• Sonuç bulunamadı

BAŞLANGIÇ EĞİTİMİNDE KULLANILAN KLARNET METOTLARININ İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BAŞLANGIÇ EĞİTİMİNDE KULLANILAN KLARNET METOTLARININ İNCELENMESİ"

Copied!
61
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

BAŞLANGIÇ EĞİTİMİNDE KULLANILAN KLARNET

METOTLARININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Arif Deniz CEYLAN

ANKARA 2010

(2)

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

BAŞLANGIÇ EĞİTİMİNDE KULLANILAN KLARNET

METOTLARININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Arif Deniz CEYLAN

Tez Danışmanı Prof. Gül ÇİMEN

ANKARA 2010

(3)

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğüne,

Arif Deniz CEYLAN ‘ın “Başlangıç Eğitiminde Kullanılan Klarnet Metotlarının

İncelenmesi” başlıklı tezi... tarihinde, jürimiz tarafından Güzel Sanatlar

Eğitimi Ana Bilim Dalı Müzik Öğretmenliği Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): ... ... Üye : ... ... Üye : ... ...

(4)

ÖN SÖZ

Çalışmalarımda bana ışık tutan tez danışmanım sayın Prof. Gül ÇİMEN’ e hoşgörüsü ve sonsuz sabrı için, tezin yazım aşamasında hiçbir desteğini esirgemeyen sayın Prof. Şeyda ÇİLDEN ve sayın Yrd. Doç.Dr. Leyla ERCAN’ a çok önemli tavsiyeleri ve anlayışları için, beni eğitim hayatım boyunca destekleyen sevgili eşim Suna CEYLAN’ a beni hep cesaretlendirdiği için, öğrenimim süresince bana büyük yardımları olan sevgili arkadaşlarıma ve beni bugünlere getirdiği için canım aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(5)

ÖZET

BAŞLANGIÇ EĞİTİMİNDE KULLANILAN KLARNET

METOTLARININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ Arif Deniz CEYLAN

Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü

Ankara 2010

Bu araştırma Türkiye’ de akademik anlamda başlangıç düzeyinde klarnet eğitimi veren öğretim kurumlarında kullanılan klarnet metotlarının tespit edilmesi ve bunların tercih nedenleri ve tercih sıklıklarının saptanması amacıyla yapılmış betimsel bir çalışmadır.

Araştırmanın kuramsal altyapısının oluşturulması için kaynak tarama yöntemi kullanılmıştır. Bu çalışmayla, Türkiye’deki başlangıç klarnet eğitimi veren müzik öğretim kurumlarında kullanılan klarnet metotları, uzman eğitimci ve icracılara uygulanan yapılandırılmış görüşme formlarından elde edilen veriler aracılığıyla tespit edilmiştir. Araştırmanın evrenini, Türkiye’de başlangıç klarnet eğitimi veren öğretim kurumlarındaki klarnet eğitimcileri oluşturmuştur. Yapılan araştırmalar klarnet metotlarıyla ilgili literatürün ülkemizde ve dünyada bazı ekollere ayrıldığını göstermiştir. Örneklem grubunu oluşturan klarnet eğitimcilerinin görüşleri alınarak, başlangıç eğitiminde kullandıkları klarnet metotlarının tercih sıklıkları ve tercih nedenleri belirlenmiştir. Sonuç olarak en çok kullanılan başlangıç metodu tespit edilmiş, ayrıca klarnet eğitimcilerinin tercih nedenleri göz önüne alınarak başlangıç klarnet eğitiminde uygulanabilecek hedef davranışlar belirlenmiştir. Başlangıç eğitiminde kullanılan klarnet metotlarının genel özellikleri de incelenerek, klarnet öğretmenliği yapan eğitimcilere ve klarnet eğitimi alan öğrencilere klarnet metotları hakkında bilgiler sunulmuştur.

Sonuç olarak; Türkiye’de müzik eğitim kurumlarında verilen klarnet eğitimine yönelik önerilerde bulunulmuştur.

(6)

ABSTRACT

AN EXAMINATION OF THE CLARINET METHODS USED IN

THE STARTERS’ TRAINING

MASTER THESIS Arif Deniz CEYLAN

Gazi University

Institute of Educational Sciences Ankara, 2010

This is a descriptive study conducted to determine the clarinet methods used in the education institutions where an academic training of clarinet is offered for the starters’ level and to find out the reasons why they are preferred and the frequencies of preference.

For the theoretical basis of the study, the method of review-scanning has been used. Through the study, the clarinet methods used in the musical-training institutions that offer an academic training of clarinet for the starters’ level have been determined trough the data from the interview forms applied to the specialized trainers and performers. The universe of the study consists of the clarinet teachers who train the students on how to play the clarinet at the starters’ level. The research conducted has shown that literature of the clarinet methods is divided into some schools in our country and world. With consideration paid to the views of the clarinet teacher in the sampling group, it has been possible to determine the frequencies of preference for the clarinet methods and the reasons for their preference.

As a result, the method of starting mostly employed has been found out and the reasons why the clarinet teachers prefer it have been considered. Thus, target behaviours that can be applied in the starters’ clarinet training have been determined. The general features of the clarinet methods used in the starters’ training have been examined and the teachers who teach how to play the clarinet and the students who learn it have been provided with information about the clarinet methods.

And finally, some recommendations have been made about the clarinet training offered in the musical training institutions in Turkey.

(7)

İÇİNDEKİLER

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ... i

ÖN SÖZ ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... iv

İÇİNDEKİLER ... v

TABLOLAR LİSTESİ ... vi

RESİMLER LİSTESİ ... vii

1. GİRİŞ ... 1 1.1 Eğitim ... 1 1.2 Müzik Eğitimi ... 3 1.3 Çalgı Eğitimi ... 7 1.4 Klarnetin Tarihi ... 9 1.5 Klarnet Ailesi ... 14 1.6 Klarnet Eğitimi ... 18

1.7 Türkiye’de Klarnet Eğitimi ……… 20

1.8 Problem ... 24 1.9 Alt Problemler ... 24 1.10 Araştırmanın Amacı ... 24 1.11 Araştırmanın Önemi ... 24 1.12 Sınırlılıklar ... 25 1.13 Varsayımlar ... 25 1.14 Tanımlar-Kısaltmalar ... 25 2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ……….. 27 3. YÖNTEM ... 29 3.1Araştırmanın Modeli ... 29 3.2 Evren ve Örneklem ... 29 3.3 Verilerin Toplanması ... 29 3.4 Verilerin Analizi ... 29 4. BULGULAR ve YORUM ... 30 5. SONUÇ ve ÖNERİLER ... 44 5.1 Sonuç ... 44 5.2 Öneriler ... 45 KAYNAKÇA

(8)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 4.1. Araştırmaya katılan klarnet eğitmenlerinin unvan durumları ... 30

Tablo 4.2. Araştırmaya katılan klarnet eğitmenlerinin hizmet süreleri ... 31

Tablo 4.3. Klarnet eğitimcilerinin kendi başlangıç metotları ………. 31

Tablo 4.4. Klarnet eğitimcilerinin öğrencilerine uyguladıklar başlangıç metotları …33

Tablo 4.5. Klarnet eğitimcilerinin kullandıkları başlangıç metodunu tercih etme nedenleri ………... 36

Tablo 4.6. Klarnet eğitimcilerinin öğrencinin bireysel özelliklerine ve yaşına göre farklı metotları kullanma durumları ………..…... 37

Tablo 4.7. Eğitimcilere göre başlangıç eğitimi hedef davranışlarının sırası ………. 38

Tablo 4.8. Birinci yarıyılın sonunda eğitimcilerin öğrencilerine kazandırdıkları hedef davranışlar ………. 40

Tablo 4.9. İkinci yarıyılın sonunda eğitimcilerin öğrencilerine kazandırdıkları

hedef davranışlar ………. 41

Tablo 4.10. Klarnet eğitimcilerinin kullandıkları başlangıç metodu hakkındaki yeterlilik değerlendirmesi ……… 42

(9)

RESİMLER LİSTESİ

Resim 1.1. Chalumeau ... 10

Resim 1.2. Johann Christoph Dener ... 10

Resim 1.3. Geçmişten günümüze klarnet bekleri ... 11

Resim 1.4. Jean-Xavier Lefêvre ... 12

Resim 1.5. Hyacinthe Eléonore Klose ... 13

Resim 1.6. Theobald Boehm ... 13

Resim 1.7. Klarnet ailesi ... 14

Resim 1.8. Si bemol klarnet ... 15

Resim 1.9. Alto klarnet ... 15

Resim 1.10. Bas klarnet ... 16

Resim 1.11. Mi bemol (pikolo) klarnet ... 17

Resim 1.12. Giuseppe Donizetti………. 21

Resim 1.13. Mehmet Ali Bey ……….……... 22

Resim 4.1. Klose metodundan parmak egzersizleri ……….. 32

Resim 4.2. Groussin metodundaki la-si geçişine ilişkin çalışma örneği …………... 34

(10)

BÖLÜM I GİRİŞ

İnsanın, tarih sahnesine ilk çıktığı anlardan itibaren, çevresindeki diğer canlılardan her zaman ayrıldığı söylenebilir. İnsan, diğer canlılardan onu ayıran en büyük özellik olarak düşünebileceğimiz zekayı kullanma ve üretebilme yeteneğiyle, uygarlıklar kurabilmiş ve çağlar boyunca neslini devam ettirebilmiştir.

Bilimin büyük bir hızla ilerlediği günümüzde, nitelikli eğitime duyulan gereksinim de aynı oranda artmaktadır. Eğitimin düzeyi ve niteliği bir ülkenin çağdaş uygarlık düzeyindeki yerini belirlemede önemli rol oynar. Bu nedenle, eğitim bireye en etkili ve verimli yollardan kazandırılmalıdır.

Birey olarak her insan, bazı “biyopisişik” özelliklerle donanık bir organizma ya da varlık olarak doğal, toplumsal ve kültürel öğelerden oluşan bir çevre içinde doğar; doğduğu çevredeki doğal, toplumsal ve kültürel öğelerle birlikte yan yana ve iç içe yaşar; çevresindeki öğelerle az ya da çok fakat sürekli bir etkileşim içinde bulunur. Bu etkileşim süreci içinde insan çevresindekilerle birlikte kendi yaşam etkinliğinin farkına varır ve “toplumsallaşıp kültürlenerek” oluşur, değişir ve gelişir (Uçan, 1996:9).

“Öğrenme potansiyel davranışta yaşantılar ve deneyimler sonucu meydana gelen kalıcı değişmeler olarak tanımlanabilir.” (Özbay, 2004:133)

1.1. Eğitim

İnsan yaşamı doğumdan ölüme kadar bir öğrenme sürecidir. Diğer canlılarla karşılaştırıldığında, insanların yeryüzünde hemen hemen her şeyi öğrendikleri göze çarpar… Doğum ile birlikte her şey öğrenilmeye başlanır. Emmek, içmek, dokunmak ve hayatın anlamını öğrenmek… Böylece, hayvanların dünyaya öğrenmiş olarak, insanların ise öğrenmek üzere geldikleri gerçeği ortaya çıkar. (Özbay, 2004:132)

(11)

Eğitim; bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir. Davranışları değiştirebildiği ve onlarla yansıdığı ölçüde eğitimin gerçeklik kazanması söz konusudur. Eğitim her şeyden önce bir hareket, bir oluş, kısaca bir eylemdir ve çevrede olan değişmeleri karşılayabilecek nitelikte, insana yeni davranışlar kazandırmakla yükümlüdür. Bir insanı, toplum yaşamına uydurmak, bazı yeteneklerini geliştirmek ve bazı değerlere saygı duymaya yöneltmek için uygulanan yöntemlerin tümü olan eğitim, bireyin aile, eğitimci ya da çevre ile eğitilmesi ile oluşur. Eğitimin amacı genel olarak, ruhsal, düşünsel ve bedensel gelişimi sağlıklı bireyler yetiştirip, bireyi topluma kazandırmaktır.

Eğitimin niteliğini oluşturan dört durum vardır. Bunlar:

1. Eğitim, eğitilen kişide istenilen davranışı oluşturma işidir. 2. İnsan bir yaşayışı ancak yaşayarak kazanabilmektedir.

3. Eğitilende oluşturulacak davranış önceden saptanan eğitim amaçlarına uygun olmak zorundadır.

4. İnsanda davranışın oluşturulabilmesi, planlanmış bir eğitim sürecinden geçmesine bağlıdır (Başaran, 1989:17).

Eğer bir faaliyetin amacı önceden belirlenmez, her şey tesadüfe bırakılırsa sonuçta varılan noktalar hiçte istenen noktalar olmayabilir.(Küçükahmet, 2005:11)

Eğitim bir iletişim sürecidir. İletişimde bulunmaksızın eğitim yapmak imkansızdır. Son yıllarda yapılan çalışmalar bilgi geçişini iletişim kuramlarına dayandırma konusunda yoğunlaşmıştır.

Yirminci yüzyılda birçok etken, eğitimi, amaç ve işlev yönünden değişmeye zorlamıştır. Hızlı sosyo-kültürel, ekonomik ve teknolojik değişmeler, bilim alanındaki yeni gelişmeler ve buluşlar, özellikle demokratik düşünceler, insan haklarındaki gelişmeler eğitimden beklentilerin artmasına yol açmış ve geleneksel eğitime baskı yaparak eğitimi birey yararına değişmeye zorlamıştır. Geleneksel eğitimde öğrenciye bilgi yükleyerek sadece zihinsel gelişime önem veren anlayış yerini yeni bir anlayışa bırakmıştır.

(12)

Çağdaş bilimsel anlayışa göre eğitim; bireyin bedensel, duygusal, düşünsel ve sosyal yeteneklerinin kendisi ve toplumu için en uygun şekilde gelişmesi oluşumudur. Kısaca bireyin her yönüyle bir bütün olarak kendisi ve toplumu için en uygun düzeyde geliştirilmesi sürecidir. (Yeşilyaprak, 2003:2)

Günümüzde başlı başına bir bilim dalı haline gelen eğitim çok çeşitli konulara göre özerklik arz etse de temelde bütün eğitim dalları bazı ortak köklere dayanır. Bu yüzden eğitimin dallarını ana başlıklar altında inceleyebiliriz.

“Çağdaş eğitim bilim, sanat ve teknik olarak üç genel konu alanını belli bir felsefi bütünlük içinde kapsayan bir çerçevede düzenleyip gerçekleştirilmeye çalışılır. Müzik eğitimi ise, daha çok sessel ve işitsel nitelikli bir sanat eğitimi olarak güzel sanatlar eğitiminin en önemli dallarından birini oluşturur” (Uçan, 2005:14).

1.2. Müzik Eğitimi

İnsanlar, hayvanlar, doğa, dünya hatta evrenin düzeni içindeki uyum bizleri her zaman hayrete düşürmektedir. Yaşamımızda her şeyin bir gerekliliği vardır ve bizler bunları mükemmel bir sistemin işleyişi olarak tanımlarız. Bu sistem içindeki ritmi ve simetriyi görmemek mümkün değildir. İnsanoğlu bu mükemmel sistemi kendince başka ortamlarda da ortaya koyma hazzına ihtiyaç duyar. Bu ortamı oluşturabileceği en uygun araçlarda müziğin temel taşları olan sesler ve ritimdir.

Müzik, insanlar ve toplumlar üzerinde değişik etkileri bulunan, kültür ürünüdür. İnsanlar, bulundukları doğal, toplumsal, kültürel çevreleriyle olan etkileşimlerini, iletişimlerini sesleri biçimlendirerek yaparlar. İnsanın, sesleri biçimlendirip, anlatım aracı olarak kullanma yöntemine “müzik” diyoruz. İlkel insan ve toplumlarından günümüz insanına ve toplumlarına kadar, insanın bulunduğu her yerde, müziğin bulunduğu kabul edilmektedir. İnsanların ve toplumların gelişmesiyle birlikte, sesleri kullanılma biçimleri de gelişmiştir. (Küçüköncü, 2003:324)

(13)

Bu değişimlerle beraber ortaya koyulan her türlü üründe bir estetik kaygısı da oluşmuştur. Bu kaygının giderek yükselmesi ve mükemmeliyet arayışı hayatımıza “sanat” olgusunu yerleştirmiştir.

Sanatın “hayatın yerini tutması”, sanatın insanla çevresi arasında bir denge sağlaması — sanatın niteliğini ve gerekliliğini az da olsa tanıyan bir düşünce bu. Üstelik insanla çevresi arasında sürekli bir dengenin varlığı, en gelişmiş toplumlarda bile düşünülemeyeceğine göre, sanat geçmişte olduğu gibi gelecekte de gerekli olacak demektir. (Fischer, 1995:9)

“İnsan, sanatın ve onun başlıca dallarından biri olan müziğin temelidir. İnsansız bir müzik eğitimi düşünülemez, gerçekleşemez. İnsanın bireysel (biyopisişik), toplumsal, kültürel ve ekonomik boyutlu temel gereksinimleri arasında “estetik gereksinim” çok önemli bir yer tutar. Estetik gereksinim, insanın “estetik kimlik/kişilik kazanma ve geliştirme” çabasının bel kemiğini oluşturur”

(Uçan, 2005:10).

“Doğaçlama, besteleme ve seslendirme/yorumlama başlıca müzik oluşturma süreçleridir. Oluşturulanları dinleme ise, daha çok, kendine özgü bir müzik kullanma-tüketme eylemidir” (Uçan, 1997:24) . Uçan’a göre; (1997) müziğin insan yaşamında çok önemli işlevleri vardır. Bunlar bireysel, toplumsal, kültürel, ekonomik ve eğitimsel olmak üzere beş ayrı kümede toplanabilir. Bu vazgeçilmez ve olmazsa olmazları nedeniyledir ki müzik, hem yararlı/kullanışlı bir eğitim aracı, hem etkili bir eğitim yolu-yöntemi, hem de önemli bir eğitim alanıdır.

Müzik eğitimi, bireye kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli müziksel davranışlar kazandırma veya müziksel davranışlarını değiştirme ve geliştirme sürecidir. Bireyleri alışılagelmiş ve tek düze olan müzikleri üretme ve dinleme alışkanlığından kurtarmak, müziksel eleştirme gücü kazandırmak ve müzik etkinliklerine etkin katılım sağlamak müzik eğitiminin temel ilke ve amaçlarındandır. (Uçan,1997)

(14)

Müzik eğitiminin eski Yunan uygarlıklarında dil ve aritmetik eğitiminden önce gelmesi ve otuz yaşına kadar “lir” çalmanın zorunlu olması müzik eğitimine eski dönemlerden beri ne kadar önem verildiğinin bir göstergesidir. Dünyada uygulanan eğitim sistemlerinin genelinde müzik eğitimine erken yaşlarda başlanmakta ve büyük önem verilmektedir.

Müzik ve özellikle de çalgı eğitimi olabildiğince erken yaşlarda başlamalıdır. Genç bir bedenin yaşlı bir bedene göre kassal öğrenmelerde daha başarılı olacağı aşikardır. Macaristan’da ilk ve orta öğretim müzik eğitimi programları “Kodaly” müzik eğitimi sistemine göre düzenlenip, müzik, matematik ve anadil ders saatleri eşit olarak dağıtılmıştır. Zoltan Kodaly ülkesindeki herkesin şarkı söyleme hazzını duyabileceği, müzik konusunda bilgili, günlük yaşantıda evde ya da dışarıdaki müzik etkinliklerinde rol oynayabilecek düzeye gelmesini istemiştir. Kodaly’nin yönteminde ritmik duyarlılık ön planda gelmekte olup, hareket ve ritim oyunlarıyla başlar. Çocuklarda görerek ve duyarak temel vuruşlar ve ritim motiflerinin algılanması gelişir. Çocuklar bu ritimlerle el çırparak, hem söyler hem de hareket ederler. Daha sonra karmaşık ritimler pentatonik dizi içinde kullanılır ve son aşamada küçük ikili aralıklar ve değiştirici sesler öğretilir. Kodaly yöntemiyle öncelikle çocuklara seslerini kullanma becerileri kazandırılmakta daha sonra çalgı öğretimine geçilmektedir. (Kocabaş, 1995:14)

Japon müzik eğitimcisi Suzuki küçük yaştaki çocukların öğrenme kolaylığından yola çıkarak bir keman eğitim sistemi geliştirmiştir. Bu yöntemde Dr. Suzuki’nin çocukların ana dillerini öğrenmedeki rahatlık ve kolaylıkları konusundaki gözlemlerinden yola çıkılmıştır. Dil gelişiminin temel kurallarını incelemiş ve “ana dil yaklaşımı” olarak adlandırdığı bu sistemi müzik eğitimi sistemine uyarlamıştır. Çocuklar öncelikle kendilerinden önce başlayanları gözlemler ve çalacağı eserleri öncelikle dinler. Kulaktan verilen bu eğitimden çok sonra yazılı notalarla eğitime geçilir. Bu sistem daha sonra piyano, flüt gibi çalgılara da uyarlanarak dünyanın birçok ülkesinde basarıyla uygulanmıştır.(Özal, 2007)

İsviçreli eğitimci Emile Jaques Dalcroze, “Eurhytmics” adını verdiği müzik eğitim sistemiyle öğrencinin beyni ile vücut kasları arasındaki uyumu ortaya koymaya çalışmıştır. Bu yöntemde ritmik vücut hareketleriyle solfej çalışmaları

(15)

yapılmaktadır. Bu müzikal ritmik jimnastik hareketleriyle çocukların ifade yeteneklerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. (Kocabaş, 1995:13)

Besteci ve eğitimci Carl Orff ise kendi adını alan yönteminde doğaçlamayı öne çıkarmaktadır. Eğitime müziğin ritim öğesiyle başlanarak çocukların en doğal hareketi olan oyunlaştırmayla harmanlanır. Çocukların seveceği şarkı ve tekerlemeler büyük kas hareketlerinin kullanıldığı vurmalı çalgılarla seslendirilerek eğitime başlanır. Daha sonra pentatonik diziler kullanılarak melodik vurmalı çalgılarla çeşitli doğaçlamalar yapılarak yaratıcılıkları tetiklenir. Bu yöntem sayesinde çocuğun kendini ifade gücüyle beraber özgüveni de artar.

Müzik eğitimi konusunun kilometre taşları olan Orff, Dalcroze, Suzuki ve Kodaly’ nin eğitim sistemleri günümüzde de geçerliliğini koruyarak dünyanın birçok yerinde ve ülkemizde de uygulanmaktadır.

Müzik eğitimi, genel müzik eğitimi, özengen (amatör) müzik eğitimi ve mesleki (profesyonel) müzik eğitimi olmak üzere üç ana başlığa ayrılır. Genel müzik eğitimi, farklı meslek, okul veya bölümlerde bulunan her düzeyde, her yaşta insana yönelik olup sağlıklı ve dengeli bir yaşam için gerekli genel müzik kültürünü kazandırmayı amaçlamaktadır. Müziğe karşı kişinin ne oranda yetenekli olduğunun önemli olmadığı bu alanda amaç bireye temel düzeyde müziksel davranışları ve becerileri kazandırabilmek ve belli bir seviyede müzik beğenisi geliştirebilmektir. (Özdemir, 2007:12)

Özengen müzik eğitimi, herkes için zorunlu olmayan, müziğe veya müziğin bir dalında amatörce ilgili, istekli ve yetenekli kişilere yönelik bir müzik eğitimi türüdür. Devlet kurumlarında da verilebileceği gibi, mesleki yeterliliğe ulaşmış kişiler tarafından değişik kurum veya kuruluşların çatısı altında da uygulanabilen bu alan ülke genelinde belirlenmiş belli bir plan ve programa dayandırılmaz. Zaten amaç bireyin müziksel davranışlarını kendi istediği yönde bilinçli bir şekilde geliştirmektir.

Mesleki müzik eğitimi, müzik alanının bütününü, bir dalını kendisine meslek olarak seçen, seçmek isteyen, seçme olasılığı bulunan ve müziğe belli seviyelerde yetenekli kişilere yönelik bir müzik eğitimi türüdür. Müzik sanatçılığı eğitimi

(16)

(bestecilik eğitimi, seslendiricilik/yorumculuk eğitimi), müzikbilimcilik eğitimi, müzik öğretmenliği eğitimi, müzik teknolojileri eğitimi, mesleki müzik eğitiminin baslıca dallarını oluşturur. Hangi düzeyde olursa olsun mesleki müzik eğitimi bu is için yetiştirilmiş yeterli ve yetkili kişilerce sürdürülür.

Genel, mesleki ve özengen müzik eğitimi türleri arasında belli ilişkiler vardır, kendi aralarında aşamalılık ve sıralılık içerirler. Müzik eğitimi genel müzik eğitiminden mesleki müzik eğitimine doğru derinlik kazanır ve gelişir. (Özdemir, 2007:12)

Müzik eğitimi türlerinin arasındaki hem bütünsel, hem de aşamalı ilişkinin sağlıklı olması müzik eğitiminin daha önce belirtilen çok boyutlu işlevlerinin yerine getirilerek bireyin ve toplumların yeniden biçimlendirilip geliştirilmesi, kendilerini anlatmaları açılarından önemli yer tutmaktadır. (Kocabaş, 1995:4)

Müzik eğitiminin kendi içindeki derinlik kazanması vazgeçilmez bir gereksinim olan çalgı eğitimiyle paralellik gösterir. Çalgı öğretimi olmadan daha ilk aşama olan genel müzik eğitimini bile amacına uygun olarak yapmak mümkün değildir.

1.3. Çalgı Eğitimi

Müzik eğitimi, müziksel algılama (işitme, duyma), ses, çalgı, genel müzik bilgisi, müziksel beğeni eğitimi, müziksel yaratıcılık eğitimi ve daha da çoğaltabileceğimiz alanlarda etkinlik gösterir. Bilgi üzerine kurulmuş bir eğitimin; müziksel yorum, yaratıcılık ve icracılık ile birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan müziksel davranışlar, amaca uygun verilmiş bir müzik eğitiminin sonucu olacağını söyleyebiliriz. Bu açıdan bakıldığında müziksel yorum, müziksel yaratı ve müziksel icra boyutlarını tam olarak kapsayan çalgı eğitimi, müzik eğitimi içinde büyük önem taşımaktadır.

(17)

Çalgı eğitimi, “çalgı öğretimi yoluyla bireyler ve toplumların devinişsel, duyuşsal, bilişsel davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişiklikler oluşturma ya da yeni davranışlar kazandırma sürecidir.” Müzik eğitiminin temel boyutlarından biri olan çalgı eğitiminin yapılmadığı durumlarda müzik eğitimi ya eksik, ya yetersiz ya da yeterince sağlam ve tutarlı olamaz (Uçan,1997:23).

Müzik eğitimini genel, özengen ve mesleki müzik eğitimi adı altında üç ana başlıkta ele almıştık. Müzik eğitiminin bu üç türü içinde çalgı eğitimi değişik rol ve etkinlikte yer alır. Genel müzik eğitimi içerisinde standart olarak herkese verilen çalgı eğitimine genel çalgı eğitimi adı verilebilir. Okullarımızda verilen blok flüt ya da mandolin eğitimi buna örnektir. Özengen müzik eğitiminde çalgı eğitimi farklı bir yer teşkil eder. Bireyin ilgi ve isteğinin yoğunlaştığı bir çalgıyla ve bireysel çabasıyla elde ettiği bu süreci özengen çalgı eğitimi olarak adlandırabiliriz. Mesleki müzik eğitimi içerisindeki çalgı eğitimi ise mesleğin gerektirdiği bilimselliğe ve performansa dayalı bir eğitim sürecidir. Çalgı eğitiminin amaç ve hedefleri doğrultusunda yapılan bu faaliyetler ve kazanılan davranışların müzik eğitimine paralel olması ve kazanılan davranışlara dayalı performansın süreklilik göstermesi gerekir. Bu anlamda çalgı eğitimi, hangi tür müzik eğitimi içerisinde yer alırsa alsın müzik eğitiminin amaç ve hedeflerine ulaşmasında olumlu yönde etkileyen en önemli unsur olmuştur.

Çalgı eğitiminin başlangıç aşaması ciddiye alınması gereken hassas bir süreçtir. Özellikle üflemeli çalgılarda ilk öğretilen dudak pozisyonu, tutuş ve duruş gibi konuların yanında doğru bir metotla sistemli bir başlangıç eğitimi çalıcının daha ileri dönemlerdeki performansını ciddi şekilde etkilemektedir. Bu aşamada kullanılacak en doğru metotların tespiti eğitimcilere büyük oranda zaman kazanımı ve kolaylık sağlayacaktır.

Çalgı eğitim ve öğretiminde başarı sağlama ve kısa sürede çok verim elde etme, ancak eğitim-öğretim ilkelerine ve amaca uygun metotlarla çalışarak olanaklıdır. Metot (yöntem), sözcük anlamıyla “yol” demektir. Genel anlamıyla hedeflenen amaca ulaşmak için adım adım izlenmesi gereken aşamalar olarak tanımlanabilir. Metot, öğrenmeyi etkili ve sürekli hale getiren öğelerden biridir. Çalgı

(18)

eğitiminde izlenecek metotlar, konuların düzenlenmesi ve işlenmesinde “somuttan soyuta” , ”yalından karmaşığa” , ”kolaydan zora” , ”bilinenden bilinmeyene” , “yakından uzağa” , “çevreden evrene” gibi çağdaş genel öğretim ilkelerine paralellik taşımalıdır.(Çimen,1995)

Çalgı eğitiminde metotlu çalışma, daha kolay yoldan daha etkili tekniklerin geliştirilmesi, uygulanması ve eğitimde zaman yönetiminin planlanabilmesini sağlaması açısından zorunludur. İyi bir çalgı öğretim metodunda kolaydan zora aşamalı olarak düzenlenmiş alıştırma, etüt ve çeşitli eserler ile birlikte kuramsal bilgiler ve açıklamalar da yer almalıdır. Metot öğrenciyi sistemli çalışmaya yönlendirmelidir.

1.4. Klarnetin Tarihi

Tahta üfleme çalgıların kökeni 20.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Bu çağlarda insanlar, içi boş kemiğe, boynuza, bir bambu kamışına ya da bir deniz kabuğuna üflendiğinde sesin oluştuğunu keşfetmişlerdir. Bu keşif sonucunda insanoğlu tahta borular yaparak, üfleme çalgıların ilk örneklerini icat etmiştir.(Önder, 2005:4)

Klarnetin ortaya çıkışı, 1690–1700 yıllarında bir Alman çalgı yapımcısı olan Johann Cristoph Denner (1655–1707)' in "chalumeau" (şalümo) adlı tek kamışlı silindir gövdeli bir halk çalgısına iki perde eklemesiyle ilk sinyallerini verdi. Bu iki perdenin eklenmesiyle bir oktav olan chalumeau'nun ses genişliği neredeyse üç oktava ulaştı. Klarnetin atası kabul edilen chalumeau, bu şekliyle birçok eserde kırsal (pastoral) bir etki yaratmak için kullanılmıştır. Örneğin, Telemann "Carillon", Gluck "Orfeo" eserlerinde chalumeau kullanmışlardır.(Salman, 2006:1) Günümüzde de hala bazı barok müziği topluluklarında kullanılmaktadır.

(19)

Resim 1.1Chalumeau

(http://www.beethovenlives.net/index.asp?ID=4800)

Korno imal eden babasından çalgı yapımını öğrenen Johann Christoph Denner aynı zamanda iyi bir icracıydı. Çalışmaları daha çok o dönemde var olan ağaç üflemeli çalgıların geliştirilmesi üzerine yoğunlaştı. O dönemde ürettiği flüt, obua ve fagotlar seslerindeki uyum niteliğiyle bütün Avrupa' da aranır oldu. Denner’in iki oğlu da aile geleneğine uyarak çalgı yapımcılığı işini sürdürdüler.

Resim 1.2. Johann Christoph Dener

(20)

J.C.Denner ve oğlu Jacob (1681–1735) klarnetteki perdelerin yerleştirilmesiyle ilgili pek çok çalışma yaptılar ve çalgının özellikle tiz seslerdeki entonasyonuyla ilgili önemli ilerlemeler kaydettiler. Ekledikleri iki perde sayesinde çalmada çok büyük kolaylıklar sağlayan birçok pozisyon elde ettiler ve çalgının ses genişliğini büyük oranda arttırdılar. Sesler arasındaki geçişleri kolaylaştırmak ve akıcılığını sağlamak için bunu tek perdeyle yapılabilecek bir hale getirdiler. Bu değişiklikler sonucunda entonasyon da dudakla kontrol edilebilecek bir dengeye oturdu. Önceleri kamış çalgının bir parçasıydı, fakat pek çok değişik yöntem denedikten sonra Denner 'ler kamışın direk dudaklarla kontrol edilmesine ve çalgının içinde rezonansı sağlayan küçük bir parçanın eklenmesine karar verdiler. Böylece "bec"i (bek,ağızlık) bulmuş oldular.( Salman, 2006:2)

Resim 1.3. Geçmişten günümüze klarnet bekleri

(www.music.ed.ac.uk/euchmi/ugw/ucjdxx096_s.jpg)

Rezonansın "bec" in içinde oluşmasını sağladıktan sonra, ses kapasitesini tiz notalara kadar yükseltmeyi denediler ve bunu "oktav perdesi" ni ekleyerek sağladılar. Oktav perdesi günümüzde de klarnetin en önemli perdesi olarak görülmektedir.

Tüm bu gelişmeler olurken, 1770'de Alman bir çalgı yapımcısı tarafından baset horn bulundu. Aynı tarihte ilk bas klarnet Paris'te imal edildi. 1770-80'lerde daha çok do ve si bemol klarnet kullanılıyordu. La klarnet az bulunan bir enstrümandı.(Salman, 2006:4)

1791'de Fransız klarnetçi Jean-Xavier Lefêvre klarnete sol elle kullanılan do diyez-sol diyez perdesini ekledi. Böylece klarnet altı perdeli hale geldi. Aynı

(21)

dönemlerde başka klarnetçiler de bu perdeyi eklemeyi denediler, fakat Lefêvre'in yöntemi 20 yıl boyunca, Iwan Müller önemli bazı yenilikler getirene değin kullanıldı. Ne yazık ki çok diyezli ve çok bemollü tonları altı perdeli klarnette çalmak çok zordu.

Resim 1.4. Jean-Xavier Lefêvre

(http://www.brightcecilia.net/gallery2/d/4638-2/Jean+Xavier+Lefevre.jpg)

Jacques-François Simiot ise klarnetin üst-arka kısmında yer alan bir delik tasarladı. Bu deliğin içine, klarnetin içine doğru giren ve pirinçten yapılan bir tüp yerleştirdi böylece tükürüğün delikten dışarı akmasına engel oldu. 1806 yılında Rus klarnetçi Iwan Müller, altı perdeli klarnetin tasarımını geliştirme yolunda çalışmalarına başladı. Diğer klarnetçilerin de klarnetin geliştirme yönünde teşebbüsleri vardı bunun sebebi bestecilerin teknik beklentilerinin artmasıydı.(Salman,2006:4)

Klarnetin gelişiminde önemli rol oynayan bir diğer isim de Hyacinthe Klosé'dir. Paris Konservatuarı’nda hoca olan F.Berr'in takipçisi olan Klosé, 1839-1843 yılları arasında çalgı yapımcısı Louis-August Buffet ile işbirliği yaparak Klosé- Buffet klarnetini geliştirdiler.

(22)

Resim 1.5. Hyacinthe Eléonore Klose (1808-1880)

(http://de.academic.ru/pictures/dewiki/72/Hyacinthe_Klose.jpg)

Klosé- Buffet klarneti aslında modern Fransız klarnetidir. Klosé ve Buffet, Alman flütçü ve flüt yapımcısı Theobald Boehm'ün flüt için geliştirdiği perde sistemini klarnete uyarlamak istediler.

Resim 1.6. Theobald Boehm (1794-1881)

(23)

Klosé- Buffet klarnetinin belli başlı farklılıkları biraz daha küçük ses delikleri ve iğne yayların sayısındaki artıştır. Bu sistemin getirdiği en büyük yenilik ses deliklerinin çevresindeki hareketli yüzüklerdir. Bir parmak bir ses deliğini kapattığında, aynı anda yüzüğün de üzerine baskı yapmış oluyordu. Yüzükle bağlantılı olan uzun mil, ve onun ucundaki bir ped ise, klarnetin başka bir yerindeki bir başka ses deliğini kapatıyordu. Bu sistem sayesinde deliklerin akustik açıdan tam gerekli noktaya yerleştirilebilmesi ve uygun sesin çıkması için gereken genişlikte açılabilmesi sağlanmış oldu. Böylelikle de insan elinin büyüklüğünün yeterli olmamasından doğan sakınca ortadan kalktı. Klosé-Buffet klarneti (Boehm klarneti de denmektedir) bugünkü gibi 17 adet perde ve 6 yüzüğe sahipti ve o günden bugüne çok az değişikliğe uğradı. Buffet 1844 yılında bu klarinetin patentini aldı.(Salman,2006:5)

1.5 Klarnet Ailesi

Klarnetin yapımında tahta ya da ebonit kullanılır. Silindir biçimli bir borusu vardır. Teknik olarak, üfleme çalgıların en çeviklerinden biridir. Hızlı pasajlar, arpejler, ani gürlük değişimleri vb. klarnetin büyük ses genişliği içinde son derece etkin bir biçimde uygulanabilir.

Resim 1.7. Klarnet ailesi

(24)

Klarnet ailesinin çok çeşitli ve çok sayıda elemanı olmasına rağmen en çok bilinen ve kullanılan si bemol klarnettir. Bunun nedeni ses aralığının çok daha kullanışlı olmasıdır.

Resim 1.8. Si bemol klarnet

(http://hem.passagen.se/eriahl/clarinet.htm)

Si bemol klarnet, klasik orkestralar, caz orkestraları, askeri bandolar, oda müziği grupları gibi yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Benzer bir görünüşe sahip olan La klarnet ise senfonik orkestralar dışında pek fazla kullanılmaz. Boyu si bemol klarnetten biraz daha uzundur ve si bemol klarinetin yarım ton altında ses verir.

Mi bemol alto klarnet daha çok oda müziğinde kullanılır. Genellikle bas klarnetle birlikte kullanılması tercih edilir. (Salman, 2006:8)

Resim 1.9. Alto klarnet

(25)

Si bemol bas klarnet, klarnet ailesinin en özel ses rengine sahip üyelerinden biridir. Ayrıca bas klarnetlerin de en yaygın olanıdır. Eskiden bazı bestecilerin la bas klarnet için yazdığı bilinmektedir, ancak bu durum bugün geçerliliğini yitirmiştir. Si bemol soprano klarnetin bir oktav altında ses verir.

Resim 1.10. Bas klarnet

(http://hem.passagen.se/eriahl/clarinet.htm)

Fakat günümüzde, bazı bas klarnetlerde mi bemol ve hatta do ek perdesi mevcuttur. Boru uzunluğu yaklaşık 2 metre olan bu çalgı bir pik yardımıyla yere dayanarak çalınır. En çok kullanılan bas klarnet si bemol tonda olmasına karşın la, do ve mi bemol tonda bas klarnetler de vardır.

Mi bemol klarnet ya da pikolo klarnet çok küçük boyutlarda (45 cm.) olmasına rağmen çok parlak bir ses rengine sahiptir. Pikolo flüt kadar parlak ve üst oktavlarda bazen trompeti andıran bir tınısı vardır. Aslında iki tür pikolo klarnet vardır: mi bemol klarinetin yanı sıra çok az bulunan bir çalgı olmasına rağmen re klarnet. İşleyişleri bütünüyle birbirinin aynıdır. Mi bemol klarnet çalan bir klarnetçi re klarnet için yazılmış bir partiyi yarım perde aşağıdan okursa bestecinin istediği sesleri elde etmiş olur. Mi bemol klarnet daha çok orkestra eserlerinde olmakla beraber, zaman zaman klarnet topluluklarında da yer alır. (Salman, 2006:10)

(26)

Resim 1.11. Mi bemol (pikolo) klarnet

(http://hem.passagen.se/eriahl/clarinet.htm)

Bir klarnetçinin zaman zaman orkestra içinde, si bemol klarnet, la klarnet veya mi bemol klarnet arasında geçiş yapması gerekebilir. Bu değişiklik için gereken süre pek çok eserde birkaç ölçülük susla ayrılır. Pikolo klarnetin alt ses alanları cılız olmasına rağmen kullanışlıdır. En yukarıda kalan ses alanı ise iyice keskindir. Tiz seslerde rahatça bir solo çalgı olarak kullanılabilmesinin yanı sıra, zaman zaman flütü, kemanları hatta trompeti bile tiz seslerde destekleyebilecek mükemmel bir katlama çalgısı olarak düşünülebilir. Tizlerde içe işleyen bir ses rengine bürünür, sivri bir staccato'su, etkili bir legato'su, hangi ses alanında kullanılırsa kullanılsın başarıyla uygulanabilen geniş gürlük olanakları vardır. (Salman, 2006:10)

Burada ele alınan klarnet türleri en çok kullanılan türlerdir. Bunların dışında başka klarnetler de vardır. Kontrbas klarnet si bemol tondadır ve bas klarnetin bir oktav altında ses verir. Orkestra eserlerinde nadiren yer alsa da hantal ve pahalı bir enstrüman olmasından dolayı çok az kullanılır.

1.6. Klarnet Eğitimi

Müzik eğitiminin vazgeçilmez unsuru olan çalgı eğitiminin sürekli güncellenmesi ve eğitimcilerin çevreleriyle ve meslektaşlarıyla sürekli olarak iletişimde bulunarak kendi yöntemlerini sorgulaması çok önemlidir. Öğrencinin

(27)

yaşadığı müzikal çevre her geçen gün değişirken uygulanan eğitimin niteliği yerinde saymamalıdır.(Lawson, 1995:123)

Bugünün genç müzisyenleri içinde bulundukları sosyal ve müzikal bir dünyada yakın geçmiştekilerden bile önemli ölçüde farklı yetişmektedirler. Carl Orff, Murray Schaffer, John Paynter ve Keith Swanwick gibi müzik eğitimcilerinin yöntemleri ve teorileri yaygın olarak bilinir hale gelmiştir. Asimile ve orijinal kompozisyonlar için öğrencileri daha çok meşgul eden yeni çalışmaların ortaya çıkması daha yaratıcı, genç, müzisyen bir yeni nesil üretmiştir.(Lawson, 1995:123)

Başlangıçta uygulanacak düzeye uygun, bilimsel ve sistemli bir eğitim; süreci hızlandıracak, yanlış yönlenmeleri baştan engelleyecek ve yüksek kalite standardını koruyacaktır. Bu nedenle klarnet metotları hakkında bilgi sahibi olmak eğitimciler için önem kazanmaktadır.

Klarnet eğitimi başlangıcındaki bir diğer önemli unsur da kullanılan materyal yani, klarnet, bek (ağızlık), bilezik (kamışı bek’e sabitlemek için) ve kamıştır. Bu donanımın marka ve kalite bazında nispeten iyi olanlarıyla eğitime başlamak oldukça faydalı, avantajlı fakat bir o kadar da pahalıdır. Bu nedenle öğrencinin yaşına ve fiziksel özelliklerine bakılarak bakalit (plastik) bir do veya si bemol klarnet seçildikten sonra iyi bir bek ve bilezik alınmalıdır. Çünkü bu parçalar üflemeyi, dil vurmayı ve güzel bir ton oluşturmayı son derece kolaylaştırmaktadır. Böylece öğrenci başka konulara daha iyi yoğunlaşabilir. Kullanılan beke uygun ve öğrenciyi zorlamayacak kalınlık numarasına sahip iyi bir kamış seçilmeli, zamanla bu numara yükseltilerek daha doğru bir ton ve ses dinamiklerinin kontrolü sağlanabilir. (Pino,1998:4)

Klarnete yeni başlayan bir öğrenci mutlaka diyafram tekniği konusunda bilgilendirilmeli ve çeşitli egzersizler öğretilerek geliştirilmelidir. Diyafram nefesinin üflemeli çalgılarda, özellikle klarnette hayati önem taşıdığı vurgulanmalıdır. Doğru nefes alma ve verme ilk öğretilmesi gereken konudur. Bununla beraber yalnız bek ve baril kullanılarak öncelikle ses üretme ve dudak pozisyonu konusu çalıştırılmalıdır. (Keskin, 2010)

(28)

Klarnet eğitimi başlangıcında çalışmalara gösterilecek özenle, üflerken yanakların şişirilmesi, dudak pozisyonunun bozulması önlenmelidir. Yoksa bu kötü alışkanlıklar edinildikten sonra bırakılması çok zor olur. Dudakların dişleri kapatacak biçimde, fakat dişlerin dudakları ezmeyeceği çalışma yöntemi başlangıçta çok iyi saptanmalı ve eğitim öyle yapılmalıdır (ÇALIŞIR,1997).

Daha sonra klarnet bütün olarak kullanılarak öğrenilen bu konular, notaların parmak pozisyonları öğretilirken beraberce uygulanmalıdır. Bu aşamalar sorunsuz hale gelmeye başlayınca eğitime ve öğrencinin yaşına ve bireysel özelliklerine uygun bir başlangıç metodu seçilerek, planlı ve sistemli bir şekilde eğitime başlanır.

Seçilen başlangıç metodunun içerdiği uzun ve düz sesleri üflemeyi öğrendikten sonra dil vurma ve artikülasyon çalışmaları yapılmalıdır. Fakat dil vurma konusu uzun ve zor bir süreç sonunda öğrenilebilen bir konu olduğu için hızlanması için zaman verilmelidir. Bu çalışmaya dizi çalışmaları da eşlik etmelidir. Hatta diziler ezberlenerek bir süre sonra günlük açılış egzersizleri olarak kullanılırsa gittikçe hatasız hale gelmektedir. (Pino,1998:82)

Bu temel çalışmalar yapılırken kullanılacak metotlar, yaş, bireysel ve fiziksel faktörler göz önüne alınarak seçilmeli ve sistemli bir şekilde uygulanmalıdır.

Piyano metotları incelendiğinde hiçbir metodun tam veya mükemmel olmadığı görülmektedir. Her metodun kuvvetli veya zayıf yönleri bulunabilir. En yakın tarihte yayınlanmış bir metodun bile en çağdaş anlayışa sahip olmayabileceği unutulmadan yeni yaklaşımlar ve yeni metotlar irdelenmelidir. Piyano eğitimcisi yıllarca bir tek metoda saplanıp kalmamalı, yeniliklere açık olmalı ve yalnızca bir metodu izlemek yerine diğer metotlardan da yararlanmalıdır (Çimen, 1995).

(29)

Piyano metotları ve eğitimcileri için yazılan bu düşünceler klarnet metotları ve eğitimcileri için de geçerlidir. Eğitim sürecinde belli bir ekol tercih edilip bununla ilgili bir ana metot seçilse de yazılı öğretim programları ve müfredatlarla belirlenen hedef davranışları gerçekleştirmek için destekleyici yan metotlar ve tamamlayıcı etütler de kullanılmalıdır.

1.7.Türkiye’de Klarnet Eğitimi

Türkiye’de çok sesli Batı müziğinin ilk örnekleri Osmanlı Sarayı’na dışarıdan gelen konuk orkestra ve opera dinletileriyle başlar. Bunlar, müzikli oyunlar, orkestra konserleri, opera temsilleri, bale ve koro topluluklarıdır. 1543'te imzalanan Osmanlı- Fransız antlaşmasından sonra Fransa Kralı I. François tarafından Kanuni Sultan Süleyman’a bir orkestra gönderilmesi bu durumun en güzel örneğidir. (İlyasoğlu, 2003:277) Bu orkestra sayesinde Osmanlı imparatorluğu Avrupa müziği ile ilişki kurmuş ve özellikle II. Mahmut döneminde Mehterhane’ lerin yerini 1831’de Osmanlı saray bandosu ve müzik okulu olarak kurulan “Muzika-i Hümayun” almıştır. Okulun başına ünlü İtalyan opera bestecisi Gaetano Donizetti'nin kardeşi Giuseppe Donizetti (1788–1856) getirilmiştir. Giuseppe Donizetti, bandoyu geliştirmek için Mehterhane müziğinde hiç yer almamış üfleme çalgıları İtalya’dan, her üfleme çalgı için öğretmenleri de Avrupa’dan İstanbul’a getirterek yeni müzik örgütünün gelişmesini hızlandırmıştır. (Önder, 2005:17)

Donizetti’nin girişimleri sonucunda Avrupa’da yaygınlık kazanmış bazı çalgılar kısa zamanda Osmanlı’da da tanınmış ve kullanılmıştır. Klarnet de bu çalgılardan biridir. J.C. Denner ile başlayan ve 1700’lü yılların sonuna doğru gelişimini tamamlayan klarnet çok çabuk benimsenerek orkestralardaki yerini almıştır. (Çağrı, 2006: 24)

(30)

Resim 1.12. Giuseppe Donizetti

(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/2/24/Giuseppe_Donizetti.jpg)

Giuseppe Donizetti, Muzika-i Hümayun’da kullanılmasını uygun gördüğü bu çalgıların öğretilmesi için, Avrupa’dan yabancı eğitmenler de getirtmiş olup bu eğitmenler arasında “glarnet” üstadı olarak bilinen ve “Tüysüz” lakabıyla anılan Francesco da vardı. (Tüysüz lakabı yakıştırmasını, Zati Arca merhumun söylediği bilinmektedir.) Klosé, 1839’da Paris Konservatuarı’na profesör olmuş, 1845 yılında da Boehm sistemi klarneti öğretmeye başlamıştır. Klosé’nin yeni sistemde yetiştirdiği öğrencileri arasında, Francesco’nun da olduğunun tahmin edilmesi zamana uygun düşmektedir. Francesco’nun Muzika-i Hümayun’da yetiştirdiği öğrenciler, klarnet geleneğini devam ettirmişlerdir. (Çağrı, 2006: 25)

Değerli müzikbilimci Mahmut Ragıp Gazimihal, “Musiki Sözlüğü”nde, o günlere ilişkin olarak şu bilgiyi vermektedir: “ Muzika-i Hümayun orkestrasının en önemli klarnet sanatçısı olan Mehmet Ali Bey, kendisini bir yabancı hocanın yetiştirdiğini, fakat adını anımsayamadığını söylemiştir. Kendisini yetiştirenin, belki çok genç olması nedeniyle Muzika-i Hümayun’da “Tüysüz” takma adıyla anıldığından bahsetmiştir. Gazimihal, “Tüysüz”ü İstanbul’a gönderenin Klosé olabileceğini de belirtmiştir.”

Mehmet Ali Bey aynı zamanda Muzika-i Hümayun’da yetişmiş iyi bilinen bir klarnet üstadı olup öğrencileri arasında, marş ve şarkı bestecisi olan Zatı Arca

(31)

da vardır. Mehmet Ali Bey, ülkemizde klarnetin ilk eğitmenlerinden olup, değerli icracılar yetiştirmiş önemli bir isimdir. 1895 yılında vefat etmiştir.

Resim 1.13. Mehmet Ali Bey

Mehmet Ali Bey, Zati Arca’yı, O da ünlü ozanımız Orhan Veli’nin babası Veli Kanık’ı yetiştirmiştir. Veli Bey’in öğrencisi ise Türk bandoculuğuna büyük hizmetler vermiş olan İhsan Servet Künçer’dir. Adı geçen bu klarnetçilerimizin ustalığı, yabancı müzikçilerin de hayranlığını kazanmıştır.

İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda yetişen Hayrullah Duygu, 1939’da Ankara’ya gelerek Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda göreve başlamış, aynı zamanda Ankara Devlet Konservatuvarı’nda klarnet öğretmenliği yapmıştır. (Önder, 2005:18)

Duygu’nun yetiştirdiği öğrencilerin en önemlisi Aykut Doğansoy’dur. Hocasının emekli olması üzerine Ankara Devlet Konservatuvarı’nda ders vermeye başlayan Doğansoy, orkestralarımıza son derece değerli klarnetçileri kazandırmıştır.

(32)

19’uncu yüzyılda Muzika-i Hümayun’da tanık olunan olayın benzeri, 1960’tan sonra İzmir Devlet Konservatuvarı’nda da yaşanmıştır. Fransa’dan yabancı uzman olarak konservatuvara getirilen Alain Boeglin, yaklaşık on yıl içinde bu kurumda çok değerli klarnet sanatçıları yetiştirmiştir. (Önder, 2005:19)

Günümüzde klarnet eğitimi; özengen eğitim veren özel müzik eğitim kurumları dışında Silahlı Kuvvetler Bando Okullar Komutanlığı, güzel sanatlar liseleri, konservatuvarlar, güzel sanatlar fakülteleri ve eğitim fakültesi müzik eğitimi bölümlerinde devam etmektedir. Bu öğretim kurumlarının hepsinde de farklı yaş ve eğitim düzeylerinde başlangıç klarnet eğitimi verilmektedir. Fakat bu öğretim kurumları nitelikleri bakımından farklı meslek alanları için öğrenci yetiştirmektedir. Dolayısıyla birbirinden farklı öğretim programları ve materyalleri kullandıkları düşünülebilir.

Başlangıç klarnet eğitimindeki materyaller klarnet metotlarıdır. Bu materyallerin belirlenmesi, tercih nedenlerinin ve tercih sıklıklarının araştırılması klarnet eğitimcilerinin ve klarnet eğitimcisi adaylarının klarnet edebiyatını ve kullanılabilecek metotları tanıması açısından önemlidir. Bu sayede eğitimcilerin, öğrencileri üzerinde geliştirmek istedikleri müzikal yönde istendik davranışları daha etkili, sürekli ve kolay yoldan elde edebilecekleri düşünülmektedir.

(33)

1.8. Problem Cümlesi

Türkiye’de başlangıç eğitimi düzeyinde kullanılan klarnet metotları nelerdir?

1.9. Alt Problemler

1. Çoğunlukla kullanılan başlangıç metodu hangisidir?

2. Başlangıç metotlarının tercih sıklıkları ve tercih nedenleri nelerdir?

3. Eğitimcilere göre başlangıç klarnet eğitiminin hedef davranışları nelerdir?

1.10. Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı; başlangıç klarnet eğitimi verecek eğitimcilerin bu aşamada kullanabilecekleri etkin ve yaygın olan metotları tespit etmek ve bunların arasından öğrencilerine en uygun metodu seçmelerine yardımcı olacak bir kaynak oluşturmaktır. Verilecek eğitime uygun olan metot seçilerek, uygulanacak planlı ve ilkeli bir eğitim sayesinde ileriye dönük olarak verim artacağı öngörülmektedir.

1.11. Araştırmanın Önemi

Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda bireysel çalgı derslerinin ana amacı, geleceğin müzik öğretmenlerinin derslerinde kullanabileceği bir çalgı öğrenmesi ve bunun üzerine uzmanlaşmasıdır. Bu çalgının ekonomik, pratik olması ve kullanım alanının geniş olması öğretmen için büyük avantaj sağlayacaktır. Ayrıca klarnet yaylı çalgılara nazaran öğrenilmesi ve çalınması daha kolay bir çalgı oluşuyla da tercih nedeni olabilir.

Bu araştırma; başlangıç klarnet eğitimi veren ya da verecek olan eğitimcilerin diğer öğretim kurumlarında kullanılan çeşitli metotları tanıması ve bunların içinden uygulayacağı öğretim programı için kullanacağı metodu seçmesi

(34)

bakımından önem taşımaktadır. Ayrıca müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda klarnet eğitimi alan geleceğin eğitimcilerinin farklı eğitim metotlarını tanıması açısından da önemlidir.

1.12. Sınırlılıklar

Bu araştırma;

1. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Edirne, Afyon illerindeki klarnet eğitimi veren öğretim kurumlarında 2009–2010 eğitim öğretim yılında eğitim veren öğretim elemanlarıyla,

2. Yüksek lisans programı için ayrılan süre ve araştırmacının sağlayabildiği maddi olanaklar ile sınırlıdır.

1.13. Varsayımlar

1. Veri toplamak için kullanılacak yöntemin araştırma için gerekli bilgilere ulaşmayı sağlayacak nitelikte olduğu,

2. Seçilen araştırma yönteminin; araştırmanın amacına, konusuna ve problem çözümüne uygun olduğu,

3. Ulaşılan verilerin yeterli ve güvenilir olduğu,

4. Örneklemin evreni temsil ettiği varsayımlarından hareket edilmiştir

1.14. Tanımlar-Kısaltmalar 1.14.1. Tanımlar

Artikülasyon: Anlatım, ifadelendirme. Örneğin: Staccato, legato (Say, 2002:42).

Chalumeau : Adı Latince Calamus (kamış) sözcüğünden türeyen, ortaçağda

halk çalgısı olarak kullanılan, 1700’lerde yerini klarnet ve obuaya bırakan, ağızlığı bir boru ya da dil biçiminde, zurna benzeri üfleme çalgı. (Aktüze, 2003:114).

(35)

Klarnet: Avrupa müziği kökenli bir ahşap üflemeli çalgı… Dış görünüş

bakımından uzunluğu 59 santim olan silindir biçiminde uzun bir borudan oluşan bu ahşap üflemeli çalgının uçtaki “kalak” kısmı, giderek genişleyen konik biçimdedir. Notaları sol anahtarıyla yazılır; öte yandan notadaki yazılışına göre sesi, bir büyük ikili kalın duyulur. Çoğunlukla “Granadil” (abanoz) adlı sert bir Afrika ağacından, ya da ebonit, plastik ve metal gereçlerden üretilen çalgı, birbirine ekli beş parçadan oluşur: Ağızlık, barel (fıçı), üst gövde, alt gövde, kalak. (Aktüze, 2003:378).

Metot: Belli bir sonuca ulaşmak, bir problemi çözmek, bir girişimi sonuçlandırmak için bilinçli bir biçimde seçilen ve izlenen yol ve başvurulan teknik. Çalgı eğitiminde; öğrencinin teknik ve müzikal açıdan sistematik olarak ilerlemesini sağlamak amacıyla aşamalı olarak düzenlenmiş alıştırma, etüt ve yapıtlardan oluşturulan kılavuz kitaplar çalgı öğretim metodu olarak adlandırılabilir(Çimen).

Legato: Bağlı, sesleri bağlayarak(Fenmen, 1991:88).

Staccato: Kesik kesik çalmak(Fenmen, 1991:96).

1.14.2. Kısaltmalar A.B.D. : Anabilim Dalı

AGSL : Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi (2009 yılından itibaren “Anadolu Güzel

Sanatlar ve Spor Lisesi” olarak değiştirilmiştir.)

(36)

BÖLÜM II

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

“Başlangıç Eğitiminde Kullanılan Klarnet Metotlarının İncelenmesi” konulu bu

araştırmayla ilgili bir araştırma bulunmamasına karşın, klarnet eğitimini ve tarihçesini ele alan bazı araştırmalarla birlikte farklı enstrümanlarla ilgili benzer konulu çalışmalar mevcuttur. Ankara Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarında Ferhat Ali GÖKSEL’in “Başlangıç düzeyi klarnet öğretimi üzerine bir çalışma” adlı tezi bu konunun araştırılmasında bir giriş niteliği taşımaktadır. Göksel’ in çalışması metotlar konusunu derinlemesine işlememiştir. Araştırma genel anlamda klarnet başlangıç eğitiminden bahsetmektedir.

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Özlem ALTINEL tarafından hazırlanan “Anadolu güzel sanatlar liselerinde kullanılan başlangıç keman eğitimi

metotlarının incelenmesi” konulu yüksek lisans tezi ve Marmara Üniversitesi Eğitim

Bilimleri Enstitüsünde Ela KARALAR tarafından hazırlanan “Başlangıç düzeyinde

keman öğretiminde kullanılan metotların incelenmesi” konulu yüksek lisans tezi her ne

kadar keman metotlarıyla ilgili de olsa içerik itibariyle benzer araştırmalardır. Fakat bu araştırmalar belli yaş sınırındaki öğrencilere uygulanan metotları içermekte, başlangıç metotlarının genelini ele almamaktadır. Yapılan kaynak taramasında klarnet için yazılan başlangıç metotlarının sayısı keman metotlarının sayısından çok daha az olduğu görülmüş bu yüzden yaş sınırlaması yapılmadan daha geniş bir tarama yapılmıştır.

Araştırmacı Fatih YAYLA’nın “Eğitim fakültesi müzik eğitimi bölümü anaçalgı viyola eğitiminde kullanılan metotların incelenmesi” konulu yüksek lisans tezi viyola metotlarının kullanım sıklıklarıyla beraber tespit edilen metotların içeriklerini de çeşitli kaynaklardaki ölçütlere dayanarak incelemiştir. Bu açılardan alanıyla ilgili önemli bir kaynak teşkil etmektedir.

Aslı TUNCAY ALPARSLAN’ ın 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yaptığı “piyano başlangıç metotlarının didaktik açıdan değerlendirilmesi” konulu araştırmasında ülkemizde gelenekselleşmiş olarak kullanılan eski piyano metotlarının zayıf ve güçlü yönlerini kendi birikimleri çerçevesinde tespit ederek, bunlara alternatif olabilecek daha çağdaş metotlarla karşılaştırmıştır.

(37)

Trakya Üniversitesinde Barış SOĞUKÇAM tarafından hazırlanan “Anadolu güzel

sanatlar liselerinde klarnet eğitiminde karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri”

konulu yüksek lisans tezinde Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde klarnet eğitimi alan öğrencilerin karşılaştıkları teknik sorunları ve yaşadıkları fiziksel rahatsızlıkları araştırmış ve konuyla ilgili bazı önerilerde bulunmuştur.

Dünyada klarnet eğitiminin boyutlarını incelemek amacıyla Amerikan klarnet eğitimcisi David PİNO’nun “The Clarinet and Clarinet Playing” adlı kitabı ve İngiliz eğitimci Colin LAWSON’un “The Cambridge Companion To The Clarinet” adlı kitabından yararlanılmıştır. Ayrıca İtalyan klarnet eğitimcisi Sergio BOSİ, Fransız klarnet eğitimcisi Serge DROMMER ve Gürcistan Devlet Senfoni Orkestrası klarnet sanatçısı ve klarnet eğitimcisi Zaza SIRADZE ile yapılan görüşmelerle farklı klarnet ekolleri ve ülkelerindeki klarnet eğitimi hakkında çok değerli bilgiler paylaşılmıştır.

(38)

BÖLÜM III YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın modeli, araştırma için belirlenen evren ve örneklem, araştırmada kullanılacak veri toplama aracı ve verilerin analiziyle ilgili açıklamalar yer almaktadır.

3.1. Araştırma Modeli

Bu araştırma betimsel bir çalışmadır. Araştırmada kaynak tarama ve yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır.

3.2. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini; Türkiye’de klarnet eğitimi veren öğretim kurumları oluşturmaktadır.

Örneklemini ise; Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği ABD, Silahlı Kuvvetler Bando Okullar Komutanlığı, Ankara Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Konservatuarı, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuarında başlangıç düzeyinde klarnet eğitimi veren öğretim görevlileri oluşturmuştur.

3.3. Verilerin Toplanması

Bu araştırmada veriler; kaynak tarama ve eğitimcilere uygulanan yapılandırılmış görüşme formları aracılığıyla toplanmıştır. Eğitimcilere uygulanan yapılandırılmış görüşme formları aracılığıyla toplanan veriler karşılaştırılarak yorumlanmıştır.

3.4. Verilerin Analizi

Klarnet öğretmenleriyle yapılan görüşmelerde doldurulan yapılandırılmış görüşme formlarından elde edilen bilgiler birbirleriyle karşılaştırılarak yorumlanmıştır. Bu yöntemle öğretmenlerin deneyimleri, düşünceleri analiz edilmiş konuyla ilgili önerileri alınmıştır.

(39)

BÖLÜM IV

BULGULAR VE YORUMLAR

Bu bölümde, araştırma probleminin çözümüne yönelik olarak elde edilen verilerin, bulgulara dönüştürülerek, çizelgelerle somutlaştırılıp yorumlanmasına yer verilmiştir. Klarnet Eğitimcisi f % Öğretim görevlisi 7 70 Araştırma görevlisi 1 10 Öğretmen 2 20 TOPLAM 10 100

Tablo 4.1. Araştırmaya katılan klarnet eğitimcilerinin unvan durumları

Tablo 4.1.de görüldüğü üzere araştırmaya katılan eğitimcilerinin yedisi öğretim görevlisi (Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği ABD, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Konservatuarı, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı), biri araştırma görevlisi (Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuarı), ikisi ise lise öğretmenidir (Silahlı Kuvvetler Bando Okullar Komutanlığı, Ankara Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi). Araştırmanın yapıldığı örneklem grubu farklı öğretim kademelerinde farklı öğretim programları uygulayan, birbirinden farklı amaçlarla klarnet eğitimi veren kurumlardan oluşmaktadır. Fakat araştırma klarnete başlangıç eğitimiyle ilgili olduğu için öğrencilerin yaş ve eğitim düzeyleri farklı olsa da başlangıçta öğrenmeleri gereken hedef davranışların aynı olduğu gözlenmiştir.

(40)

Yıl f %

1-10 5 50

11-20 1 10

21 ve üzeri 4 40

TOPLAM 10 100

Tablo 4.2. Araştırmaya katılan klarnet eğitimcilerinin hizmet süreleri

Tablo 4.2.de araştırmaya katılan klarnet eğitimcilerinin bugüne kadar klarnet öğretmenliği yaptıkları toplam süreler belirtilmiştir. Eğitimcilerin %50’ sinin daha genç ve 10 yıldan az süredir eğitimci oldukları, diğer %50’ sinin ise alanlarında oldukça tecrübeli oldukları görülmektedir. Araştırmaya katılan klarnet eğitimcilerinin yaş ve deneyimlerinin farklı olması, yapılan araştırmaya daha geniş bir bakış açısı kazandırdığı söylenebilir.

1. Klarnet eğitiminize hangi metotla başladınız?

Klarnet Eğitimcileri

H.Klose Klarnet Metodu Diğer 1 X 2 X 3 X 4 X 5 X 6 X 7 X 8 X 9 X 10 X f 10 0 % 100 0

Tablo 4.3. Klarnet eğitimcilerinin kendi başlangıç metotları

Eğitimcilere kendi klarnet eğitimlerine başladıkları metot sorulmuş, Tablo 4.3. de görüldüğü üzere eğitimcilerin %100’ ünün, Fransız klarnet eğitimcisi H. Klose’ nin klarnet metoduyla saptanmıştır. Bu ortak cevap gelenekselleşen bir klarnet ekolüne işarettir.

(41)

Francesco’ nun, Klose’nin öğrencisi olması bunun en büyük nedeni olarak düşünülebilir. Ayrıca ülkemizde, dünyada da en çok kullanılan Fransız Boehm sistem klarnetler kullanılmaktadır. Klose, klarnette Boehm sisteminin mucidi olduğu için metodunu, bu sistemde karşılaşılan zorlukları aşmak amacıyla 1842 yılında yazmıştır. Dolayısıyla Klose klarnet metodunun, ülkemizde ve dünyada en çok kullanılan klarnet metodu olduğu söylenebilir.

Klose metodu öncelikle temel müzik kuramları notlarıyla başlamaktadır. Ardından klarnetin tarihçesi ve gelişiminden, klarnet çeşitleri ve klarnetin parçalarından bahseder. Doğru tutuş ve duruşla ilgili konulardan da bahsettikten sonra üfleme ve çalmayla ilgili bazı tavsiyeler vermektedir. Bu ön açıklamalardan sonra parmak pozisyonları tabloları bulunur.

Metot ilk olarak uzun sesler ve legato çalışmalarla başlamaktadır. Daha sonra gelen aralık çalışmaları parmakların koordinasyonunu sağlamaktadır. Portenin altında üçüncü ek çizginin altındaki mi notası ile ikinci aralıktaki la notası arasında kalan bölümdeki notalarla çeşitli egzersizler yapılarak parmakların yerlerine alışmaları sağlanmakta sonra daha yukarıdaki notalara geçilmektedir. Sonraki sayfalarda dil ve nüans (gürlük) egzersizleri de işlenmektedir. Daha sonra küçük çalışma parçaları, diziler ve düetlerle beraber 2–4 ölçülük kısa parmak egzersizleri gelmektedir.

(42)

2. Başlangıç eğitiminde öğrencilerinize hangi metotlarla eğitim veriyorsunuz?

Tablo 4.4. Klarnet eğitimcilerinin öğrencilerine uyguladıklar başlangıç metotları (Kullanılan ana metot “X” harfiyle, yardımcı metot “+” ile işaretlenmiştir)

Eğitimcilere, başlangıç eğitiminde öğrencilerine hangi metotlarla klarnet eğitimi verdikleri sorulduğunda, Tablo 4.4.de de görüldüğü gibi temel metot H.Klosé olmakla birlikte destekleyici farklı etüt kitaplarının da kullanıldığı görülmüştür. Rus klarnet eğitimcisi Rozanov’ un yazdığı klarnet metodu ve Fransız klarnet eğitimcisi Groussin’ in klarnet metodu yardımcı metot olarak en çok tercih edilenlerdir. Eğitimcilere göre H.Klosé metodundaki melodik etütler ve müzikal küçük parçaların sayı olarak yetersiz kalmaktadır. Ayrıca portenin ikinci aralığındaki La notasından üçüncü çizgisindeki Si notasına geçilirken yaşanan pozisyon zorluğuyla ilgili etütlere yeterince yer verilmemiştir. Klarnet eğitimcilerinin, gördükleri bu eksiklikleri Rozanov ve Groussin metotlarıyla destekledikleri görülmüştür.

Eğitimcilerin görüşlerine göre klarnette, portenin ikinci aralığındaki la ve üçüncü çizgisindeki si sesleri arasındaki geçiş ilk aşamada parmak yerleri bakımından oldukça zor bir pozisyon yaratmaktadır. Eğitimcilere göre bununla ilgili çalışma egzersizleri Klose metodunda bulunmasına rağmen gerektiği kadar yer almamıştır. Bu konuyla ilgili egzersizler Groussin metodunda daha geniş ele alınmıştır. Resim 4.2.de görülen etütte, üzerinde “si+” yazan la notalarının, klarnetin alt gövdesindeki si notasının pozisyonu için

Klarnet Eğitimcileri H. Klosé Klarnet Metodu Rozanov Klarnet Metodu Groussin Klarnet Metodu Magnani Klarnet Metodu A New Tune A Day Diğer 1 X + 2 X 3 X + 4 X + + 5 X 6 X 7 X 8 X + 9 X + 10 X + f 10 2 2 1 2 0 % 100 20 20 10 20 0

(43)

gereken perdelere ve deliklere basılı olarak çalınmasıyla pozisyon geçiş zorluğu nispeten azalmaktadır.

Resim 4.2. Groussin metodundaki la-si geçişine ilişkin çalışma örneği s.21

Yapılan görüşme sonrasında ortaya konmuştur ki, eğitimcilerin H. Klosé metodunda eksikliğini hissettiği bir diğer konu da melodik etütler ve müzikal küçük parçaların az oluşu, klarnet edebiyatında bulunan eserlerin yer almayışıdır. H. Klosé metodunun bu zayıf ve eksik olan yönlerini de Rozanov ve Magnani metotları ile destekledikleri görülmüştür. Rus ekolünü temsil eden Rozanov metodunun içeriğinde, başlangıç konularının ardından kısa ve melodik etütler ve bu etütlerin işlediği çalışmayla ilgili çeşitli eserlerden kısa sololara yer verilmiştir. Bu eserler kimi zaman klarnet edebiyatından, kimi zaman da bilinen senfonik eserlerin uyarlanmış solo ezgilerinden oluşmaktadır.

İtalyan klarnet ekolünü temsil eden Magnani metodunun ikinci cildinde ise, kolaydan zora doğru sıralanmış, klarnet repertuarından düetler, sonat ve resital eserleri, konçertolar ve orkestra eserlerinin klarnet partileri bulunmaktadır. Eğitimcilere göre öğrencinin H. Klosé metoduyla teknik kabiliyeti geliştirilirken Magnani metoduyla da hem

(44)

eğitimin müzikal yönü desteklenmekte hem de klarnet repertuarından seçilmiş, eğitici, örnek eserler tanıtılmaktadır.

İlköğretim birinci kademe seviyesinde klarnet başlangıç eğitimi veren eğitimciler, öğrencilerine üfleme, diyafram, parmak pozisyonları ve legato notaları çalabilme gibi temel hedef davranışları Klose metodu ile kazandırdıktan sonra yardımcı metot olarak Ned Benett’ ın yazdığı “A New Tune A Day” adlı metodunu kullanmaktadır.

Resim 4.3. A New Tune A Day metodundan örnek düetler s.12

Klarnet eğitimcilerine göre bu metot bir etüt ve egzersiz metodu değil renkli ve eğlenceli içeriğiyle küçük çocuklara klarnet çalmayı eğlenceli hale getiren bir metottur. Popüler çocuk şarkıları, basit marşlar ve eğlenceli melodik ezgiler içeren editörünün de deyimiyle etüt değil bir performans metodudur. İki cilt olarak basılan bu metottaki parçalarla küçük yaştaki klarnetçilere mini konserler verdirerek özgüven kazanmaları sağlanmaktadır.

(45)

3. Bu metotları tercih etme nedenleriniz nelerdir?

Klarnet

Eğitimcisi Fransız Ekolü Kendi Başlangıç Metodum Gereken bütün konuları içeriyor Bildiğim En İyi Metot Parmak Egzersizleri Seviyeye Uygun Sistemli İlerlemesi 1 X X X 2 X X X 3 X X X 4 X X X 5 X X X X X 6 X X X X 7 X X X 8 X X X 9 X X X X X 10 X X X f 8 10 5 5 3 4 % 80 100 50 50 30 40

Tablo 4.5. Klarnet eğitimcilerinin kullandıkları başlangıç metodunu tercih etme nedenleri

Klarnet eğitimcilerine kullandıkları metodu tercih etmelerinin nedenleri sorulduğunda alınan cevaplarla oluşturulan Tablo 4.5. e göre eğitimcilerin tamamının H.Klosé metodunu kendi eğitimlerinde de kullandıkları, ayrıca %80’inin Fransız ekolünü içerdiği ve %50’sinin içerisinde bir öğrencinin çalması ve öğrenmesi gereken neredeyse bütün konuların bulunduğu bir metot olduğu için tercih ettikleri görülmektedir. Ayrıca eğitimcilerin %50’sinin H.Klosé metodunun temel kaynak niteliğinde olduğu ve ona eşdeğer bir metot bulunmadığı, %30’unun içeriğindeki parmak egzersizlerinin faydalı olduğu, %40’ının ise başlangıç seviyesine ve hedef davranışlara uygun biçimde sistemli bir ünite ilerlemesi sağladığı için tercih ettikleri görülmektedir.

Ayrıca klarnet eğitimcilerine göre klarnet edebiyatının piyano, keman gibi başka çalgıların edebiyatına göre daha sınırlı olması seçeneklerin de az olmasına yol açmaktadır. Bununla beraber Türkiye’de bu konuda çok fazla kaynağın bulunmamasının da tek bir ekolde birleşmeye neden olduğu söylenebilir.

(46)

4. Öğrencinin bireysel özelliklerine ve yaşına göre farklı metotlar kullanır mısınız?

Klarnet

Eğitimcisi Evet Hayır

1 X 2 X 3 X 4 X 5 X 6 X 7 X 8 X 9 X 10 X f 2 8 % 20 80

Tablo 4.6. Klarnet eğitimcilerinin öğrencinin bireysel özelliklerine ve yaşına göre farklı metotları kullanma durumları

Öğrencinin bireysel özelliklerine ve yaşına göre farklı metotlar tercih edilmesi durumu sorulduğunda, klarnet eğitimcilerin %20 sini oluşturan ve daha çok ilköğretim birinci kademe öğrencileriyle çalışan eğitimcilerin bu konuda farklı çözümler üretmeye çalıştıkları görülmüştür. İlköğretim birinci kademe öğrencilerinin küçük yaşta olmaları dikkate alınarak derse olan ilgilerini artırmak için A New Tune A Day metodundaki küçük melodik etütlerden ve şarkılardan yararlanılmaktadır. Nadiren öğrencinin algılama ve beceri kapasitesi A New Tune A Day klarnet metodundaki etütlerin dahi altında kalabilmektedir. Bu gibi durumlarda eğitimciler kendi deneyim ve bilgileriyle kendi yazdıkları daha basit etütleri kullanmakta ve olumlu sonuçlar almaktadır. Hatta bazen başka enstrümanların metotlarından da seçilen etütler kullanılabilmektedir. Arban Trompet Metodunun bazı etütleri klarnete de uyarlanabilmektedir. Klarnet eğitimcilerinin %80 ini teşkil eden ortaöğretim ve yükseköğretim öğrencileriyle çalışan eğitimciler farklı bir

(47)

5. Başlangıç eğitiminde kullanılacak bir metotta hangi hedef davranışlar nasıl bir sırayla izlenmelidir?

Dü et ya d a eş lik li eser ler le ko ns er icr a ede bilm e 11 10 12 12 11 5 50 Gamlar ın arpej le ri ni çalabilme 13 12 2 20 K lar ne tte ar tik ülas yon çal ış ma la rı nı uygu la ya bi lm e 11 1 10 St ac ca to v e di l çal ış ma la rı nı uygu la ya bi lm e 10 11 6 10 9 9 8 7 70 E şli kl i eser le r ve dü et le rl e, bi rlik te çalm ay ı ka vr ay ab ilm e 9 9 9 9 8 10 6 60 Ga mla rı ça la bilme 8 8 8 10 10 7 7 7 70 Kl ar ne tt ek i di ye zl i ve be m ollü no ta lar ı çal ab ilm e 7 7 7 9 9 9 8 8 8 80 Dizi v e aral ık etü tlerin i çalabilme 6 8 8 10 6 5 50 U zun ve leg ato se sle ri üfl eyebi lm e 5 6 6 7 7 7 6 6 11 9 10 100 K lar ne tte no ta lar ın par m ak po zis yon lar ın ı uygu la ya bi lm e 5 5 5 4 5 5 5 5 5 9 90 D iyaf ra m nef es te kn iğ in i do ğru ku llan ab ilm e 6 5 8 7 7 6 6 60 Ü fl eyerek se s üretebilme 4 4 4 4 3 3 4 4 4 4 10 100 Du da k po zi sy onun u uygu la ya bi lm e 3 3 3 3 6 4 3 3 3 3 10 100 Do ğru b ir tu tu ş ve d ur uş uygu la ya bi lm e 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 10 100 K larnet i ve parçalar ın ı tan ıyabi lm e 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 10 100 K la rn et E ğit im ci si 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 f %

Şekil

Tablo 4.1. Araştırmaya katılan klarnet eğitimcilerinin unvan durumları
Tablo 4.2. Araştırmaya katılan klarnet eğitimcilerinin hizmet süreleri
Tablo 4.4. Klarnet eğitimcilerinin öğrencilerine uyguladıklar başlangıç  metotları (Kullanılan ana metot “X” harfiyle, yardımcı metot “+” ile işaretlenmiştir)
Tablo 4.5. Klarnet eğitimcilerinin kullandıkları başlangıç metodunu tercih etme  nedenleri
+5

Referanslar

Outline

Benzer Belgeler

Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi ve Erzincan Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Anabilim Dallarına öğrenci seçimi

Gazi Eğitim Fakültesi Dekanlığına Mimarlık Fakültesi Dekanlığına Mühendislik Fakültesi Dekanlığına Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığına Spor Bilimleri

“Ankara Tıp’ta Deontoloji 65 Yaşında”– Sempozyum, 26 Mayıs 2011, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi , Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı, Ankara – Türkiye. Düzenleme

Provalı gelinlik üretimi yapan firmalar 1.prova esnasında müşterinin vücut ölçülerine ve kararlaştırılan modele göre hazırladığı baz bedenin müşterinin

Beden Eğitimi ve Sporda Biyomekanik , Temel kavramlar , Hareket ve hareket şekilleri, Linear kinematik, Acısal kinematik, Linear kinetik , Açısal kinetik, Denge ve

Bu çalışma sonucunda öğrenciler bilgilendirme tasarımını başlı başına bir ders olarak alırlarsa hem grafik tasarım alanında daha kapsamlı bilgiye sahip olacaklar hem de

EFM Modeli, geliştirilen öğretim tasarımı ile ARCS Motivasyon Modeli arasındaki bağlantıyı kurabilmek için Akış Deneyimi Kuramını (Flow Experience)

2022-2023 eğitim-öğretim yılı Müzik ve Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi Görsel Sanatlar Eğitimi Bölümü Anabilim Dalı Özel Yetenek Sınavı için; sınava