3.2. Açık Büro Düzeninde Akustik Tasarım
3.2.2. Akustik Bilimi ile Ġlgili Kavramlar
Bu bölümde; akustik, ses, frekans, yankı ve gürültü kavramlarına değinilmiĢtir. Daha sonra gürültü baĢlığı altında gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkileri ve gürültü denetimi ve ölçümü konularına değinilmiĢtir.
3.2.2.1. Akustik
Akustik ya da Sesbilimi, sesi inceleyen bir bilim dalıdır. Katı, sıvı veya gaz halindeki maddelerde dalga yayılımının fiziksel özelliklerini inceler (http://tr.wikipedia.org/wiki/Akustik, EriĢim Tarihi: 26/09/2013).
Sesin binaların içindeki hareketini, yansıtmasını, emilmesini inceleyen bilim dalına “akustik” denir. Bina planlarında akustik biliminin gözettiği baĢlıca amaç, gürültüyü, yani istenilmeyen sesleri en az haddine indirmek, istenen sesleri ise bozulmadan, gereken Ģiddete dinleyiciye ulaĢtırmaktır. Akustik bilimi çeĢitli sorunlarla uğraĢır. Hastane, kütüphane gibi binaların, elden geldiğince az gürültüye sahne olacak biçimde yapılması gerekir. Duvar, koridorlar boyunca, sesi en az yansıtacak biçimde yapılır. Ayrıca, bu gibi binalarda, tavanlarla duvarlar sesi emen maddelerle kaplanır (http://www.hakkinda-bilgi- nedir.com/akustik-nedir+akustik-hakkinda-bilgi, EriĢim Tarihi: 26/09/2013).
Konser salonlarında, tiyatrolarda, camilerde ve kiliselerde de büyük önemi olan akustik kavramı bu gibi yerlerde, söylenen sözün her yanda duyulması gerekir. KonuĢurken çıkan
21
ses dalgaları, saniyenin onda biri kadar bir zaman içinde duyulabilir. Yankılanmanın konferans salonlarını etkilememesi gerekir ki, yankılama konuĢmayı bozmasın. Konser salonlarında, yankılanma birkaç saniye sürecek olsa, çalınan eserin bütün güzelliği bozulur. Akustik mühendisleri, bir salon yapılmadan önce, orada sesin nasıl yankılayacağını hesaplarlar. Yapılması düĢünülen bir Ģatonun bile eni, boyu, sesi yansıtan yüzeyleri ile daha birçok özellikleri ayrıntılarıyla incelenir, bunlara dayanarak hesaplar yapılır. Bu hesaplar, salonda sesin ne Ģekilde yankılayacağını ortaya koyar. Ayrıca, bir salonda bulunan dinleyiciler de, sesi emer. Bu yüzden, ses boĢ bir salonda, dolu bir salonda olduğundan büsbütün baĢka biçimde duyulur (http://www.hakkinda-bilgi- nedir.com/akustik-nedir+akustik-hakkinda-bilgi, EriĢim Tarihi:26/09/2013).
3.2.2.2. Ses
Ses, hava basıncındaki dalgalanmaların kulaktaki etkisinden ileri gelen bir duygudur (Demirci ve Armağan, 2002, s. 7). Ses belli bir ortamda oluĢan ve kulaklarımız tarafından algılanan basınç değiĢimleridir. Sesin doğuĢu ve yayılması, ortamdaki parçacıkların titreĢimi ve bu titreĢimlerin komĢu parçacıklara iletilmesiyle olur. Ortamdaki parçacıkların titreĢmesiyle oluĢan dalgalar, havada basınç değiĢiklikleri oluĢturur. Bu basınç değiĢiklikleri kulak tarafından elektrik sinyallerine çevrilir ve beyin tarafından “ses” olarak algılanır. Sesin oluĢumu için bir ses kaynağına, basınç dalgalanmalarının yapılabileceği elastiki bir ortama ve bir alıcının varlığına ihtiyaç vardır (ToktaĢ, 2011, s. 3).
Bir insan kulağı 0 ile 130 dB arasındaki sesleri duyarken, normal bir konuĢma 60 dB civarındadır. 0-60 dB arasındaki seslerin duyumu zordur. Soluk alma 10 dB, gürültülü bir büro 60-65 dB, bir metre yakından geçen kamyon sesi 80 dB, metropol kentler 100 dB, olarak ifade edilmektedir (Doğan, 2009, s. 32).
Normal iĢitme ortamında 85 dB’den sonrası iĢitme organının zarar görmesine, 120-130 dB’den sonrası ise psikolojik ve fiziki rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Sesin havada yayılma hızı, havanın sıcaklığı ve nem oranı ile ufak değiĢiklikler gösterir. Sesin, 200
C oda sıcaklığında, hızı 344 m/sn’dir. Sesin yayılma hızı (Uygur ve Göral, 2005, s. 119);
Suda 1450 m/s Betonda 4000 m/s Çelikte 5000 m/s’dir.
22
Bazı ses ölçüm sonuçları dB(A) olarak ölçülmektedir. Desibel fiziksel gürültü seviyesinin logaritmik ölçümüdür. A simgesi gürültünün yere göre ağırlıklandırıldığını ve düĢük frekans değerlerine daha az önem verildiğini göstermektedir (Güler ve Çobanoğlu, 1994, s. 16). Ofis ölçümünde desibel değerlerine örnekler Tablo 1’de gösterilmiĢtir.
Tablo 1. Ofis Ölçümünde Desibel Değerleri
Ofisin Özellikleri dB(A) Değeri
Özel iĢyeri 65
Tek bir daktilo 70
Zeroks makinasının yakını 75
Bankacılık 79
ĠĢ servisleri (fotokopi, baskı) 80 Bilgisayar operasyonları 85
Kaynak: Güler,Ç., ve Çobanoğlu, Z. (1994, s.16).
Tablo 1’de de görüldüğü gibi özel iĢyerlerinde ortalama desibel değeri 65 iken bilgisayar operasyonlarının yapıldığı ofislerde bu değer ortalama 85’e kadar çıkmaktadır.
Sese alıĢılabilir. Havaalanlarının, demiryollarının ya da kalabalık iĢ merkezlerinin yakınında yaĢamakta olan insanlar bir süre sonra bu sesi algılamazlar. Ancak ses onlar üzerindeki etkilerini sürdürür (Güler ve Çobanoğlu, 1994, s. 16).
3.2.2.3. Frekans
Frekans; bir saniyelik zaman içinde titreĢim sonucu ortaya çıkan ses dalgası sayısını gösterir (Demirci ve Armağan, 2002, s. 8).
Ses dalgasının birim zamanda uğradıkları değiĢim ya da devir sayısı olan frekansın birimi Hertz (Hz)’dir. Ses titreĢimlerinin frekansı 16 Hz’ten 18.000 Hz’e kadar değiĢir. (ToktaĢ, 2011, s. 3).
- Çok kalın seslerin frekansı 16-100 Hz, - Kalın seslerin frekansı 100-400 Hz, - Orta seslerin frekansı 400-1600 Hz,
23
Ġnsanlar genellikle 500-2000 Hz arasında konuĢmaktadır. Ġnsan kulağı 20-20000 Hz. arasındaki sesleri duyar. Belirtilen sınırların dıĢındaki sesler duyulmayabilir. Fakat bu seslerin zararlı etkileri sürmektedir. Bu seslerin düĢük olanlarına infrases, yüksek olanlarına ise ultrases denir. Ultrases kiĢide bulantı, huzursuzluk ve baĢ ağrısı yapabilmektedir. Ġnfrasesler genellikle teknolojiye bağlı olarak ortaya çıkan seslerdir ve en sinsi toplumsal etkiler infrasesler için söz konusudur. Uçak ve diğer taĢıt araçlarında meydana gelen sesler, ağır vasıtaların kent sokaklarında geçiĢi sırasında binalardaki kiĢilere kolayca ulaĢabilen seslerdir (Güler ve Çobanoğlu, 1994, s. 16).
2.2.2.4. Yankı
Dolaysız ses ile ilk yansıyan sesler arasındaki düzey ve süre farkı belli sınırları aĢmamalıdır. Gecikme zamanı 1/15 saniyeyi aĢtığında baĢka bir deyiĢle, ses kaynağından doğrudan gelen sesle, yansıyarak gelen sesin geçtiği yollar arasındaki uzaklık farkı, 34 m’den fazla olduğunda, dinleyici bunu ayrı bir ses gibi duyar ve yankı gerçekleĢir. 22-34 m arasında ise sesin süresine göre yankı ya da ses uzaması olur. Yankı sesin niteliğini bozmakta, konuĢmacı ve dileyiciler için olumsuz bir akustik etki yaratmaktadır (Akın ve ġerefhanoğlu, 1999, s. 142).
2.2.2.5. Gürültü
Gürültü, yaygın olarak, istenmeyen ses veya ses kirliliği anlamıyla kullanılır. Elektronik alanında gürültü; pre amplifikatör, televizyon gibi ses veya görüntünün çevrilmesini sağlayan sistemlere etki eden, iletilmek istenen bilgi sinyaline karıĢan parazitlerdir. Analog veya dijital sinyallerin iĢlenmesi veya veri iĢleme sırasında sinyale karıĢan, uygulanan iĢlemlerin istenmeyen ve belli anlama gelmeyen yan ürünü olarak da tanımlanabilir (https://tr.wikipedia.org/wiki/Gürültü, EriĢim Tarihi: 26/09/2013).
Gürültü, akustik olarak düĢünüldüğünde, genellikle bir anlam ifade etmeyen, belli bir yüksekliği aĢan seviyeler için kullanılır. Bu Ģekilde yaklaĢıldığında, yüksek seviyeye ulaĢmıĢ herhangi bir ses gürültüdür. Diğer yandan, örneğin iki kiĢi arasında geçen bir diyaloğu, konuĢmaya katılmayan üçüncü bir kiĢi "gürültü" olarak algılayabilir. Köpek havlaması, komĢunun çaldığı yüksek sesli müzik, yoldan gelen araç sesleri veya kırsal bir
24
bölgede duyulan uçak sesi de aynı Ģekilde "gürültü" olarak değerlendirilebilir (https://tr.wikipedia.org/wiki/Gürültü, EriĢim Tarihi:26/09/2013).
Genelde iĢyerinin devamlı ve yüksek düzeyde gürültülü olmasının, çalıĢma verimi üzerinde olumsuz etkileri olduğu kabul edilmektedir. Diğer taraftan, monoton ve çok sessiz bir çalıĢma ortamı da uyuĢukluk ve uyku haline neden olmaktadır. Bu nedenle sağlık açısından bir sakınca olmayacak düzeydeki gürültü, uyanıklık etkisi yapmaktadır. Gürültülü ortamda çalıĢma, çalıĢanların titizliğine ve dikkatli iĢ görme alıĢkanlıklarını olumsuz bir Ģekilde etkilemekte ve çalıĢma ritmini bozduğu için iĢ kazaları olasılığını arttırmaktadır (Demirci ve Armağan, 2002, s. 8).
Sesin gürültü olarak nitelendirilmesi için mutlaka yüksek düzeyde olması gerekmemektedir. Ses ve gürültü arasındaki fark kiĢilere göre değiĢebilir. Bazı insanlar kulağına müzik olarak gelen bazı sesler, diğer insanlar için rahatsız edici olabilir ve bu sesler gürültü olarak algılanabilir. Sesten rahatsız olma sınırı da kiĢiden kiĢiye faklılık gösterebilir. Ancak gürültünün insan sağlığını ve rahatını bozduğu, olumsuz fizyolojik ve psikolojik birtakım etkiler yarattığı ve kaza tehlikesini artırdığı bir gerçektir (Küçükali, 2010, s. 7).
3.2.2.5.1. Bürolarda Gürültü Kaynakları
Gürültü kaynaklarını yapı dıĢı ve yapı içi gürültü kaynakları olarak iki ana baĢlık altında toplayabiliriz (Özçevik, 2005, s. 46);
a) Yapı dıĢı gürültü kaynakları:
- Trafik gürültüsü; her türlü ulaĢım aracından çıkan sesler (karayolu, deniz yolu, havayolu, raylı sistemler gibi) taĢıma ve ulaĢım teknolojisiyle geliĢen gürültü kaynakları,
- Sanayi gürültüsü; imalat ve üretim fabrikaları, oto sanayi gibi teknolojiyle geliĢen endüstriyel tesislerin gürültüleri,
- Ticari gürültüler; semt pazarları, sokak satıcıları, yüksek sesli yapılan reklam ve müzik yayınları gibi ticari amaçlı gürültüler,
- ĠnĢaat gürültüleri; yolların ve binaların yapımı-yıkımı gibi her türlü yapılaĢma gürültüleri,
25
- Açık hava etkinlikleri gürültüsü; lunapark, panayır gibi oyun ve eğlence etkinlikleri, stadyum, spor sahaları gibi spor müsabakalarının yapıldığı alanlar, çocuk oyun alanları, pazarlar ve parklar gibi sosyal iletiĢim alanlarından kaynaklanan gürültüler.
b) Yapı içi gürültü kaynakları:
- Ġnsan gürültüleri; bina kullanıcılarının istemli ve istemsiz olarak oluĢturdukları konuĢma veya ayak sesleri gibi gürültüler,
- Yapı sistemindeki gürültü kaynakları; su tesisat sistemlerinden, iklimlendirme ya da havalandırma gibi teknik donanımlardan kaynaklanan gürültüler,
- ĠĢleve bağlı-mekan içerisindeki gürültü kaynakları; mekanlarda yapılan iĢlevlerin niteliklerine göre kullanılan araçlardan (telefon, fotokopi, yazıcı, tarayıcı vb.), mobilyalardan (masa, sandalye) ve o mekanda bulunan kiĢilerin etkinliklerinden (telefon konuĢmaları, misafir kabulü vb.) kaynaklanan gürültüler, - Koridor ya da bitiĢik mekanlardan çalıĢanların mola sırasında yaptığı ya da
diğer odalardan gelen her türlü gürültülerdir.
Bürolarda akustik konforun oluĢturulması için; bina ya da mekan dıĢından gelen gürültülerin, bürodaki gürültü düzeyine etkisinin ve büro içindeki kaynaklardan çıkan gürültülerin, denetlenmesine bağlıdır. Geleneksel anlamdaki bürolarda ses, konuĢma odalardan, koridordan ve dıĢarıdan, duvar, döĢeme ve tavandan titreĢimle geçmektedir. Bu tip çalıĢma ortamlarında sesten korunmak için genellikle yapı fiziğine yönelik birtakım önlemler alınabilmektedir. Örneğin; tavan ve duvarlar ses azaltıcı malzeme ile kaplanabilir. Serbest planlı mekanlarda ise, gürültülerin dağıtılması ve yutulmasıyla optimum konfor düzeyine ulaĢtırılmaktadır. Açık planlı bürolarda, ister insan ister makine olsun gürültü kaynakları ile alıcıların aynı mekanı paylaĢma zorunluluğu akustik konforun sağlanmasını güçleĢtirmektedir. Bu bağlamda çalıĢanların verimliliği ile açık planlı büroların akustik tasarımında temel çeliĢkiler vardır. Akustik konforun sağlanamaması durumunda çalıĢanlarda dikkatin dağılması, motivasyonun bozulması iĢ kazalarının artması gibi üretkenliği ve verimliliği azaltıcı sonuçlar doğurmaktadır (Çete, 2004, s. 59).
26
3.2.2.5.2. Gürültünün İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkisi
Gürültü çalıĢanların fiziksel ve zihinsel sağlığını etkilemekte olup, sosyal iliĢkilerini de olumsuz yönde etkilemektedir. ÇalıĢanlarda zamanla öfke, sinirlilik, kararsızlık gibi davranıĢ bozuklukları yaratmaktadır. Gürültünün birtakım fizyo-patalojik etkileri de ortaya çıkardığı gözlenmektedir. Örneğin; kalp atıĢlarının artması, sindirim sisteminin çalıĢmasının yavaĢlaması, baĢ dönmesi, reflekslerde canlılık azalması, göz bebeklerinde geniĢleme, deride elektriksel dayanıklılık azalması, kanda kollestrol düzeyinin artması ve böbrek üstü bezlerde hormon artısında yükselmeler görülebilmektedir (BaĢpınar ve Bayramlı, 2006, s. 80).
Gürültülü ortamlarda çalıĢmanın yaratabileceği bazı fizyolojik ve psikolojik sorunlar Ģu Ģekilde sıralanmaktadır (Oktav, Zelzele, Özcan, ve Özdemir, 2003, s. 4-5);
- Geçici veya kalıcı iĢitme kayıpları, - Kan basıncının artması,
- Hormon salgılarında değiĢim, - Rahatsızlık ve uyumsuzluk, - Uykusuzluk ve yorgunluk,
- Kanın yağ ve protein değerlerinde değiĢim,
- KonuĢmanın engellenmesine bağlı olarak performans ve güvenlik azalması, - Sıkıntı, stres ve mide ülseri.
Gürültü insan sağlığını birçok yönden etkilemektedir. Bu etki, maruz kalınan sesin Ģiddetine ve süresine göre değiĢmektedir (Tablo 2). Gürültünün etkileri, iĢitme organına etkisi, psikolojik etkisi ve verimliliğe etkisi olmak üzere üç alanda ortaya çıkmaktadır. Gürültünün en önemli ve kalıcı etkisi iĢitme organı üzerinde olmaktadır. 80 desibelin üzerindeki gürültü düzeyi kiĢilerde zamanla duyma yeteneğinde azalmaya sebep olmaktadır (Hayta, 2007, s. 30).
27
Tablo 2. Gürültüye Maruz Kalma Süre ve ġiddetine Göre ĠĢitme Yeteneği Kaybı Oranları
Gürültü Düzeyi (dB)
ĠĢitme Yeteneği Kaybı (%)
5 Yıl Sonra 10 Yıl Sonra 20 Yıl Sonra
80 0 0 0
90 4 10 16
100 12 29 42
110 26 55 78
Kaynak: (Hayta, 2007, s.30).
Tablo 2’de görüldüğü üzere 80 desibelin üzerindeki gürültü düzeyleri arttıkça iĢitme yeteneği kaybı da yıllara oranla artmaktadır. 110 desibel gürültü düzeyine maruz kalan bir kiĢi 5 yıl sonra iĢitme yeteneğinin %26’sını; 10 yıl sonra %55’ini ve 20 yıl sonra ise %78’ini kaybedebileceği görülmektedir. Gürültü düzeylerine göre gürültüye dayanma süreleri de Tablo 3’te gösterilmektedir.
Tablo 3. Gürültüye Dayanma Süresi
Gürültü Düzeyi (dB) Dayanma Süresi
90 8 dk./ gün
100 5 dk./ gün
110 3 dk./ gün
120 28 sn./ gün
Kaynak:(Hayta 2007, s.30).
Gürültüye bağlı sağırlığın meydana gelmesinde gürültünün Ģiddeti, frekansı ve gürültüyle karĢılaĢma süresi etkili olmaktadır (Hayta, 2007, s. 30). Bir insan 90 desibel gürültü düzeyine günde 8 dakika dayanabilirken 120 desibel gürültü düzeyine sadece 28 saniye dayanabilmektedir.
Günümüzde gürültünün sağırlığın yanı sıra değiĢik ruhsal ve sinir sistemi hastalıklarına neden olabileceği belirlenmiĢtir. ĠĢitme yeteneği kaybının baĢlangıçta belirsiz ilerlemesi, baĢlangıç döneminde belirlenmesi durumunda düzeltilebilir özellik taĢıması, daha sonra geri dönmez nitelik kazanması iĢ sağlığı açısından gürültünün önemini arttırmaktadır (Güler ve Çobanoğlu, 1994, s. 12).
28
Gürültünün varlığı, çalıĢanlar üzerinde hemen her türden etkinliği olumsuz etkileyerek psikolojik rahatsızlıklardan iĢitme kayıpları gibi fizyolojik etkilere kadar uzana geniĢ bir alana yayılmıĢ olumsuz sonuçlar doğurabilir (Özçevik, 2005, s. 45).
Tablo 4’te gürültü düzeyleri ve oluĢturduğu olumsuz etkiler gösterilmektedir.
Tablo 4. Gürültü Düzeyleri ve OluĢturduğu Olumsuz Etkiler
Sınıflandırma Gürültü Düzeyi Gürültü Etkileri
(dBA)
1. Derece 30-65 Konforsuzluk, rahatsızlık, öfke, kızgınlık, uyku ve konsantrasyon bozukluğu
2. Derece 65-90 Fizyolojik Tepkiler, kan basıncının artması, Kalp atıĢlarında ve solunumunda hızlanma, Beyin sıvısındaki basıncın azalması, ani Refleksler
3. Derece 90-120 Fizyolojik tepkilerin artması, baĢ ağrıları 4. Derece 120-140 Ġç Kulakta Devamlı hasar, dengenin
Bozulması
5. Derece 140 Ciddi beyin tahribatı
Kaynak: (www.rshm.saglık.gov.tr>, EriĢim Tarihi: 26/09/2013)
30-65 desibel arasındaki gürültü düzeyi (1. Derece) çalıĢanlarda konforsuzluk, rahatsızlık, öfke, kızgınlık, uyku ve konsantrasyon bozukluğuna neden olmaktadır. Gürültü düzeyi arttıkça insan vücudundaki fizyolojik ve psikolojik etkileri de o oranda artmaktadır. 65 desibelin üstünde gürültüye maruz kalındığında ise fizyolojik tepkiler artmaya baĢlar, kan basıncı artar, kalp atıĢları ve solunum hızlanır, ani refleksler çalıĢır. 140 desibel ve üzeri gürültü düzeyine (5. Derece) maruz kalan çalıĢanlarda ciddi beyin tahribatları meydana gelmektedir.
Güler ve Çobanoğlu (1994) gürültünün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini Ģöyle sıralamıĢtır;
1. KiĢileri huzursuz eder. 2. Sözel iletiĢimi engeller.
3. ÇalıĢma etkinliğini azaltır, düĢünmeyi engelleyebilir.
4. Bellekle ilgili çalıĢmalar, sözcük öğrenme amacıyla yapılan çalıĢmalar gürültüden etkilenmektedir.
29
5. Uykuda rahatsız eder, uykuya dalmayı güçleĢtirir. 6. ĠĢitme organında ve yollarında zararlara yol açar.
7. DavranıĢ bozukluklarına neden olabilir. (Sinirlenme, heyecanlanma)
8. Karakter değiĢikliklerine neden olabilir. Eğilimi olanlarda sorunların ve bunaltıların ağırlaĢmasına yol açar. Çabuk sinirlenme ve kızgınlığa yol açar. 9. Öğrenme yaĢantılarının olumsuz etkilenmesi özellikle okullarda belirgindir.
Gürültülü bölgelere yakın olan okullarda öğrenme etkinliğini azaltıcı etki yapmaktadır.
10. Okuma, anlama, öğrenme düzeyini azalttığından okul sağlığı açısından da önemli olabilir.
11. Çocuklar gürültüsüz ortamdakine nazaran gürültülü ortamda iĢlerini daha güçlükle yaparlar.
12. Seslerin arasındaki nitelik farklarının belirlenebilmesi güçleĢir. 13. Problem çözme yeteneğinde azalma olur.
14. Aralıklı ve ani gürültü kiĢide ani adrenalin deĢarjı yaratarak kalp atıĢ oranını, solunum sayısını, kan basıncını arttırmakta, dikkat azalması, uyku düzeninde bozulmalara neden olabilmektedir.
3.2.2.5.3. Bürolarda Gürültü Denetimi ve Ölçümü
Gürültü denetiminde amaç, gürültü kaynağını bulmak ya da belli bir yerdeki gürültü düzeyini saptamaktan, gürültünün frekans dağılımını bulmaya veya darbe gürültüsünü saptamaya kadar çok çeĢitli olabilir. En çok kullanılan ölçüm, istenilen bir yerdeki gürültü düzeyinin saptanmasıdır.
Ses düzeyi ölçer (ġekil 5) ile bir noktadaki ses düzeyi doğrudan ölçülebilir. Kullanımı kolaydır ve bunun yanında sonuçlar etkilidir. Ses düzeyi ölçer seçiminde önemli olan amaca uygunluktur. Çok değiĢik türleri olan bu cihazların hangi türlerinin nerede ve nasıl kullanacağı deneyim ve uzmanlık gerektiren bir konudur (Küçükali, 2010, s. 8).
30
ġekil 5. Ses Düzeyi Ölçer
Kullanıcıları olumsuz etkileyen bu istenmeyen seslerin önlenmesinde de dört temel kontrol yöntemi olduğu söylenebilir (Acar B. , 2007, s. 28);
- Sesi kaynağında azaltmak,
- Sesi kaynağından alıcıya giderken izlediği yol üzerinde denetlemek, - Sesi alıcıda denetlemek,
- Ses kaynağını, alıcıyı ve sesin izlediği yolun yerleĢimlerini düzenlemek.
Bürolarda gürültü kontrol önlemleri aĢağıdaki Ģekilde özetlenebilir (Prokopenko, 2003, s.27); - Tavanlar ses emici plakalarla kaplanmalı,
- Duvar ses emici olarak kullanılan malzeme ile örülmeli ya da kaplanmalı, - Sesi büyük ölçüde giderdiğinden zemin halı ile döĢenmeli,
- Büroları daha güzelleĢtirmek amacıyla sık sık kullanılan paravanlar genellikle ses emici malzemeden yapılmalıdır.
Türkiye'de, Gürültü Kontrol Yönetmeliği, 2872 sayılı Çevre Yasası uyarınca, ilk kez 1986 yılında, Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiĢtir. Bu yönetmelik güncellenerek 1 Temmuz 2005 tarihinde 25862 sayılı Resmi Gazete’de‚ ''Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'' adı altında yayımlanmıĢtır. Bu düzenlemeye göre büroların iĢlevlerinden dolayı gürültü düzeyi maksimum 65-70 dBA dolaylarında olduğu alanlarda yapılandırılmalıdır (http://www.resmigazete.gov.tr/main. aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2005/07/20050701.htm&main=http:// www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2005/07/20050701.htm EriĢim Tarihi: 26/09/2013).
31