ihracat talebinin fiyat esneklikleri toplamının T veya daha büyük olması durumunda milli paranın yabancı paralar

Tütenk, Milli Mücadelede Denizli, s.12, Köstüklü, Milli Mücadelede Denizli, Isparta, s.102, Denizli’den Kuva-yı Milliye hareketine Hamdi Bey dışında Komiser Mehmet

Örnek olarak bkz.. Sertel’in, örneğin 23 Temmuz 1941 tarihli yazısında, Lozan’a büyük övgüler dizmesinin en önemli nedenidir. Zekeriya Sertel’in hükümet

Mustafa Kemal, Ta’lîm ve Terbiye-i Askeriyye Hakkında Nokta-i Nazarlar, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayını, Ankara, 2011... Ancak “Ta’lîm

Dönemin Bağbakanı ðsmet ðnönü ise 1935 yılı nüfus sayımı sonuçları hakkında Ülkü Dergisine verdißi demecinde, 1927 yılında yapılmığ olan nüfus

Uluslar arası Atatürk ve Güzel Sanatlar Sempozyumu Bildirileri (26-27 Ekim 2001/Ankara), Yay.haz.: Nail Tan ve Hayrettin İvgin, Cumhuriyet, Kültür ve Tanıtma Vakfı

Tamada and Baba 2 first identified Beet necrotic yellow vein virus (BNYVV) as the cause of rhizomania when they isolated the virus from infected plants of sugar beet fields in