Külebi’
B. Feiek'e...
AKBAL
T
ÜRK Dil Kurumu Gene! Yozmanı, ozan Cahit Kûle- bi cMiliiyet» gazetesi yazarı ve İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Başkam, «Şeyhül Muharririn», Sayın Bur han Feiek'e bir yanıt göndermiş. Biliyorsunuz Burhan Fe lek bir süredir Dil Devrimine, Türk Dil Kuruntuna karşı yazılar yazmakta ve ille de bir Türk Akademisi kurulma sı için didinmekte... Külebl’nin gönderdiği yanıtı sütunu na alması gerekirdi. Koskoca bir kurumun sorumlu bir kişisinin yaptığı açıklama yayınlanacak bir değer taşır. Ne var ki Sayın Felek bu yanıtı sütunlarına almaktan ka çınmıştır. Üyesi bulunduğum T D K ’nun Genel Yazm anı, değerli ozan Cahit Külebi’nin bu açıklamasını Kamuoyuna sunmakta yorar gördüm. Külebi'nin Burhan Feiek'e gön derdiği ve yayınlanmasını İstediği mektubu okurlarıma sunuyorum:Sayın Burhan Felek, 12 Eylül'den sonra Sizi bir te lâş aldı. Asıl alanınız olan spor konularını da, sevimli ve babacan İstanbul halk yazarlığınızı da ikinci plana atıp dilimizin özleşmesine, buna koşut olarak Türk Dil Kuru ntuna ard arda saldırılara geçtiniz. Saldırıyla da yetin meyip sizin gençliğinizde benzeri çok görülen, bildiğimize göre sizin o sırada tenezzül etmediğiniz kışkırtıcılıklara da başvurdunuz.
Bugüne değin üst üste yazdığınız yazılarınızda Türk DM Kurumuna saldırıp devlet büyüklerine sunduğunuz olumsuz önerilerde; özellikle:
1. Ulusların anadilleriyle konuştuktan; bugünkü özle şip gelişmiş dilimizin anadilimiz olmadığı (I),
2. Dilin kendi kendine gelişmesinin »tabiatı İcabı» ol duğu.
3. Türkçe'nin de bütün dünya dilleri gibi »akademik» çalışmalarla ve kendi kanunlarıyla gelişeceği,
A «Türkçeyi yabancı diller istilasından kurtarmak (Bu, Atatürk’ün sözüdür)» diye vasıflandırılan «uydurma kelime imalatçılığının», «yani sentetik dil yapmanın» olanak dışı bulunduğu,
5 Dil devrimi İle «sağdan sola», «soldan sağa» bir girişimde bulunulduğu (I),
6. Türkçe gibi işlenmemiş « ( ! ) bir dilin» heves oyun cağı olamıyacağı,
7. Dilciliğin «sığır dili satmak» olmadığı,
8. İyi Türkçe bilmenin, anamızın İstanbullu olmasına bağlı bulunduğu, gibi, birblrlyle çelişkili, usa uygun düş meyen. Atatürk’ün dilimizin özleşmesi yolundaki amaç ve çalışmalarını dolaylı biçimde kötüleyen, hatta yer yer ulu sal varlıklarımızı ve Türk Dil Kurumunu küçültücü nite likte olan sözler yazdınız. Hele son yazınızda (18 Aralık 1980) AzerbaycanlI bîr yazarın dil özleşmesini yerdiğini; Rus Kültür Ataşesinin ise övdüğünü belirtme girişiminiz, yukarıda özetlediğim karışık sözlerinize tük dikti. Sayın Felek, bilmediğiniz konuları yazmamanızı size önerdiğim İçin beni bağışlayın.
1. Türk Dillerini kendi hallerine bırakmayı Stalin İste miştir. 2. Atatürk ise, 1930'da, şu buyruğunu kendi el yazısı İle, Sadri Maksudi’nin «Türk Dili İçin» adlı kitabının baş sayfasına yazmıştır:
«Ülkesini, yüksek İstiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı'diller boyunduruğundan kurtar malıdır.»
Bileceğiniz üzere, Atatürk, ulusal oluşumun baş öğesi saydığı dilimizin özleşip gelişmesi yolunda önemli çalış malar yapmış, ölümünden iki ay önce yazdığı vasiyet bel gesiyle ise, akçal gelirinin yarıya yakınını bu çalışma ların sürdürülmesi için Türk Dil Kurumuna bırakmıştır.
Yazılarınızdaki çelişki ve tutarsızlıkların üzerinde ay rı ayrı durmaya gerek yok. Ard düşünceye kapılmayan her aydın bunları görebilir.
Sayın Felek, bugüne değin sevilmiş bir yazarsınız. Doksan yaşınızı aştığınız bir dönemde, gönlünüzde yatan arslanlar ne olursa olsun, telaşa kapılmadan, özlediğiniz devlet kuşunu beklemeniz size daha çok yakışmaz mı? Türk Dil Kurumuna saldırıp güzel anadilimizin kendi öz- benliğlne kavuşmasına karşı çıkmak, kışkırtıcılıkta bu lunmak size ne kazandırır? Haklı olup olmadığınızın en İyi ölçüsü bugün yazdığınız Milliyet gazetesidir. Bu davra nışınızla. yalnız Türk Dil Kurumuna ve dilimizi özleştirip geliştirmek için cabo gösteren bilim ve sanat adamları na saldırmakla kalmıyor, yazdığınız gazete İle de ters düşüyorsunuz En Ivt dileklerimi savaıiarımt sunarım
Türk Dil Kurumu Genel Yazmanı Cohlt KÛLEBİ