• Sonuç bulunamadı

Semtte yapılan tespit çalı maları ve görü melerde Arnavutköy Semt Giri imi’nin tam bir STK oldu u, gerekli izinleri alabilmek için Arnavutköy Derne i’ni kurdu u, harekete her e itim ve ekonomik düzeyden ki ilerin katılımı oldu u ve kadınların ev ev dola mada önemli rol oynadı ı saptanmı tır. Ayrıca hareketin fiziksel çevreye olan ba ının anlam dayana ı oldu u, burada e siz olanın fiziksel çevrenin insanlara verdi i güç oldu u görü me yapılan ki ilerce ifade edilmektedir. Örne in hâlâ Kalaycı Usta’ya kalay yaptırması gibi yerel özellikler bulunmaktadır. Ya antının Arnavutköy’de çok cazip; insanlar arası ili kilerin ise çok önemli oldu u ifade edilmektedir. Dahası mahallenin kasabının, kadınların 3. Köprü’yü protesto eylemine gitmeleri nedeniyle evde yemek yapamadıkları gerekçesiyle bir ak am kapı kapı dola ıp yemek da ıtmı oldu u ifade edilmektedir.∗

Arnavutköy Semt Giri imi 1999 yılının ubat ayında Ankara’ya giderek Bayındırlık ve Ula tırma bakanlarını ziyaret etmi Semt Giri imi ve semtle ilgili bilgiler vermi ve köprünün yapaca ı tahribatı yerinde incelemeleri için bakanları Arnavutköy’e davet etmi tir. Bayındırlık Bakanı’nın ziyareti semtte ve medyada büyük ilgi görmü tür. Bakan, Arnavutköy’ün sadece tarihi ve mimari dokusunu de il, aynı zamanda toplumsal ya amının farklılı ını ve zenginli ini anlamı tır. Ayrıca, stanbul’un toplu ula ım sorunu için önemli bir seçenek olan “Marmara Raylı Tüp Geçi Projesi”, bürokratların ilk kez halka do rudan bilgi verdikleri bir toplantı ile semt sakinlerine tanıtılmı tır. Semt Giri imi’nin çalı maları sonucu, bir yıl boyunca köprüyü yapmak isteyen idare çeli kili açıklamalar yapmı tır. 55. Hükümet’in

Bayındırlık Bakanı, “3. Köprü olacak, o kadar. Sivil Toplum Örgütleri bu i ten anlamaz” derken, 56. Hükümet’in ilgili bakanı, “Benim dönemimde Arnavutköy’ün güzelli i bozulmayacak; eylemlerini ki isel olarak destekliyorum.” demi tir. Ardından, 57. Hükümet kuruluncaya dek köprü çalı malarının yapılmayaca ı açıklanmı tır. imdiki Hükümet yetkilileri ise, yo un tepkilerin devamı üzerine, 3. Köprü için yeni güzergah ve çevre yolları çalı maları yapılaca ını açıklamı tırlar (Danı man, Üstün, 2002). Ancak 1999 yılının Aralık ayından bugüne pek çok kez Arnavutköy-Kandilli arasındaki köprü projesi gündeme ta ınmı ve gazetelere haber olmu tur. Danı man ve Üstün (2002) “Küresel çokuluslu otomotiv irketlerinden ve uluslararası yap-i let-devret projelerini taahhüt eden in aat firmalarından destek alan köprücüler 5000’in üzerindeki nüfusu ile Arnavutköy semtini tarih sahnesinden silecek midir? Yoksa küresel, yerelin küçüklü üne ra men onun büyük gücünü kabullenip ona ya ama hakkı tanıyacak mıdır?” diye sormaktadırlar.

5.3 Kuzguncuk Yerle iminin ve Semt Hareketinin Kısa Tarihçesi

5.3.1 Kuzguncuk Yerle imi

Kuzguncuk, Anadolu yakasında, Üsküdar ile Beylerbeyi arasında; Bo aziçi’ne açılan bir vadi içindedir. Bir görü e göre, Kuzguncuk adı, köyün eski ismi olan Kosinitza’nın bozuk bir eklidir. Evliya Çelebi’ye göre ise Kuzguncuk adı, Fatih zamanında Kuzguncuk’a yerle mi “Kuzgun Baba” isimli bir ki iden alınmı tır (Bekta , 2003).

Kuzguncuk, stanbul’un demografik dönü ümüne maruz kalan yerlerden bir di eridir. Bunun nedeni azınlıkların, bir ba ka deyi le gayrimüslimlerin yo un ya adı ı yerlerden biri olmasıdır. Kuzguncuk’ta yakın zamana kadar 3 kilise, 2 sinagog, 1 cami bulunmaktaydı. Deniz kıyısındaki caminin, dönemin padi ahı tarafından da kullanıldı ı bilinmektedir. Yerle menin içlerinde, 1955’te Ermeni Kilisesi’nin yanına, hatta kilisenin arazisine yapılmı olan bir camiye rastlanmaktadır. Cami ve kilise yan yanadır; hatta sinagogla kilise de yan yanadır. Sinagogun 400 yıllık geçmi i vardır (Morgül, 2004). Deniz kıyısındaki ah ap camiyi yaptıran Cemil Molla’dır. Ayia Trias ve Ayios Panteleymon ana cadde üzerindedir. Surp Krikor, stanbul’daki tek kubbeli Ermeni kilisesidir. Fethi Pa a Yalısı ve Fethi Pa a korusu bu bölgede bulunmaktadır (Belge, 1995).

Kuzguncuk, 1492’de Sefarad Musevileri’nin Türkiye’ye geldiklerinde ilk yerle tikleri bölgelerden biridir. Kuzguncuk yerle im açısından Osmanlı stanbulu’nda, Müslüman göçerlerin stanbul’un çeperinde konaklayabildi i bir yer olarak önem kazanmaktadır. Kuzguncuk, 1960’ların sonuna kadar, önemli bir Rum nüfusunu barındırmaktadır. 1930’larda

ba layan mülkiyet dönü ümüyle Rumlar Kuzguncuk’tan göç etmeye ba lamı tır. Ermenilerin gidi iyse bir anlıktır; çok yankı uyandırmasa da dönemi itibariyle sıcak bir olaydır. Yakın dönemde “Asala Olayları” nedeniyle kopu lar ya anmı tır. Musevilerin gidi i ise srail’in kurulmasından sonra, çok daha uzun döneme yayılan bir durumdur. Museviler, Türk- Müslüman nüfusunda, stanbul’da oldu u gibi Kuzguncuk’ta da, daha az problemli bir etnisiteyi olu turmaktadır. Mülkiyet devri orada ya ayan Türk yerle imini etkilemi tir. Gidenler az kar ılıklarla bahçeli evlerini satmı lardır. Kuzguncuk, genelde müstakil evlerden ve az katlı binalardan olu maktadır. 1984’teki Bo aziçi Kanunları’yla korunma altına alınmı tır. (Morgül, 2004)

“Kuzguncuk Bostan Olayı” mülkiyet de i imine çok iyi bir örnektir. Azınlıkların mülkiyetlerinin el de i tirmesi, varlık vergilerinden ba layıp, ulusal burjuvazi yaratma sürecine kadar gelen geleneksel vakalardan biridir. Kuzguncuk’ta hâlâ yıllardır, mülkiyeti Fransa’da, Kanada’da, Amerika’da ya ayan azınlıklara ait oldu u binalar, araziler bulunmaktadır. Mülkiyet transferi Kuzguncuk’da çok sorunsuz ya anmı tır çünkü azınlıklar ülkeyi terk etmeden önce, evlerini ucuz fiyatlara kom ularına satmaya ba lamı lardır. Böylece, orta sınıfın, hatta bazı yerlerde orta sınıfın bile altındakilerin, mülkiyet sahipli i ba lamı tır. Bu da, Kuzguncuk’taki geçi dönemini yumu atmasının yanında, mülkiyet sahipli inin belli bir orta tabakada kalmasını sa lamı tır. Bu nedenle de bu dönemde soylula tırma (gentrification)’dan söz edilmesi henüz mümkün de ildir (Morgül, 2004). Kuzguncuk’un köy içi dokusunu, bugüne dek geçirdi i yangınlardan kalabilen ve 19. yy.’ın ikinci yarısıyla 20. yy.’ın ba ına tarihlenen sıra evler, kö kler ve son dönem apartmanları olu turmaktadır. 1864 yangını sonrası yapılan ve semtin özgün dokusunu olu turan, dar parselasyon üzerinde yükselen sıra evler, iki ile dört kat arasında de i mektedir. Bu yapılar ya tümüyle kâgir ya da kâgir zemin kat üzerinde yükselen ah ap üst katlardan olu maktadır. Kuzguncuk’ta Musevilerin balıkçılık ve sebzecilikle, Rumların kahvecilik, berberlik ve meyhanecilikle, Ermenilerin de kuyumculuk ve tuhafiyecilikle u ra tıkları bilinmektedir. 1914’te Kuzguncuk’ta 70 Müslüman, 250 Rum, tepede cadiye’dekiler dahil 1600 Ermeni, 400 Yahudi ve 4 yabancı uyruklu hanesi tespit edilmi tir. 1933’te ba ta Yahudiler, sonra Rum, Türk ve Ermeniler olmak üzere 580 hane ve 4.000 nüfus bulunmaktadır (Akın, 1993). 1992’de 25 Rum, 17 Yahudi, 6 Ermeni yerle mede ya amaktadır (Ergün, 2004). Kuzguncuk bugün hâlâ stanbul’un geleneksel Bo aziçi köylerinin özelliklerini bir ölçüde ta ımayı sürdüren yerle melerden biridir (Akın, 1993).

5.3.2 Kuzguncuk Semt Hareketi

Kuzguncuk Semt Hareketi bir dernek etrafında toplanmı tır. Sosyal bir aktivite olarak eylemler, derne in yapısı ve hareketin yapısı incelendi inde sivil toplum örgütü özellikleri barındırdı ı görülmektedir. Ancak mahalle hareketi hiç profesyonel olmamı , hiç kimse profesyonel çalı mamı tır. Dernek binası, çok aktif oldu u dönemlerde bile ev hanımları i lerini bitirdi inde, en fazla ö leden sonra saat 16.00-17.00 sıralarında açılmaktadır. Bir sivil toplum örgütünden çok toplumsal bir hareket olarak kalmı tır. Kuzguncuklular Derne i 1997’de trafo talebiyle kurulmu tur. Trafoyu, hukuki ve idari olarak imza toplayıp talep etmektense bir dernek adı altında istemenin daha do ru bir yol oldu u dü ünülmü ; örne in Üsküdar Belediyesi’ne, Valilik’e dernek olarak gidilmesinin kolaylı ı nedeniyle tercih edilmi tir (Morgül, 2004).

Kuzguncuklular Derne i’nin giri imi kamuoyunda 2000 yılında bostandaki yapıla mayı engelleme hareketiyle belirmi tir. Ancak Derne in çok güçlü bir gelene i vardır; 1980 öncesinde U ur Yücel’in tiyatro e itimi aldı ı, birçok üniversite ö rencisinin kalabildi i bir yerdir. Eski adının Kuzguncuklular Güzelle tirme Derne i oldu u 1980’de kapatıldı ı ve 1997’de tekrar açıldı ı bilinmektedir. Bostanda yapıla ma giri imi ise ilk kez 1992’de bir dernek çatısı altında olmadan, bir inisiyatif olarak, çe itli grupların kar ı çıkmasıyla engellenmi tir (Morgül, 2004).

Her ne kadar do al güzelli i ve tarihsel geçmi i nedeniyle soylula tırma sürecinin 1980’lerde ilk Kuzguncuk’ta ba ladı ı aktarılsa da, soylula tırmanın önceki kullanıcılarının yerle meden ayrılması gibi olası olumsuz etkileri burada hissedilmemi tir; çünkü bu süreçte önceki kullanıcıları olan Rum, Ermeni ve Yahudiler zaten yerle meden ayrılmı tır. (Ergün, 2004). Kuzguncuk’taki soylula tırma, üst sınıfın yerle imden ev alıp restore etme sürecinden farklı geli mi tir. Morgül’e (2004) göre yerle ik nüfus, oraya gelip yerle en nüfus ve yeni mahalleli arasındaki gerilimin ölçütü, ileride Kuzguncuk giri imi gibi hareketlerde veya o toplumun birbiriyle olan ili kisinde çok önemli bir araç olabilmektedir. Yazar, Kuzguncuk gibi bir mahallede sosyal hareket sürecine girenler için, çok da homojen olmayan, ancak sonuçta ya am alı kanlıkları nedeniyle birlikte olan bu iki grubu biraraya getirebilmek ve kitlesel bir durum yaratabilmenin ba ka yerlerde sorunlu olabilecekken burada ortada duran ilginç bir tabaka sayesinde çok rahat geli ti ini aktarmaktadır.

Eski Kuzguncuklu sorunlu bir tanımlamayı olu turmaktadır. Çünkü, en eskisi bile nebolu ve Rize çevresindendir. Kuzguncuk, 60 yıl önce Türk nüfusunun çok da fazla olmadı ı bir bölgedir. Ancak bu bile u anda Kuzguncuk’a son 20-30 yılda önemli bir tarihsellik

devretmi tir. Çünkü o geçi süreci, zamansallı ın, tarihselli in, azınlıklardan yeni yerlilere devri, çok düzgün bir ekilde geli mi tir. Kuzguncuk’ta hâlâ 30-40 yıl önceki azınlıklarla ili kilerin anlatılması bunun ciddi bir göstergesidir (Morgül, 2004).

Bostancılık 40-50 yıl öncesine kadar stanbul’da yaygın bir gelenektir. Artık yaygın olmamakla birlikte örne in Beylerbeyi ve Çengelköy’de de bostan bulunmaktadır. Derne in giri imleriyle yapıla madan kurtarılan, Kuzguncuk’un üç bostanından birdir; bunlardan bir tanesi bo tur, di eri ise yapıla mı durumdadır. Harekete konu olan yer 700 yıllık geçmi iyle stanbul’un son bostanlardan biridir. 1984’e kadar bostanı i leten lya Soro’nun Bodrum Hastanesi’nde ölmesiyle Vakıflar arazinin mülkiyetini kendi üzerine geçirmi tir∗. 1986’da 2960 sayılı Bo aziçi Kanunu’na ters dü mesine kar ın bu arazide ilkokul yapma hakkı tanınmı tır. 1992’de Türkiye Organ Nakilleri ve Yanık Tedavi Vakfı, Ba kent Üniversitesi’nin sahibi ve okulun rektörü Mehmet Haberal’ın sahibi oldu u vakıf, bu araziyi kiralamı tır. Arazi kiralandıktan sonra tel örgüyle çevrilmi ve içerisine in aat malzemeleri koyulmu tur. Derne in mücadelesi de bu ekilde ba lamı tır. O dönem tamamen da ınık bir ekilde ba layan hareket, (örne in inisiyatifler halinde insanların gidip briketlere asit dökmesi, telleri kesmesi, asılan herhangi bir panoyu indirmesi, vincin çalı ma mekanizmasını bozması gibi) 2000’de bostana bir sondaj aletinin girmesiyle Dernek etrafında ciddi bir biçimde yo unla mı ; hukuki süreç ba latılmı tır. Bo aziçi Öngörünüm Yasası, Sit Yasası, Milli E itim Okul Yapma Yasası hareketin temel dayanaklarını olu turmu tur. ehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası davaya destek vermi ; Cumhurba kanlı ı müfetti göndermi tir (Morgül, 2004).

Mahalle ölçe inde ortak bir eylem kodu yaratmak daha çok enlikli giri imlerden geçmektedir. Kuzguncuk’ta da bu böyle olmu tur. Bunlardan hiçbiri yasal de ildir ancak me rudur. Örne in Kuzguncuk’u denize do ru dik kesen sokakta bir eylem yapılmı tır. O yol Kuzguncuk’un yapısını çok iyi belirlemektedir çünkü yapıla ma onun etrafında geli mi tir ve mahalle kurgusunu iyi koruyan bir caddedir. Bostan da bu caddenin tam kenarında, Kuzguncuk’un tam merkezindedir. Burada piknik yapılmı tır. Bine yakın katılım olmu ; insanlar yola ta mı tır. On iki ya ında bir kız çocu unun önerisiyle bostanın yola bakan büyük tellerine 1,5 m. eninde 40 m. uzunlu unda paket ka ıdı gerilerek pankart hazırlanmı tır. Buraya bostanla ilgili, çevreyle ilgili yazılar yazılmı tır. Hiç slogan atılmadan, tamamen sohbetlerle piknik yapılmı tır. Polis ve çevik kuvvet alana gelerek olayı izlemek zorunda kalmı tır. Kadınlar bu hareketin çok önemli bir parçasıdır; hatta hareketin ana

Kayıtlara göre Vakıflar, 1977’de lya Soro bostanı i letmeye devam ederken devir i lemini yapmı tır (Morgül,

aktivistleri ev kadınlarıdır. Bu deneyimle Kuzguncuk Mahallesi denen olu umun, bamba ka ortak bir kodun da ismi oldu unu ö renilmi tir. Mahalle üzerine üretilen kolektif kimlik, kolektif hareketli eklemlenme, yeni toplumsal giri imler de ifre edildi inde “benci”li e kar ı “bizcili in” önemli oldu u bu uygulamada görülmü tür (Morgül, 2004).