• Sonuç bulunamadı

Başlık: BİR İNEKTE MUCORMYCOSİSYazar(lar):BARAN, SatıCilt: 16 Sayı: 2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001847 Yayın Tarihi: 1969 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: BİR İNEKTE MUCORMYCOSİSYazar(lar):BARAN, SatıCilt: 16 Sayı: 2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001847 Yayın Tarihi: 1969 PDF"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A. (J. Veteriner Fakültesi Umumi ve Tecrübi Patoloji Kürsüsü

Prof Dr. Satı Baran

BİR tNEKTE MUCORMYCOStS Satı Baran*

Mucormycosis, evcil hayvanlarda az görülen hastalıklardan, biridir. Etkeni Absidia Corymbifera (Mucor Corymbifer) denilen bir mantardır (ı, 2, 3, 4).

Hastalık evcil hayvanlardan sığır, domuz ve köpeklerde az sayıda mü~ahade edilmi~tir (2, 4, 5). İnsanlarda da az görülen bir hastalıktır (ı, 2). Az görülen bir hastalık olmasından dolayı ne~ret-meyi uygun bulduk.

Materyal ve Metod

Konya'nın Sakyatan köyünde ölen 4 ya~ında ineğin sistema-tik otopsisi yapıldı. Alınan doku parçaları

%

ı o formalinde tesbit edildi, ve mikrotomla kesitleri yapıldı. Kesitler RE ve Gridley mantar boyası ile boyandı.

Makroskopük BuJgular

Karın bo~luğunda hafif kırmızı sarı renkte, bulanık bir sıvı var-dı. Karın bo~luğunu örten peritonun viseral ve paryetal yaprakları yer, yer kırmızı renkte idi.

Abomasus mukozası kırmızı renkte ve üzeri boz renkte sümük-sel bir eksüdatIa örtülüydü. Mukoza, çapları ı cm. ye kadar varan, ortaları nekrotik boz, kenarları kalkık, koyu kırmızı kahverenginde ve üzerıeri sümüksel bir eksüdatIa örtülü ülserlerle bezenmi~ti. Bu

* A. Ü. Veteriner Fakültesi Cınumi ve Tecrübi Patoloji Kürsüsü Profesörü-Ankara, Türkiye

(2)

ülserlerden biri abomasusun bütün tabakalarına yayılarak, karın bo~luğuna açılmı~tı.

İnce barsakların, duodenum ve jejunum'un duodenuma yakın bölgelerinde az sayıda, abomasustakinin benzeri ülserler mü~ahade edildi. Mezenteriyum lenf yumruları ~i~mi~, kesit yüzleri sulu ve kırmızı renkte idi.

Dalak büyümü~, kenarları kütle~mi~ ve her iki pulpayı birbirin-den ayırt etmek güçle~mi~ti. Organın yumuşak ve ta~kın kesit yü-zünden, koyu, kırmızı renkte bir sıvı akıyordu.

Mikroskobik Bu 19u1ar

Makroskopik olarak abomasusda görülen ülserlerin orta kısım-ları koagulasyon nekrozuna uğramı~ ve bu nekratik kitlelerin bir kısmı parçalanarak mide bo~luğuna dökülmü~tü. Genellikle nek-rozun tunica mucosa'nın ortasına kadar ilerlediği mü~ahade edildi. Ancak bazı ülserlerde nekrazlar submucosa'ya kadar yayılmı~tı. Bir ülserde de nekroz bütün tabakalara yayılmı~ ve abomasus du-varı delinmi~ti. Nekrotik bölge çevresinde çok miktarda ölmü~ hüc-re çekirdekleri artıkları ve onun dı~ında da hüchüc-re infiltrasyonu mev-cuttu. İnfiltre olan hücrelerin çoğunluğunu nöytrofil löykositler te~kil ediyordu. Bunların arasına (Şekil ı) daha az sayıda histiyosit, lenfosit ve plasmasit'ler serpilmi~ti. Bunun dı~ındaki bölgede özel-likle submukosa'da hemen hemen eşit sayıda mononukleer makro-faj, lenfaid hücre ve nöytrofil löykositlerin bulunduğu ve hücrelerin arasında az sayıda plasmosit'lerin serpildiği görüldü. ÜIser çevre-sindeki kapilladarın pek çoğu geni~lemi~ ve içerleri kanla dolu idi. Kapillar damarların bazıları ise hyalini bir madde ile tamamen tıkanmı~tı. Tunica mucosa ve submucosadaki büyük kan damarları, genellikle venalar çeşitli çapta ve yapıda tramben ilc ya kısmen ve-ya tamamen tıkanmıştı (Şekil 2). Bölgedeki lenf damarlarında da benzeri ~ekilde trombozlar meydana gelmi~ti. Tromboze olmıyan kan damarlarının endotel hücreleri ~i~mi~lcr ve yerlerinden oyna-mı~lardı. Bu ~ekilde bozukluğa uğrayan kan damarlarının bazıları-nın media tabakası homojen bir ~ekilde hyalinize olmu~tu. Bazıları-nın ise subendothelial bölgesinde çok sayıda löykosit infiltrasyonu vardı. Ülserlerin nekratik kısımlarında, hücre ifiltrasyonu içerisinde tromboze olmu~ kapilladar, venalar ve lenf damarları içerisinde hematoksilin eosinle boyanan preaparatlarda koyu maviye ve Grid-ley Mantar boyası ile hafif kırmızıya boyanan, pek nadir olarak septum yapan, dallı budaklı mycellium'lar (Hypae'lcr) mevcuttu (Şekil 3). Karın bo~luğundaki seröz membranlar yer yer nekraze olmu~ ve subseroza'da ölmüş hücre artıkları, ödem ve löykosit

(3)

in-106 Satı Baran

filtrasyonu vardı. Bu infiltrat hücreler yer yer submucosa altındaki bölgelere de yayılıyordu. Ölmüş hücre artıkları ve infiltrat hücreler arasında mikrop kolonileri görüldü. Bölgedeki kan damarları geniş-lemiş içerleri kanla dolu idi. Serosalardaki bozukluklarda mantar-lara rastlanmadı. Barsakta, midedekinin benzeri mikroskobik bozuk-luklar tesbit edildi.

Lenf yumruları hiperemik, ödemli ve sinuslarda oldukça fazla nöytrofil löykositler ihtiva ediyordu. Sinus endotelleri kübik bir hal almış ve pek çoğu da sinuslar içerisine dökülmüşlerdi. Lenf follikül-lerinin germinal sentrumlarındaki retikulum hücreleri çoğalmış, buna karşılık çevredeki lenfosit sayıları azaımıştı.

Tartışma

Konyanın Sakyatan köyünde ölen dört yaşında, bir yerli inekte, histopatolojik bulgulara dayanarak, mucormycosis vak'ası tesbit edildi. Bu, memleketimizde phycomycete'lerden ileri gelen ve neşredilen ikinci olaydı. tık olay Sengir (4) tarafından bildirildi.

Mucormycosis'in etkeni olan absidia corymbifera genellikle pa-tolojik lezyonlara sekunder olarak yerleşen bir mantardır. Bazen de primer hastalık etkeni olarak roloynadığı ileri sürülmektedir (2, 3). Olayımızda mantarın primer mi yoksa sekunder mi roloynadığını kesinlikle ifade etmek güçtür.

Çeşitli yaştaki hayvanlar hastalığa yakalanır (I, 3). Davis ve arkadaşları (I) altı aylıktan beş yıla kadar olan sığırlarda hastalığa rastlandığını bildirdiler.

Vak'amızda mukorların meydana getirdiği lezyonlara sadece abomasus, duedenum ve jejunum'un başlangıç kısımlarında rast-landı. Bunlar ortaları nekrotik ülserlerdi. Birçok yazarlar sığırların dışında, domuz ve köpeklerin midelerinde de nekrotik ülserlere rast-ladıklarını bildirmişlerdir (3, 4). Ancak ince barsaklarda mukorla-rın meydana getirdiği nekrotik ülserlerden bahseden olmamıştır. Mukorlar, evcil hayvanların mide ve ince barsakları dışında, lenf yumruları, akciğerler, böbrekler, serebrum ve screbellumda daha fazla granülamatöz karakterde yangılara sebep olurlar (I, 3). Granülamatöz tipteki ıcıyonlar diğer granülomlarla karıştırılabilir (I, 3). Olayımızda diğer organlarda bozukluğa rastlanılmaması mantarların bu organlara henüz ulaşamadığı ihtimalini düşündür-mektedir. Mikroskopik bakıda hematoksilenle iyi boyanan fakat Gridley mantar boyası ile iyi boyanmıyan ve septumlar

(4)

göstermi-yen mycel1ium'ların granülomatöz yangıdaki nekroz ve dev .1J..üç-releri içerisinde görülmesi, diğer granülomIardan kolaylıkla }~yi'rt edilmesini sağlar (I, 2, 3).

Abortus yapan sığırların plasenta ve fötal dokularından mukor izole edilmişse de, bunların gerçek abortus etkenleri olup olmadığı kesinlikle ortaya konamamıştır (3).

"

Özet .'

Birinekte mucormycosis müşahade edildi. Makroskopik ola: rak, abornasus, duedenum ve jejunumda ülserler görüldü.

Mikroskopik olarak bu ülserlerde kaba, dallı budaklı, septum yapmıyan hyphae'ler mevcuttu.

Suınınary

(Mucorınycosis in a cfw)

Mucormycosis was observed in a cow. Cn ,sly, the 'ulcers were seen in the abornasum, duodenum and jejunum.

Microscopically, coarse, branching, nonseptatc hyphae were present in the ulcers.

Literatür

i - Davis, C. L., Anderson, W. A., Mc Crory, B. R. (1955):

Mu-cormycosis in food-Producing Animals.

J.

A. V. M. A. 126,

261-267.

2 - Eınınons, W. C, Bintord and H. C., Utz, P.

J.

(1963):

Me-dical Mucology. Lea and Febiger, Philadelphia.

3 - Gleiser, A. Chester. (1953): Mucormycosis in Animals.

J.

A. V. M. A .. 122, 441-445.

4 - Sengir, E. (1964): Dzel Patoloji i. Ankara Üniversitesi Basım-evi, 233.

(5)

108 Satı Baran

Şekil ı. Mide mukozasında, ülserlerdeki nekroıik bölge. H.E. LO X Fig ı.Neeroıi,' areas in the ulsers in the mueosa of the stomaeh.

Şekil 2. Submukozadaki damarlarda tromboz. H.E. LO X Fig 2. Trombosis in the submueosal vessels.

(6)

L_

Bir lnekte Mucormycosis

Şekil 3. Ulscrdc Absidia corymbifcra'lar. H.E, 40 X Fig 3. Absidia corymbifera in the ulcer.

Şekil

Şekil 2. Submukozadaki damarlarda tromboz. H.E. LO X Fig 2. Trombosis in the submueosal vessels.
Şekil 3. Ulscrdc Absidia corymbifcra'lar. H.E, 40 X Fig 3. Absidia corymbifera in the ulcer.

Referanslar

Benzer Belgeler

Dİ yolla 10 mg/kg dozda verilmesini takiben hay- vanlardan belli zaman aralıklarında alınan plazma örnek- lerinde ölçülen ilaç yoğunluklarına göre çizilen eğri Şekil

Sonuç olarak, mezbahadan toplanan sığır ovaryumları in vitro embriyo üretiminde iyi bir kaynak olduğu, ancak toplanan ovaryumların yüzeyindeki folliküllerden aspire edilen

Clamoxyl tozun içme suyuna katılarak Grup 2’deki hayvanlara verilmesini takiben belli zaman aralıklarında alınan kan örneklerinden ayrılan plazmalarda ölçülen ilaç

Utkanlar (11), bu oranın Ankara keçisinde 5/100 mikron olduğunu, pulcuk sayısı ve pulcuk yüksekliği arasında oransal bir ilişki bulunduğunu ve pulcuk yüksekliğinin 17.67

Bu çalışmada literatürden farklı olarak bu damar ağının vena interossea cranialis’in ve vena radialis’in ramus carpeus dorsalis’leri vena ulnaris’in vena

Özet: Stafilokokal gıda zehirlenmeleri başta Staphylococcus aureus olmak üzere enterotoksijenik stafilokoklar tarafından gı- dalarda oluşturulan enterotoksinlerin alınması

Following the first report referring to cryptosporidial infection in dogs indicated that antibody to Cryptosporidium was found in sera of dogs (14), the first clinical

SCP hücre kültürlerinde sinsitiyal tarzda çok çe- kirdekli dev hücresi oluşumuyla karakterize maedi-visna virus spesifik CPE oluşumuna dayanılarak tespit edilen iki izolat