• Sonuç bulunamadı

Kardeşinin kalemiyle Paris sefiri Salih Münir Paşa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kardeşinin kalemiyle Paris sefiri Salih Münir Paşa"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

s a lin M u n ir r a

<.

KARDEŞİNİN KALEMİYLE:

Büyük edib A h m et V e fik Pasa, damadı (oturan) K a lem -i Mahsus Müdürü

Salih M ünir Pasa (ayakta sakallı)...

Sefiri Salih Münir Paşa

Paris Sefiri Salih Münir Paşa, yakın tarihimizin en mühim simalarından- dır. Kardeşi tarafından yazılan bu yazı, Salih Münir Paşanın tam bir portresini çizmekte ve hayatının bilinmiyen taraflarını aydınlatmaktadır.

Yazan: AZİZ ESENBEL

-

4

-

&

/ Salih Münir Paşa 24/11/1859 tarihinde ^>*'fstanbulda büyük babamız Mehmet Aziz E- fendinin Vefadaki konağında dünyaya gel­ miştir. Mahmut Celâleddin Paşanın ilk ve en büyük oğludur. Validesi, Mahmut Celâled­ din Paşanın ilk haremi Fatma Bidar Hanım ­ dır. İlk ve rüşdiye tahlisini Vefa Rüşdiye- Sİnde yaptıktan sonra Galatasaray T.isesine girmiştir. Lisede zekâsı ve çalışkanlığiyle

638

-temayüz ederek bütün muallimlerinin tak­ dirlerine mazhar olmuş, Fransız lisanını ve edebiyatını mükemmel öğrenmiş, hattâ İs- tanbula gelen Fransa İmparatoriçesi Öjeni- ye mektep namına hitabede bulunmuştur. Salih Münir Paşa Galatasaray Lisesini o de­ rece severdi ki, lisedeki hayalını Kemen he men her gün anlatmaktan büyük zevk alır­ dı. Vefatına kadar her sene Galatasaray

Li-f

(2)

Salih Münir Paşanın evlenemediği ve fakat bütün hayatı boyunca sevgisini unutamadığı

nişanlısı...

sesinin H^aset--eHivnrHıı

Liseyi ikmal ettikten sonra, İstanbulda henüz bir üniversite mevcut olmadığından, babamız Mahmut Celâleddin Paşa, kendisini Fransaya tahsile göndermek istemişse de Sultan Abdülhamit, ileride gönderirim diye­ rek müsaade etmemiştir. Bunun üzerine Sa­ lih Münir Paşa, Galatasaray Lisesinin ikinci Fransız direktörü ile diğer muallimlerden uzun zaman hususî dersler almıştır. Bundan başka tarihe pek meraklı olduğundan, Cev­ det Paşadan ders alarak, tarihî yazılarının müsveddelerini temyiz etmiştir.

17 yaşında Babıâli Âmedî Odasına sta- jiyer olarak girmiş, fakat çok serbest büyü­ müş olduğundan Babıâli hayatına bir türlü intibak edememiş, oradan Ticaret Nezareti­ ne nakil ile maaşı kadroya alınmıştır.

Salih Münir Paşanın İkinci Abdülhamit ile münasebeti şehzadeliği zamanında başla­ mış ve daha sonra veliaht olunca daha sık- laşmıştır. İkinci Abdülhamit tahta çıkınca,

resmi memuriyetinden başka, padişahın hu­ susî kâtipliğini de yapmıştır.

Salih Münir Paşa, Ticaret Nezaretinde kısa bir zamanda temayüz etmiş ve Ticaret Nazırı Damat Mahmut Paşa kendisini Neza­ ret Başkâtipliğine getirmiştir. Daha sonra Sadrıâzam Ahmet Vefik Paşanın. Kalemi Mahsus Müdürü olmuş ve uzun müddet mai­ yetinde kalmıştır. Bu büyük devlet adamı­ nın ilminden ve tecrübesinden istifade et­ miştir.

Ahmet Vefik Paşanın iktidardan çekil­ mesi üzerine Salih Münir Paşa Hâriciyeye girmiş ve Umumî Kâtipliğe kadar yüksel­ miştir. Burada sefirlerin ve hassaten Fran sız Büyük Elçisi Marki dö Montebelo’nurı alâkalarını celbetmiştir. Padişah, büyük e l­ çilerle daima Salih Münir Paşa vasıtasiyle temas ve muhabere edermiş.

Fransa ve İsviçre.deki genç Türklerın faaliyet ve neşriyatı İkinci Abdülhamidin hiç hoşuna gitmezmiş ve beyhude telâş et­ meğe başlamış. Pariste emniyet edebileceği

Salih Münir Paşaya âşik olan ve kendisini metresi olmaya icbar eden Rusyanın Paris Sefiri İgnatiyefin karısı Prenses İgnatiyef...

(3)

bir sefir bulunmasını düşündüğü sıralarda hatırına Hariciye Başkâtibi Salih Münir Bey gelmiş. Bu kararını hükümete bile bildir­ memiş ve hattâ kabine âzasından pederim Mahmut Celâleddin Paşanın bile haberi ol­ mamış. Bir gün huzura kabul olunan Fran­ sa Büyük Elçisi Marki dö Montebelo’nun bir vesile ile Salih Münir Beyden sitayişle bah­ setmesi üzerine İkinci Abdülhamidin verdi­ ği karar kesbi kat’iyet etmiş ve Salih Münir Beyin Paris Büyük Elçiliği için Fransa hü­ kümetinden agreman istenmesini Babıâlive bildirmiştir. Meclisi Vükelâda pederim, oğ­ lunun Paris gibi bir yerde birdenbire Bü­ yük Elçi olmasına itiraz etmiştir. Fransa hü­ kümetinden kısa bir zamanda muvafık ce­ vap gelmesiyle, 1896 tarihinde, Salih Münir Bey Paris Büyük Elçisi tâyin edilmiştir.

Paris Sefiri Salih Münir Bey, kordiplo­ matiğin en zeki ve en faal, 36 yaşında bir büyük elçisi olmuştur. Resmî ve hususi zi­ yafetleri ve resmi kabulleri Pariste dillere destan olmuştur. Meselâ meşhur Rus balele­ ri Paris Operasında bile oynanmadan, ilk defa sefaretimizde oynanmıştır.

Pariste bulunduğu müddet zarfmda şah­

sı servetini sarfettiği gibi, devletten 50 bin lira matlûbatı kalmıştır. Bu parayı tahsil edemedi. Vefatı günü ise çantasında on lira çıkmadı.

Pederimin vefatından sonra 1902 tari­ hinde Salih Münir Bey vezir rütbesine nail olmuş ve aynı zamanda Brüksel ve Bern Se­ faretlerini de tedvire memur edilmiştir. S e­ fareti esnasında mühim siyasi hâdiseler zu­ hura gelmiştir. (Yunan harbi, Ermeni isya­ nı, Rus-Japon Harbi, Lorando ve Tubini va ­ kası, Damat Mahmut Paşa ile oğlu Prens Sabahaddin Beyin İstanbuldan firarları,, bir Balkan antantının imzası için giriştiği mü­ zakereler, Bulgaristan Prensi Ferdinand ile yaptığı Sofya müzakeresi...) Biraderimin si­ yasî hayatı pek mühim olduğundan burada hepsini mufassalan yazmak imkânsızdır.

İspanya Kralı 12 nci Alfons’un bir İngi­ liz Prensesi olan Viktorya ile evlenmesi mü­ nasebetiyle İkinci Abdülhamit namına fev­ kalâde büyük elçi olarak düğüne iştirak et­ mişti. Düğün günü Madrit Katedralinde a- narşistler tarafından atılan bombadan gelin kraliçenin tuvaleti, kralın elbiseleri ve Salih Münir Paşanm yüzü ve üniforması kanlar

Pariste bir sa yfiyed e eski hanedan erkânından birkaçı bir ziyafette. (Salih M ünir Paça en sonda görülm ektedir)

(4)

$

Salih Münir Paşanın ikinci karısı ve Tepe- delenli Ali Paşanın torunu Cemile Hanım içinde kalarak bir mucize kabilinden kur­ tulmuşlardır.

Salih Münir Paşa gayet şakacı, sevimli, lüzumundan fazla kibirsiz bir adamdı. Ken­ disini çok çabuk sevdirirdi. Bu karakteri Fransızların çok hoşlarına gidiyordu. 1905 te Fransız millî bayramı münasebetiyle y a ­ pılan resmi geçide sefirler de iştirak ettiği gün bazı Fransız gençleri nümayiş yapmışlar ve biraderimin arabasına yaklaşarak kendi­ siyle başındaki fesinden dolayı alay etmiş­ lerdi; Münir Paşanın (Et ta soeur - kızkar- deşin nasıl?) demesi üzerine sokakta bravo sesleriyle alkışlanmıştır. Yine bir merasim münasebetiyle Reisicumhur Mösyö Loubet ile yan yana bulunduğu sırada bir Fransız külhanbeyi her ikisine yumurta atmış, Rei­ sicumhurun ve biraderimin yüzleri yumurta sarısına boyanmıştır. Salih Münir Paşa gü­ lerek, yerden bir yumurta almış ve herifin kafasına fırlatmış, bu da halkın hoşuna gi­ derek yine alkışlanmıştır. Polis tarafından yakalanan genç, mahkemede, Reisicumhura yumurta attığmdan 20 frank nakdî cezaya ve ecnebi bir büyük elçiye attığı yumurta

için de bir hafta hapse mahkûm olmuştur Salih Münir Paşa 1905 tarihinde Paris kordiplomatiğinin (Doyen) i yani en kıdem­ lisi olmuş ve bu mevkii sefaretten ayrıldığı

1908 tarihine kadar muhafaza etmiştir. Bu tarihten sonra siyasî hayattan çekilerek za­ manını tarihî eserlerine hasretmiştir. Günde sekiz saat tarihle meşgul olduğu olurdu. 1925 senesine kadar Paris, İsviçre ve İtalr yada yaşadı ve sonra bütün bütün İstanbul la avdet etti. Şubat 1939 senesinde 79 va-l şında olduğu halde, Esa bir hastalığı müte- akıp vefat etti.

Salih Münir Paşa ve Genç Türkler:

İkinci Sultan Abdülhamit, İstanbuldan vesair yerlerden firar etmiş olan vatandaş­ ları muhtelif şekil ve vasıtalarla elde etmek siyasetini takip ediyordu. Para ve memuri­ yet teklifleri-sayesinde kısmen de muvaffak oluyordu. Biraderim Münir Paşayı sıkıştır­ dıkça, o da Fransada ve İsviçrede demokra­ tik rejim ve kanun hüküm sürdüğünü, bu­ ralara sığınmış olan vatandaşlara kanun ha­ rici hiçbir muamele yapılamayacağını

bildir-Salih M ünir Paşanın sevdiği kadınlardan, aslen Fransız v e Paris yü k sek sosyetesine

m ensup Madam ( X )

(5)

mekle iktifa ediyordu. Birçok Genç Türkle- ri gizli gizli himayeden asla çekinmiyordu. İkinci Abdülhamidin hiç sevmediği Ubey- dullah Efendi sabah akşam sefarette” bira; derimle beraber yemek yerdi ve ikamet e- derdi. Hattâ ben Pariste tahsilde bulunur­ ken Türkçemi Ubeydullah Efendiden öğren­ miş bulunuyorum.

Kendisi, ikinci Meşrutiyetin ilânından ! sonra İzmir mebusu olmuştu. Bir gün kürsü­ de konuşurken, muhaliflerden bir milletve kili, Ubeydullah Efendiye, «İn oradan, sus. Sen Münir Paşanın adamısın!» diyerek ba­ ğırmış; Ubeydullah Efendi de, «Ben buraya Münir Paşanın adamı değilim demek içirı çıkmış değilim» cevabını vermiştir.

İkinci Abdülhamit, Münir Paşanın ce vaplarından canı sıkılarak, gizliden Parise bazı adamlarını göndermiştir. Hattâ bu a- damlar sefarete uğramadan Paris Polis Mü- düriyle müzakere etmek bile istemişler ve tabiî mahcup olarak avdet etmişlerdir

Ebüzziya Tevfik Bey çok sevdiği dostu idi. Ayan Reisi Ahmet Rıza Bey, kezalik ar kadaşı idi ve çok takdir ederdi.

Salih Münir Paşanın hususî hayatı;

Salih Münir Paşa ilk defa 19 yaşında iken, Sultan Abdülâzizin süt kızı Avantiyar Hanımla evlenmiş ve iki sene fceraBer yaşm" mıştır. Emsalsiz güzellikte olan bu zavallı kadın, çocuk doğururken, çok genç yaşta - fat etmiştir. İkinci defa olarak Manastır eş­ rafından Halil Paşa zade Rıza Beyin kert­ mesi Cemile Hanımla evlenmiştir. Rıza Bey, validesi tarafından, Tepedelenli Ali Paşanın hafididir. Yengem Cemile Hanım, hayatım­ da esine hiç tesadüf edemediğim büvük bir hanımefendi idi. Nazik, kibar, merhametli bir insandı. Salih Münir Paşanın bu izdivaç­ tan iki kızı ile bir oğlu dünvava gelmiştir Cemile Han'ın, Salih Münir Paşadan evvel, 1995 tarihinde vefat etti. Biraderim Salih Münir Paşa, gençliğinde çok yakışıklı ve cazip bir erkekmiş, kadınlarca cok süksesi - olmuş ve güzel kadınlara intilâsı fazla imiş. Parisin en yüksek mehafiline mensur) çok güzel kadınları fazla meşgul etmiştir. Ne yazık ki bunları burada yazıp muhterem o- kuyucular' miza anlatma kimkânı yoktur. Çünkü belki, çok sevdiklerine hiç şüphe et­ mediğim Tarih Dünyasının bütün sahifele- rini doldurmak icap edecektir.

Aziz ESENBEL

W S > W V \ ^ W W W

Tarihten Fıkralar

Halet Efendi, İkinci Mahmudun has müşaviri ve onun yanında nüfuz sahibi bir adamdı. Sonra gözden düşmüş ve idam

olunmuştur.

Halet Efendinin âkıbetinden dolayı Sultan Mahmudun nedamet ettiğini riva­ yet ederler. Padişah, bir gün Galata Mev- levihanesine gitmişti. Halet Efendinin mezar taşı gözüne ilişti. Tekke Şeyhi Kudretullah Dedeye:

— Şeyhim, şu bizim Halete ne d el­ sin?..

Demesi üzerine Dede:

— Efendim, o da bir halet idi, .geçti. Tarzında zarifane bir cevap vermiş­ ti. Kudretullah Efendi, Halet Efendinin nüfuziyle postnişin olmuştu.

A

Halet Efendi gaddardı. Bir gün bir delikanlının idamına hükmolunmuştu. Bazı şefaatçileri Halet Efendiye yalvar­ mışlar, Efendi şu cevabı vermiş:

— Birine gençtir yazıktır, Ötekine ih­ tiyardır yazıktır dersiniz, her vakit orta yaşlıyı nerede bulalım?..

A

Bir gün bir köylü kadın, Bursaya ge­ lerek Vali meşhur Ahmet Vefik Paşaya müracaat ederek, saatini kaybettiğini, a- radığı halde bulamadığını, vali paşaıım tek gözlüğünü takarsa kayıp şeylerin bu- lunduuğ yeri keşfeylediğini haber verdik­ lerinde nonun için köyünden Bursaya ka­ dar geldiğini söyler. Ahmet Vefik Paşa, kadının hangi köyden olduğunu, saati ne zamandan beri kullandığını ve ne vakit kaybettiğini sorup anladıktan sonra, bir müddet beklemesini söyler. Bu arada çar­ şıya adam gönderip münasip bir saat al­ dırır ve kadını çağırtın, tek gözlüğünü ta­ karak:

-— Hanım, ben kayıpları bulurum ama taze iken bulurum, sen vaktini geçir­ mişsin; şimdi bu saati al kullan, bir daha kaybolursa kırk sekiz saati geçirmeden müracaat et.

Der. Bu fıkra, Ahmet Vefik Paşanın halk arasındaki mevkiini göstermektedir. Yeniler için acaba ibreti mucip olmaz mı?

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çanakkale savaşlarında ölen AvustralyalI ve Yeni ZelandalI askerleri kendi evlatları kabul eden bir m illet olarak, bizim le (ve de bizden çok önce) bu topraklarda

Daha sonra gördüm ki, büyük gazetelerin başında olan, politik yazı­ lar yazan bir çok kimseler, tıpkı sizin ve be­ nim gibi spordan başlamışlar

Aslında politika adamı olmayan Ziya Gökalp, sa­ dece İttihat ve Terakki Partisi'ne erişilmesi uzak bir ideal göstermiş, partinin fikriyatını, ideolojisini yap

Görsel algı eğitim programının uygulanması tamamlandıktan sonra Beery-Buktenica Gelişimsel Görsel-Motor Koordinasyon Testi ile Görsel Algı ve Motor Koordinasyon Testleri

Reference change value (RCV), which used for evaluating the clinical significance of changes in consecutive test results from an individual, were calculated for cholesterol tests

Periyodik Tablo’daki aktinidler grubunun plütonyum ve küriyum gibi görece geç keflfedilen ve nükleer santral yan ürünleri olarak tand›¤›m›z ya da taban malzeme

9 Nisan 1920 tarihinde Ankara'da doğdu, ilk ve orta tahsilini İstanbul Şişli Terakki Lisesinde bi­ tirdi.. Ramiz Gökçe’nin etkisi altında resme karşı ilgisi

İkinci Dünya Harbinin sona erdiği 1945 yılının Ekim ayında Londrada toplanan Birleşmiş Milletler Eğitim Konferansında (1) eğitim ve bilim yönünde