• Sonuç bulunamadı

Dadaloğlu ve Tarihimizde At Sebahattin Yaşar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dadaloğlu ve Tarihimizde At Sebahattin Yaşar"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DADALOĞLU VE TARİHİMİZDE AT

"Yakın tarihimize kadar sosyal hayatımızdan çıkmayan

at ile ilgili pek çok hikâye, masal ve destanlar anlatılır

olmuştur. Bu halk edebiyatı mahsullerinde, kahraman­

ların ayrılmaz bir parçası olmuştur at."

Sebahattin YAŞAR

Ş im şek gibi uçan a tla rın üstü n d ek i savaşçılar. A n a d o lu 'd a yaşayan b ir ozanım ızın şiirlerin d e anlatıldı d u rd u yıllarca. . . B u ozan günü m ü zd e; T o ro s d a ğ la n 'n d a ıı B ozok Y aylasına. K ırşeh ir'd en Sarız'a. o ra d a n da Ç ukurova'ya k a d a r m illetim izin g ö n lü n d e d ir hala. . . E vet D A D A L O Ğ L U bu gönül erim izin adı. . . Şim di K ozan D ağı dile gelse O 'n u bize a n la ta b ilir mi acaba?. . . Şim di ozanın tü rk ü le r yaktığı A n av arza K alcsi'n d cn ne kaldı ki? Şim di kekik b iten , keklik ö ten A h ırd ağ ı e tek leri O 'n u hatırlayam az. . . A n av arza K alesi ise esraren g iz b ir yalnızlık içinde belki. . . ancak gün ü m ü zd e, gelinlerim iz, genç kızlarımız; ozanın tü rk ü le rin i söyler Ç u k u ro v a'd a . Lrciycs Y aylası'nda. . . âşıklarım ız. şiHıdi O 'n u n sevgisini y ü rek lerin d e duya duya v u ru rla r sazın tellerin e m ızrabı. . .

P ek çok folklorist. D ad alo ğ lu 'n u n yaklaşık 85 yıllık b ir ö m ü r sü rd ü ğ ü n ü söyler. G e rç e k te n d e yapılan a ra ştırm a la r ile O 'n u n 1785-1868 yılları a ra sın d a A n a d o lu 'd a yaşadığı a rtık kesinlik kazanm ıştır. Bu uzun hayat yolunda 'g ö n ü l eri'm iz yolun so n u n a k ad ar, h erh ald e pekçok h an d a konakladı. . . H ayat yolu bu. . . Y arının ne g etireceği belli o lu r m u? A ncak O ; "Y arın kavga k u ru lu rsa. . . T iifek ö tü p d av lu m b azlar v u ru lu r­ sa. . . Nice koçyiğitler yere se rilirse. . . Ö len ö lü r, kalan sağlar bizim dir. . ."diyecek k a d a r k ad ere in an an ve inandığı gibi yaşayan b ir ozandı. . .

N e yazık ki D ad alo ğ lu 'n u n nasıl yaşadığını bugün ayrıntıları ile bilem iyoruz. . .A ncak söylediği şiirlerd en anlıyoruz ki O; m illetim izin hayatında önem li yeri o lan , v atan sevgisi ve kah ram an lık gibi konuları dile g e tir­ m iştir h e r zam an. Bu se b ep le folklor araştırm acıların ın : D ad alo ğ lu 'n u . "cenk ve kah ram an lık şairi" o la ra k d çğ clcn d irm clcri sanıyoruz b o şu n a

değildir. C enk ve k a h ra m a n lık ta n söz ed ip d e 'a t'ı u n u t­ m ak olm az. Z a te n bu engin g ö nüllü âşığın pekçok şiirin d e, 'a t'm o tifi ö n p lân a çıkar.

A cab a D ad alo ğ lu 'n a 'a t'ı sevdiren n e d ir? A t. göç y o lların d a en büyük yardım cı olduğu için mi sevilir?. . Y oksa savaşlarda vazgeçilm ez b ir a rk a d a ş o ld u ğ u için m i? . . Y a d a b in lerce yıl ö te d e n gelen b ir m iras m ıdır at sevgisi?. . H e rh a ld e b ü tü n b u n la rı d ü şü n ü r d e 'a t'ı se v er D ad alo ğ lu . . .

Ç ok esk ile rd en gelen ananevi b ir sevgidir 'a t ' se v ­ gisi bizde. Öyle ya 1250 yıl önce dikilm iş o lan G ö k tü rk K ita b c lc ri'n d c bile; T ü rk le ıin at ü stü n d e d o ğ u p , al ü stü n d e ö ld ü ğ ü anlatılır. B ir ad a ülkesinin d ilin d e "deniz” nc ise dilim izde d e "at" o. . .

G en el dilbilim k aid elerin e g ö re; m illetlerin hayatında önem li rolü o lan k av ram ları karşılayan k elim eler, o m illetin dilinde sıkça k ullanılır. T ü rk ç e 'd e ise yüzlerce 'a t' ile ilgili atasö zü ve deyim v ard ır. Bu d u ru m sanıyoruz, b in lerce yıl g ü n lü k h ayatım ızda 'a t' ın nc k a d a r önem li olduğu k o n u su n d a bizlcrc ışık tu tm a k ­ tad ır. (1) Ç ü n k ü at. m a d d î ve a sk e rî ön em i dışında; sanatım ızın, g elen ek ve gö ren ek lerim izin de m eydana g elm esinde dolayısıyla etkili o lm u ştu r. Y uğlar. şö le n le r, y arışlar vc ev len m e tö re n le ri at ile arı b ir anlam kazanm ış; yer. boy ve insan a d la rın d a a t, h e r zam an ö n d e gelen b ir u n su r o la ra k ö n em in i k o ru m u ştu r. T ü rk k ü ltü r vc m edeniyet tarih in d e ise 'a t'ın ayrı b ir yeri v ard ır. Y üzyıllarca gö çcb c-ço b an k ü ltü rü içinde; belli u sû llere bağlı o la ra k yaşayan m illetim iz, atlı k ü ltü rü n gelişm esinde önem li b ir rol oynam ıştır. İşte insanın "en soylu fethi" o la ra k n itelen en at ile T ü rk le r arasın d ak i m ü n aseb eti ünlü A ra p ed ib i Câhiz. 9.y.y'da şöyle a n la tır; "T ü rk 'ü n h ayatm C ’ geçen g ü n le r to p la n ­

(2)

sa; a t üzerin d ek i g ünleri, y e r ü zerin d e o tu ra ra k geçirdiği g ü n lerd en d a h a ço k tu r. T ü rk , kısrak ların ın aygırına binip; gazâ yapm ak, yolculuk veya avlanm ak için y u rd u n d a n çıkarsa kısrağı veya tayları O ’nu takip e d er. V ahşi hayvan avlar, susuz kalırsa kısrak ların d an birini sağ ar. A ltın d ak i hayvanı d in le n d irm e k isterse, y ere in m ed en d iğ erin e b i n e r . . . ."(2)

T ü rk le r, O rta -A sy a 'n tn B atı kesim indeki ilk y u rtla rın d a; y a şa d ık ta n coğrafi b ölgenin im kanları içinde, k en d ilerin e cn faydalı hayvanın 'a t' oldu ğ u n u g ö rd ü le r ve 'a t'ı e h lileştird iler. E tin d e n , sü tü n d e n , d e risin d e n ve kılından faydalanıp o n u b in m e d e ve yük taşım ad a k u llan d ılar. A tı d a kadın ve silah gibi n am u s bilerek; z a fe r yo lu n d a uzakları yakın e d e n bu canlı vasıtaya tab if b ir sevgi ile b ağlandılar. . .

Z a te n 'a t', b ir an lam d a m illetim iz için m u k ad d es sayılıyordu. B eşikten ayrılan çocuk, kız veya oğlan o lsu n kendini at sırtın d a b u lu yordu. Ç ü n k ü k o n ar- g ö çer o la ra k yaşayan T ü rk b o ylarında at. vazgeçilm ez b ir u n su rd u . T a a O rta -A sy a 'd a n itib are n d e a sk e rî teşk ilatlan m an ın tem elin i m eydana g etirm iştir.

Y akın tarih im ize k a d a r sosyal hayatım ızdan çıkm ayan at ile ilgili pekçok hikâye, m asal ve d e sta n a n la tılır o lm u ştu r. Bu halk edebiyatı m ah sû llerin d e, k a h ram an ların ayrılm az b ir p a rç a sıd ır at. B u n u n ilk m isalini O ğuz K ağan D e s ta n ın d a b ulm ak m ü m k ü n d ü r: "O ğuz K ağan, h e r zam an b ir alaca a ta b in erd i. O . bu atı p ek severdi. . . Y olda bu a t. g özden kaybolup kaçtı. B u rad a büyük b ir d ağ vardı. . . ü stü n d e d o n ve buz vardı. . . D ağın başı so ğ u k ta n ap -a k idi. . . O ğuz K ağan'ın atı bu buzdağının içine kaçtı gitti. O ğuz b u n ­ d a n çok eziyet vc acı çekti. A sk e r a ra sın d a b ir yiğit bey vardı. O bey dağlara girdi. D o k u z gün so n ra atı O ğuz K a ğ a n a g etird i. O ğuz K ağan sevinçle güldü. . ."B urada O ğuz ile atı arasın d ak i m an ev î b ağ yalın b ir şekilde anlatılm ış. G e rç e k te n d e m illetim ize göre at. yalnız b ir savaş aracı değildir. O . d o s ttu r a rk a d a ştır. A t ile erin değ eri b ir tu tu lu r. A t, kişiye saygınlık k azan d ırır. Y iğit, atı ile ün kazanır.

Bazı tü rk o lo g lar, y u k ard a b ah settiğ im iz G ö k tü rk K itab eleri’nin ilk yazılı kaynaklarım ız olm adığını söyler. M esela K aza k istan 'ın b aşk en ti A lm a-A ta yakınındaki: A ltın te p e 'd c yapılan kazılarda, b ir p re n se ait olduğu sanılan m ezard an güm üş b ir fincan o rtay a çıkarıldı. Bu fincanın ü stü n d e iki sa tırlık b ir yazı vardı. K azakistan

B ilim ler A kadem isi üyesi ünlü tü ık o lo g M usabayev, iki yıl sü re n b ir çalışm a so n u c u n d a bu yazıyı okudu. M usabayev şöyle diyordu; "Bu m ezarın İsa 'd a n ö n ce 7 ila 5. yüzyıllara ait o ld u ğ u anlaşılm ıştır. Bu d ö n em ad ın ı Y edi Irm ak to p ra k la rın d a yaşayan ve T ü rk çe k o n u şan bo y lard an alm ıştır. Bu to p ra k la r: B a tı'd a T a şk e n t. D o ğ u 'd a İrtiş Irm ağı, G ü n e y 'd e K aşgar Şehri vc K uzey'de B alkaş G ö lü ile sınırlıdır. . . . "Fincanın ü stü n d e ise şu n la r yazılıydı; "Y u rd u n u n bayrağını şe refle yük sek lerd e tu t. Sayılan b ir hakan. Ç E V İK A T L A R , gö zü p ek yiğitler sa n a şan getirecek. . . Büyüyünce kendi m u tlu lu ğ u n u kendi ellerin le kur. . . Sağol. . ." (3)

G ö k tü rk le r ve U ygurlar d ö n e m in d e at, insanım ız için günlük hayatın b ir parçası o ld u . A ra d a n yüzyıllar geçti S elçu k lu lar d a bu geleneği devam e ttird i. D ah a so n a A n a d o lu 'd a filizlenip büyüyen T ü rk boyları A n ad o lu 'y u yurt ed in d i. . . B u b ölgenin iç kesim lerinde yaşayan T ü rk m c n lc r kışın Ç u k u ro v a'd a , yaz gelince T o ro s la r'd a , B in b o ğ a'd a, Z a m a n lı vc U zun Y ayla'da e ğ len irlerd i. Bu g ö çerlerin çok sayıda hayvan sü rü leri vardı. Ö zellikle a t. çok önem li b ir v arlıktı T ü rk m e ııle r için. Ç ünkü ciritler, cid alar at ile o y n an ır büyük av şö le n le ri at ile yapılırdı. Bu se b e p te n b ü tü n T ü rk m e n oym akları, a tla rın cn iyisini y etiştirm ek için a d e ta b ir­ b irle ri ile y arışırlardı.

1950 yılında b ir T ü rk m e n K ocası. Ç u k u ro v a'n ın so n at sü rü lerin i işte şu c ü m le le r ile an latıy o rd u ; "E s­ kiden Ç u k u ro v a K o lu k ısası'd en cn b ir at cinsi vardı, bu a tla rın b elleri kısa, gözleri iri vc sağrıları b ağdaş k u ru p o tu ra c a k k a d a r genişti. A y ak lan kalın vc iri kem ikli, tırn a k la rı se rt, rengi ise sin c ab î idi. K uyrukları, yerde sü rü n ece k k a d a r uzundu. Y azın K ozan Y ayları'nda, kışın Ç u k u ro v a'n ın so n su z çayırlıklarında b eslen en bu a tla rın , d u ru şu bile ay n b ir güzellikteydi. H ele h o p lam aları, gezm eleri b ir ceylanın yürüyüşünü a n d ırırd ı. . . ."(4)

D ad alo ğ lu , m ensup olduğu A vşar Boyu'ııun duygularını dile g etird i. . T ü rk ü le ri ile deyişleri ile. . .O 'n u n tü rk ü le rin d e at. d o st oldu, a rk a d a ş oldu insanım ıza. . O 'n u n tü rk ü le rin d e yayla yollarının vazgeçilm ez u n su ru o ldu at. . . O 'n u n tü rk ü le rin d e 'k u la a l'd ile geldi. . . 'Y avuz kaçarım 'd ed i. . . O 'n u n tü rk ü le rin d e 'k ır a t': 'b e n a tla rın başıyım 'dcdi. . A l at güzelliğini övdü. . . (Y azının devam ı sayfa 30'da)

(3)

2. H acı K ara kılçık (M a h m u t C o şk u n e r ö d ü lü ) 3. M ü rsel S inan (Z ü la li ö d ü lü )

4. İsa O ğuz (G u fra n ı ö d ü lü ) III. H ikâyeli T ü rk ü 1. G ü l A h m e t (K ö ro ğ lu ö d ü lü ) 2. A h m e t Poyrazoğlu (E rz u ru m lu E m ra h ö d ü lü ) IV . U sta m alı T ü rk ü 1. F ik re ttin İnallı (M ü d am i ö d ü lü ) 2. M u stafa A ydın (S ü m m an i ö d ü lü ) V . K oçaklam a 1. D ivani (D e rtli ö d ü lü ) 2. A b d u lv ah ap K ocam an (D eli B o ra n ö d ü lü ) V I. D u d ak d eğ m ez 1. H a sre ti (Seyrani ö d ü lü ) 2. A li R a h m a n i (N ih an i ö d ü lü )

V II. E n G ü zel M e m le k et Şiiri: 1. Sefil Selim i (V eysel ö d ü lü ) 2. Ayşe Ç ağlayan (D ery a m i ö d ü lü ) 3. G ü lh an i (R u h sa ti ö d ü lü ) V III. D oğm aca Şiir

1. A li R a h m a n i (H ic ra n i ö d ü lü ) 2. D eli H azım (İlbeylioğlu ö d ü lü ) IX. M u am m a

1. G ü lh an i 2. Z ek i E rd a li 3. A h m e t Poyrazoğlu 4. E m in C an

X. S elçuk Ü niversitesi R e k tö rlü k Ö zel ö d ü lü . 1. B irsen O ğuz.

X I. J ü ri Ö zel Ö d ü lü 1. A li Ç a ta k

S a b a h a ttin Y A Ş A R ’a ait yazının devam ı: Şim şek gibi uçan a t sü rü leri günüm üzde, yok a r t ı k . . . T o p ra k ile k arışan nal u ğ u ltu ları y o k .. D a ğ la rd a yan k ılan an at kişnem eleri d e . . . A m a şim di ak sakallı b ir d e d e , ay ışığında to ru n u n a 'a t' ile ilgili d e s ta n la r a n la tır A n a d o lu 'd a ___

1) H ayri B aşbuğ, A şiretlerim iz d e A t K ü ltü rü , 2 ) A ydın T a n e n , T ü rk D ev let G elen eğ i. 3) A ydın

T a n e ri. T ü rk D evlet G elen eğ i, 4 ) A h m e t Ö z- d em ir, A v şa rla r ve D adaloğlu.

Y O Z G A T L I N Â Z Î’D E N B İR Ş İİR K ara gözlüm b en b u y erd en g idersem , A l y erin e k ara b ağ lam az m ısın? B en y andım seninçin sen d e yan desem , S in en h icr o d 'u n a d ağ lam az m ısın? E sip sa b a zü lfü n sazelenirse, G itti diye ağyâr şazelenirse, S in em d e y a re le r tazelen irse. Sevdiğim ilâcın b ağ lam az m ısın? C â n â nazlı y arin n o ld u d e rle rse , G itti g u rb e t ilde kaldı d e rle rse , N âzf h a sre tin le ö ld ü d e rle rse , V ay ciğerim diye ağlam az m ısın?

Referanslar

Benzer Belgeler

Halk destanlarmda nesir ile giirin sahip oldugu onemi konusunda gunlarl yazmaktadir: "Anlatm biqiminde giir ile nesrin birlegtirilerek getirilmesi, eserin esasi konusu nesir

Bugüne kadar daha ziyade "güldürücü, mizahî destanlar", "hayvan destanları", "destan parodileri", "hafif mevzular" gibi değişik adlarla anılan

Eti güzeldir dananın Tadı damağımda kaldı Sütlü çorba elbet senin Sacüstü yola gidenin Hele de içli kömbenin Tadı damağımda kaldı Pıtpıtıyı savurmanın

Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı O lacak/ Se­ lim İleri/ Doğan K itap/185 s. Türk Romanından Altın Sayfalar/ Se­ lim İleri/ Doğan Kitap/ 797

Yani, yeni bir meslek ¿ak istiyen ve saat tamirciüği- iıeveslenen bir vatanadş, saat a“ ’ İlcilerini camdan gözetler.. Bü~ bilgisi bu kaçamak

Klot Farer (Zannedersem ne kadar muharrir varsa o kadar tarz vardır, bunu tahdit etmek doğru olmaz) diye söze başladı, ve hikâye uzun hikâye, romanın

Abdülhamid’e karşı dire­ niş ve başkaldırı olayla­ rım İstanbul'dan günü gü­ nüne izleyen Stanw ood Cobb diyor ki: “ Bu ülkücü­ lerden hiç biri,

Atik Valide Camisinde yazı bulunan alanlar şunlardır: Son cemaat yeri pencere ve kapıları üzerindeki çini panolar, girişin sağ ve solundaki kapıların üzeri, minber,