• Sonuç bulunamadı

Sürdürülebilirlik düşüncesi-mimarlık etkileşimine alternatif bir bakış: "Yer"in çevre bilincine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sürdürülebilirlik düşüncesi-mimarlık etkileşimine alternatif bir bakış: "Yer"in çevre bilincine etkisi"

Copied!
176
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FEN B L MLER ENST TÜSÜ

SÜRDÜRÜLEB L RL K DÜ ÜNCES -M MARLIK

ETK LE M NE ALTERNAT F B R BAKI :

“YER” N ÇEVRE B L NC NE ETK S

Y. Mimar Ay en C RAVO LU

F.B.E. Mimarlık Anabilim Dalında Bina Ara tırma ve Planlama Programında Hazırlanan

DOKTORA TEZ

Tez Savunma Tarihi : 9 ubat 2006

Tez Danı manı : Prof. Dr. Harun BATIRBAYG L (YTÜ) kinci Tez Danı manı : Prof. Dr. Mark JARZOMBEK (MIT) Jüri Üyeleri : Prof. Dr. Zekiye ABALI (YTÜ)

: Prof. Dr. Nur ES N ( TÜ)

: Doç. Dr. Deniz ER NSEL ÖNDER (YTÜ) : Doç. Dr. Deniz NCEDAYI (MSGSÜ)

(2)

EK L L STES ……… iv Ç ZELGE L STES ………... vi ÖNSÖZ………. vii ÖZET……… viii ABSTRACT……….. ix 1. G R ……….……...

1.2 Ara tırmanın Amacı, Kapsamı ve Kullanılan Yöntem……… 1.3 Kullanılan Terminoloji………. 2. M MARLIKTA ÇEVREC YAKLA IMLAR……….………… 2.1 Çevreci Yakla ımların Tarihsel Ba lamı ve Kavramların De i imi………. 2.2 Kar ıtlıklar Üzerinden Bir Okuma………. 2.2.1 nsan-Do a kilemi………. 2.2.2 Do a-Teknoloji kilemi……….. 2.2.3 Kent-Kır kilemi………. 2.3 De erlendirme……… 3. SÜRDÜRÜLEB L RL K DÜ ÜNCES -M MARLIK ETK LE M NE

ELE T REL B R BAKI ……….. 3.1 Sürdürülebilir Kalkınma Kavramı ve Ele tirisi……….. 3.2 Sürdürülebilirlik: Bir Uzla ma Platformu……….. 3.3 Mimarlıkta Toplumsal Sorumluluk ve Me ruiyet Arayı ı………. 3.4 Sürdürülebilir Mimarlı ın kilemleri………. 3.5 Sürdürülebilirlik Dü üncesinde Mimarlı ın Yeri……….………. 3.6 De erlendirme……… 4. ÇEVREC L KTE M MARLI IN YER NE L K N ALTERNAT FLER:

MEKANIN KULLANICI B L NÇ DE KL NE ETK S

4.1 Küreselle me, Tüketim Toplumu ve Muhalif Yakla ımlar……… 4.2 Toplumsal Ko ullar ve Çevre……….……… 4.3 Çevresel ve Toplumsal Sürdürülebilirlik………..……. 4.4 Çevresel Sürdürülebilirlik çin Bilinç De i ikli inin Önemi……… 4.5. Çevre Bilincine Etki Eden Unsurlar……….……….. 4.5.1 Kent Mekanının Çevre Bilincine Katkısı………...…...………. 4.5.1.1 Toplumsal Kimli in Önemi………..………. 4.5.1.2 Yer Üzerine……… 4.5.1.3 Mahalle Üzerine……….……… 4.5.1.3.1 Türkiye’de Mahallenin Tarihçesi………... 4.5.1.3.2 Mahallenin Toplumsal ve Yönetsel Önemi………...……… 4.6 De erlendirme: Çevre Bilincinde Mekanın Yeri Üzerine Kurulan Model…

1 3 4 6 6 16 16 17 19 20 21 21 23 27 31 33 38 39 39 43 45 47 50 53 53 55 56 57 59 61

(3)

ETK S N N STANBUL BO AZ Ç ÖRNE NDE ARA TIRILMASI... 5.1 Alan Çalı masının Amacı, Kapsamı ve Kullanılan Yöntem……….. 5.1.1 Alan Çalı masının Yöntemi “Mekan Dizimi (Space Syntax)” Üzerine…… 5.1.2 Örneklemin Seçimi………...……….. 5.1.2.1 Arnavutköy, Kuzguncuk ve Kandilli’nin Sosyo-Demografik Yapısı ……... 5.2 Arnavutköy Yerle iminin ve Semt Giri iminin Kısa Tarihçesi……….…… 5.2.1 Arnavutköy Yerle imi………..……….. 5.2.2 Arnavutköy Semt Giri imi……….……… 5.3 Kuzguncuk Yerle iminin ve Semt Hareketinin Kısa Tarihçesi………. 5.3.1 Kuzguncuk Yerle imi………..………... 5.3.2 Kuzguncuk Semt Hareketi……….……… 5.4 Kandilli Yerle iminin Kısa Tarihçesi………. 5.5. Mekan Dizimi’yle Arnavutköy, Kandilli ve Kuzguncuk’un ncelenmesi... 5.5.1 Arnavutköy’ün Mekan Dizimi Yöntemiyle ncelenmesi………... 5.5.2 Kandilli’nin Mekan Dizimi Yöntemiyle ncelenmesi……… 5.5.3 Kuzguncuk’un Mekan Dizimi Yöntemiyle ncelenmesi……… 5.6 Bulgular………..… 6. SONUÇLAR VE TARTI MA………... 6.1 Öneriler………... KAYNAKLAR………. EKLER……….. Ek 1 Arnavutköy, Kandilli ve Kuzguncuk’un Mekan Dizimi Analizinin

Ayrıntılı De erleri……….. Ek 2 Vaniköy Yerle iminin Mekan Dizimi Yöntemiyle ncelenmesi……… ÖZGEÇM ……….. 64 64 67 70 76 81 81 84 87 87 89 93 93 94 97 103 107 110 119 122 128 128 151 167

(4)

Sayfa ekil 2.1 Kuramlar, politikalar ve uygulamalar arakesitinde çevreci yakla ımlar...

ekil 3.1 Çevrecili in reklam aracı olarak kullanılması…...………... ekil 3.2 Çevrecili in reklam aracı olarak kullanılması…...………... ekil 3.3 Çevrecili in reklam aracı olarak kullanılması…...………... ekil 3.4 Mimarlıkta sürdürülebilir tasarım ve kirlili in önlenmesinin kavramsal

çerçevesi……… ekil 4.1 Lebbeus Woods’un Havana için önerisi……….……….. ekil 4.2 Coop Himmenb(l)au’nun Havana için önerisi………..………… ekil 4.3 Anarchitektur dergisinin kapakları………….………... ekil 4.4 Sürdürülebilirlik söylemi, genel yakla ımlar……… ekil 4.5 Çevre bilincini etkileyen sosyo demografik unsurlar……… ekil 4.6 Çevre bilincini etkileyen di er unsurlar……… ekil 4.7 CIS Ara tırma A ı, genel model………...……… ekil 4.8 Çevre bilincinde mekanın yeri üzerine kurulan model……….…. ekil 5.1 Olası köprü güzergahları üzerine spekülasyonlar……….. ekil 5.2 Olası köprü güzergahları üzerine 1977 tarihli bir harita………... ekil 5.3 Olası köprü güzergahının bilgisayar ortamında görselle tirilmesi……… ekil 5.4 Arnavutköy Semt Giri imi logosu………. ekil 5.5 Kuzguncuk Bostan Hareketi, gazete kupürü………. ekil 5.6 Arnavutköy yerle iminin 1/10000 ölçekli haritasında doluluk bo luk analizi………...……….

ekil 5.7 Arnavutköy yerle iminin aksiyel haritası………. ekil 5.8 Arnavutköy yerle iminin makro düzeyde analizi………. ekil 5.9 Arnavutköy yerle iminin mikro düzeyde analizi……….. ekil 5.10 Arnavutköy yerle iminin global ve yerel bütünle me de erlerinin

korelasyonu……… ekil 5.11 Kandilli yerle iminin 1/10000 ölçekli haritasında doluluk bo luk

analizi……… ekil 5.12 Kandilli yerle iminin aksiyel haritası………... ekil 5.13 Kandilli yerle iminin makro düzeyde analizi………... ekil 5.14 Kandilli yerle iminin mikro düzeyde analizi……… ekil 5.15 Kandilli yerle iminin global ve yerel bütünle me de erlerinin

korelasyonu……… ekil 5.16 Kuzguncuk yerle iminin 1/10000 ölçekli haritasında doluluk bo luk

analizi……… ekil 5.17 Kuzguncuk yerle iminin aksiyel haritası………... ekil 5.18 Kuzguncuk yerle iminin makro düzeyde analizi……….. ekil 5.19 Kuzguncuk yerle iminin mikro düzeyde analizi………... ekil 5.20 Kuzguncuk yerle iminin global ve yerel bütünle me de erlerinin

korelasyonu……… ekil 6.1 Çevre bilinci üzerine kurulan genel model………... ekil Ek 1.1 Arnavutköy yerle iminin makro düzeyde analizi ve aksiyel do ruların

numaraları……….. ekil Ek 1.2 Kuzguncuk yerle iminin makro düzeyde analizi ve aksiyel do ruların

numaraları……….. ekil Ek 1.3 Kandilli yerle iminin makro analizi ve aksiyel do ruların numaraları…. ekil Ek 1.4 Arnavutköy yerle iminin ba layıcılık haritası……….. ekil Ek 1.5 Arnavutköy yerle iminin kontrol haritası……….. ekil Ek 1.6 Kandilli yerle iminin ba layıcılık haritası………

15 24 25 25 35 41 41 42 49 51 51 54 63 74 75 75 86 91 94 95 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 106 121 128 128 129 146 146 147

(5)

ekil Ek 1.9 Kuzguncuk yerle iminin kontrol haritası……….. ekil Ek 2.1 Vaniköy yerle iminin 1/10000 ölçekli haritasında doluluk bo luk

analizi……… ekil Ek 2.2 Vaniköy yerle iminin aksiyel haritası………... ekil Ek 2.3 Vaniköy yerle iminin makro düzeyde analizi………... ekil Ek 2.4 Vaniköy yerle iminin mikro düzeyde analizi………... ekil Ek 2.5 Vaniköy yerle iminin global ve yerel bütünle me de erlerinin

korelasyonu………... ekil Ek 2.6 Vaniköy yerle iminin ba layıcılık haritası……… ekil Ek 2.7 Vaniköy yerle iminin kontrol haritası………... ekil Ek 2.8 Vaniköy yerle iminin makro analizi ve aksiyel do ruların numaraları…

150 151 152 153 154 155 156 157 158

(6)

Çizelge 2.1 Çevreci yakla ımların tarihsel ve kavramsal geli imi………... Çizelge 2.2 Önemli çevreci politikaların tarihsel geli imi………... Çizelge 2.3 Çevreci literatür ve ili kili oldu u kavramların tarihsel ba lamı……….. Çizelge 3.1 Pasif ve Dü ük Enerji Mimarlı ı Konferansı’na katılan doktora

ö rencilerinin çalı ma alanları……….. Çizelge 3.2 Pasif ve Dü ük Enerji Mimarlı ı Konferansı’na katılan doktora

ö rencilerinin ara tırma kapsamları……….. Çizelge 3.3 Sürdürülebilirli in kaynakları………... Çizelge 5.1 Türkiye’de mahalle ölçe indeki kentsel aktivist eylemlerin sıralanması.. Çizelge 5.2 Arnavutköy, Kandilli ve Kuzguncuk mahallelerinin cinsiyete ba lı

demografik yapısı……….. Çizelge 5.3 Arnavutköy, Kandilli ve Kuzguncuk mahallelerinin ya grubuna ba lı

demografik yapısı……….. Çizelge 5.4 Arnavutköy, Kandilli ve Kuzguncuk mahallelerinin do um yerine ba lı demografik yapısı……….. Çizelge 5.5 Arnavutköy, Kandilli ve Kuzguncuk mahallelerinin istihdam durumuna ba lı demografik yapısı………. Çizelge 5.6 Arnavutköy, Kandilli ve Kuzguncuk mahallelerinin okuma-yazma

durumuna ba lı demografik yapısı……… Çizelge 5.7 Arnavutköy, Kandilli ve Kuzguncuk mahallelerinin e itim durumuna

ba lı demografik yapısı………. Çizelge 5.8 Kandilli, Kuzguncuk ve Arnavutköy mahallelerinin konut kira de erleri Çizelge 5.9 Kandilli, Kuzguncuk ve Arnavutköy mahallelerinin konut satı

de erleri………. Çizelge 5.10 Kandilli, Kuzguncuk ve Arnavutköy mahallelerinin i yeri kira de erleri Çizelge 5.11 Kandilli, Kuzguncuk ve Arnavutköy mahallelerinin i yeri satı

de erleri………. Çizelge 5.12 Arnavutköy, Kandilli ve Kuzguncuk’ta bütünle me de erleri regresyon analizi……… Çizelge Ek 1.1 Arnavutköy yerle iminin aksiyel do rularının ayrıntılı de erleri……… Çizelge Ek 1.2 Kandilli yerle iminin aksiyel do rularının ayrıntılı de erleri………….. Çizelge Ek 1.3 Kuzguncuk yerle iminin aksiyel do rularının ayrıntılı de erleri………. Çizelge Ek 2.1 Vaniköy yerle iminin aksiyel do rularının ayrıntılı de erleri………….

6 7 12 30 30 34 72 76 77 77 77 78 79 80 80 80 80 108 130 134 142 159

(7)

Bu çalı ma bana, doktora sürecinin, güçlükler ve ke iflerle örülü oldukça ilginç deneyimler kazandıran verimli bir dönem oldu unu gösterdi. Ku kusuz ülkemizde ara tırmacı olmak belirli kısıtlılıkları en ba ından kabullenmeyi gerektiriyor. Ancak bu sınırlar, bizleri daha fazla çaba göstermeye, ufkumuzu geni letmeye ve üretkenli e yöneltiyor. Üstelik sürecin önemli bir parçası olan dü ünsel çaba, bu co rafyadan bakıldı ında mevcut “bilgi”nin farklı yorumlarını da önümüze seriyor. Doktora sürecinin en özgün yanını da, bu kendini gerçekleme süreci olu turuyor.

Çalı mayı adım adım geli tirdi im be yıl boyunca öncelikle dü üncelerinden yararlandı ım yazarlara te ekkür etmek istiyorum. Kanımca her çalı ma, alandaki bir bo lu u, bir di erine eklemlenerek doldurabildi i sürece anlamlı olabilir. Bu nedenle burada sunulan ara tırmanın kuramsal altyapısını hazırlamama yardımcı olan benden önceki ara tırmacılara çok ey borçlu oldu umu belirtmem gerekiyor. Ayrıca bu zorlu süreci canlı tutan, ö retici kılan pek çok ö retim üyesi ve arkada ımın somut deste ini gördü ümü söylemeliyim.

Henüz lisans üçüncü sınıf ö rencisiyken “üniversite” ve “ö retim üyesi” kavrayı larımı de i tiren, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimari Tasarım Kuram ve Yöntemleri Bilim Dalı’nda ara tırma görevlisi olarak göreve ba lama sürecinde bana destek veren, gerek doktora çalı masında, gerekse de asistanı oldu um on yıl boyunca yaptı ımız tartı malarda sınırların dı ında olmanın enerjisini ya adı ımız Prof. Dr. Harun Batırbaygil’e; Çalı manın geli iminde beni hep bilimsel dü üncenin olanaklarına yönlendiren ve tezin de erlendirmesini her seferinde büyük bir sabır ve titizlikle yapan Prof. Dr. Zekiye Abalı’ya; Yapıcı ele tirileriyle her zaman deste ini esirgemeyen ve kendime olan güvenimi peki tiren Prof. Dr. Nur Esin’e;

Büyük bir özveriyle çalı mayı de erlendirip önerilerde bulunan Massachusetts Institute of Technology, Mimarlık ve Sanat Tarihi, Kuramı, Ele tirisi Bilim Dalı Ba kanı Prof. Dr. Mark Jarzambek’e;

Tezin alan çalı masının Mekan Dizimi programıyla de erlendirilmesinde görü lerinden yararlandı ım ve her a amada deste ini hissetti im Doç. Dr. Deniz Erinsel Önder’e;

Olumlu bakı ıyla güçlüklerden her zaman bir çıkı yolu bulmamı sa layan Doç. Dr. Deniz ncedayı’ya;

Alan çalı ması üzerine bana önemli kaynaklar sa layan ve ara tırmaya açılımlar getiren Doç. Dr. Günhan Danı man ve Özden Danı man’a;

Sürekli yaptı ımız tartı malarla tezin geli mesini sa layan Dr. Selim Ökem’e;

Görü leriyle çalı mamı zenginle tiren ve tez çalı ması boyunca beni destekleyen Prof. Dr. Bülent Tarım, Doç. Dr. Bülent Tanju, Dr. Zühre Sözeri, Pelin Tan, Tolga Öz ve Öner Ciravo lu’na;

Ve son olarak ancak aynı derecede önemle tüm akademik ya amım boyunca beni pek çok fedakarlık yaparak destekleyen anneme;

te ekkür ediyorum.

(8)

Bugün çevre sorunlarına, ana akımın mimarlık mesle ine sundu u öneriler çerçevesinden de il, ele tirel de erlendirmeler içeren ve alternatifleri arayan bir gözle bakılmasının gere i öne çıkmaktadır. Bunun nedeni tezin ikinci bölümünde yer alan çevreci kavramların tarihsel geli imi ve dönü ümünden açıkça izlenebilmektedir. Çevre tartı malarının bugün ula tı ı a amada sıklıkla kullanılan terminoloji, kalkınmaya referansla tanımlanan ve konunun sadece çevresel de il toplumsal ve ekonomik boyutunu da içine alan sürdürülebilirlik kavramıdır. Ancak bu noktada tezin üçüncü bölümünde yer verilen ele tirel de erlendirmeye gereksinim olmaktadır. Buna göre, sürdürülebilirlik kavramının yepyeni bir parametre olarak tüm mevcut uygulamaları alt üst edebilece i yakla ımı dayanaksızdır. Dahası temelde tüketim toplumlarının ele tirisini ta ıması beklenen kavramın kendisi bugün tüketim nesnesi haline gelmi tir.

Bu çerçeveden bakıldı ında sürdürülebilirlik dü üncesinde mimarlı ın yeri üzerine alternatif yakla ımların gere i açıkça göze çarpmaktadır. Çünkü çevre konularında “gerçek anlamda” bir de i im yapılmak isteniyorsa bu ancak toplumların sürdürülemez tüketim alı kanlıklarının dönü ümüne ba lıdır. Çalı manın dördüncü bölümünde ayrıntılarıyla tartı ılan bu tutum yapıların ve kentlerin kullanıcıları olan insanı da içine alan geni bir perspektifi zorunlu kılmaktadır. Bir ba ka deyi le yapıların, kentlerin çevreci nitelikler kazanması önemli ölçüde kullanıcıların bunları benimsemesiyle ilintilidir. Bu kapsamda “yer”in, yapılı çevrenin özelliklerinin kullanıcıların çevre bincine etkisi bugün önemli bir ara tırma alanını olu turmaktadır.

Bu çalı manın öne sürdü ü ana sav, kullanıcıların çevrelerine kar ı duyarlılık göstermesinde, di er etkenlerin yanında mimarlı ın da rolünün oldu u dü üncesidir. Tezin be inci bölümünde ayrıntılarının izlenebilece i bu yakla ım, çevre bilinci üzerine kurulan modelin sınanmasıyla sonuçlanmaktadır. Bu kapsamda stanbul Bo aziçi’nde, çevre bilincinin kamuya yansıdı ı düzeyde gözlenebilir oldu u Arnavutköy ve Kuzguncuk örnekleriyle, gözlenemedi i Kandilli yerle mesi üzerinden bu bilincin “yer”le ili kisi aranmı tır. Mekanın toplumsal içeri ini ortaya koyan analiz yöntemi, “Mekan Dizimi” kullanılarak yapılan de erlendirmelere göre kent mekanı, toplumsal kimlik kuramları aracılı ıyla oldu u gibi yapıların olu turdu u mekansal örüntüyle de çevre bilincini yaratma potansiyeline sahiptir. Altıncı bölümde alan çalı masının bulgularıyla birlikte tüm sonuçlar özetlenmekte ve ileride yapılabilecek ara tırmalara yön verilmektedir.

Anahtar kelimeler: Sürdürülebilirlik, mimarlık, ele tiri, çevre bilinci, yer, kentsel örüntü, Mekan Dizimi.

(9)

Instead of looking through impositions of the mainstream towards the discipline of architecture, today, it is essential to approach environmental problems in an alternative way including critical evaluations. In the second chapter of the study where development and transformation of environmental concepts in architecture and design is outlined, it is observed that the transition in concepts disguises social and political shifts. Therefore it is not surprising that sustainability, the frequently used terminology today in environmental discussions, covering environmental, social and economic aspects, is defined in reference to development. However, here, a critical evaluation is seen to be necessary. According to the third chapter of the thesis, the thought that the concept of sustainability shall reverse all of the current practices suggesting a brand new paradigm is out of basis. On the contrary, Western construction sustainable development represents a compromise for groups and sectors having totally opposing interests, therefore it carries more hypocrisy than environmental devotion. Moreover, today, the concept which is expected to carry a criticism of the spending society faces one of the most important merits: rapid consumption.

Looking through this framework it is found to be essential to develop alternative approaches on architecture’s place in the studies for nature, ecology, environment and sustainability. Because it is obvious that equipping architecture with environmental technology does not contribute too much to the saving of the world. On the other hand naturalistic solutions in buildings to protect environment does not radically differ from the practices of the earlier centuries. Besides today architecture can not be fully understood without the forces of capitalism, spending society and globalization and therefore environmental problems seem to require a more generalist approach. It is observed that the “real” differences in environmental matters, mostly depends on transitions in societies’ unsustainable habits. This idea, discussed in detail in the fourth chapter of the research, requires a broad perspective covering humans (the user of the building, city and its structure) and social conditions. It is obvious that environmental features of the buildings and cities mostly depend on people’s choices and their adoption. In this context on environmental awareness of residents, the effects of place, the milieu that the buildings create, constitutes an important research area.

The main hypothesis of this study is that, besides other influences, place with its urban/spatial pattern has a role in environmental awareness. This approach which can be followed in the fifth chapter of the thesis, results with the testing of the model founded related to environmental consciousness. In this context three Bosphorus settlements in Istanbul, Turkey are examined and compared, and the relationship between spatial pattern and environmental awareness is searched. The effective NGO activity in two of the selected settlements caused by a potential environmental devastation concerning the neighborhood, formed the reason of the selection of this particular case study. The third settlement, although it was exposed to the same environmental damage, and no opposing activities were determined, formed the control sample. In the investigation made, using Space Syntax as a method to evaluate social logic of space, findings of the case study reveals the similarities of the spatial pattern in two of the settlements that form a neighborhood character and therefore carry the medium to establish a NGO activity which might be called as an environmental protective behavior. The differences in the third analyzed settlement which carry the same socio demographic and natural factors but in which environmental act was not seen, reveals the importance of the urban pattern. As a conclusion, place with its pattern together with social identification methods is found to hold the potential to raise environmental awareness.

Keywords: Sustainability, architecture, criticism, environmental awareness, place, urban pattern, Space Syntax.

(10)

1. G R

Bir ara tırmanın sadece bir di erine neden oldu unu, kitabın kitaba gönderme yaptı ını, aramanın her zaman bulmak, bulmanın ise haberdar olmak anlamına gelmedi ini ve bu yüzden kusursuzlu un pe ine dü menin Arcadia’nın ilk sakinlerinin yaptı ı gibi güne i takip etmek oldu unu gördüm. Güne in dinlenmekteymi gibi gözüktü ü tepeye ula tıklarında o, onlardan hâlâ aynı uzaklıktaydı (Adler, 1975; s.8). Adler (1975) Ecological Fantasies (Ekolojik Dü lemler) ba lıklı kitabında çevre kirlili i konusundaki ara tırmasının sınırlarından söz ederken Samuel Johnson’ın sözlü ünün önsözünden yukarıdaki satırları alıntılamaktadır. Adler de çevre kirlili inin tüm yönlerini kapsamanın güne i takip etmek gibi sonu olmayan bir görev olaca ını dü ünmü tür. Konu üzerine yazılmı 600’den fazla kitap oldu unu belirten yazar, bu kaynaklara rapor, makale, konu ma, toplantı, tartı ma ve programları da ekleyince çalı manın, içinden çıkılamaz bir hale gelebilece ini vurgulamaktadır. Bu nedenle, Johnson’ın yaptı ı gibi, dünya bir sona yakla madan, titiz okuyucuyu canlı tutacak yeterli malzeme içerdi ine inandı ı çalı masını bitirebilmek için ona sınırlar koyar. Böylelikle okumalarını Science, The New York Times ve yakla ık sekiz ayrı uzmanla mı çevre dergisiyle sınırlandırır. Ancak konuyla ilgili yayınların çe itlili i nedeniyle, temel varsayımlarını de i tirmeyecek yeni malzemeyle, kitabın tüm bölümlerinin kolaylıkla yeniden yazılabilece ini eklemektedir.

Bugün Adler’in kitabını yayımladı ı 1975 yılından bu yana, yazarın sözünü etti i literatür oldukça çe itlenmi ve geni lemi tir. 2003 yılı verilerine göre sadece Amerika Kongre Kitaplı ı’nda sürdürülebilir kalkınma üzerine yazılmı 4.410 kitap bulunmaktadır (Brand, 2003). Bu nedenle çevre konularında derinle mek isteyen ara tırmacının kolaylıkla içinde kaybolabilece i bu birikiminin sınırlarını saptamak ve konunun hangi boyutlarının ele alınabilece ini aramak çalı manın ilerleyebilmesinin ilk adımı olacaktır.

Bilindi i gibi bina yapımı ülke ekonomilerinin önemli bir parçasını olu turmaktadır. Binalar ise tasarım ve yapımdan, geli tirilme ve yenileme a amalarına kadar büyük miktarlarda malzeme, do al kaynak ve enerji kullanırlar. n aat için seçilen ürünler sadece kaynakları ve enerjiyi tüketmez aynı zamanda hava ve su kirlili i de olu turur. Mimarlı ın bir eylem olarak önemli ölçüde çevre etkisi yaratmakta olmasına kar ın mesle inin çevreyle ili kisinin sorgulanması yakın geçmi te insana ba ımlı olarak gerçekle tirilmi ve bu da konunun görsel, fizyolojik ve psikolojik etkilerle sınırlı kalmasına neden olmu tur. Oysa bugün enerji ve do al kaynakların tükenmekte oldu u gerçe i, fosil yakıtlarının fazlaca kullanımının açı a çıkardı ı

(11)

karbondioksit oranı ve buna ba ımlı olarak gezegenimizin ya adı ı iklimsel de i imler, toplumları her sektörde üretim ve tüketim biçimlerini tekrar gözden geçirmeye yöneltmi tir. Do al olarak bu de erlendirmeden mimarlık da payını almı tır.

Bu ba lamda 70’li yıllardan bugüne mesle in çevreyle kurdu u ili kiler irdelendi inde ba ta çevrenin sosyo-politik bir hareket olarak ara tırıldı ını görmekteyiz. Daha sonra “ye il” kavramıyla birlikte endüstrinin ye ille mesi konusu sorgulanmı , eko-tasarım ise gezegenin ekolojisine ve ya ayan türlere dost toplumlar, mekanlar, sistemler, malzemeler, ürünler ve projelerin tasarlanması olarak yorumlanmı tır. Son olarak sürdürülebilirlik kavramı Brundtland Raporu’yla “gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını kar ılama kabiliyetlerini tehlikeye atmadan bugünün ihtiyaçlarını kar ılayan geli im” olarak tanımlanmı ve böylelikle ilk kez gelecek vizyonu ön plana koyulmu tur. Bu da zaman boyutunun yanında etik ve sosyal sorumluluk dü üncelerini tekrar gündeme getirmi tir. Bu nedenle bugün sürdürülebilirlik kavramı eko-tasarımdan daha geni ve uzun dönemli bir vizyona kar ılık olarak kullanılmaktadır. Günümüzde sürdürülebilirlik kavramı, tasarımdan bina yapımına kadar mimarlı ın ilintili oldu u hemen hemen her sektörün gündeminde yer almaktadır. Ancak hem literatürün kaotik yapısı hem de konunun çok disiplinli boyutu mimari perspektif açısından dikkatli bir incelemeyi gerektirmektedir.

Bugün çevreci tasarım yakla ımlarıyla ilgili elimizdeki kaynakların çoklu u, 1980’lerde çevre konularına kamusal ve mesleki alanda gösterilen ilginin ani ve hızlı artı ının bir kar ılı ıdır ve bunlar temel çerçeveyi olu turmaktadır. 1990’lara gelindi inde, daha dikkatlice dü ünülmü , ele tirel yakla an, tasarım ve çevrenin geli mi ve geli mekte olan ülkelerdeki karma ıklı ının da farkında olan ikinci bir nesil ara tırmanın varlı ından söz edilebilir (Madge, 1993). Bugün ise, çevreci tasarım prati i ve ele tirisinin, anlam ve metodolojinin daha incelikli analiziyle ilgilenen üçüncü dalgasının ortaya çıktı ı söylenebilir Örne in 70’lerde vurgulanmaya ba lanan çevre kavramı ve kavrama yönelen ilgi, çevrenin ve do al kaynakların tahrip edilmekte oldu u dü üncesinden kaynaklanmaktaydı. Ancak zaman içinde bu tahribatın sorumlularının daha çok endüstrile mi ülkeler ve tüketim toplumları oldu u ortaya çıkmı tır. Günümüzdeyse, dünya nüfusunun %20’sinin dünya kaynaklarının %80’ini tüketti i (Madge, 1997) ve dünya nüfusun tümünün Kuzey Amerikalılar gibi ya aması için üç dünyaya daha ihtiyacımız oldu u (Simpson, 1997) gerçe i ülkeleri yakın geçmi te çevresel etkilerin azaltılabilmesi için uluslararası anla malar yapmaya itmi tir. Bu anlamda Rio ve Johannesburg zirveleri ülkeler arası çevre politikalarının olu turulmasını sa lamı tır. Ancak yapılan tartı malarda tüm ulusların aynı görü te oldu unu söylemek olası gözükmemektedir. Örne in, sera gazlarının azaltılması konusunda uluslararası anla malara imza atmamakta

(12)

direnen Amerika, tüketim biçimlerini ve miktarını de i tirmek yerine geli mekte olan ülkelerden kota satın almayı planlamaktadır (Davey, 2001). Bu da yeni bir sömürgecilik biçimini olu turmaktadır. Öte yandan iklim de i ikli i kimi ülkelerde kuraklık nedeniyle milli gelirin azalmasını da beraberinde getirmektedir. Bu bilgiler, çevre ile ili kili konuların siyasal, toplumsal ve ekonomik ba lamını ortaya koymaktadır.

1.1 Ara tırmanın Amacı, Kapsamı ve Kullanılan Yöntem

Yukarıda çizilen perspektiften yakla ıldı ında bugün çevre sorunlarına, ana akımın mimarlık mesle ine sundu u öneriler çerçevesinden de il, ele tirel de erlendirmeler içeren ve alternatifleri arayan bir gözle bakılmasının gere i öne çıkmaktadır. Bunun nedeni bir üst ba lıkta aktarılanların yanında tezin ikinci bölümünde yer alan çevreci kavramların tarihsel geli imi ve dönü ümünden de açıkça izlenebilmektedir. Çevre tartı malarının bugün ula tı ı a amada sıklıkla kullanılan terminoloji, kalkınmaya referansla tanımlanan ve konunun sadece çevresel de il toplumsal ve ekonomik boyutunu da içine alan sürdürülebilirlik kavramıdır. Ancak bu noktada tezin üçüncü bölümünde yer verilen ele tirel de erlendirmeye gereksinim olmaktadır. Buna göre, sürdürülebilirlik kavramının yepyeni bir parametre olarak tüm mevcut uygulamaları alt üst edebilece i yakla ımı dayanaksızdır. Dahası temelde tüketim toplumlarının ele tirisini ta ıması beklenen kavramın kendisi bugün tüketim nesnesi haline gelmi tir.

Bu çerçeveden bakıldı ında sürdürülebilirlik dü üncesinde mimarlı ın yeri üzerine alternatif yakla ımların gere i açıkça göze çarpmaktadır. Çünkü çevre konularında “gerçek anlamda” bir de i im yapılmak isteniyorsa bu ancak toplumların sürdürülemez tüketim alı kanlıklarının dönü ümüne ba lıdır. Çalı manın dördüncü bölümünde ayrıntılarıyla tartı ılan bu tutum yapıların ve kentlerin kullanıcıları olan insanı da içine alan geni bir perspektifi zorunlu kılmaktadır. Günümüzde sürdürülebilirlik yakla ımında, mimarlık mesle ine binaların dı ında bakan, yapıların olu turdu u ortamın çevresine etkisinin kullanıcıları da içine alan boyutuyla de erlendirilmesini yapan incelemeler azınlıkta kalmaktadır. Oysa yapıların, kentlerin çevreci özellikler kazanması önemli ölçüde kullanıcıların bunları benimsemesiyle ilintilidir. Bu kapsamda “yer”in, yapılı çevrenin niteli inin kullanıcıların çevre bincine etkisi bugün önemli bir ara tırma alanını olu turmaktadır.

Bugün içinde Türkiye’nin de bulundu u pek çok ulus, çevre bilincini gündemlerinin en üst sırasına ta ımı lardır. Bu ba lamda bu çalı manın öne sürdü ü ana sav, kullanıcıların çevreye kar ı duyarlılık geli tirmesinde, di er etkenlerin yanında, mimarlı ın da rolünün oldu u dü üncesidir. Tezin be inci bölümünde ayrıntılarının izlenebilece i bu yakla ım, çevre bilinci

(13)

üzerine kurulan modelin sınanmasıyla sonuçlanmaktadır. Bu kapsamda stanbul Bo aziçi’nde, çevre bilincinin ikisinde kamuya yansıdı ı düzeyde gözlenebilir oldu u ve birinde gözlenemedi i üç yerle me üzerinden bu bilincin “yer”le ili kisi aranmı tır. Mekanın toplumsal içeri ini ortaya koyan analiz yöntemi, “Mekan Dizimi” kullanılarak yapılan de erlendirmelere tezin be inci bölümü sonunda yer verilmi tir. Altıncı bölümde alan çalı masının bulgularıyla birlikte tüm sonuçlar özetlenmekte ve ileride yapılabilecek ara tırmalara yön verilmektedir.

1.2 Kullanılan Terminoloji

Her ne kadar bu çalı manın ikinci bölümünde çevre-mimarlık etkile iminin tarihsel ba lamı ve buna ba lı olarak kavramların geli imi ayrıntılarıyla incelenmi olsa da bu ba lık altında tez boyunca sıklıkla kullanılan terminolojinin seçimine de inilecektir. Üzerinde yapılan tüm ele tiri ve tartı malara kar ın ekoloji yerine çevre, ekolojik yerine sürdürülebilir kavramlarının kullanılması a a ıda aktarılan nedenlere ba lıdır.

Bookchin’e (1988) göre, çevrecilik aslında çevre mühendisli inden ba ka bir ey de ildir. Mevcut toplumun temel kavramlarını, özellikle de insanın do aya hükmetmesi dü üncesini sorgulamaz. Benzer biçimde bugün çevre ve ekoloji kavramlarının farklı bakı açılarıyla ili kilendirilerek tartı ıldı ı bilinmektedir. nsan merkezli ya da ekosistem merkezli, özne-nesne ili kisine dayalı ya da bütünsellik ta ıyan yakla ımlar ana ayrı ma alanlarını olu turmaktadır. Ku kusuz bu tez kapsamında ele alındı ı biçimiyle tüm çalı malara bütünsellik aranarak bakılması ve ekosistem merkezli dü ünülmesi gerekmektedir. Ancak yapılı çevrenin ekoloji bilimiyle ili kisinin her ölçekte sorunlu olu u mimarlık tartı malarında yukarıda aktarılan perspektifte çevreci tanımının kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Ku kusuz mimarlıkta ekolojik, ye il, sürdürülebilir yakla ımlar bir devamlılık gösterse de ayrıntılarda birbirinden farklılıklar ta ımaktadır. Tez kapsamında kavramlar arasındaki geçi ler de dü ünülerek tüm tartı maları içeren en son çerçeve terimlere yer verilmi tir. Bu ba lamda çevrecilik en geni anlamıyla tüm yakla ımları kapsayıcı bir üst ba lık olarak kullanılmı tır. Ancak çevre tartı malarının bugün geldi i a amada konunun çevresel, ekonomik ve toplumsal boyutuyla ele alınması gereklili i sürdürülebilirlik terminolojisini zorunlu kılmı tır. Bu terimin olası farklı yorumlarına üçüncü bölümde de inilmi tir. Bu nedenle tez ba lamında ele alını biçimiyle sürdürülebilirli in, insanın da içinde bulundu u ekosistemin sürdürülebilirli i kapsamında oldu u anımsanmalıdır.

(14)

“Yer” ise mekanın, insanı da içine alan yeni yorumuna kar ılık gelecek biçimde kullanılmı tır. Ancak çalı ma kapsamında kimi zaman “yer” kimi zaman ise “mekan” sözcü ünün seçilmesi yazım dilinin getirdi i bir zorunluluk olarak ortaya çıkmı tır.

(15)

2. M MARLIKTA ÇEVREC YAKLA IMLAR

Bu bölümde çevreci dü üncenin ortaya çıkı ı ve geli imi tarihsel ba lamı içinde ele alınmı tır. Öncelikle kavramların de i imi, farklı toplumsal ve siyasal ko ullarla da ili kilendirilerek aktarılmı tır. zleyen ba lıkta çevreci dü üncenin içerdi i ikilemlere yer verilmi tir.

2.1 Çevreci Yakla ımların Tarihsel Ba lamı ve Kavramların De i imi

Çevre konularıyla ilgili literatür bugüne dek türetilmi çok fazla kavramı içermektedir. Terimler arasındaki geçi ler farklı tutumları i aret etti i gibi toplumsal ve siyasal tavırların altında yatan de i imleri de yansıtmaktadır. Bu nedenle bu ba lıkta konu öncelikle kronolojik bir bakı la ele alınmı tır.

Çevreci yakla ımların tarihsel ba lamı açısından çevre tahribatının ba langıcı önem kazanmaktadır. Konuya ili kin genel kanı, belirgin çevre etkilerinin olu umunun sanayi devrimiyle ili kilendirilmesidir. Oysa ço u yazarın da belirledi i gibi çevre tahribatı mekanistik ve antiekolojik dünya görü ünün ortaya çıktı ı 15., 16. yy.’ın bilimsel rönesansından da önce ba lamı tır (Madge, 1993). Ancak konunun öneminin fark edilmesi 20. yy.’a tarihlendirilebilir.

Çizelge 2.1 Çevreci yakla ımların tarihsel ve kavramsal geli imi.∗ Tarih

Dönemler-Kavramlar Açıklama

15.-16. yy. Bilimsel Rönesans Çevresel Tahribatın Ba langıcı 18. yy. Sanayi Devrimi Sınırsız Büyüme Kavramının Kabulü 1960’lar Sosyo Politik

Yakla ımlar Çevrecili in Radikal Protest Bir Hareket Olarak Tanımlanması 1970’ler Enerji Hareketi Kâr Amaçlı Tasarım Anlayı ı

1980’lerin ba ı Mekanın

Sa lıkla tırılması nsan çin Tasarım Anlayı ı 1980’ler Post Endüstriyel

Tasarım Mevcut Endüstriyel Pratiklere Ele tiriler Yapılması 1980’lerin

sonu Ye il Tasarım Tasarım ve Çevrenin Teknik/Politik Bakı la Ele Alınması 1990’ların ba ı Eko Tasarım Tasarım Prati ine Ele tiriler Yapılması

1990’ların

sonu Sürdürülebilir Tasarım Bir Uzla ma Platformu Olu turma Çabaları

Tablonun olu turulmasında Madge (1993; 1997) ve Beaufoy (1993)’nun metinlerinden yararlanılmı ; ancak A.

(16)

Anna Bramwell∗, Ecology in the 20th Century: A History (20. yy.’da Ekoloji: Bir Tarihçe) ba lıklı kitabında, erken 20. yy.’da ekolojinin politik olarak sol hareketten çok sa a yakın oldu u ve Ulusal Sosyalist Parti’nin (National Socialist Party∗∗) ilk ye il parti olarak görülebilece i (rahatsız edici) gerçe ini gözler önüne seren ilk insan olmakla birlikte fa izm ve ekoloji arasında bir ba lantı olabilece i dü üncesini reddetmektedir (Madge, 1993). Madge (1993), ekolojizmin ça da tanımının solda olmasını, 1960’larda radikal alternatif bir hareket olarak tekrar ortaya çıkmasına ba lamaktadır. 1960’larda çevrecilik radikal protest bir harekettir ve çe itli yerlerden destek almaktadır: 60’ların yeni solu, kar ı kültür, 60’ların ortalarının toplumsal ekoloji hareketi, 70’lerin “dünya günü” çevrecileri, feminist hareket ve anti nükleer hareket (Beaufoy 1993).

Çizelge 2.2 Önemli çevreci politikaların tarihsel geli imi.

Çevre, yıllar boyunca insan etkinliklerinin gerçekle ti i ortamların mekansal ve toplumsal ö eleri olarak tanımlanmı tır. Bu dönem süresince çevrenin inorganik ve biyolojik ö eleri dikkate alınmamı tır (Lawrence, 1991). Ancak yine de Wolfgang Haug’a∗∗∗, çevre için en iyi tasarımı yapmanın yolları soruldu unda çevrenin, üzerine hiçbir ey söyleyemeyece imiz bir dünya oldu u ve içinde ormandaki hayvanlar gibi hareket etmemiz gerekti i yanıtını

Madge (1993) Anna Bramwell’i öyle kaynak göstermektedir: Bramwell, A., (1989), Ecology in the 20th

Century: A History, Yale University Press.

∗∗ Adolf Hitler’in lideri oldu u Ulusal Sosyalist Parti (National Socialist Party), kısaca Nazi Partisi olarak

bilinmektedir.

∗∗∗ Stairs (1997) Wolfgang Haug’u öyle kaynak göstermektedir: Haug, W., (1986), Critique of Commodity

Aesthetics, University of Minneapolis Press, Minneapolis.

Politikalar Tarih çerik

Ö renci Hareketi 1968 Sosyal devlet anlayı ının geli mesi, toplumsal, kültürel ve ekonomik

olanakların ço almasına neden olmu tur. Ye iller Partisi 1974 Fransa’da kurulmu tur.

Brundtland Raporu 1987 BM Genel Kurulu’na Sürdürülebilir Kalkınma Raporu sunulmu tur. Rio Dünya Çevre Kalkınma

Zirvesi 1992 Gündem 21 olu turulmu tur. Sosyal Ekoloji Partisi 2000 Fransa’da kurulmu tur.

(17)

vermi tir. Dünyayı sevmedi ini iddia eden bir fenomenolojist olan Arnold Berleant∗ ise, çevreyi, insanı ve yeri asimile eden dinamik bir algısal/kültürel sistem olarak tanımlamaktadır (Stairs, 1997). Tim O’Riordan∗∗, 1976 yılında tüm temel toplumsal konularıyla birlikte ele alındı ında çevresel perspektifin, ne uzla ma ne de barı çı bir çözüm sundu unu, daha çok çözümlere sürekli kar ı koyan, hâlâ ısrarla aracılık için çabalayan ve bo umutlar uyandıran kar ıtlıklar ya da farklı inanç ve eylem örüntüleri ortaya koydu unu söylemektedir (Madge, 1993).

Tasarım literatürü, yukarıda görülebilece i gibi, çevrenin pek çok farklı yorumunu barındırmaktadır. Çizelge 2.3’te konunun karma ık do ası ve kuramların 1970-1990 yılları arasındaki geli imi özetlenmeye çalı ılmı tır. ekil 2.1’de ise kuramlar, politikalar ve uygulamalardan bir kesit kar ıla tırmalı olarak sunulmu tur.

Konuya tarihsel açıdan bakarsak, 1970’lerdeki enerji krizi kaynakların gelecekte tükenece i konusunda bir uyarı olmu tur ancak ilgili dönemde asıl endi e edilen enerji kıtlı ından çok enerjinin bedeli ve bunun belirledi i politikalardır. Bu nedenle yapılarda uygulanacak her tür enerji tasarrufu maddi kazanç sa layaca ı için devlet tarafından desteklenmektedir (Burbery, 1991). Bu dönemde çevrecilik daha çok sosyo-politik bir hareket olarak ekolojiye gönderme yaparak kullanılmaktadır. Tasarımla ilintili olarak alternatif tasarım ve ihtiyaç için tasarım kavramları gündemdedir (Madge, 1993); mimarlık ve tasarımda geli en radikal ye il hareket ise küçük ölçekli yapılar ve konutlar üretmekle sınırlı kalmı tır. 1980’lere gelindi inde yalnızca enerji tasarrufu de il çalı ma mekanını sa lıkla tırma konuları da ele alınmı tır. Çünkü yapıda kullanılan malzemelerin zehirlili i, yapay iklimlendirmenin olumsuz yönleri, do al ı ı ın olmaması ve tekrara dayalı i ler üzerine kurulmu eylem alanları, sa lıksız yapıları olu turmaktadır (Beaufoy 1993).

1980’lere post-endüstriyel tasarım anlayı ı egemendir. Nigel Cross∗∗∗, 1981’de yayımlanan Design and Society (Tasarım ve Toplum) ba lıklı çalı masında endüstriyelden post endüstriyel tasarıma do ru bir geçi ya andı ı dönemde yeni feminist söylemlerin de yer aldı ını belirtmektedir. Burada James Robertson’un∗∗∗∗ ortaya koydu u SHE∗∗∗∗∗ (Sane

Stairs (1997) Arnold Berleant’ı öyle kaynak göstermektedir: Berleant, A., (1994), Aesthetics and Community,

The Journal of Value Enquiry 28:257-272.

∗∗ Madge (1993) Tim O’Riordan’ı öyle kaynak göstermektedir: Riordian, T., O., (1976), Environmentalism,

Pion Ltd.

∗∗∗ Madge (1993), Nigel Cross’u öyle kaynak göstermektedir: Cross, N., (1981), The Coming of Post Industrial

Design, Design Studies, 2(1): 6-7.

∗∗∗∗ Madge (1993), James Robertson’ı öyle kaynak göstermektedir: Robertson, J., (1978) The Sane Alternative:

A Choice of Futures.

(18)

Humane Ecological-Mantıklı nsancıl Ekolojik) gelece in, HE∗ (Hyper Expansionist-Hiper Büyümeci) gelece in yerini alaca ını söylemektedir. Bir ba ka deyi le, örne in endüstri ürünleri tasarımı çerçevesinden bakıldı ında, uzmanla mı , kısa ömürlü, seri üretilmi ve standardize edilmi endüstriyel ürünlerin yerine post endüstriyel, çok amaçlı, tamir edilebilir, uzun ömürlü, tasarım sürecinin demokratik ve kapsayıcı oldu u, tasarımcının i birli i içinde, katılımcı tavırda oldu u anlayı gelecektir. Endüstriyel ürün tasarımında üretimin boyutları ve miktarı çok büyük oldu u için çevreci yakla ımların önemi daha da ön plana çıkmaktadır. Cross’a göre post endüstriyel tasarım, sosyal duyarlı tasarım ve eko tasarımın yerini alacaktır (Madge, 1993).

“Ye il” 1980’lerin en çok kullanılan terimi olmu tur. 1980’lerin sonlarına do ru Avrupa’da ye il partiler önem kazanıp çevre sorunları konusunda kamusal farkındalık yaygınla ınca medya ve reklam alanında “ye il” bollu u ya anmı tır. Almanya ve Hollanda gibi ülkeler ise erken 1980’lerde tasarım ve çevre konularında ara tırmalar ba latmı lardır. 1986’da ngiltere’de yapılan “Ye il Tasarımcı (The Gren Designer)” adlı sergi, ye il sözcü ünün politikadan alınmasına ra men apolitiktir. Burada amaç, ye il tasarımın antiendüstriyel olmadı ını ve endüstrinin “ye ille mesinin” insanların hayal etti inden çok daha öteye gitti ini göstermektir. Tüm bu çabalar politik anlamda koyu ye ille kar ıla tırıldı ında hafif ye ildir. Ye il hareket, ye ilin koyu tonları daha radikal olmak üzere griden ye ile bir spektrum içermektedir. Ye ilin tonları, geç 1980’lerde (kapitalist ya da sosyalist) modern sanayi toplumu paradigmasının bir ele tirisi olan statükonun radikal olarak reddedilmesini savunanlar ve mevcut kurumlar ve uygulamaları biraz de i tirmek isteyenler olarak çevre hareketi içindeki derin bölünmeyi yansıtmaktadır. 1990’larda ise ye il tasarım sadece teknik bir problem olarak görülmektedir. Tasarımın estetik ve sosyo-ekonomik ba lamı dikkate alınmamaktadır (Madge, 1997).

1980’lerin çok fazla kullanılan sözcü ü “ye il tasarım” yerini ekolojik, çevresel-duyarlı ya da daha genel olarak eko-tasarıma bırakmı tır. Eko-tasarım kavramı 1980’lerin sonuna do ru ortaya çıkar ancak bu dönemde tasarımın ana akımı farklı bir yöne do ru ilerlemektedir: i piyasası, dar anlamda endüstriyel piyasa ekonomisi ve kâr amaçlı tasarım. Eko-tasarım, uzun süredir kabul gören, üzerine tasarım tarihi ve malzeme kültürü çalı malarının temellendi i, tasarım, endüstriyel üretim ve tüketim paradigmalarını sorgulamaktadır. Bu nedenle eko-tasarım belirli çevresel ilkelerin ya ama geçmesinden çok, problematik bir konudur. Bu da, konunun çok disiplinli ya da disiplinlerarası do asını anlamak gerekti i gerçe ini ortaya

(19)

koymaktadır. Ekoloji, sürdürülebilirlik kavramından önce tüm çevresel konuları ve dü ünceleri kapsayan en çok kabul görmü terimi olu turmu tur. Kavramın bugünkü anlamı ise, orijinal bilimsel tanımından farklıdır. Eko-ön eki (90 farklı “eko ön ek”li sözcük bulunmaktadır) uzunca bir süre, insanlarla yöresel ve küresel çevresi arasındaki hemen göze çarpmayan, çe itlenmi etkile imin metaforu olarak kullanılmı tır (Madge, 1993).

Ekolojik Tasarım Kurumu (EDA-Ecologic Design Association), 1989’da ye il yerine ekolojik sözcü ünü tercih etti inde ye ilin, yakın gelecekte günün ko ullarına uyamayacak bir terim oldu u öngörüsünü yapmaktadır. Bu aynı zamanda derin ekolojinin radikal nosyonlarını içeren ekolojik tasarımın geni kavrayı ını da yansıtmaktadır: Gezegenin ekolojisine ve ya ayan türlere dost toplumlar, çevreler, projeler, sistemler, malzemeler ve ürünlerin tasarlanması. Avustralya’da Eko Tasarım Vakfı (Eco Design Foundation) “endüstriyel yeniden yaratı” aracılı ıyla ekolojik sürdürülebilirli in promosyonuna adanmı bir kurum olarak 1990’ların ba ında kurulmu tur (Madge, 1997).

Albin’e (1997) göre, e er ekoloji ya ayan organizmaların çevreleri arasındaki ili kileri inceleyen biyolojinin bir dalı olarak ele alınırsa, basitçe bir ili kiler sorusu oldu u sonucuna varmamız gerekmektedir. Öte yandan ekolojinin bilim mi yoksa felsefe mi oldu una dair bir dü ünce birli i yoktur. 1970’lerden bu yana geli tirilen ekoloji, do anın dengeli bir sistem oldu u dü üncesini reddetmi ve bunun yerine do al sistemlerin dengesizli ini vurgulamı tır. Bugün, kaos ve karma ıklık teorisiyle, do anın, tahmin edilemeyen, dinamik, geli en ve kendili inden uyum sa layan sistemlerinden olu tu u görülmü tür (Madge, 1997).

Kurokawa (1998) ise bugün makine ça ından ya am ça ına geçildi ini söylemektedir. Ya ayan organizmaların en önemli ilkeleri oldu unu dü ündü ü ba kala ım, ekoloji, metabolik döngüler, geridönü üm, genetik de i im, metamorfoz, bilgi, ara mekan, çe itlilik, de i kenlik, belirsizlik ve ortak ya ama gibi ilkeleri mimari tasarımın anahtar kavramları haline getirmektedir. Yazara göre, ya amın de eri çe itlilikte yatıyorsa, paradigma olarak bilgiye do ru yön de i tirme, de erlerin çe itlenmesine yol açacaktır. Kurokawa’ya göre, dünya ve ekoloji için global endi e, insanların do ayla birlikte varolmaları, do a ve bilimsel teknolojinin ortak ya amı, do anın bilgeli inden yararlanma gibi olguların tümü ya am ça ına geçi i simgelemektedir.

Son yıllarda eko ön eki sürdürülebilir tasarıma yön vermi tir. Sürdürülebilirlik yeni bir kavram de ildir; erken 70’lerin ba ından bugüne kullanılan ekolojik bir terimdir. Kavram, sa lıklı bir varolu için, her bir parçanın ihtiyacının sürekli akı ını sa layacak bir sistemin kapasitesi olarak tanımlanabilir. Tıpkı ye ilin 1980’lerde popülerlik kazanması gibi

(20)

sürdürülebilirlik de 1990’ların sıkça tekrarlanan sözü olmu tur (Madge, 1997). Terim, 1987’de Brundtland Raporu’yla gündeme ta ınmı ve ye il mimari fenomenini üreten 1980 ve 1990’ların ikinci dalga çevrecili inin sıklıkla kullandıkları bir söylem haline gelmi tir. Raporun temel kavramları e itlik, katılımcılık ve gelecektir (Madge, 1993). Raporun aynı zamanda ekonomik büyümenin ve kalkınmanın “ye il” oldu u sürece hâlâ mümkün oldu unu savunması ço u ki i tarafından i dünyasının yakla ımının onaylanması olarak yorumlanmı tır. Bu da sürdürülebilir kalkınmanın asıl anlamını, gelecek boyutunu, göz ardı etmi tir. Gelecek boyutu tasarıma uyarlandı ında etik ve toplumsal sorumluluk dü üncelerinin yanında zaman kavramını gündeme ta ımaktadır. Geçti imiz yıllarda sürdürülebilir tasarım, eko-tasarımın daha geni ve uzun dönemli vizyonuna kar ılık kullanılmı tır. Eko-tasarım tüm ürünlere uygulanabilir ve ürün tasarımı a amasında uygun bir kılavuz olabilir. Ancak sürdürülebilirlik çok daha karma ıktır ve tasarımın arayüzeyini dı arıya do ru yani toplumsal durumlara, geli im ve eti e do ru ta ımaktadır. Bu da ürün temelli yakla ımdan sistem temelli yakla ıma, fizyolojikten psikolojik ihtiyaçlara de i imler önermektedir (Madge, 1997). Catherine Slessor (2000) Green Vitruvius (Ye il Vitruvius) ba lıklı kitabında Vitruvius’un firmitas, utulitas, venustas (sa lamlık, i levlilik, güzellik) olarak koydu u mimarinin üç ana ilkesine bugün “restituitas”ı bir ba ka deyi le “zararı ödeme ve geri verme”yi eklemek gerekti ini öne sürmektedir.

Tekeli’ye (1996) göre ise sürdürülebilirlik, kalkınma referansıyla geli mi bulunan, çevre hareketinin söylemi içindeki bir kavramdır. Yazara göre sürdürülebilir kalkınma günün gereksinmelerini gelecek ku akların kendi gereksinmelerini kar ılamasının olanaklarını azaltmadan sa layan kalkınma biçimidir. Gelecek ku akların gereksinmesini kar ılayabilmek ilkesi kabul edilince de do al kaynakların tahrip edilmemesi, ekolojik de erlerin sürdürülmesi ve korunması gere i hemen görülmektedir. Bu kavram kalkınmaya de il de iyi bir yerle me sistemine ili kin olarak kullanıldı ında gelecek ku aklarda sürdürülebilirli in nesnesi kalkınma de il, ya anabilir yerle meler olacaktır. Ba ka bir deyi le tanımlanması birinci ilkeyle yakından ili kili hale gelecektir. Yanılgıyı önlemek için Tekeli (1996), ya anabilir yerle me ile sürdürülebilirlik ilkesinin birbirine ili kin konumunu belirlemektedir. Yazara göre sürdürülebilirlik, gerçekle tirilmesi gereken bir ko uldur. Yerle menin nasıl olması gerekti i hakkında bir ba layıcılık gerektirmez. Bu nedenle çok farklı biçimdeki yerle meler tarafından sa lanabilir. Sürdürülebilirlik dar anlamıyla bile ele alınsa ku aklar arası bir adalet ilkesidir. Ku aklar arası adalete duyarlı bir dü üncenin aynı ku ak içindeki adalete duyarlı olmaması dü ünülemez. Bu nedenle sürdürülebilirlik ilkesi ilk tanımlandı ı yıllarda ekolojik dengeye oldu u kadar hakça kavramına da önem vererek tanımlanmı tır. Ancak uygulamada

(21)

Çizelge 2.3 Çevreci literatür∗ ve ili kili oldu u kavramların tarihsel ba lamı∗∗

Kuramlar/Yayınlar/

Etkinlik Ba lı ı Kuramcı/Yazar/Etkinlik Biçimi Tarih çerik

Design for the Real World: Human Ecology and Social Change

Victor Papanek 1971 Çevre ve üçüncü dünyaya tasarım açısından bakan ilk çalı madır. Geli mi ülkelerde tasarım ve tüketimle ilgilenmektedir.

Small is Beautiful: A Study of Economics as if People Mattered

E. F. Schumacher 1973 “Uygun Teknoloji” hareketinin ilham kayna ıdır.

Design for Need: The Social Contribution of Design

Konferans 1976 Tasarıma sosyal sorumlu yakla ım sunmaktadır. Konferans katılımcıları, tasarımcı Papanek, tasarımcı Bonsiepe, mimar Pike, mimar Robert Vale, mimar Brenda Vale, Oxam, Friends of the World’dür. Burada Bonsiepe geli mekte olan ülkelerde tasarımın öneminin altını çizmi tir.

Good Work E. F. Schumacher 1979 “Ara Teknoloji” kavramıyla, Gandhi’nin endüstri ve teknolojiye ili kin dü üncelerini sava sonrası modern gereksinimlere uyarlamı tır. Daha sonra “Uygun Teknoloji” gündeme gelmi tir ve Schumacher bunu insan ölçe inde teknoloji, basit, demokratik ve katılımcı olarak tanımlamı tır.

Yukarıdaki tablo 1970-1990 yıllarını kapsamaktadır. Bu tabloya girmeyen ancak önemli oldu u dü ünülen di er yayınlar ve kavramlar Madge’den (1993) yararlanılarak

öyle sıralanabilir: Editörlü ünü Myers’in üstlendi i Gaia Atlas of Planet Management (1985); John Button’un kaleme aldı ı A Dictionary of Green Ideas (1988); Green Pages: A Directory of Natural Products, Services, Resources and Ideas (1990); Michael Allaby tarafından yayımlanan Thinking Green: An Anthology of Essential Ecologic Writing (1989); James Lovelock’un Gaya Hipotezi; John Evelyn’in Londra’daki kirlilik üzerine çalı maları; William Morris’in News from Nowhere ba lıklı yayını; Mill’in Stationary State’i; Malthus’un Population’ı; editörlü ünü Dobson’ın yaptı ı Green Reader (1991); Meadows ve Meadows’un Limits to Growth’u; Tragedy of the Commons; Clive Ponting tarafından yayımlanan A Green History of the World (1991); Simmons tarafından yayımlanan Changing the Face of the Earth: Culture, Environment and History (1989); Anna Bramwell’in Ecology in the 20th History: A History (1989) ba lıklı yayının içinde Ernest Haeckel, Rudolf Steiner, Patric Geddes ve Lewis Mumford,

Patric Abercrombie; John Mc Cormick tarafından yayımlanan The Global Environmental Movement: Reclaiming Paradise (1989); John Mc Cormick imzalı British Politics and the Environment (1991); Tim O’Riordan’ın Environmentalism’i (1976); Appropriate Technology ve Intermediate Technology hareketi üzerine Hathaway’in Low Cost Vehicles: Options for Moving People and Goods’u (1985); Jon Vogler’in Work from Waste: Recycling Wastes to Create Employment’ı; editörlü ünü Marilyn Carr’in yaptı ı The AT Reader (1985); P.D.Dunn’ın Appropriate Technology: Technology with a Human Face’i (1978); Willoughby’nin Technology Choice: A Critique of the Appropriate Technology Movement’ı; Witold Rybcyznski’nin Paper Heroes: A Review of Appropriate Technology’si; I. Illich’in Tools for Creativity’si (1973); Whole Earth Catalog (1971); Radical Technology; Man Made Futures: Design And Technology; Design and Innovation; Appropriate Engineering ve Green Ethics.

(22)

Design Policy Konferans 1982 Margaret Thatcher döneminde ço ulcu politikayı temsil etmektedir. Bu

konferanstaki “Tasarım ve Toplum” oturumu “ htiyaç çin Tasarım”a yakla makta ve yeni feminist perspektifler içermektedir. Papanek’e göre tasarım

bürokratikle mektedir. Bu da endüstriyelden post endüstriyel tasarıma geçi i temsil etmektedir.

Design for Human Scale Victor Papanek 1983 Tasarımın toplumsal ve çevresel etkileri üzerinedir.

Design for Profit Kampanya 1983 ngiltere’de devletin sponsorlu unda yapılmı tır. Ekonomik büyüme ve endüstriyel yenilikte tasarımın bir etken olarak ciddiye alınması konusunda tarihsel bir dönüm noktasıdır.

The Living Economy Paul Ekins (ed.) 1986 Temel ihtiyaçlar, yerel ekonomik yenile me ve kooperatifler, güneyden ö renmek, endüstriyel öncelikler ve teknolojik de i im konu ba lıklarını olu turmaktadır. Green Designer

Green Consumer Guide Sergi Kitap 1986 1988 Tüketicilerin çevreyi kurtarma adına yapabileceklerini özetlemektedir. Green Capitalists: How

Industry Can Make Money and Protect the

Environment

Elkington ve

Burke 1989 Kâr amaçlı yakla ımı içermektedir. A Guide to the

Environmental Impact of Building Materials

A. Fox ve R.

Murrell 1989 Ekolojik yakla ımı barındırmakta ve ye il tasarım üzerine çalı malara oranla daha az ticari nitelik ta ımaktadır. The Natural House Book Daha çok Alman “yapı biyolojisi (baubiologie)” üzerinedir. Yapı biyolojisinin

temel ilkesi azla ya amak enerji tasarrufundan daha önemlidir olarak belirtilmektedir.

Beyond Green

Consumerism S. Irvine 1989 Yapılan tüm tartı malara kar ın yine de tüketimi desteklemektedir; kaynakların küresel olarak e itsiz da ılımını vurgulamaktan yoksundur. The Ethical Consumer

(23)

More From Less Sergi 1990 Tasarım, enerji, endüstri, binalar, ev aletleri, paketleme ve geri dönü üm üzerinedir.

Green Design Paul Burall 1991 Ye il tasarım daha çok teknik bir problem olarak görülmü tür. Ancak son bölümü ye il ahlak üzerinedir.

Green Design: Design for

the Environment Dorothy Mackenzie 1991 Yapılardan ürün tasarımına çe itlenen içeriktedir. Green Architecture Brenda Vale ve

Robert Vale 1991 Binaların neye benzedi inden çok çevreye ne yaptı ıyla ilgilenmektedirler. Green Economy Michael Jacobs 1991 Çevresel ekonomi üzerinedir.

North/South

Environment/Design Gui Bonsiepe 1992 Tasarımın toplumsal ve çevresel etkilerini ele almaktadır. Ekolojik tasarımı küresel kapsamda tartı an ilk kitaptır. Çevresel etik ve tasarım eti i üzerinde durur. The Green Imperative:

Towards the Spiritual in Architecture and Design

(24)

. ekil 2.1 Kuramlar, politikalar ve uygulamalar arakesitinde çevreci yakla ımlar∗

emanın olu turulmasında Madge (1993, 1997)’in metinlerinden yararlanılmı ; ancak A. Ciravo lu tarafından uygulamalardan bir kesit eklenmi , yorumlanmı ve

(25)

sürdürülebilirli in hakçalık boyutu geri plana itilmi tir. Tekeli’nin yukarıdaki biçimiyle tanımladı ı kavram, pek çok tartı maya açıklık getirmektedir. Bu nedenle, sürdürülebilirli in bu çalı ma içindeki ele alını ı bu açıklamaya referansla kurgulanmı tır.

2.2 Kar ıtlıklar Üzerinden Bir Okuma

2.2.1 nsan-Do a kilemi

Davey’e (1998) göre, ço umuzun ortak bilincinin derinliklerinde do aya kar ı derin bir korku yatmaktadır. Heidegger’e göre, “mekan (room)” kavramı eski Germen dillerindeki rum’dan gelmektedir. Rum, ormandaki temizleme eylemi anlamınadır. Kent kültürü ve uygarlık, tarihöncesi ça lara ait ormanın fethedilmesi olarak görülebilir (Davey, 1998).

Yüzyıllar boyunca, bina, çevreden ayrı biçimde ve do aya baskın çıkarak ya amanın bir yolu olarak görülmü tür. Slessor’a (2002) göre bu, gelenek ve teknolojinin çatı masıdır. Mimarlık, ço unlukla do al de i imleri uygun yollarla dı arıda bırakarak ve azaltarak; böylelikle yapının kullanıcılarını, onları saran çevreden habersiz bırakarak, iç ve dı mekanın tanımıyla ilgilenmi tir. Bu kesintisiz, akı kan, elveri lili in mimarlı ı, sadece insanlı ı do aya yabancıla tırmakla kalmamı bir grubun di eriyle yabancıla masını da sa lamı tır. Ya am biçimimizin, do anın süreçleri ve toplumsal, çevresel sonuçlarından yalıtılmı lı ı, temelde sürdürülemezli i olu turmaktadır. Mimarlı ın ço u bu yalıtılmı lık hakkındadır (Simpson, 1997). Örne in Shiguri Ban, bugünün yapılarının cam yüzeylerle effafla tırılmasının yalnızca görsel olarak bir ileti im sa ladı ını ancak fiziksel olarak bir geçi e imkan vermedi ini belirtmektedir (Ban, 1997). Dahası enerji yönelimli yakla ımın yüksek derecede yapay bir iç ya amı olan yapılarda sonuçlandı ı bilinmektedir.

Öte yandan do anın insanlık ba lamında ele alınmasının, korunacak pastoral bir orijin de il geli tirilecek bir ortam (Polo, 1997) olarak incelenmesi gerekti i dü üncesini savunanlar da bulunmaktadır. Örne in Berleant∗, toplumun dört eklini tanımlamaktadır: rasyonel, ahlaki, organik ve estetik. Yazar ilk üçünü reddetmektedir, çünkü bunlar “hiçbir boyutunun di erine egemen olmadı ı ancak di erinin olasılıklarını yükseltti i, birey ve toplumsal olanın bütünlü ü” konusunu geli tirmeyi beceremez. Berleant do ayla olan ba lantımızın devamlılı ının estetik alanda oldu unu dü ünmektedir (Stairs, 1997). Yukarıda sözü edilen insan-do a ili kilerine farklı bakı lar çevreci yakla ımlar içindeki önem kaymalarına ve

Stairs (1997) Arnold Berleant’ı öyle kaynak göstermektedir: Berleant, A., (1994), Aesthetics and Community,

(26)

dü ünce farklılıklarına i aret etmektedir. Ayrıca insanın da ekosistemin bir parçası olması, insan-do a tartı malarını ileride de beslemeye devam edece i sonucunu vermektedir.

2.2.2 Do a-Teknoloji kilemi

Edward O. Wilson Biophilia∗ ba lıklı kitabında insanların do aya kar ı duydukları yakınlı ın genetik temelli oldu unu öne sürmektedir. Biophilia olarak adlandırdı ı kavram ise insanların bilinçaltında di er canlılarla kurmaya çalı tı ı ba lantılar olarak tanımlanabilir. Yazar, beynin makinalar tarafından düzenlenmi de il, biyomerkezli bir dünya geli tirdi ini anımsatmaktadır. Biophilia hipotezi, insano lunun kendisini do al çevreden ayırdı ında, biophilic ö renme kurallarının modern versiyonlarla yenilenmedi ini söyler. Ba ka bir deyi le motorlu araç ve ate li silahlar korkusu, yılanlar veya yüksek yerler korkusunun yerini alacaktır. Teknolojinin toplumun hastalıklarının yatı tırıcısı olamayaca ı dü üncesi görece olarak yeni bir geli imdir. Teknolojinin olumsuz etkilerinin büyük ve daha iyi makinelerle iyile tirilemeyece i dü üncesi olu mu tur. 1993 yılında, Wilson’un dü üncelerinden esinlenerek Biophilia Hipotezi (Biophilia Hypothesis) ba lıklı yayında bir araya gelen farklı disiplinlerden pek çok yazar, uygarlı ın do ayla ili kisini sorgulamaktadır. Yayına katkıda bulunan ara tırmacıların pek ço u teknolojinin, türlerin çe itlili i üzerindeki etkisi hakkında iyimser de ildir (Stairs, 1997).

Enzo Manzini∗∗ ise do a ve yapılı çevre kar ıla tırmasını bir adım öteye götürmekte; Bateson’un yapay olanın ekolojisi dü üncesini, do anın amaçsız evrimi ve kültürün amaçlı de i iminin arasındaki farkın altını çizmek için kullanmaktadır. Yazar ba ka bir makalesinde∗∗∗ çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel krizlerin birbiriyle ba lantılarının olmayı ı gerçe iyle yüzle ildi inde mevcut olanların yeniden tasarlanması senaryosunun, gerçek çözümlerin ke fedilmesi için yeterli olamayaca ını eklemektedir (Stairs, 1997).

Stairs’e (1997) göre maddesel/tinsel, do al/teknolojik gibi ayrımların yapılması zamanı geçmi bir 17. yy. bakı ını olu turmaktadır. Tasarımın gelecekteki rolü, kültürü do al dünyanın sürdürülebilir bir parçası haline getirmek olacaktır. Yazara göre, Mumford’un biyoteknik ya da ya am merkezli teknolojisini yeniden ke fetmek ve bunu tasarım

Harvard Üniversitesi’nde biyoloji profesörü olan E. O. Wilson, evrim kuramcısıdır. Karıncalar üzerine yaptı ı

ara tırmalarla Pulitzer ödülü kazanmı tır; çalı maları insanların ve hayvanların sosyal davranı ları üzerinedir (Jarzombek, 2003). Wilson’un çalı masına öyle kaynak verilebilir: Wilson, E., O., (1984), Biophilia, Harvard University Pres.

∗∗ Stairs (1997) Manzini’yi öyle kaynak göstermektedir: Manzini, E., (1995), Prometheus of the Everyday: The

Ecology of the Artificial and the Designer’s Responsibility, 224-228, Discovering Design, Richard Buchanan & Victor Margolin (Ed), University of Chicago Press, Chicago.

∗∗∗ Stairs (1997) Manzini’yi öyle kaynak göstermektedir: Manzini, E., (1994), Design, Environment and Social

(27)

dü üncesine uygulamak gerekmektedir. Sanallı ın ideal hedef oldu u monolitik hiyerar ik teknolojilerin geli imi, insanlı ımız için zararlıdır.

Yukarıda da aktarıldı ı gibi do a-teknoloji/kültür alanında tartı malar sürmektedir. Benzer biçimde mimarlık alanında da teknolojiye ba ımlı pek çok çözümün yer almasına kar ın, üretim yöntemleri, boyutları ve biçimleriyle çevrecilik boyutu tartı ılan teknoloji, insanla do ayı yabancıla tırması yönünden ele tirilmektedir. Shumacher’e∗ göre ürünlerin kalitesini artırmak için üretimi mekanikle tiren, aynı zamanda çevreyi ve insan çalı masının de erini yok eden bir teknolojiye hiçbir zaman yer verilmemeliydi (Madge, 1993). Bilindi i gibi yakın geçmi in ileri teknoloji yapıları, yüksek enerji kullanan kategoriye dahildir. Dahası bazı ara tırmacılar ileri teknolojinin her zaman performanstan daha çok estetik görüntüyle ilgilendi ini dü ünmektedir (Yannas, 2001). Buna kar ın yukarıda da aktarıldı ı gibi pek çok ülkede hâlâ teknolojinin, yarattı ı sorunları çözece i inancı payla ılmaktadır (Evans, 1996).

En azından 30 yıldır mimarlık, sürdürülebilirlik sorunsalıyla do rudan ili kili. Bu alanda genel bir teknik tutum ve morfolojik yakla ım bütünlü ü yok. Bir uçta mimarlık ürününü en yalın teknolojik süreçlerle ortaya koymaya yönelik bir “do aya dönü ” çabası varsa, öteki uçta yapıyı en geli kin araçlarla donatarak, çevre ko ullarına en efektif ve zararsız tepkileri verecek biçimde tasarlamaya yönelik bir teknolojizm de bulunuyor. Bir yanda do allı ın savunucusu, öte yanda teknolojinin sürdürülebilirli e katkıda bulunmak üzere yeniden i levlendirilmesi var. Birincisinde yüksek teknoloji korkusundan, ikincisinde yüksek teknolojinin do anın tahribine de deva olabilece i inancından söz edilebilir. lk yakla ımda olanlar ta tan, kerpiçten, saman balyalarından yapılar in a ederlerken, ikinci yakla ımdan yana olanlar akıllı binalar, ekolojist hi-tech ürünler gerçekle tiriyorlar (Anon, 2003; s.70).

Yukarıdaki alıntının da gösterdi i gibi konu iki kar ıt yönünü de barındırarak geli mektedir. Bu da çevreci yakla ımların mu lak zeminini olu turmaktadır. Örne in bugün kullanılan teknolojilerin enerji yo un süreçleri barındırdı ı gerçe i, ekolojik ba lamda insan-do a-teknoloji üçgeninin yeniden kurgulanması gerekti ini gözler önüne sermektedir.

Madge (1993) Shumacher’i öyle kaynak göstermektedir: Schumacher, E., F., (1973), Small Is Beautiful: A

(28)

2.2.3 Kent-Kır kilemi

Kent ve kır ya amı çevreyle ilgili konuların oda ında yer almaktadır. Kentler, insanı do adan kopardı ı, yapay fiziksel çevreler içinde ya amaya zorladı ı için ele tirilmektedir. Kökeni Grekçe’den gelen eko (oikos/ev, yuva) ve topia (topos/yer) sözcüklerinin birle tirilmesiyle türetilen Ekotopya ba lıklı bilim kurgu romanında Callenbach (1994) da bu konuyu i lemekte ve ideal bir ya am ortaya koymaktadır. Roman, toplumsal hayat, üretim ve tüketim modelleri üzerine oldukça farklı öneriler sunarken tanımladı ı ya am alanı ku kusuz do ayla bütünle en kırsal ba lamdadır. Oysa bugün, kırda ekolojik ya ama ili kin gerek ülkemizde gerekse de uluslararası alanda mevcut uygulamalar∗ bulunmakla birlikte bunlar toplumun bütününün benimsedi i ya am biçimlerini olu turmamaktadır. Bu da toplumda yaygın olan “kentten kaçı ” yakla ımında mevcut ya am biçimlerinin kırsal ba lama uyarlanmasıyla sonuçlanmaktadır. Oysa bu tutum daha fazla çevresel tahribata yol açmaktadır.

Örne in kentsel ya amın hava kirlili ine etkisini inceleyen bir ara tırmaya göre, tüketim kalıpları de i medikçe kırsal ya am daha çok çevre kirlili iyle sonuçlanmaktadır. Yukarıda sözü edilen ara tırmada New York’ta (ABD) Manhattan’daki ortalama bir apartman dairesiyle Nassau’daki ortalama bir banliyö evi kar ıla tırılmaktadır. Çalı manın sonuçlarına göre kent dı ındaki ev di erine göre üç kat daha fazla hava kirlili ine yol açmaktadır. Aradaki farkın nedenleri öyle sıralanmaktadır: ehir dı ında oturanlar her yere arabalarıyla gitmektedir. Bu, daha çok benzin tükettikleri ve daha fazla karbondioksit atı ı olu turduklarını göstermektedir. Ayrıca, %15 daha fazla katı atık üretmektedirler, çünkü aile ba ına dü en otomobil sayısı daha fazladır ve sahip oldukları mekanın daha geni olması nedeniyle bahçelerinde daha fazla eski malzeme saklayabilmektedirler. Bunun yanında ehir dı ında oturanlar çok daha fazla böcek ilacı kullanmaktadırlar. Bahçe ve çimenlerde kullanılan böcek ilaçlarının yanında havuzlara da kimyasallar atılmaktadır ve bu kimyasallar yer altı sularına karı maktadır. Konut ısıtmasında %10 daha fazla ısısal atık olu turmaktadırlar çünkü evler daha büyük ve birbirinden ayrık düzendedir. Çok daha fazla atık su olu turmaktadırlar çünkü bahçeler sulanmakta, arabalar yıkanmakta, havuzlar doldurulmaktadır. Ayrıca kırsal alanları konutlarla doldurdukları ve do ayı bozdukları için arazi kirlili i de yaratmaktadırlar (Adler, 1975). Ku kusuz Adler ara tırmasında konunun yalnızca çevre kirlili i yönünü incelemi tir oysa toplumsal ve psikolojik yönleri de tartı ılmayı hak edecek önemdedir. Öte yandan kent-kır tartı masında önemli olan, insanların mevcut ya am alı kanlıklarını korumaları de il, kırı bir

Dünyadan eko köy örnekleri The Gyurufu Foundation (Macaristan), The Farm (Tenessee, ABD), Lebensgarten

(Gemeinschaft, Almanya) ve Türkiye’de eko köy örnekleri Hocamköy Projesi, Yapraklı Eko Köy Projesi, Kurudere Köyü olarak sıralanabilir (Kayır, 2003).

Şekil

Çizelge 2.1 Çevreci yakla ımların tarihsel ve kavramsal geli imi. ∗ Tarih
Çizelge 2.2 Önemli çevreci politikaların tarihsel geli imi.
Çizelge 2.3 Çevreci literatür ∗  ve ili kili oldu u kavramların tarihsel ba lamı ∗∗
Çizelge 3.1 Pasif ve Dü ük Enerji Mimarlı ı Konferansı’na katılan doktora ö rencilerinin  çalı ma alanları  Enerji  4  Bina  7 Sürdürülebilir Yapılar  Kent  8  Di erleri  5
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Sanat ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre

Hizmetleri” ba!l kl makalesinde kad nlar n i!gücüne kat l m oran n n artmas ile toplumsal cinsiyet rollerinin belli bir düzeyde de olsa sars lmas na ba"l

Kendisine peygamberlik isnat olunan bu zatın (A bı H ayat) denilen ö- lümsüzlük suyunu bulup içtiği ve ebedi hayata kavuştuğu

Sözen, Dolmabahçe Sarayı Valide Ka­ pı Cariyeler Dairesi’nin uluslararası sergi ye­ ri olacağını, Gedikli Cariyeler Dairesi ile İç Hazine ve Harem Bahçesi’nin

This can be considered as a pleasant development; because rather than using such fish like anchovy which has an important role in the human nutrition as fish meal and fish oil, it

İş gücünde kadınlar arasındaki eşitsizlik.. Tüm ekonomik ve ırksal/etnik gruplardan kadınlar daha fazla sayıda işgücüne girerken, bu aynı zamanda kolej ve

Sosyal Bilgiler dersinde İşbirlikli öğrenme yöntemi “Birleştirme I (Jigsaw I)” ve geleneksel öğrenme yönteminin öğrenci başarısına etkisinin karşılaştırıldığı

a) L.monocytogenes aşılanmış marul örneklerinde minimum azalma 10 ppm düzeyinde 5 dk’lık ozon uygulamasında 0,01 log kob/g olarak saptanırken maksimum azalma