• Sonuç bulunamadı

Akustik sorunların açık bürolarda çalışanların verimliliği üzerine etkileri (Ankara Üniversitesi uygulama örneği)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Akustik sorunların açık bürolarda çalışanların verimliliği üzerine etkileri (Ankara Üniversitesi uygulama örneği)"

Copied!
89
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

AKUSTĠK SORUNLARIN AÇIK BÜROLARDA ÇALIġANLARIN VERĠMLĠLĠĞĠ ÜZERĠNE ETKĠLERĠ

(ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ UYGULAMA ÖRNEĞĠ)

MERYEM ERAL

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

BÜRO YÖNETĠMĠ EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(2)
(3)

i

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 12 (oniki) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Meryem

Soyadı : ERAL

Bölümü : Büro Yönetimi Eğitimi Ġmza :

Teslim Tarihi :

TEZĠN

Türkçe Adı : Akustik Sorunların Açık Bürolarda ÇalıĢanların Verimliliği Üzerine Etkileri (Ankara Üniversitesi Uygulama Örneği)

Ġngilizce Adı : The Effects of Acoustic Problems on the Productivity of the Clerks in Open Offices (Ankara Universty Application Sample)

(4)

ii

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢındaki tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Meryem ERAL

(5)

iii

Jüri Onay Sayfası

Meryem ERAL tarafından hazırlanan “Akustik Sorunların Açık Bürolarda ÇalıĢanların Verimliliği Üzerine Etkileri (Ankara Üniversitesi Uygulama Örneği)” adlı tez çalıĢması aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Büro Yönetimi Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

DanıĢman: Prof.Dr.Burhan ÇĠL

(Ekonometri Bölümü, Gazi Üniversitesi) ………..

Üye: (Yrd.Doç.Dr.Hakan KOÇ)

(Turizm ĠĢletmeciliği Bölümü, Gazi Üniversitesi) ………

Üye: (Yrd.Doç.Dr.Selami ERYILMAZ)

(Turizm ĠĢletmeciliği Bölümü, Gazi Üniversitesi) ………

Tez Savunma Tarihi: 22/05/2015

Bu tezin Büro Yönetimi Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için Ģartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof.Dr.Servet KARABAĞ

(6)

iv

(7)

v

TEġEKKÜR

AraĢtırmamın her aĢamasında bilgi birikimlerini ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam ve tez danıĢmanım Prof. Dr. Burhan ÇĠL’e emeği geçen hocalarıma, anketlerin dağıtılmasında, toplanmasında büyük emeği olan arkadaĢım Ahu CENGĠZ SARI’ya; anketlerin değerlendirilmesinde katkısı olan Öğr.Gör.Serkan DEMĠREL’e ve Öğr.Gör.Gamze AY’a; ankete katılan büro çalıĢanlarına, mesai arkadaĢlarıma ve aileme teĢekkürlerimi sunarım.

Ayrıca tezin her aĢamasında yanımda olan, varlıklarını ve desteklerini her an hissettiğim eĢim Orkun ERAL’a, kızım Öykü’ye en içten teĢekkürlerimi sunuyorum.

(8)

vi

AKUSTĠK SORUNLARIN AÇIK BÜROLARDA ÇALIġANLARIN

VERĠMLĠLĠĞĠ ÜZERĠNE ETKĠLERĠ

(ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ UYGULAMA ÖRNEĞĠ)

(Yüksek Lisans Tezi) Meryem ERAL GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Mayıs, 2015

ÖZ

Bu çalıĢmada, açık bürolarda çalıĢanların akustik sorun algıları ile stres düzeyleri arasında bir farklılaĢma olup olmadığı, çalıĢılan büro türünün akustik sorun algısı üzerinde etkisinin olup olmadığının tespiti amaçlanmıĢtır. AraĢtırma Ankara Üniversitesinde görev yapan (n=328) büro çalıĢanına uygulanan anket yöntemi ile gerçekleĢtirilmiĢtir. Büro çalıĢanlarının akustik sorun algılarını ölçmek amacıyla geliĢtirilen anket formu ile mesai sırasındaki stres belirtileri için DasGupta tarafından 1992’de geliĢtirilen ölçek kullanılmıĢtır. AraĢtırmada 332 büro çalıĢanına ulaĢılmıĢ, elde edilen verileri test etmek için merkezi eğilim ölçüleri (frekans ve yüzdelik dağılımlar) ile istatistiksel analiz yöntemleri (korelasyon, t-testleri ve ANOVA) kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın sonucunda, büro çalıĢanların akustik sorun algıları ile stres düzeyleri arasında iliĢkinin olduğu tespit edilmiĢtir. Akustik sorun algısı ve stres düzeyi arasında bazı demografik değiĢkenler açısından anlamlı iliĢkilerin olduğu tespit edilmiĢtir ve analizlerle yorumlanmıĢtır. En çok rahatsız olunan gürültü kaynağı telefon konuĢmaları olarak belirlenmiĢtir. Stres kaynakları açısından “yorgunluk” en yüksek ortalamaya (2,45) sahip ifade olmuĢtur. ÇalıĢılan büro tipinin akustik sorun algısı üzerinde etkili olduğu bulunmuĢtur. Bu bulgular ıĢığında, açık bürolardaki akustik sorunların denetim altına alınması, stresin azaltılarak ve verimliliğin arttırılmasına yönelik öneriler geliĢtirilmiĢtir.

Bilim Kodu : 3.007

Anahtar Kelimeler : Açık Büro, Akustik Sorunlar, Stres Sayfa Adedi : 72

(9)

vii

THE EFFECTS OF ACOUSTIC PROBLEMS ON THE

PRODUCTIVITY OF THE CLERKS IN OPEN OFFICES

(ANKARA UNIVERSTY APPLICATION SAMPLE)

(Master Thesis)

Meryem ERAL GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES May, 2015

ABSTRACT

This study aims whether there is a differentiation between acoustic problem perceptions and stress levels of clerks who work in open office. The research was performed by means of the survey that was conducted among 328 office clerks in Ankara Universty. The survey from that was improved in order to measure acoustic problem perceptions of open office clerks and the scale which was improved for stress indication during the shifts by DasGupta in 1992. For the research, 332 office clerks were interviewed and in order to test the data obtained measures of central tendency (frequency and percentage distribution) ant statistical analysis methods (correlation, t-Tests and ANOVA) were used. As a result of the research, it was identified there was a relation between acoustic problem perceptions and stress level in terms of some demographic variables. It was determined that “telephone conversations” were the most disturbing noise source. “Physical fatigue” was determined as the statement that had the highest mean (2,45) in terms of stress sources. It was found that the Office type had an effect on the acoustic problem perception. In the light of findings above, the suggestions were brought for regulating acoustic problems in open offices, reducing stress and improving productivity.

Science Code : 3.007

Key Words : Open Office, Acoustic Problems, Stress Page Number : 72

(10)

viii

ĠÇĠNDEKĠLER

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU... i

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

JÜRĠ ONAY SAYFASI ... iii

TEġEKKÜR ... v

ÖZ ... vii

ABSTRACT ... viii

ĠÇĠNDEKĠLER ... viii

TABLOLAR LĠSTESĠ ... x

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xii

SĠMGE VE KISALTMALAR LĠSTESĠ ... xiiii

BÖLÜM I ... 1 GĠRĠġ ... 1 1.1. Problem ... 3 1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 3 1.3. AraĢtırmanın Önemi ... 4 1.4. Varsayımlar (Sayıltılar) ... 5 1.5. Sınırlılıklar ... 5 1.6. Tanımlar... 5 BÖLÜM II ... 7 ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR ... 7 BÖLÜM III ... 11 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 11

3.1. Büro Kavramı, Tarihsel GeliĢimi ve Türleri ... 11

3.1.1. Büro Kavramı ... 11

3.1.2. Büro Yapılarının Tarihsel GeliĢimi ... 12

3.1.3. Büro Türlerinin Sınıflandırılması ... 16

(11)

ix

3.2.1. Açık Büro Mekanları ... 18

3.2.2. Akustik Bilimi ile Ġlgili Kavramlar ... 20

3.2.3. Açık Bürolarda ĠĢitsel Konforu Etkileyen Faktörler ... 31

3.2.4. Açık Bürolarda Konforun ĠyileĢtirilmesine Yönelik ÇalıĢmalar ... 32

3.3.Strese ĠliĢkin Genel Bilgiler ... 34

3.3.1. Stres Kavramı ... 34 3.3.2. Stres Belirtileri ... 35 3.3.2. Stresin ÇeĢitleri ... 36 BÖLÜM IV ... 39 YÖNTEM ... 39 4.1. AraĢtırmanın Modeli ... 39 4.2. Evren ve Örneklem ... 40 4.3 Verilerin Toplanması ... 41 3.4. Verilerin Analizi ... 43 BÖLÜM V ... 45 BULGULAR VE YORUM ... 45

5.1. Demografik Özelliklere ĠliĢkin Bulgular ... 45

5.2. AraĢtırma Grubunun Akustik Sorun Algılarına Ait Bulgular ... 47

5.3. Stres Belirti Ölçeğine ĠliĢkin Bulgular ... 50

5.4. Hipotezlerin Sınanması ... 54 BÖLÜM VI ... 61 SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 61 6.1 Sonuç ... 61 6.2. Öneriler ... 63 KAYNAKLAR ... 65 EKLER ... 71

(12)

x

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1. Ofis Ölçümünde Desibel Değerleri ... 22

Tablo 2. Gürültüye Maruz Kalma Süre ve ġiddetine Göre ĠĢitme Yeteneği Kaybı Oranları ... 27

Tablo 3. Gürültüye Dayanma Süresi ... 27

Tablo 4. Gürültü Düzeyleri ve OluĢturduğu Olumsuz Etkiler ... 28

Tablo 5. Akustik Sorun Algı Ölçeğine ĠliĢkin Güvenilirlik Katsayısı ... 42

Tablo 6. Stres Belirti Ölçeğine ĠliĢkin Güvenilirlik Katsayısı ... 42

Tablo 7. AraĢtırmaya Katılan ÇalıĢanların YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı ... 45

Tablo 8. AraĢtırmaya Katılan ÇalıĢanların Cinsiyetlerine Göre Dağılımı ... 45

Tablo 9. AraĢtırmaya Katılan ÇalıĢanların Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı ... 46

Tablo 10. AraĢtırmaya Katılan ÇalıĢanların Hizmet Yıllarına Göre Dağılımı ... 46

Tablo 11. Deneklerin Büroda ÇalıĢan KiĢi Sayısına Göre Dağılımı ... 46

Tablo 12. Akustik Sorun Algı Ġfadeleri Frekans Dağılımı ... 47

Tablo 13. Stres Belirtileri ile Ġlgili Ġfadelerin Frekans Dağılımı ... 51

Tablo 14. Stres Üzerinde Etkisi Olduğu Tespit Edilen Faktörler, Faktörleri OluĢturan Maddeler ve Maddelere ĠliĢkin Değerler ... 53

Tablo 15. Stres Belirti Faktörlerinin Belirlenmesine ĠliĢkin Faktör Analizi Tablosu .... 54

Tablo 16. Akustik Sorun Algısı ve Stres Genel Ortalamaları ĠliĢkisi (Korelasyon) ... 54

Tablo 17. Stres Alt Faktörlerinin Akustik Algı Üzerine Etkisinin Belirlenmesine ĠliĢkin Korelasyon Analizi ... 55

Tablo 18. ÇalıĢanların YaĢ DeğiĢkeni Açısından Akustik Sorun Algısı Ortalaması ve Stres Ortalaması FarklılaĢması (Anova Testi) ... 55

Tablo 19. ÇalıĢanların Cinsiyet DeğiĢkeni Açısından Akustik Sorun Algısı ve ĠĢ TükenmiĢliği Farkları (t-Testi) ... 56

Tablo 20. ÇalıĢanların Öğrenim Durumu DeğiĢkeni Açısından Akustik Sorun Algısı Ortalaması ve Stres Ortalaması Farkları (Anova Testi) ... 57

Tablo 21. ÇalıĢanların Hizmet Yılı DeğiĢkeni Açısından Akustik Sorun Algısı Ortalaması ve Stres Ortalaması Farkları (Anova Testi) ... 58

Tablo 22. ÇalıĢanların Hizmet Yılı DeğiĢkeni Açısından Akustik Sorun Algısı Ortalaması ve Stres Ortalaması Farkları (t-Testi) ... 58

(13)

xi

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1. Larkin Binası ... 14

ġekil 2. Ulus ĠĢhanı ... 15

ġekil 3. ĠĢ Bankası, Ak Merkez, Yapı Kredi Plaza ... 16

ġekil 4. Açık Büro Tasarımları ... 19

ġekil 5. Ses Düzeyi Ölçer ... 30

(14)

xii

SĠMGE VE KISALTMALAR LĠSTESĠ

p : Anlamlılık Düzeyi

n : Örneklem Çapı

dB : Desibel

Hrz : Herz

KĠT : Kamu Ġktisadi TeĢebbüsleri MPM : Milli Prodüktivite Merkezi

SPSS : Statistical Package for the Social Sciences

TDK : Türk Dil Kurumu

(15)

1

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Bilgi ve iletiĢim teknolojilerindeki geliĢmelere bağlı olarak iĢ yaĢamında bireylerin ihtiyaçlarında da farklılaĢmalar görülmüĢtür. Örgütlerde çalıĢan insanlar içinde her kademede bu değiĢim kendini göstermektedir. Yönetsel fonksiyonların gerçekleĢtirildiği büroların yapısın da önemli değiĢikliklerin gerçekleĢmesine yol açmıĢtır. Geleneksel bürolar günümüzde açık bürolara dönüĢmektedir. Açık bürolar, 5 ila 100 kiĢinin çalıĢtığı büyük “salon büro”lardır (Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 56). Bu düzenlemeler iĢletmelere ekonomik anlamda olumlu katkılar sağlasa da çalıĢanlar açısından birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir.

Kapalı alanlarda kullanıcı konforunun düĢünülerek iç ortamın düzenlenmesi söz konusu olduğunda, sıcaklığı, hava kalitesi, aydınlık düzeyi ile gürültü ve ses denetimi, performansın ana belirleyicileri olarak görülebilir (Kurtay, Eryıldız ve Harputlugil, 2008, s. 557).

Açık bürolarda, mekanı paylaĢan insanlar arasında sabit duvar gibi ayırıcılar söz konusu olmadığından çalıĢanlar arası ya tamamen açıktır ya da alçak bölmeler, dolaplar gibi bölmeler kullanılmaktadır. Açık bürolar duvarsız bir alan değil, iletiĢime kolaylık getirirken gizliliği de gözeten bir tasarım biçimidir. Bürolarda çalıĢma hem tek kiĢi, hem de grup halinde olabileceği için büro mekanı ile kiĢiler arasında sıkı bir iliĢki kurulmaktadır. Sıkı bilgi akıĢı ve haberleĢme kolaylaĢtıkça çalıĢma verimi açısından da bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir (Acar ve Akdağ, 2008, s. 54). Bu sorunların baĢında performans üzerinde etkisi olan akustik sorunlar gelmektedir. Gürültü ve ses denetimi, akustik biliminin ana konusudur. Akustik, sesin oluĢumu, denetimi, iletimi, karĢılanması ve bunların etkilerini inceleyen bir bilim olarak tanımlanabilir. Ġç ortamda, kullanıcı gereksinimini karĢılayacak ses düzeyi, frekans dağılımı ve çınlama süresinin belirlenmesi ile mekan akustik performansının tanımlanması mümkün olmaktadır (Kurtay, Eryıldız ve Harputlugil, 2008, s. 557).

(16)

2

Ses, dalgalar halinde yayılan bir enerji olup kulak tarafından algılanabilen hava, su ya da benzeri bir ortamdaki parçacıkların titreĢimini ve bu titreĢimlerin komĢu parçacıklara iletmesiyle oluĢur. Ortamdaki parçacıkların titreĢimi ile oluĢan dalgalar, havada basınç değiĢiklikleri oluĢturur. Bu basınç değiĢiklikleri kulak tarafından elektrik sinyallerine çevrilir ve beyin tarafından “ses” olarak algılanır (ToktaĢ, 2011, s. 1).

Açık bürolarda, çalıĢanların konuĢmaları, ayak sesleri, telefon ve büro makinelerinden çıkan sesler ile ısıtma havalandırma ve aydınlatma ekipmanlarının gürültüleri, bina dıĢından gelen gürültüler, çalıĢma mekanını etkileme olasılığı olan gürültü kaynaklarını oluĢturmaktadır. Bürolarda akustik konforun sağlanması, büyük oranda mekan dıĢından gelen ya da mekanda oluĢan gürültülerin, kabul edilebilir değerlerin altında kalmasını sağlayacak koĢulların varlığına bağlıdır.

ÇalıĢanlar uzun süre gürültüye mazur kaldıkları için fizyolojik ve psikolojik birtakım sorunlarla karĢı karĢıya gelirler. ĠĢin yapıldığı esnada çalıĢma arkadaĢlarından, kullanılan araç-gereçlerden ve kendisinden kaynaklanan gürültü dikkatin dağılması, stresin artması, verimliliğin düĢmesi, motivasyonun eksilmesi gibi birçok olumsuz etkileri ortaya çıkarmaktadır.

Açık bürolarda tüm iĢler ve ekipmanlar arasında sıkı bir iletiĢim söz konusudur. Bu sebeple, büro planlarında, organizasyonun gereksinimi olan iletiĢimi güçlendirici bir fiziksel planlama geliĢtirilmelidir. Büroların iĢlevlerini tam anlamıyla yerine getirebilmeleri için pek çok düzenlemenin düĢünülmüĢ olması gerekmektedir. Özellikle fiziki ortamın (ses, ısı, ıĢık ve renk açısından) oluĢturulması için gerekli birtakım düzenlemeler yapılmalıdır. Ancak henüz tasarım aĢamasında, yapı ile ilgili etkenlerin göz önüne alınması bilinci ülkemizde tam anlamıyla oluĢmamıĢtır (Acar ve Akdağ, 2008, s. 54).

Bu kapsamda tez çalıĢmasının ilk bölümünde araĢtırma tanıtılmıĢ, ikinci bölümde ilgili araĢtırmalar incelenmiĢ, üçüncü bölümünde kavramsal çerçeve oluĢturulmuĢ olup; ilk olarak büro kavramı, tarihsel geliĢimi ve büro türleri açıklanmıĢtır. Daha sonra açık büro düzeninde akustik tasarım üzerinde durulmuĢtur. Bu bölümde açık büro mekanları ayrıntılı olarak ele alınmıĢ, akustik ile ilgili kavramlar açıklanarak açık bürolardaki akustik sorunlar üzerinde durulmuĢtur. Bir sonraki bölümde ise stres kavramı, stres türleri konuları ele alınmıĢtır. AraĢtırmanın dördüncü bölümünde yöntemi yer almaktadır.

(17)

3

BeĢinci bölümde araĢtırmaya ait bulgular ve yorumlar yer almaktadır. Son bölümde ise araĢtırmaya ait sonuç ve öneriler kısmı bulunmaktadır.

1.1. Problem

Açık bürolarda iĢin yapıldığı esnada çalıĢma arkadaĢlarından, kullanılan araç-gereçlerden ve kendisinden kaynaklanan gürültü dikkatin dağılması, stresin artması, verimliliğin düĢmesi, motivasyonun eksilmesi gibi birçok olumsuz etkileri ortaya çıkarmaktadır. Bahsi geçen olumsuz etkiler kiĢilerde fizyolojik ve psikolojik birtakım sorunlara neden olmaktadır. Bu kapsamda, araĢtırmada “akustik sorunların açık bürolarda çalıĢanların stres düzeylerine etkisi var mıdır?” araĢtırmanın problem cümlesini oluĢturmaktadır.

1.2. AraĢtırmanın Amacı

Açık bürolarda çalıĢan insanların kullandıkları alanlar arasında duvar gibi mekanları birbirinden ayıran elemanlar söz konusu olmadığından çalıĢma verimi açısından da bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu sorunların baĢında gürültü gelmektedir. ÇalıĢanların konuĢmaları, ayak sesleri, telefon ve büro makinelerinden çıkan sesler ile ısıtma havalandırma ve aydınlatma ekipmanlarının gürültüleri, bina dıĢından gelen gürültüler, çalıĢma mekanını etkileme olasılığı olan gürültü kaynaklarını oluĢturmaktadır. Kalabalık çalıĢma yerlerindeki rahatsızlıkların giderilmesi, çalıĢma ortamındaki akustik sorunların düzenlenmesi çalıĢma verimi üzerinde büyük etkiye sahip olduğundan böyle bir bilimsel çalıĢmaya ihtiyaç duyulacağı düĢünülmektedir.

Bu kapsamda araĢtırmaya katılan çalıĢanların akustik sorun algıları ve stres düzeyleri arasında bir iliĢki olup olmadığı, varsa iliĢkinin yönünün ve derecesini belirlemektir. Ayrıca çalıĢanların stres düzeylerinin çalıĢtığı büro türünden mi kaynaklandığını ortaya koymaktır.

AraĢtırmanın temel amacı dahilinde belirlenen hipotezler aĢağıda belirtilmiĢtir.

H1: Akustik sorun algısı ile stres düzeyi arasında anlamlı bir iliĢki vardır.

H1a: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların akustik sorun algısı yaĢ değiĢkeni açısından

(18)

4

H1b: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların stres düzeyi yaĢ değiĢkeni açısından anlamlı

bir farklılaĢma göstermektedir.

H2a: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların akustik sorun algısı cinsiyet değiĢkeni

açısından anlamlı bir farklılaĢma göstermektedir.

H2b: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların stres düzeyi cinsiyet değiĢkeni açısından

anlamlı bir farklılaĢma göstermektedir.

H3a: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların akustik sorun algısı öğrenim durumu

değiĢkeni açısından anlamlı bir farklılaĢma göstermektedir.

H3b: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların stres düzeyi öğrenim durumu değiĢkeni

açısından anlamlı bir farklılaĢma göstermektedir.

H4a: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların akustik sorun algısı hizmet yılı değiĢkeni

açısından anlamlı bir farklılaĢma göstermektedir.

H4b: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların stres düzeyi hizmet yılı değiĢkeni açısından

anlamlı bir farklılaĢma göstermektedir.

H5a: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların akustik sorun algısı çalıĢtığı büro türü

değiĢkeni açısından anlamlı bir farklılaĢma göstermektedir.

H5b: AraĢtırmaya katılan çalıĢanların stres düzeyi çalıĢtığı büro türü değiĢkeni

açısından anlamlı bir farklılaĢma göstermektedir.

1.3. AraĢtırmanın Önemi

Bürolarda verimliliği arttırmak, stresi azaltmak için, özellikle kullanıcı gereksiniminden doğan sorunların ortaya çıkarılarak düzenlemelerin yapılması gerekir. ĠĢ verimliliğini arttırarak, çalıĢanın rahat ettiği insancıl bir çalıĢma ortamı oluĢturmalıdır. Kullanıcıların gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanan mekanlar kullanıcının memnuniyetine bağlı olarak performansını artırarak mesai sırasında yaĢadığı stresi azaltacağı düĢünülmektedir. Açık bürolarda akustik konforun sağlanması estetik, fizyolojik ve psikolojik kaynaklı bir anlam içerdiğinden çalıĢanların verimliliği açısından önem taĢımaktadır. Bu konuda yapılan uygulamalar çok yeni olduğundan yapılacak araĢtırmalar akademik boĢluğu dolduracağından ilgili alan yazınına katkıda bulunacağı düĢünülmektedir.

(19)

5

Uzun yıllar zamanlarının büyük bir kısmını bürolarda geçiren çalıĢanların fizyolojik ve psikolojik gereksinimleri dikkate alınmalıdır. Bu araĢtırma gelecekte yapılacak açık planlı büroların daha plan aĢamasında akustik birtakım önlemler alınması gerektiğini vurgulamak bakımından yol gösterici bir nitelikte olabileceği düĢünülmektedir.

1.4. Varsayımlar (Sayıltılar)

Bu araĢtırmada kabul edilen varsayımlar Ģunlardır;

- Seçilen örneklemin evreni temsil ettiği varsayılmaktadır.

- AraĢtırmaya katılan deneklerin veri toplama amacıyla uygulanan anketteki soruları tarafsız ve samimiyetle yanıtladığı varsayılmaktadır.

1.5. Sınırlılıklar

Bu araĢtırma, akustik sorunların açık bürolarda çalıĢan verimliliği üzerine etkilerini belirlemek amacıyla, Ankara Üniversitesi bünyesinde çalıĢan 328 büro çalıĢanına uygulanan anket ile sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Tez içinde geçen bazı kavramaların tanımlarına aĢağıda yer verilmiĢtir.

Açık Büro: Büroyu paylaĢan çalıĢanlar arasında sabit duvar ayırıcılarının olmadığı, 5 ile

100 kiĢinin birlikte iĢ yaptığı büyük salon bürolardır (Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 56).

Gürültü: Duyulan seslere karıĢan istenmeyen herhangi bir ses olarak tanımlanır (Güler

ve Çobanoğlu, 1994, s. 5).

Akustik: Sesi inceleyen bir bilim dalıdır. Katı, sıvı veya gaz halindeki maddelerde dalga

yayılımının fiziksel özelliklerini inceler (www.wikipedia.org).

Ses: Hava basıncındaki dalgalanmaların kulaktaki etkisinden ileri gelen bir duygudur

(Demirci ve Armağan, 2002, s. 7).

Frekans: Bir saniyelik zaman içinde titreĢim sonucu ortaya çıkan ses dalgası sayısını

(20)

6

Yankı: Ses kaynağından doğrudan gelen sesle, yansıyarak gelen sesin geçtiği yollar

arasındaki uzaklık farkı, 34 m’den fazla olduğunda, dinleyici bunu ayrı bir ses gibi duyar ve bu olaya yankı denir (Yüğrük ve Aknesil, 1993, s. 253).

Verimlilik: Kullanıcılarının ihtiyaçlarını ve gereklerini karĢılayan mal ve hizmetlerin

üretiminde kaynakların iĢgücü, sermaye, arazi, malzeme, enerji, zaman, bilgi, vb. etkili ve etkin kullanılmasıdır (Prokopenko ve North, 1997, s. A-2).

(21)

7

BÖLÜM II

ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

Yükseköğretim Kurulu Tez Kataloğunun ve hakemli dergilerde yayınlanan makalelerin taranması sonucunda; bürolardaki çalıĢma ortamında verimliliği etkileyen faktörler üzerine birçok araĢtırma yapılmıĢ ve birçok yayınlanmıĢ kitap bulunmaktadır. Bürolardaki akustik sorunlar ve bunun verimliliğe olan etkisi üzerinde çok fazla araĢtırma bulunmamaktadır. Bu araĢtırmalardan bazılarına aĢağıda kısaca değinilmiĢtir:

Güler ve Çobanoğlu (1994), “Gürültü” isimli çalıĢmada, gürültünün insan sağlığı üzerine etkilerini incelemiĢ, gürültü kavramının çeĢitleri üzerinde durmuĢtur. Ġnsanların değiĢik gürültü seviyelerine değiĢik toleranslar gösteren değiĢkenliği kabul edilebilir olduğunu belirtmiĢlerdir.

Demirci ve Armağan (2002), “Bürolarda Fiziksel Ortamın Düzenlenmesi ve Olumsuz Çevresel Faktörlerin ÇalıĢanlar Üzerindeki Etkisi” isimli çalıĢmada, fiziksel ortam koĢulları, büro çalıĢanlarının verimliliğini doğrudan etkileyen bir özelliğe sahip olduğunu belirtmiĢtir. Bu konunun yöneticilerin yönetim algısı ve bu algının çalıĢanlara yansımasıyla da ilintili olduğunun üzerinde durmuĢtur. Bu anlamda, çalıĢanların iĢe karĢı isteklendirilmesi ve iĢletme imajının çalıĢanlara olumlu yansıması açısından günümüz iĢletmeciliğinde önemli bir ayrıntıdır. Yönetim algısı, çok yönlü düĢünmeye, büro ortamının bütüncül değerlendirilmesine vb. odaklı ise, tüm fiziksel ortam koĢullarının iyileĢtirilmesiyle, çalıĢanların motivasyonunu artırabilir. Diğer taraftan, güncel yönetim tanımlamasıyla, “yönetim baĢkalarını yönetmekten çok baĢkalarıyla birlikte yönetmek” tanımlamasına göre, yönetici kendisi için öngördüğü ferah ortamı çalıĢanları için de öngörmesi gerektiği konusunu incelemiĢtir.

Çete (2004), “ÇalıĢma Ortamlarında Verimliliğin Artırılmasının Büro Mekanlarıyla ĠliĢkilendirilmesi” isimli çalıĢmada, büro binalarında çalıĢanların ortaya çıkan fiziki gereksinimleri, psikolojik gereksinimleri ile çalıĢma verimliliğini artıran faktörleri

(22)

8

tanımlamak, fiziki koĢulların iyileĢtirilmesi için tasarım ve uygulama aĢamasında yapılması gerekenler üzerinde durulmuĢtur.

AraĢtırmanın sonucunda, “büro binasının tasarımından inĢasına kadar olan yapım eylemleri aĢamasında makine mühendisinden aydınlatma tasarımcısına, mimardan iç mimarına kadar her proje üyesi çalıĢanların gereksinimlerini binalara yansıtmak için son ürün tasarımına ulaĢılmasında önemli pay sahip olduğu, proje üyeleri arasında baĢarılı bir iliĢki yoksa proje baĢarıya ulaĢamayacağı sonucuna varılmıĢtır. Proje üyeleri, her proje için tek olan önemli özellikleri tanıyarak projenin “sorun çözücüleri” olmak için çabalamalıdır. Böylece, proje üyeleri birlikte çalıĢarak, verimli, enerjik ve esnek bir çalıĢma ortamı üretirken, aynı zamanda kuruluĢların imajı hakkında açık mesajlar veren iĢyerleri yaratacaklardır. Ancak, büro binaları ne kadar iyi tasarlanmıĢ olursa olsun, hiçbir tasarımın her durumda verimli çalıĢacağı söylenemez. Verimliliği en üst düzeye çıkartmak için, büro tasarımında dinamizm ve esneklik kesinlikle sağlanmalıdır. BaĢka bir deyiĢle, verimliliği artırmak için yalnızca makinelere yatırım yapmak yeterli değildir. Ġnsana, onun emeğine ve yönetime olduğu kadar, çalıĢma ortamına da yatırım yapmak gerektiği” sonuçlarına varılmıĢtır.

Acar ve Yüğrük Akdağ (2008), “Açık Planlı Bürolarda Akustik Sorunlar ve Denetim Önlemleri: Bir Örnek Üzerinde Değerlendirmeler” isimli çalıĢmada, uzun süre gürültü ortamlarında bulunan kiĢilerde fizyolojik ve psikolojik açıdan birtakım sorunların görülebileceği üzerinde durmuĢtur. Gürültü nedeniyle, iĢ hayatını doğrudan etkileyen dikkatin dağılması, verimin azalması gibi birtakım olumsuz etkiler de ortaya çıkabileceğini belirtmiĢtir. Açık planlı büro hacimlerinde uygun akustik ortamın sağlanabilmesinde önem taĢıyan etkenler incelenmiĢtir.

AraĢtırma sonucunda, açık planlı büro yapılarında iĢitsel konfor koĢulları ve bu koĢulların oluĢmasında temel teĢkil eden etkenler incelenmiĢtir. Bu etkenler doğrultusunda incelemeye alınan iki örnek hacimde, iĢitsel konforun sağlanabilmesi için yaklaĢım örnekleri oluĢturulmuĢtur. Yapılan inceleme ve değerlendirmeler ile akustik açıdan alınması gereken önlemlerin büronun özelliklerine göre (boyut, büyüklük, çalıĢan kiĢi sayısı, yapılan iĢin niteliği vb.) değiĢim gösterdiği somut olarak ortaya konulmuĢtur. Bununla birlikte, her iki büro hacmi için gerçekleĢtirilen çalıĢmalar değerlendirildiğinde, açık planlı büro hacimlerinde kabul edilebilir gürültü düzeyinin sağlanmasında öncelikle tavan ve bölücü elemanların yutuculuklarının arttırılması gerektiği, döĢeme yutuculuğunun arttırılmasının hacmin toplam yutuculuğuna katkı sağladığı ancak tek

(23)

9

baĢına iĢitsel konforun sağlanması için yeterli olmadığı, hacim içinde çalıĢan kiĢi sayısının ve bu kiĢilerin birbiriyle etkileĢiminde dikkatli davranmalarının gürültünün oluĢmaması açısından önemli olduğu, hacmin tefriĢinde, kullanıcıların birbirlerinin seslerinden olabildiğince az etkilenmelerini sağlayacak düzenlerin kurulmaya çalıĢılmasının gerektiği, etkin engel yüksekliğinin ve yüzey ses yutma özelliklerinin, konuĢma gizliliğinin yanı sıra, hacimdeki fon gürültüsünün azaltılması açısından da önemli olduğu, gibi sonuçlar elde edilmiĢtir.

Aluçlu ve Aytuğ (2009), “Özel Sektör Yönetim Binalarında Sistem ĠyileĢtirme Modelleri” isimli çalıĢmada, büro binalarında verimliliğin arttırılması için, özellikle kullanıcı gereksiniminden doğan sorunların ortaya çıkarılarak düzenlemelerin yapılması gerektiği, kullanıcının istek ve gereksinimlerini belirlemek ve bunların mevcut fiziksel, doğal ve sosyal çevrenin kısıtlamaları içinde gerçekleĢtirilmesi üzerinde durulmuĢtur. AraĢtırma sonucunda, genelde bina yaptıranların yapı tekniği ve büro tasarımı hakkındaki kısıtlı bilgileri, insancıl olmayan, hatta çoğu kez kötü yönetim yapılarının oluĢmasına neden olduğu görüĢü benimsenmiĢtir. Kapsamlı bir ön tasarım daha sonraki yüksek yatırım ve organizasyon gereksinimlerini azaltacaktır. Çıktılarla girdiler arasındaki iliĢkileri ele alan verimlilik, belli üretim kaynaklarıyla en çok üretimi sağlama ya da belli üretimi en az kaynak kullanımıyla gerçekleĢtirme uğraĢısıdır. Sistem iyileĢtirme amacıyla bürolarda gerçekleĢtirilen çalıĢmalar; iĢ akıĢ analizleri, alan kullanım analizi, kullanılan formların analizi, personel kullanım analizi, donanım kullanım analizi, zaman kullanım analizi ve idari faaliyetlerin maliyet analizi olarak ifade edilebilir. Planlama, geleceği metotlu bir biçimde irdelemek olduğuna göre, tasarımcı, tasarımı ile iĢ verimliliğini arttırarak, çalıĢanın rahat ettiği insancıl bir çalıĢma ortamı oluĢturulması gerektiği kanısına varılmıĢtır.

Küçükali (2010), “Akustik Özellikleri GeliĢtirilmiĢ Örme KumaĢlar” isimli çalıĢmada, akustik özelliği geliĢtirilmiĢ kumaĢ tasarımı ve üretiminin gerçekleĢtirilmesi ve bu kumaĢların otomotiv endüstrisinde kullanımı üzerinde durulmuĢtur.

AraĢtırma sonucunda, farklı hammadde ve iplik çeĢitlerinden farklı kalınlıklarda ve örgü tipinde örme boĢluklu (spacer) kumaĢ numuneleri üretilmesi planlanmıĢ ve bu kumaĢların akustik özellikleri empedans tüpü metodu kullanılarak tayin edilmiĢtir. Hangi üretim parametrelerinin ve kumaĢın hangi özelliklerinin ses yutma katsayısı özelliğine önemli

(24)

10

etki ettiği analiz edilip, en iyi akustik özelliğe sahip kumaĢı elde etmenin amaçlanması gerektiği sonucuna varılmıĢtır.

ToktaĢ (2011), “Çok Amaçlı Salonların Akustik Açıdan Değerlendirmesi: Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi Örneği” isimli çalıĢmada, Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi salonunun ses ve akustik incelemesi yapılarak bir hacmin ses ve akustik açıdan değerlendirilmesi için yapılması gereken teorik yöntem ve uygulamalar üzerinde durulmuĢtur.

AraĢtırma sonucunda, genel olarak bakıldığında Salonda bazı akustik kusurların olduğu ortaya çıkmıĢtır. OluĢan kusurların genel nedeni sahip olduğu yelpaze Ģeklinden dolayı sesin büyük kısmının arka duvarlara yönlendirilmesidir. Ayrıca geniĢ arka duvarlar ile birlikte izleyici giriĢ kapıları ve kumanda odası da sesin yansıyarak sahneye geri dönmesine ve eko oluĢmasına neden olduğu gibi sonuçlar elde edilmiĢtir.

(25)

11

BÖLÜM III

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

3.1. Büro Kavramı, Tarihsel GeliĢimi ve Türleri

Bu bölümde büro kavramının tanımından büro yapılarının tarihsel geliĢiminden ve büro türlerinden oluĢmaktadır.

3.1.1. Büro Kavramı

Bilinen en eski köken olarak Latince “Burra” olan, Fransızca “bureau” olan “büro” kelimesi örgütsel ve yönetsel alanda birçok faaliyetin yerine getirildiği yer olarak ifade edilmektedir. TDK sözlüğüne göre büro, “çalıĢma odası, yazıhane, danıĢma ve yazı iĢlerinin yürütüldüğü iĢyeri ve bölüm, Ģube anlamlarına gelmektedir (www.tdk.gov.tr, EriĢim Tarihi:29/08/2013). Tengilimoğlu ve Tutar (2009) büroyu; “yapılacak iĢin niteliğine göre gerekli insan ve ekipmanla donatılmıĢ çalıĢma yeri” olarak tanımlamaktadır.

Ofis, büro yerinede kullanılan bir kelime olup çok genel bir terimdir. Günümüzdeki çağdaĢ büro anlayıĢına ofis sözcüğünün daha uygun olduğu düĢünülmektedir. Bugün kullanılan “ofis” teriminin kökü ise Latincede “opus” sözcüğü olup, “yapıt, iĢ” anlamına gelmektedir (Varlı, 2004, s. 3).

Büro faaliyetleri yazının icadından yani tarihin baĢlangıcından beri vardır. Ġlk kayıtlar kil tabletleri üzerine yazılmıĢtır. Bu yazma iĢlemleri daha sonra papirüsün keĢfine ve daha sonrada kağıtlara kayıt yapılarak devam etmiĢtir. GeçmiĢteki büro faaliyetleri günümüz büro faaliyetlerine göre oldukça basittir. Büroların ilk ortaya çıktığı dönem ticari ve ekonomik faaliyetlerin kaydedilmesine gerek duyulduğu dönem kadar eskidir. Ġlk büro faaliyetleri; vergiler, doğum ve ölüm tarihleri arazi ile ilgili basit iĢlerden oluĢmaktadır (Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 35).

(26)

12

Büroların organizasyonlar açısından önemi, bilgi üretme, iletiĢimi sağlama, kıymetli belge gibi varlıkları koruma birimleri olmasından ileri gelmektedir. Büro iĢleri sadece iĢletmenin sınırlandırılmıĢ bir mekanında yani bir oda ya da katta değil, iĢletmenin tüm alanlarına yayılmıĢ bir Ģekilde yürütülmektedir. En üst yöneticiden en alt düzeyde çalıĢan personele kadar her düzeyde çalıĢanın yazıĢmaların yapılması, dosyalama, arĢivleme, hesaplama, karĢılaĢtırma, kopyalama, iletiĢimi sağlama vb. gibi pek çok büro iĢiyle meĢguldür. Bu nedenle büronun, bir mekan ya da bazı faaliyetler olarak tanımlanması yerine iĢlevleri ve iĢlevlerinin özellikleri dikkate alınarak tanımlanması daha doğru olacaktır (Benligiray, 2005, s.3).

Büro sistemini Altınöz ve Göral (2008, s.430), endüstriyel bir makinenin yağlama sistemine benzetmektedir. Nasıl ki makine yağlanmadığı zaman makine sistemi birbirine girer ve makine çalıĢamaz duruma gelirse, bir örgütte büro faaliyetleri düzenli iĢlemediğinde de iĢler karıĢır girer, içinden çıkılmaz hal alır. Makineyi çalıĢtıran yağı değildir fakat makinenin iĢleyiĢini düzenleyen önemli bir unsurdur.

Bilgi ve iletiĢim teknolojileri arasındaki ilerlemelere göre; yapısı ve fonksiyonları önemli ölçüde değiĢen bürolar, bugünkü iĢletmelerde, bilgi iĢleyen birimler haline dönüĢmüĢtür. Özellikle “ofis otomasyonu”nun geliĢmesiyle birlikte kağıtsız ve dosyasız bürolar, günümüzde yaygınlaĢmaya baĢlamıĢtır. Bürolarda yapılan iĢlerin içeriğinin ve kapsamının değiĢmesi ile birlikte, büro iĢlerini yapma yöntemleri de önemli ölçüde değiĢmiĢtir. Daha çok elle ve somut öğeler üzerinde yapılan hizmet iĢleri, bugün artık dijital ortamlarda bilgi iĢleme iĢine dönüĢmüĢtür. Büroların bu yeni anlamıyla bilgi iĢleyen birimler Ģeklini alması, onların tasarımlarının da farklılaĢmasını gerekli kılmaktadır (Tutar, 2002, s. 52).

Bürolar mekanları tasarım bakımından günümüzdeki görünümüne gelinceye kadar, çeĢitli dönemlerden geçmiĢlerdir. Bilgi ve iletiĢim teknolojilerindeki ilerlemeler ıĢığında evrim geçiren büro araç ve gereçleri sayesinde geliĢtirilen yeni iĢ teknikleri bu değiĢime paralel olarak, çeĢitli tasarım kriterlerini de beraberinde getirmiĢtir (Acar B. , 2007, s. 18).

3.1.2. Büro Yapılarının Tarihsel GeliĢimi

3.1.2.1. Dünya’daki Büro Yapılarının Gelişim Süreci

Ġlk büro binalarına 16. yüzyılda rastlamak mümkündür. Giorgio Vassari tarafından Floransa’da tasarlanan ve inĢası 14 yıl süren Uffizzi Palace bu amaçla yapılmıĢ ilk büro binası kabul edilmektedir. Ortaçağda ticaretle uğraĢan burjuva kesiminin

(27)

13

zenginleĢmesiyle büro mekanlarının önemi artmıĢtır. Bu kesim, evlerinin yola bakan cephelerinde; alt katları ticaret ve büro amaçlı ve üst katları ise konut olarak kullanmıĢtır. Ortaçağdaki bu yapılara verilen bir diğer ad da “ kent sarayları”dır. Ancak daha sonraları “ofis ” terimi fiziksel bir bina tipine verilen isim olmuĢtur (Varlı, 2004, s. 21).

18. yüzyılda, sanayi devrimi ile buhar gücüyle çalıĢan makinelerin icadı ile birçok sanayi tesisi büroların geliĢiminde önemli bir dönüm noktası olmuĢtur. Sanayi devrimine kadar büro elemanları, fabrika iĢçilerine göre tepe yönetimi açısından daha çok öneme sahiplerdi ve itibar görmekteydi. Büro iĢlerinin yerine getirilebilmesi için çeĢitli yetenekler ve beceriler gerekli olmakla beraber, bu beceriler yönetimin iĢlevlerini kapsamamaktaydı. Bu iĢler oldukça basit büro faaliyetlerinden oluĢuyordu. Ekonomik yapı büyüdükçe ve karmaĢıklaĢtıkça, büro faaliyetleri de geliĢme göstermiĢtir. Büro iĢlerinin yapısı ve niteliği değiĢim göstermiĢ ve beyaz yakalılar ile mavi yakalılar arasındaki ayırım daha belirgin bir hale gelmiĢtir (Höçük, 2007, 45).

Duffy (1992), büro mekanlarının tarihsel geliĢimini; - Ev mekanları dönemi, (1849-1864 )

- Gökdelen kağıt fabrikaları, (1894-1904 ) - Ortak kontrol dönemi, (1954-1963 )

- Endüstriyel demokrasi dönemi, (1973 ve sonrası ) olmak üzere dört kısımda incelemiĢtir.

Bildiğimiz tarzdaki bürolar, ilk olarak Amerika’da Ģekillenmeye baĢlamıĢtır. 1904 yılında Frank Lloyd Wright tarafından Larkin Mail Order Company için tasarladığı New York Buffalo’daki Larkin binası (ġekil 1), 20. yüzyıl baĢlarında pek çok büro planlanmasında örnek alınan model olmuĢtur. Özel olarak bu amaçla tasarlanmıĢ binada büro planlamasındaki en geliĢmiĢ yöntemleri kullanarak yapılan bu yapının en büyük özelliği; 1800 sekreter, memur ve müdürü yeterli konfor koĢullarında çalıĢabilmesidir. Wright’ın tasarladığı bu binada; geniĢ açıklıklı alanların bulunması, çalıĢanlara çok az özel alan bırakmıĢtır. Bu nedenle Wright, duĢ ve dolapların bulunduğu ek küçük bir bina yapmıĢtır. Ayrıca binada; bir revir, bir dinlenme odası, bir seminer odası, bir de kitaplık bulunmaktadır (Varlı, 2004, s. 23).

(28)

14

ġekil 1. Larkin Binası, Buffalo, New York

1970’lerde ise ilk kez açık planlı bürolar sorgulanmaya baĢlanmıĢ, geniĢ bölünmemiĢ mekanlara karĢı tepkiler ortaya çıkmıĢtır. Bunun nedeni bütün organizasyonların aynı olmaması ve yerleĢim planlarının eĢitlik göstermemesidir, ayrıca çalıĢanlar arasındaki statü farklılıklarını da tamamen göz ardı etmek doğru değildir. 1980’ler, IBM’in kiĢisel bilgisayarları tanıttığı ve bilgisayarların büro masalarında çoğalmaya baĢladığı dönem olup, ofis tasarımının kökten değiĢmesine sebep olmuĢtur. Artık büro yapılarının planları müteahhitlerin değil, kullanıcıların isteklerine göre yapılmaya baĢlamıĢtır. Büro çalıĢanları bilgi teknolojisinde bilgi sahibi kiĢiler olduklarından, iyileĢtirilmiĢ koĢullar ve yüksek ölçüde mekan standartları talep etmiĢlerdir.. Daha küçük çalıĢma gruplarına (2-6 kiĢilik) doğru yöneliĢler baĢlamıĢtır. Büro mekanlarında daha ergonomik araç gereçler ile konforlu ve esnek mobilyalar tercih edilmeye baĢlanmıĢtır (Varlı, 2004, s. 7).

Mevcut büroların daha aktif ve verimli kullanılması amacıyla demokratikleĢmenin de bir belirtisi olarak yönetici odalarını ayıran bölme duvarları kaldırılmıĢ ve “pool” adı verilen yeni bir büro tipi oluĢturulmuĢtur. Pool’ler hücresel büro tipinde tasarlanmıĢ yapıların ara duvarlarının kaldırılması ile elde edilmiĢ büyük salonlu bürolardır. Amerikan plan diye bilinen bu tip bürolar, hücresel büro tipinin bir türüdür (Ketencioğlu, 2001, s. 30).

1990’lara gelindiğinde, ekonomik buhran nedeniyle, tepe yöneticiler maliyetlerini en aza indirebilecekleri ve aynı zamanda verimliliği de azaltmayacak büro ortamları hayal etmiĢlerdir. Bunun yanı sıra, bilgi teknolojisi, mobil telefonlar, kablosuz dizüstü bilgisayarlar, internet insanları özgürleĢtirmiĢ, durağan bir çalıĢma ortamına bağımlılıklarını azaltarak alternatif çalıĢma Ģekillerinin ortaya çıkmasını sağlamıĢtır. Ofisin gerçekte iĢin yapılabileceği her yer olduğu fikri doğmuĢtur (Dalga, 2007, s. 7).

(29)

15

Bilgisayar teknolojisindeki geliĢmeler büro yapılarında ağırlığını iyice hissettirmiĢtir. Bilgisayarlar çalıĢma ortamının organizasyonunda, ölçülendirilmesinde ve Ģekillendirilmesinde etkili olmuĢtur. Bürolarda; araç gereçler tamamen bilgisayar destekli olmuĢ, aydınlatma, havalandırma, daha sessiz ve daha konforlu çalıĢma ortamlarının kurulmasında bu teknolojiden etkin faydalanılmıĢtır (Varlı, 2004, s. 7).

3.1.2.2. Türkiye’deki Büro Yapılarının Gelişim Süreci

Türkiye, dünyada oluĢan çağdaĢ büro olgusuyla, yarım yüzyılı aĢkın bir gecikmeden sonra tanıĢmıĢtır. 1950’li yıllara kadar küçük ölçekli Ģahıs firmaları; iĢ hanları olarak bilinen yapıların bir odasında veya bir dükkanın bir veya iki çalıĢanıyla faaliyet göstermiĢlerdir (Varlı, 2004, s. 16).

1960’lı yıllarda Türkiye ekonomisindeki geliĢmelere birlikte, aile iĢletmeleri ĢirketleĢmeye baĢlamıĢ ve Ģahıs firmalar giderek yerlerini büyük kadrolarla çalıĢan iĢletmelere bırakmaya baĢlamıĢtır. Tek odaya sığmayan firmalar apartman dairelerini büro olarak kullanmaya baĢlamıĢlardır (Varlı, 2004, s. 16).

1970’li yıllara kadar, Ankara’da Ulus ĠĢhanı, Kızılay Emek ĠĢhanı, Ġstanbul’da Hukukçular Sitesi, Odakule ĠĢ Merkezi bu konuda yapılmıĢ önemli yapılardır (Öke, 1989, s. 35).

ġekil 2. Ulus ĠĢhanı

1985 yılından sonra Türkiye’de hizmet sektöründeki büyük ilerlemeler ile artık 1000’in üzerinde memurun rahatça çalıĢabileceği 50 katlı plaza binaları yapılmaya baĢlamıĢtır. Büyük iĢletmelerin, bankaların, devlet dairelerinin ve KĠT’lerin öncülüğünde bu geliĢmelere paralel olarak, ofis mobilyalarında da yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmıĢtır. Profesyonel yöneticilerin istekleri ile özel ofisler, ofis mobilyaları ve aksesuarları tasarımına gidilmiĢ ve üretilmeye baĢlanmıĢtır (KıĢ, s. 20). Ak Merkez, Yapı Kredi Plaza,

(30)

16

Sabancı Center, Maya ĠĢ Merkezi, ĠĢ Bankası Kuleleri vb. gibi yapılar günümüzün önemli örnek uygulamalarıdır.

Büro yapılarının geliĢimi ülkelerin geliĢmiĢlik düzeyi ile doğrudan iliĢkilidir. Artık günümüzde ülkelerin prestij göstergeleri lüks büro yapıları olmuĢtur (Varlı, 2004, s. 17).

ġekil 3. ĠĢ Bankası Kuleleri, Ak Merkez, Yapı Kredi Plaza

20. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, büro yapılarının bu son dönemi, daha tasarım aĢamasında kullanıcı gereksinimlerine ve memnuniyetine göre Ģekillenen bir dönem olmuĢtur. Bu dönem içerisinde, birçok yeni tasarım yapılmıĢ, kiĢisel seçimler ve örgüt verimliliğini önemseyen, bunlar arasında bir denge arayan, insan faktörünü merkeze alan çalıĢma mekanları arayıĢları sürmektedir (Altınöz ve Göral, 2008, s. 432).

3.1.3. Büro Türlerinin Sınıflandırılması

Bürolar; geleneksel ve çağdaĢ bürolar olmak üzere iki gruba ayrılırlar.

3.1.3.1. Geleneksel Büro Türleri

Geleneksel bürolar; uzmanlık alanlarına göre, ait oldukları kurumlara göre, kuruluĢ amaçlarına göre, yerleĢim biçimlerine göre bürolar olmak üzere dört temel gruba ayrılabilir. Kısaca örneklerle aĢağıda açıklanmıĢtır (Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 55);

a) Uzmanlık Alanlarına Göre Bürolar: Mesleki uzmanlık bilgileri sağlamak üzere kurulan bürolardır. Bu tür bürolar aynı zamanda özel bürolardır. Bir veya iki kiĢi tarafından kullanılmaktadır. Noterlik, avukatlık, müĢavirlik gibi büroları bu tür bürolara örnek olarak gösterilebilir (Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 55).

b) Ait oldukları Kuruma Göre Bürolar: Kamu kuruluĢlarına ait bürolar ile özel bürolardır. Kamu kuruluĢlarına ait bürolarda memurların çalıĢtığı her türlü kamu

(31)

17

hizmetlerinin görüldüğü bürolardır. Özel bürolar ise ağırlıklı olarak üretim, ticaret ve hizmet iĢlerinin yerine getirildiği bürolardır (Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 55).

c) Kuruluş Amaçlarına Göre Bürolar: Hizmet üretmek amacıyla ve kar elde etmek amacıyla kurulan bürolar olarak sınıflandırılabilir. Hizmet üretmek üzere kurulan bürolar toplumsal değerlerin korunması amacıyla da faaliyetlerine devam ederler. Vakıflar, dernekler sivil toplum kuruluĢları bunlara örnektir. ÇalıĢanlar gönüllüdür, herhangi bir ücret almazlar. Kar elde etmek amacıyla kurulan bürolar ise kar elde edebilmek için faaliyetlerini sürdürür (Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 56).

d) Yerleşim Biçimlerine Göre Bürolar: Açık, özel ve hibrit bürolar olmak üzere üçe ayrılır. AraĢtırmaya konu olan Açık bürolar, 5 ile 100 kiĢinin çalıĢtığı büyük salon bürolardır. Tek baĢına ya da birkaç kiĢinin birlikte kullandığı bürolar ise özel bürolardır. Hibrit (melez) büro ise; hem açık hem de kapalı büro türünün özelliklerini taĢıdığı için bu isim verilmektedir. Paneller yardımıyla yapılan bölümlendirmeler sayesinde özel büroya dönüĢtürülebilen alanlar bu panellerin kaldırılmasıyla kolayca açık büroya dönüĢtürülebilmektedir (Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 56).

3.1.3.2. Çağdaş Büro Türleri

ÇağdaĢ büro türlerini; gezici bürolar, adhokratik bürolar, ev bürolar, sanal bürolar, yaratıcı bürolar olmak üzere beĢ temel gruba ayrılabilir. Kısaca örneklerle aĢağıda açıklanmıĢtır;

a) Gezici (Mobil) Bürolar: 1997 yılında Building Pro Ģirketi tarafından tasarlanan büro sistemidir. Adından da anlaĢılacağı üzere belli bir mekana bağlı kalmadan faaliyetlerin yürütülebildiği bürolardır. Bir karavanın içinde herhangi bir büroda bulunması gereken her türlü büro gereci bulunabilmektedir. Farklı boyutlarda ve farklı fonksiyonlarda pratik çözümler önerebilen sistem, mekana bağlı kalmayı gereksiz hale getirmektedir (Begeç, 2011, s. 30).

b) Adhokratik Bürolar: Latince “geçici” anlamına gelen “ad-hoc” kavramından türetilen adhokrasi, geçici ve özel amaçla kurulan büro anlamına gelmektedir

(32)

18

(Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 58). Kurulma amacı bitince ortadan kaldırılan bürolardır.

c) Ev Bürolar: ĠletiĢim ağlarının kullanımı, ortak belleğe eriĢim, internet ve araçları, interaktif uydu tv sistemleriyle öne çıkan bu sistem tüm dünyada geniĢ bir kullanım alanına sahiptir. Fiziksel çevre faktörleri ve zaman kaybını sebep gösteren sistem, ev ortamında gerçekleĢtirilebilecek tüm büro iĢlerini kapsamaktadır (Begeç, 2011, s. 29).

d) Sanal Bürolar: Her yerin bir büro olarak kullanıldığı, zaman ve mekan olarak geleneksel büro mekanından soyutlanmıĢ bürolardır. Sanal büro çalıĢanları; hava limanı, otel lobisi, tren, uçak, ev vb. gibi çeĢitli mekanları büro olarak kullanabilirler ve çalıĢmalarını yapabilmeleri için telefon, bilgisayar, faks gibi gereçleri yanlarında taĢımaları yeterlidir (Begeç, 2011, s. 30).

e) Yaratıcı Bürolar: Ofis ortamını daha esnek, yaratıcı ve özgür hale getirmek için geliĢtirilmiĢ büro türüdür. Kültürel değiĢimler fiziksel mekan değiĢimlerini etkilemektedirler. HiyerarĢiyi en aza indirmek, esnek ve alıĢılmadık tasarımlar yaratarak çağın gereklerine uygun ofisler tasarlamak için yapılmıĢtır (Tengilimoğlu ve Tutar, 2009, s. 63).

3.2. Açık Büro Düzeninde Akustik Tasarım

3.2.1. Açık Büro Mekanları

ĠĢletmelerin organizasyon yapılarındaki değiĢimler ve geliĢen teknoloji ile birlikte iĢ yaĢamında büro yapılarına artan talep ve personel sayısı, tek oda düzeninden açık planlı düzene geçiĢi zorunlu kılmıĢtır. ĠletiĢimi ve üretkenliği arttıracağına inanılan bu ofis tipi popüler hale gelmiĢtir (Emiroğlu’dan aktaran Acar, 2007). (Acar, 2007, s.12).

Açık planlı bürolar, mekan kullanıcılarının performansını arttırmak ve tüm çalıĢma organizasyonunun verimliliğini desteklemek amacıyla, “minimum çalıĢma alanı maksimum performans” düĢüncesini temel alarak her anlamda -esneklik- ilkesi ile açık bir alanda bağımsız çalıĢma grupları halinde planlanır (Özçevik, 2005, s. 68).

(33)

19

Açık bürolar adından da anlaĢılabildiği gibi, çalıĢma alanını kullanan insanlar arasında duvar gibi bir ayırıcı söz konusu değildir. Bu düzendeki bürolarda çalıĢanlar arası açıktır ya da paravanlar, dolaplar, çiçekler yardımıyla bölümlendirmeler yapılır.

ġekil 4. Açık Büro Tasarımları

Açık büroların iĢ dünyasındaki organizasyonel değiĢimlerin sonucu önemi artmıĢtır. Açık bürolar geleneksel büro planlarında olan koridor sistemini tamamen ortadan kaldırmıĢ, kalıcı bölmeli küçük büro mekanları yerine daha çağdaĢ büyük bürolar kullanılmaya özen gösterilmiĢtir (Varlı, 2004, s. 44).

Büro düzeni alçak bölme duvarlarıyla bütünleĢen açık büro kavramıyla tamamen değiĢmiĢtir. GeniĢ ve açık bir alanda çalıĢanlar arasında serbest iletiĢim ilkesine dayanan bu yeni düzen, akılcı çalıĢma ortamının düzenli memurlar yaratacağı fikrine karĢı gelmiĢtir. Açık büro tasarımları, birlikte çalıĢma ortamını kaybetmeksizin mekan içinde çeĢitli bölmelerin kullanımını öne çıkarmıĢtır (Varlı, 2004, s. 27).

Açık büro düzeninde; daha kolay ve hızlı denetim, yerleĢim alanlarında aydınlatma ve ısıdan tasarruf; esnek yerleĢim planları; makine ve diğer donanımların düzenlenmesinde kolaylık, çalıĢanlar ve belgelerin hareketlerinin minimuma indirilmesi gibi bir takım üstünlükleri vardır. Ancak bunların yanı sıra; çalıĢma ortamı kiĢisellikten uzak, gürültünün kaçınılmaz olduğu, bulaĢıcı hastalıkların yayılma riskinin yüksek olduğu, havalandırma ve ısınmayı ayarlamadaki zorluklar açık büroların birtakım sınırlılıklarıdır. Ziyaretçilerin istedikleri bölümün çalıĢanına kolayca ulaĢmaları ve onunla görüĢmeleri oldukça zordur (Benligiray, 1997, s. 12).

Açık büro, iletiĢime kolaylık getirirken gizliliği de gözeten bir tasarım biçimidir. Büroda çalıĢma hem tek kiĢi, hem de grup halinde olabileceği için, büro mekanı ile kiĢiler arasında sıkı bir iliĢki vardır. Birimler arasındaki hızlı bilgi akıĢı ve haberleĢme kolaylaĢmaktadır, bununla birlikte mekanın çalıĢmaya da elveriĢli hale getirilmesi oldukça önemlidir. Bu da değiĢik ölçülerde ve malzemelerden kolay taĢınabilir panolarla

(34)

20

yöneticiler, Ģefler ve memurlar için ayrı bölmeler oluĢturarak sağlanmaktadır (Erentok’tan Aktaran Acar, 2007). (Acar, 2007, s.13).

Çoğu insanın zamanının büyük bölümünü geçirdiği bürolarda gürültünün denetlenmesi gerekmektedir. Ses düzeyindeki yükselmeler ve düzensiz sesler topluluğunun ya da büroya dıĢarıdan veya bitiĢik odalardan gelen seslerin insan üzerinde fizyolojik ve psikolojik açıdan olumsuz etkileri söz konusudur. Uzun süre gürültülü ortamlarda bulunan kiĢilerde fizyolojik ve psikolojik açıdan birtakım sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle büro mekanlarına uygun akustik ortam sağlanmalıdır.

Açık planlı büro yapılarına uygun akustik ortamın sağlanabilmesi için öncelikle bu yapılarda meydana gelen sessel olayları tanımlamak ve akustik konforu sağlayan etkenlerin neler olduğunu incelemek gerekmektedir (Acar, 2007, s. 29).

3.2.2. Akustik Bilimi ile Ġlgili Kavramlar

Bu bölümde; akustik, ses, frekans, yankı ve gürültü kavramlarına değinilmiĢtir. Daha sonra gürültü baĢlığı altında gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkileri ve gürültü denetimi ve ölçümü konularına değinilmiĢtir.

3.2.2.1. Akustik

Akustik ya da Sesbilimi, sesi inceleyen bir bilim dalıdır. Katı, sıvı veya gaz halindeki maddelerde dalga yayılımının fiziksel özelliklerini inceler (http://tr.wikipedia.org/wiki/Akustik, EriĢim Tarihi: 26/09/2013).

Sesin binaların içindeki hareketini, yansıtmasını, emilmesini inceleyen bilim dalına “akustik” denir. Bina planlarında akustik biliminin gözettiği baĢlıca amaç, gürültüyü, yani istenilmeyen sesleri en az haddine indirmek, istenen sesleri ise bozulmadan, gereken Ģiddete dinleyiciye ulaĢtırmaktır. Akustik bilimi çeĢitli sorunlarla uğraĢır. Hastane, kütüphane gibi binaların, elden geldiğince az gürültüye sahne olacak biçimde yapılması gerekir. Duvar, koridorlar boyunca, sesi en az yansıtacak biçimde yapılır. Ayrıca, bu gibi binalarda, tavanlarla duvarlar sesi emen maddelerle kaplanır (http://www.hakkinda-bilgi-nedir.com/akustik-nedir+akustik-hakkinda-bilgi, EriĢim Tarihi: 26/09/2013).

Konser salonlarında, tiyatrolarda, camilerde ve kiliselerde de büyük önemi olan akustik kavramı bu gibi yerlerde, söylenen sözün her yanda duyulması gerekir. KonuĢurken çıkan

(35)

21

ses dalgaları, saniyenin onda biri kadar bir zaman içinde duyulabilir. Yankılanmanın konferans salonlarını etkilememesi gerekir ki, yankılama konuĢmayı bozmasın. Konser salonlarında, yankılanma birkaç saniye sürecek olsa, çalınan eserin bütün güzelliği bozulur. Akustik mühendisleri, bir salon yapılmadan önce, orada sesin nasıl yankılayacağını hesaplarlar. Yapılması düĢünülen bir Ģatonun bile eni, boyu, sesi yansıtan yüzeyleri ile daha birçok özellikleri ayrıntılarıyla incelenir, bunlara dayanarak hesaplar yapılır. Bu hesaplar, salonda sesin ne Ģekilde yankılayacağını ortaya koyar. Ayrıca, bir salonda bulunan dinleyiciler de, sesi emer. Bu yüzden, ses boĢ bir salonda, dolu bir salonda olduğundan büsbütün baĢka biçimde duyulur (http://www.hakkinda-bilgi-nedir.com/akustik-nedir+akustik-hakkinda-bilgi, EriĢim Tarihi:26/09/2013).

3.2.2.2. Ses

Ses, hava basıncındaki dalgalanmaların kulaktaki etkisinden ileri gelen bir duygudur (Demirci ve Armağan, 2002, s. 7). Ses belli bir ortamda oluĢan ve kulaklarımız tarafından algılanan basınç değiĢimleridir. Sesin doğuĢu ve yayılması, ortamdaki parçacıkların titreĢimi ve bu titreĢimlerin komĢu parçacıklara iletilmesiyle olur. Ortamdaki parçacıkların titreĢmesiyle oluĢan dalgalar, havada basınç değiĢiklikleri oluĢturur. Bu basınç değiĢiklikleri kulak tarafından elektrik sinyallerine çevrilir ve beyin tarafından “ses” olarak algılanır. Sesin oluĢumu için bir ses kaynağına, basınç dalgalanmalarının yapılabileceği elastiki bir ortama ve bir alıcının varlığına ihtiyaç vardır (ToktaĢ, 2011, s. 3).

Bir insan kulağı 0 ile 130 dB arasındaki sesleri duyarken, normal bir konuĢma 60 dB civarındadır. 0-60 dB arasındaki seslerin duyumu zordur. Soluk alma 10 dB, gürültülü bir büro 60-65 dB, bir metre yakından geçen kamyon sesi 80 dB, metropol kentler 100 dB, olarak ifade edilmektedir (Doğan, 2009, s. 32).

Normal iĢitme ortamında 85 dB’den sonrası iĢitme organının zarar görmesine, 120-130 dB’den sonrası ise psikolojik ve fiziki rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Sesin havada yayılma hızı, havanın sıcaklığı ve nem oranı ile ufak değiĢiklikler gösterir. Sesin, 200

C oda sıcaklığında, hızı 344 m/sn’dir. Sesin yayılma hızı (Uygur ve Göral, 2005, s. 119);

Suda 1450 m/s Betonda 4000 m/s Çelikte 5000 m/s’dir.

(36)

22

Bazı ses ölçüm sonuçları dB(A) olarak ölçülmektedir. Desibel fiziksel gürültü seviyesinin logaritmik ölçümüdür. A simgesi gürültünün yere göre ağırlıklandırıldığını ve düĢük frekans değerlerine daha az önem verildiğini göstermektedir (Güler ve Çobanoğlu, 1994, s. 16). Ofis ölçümünde desibel değerlerine örnekler Tablo 1’de gösterilmiĢtir.

Tablo 1. Ofis Ölçümünde Desibel Değerleri

Ofisin Özellikleri dB(A) Değeri

Özel iĢyeri 65

Tek bir daktilo 70

Zeroks makinasının yakını 75

Bankacılık 79

ĠĢ servisleri (fotokopi, baskı) 80 Bilgisayar operasyonları 85

Kaynak: Güler,Ç., ve Çobanoğlu, Z. (1994, s.16).

Tablo 1’de de görüldüğü gibi özel iĢyerlerinde ortalama desibel değeri 65 iken bilgisayar operasyonlarının yapıldığı ofislerde bu değer ortalama 85’e kadar çıkmaktadır.

Sese alıĢılabilir. Havaalanlarının, demiryollarının ya da kalabalık iĢ merkezlerinin yakınında yaĢamakta olan insanlar bir süre sonra bu sesi algılamazlar. Ancak ses onlar üzerindeki etkilerini sürdürür (Güler ve Çobanoğlu, 1994, s. 16).

3.2.2.3. Frekans

Frekans; bir saniyelik zaman içinde titreĢim sonucu ortaya çıkan ses dalgası sayısını gösterir (Demirci ve Armağan, 2002, s. 8).

Ses dalgasının birim zamanda uğradıkları değiĢim ya da devir sayısı olan frekansın birimi Hertz (Hz)’dir. Ses titreĢimlerinin frekansı 16 Hz’ten 18.000 Hz’e kadar değiĢir. (ToktaĢ, 2011, s. 3).

- Çok kalın seslerin frekansı 16-100 Hz, - Kalın seslerin frekansı 100-400 Hz, - Orta seslerin frekansı 400-1600 Hz,

(37)

23

Ġnsanlar genellikle 500-2000 Hz arasında konuĢmaktadır. Ġnsan kulağı 20-20000 Hz. arasındaki sesleri duyar. Belirtilen sınırların dıĢındaki sesler duyulmayabilir. Fakat bu seslerin zararlı etkileri sürmektedir. Bu seslerin düĢük olanlarına infrases, yüksek olanlarına ise ultrases denir. Ultrases kiĢide bulantı, huzursuzluk ve baĢ ağrısı yapabilmektedir. Ġnfrasesler genellikle teknolojiye bağlı olarak ortaya çıkan seslerdir ve en sinsi toplumsal etkiler infrasesler için söz konusudur. Uçak ve diğer taĢıt araçlarında meydana gelen sesler, ağır vasıtaların kent sokaklarında geçiĢi sırasında binalardaki kiĢilere kolayca ulaĢabilen seslerdir (Güler ve Çobanoğlu, 1994, s. 16).

2.2.2.4. Yankı

Dolaysız ses ile ilk yansıyan sesler arasındaki düzey ve süre farkı belli sınırları aĢmamalıdır. Gecikme zamanı 1/15 saniyeyi aĢtığında baĢka bir deyiĢle, ses kaynağından doğrudan gelen sesle, yansıyarak gelen sesin geçtiği yollar arasındaki uzaklık farkı, 34 m’den fazla olduğunda, dinleyici bunu ayrı bir ses gibi duyar ve yankı gerçekleĢir. 22-34 m arasında ise sesin süresine göre yankı ya da ses uzaması olur. Yankı sesin niteliğini bozmakta, konuĢmacı ve dileyiciler için olumsuz bir akustik etki yaratmaktadır (Akın ve ġerefhanoğlu, 1999, s. 142).

2.2.2.5. Gürültü

Gürültü, yaygın olarak, istenmeyen ses veya ses kirliliği anlamıyla kullanılır. Elektronik alanında gürültü; pre amplifikatör, televizyon gibi ses veya görüntünün çevrilmesini sağlayan sistemlere etki eden, iletilmek istenen bilgi sinyaline karıĢan parazitlerdir. Analog veya dijital sinyallerin iĢlenmesi veya veri iĢleme sırasında sinyale karıĢan, uygulanan iĢlemlerin istenmeyen ve belli anlama gelmeyen yan ürünü olarak da tanımlanabilir (https://tr.wikipedia.org/wiki/Gürültü, EriĢim Tarihi: 26/09/2013).

Gürültü, akustik olarak düĢünüldüğünde, genellikle bir anlam ifade etmeyen, belli bir yüksekliği aĢan seviyeler için kullanılır. Bu Ģekilde yaklaĢıldığında, yüksek seviyeye ulaĢmıĢ herhangi bir ses gürültüdür. Diğer yandan, örneğin iki kiĢi arasında geçen bir diyaloğu, konuĢmaya katılmayan üçüncü bir kiĢi "gürültü" olarak algılayabilir. Köpek havlaması, komĢunun çaldığı yüksek sesli müzik, yoldan gelen araç sesleri veya kırsal bir

(38)

24

bölgede duyulan uçak sesi de aynı Ģekilde "gürültü" olarak değerlendirilebilir (https://tr.wikipedia.org/wiki/Gürültü, EriĢim Tarihi:26/09/2013).

Genelde iĢyerinin devamlı ve yüksek düzeyde gürültülü olmasının, çalıĢma verimi üzerinde olumsuz etkileri olduğu kabul edilmektedir. Diğer taraftan, monoton ve çok sessiz bir çalıĢma ortamı da uyuĢukluk ve uyku haline neden olmaktadır. Bu nedenle sağlık açısından bir sakınca olmayacak düzeydeki gürültü, uyanıklık etkisi yapmaktadır. Gürültülü ortamda çalıĢma, çalıĢanların titizliğine ve dikkatli iĢ görme alıĢkanlıklarını olumsuz bir Ģekilde etkilemekte ve çalıĢma ritmini bozduğu için iĢ kazaları olasılığını arttırmaktadır (Demirci ve Armağan, 2002, s. 8).

Sesin gürültü olarak nitelendirilmesi için mutlaka yüksek düzeyde olması gerekmemektedir. Ses ve gürültü arasındaki fark kiĢilere göre değiĢebilir. Bazı insanlar kulağına müzik olarak gelen bazı sesler, diğer insanlar için rahatsız edici olabilir ve bu sesler gürültü olarak algılanabilir. Sesten rahatsız olma sınırı da kiĢiden kiĢiye faklılık gösterebilir. Ancak gürültünün insan sağlığını ve rahatını bozduğu, olumsuz fizyolojik ve psikolojik birtakım etkiler yarattığı ve kaza tehlikesini artırdığı bir gerçektir (Küçükali, 2010, s. 7).

3.2.2.5.1. Bürolarda Gürültü Kaynakları

Gürültü kaynaklarını yapı dıĢı ve yapı içi gürültü kaynakları olarak iki ana baĢlık altında toplayabiliriz (Özçevik, 2005, s. 46);

a) Yapı dıĢı gürültü kaynakları:

- Trafik gürültüsü; her türlü ulaĢım aracından çıkan sesler (karayolu, deniz yolu, havayolu, raylı sistemler gibi) taĢıma ve ulaĢım teknolojisiyle geliĢen gürültü kaynakları,

- Sanayi gürültüsü; imalat ve üretim fabrikaları, oto sanayi gibi teknolojiyle geliĢen endüstriyel tesislerin gürültüleri,

- Ticari gürültüler; semt pazarları, sokak satıcıları, yüksek sesli yapılan reklam ve müzik yayınları gibi ticari amaçlı gürültüler,

- ĠnĢaat gürültüleri; yolların ve binaların yapımı-yıkımı gibi her türlü yapılaĢma gürültüleri,

(39)

25

- Açık hava etkinlikleri gürültüsü; lunapark, panayır gibi oyun ve eğlence etkinlikleri, stadyum, spor sahaları gibi spor müsabakalarının yapıldığı alanlar, çocuk oyun alanları, pazarlar ve parklar gibi sosyal iletiĢim alanlarından kaynaklanan gürültüler.

b) Yapı içi gürültü kaynakları:

- Ġnsan gürültüleri; bina kullanıcılarının istemli ve istemsiz olarak oluĢturdukları konuĢma veya ayak sesleri gibi gürültüler,

- Yapı sistemindeki gürültü kaynakları; su tesisat sistemlerinden, iklimlendirme ya da havalandırma gibi teknik donanımlardan kaynaklanan gürültüler,

- ĠĢleve bağlı-mekan içerisindeki gürültü kaynakları; mekanlarda yapılan iĢlevlerin niteliklerine göre kullanılan araçlardan (telefon, fotokopi, yazıcı, tarayıcı vb.), mobilyalardan (masa, sandalye) ve o mekanda bulunan kiĢilerin etkinliklerinden (telefon konuĢmaları, misafir kabulü vb.) kaynaklanan gürültüler, - Koridor ya da bitiĢik mekanlardan çalıĢanların mola sırasında yaptığı ya da

diğer odalardan gelen her türlü gürültülerdir.

Bürolarda akustik konforun oluĢturulması için; bina ya da mekan dıĢından gelen gürültülerin, bürodaki gürültü düzeyine etkisinin ve büro içindeki kaynaklardan çıkan gürültülerin, denetlenmesine bağlıdır. Geleneksel anlamdaki bürolarda ses, konuĢma odalardan, koridordan ve dıĢarıdan, duvar, döĢeme ve tavandan titreĢimle geçmektedir. Bu tip çalıĢma ortamlarında sesten korunmak için genellikle yapı fiziğine yönelik birtakım önlemler alınabilmektedir. Örneğin; tavan ve duvarlar ses azaltıcı malzeme ile kaplanabilir. Serbest planlı mekanlarda ise, gürültülerin dağıtılması ve yutulmasıyla optimum konfor düzeyine ulaĢtırılmaktadır. Açık planlı bürolarda, ister insan ister makine olsun gürültü kaynakları ile alıcıların aynı mekanı paylaĢma zorunluluğu akustik konforun sağlanmasını güçleĢtirmektedir. Bu bağlamda çalıĢanların verimliliği ile açık planlı büroların akustik tasarımında temel çeliĢkiler vardır. Akustik konforun sağlanamaması durumunda çalıĢanlarda dikkatin dağılması, motivasyonun bozulması iĢ kazalarının artması gibi üretkenliği ve verimliliği azaltıcı sonuçlar doğurmaktadır (Çete, 2004, s. 59).

(40)

26

3.2.2.5.2. Gürültünün İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkisi

Gürültü çalıĢanların fiziksel ve zihinsel sağlığını etkilemekte olup, sosyal iliĢkilerini de olumsuz yönde etkilemektedir. ÇalıĢanlarda zamanla öfke, sinirlilik, kararsızlık gibi davranıĢ bozuklukları yaratmaktadır. Gürültünün birtakım fizyo-patalojik etkileri de ortaya çıkardığı gözlenmektedir. Örneğin; kalp atıĢlarının artması, sindirim sisteminin çalıĢmasının yavaĢlaması, baĢ dönmesi, reflekslerde canlılık azalması, göz bebeklerinde geniĢleme, deride elektriksel dayanıklılık azalması, kanda kollestrol düzeyinin artması ve böbrek üstü bezlerde hormon artısında yükselmeler görülebilmektedir (BaĢpınar ve Bayramlı, 2006, s. 80).

Gürültülü ortamlarda çalıĢmanın yaratabileceği bazı fizyolojik ve psikolojik sorunlar Ģu Ģekilde sıralanmaktadır (Oktav, Zelzele, Özcan, ve Özdemir, 2003, s. 4-5);

- Geçici veya kalıcı iĢitme kayıpları, - Kan basıncının artması,

- Hormon salgılarında değiĢim, - Rahatsızlık ve uyumsuzluk, - Uykusuzluk ve yorgunluk,

- Kanın yağ ve protein değerlerinde değiĢim,

- KonuĢmanın engellenmesine bağlı olarak performans ve güvenlik azalması, - Sıkıntı, stres ve mide ülseri.

Gürültü insan sağlığını birçok yönden etkilemektedir. Bu etki, maruz kalınan sesin Ģiddetine ve süresine göre değiĢmektedir (Tablo 2). Gürültünün etkileri, iĢitme organına etkisi, psikolojik etkisi ve verimliliğe etkisi olmak üzere üç alanda ortaya çıkmaktadır. Gürültünün en önemli ve kalıcı etkisi iĢitme organı üzerinde olmaktadır. 80 desibelin üzerindeki gürültü düzeyi kiĢilerde zamanla duyma yeteneğinde azalmaya sebep olmaktadır (Hayta, 2007, s. 30).

Şekil

ġekil 1. Larkin Binası, Buffalo, New York
ġekil 2. Ulus ĠĢhanı
ġekil 3. ĠĢ Bankası Kuleleri, Ak Merkez, Yapı Kredi Plaza
ġekil 4. Açık Büro Tasarımları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

• Metaforun Doğallığı: Ara yüz metaforu uygulama alanına uygun olarak; kullanıcının uygulamayı nasıl. algılayacağını yönlendirmeli bütün bilgi, uygulama alanına

Çevre Çevre Bilgiler, fikirler, duygular, inanç ve tutumlar, algılama ve değerleme (KAYNAK) Bilgiler, fikirler, duygular, inanç ve tutumlar, algılama ve değerleme

Belge Yönetiminin Örgütsel Açıdan Önemi..  Bir bilgi kaynağı olarak belgeler örgüt

• İncelemeler kuruluşlarda gereğinden fazla form kullanıldığını, aynı amaçla kullanılan birbirinden farklı formların bulunduğunu ve formların planlı bir

(Şekil 2a ve 2b) Sağ kulağı ile işitme problemi olan hastanın vestibulokohlear sinirinin de etkilendiği düşünüldü. Yapılan beyin manyetik rezonans

Tablo 2 incelendiğinde katılımcıların kullandıkları alanın ışıklandırmasını yeterli buldukları (%69), kullandıkları masa ve bilgisayar ünitesinin çalışma alanları için

Araştırmada genç yetişkin yaşta erkek olma, 50-100 kg ağır- lık, anamnezde kulak enfeksiyonu, gürültüye maruziyet, ototoksite, otolojik travma öyküsü gibi işitme

C1 sınıfı elde edilen veriler ışığında genel olarak değerlendirilecek olursa, alçak frekanslarda yüksek çınlama süreleri elde edilmiş, bunun neticesinde