• Sonuç bulunamadı

Başlık: Mesleki eğitimde teorik bilginin kazandırılmasına yönelik bağlamsal bir içerik oluşturma denemesiYazar(lar):YILMAZ, Nuray ParlakCilt: 36 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Egifak_0000000075 Yayın Tarihi: 2003 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Mesleki eğitimde teorik bilginin kazandırılmasına yönelik bağlamsal bir içerik oluşturma denemesiYazar(lar):YILMAZ, Nuray ParlakCilt: 36 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Egifak_0000000075 Yayın Tarihi: 2003 PDF"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

! "#$ #% $ #% &$ # ' #$ $

MESLEK E T MDE TEOR K B LG N N

KAZANDIRILMASINA YÖNEL K BA LAMSAL B R ÇER K

OLU TURMA DENEMES

**

AN ESSAY TO COMPOSE A CONTEXTUAL CONTENT

AIMING AT ACQUIRING THEORETICAL KNOWLEDGE

IN VOCATIONAL EDUCATION

Nuray PARLAK YILMAZ

Ö r. Gör. Dr., Uluda Üniversitesi E itim Fakültesi

Bilgisayar ve Ö retim Teknolojileri E itimi Bölümü

ÖZET

Dünyadaki hemen hemen bütün e itim sistemleri, teorik bilgiyi ö renciye gerçek hayatla ili kisini göz ardı ederek kazandırmaya çalı malarının bir sonucu olarak transfer edilemeyen, dolayısıyla kullanılamayan bilgi sorunuyla kar ı kar ıyadır. Seksenli yılların ba ında ortaya çıkan yapıcı e itim anlayı ı bu soruna yönelik olarak, ö retimin ö rencilerin ya antılarıyla ili kili ba lamlarda gerçekle tirilmesi gere i üzerinde önemle durmaktadır. Bu yazıda, mesleki e itimde teorik bilginin ö retimi sorununu yapıcı anlayı ın görü lerini de kapsayan bir yakla ımla ele alan ve mesleki- akademik e itimi bütünle tirmeyi amaçlayan program anlayı ı üzerinde durulmakta, ayrıca böyle bir program içeri inin olu turulmasına ili kin bir örnek sunulmaktadır.

Anahtar sözcükler: Kullanılamayan bilgi, ba lamsal içerik, teori ö retimi, bütünle tirilmi

programlar, yapıcı ö renme

ABSTRACT

The question of inert knowledge arising from the lack of correlating knowledge with practice

is a common problem for almost all of the systems of education. One of the points which constructive approach emphasis especially after the years 80’ in relation to the transferability of knowledge is to facilitate the realization of instruction within the context experienced by students themselves. The first question of which this paper handles is to describe what can a programme aiming at integrating vocational and academic knowledge be with respect to the constructive approach. Then, the way in which such a programme can be developped is illustrated by giving a sample case.

Keywords: Inert knowledge, contextual content, theory instruction, integrated programs,

constructive learning.

(2)

Giri

Bir ço umuz ö renim hayatımız boyunca okulda ö rendi imiz bilgilerin gerçek hayatta ne i e yarayaca ını kendi kendimize sorup durmu uzdur. Bize ö retilen ve ö renirken çok zorlandı ımız ya da defalarca tekrarladı ımız halde ö renemedi imiz bilgileri neden ö renmek zorunda oldu umuzu, onları nasıl ve nerede kullanaca ımızı bilmeden ezberleyip durmu uzdur. Hele de fizik, kimya gibi derslerde ö retilen teorik bilgiler söz konusu oldu unda i imiz daha da güçle mi tir. Oysa bu bilgiler bize çevremizdeki olgu ve olayları açıklarlar. Bilim konuları aslında, hemen hemen hepimize ilgisiz gelen ancak bu yanıyla hepimizin merak duygusunu harekete geçirebilecek kadar bizi ilgilendiren konulardır. Ancak biz bu bilgileri ö retirken onları gerçek hayattan koparıp o kadar soyut ve anla ılmaz bir hale sokarız ki, ö renciler için bu bilgileri anlamak ve ö renmek ço u zaman can sıkıcı bir hal alır.

Bu anlamda okullarda ba lamdan uzak sembolik bilgilerin vurgulandı ını, günlük hayatın içinde ise somut durumlara göre belirli ba lamlara uygun somut verilerin kullanıldı ını söylemek yanlı olmayacaktır. Bu konuda Resnick (1987), okul içi ve okul dı ı ö renme ortamı ayrımını yaparak bu iki ortam arasındaki transfer eksikli ine i aret etmekte, okulların ö renmeyi ba lamdan uzak bir ekilde ele alarak bu soruna yol açtıklarını ifade etmektedir (Aktaran Duffy ve Jonassen, 1991).

Ö retimsel ba lamlarda kazanılan bilgilerin okul dı ı ba lamlara transfer edilememesi sorunu sadece bizim e itim sistemimizin de il, dünyadaki hemen hemen tüm e itim kurumlarının kar ı kar ıya kaldı ı bir sorundur. Dunn (1994) bu konuyla ilgili olarak, “dünya okulda ö rendiklerini uygulayamayan, bilgisini uygulamaya koyamayan ve ilgisiz e itim almaktan dolayı sıkıntı duyan ö rencilerle doludur” ifadesini kullanmakta, Butterfield (1988) transferin e itim ve psikoloji biliminin çözülmemi en önemli problemi oldu undan söz etmektedir (Aktaran Tessmer ve Richey, 1997). Aynı ekilde ara tırmalar da ö rencilerin okulda ö rendiklerini gerçek ya ama uygulama konusunda ba arısız olduklarını ortaya koymaktadır. Ö retim kademeleri söz konusu oldu unda da durum çok farklı de ildir. Üniversite düzeyindeki ö rencilerin de ö rendikleri teorik bilgileri meslek ya amından seçilen problem durumlarında kullanmaları söz konusu oldu unda

çok ba arılı olamadıkları gözlenmektedir (Renkl, Gruber, Mandl ve Hinkofer, 1994; Gräsel, Prenzel ve Mandl, 1993). Oysa ö renilenlerin transferi e itimin temel amaçlarından biri olmalıdır.

Bilginin Transferinde Ba lamın Rolü Her ne kadar son zamanlarda yapıcı e itim anlayı ıyla yeniden ke fediliyor gibi görünse de, ba lamın ö renme, motivasyon ve transfere olan etkisinin kavranması yeni de ildir (Tessmer ve Richey, 1997). Ancak yapıcı anlayı ta ba lam di erlerine göre daha çok vurgulanmaktadır. Yapıcılar, ba lamdan uzak ö renmenin ya antıdan uzak bir yalan oldu unu iddia etmekte, nesnelcileri de ö retimi gerçek ya amdan kopardıkları için ele tirmektedir (Jonassen, 1991).

Yapıcılı ı temel alan durumlu bili (situated cognition) yakla ımı, dü ünce ile dü üncenin gerçekle ti i ba lamları birbirinden ayrılmaz olarak kabul etmekte ve gerçek ya am ba lamlarının ö renmedeki do al ö reticili inden söz etmektedir (Choi ve Hannafin, 1995). Beynin i levlerine ili kin yeni bulgular da, bilme-yapma, okul-ya am, bilgi-uygulama, içerik-ba lam arasındaki ba lantıların zorunlu oldu unu göstererek yapıcı teoriyi desteklemektedir (Parnell, 1996).

Ba lam olu turma ve onu mükemmelle tirme konusunda yapıcı kuramı temel alan durumlu ö renme (situated learning), ba lamlı ö renme (anchored instruction), bili sel çıraklık (cognitive apprenticeship) gibi yakla ımlar ele alınarak da ciddi çalı malar yapılmakta, bu çalı malardan elde edilen sonuçlar tasarlanan bu tür ortamlarda ö renmenin daha türetimci, daha anlamlı ve bilginin transferi için daha uygun oldu unu göstermektedir.

Ö renme ba lamının, ö renci ba arı ve tutumlarına etkisini inceleyen çe itli ara tırmalar mevcuttur (Ross , 1983; Ross, McCormick ve Krisak, 1986; Mevarech ve Stern, 1997). Bu ara tırmaların sonuçları, ba lam ö rencilere a ina oldu unda ba arının arttı ı, tutumların ise olumlu yönde geli ti ini göstermektedir. Collins’in (1988) “bilgi anlamlı ba lamlar içinde ö renildi inde, ba lam bu bilgilerin kullanımına yardımcı olaca ı için transfer kolayla ır” eklinde ifade etti i gibi ba lam bilginin transferini de kolayla tırmaktadır. Ayrıca ö renme-ö retme durumlarının anlamlı ve gerçe e uygun ba lamlarda sunulması ö renenlerin yeni ö rendikleri bilgileri eski bilgileriyle ili kilendirmesine de olanak vermektedir (Dörr, 1999).

(3)

Ross’un (1983) istatisti in olasılık ünitesiyle ilgili problemleri üç tematik ba lamda (e itim, tıp ve soyut) ele aldı ı ara tırmadan elde etti i sonuçlar, e itimci deneklerin e itim ba lamından, hem irelerin de tıp ba lamından daha iyi ö rendiklerini ortaya koymu tur. Ayrıca ara tırmada bilgi transferinin bu ekilde daha da kolayla tı ı görülmü tür.

Song ve Black (1991) yaptıkları ara tırmada, bilgi i leme becerileri (uygulama ve yorum) ve ba lam (günlük ya am ve bilim ba lamları) arasında ili ki bulunup bulunmadı ını ara tırmı lardır. Ara tırmada bu iki de i ken arasında anlamlı bir ili ki bulunmu tur. Ö renciler günlük ya am ba lamlarında yorum becerisinde, bilim ba lamlarında ise uygulama becerisinde daha iyi performans göstermi lerdir.

çerik ö rencilerin ya antılarıyla ili kilendirilebildi i oranda ö renciler için daha anlamlı olmaktadır. Literatür, ö rencilerin kendi ya antılarından örnekler ta ıyan içeri in onları daha fazla güdüledi ini ve yeni ö renilen bilginin daha kalıcı oldu unu açıklamaktadır. Ayrıca, ö rencilerin daha önceki ya antıları ile uyarlanan tanıdık içerik, bili sel yüklenmeyi de azaltmaktadır (Aktaran Çalı kan ve im ek, 1999). Literatürde ayrıca, ba lamın ö renciye bir kariyere ili kin benlik algısını olumlu yönde geli tirme ve kariyer hedeflerine ili kin tutumlarını eyleme dönü türme konusunda yardımcı olabilece i bilgisi de yer almaktadır ( Brown, 1999).

Mesleki ve Akademik E itimin Bütünle -tirilmesi ve Ba lam

Teorik bilgiler, kavramlar arasındaki soyut ve karma ık ili kilerin bilgisini içerir. Bu yüzden de teorik bilginin kazandırılması basit sayılabilecek bir ö retim problemi de ildir. Oysa teorik bilginin kazandırılması mesleki e itimde uzmanlı ın önemli bir dayana ı olması ve meslekte ya anan sorunların çözümünde üstlendi i i levlerden dolayı çok önemlidir (Niegemann, Gronki-Jost ve Neff, 1999). Son yıllarda ya anan geli meler sonucu mesleki e itimde akademik boyutun daha çok vurgulanmasıyla birlikte teorik bilgiyi gerçek ya am durumlarında kar ıla ılan problemlerin çözümünde kullanabilme becerisi daha çok önemsenmeye ba lanmı tır.

Gerek bir ülkenin geli mesine katkıda bulunma açısından ortaö retim düzeyindeki genel e itimin aynı düzeydeki mesleki e itimden daha etkili oldu una ili kin saptamalar ( im ek, 1999),

gerekse teknolojik olarak ileri bir toplumda, global rekabetçi bir pazarda ve de bilgi temelli bir ekonomide etkili bir biçimde i görebilmek için gerek duyulan mesleki, akademik ve üst düzey becerileri ö rencilere kazandırma ihtiyacı ve son olarak da e itim sistemlerinde bilginin transferine ili kin ya anan sorunlar ve son yıllarda bu soruna yönelik olarak geli tirilen ba lam temelli yakla ımlar mesleki ve akademik e itimin bütünle tirilmesini esas alan yeni yapılanma modellerini gündeme getirmi tir. Bu modeller Do an ve Kılıç’ın da belirtti i gibi (1999), genel e itimin kapsamlı içeri i ile mesleki e itimin gerçek ortamda ö renme ve uygulama boyutunun bütünle tirilmesini amaçlamaktadır.

Bütünle tirilmi program modellerinde üç boyut söz konusudur: Yatay boyut, programda yer alan disiplinler arasında ba lantıların kurulmasını, dikey boyut farklı düzeylerde ö retilen program içerikleri arasında ba lantıların kurulmasını, üçüncü boyut ise yeni ö renilen bilgilerin i ve ya am tecrübeleriyle ili kilendirilmesini içerir (Edling, 1993).

Bütünle tirilmi programlarla, bugün yapıldı ı gibi birbirinden soyutlanarak ayrı ayrı ö retilen konuların birbiriyle ili kilendirilmesi amaçlanmaktadır (Weinbaum ve Rogers, 1995). Bu tür programlar sayesinde de i ik disiplinlerin bilgi, beceri ve kavramlarını birle tirme olana ı do maktadır. Ayrıca yine bu tür programlar bir mesle in gerektirdi i akademik ve mesleki becerilerin bütünle tirilmesine de olanak vererek, bugün mesleki e itimde göz ardı edilen ve yeni ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden vurgulanmaya ba lanan akademik boyutun i levsel hale gelmesine de katkıda bulunmaktadır.

Bütünle tirilmi programlar anlayı ının arkasında ö renmede “ba lam”ın rolüne olan inanç yatmaktadır. Ba lam yaratmaya elveri li olması nedeniyle de mesleki e itim bu tür bütünle tirilmi programların hayata geçirilmesine olanak sa lamaktadır. Yeni bilgi teknolojilerinin sundu u olanaklar da bu tür programların ö retim uygulamalarına yansıtılması konusunda ö retim tasarımcılarına yardımcı olmaktadır.

Akademik ve mesleki e itimi bütünle tirme konusunda program çalı malarını halen sürdüren ülkelerden biri olan Amerika’da, matemati i gerçek ya am problemleri temelinde mesleki ba lamda yeniden yapılandıran program çalı maları yedi yıldan fazla süreyle devlet deste iyle yürütülmü tür. Bu programlar cebir, geometri,

(4)

olasılık, istatistik gibi matematik alanlarını teknik alanlarla, geometriyi endüstri alanının kavramlarıyla, matematik konularını ise i letme alanında para yönetimiyle ili kilendirmeyi amaçlamaktadır (Stasz ve Brewer, 1999). Yapılan bu çalı malar sayesinde Amerika’da bütünle tirilmi programlar konusunda önemli deneyimler elde edilmi tir.

Bütünle tirilmi Programlarda Ba lamsal çerik Olu turmaya li kin Bir Deneme

Bu deneme çalı masında mesleki ve akademik e itimin bütünle tirilmesini amaçlayan bir programa ili kin içerik olu turma üzerinde durulmaktadır. çerik bütünle tirme çalı ması yapılırken i ya amı ba lamında akademik becerilerin kullanılması esas alınmı tır. Bu amaçtan yola çıkılarak çalı manın içerik analizi a amasında meslek analizi yöntemine ba vurulmu ; analizde meslek icra edilirken kullanılan beceriler temel alınmı tır.

Ortaö retim düzeyinde ele alınan çalı ma, Kız Meslek Lisesi Kuaförlük Bölümlerine yöneliktir. Çalı manın kapsamını sınırlandırmak amacıyla, kuaförlük mesle inin ana bölümlerinden (saç boyama, saça biçim verme, saç kesme vb.) sadece “saç boyama” ele alınmı tır.

Çalı manın ilk a amasında, saç boyama sırasında yapılan i lemler (Ek 1) ve her i leme ili kin i lem basamakları (Ek 2- Dördüncü i lemin i lem basamakları örnek olarak verilmi tir.) sırasıyla analiz edilmi tir. lem basamaklarının analizi sonucunda, her i lem basama ında bili sel, psikomotor ve duyu sal ö renme alanlarına ili kin bilinmesi gerekenler belirlenmi tir. Buna göre saç boyama i lemini gerçekle tirirken bir kuaförün teorik boyutta bilmesi gereken konular u ekilde ortaya çıkmı tır:

• Saçın yapısı

• Saç ve deri hastalıkları • Saç ve ba cildinin temizli i

• Boyama i lemi öncesi mü teri ile diyalog (Mü terilerle ileti im becerileri)

• Kalıcı saç boyaları ve renk bilgisi

• Kalıcı saç boyaları ve hidrojen peroksitin kimyasal yapısı

• Saç boyama i leminin kimyasal analizi • Saçın kimyasal yapısı

Belirlenen bu konular saç boyama i leminin, aslında çok de i ik disiplinlerde ele alınabilecek boyutlarının bulundu unu ortaya koymaktadır. Konular belirli disiplinler altında sınıflandırılmaya çalı ıldı ında ekil 1’deki gibi bir belirleme yapmak mümkündür.

ekil 1. Konuların Disiplinlere Göre Da ılımı

Anatomi ve Fizyoloji

Saçın Yapısı Saç ve Deri

Resim

Kalıcı Saç Boyaları ve Renk Bilgisi

Kimya

Kalıcı saç boyaları ve hidrojen peroksitin kimyasal yapısı Saç boyama i leminin kimyasal analizi

Saçın kimyasal yapısı

leti im

Boyama i lemi öncesi mü teri ile diyalog SAÇ BOYAMA

(5)

Konular ve konuların ele alınabilece i disiplinler belirlendikten sonra, bir adım daha ileriye gidilerek, seçilen iki disiplinden resim ve kimya alanlarında ele alınabilecek olan konuların ayrıntılı içerikleri olu turulmaya çalı ılmı tır. Bu yapılırken konuların saç boyama i lemi ba lamında

ele alınaca ı göz önünde bulundurularak , Tablo 1’ de görüldü ü gibi, ilgili disiplinlerin örtü en teorik konuları belirlenmi ve saç boyama i lemi bu konulara teorik bilgilerin uygulanabilece i bir ba lam olu turmu tur.

Tablo 1. Disiplinlerin Teorik Bilgilerinin Saç Boyama lemi Ba lamında Bütünle tirilmesi Renk Bilgisi Saçın Kimyasal Yapısı

Kalıcı Saç Boyalarının ve Hidrojen Peroksitin

Kimyasal Analizi Saç Boyama leminin Kimyasal Analizi • Tarihçe

• Renk Ölçüm • Renklerin

sınıflandırılması

• Renk Çizelgesi sistemi ve

boya katalogları

• Saç boyalarının

renklerinin numaralandırılması

• Renk-ı ık-yüzey ili kisi

ve saç rengini belirleme

• Kimyasal bir madde

olarak saç • Kalıcı saç boyalarının bile imi

• Kalıcı saç boyaları ve

boyarmaddeler

• Kalıcı saç boyalarının saça

ve cilde etkileri

• Hidrojen Peroksit çözeltisi • Hidrojen Peroksit

konsantrasyonunun hesaplanması

• Saç boyama i leminin

kimyasal a amaları

Resim Kimya

• Ana ve ara renkler • Madde türleri Madde türleri

• Organik maddeler • Çözeltiler

• Maddenin kimyasal

de i imi

• Kimyasal tepkime türleri • Kimyasal tepkimelerin

hızını etkileyen faktörler

Yukarıda da ifade edildi i gibi çalı manın kapsamına uygun olarak burada sadece bir ana bölüm üzerinde durulmu tur. Program içeri inin tamamının ortaya konulabilmesi için mesle in di er ana bölümleri de ele alınarak analizin sürdürülmesi gerekmektedir. Böylece aynı zamanda ders içeriklerindeki bini ikleri de ortadan kaldırmak mümkün olabilecektir.

Sonuç

Bu küçük çaplı deneme çalı ması sonunda kazanılan deneyim, öncelikle ara tırmacının bütünle tirilmi program ve içerik olu turmanın gere ine ili kin daha güçlü bir inanç duygusu geli tirmesine neden olmu tur. Ö renim hayatı boyunca teorileri soyut olarak ö renmi birisi olarak, de i ik disiplinlerde ele alınan teorik bilgilerin gerçek ya amla ili kisini gördükten sonra bundan etkilenmesi do al bir sonuçtur. Soyut olarak ö rendikleri ya da kavrayamadıkları için ö renemedikleri teorik bilgilerin i ya amındaki

uygulamalarla ne kadar ili kili oldu unu görmeleri ö rencileri de etkileyebilir. Aynı zamanda bu tür uygulamalar, gözlerinde büyüttükleri bilimin ne oldu u konusunda ö rencilerin bilinçlenmelerine de katkıda bulunabilir. Meslek lisesi ö rencileri, mesle e ili kin bir beceriyi yerine getirirken uymaları gereken kurallar bilgisinin arkasındaki teorileri tanıyabilir, böylece kurallara uymanın gere ini kavrayarak daha özenli davranı lar sergileyebilirler. öyle ki, meslek lisesi kuaförlük bölümü ö rencileri boyanın saçta bekleme süresini, kimyasal tepkimenin hızını etkileyen faktörlerin saç boyama i leminde etkili oldu u bilgisine sahip olarak belirleyebilir, aynı zamanda bu süreye uyma konusunda daha duyarlı davranabilirler.

Sisteme katkı açısından de erlendirildi inde, bu ekilde belirlenmi olan içerikler ve bu içeriklerin yer aldı ı kitapların hazırlanması yeterli olmayacaktır. Ö retim teknolojisi açısından bakıldı ında, içerikler kadar, bu içeriklerin nasıl, yani hangi yöntem ve materyallerle ö retilece i de

(6)

büyük önem ta ımaktadır. Dolayısıyla bu bir ö retim tasarımı sorunudur ve aynı zamanda kapsamlı bir çalı mayı gerektirir.

Son söz olarak, bu tür çalı malarda a a ıda belirtilen boyutların dikkate alınması önem ta ımaktadır.

• Çalı malar, hem meslek e itimi hem de akademik alandan çalı anlar, program geli tirmeciler ve ö retim teknologlarından olu an geni bir ekiple, ekip çalı ması yaparak yürütülmelidir. • Ekipte çalı an uzmanların bilginin

transferinin önemi ve ba lamın buna katkısı konusunda bilinçlendirilmeleri gerekir.

• Bu tür çalı malar uzun zaman ve yo un bir çaba gerektirmektedir.

KAYNAKLAR

Brown, B.L. (1999). Self-Efficacy Beliefs and Career Development. ERIC Digest No.205 (ERIC Document Reproduction Service No: ED429187)

Choi, J., Hannafin, M. (1995). Situated Cognition and Learning Environments: Roles, Structures, and Implications for Design. Educational Technology, Research and Development, 43(2), 53-69.

Çalı kan, H., im ek, A. (1999). “Bilgisayar Destekli Ö retimin Tasarımlanmasında Ö renme Ba lamı.” Kurgu Dergisi, 16, 243-253.

Do an, H., Kılıç, R. (1999). “Bilgi Ça ında Ortaö retim Sorunlarının Çözümüne Yeni Bir Yakla ım. Ça da E itim, 243, 17-24. Dörr, G. (1999). Didaktisches Design

Multimedialer Lernumgebungen in der Betrieblichen Weiterbildung. Unterrichtwissenschaft , 26 (1), 61-67. Duffy, T.M., Jonassen, D. H. (1991).

Constructivism: New Implications for Instructional Technology. Educational Technology, 31 (5), 7-12.

Dunn, T.G. (1994). If We Can’t Contextualize It, Should We Teach It? Educational Technology, Research and Development, 42 (3), 83-92.

Edling, W. (1993). Contextual Learning and Tech Prep Curriculum Integration. (ERIC Document Reproduction Service No: ED367787)

Gräsel, C., Prenzel, M., Mandl, H. (1993). Konstruktionsprozesse beim Bearbeiten eines

Fallbasierten Computerlernprogramms. In: C. Tarnai (Hrsg.), Beiträge zur Emprischen Pädagogischen Forschung (s. 55-66). Münster: Waxmann.

Jonassen, D.H. (1991). Context Is Everything. Educational Technology, 31(6), 35-37. Mevarech, Z. R., Stern, E. (1997). Interaction

between Knowledge and Contexts Understanding Abstract Mathematical Concepts. Journal of Experimental Child Psychology, 65, 68-95.

Niegemann, H.M., Gronki-Jost, E. M., Neff, O. (1999). Instructionsdesign zur Förderung des Selbständigen Erwerbs Theoretischen Wissens in der Kaufmännischen Berufsausbildung. Unterrichtwissenschaft, 27 (1), 12-28. Parnell, D. (1996).Cerebral Context. Vocational

Educational Journal, 71(3), 18-21.

Renkl, L. A., Gruber, H., Mandl, H., Hinkofer, L. (1994). Hilft Wissen bei der Identifikation und Steuerung eines Komplexen Ökonomischen Systems? Unterrichtwissenschaft, 22, 195-202.

Ross, S. M. (1983). Increasing the Meaningfulness of Quantitative Material by Adapting Context to Student Backgraound. Journal of Educational Psychology, 75, 519-529. Ross, S.M., McCormick, D., Krisak, N. (1986).

Adapting the Thematic Contexs of Mathematical Problems to Student Interest: Individualized versus Group-Based Strategies. Journal of Educational Research, 79 (4), 245-252.

Stasz, C., Brewer, D.J. (1999). Academic Skills at Work: Two Perspectives. (MDS-1193). Berkeley: National Center for Research in Vocational Education. (http:// vocserve.berkeley.edu/MDS-1193)

Song, J., P. J. Black. (1991). The Effects of Task Contexts on Pupils’ Performance in Science Process Skills. International Journal of Science Education, 13 (1), 49-58.

im ek, A. (1999). “Mesleki ve Teknik E itimde Yeniden Yapılanma”. 75 Yılda E itim, 237-240, stanbul: Tarih Vakfı Yayınları.

Tessmer, M., Richey, R. C. (1997). The Role of Context in Learning and Instructional Design. ETR & D, 45(2), 85-115.

Weinbaum, A., Rogers, A. M. (1995). Contextual Learning: A Critical Aspect of School-to-Work Transition Programs. Educational Reform and School-to-Work Transition Series. (ERIC Document Reproduction Service No: ED381666).

(7)

EK- 1 MESLEK: KUAFÖRLÜK

ANA BÖLÜM: SAÇ BOYAMA

--- LEMLER

--- 1. Saçlı deriyi analiz etme.

2. Saçın hangi renge boyanaca ına karar verme. 3. Saçı boyama i lemine hazırlama.

4. Saça sürülecek boya karı ımını hazırlama. 5. Boya karı ımını saça uygulama.

6. Boya karı ımının saçta bekleme süresine karar verme. 7. Boyalı saçı yıkama

(8)

EK-2 LEM NO: 4

LEM: SAÇA SÜRÜLECEK BOYA KARI IMINI HAZIRLAMA (BECER ).

lem Basamakları Bilinmesi Gereken Bilgiler Beceri Mesleki Tavır 1.Boya i leminde kullanı- .Boyama i leminde kul-

lanılan araç-gereç ve malzemeleri hatırlama. . Boyama i leminde kul- lanılan kapların hangi maddeden yapılmı ol- ması gerekti ini hatırla- ma.

. Kullanılan araç-gerecin temiz olması gerekti ini hatırlama.

. Boyama i leminde kul- lanılacak araç-gereç ve malzemeyi boya sehpa- sı üzerine eksiksiz ola- rak hazırlama.

. Kullanılacak araç-gere- cin temiz olmasına dikkat etme.

2. Boya miktarı ve perok- . Boya üzerindeki talimat- ların okuması gerekti ini hatırlama.

. Boya miktarına karar verme.

. Boya miktarına karar ve- rirken nelerin dikkate alın- ması gerekti ini hatırlama. . Hidrojen peroksitin volü- müne karar verme. . Peroksit volümüne karar verirken dikkate alınması gerekenleri hatırlama.

. Boya üzerindeki talimat ları okuma.

3. Boyayı boya çana ına . Boyanın tüpten nasıl bo- altılması gerekti ini hatır. Boyayı boya çana ına sıkma. 4. Boya ve hidrojen perok-

sit karı ımını pütürsüz bir ekilde hazırlama.

. Boya ve hidrojen perok- sit karı ımının pütürsüz bir ekilde hazırlanması gerekti ini hatırlama.

. Boya ve hidrojen perok- sit karı ımını hazırlama.

Şekil

Tablo 1. Disiplinlerin Teorik Bilgilerinin Saç Boyama  lemi Ba lamında Bütünle tirilmesi  Renk Bilgisi  Saçın Kimyasal  Yapısı

Referanslar

Benzer Belgeler

OrtasÕ delikli freze çakÕlarÕ uzun ve kÕsa malafa milleriyle, saplÕ freze çakÕlarÕnÕn büyükleri özel sÕkma düzenleriyle, küçükleri de pens-mandren tertibatÕ ile

Kı K ısaca, ki saca, ki şinin kendini ş inin kendini bilmesi olarak. bilmesi olarak tan

Bu yazıda Dünya Salık Örgütü Aı Yönetimi Global Eitim Aı tarafından verilen eitim kurslarında oynanan oyunlardan birisi olan ‘bir soru yanıt

The control regions are chosen to be kinematically close to the corresponding signal region, to minimize the systematic un- certainty associated with extrapolating the background

63 Department of Physics and Astronomy, Iowa State University, Ames IA, United States of America 64 Joint Institute for Nuclear Research, JINR Dubna, Dubna, Russia. 65 KEK, High

"Medyada Yoğunlaşma ve Şeffaflık Pane- lini, Ülkü Doğanay 7-9 Ekim 2003 tarih- leri arasında, Romanya Oradea Üniversi- tesi'nde Brüksel Uluslararası Yönetim Bi-

Dramadaki temel tanımlardan biri de ya amdaki gerçek (imgesel de olabilen) dramatik (ileti ime, eyleme dayalı ve gerilim içeren) anların, uzmanlar tarafından, bir grup

Sonuç olarak; hem çalışanların hem velilerin kurumsal itibar ve iletişim algılarının düşük olduğu, bununla birlikte çalışanların örgütsel iletişim seviyelerinin