Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verildiği 5 Aralık 1934 gününün 50’nci
yıldönümünde, mesleklerinde,
",İlk kadın” olarak göreve başlayan 81 kadından hayatta olanlara, TBMM Başkanlığı’nca plaket verilecek. Hayatta olma
yanların plaketlerini de varisleri alacak. Aralarında, “İlk milletvekilleri,", “İlk
doktor", “İlk hâkim", “İlk zabıta memuru”, “İlk çöpçü" gibi çeşitli meslekler
den kimseler bulunan 81 hanımdan Benal Artman’la konuştuk...
• Pınar TÜRENÇIEÇME, seçilme hakkını ilk kullanan kadınlarımızdan biri olan Benal Arı--- man, 1935 yılında Atatürk’ün Meclis'-inde “ ilk kadın” olmayı, bileğinin hakkıyla kazananlardan. O yıllardan sonra 16 yıl ara lıksız milletvekilliği yapan Anman, ilklerden hayatta kalan 4 milletvekili kadından biri.
İzmirli gazeteci Tevfık Nevzat Bey’in kızı Benal Anman, İzmir Dame de Sion Fransız i okulunu bitirdikten sonra Fransa’da Sorbon Üniversitesi’nde edebiyat ¿¡frenimi görmüş. 1921-24 yıllarında yaptığı yükseköğrenimden sonra ise, döndüğü İzmir’de Halk Partisi’ndc görev almış:
“ O zamanlar kadın, partiye giremezdi. Ben, yeni harflere yardım ediyordum. Yıllar ca bu işi yaptım. Atatürk, kadınlara seçme, seçilme hakkı verince, milletvekili seçildim. İz mir’den 9 arkadaş Meclis’e gitmiştik. İçlerin de tek kadın bendim. En çok oyu da ben almıştım. Bana her zaman kızlan gibi davra nırlardı. Kadın olduğum için hiç zorluk çek medim. Çünkü, o yıllara kadar erkek meclislerinde çok çalışmıştım, alışıktım."
Böyle anlatıyor Benal Anman, eski yılla rı. Meclis’teki ilk yıllarını ise, şöyle dile geti riyor:
"Meclis'te 18 kadındık. İlk gün, Recep Pe- ker Bey bizi topladı. Yeni hayatınızın yeni şart ları vardır. Buna uymanız gerekir, demişti. Ben, belediye meclisi ve parti üyeliğinden gel diğim için, hiç güçlük çekmedim. O zaman, doğudan sakallı şeyhler vardı içimizde. Kadı nın elini bile tutmazlardı. Kimine göre, kadın eli sıkmak, abdest bozardı. Hepsine uydum, saygı gösterdim, elimi vermedim. Recep Bey, ‘Siz kadın milletvekilleri, Meclis’te nazım ro lü oynadınız’ derdi. Çok ağırbaşlıydık.
Ter-Tipli, düzenliydik. Erkekler de bize bakarak, her sabah sakal tıraşı olurlar, giyimlerine dik kat ederlerdi. Kadının bir rolü de, böylcce top lumda önemini kazanıyordu, /.am anla, sarıklılar bile, bize ‘Kızım’ demeye başladılar. Evlâtlan gibi görürlerdi.”
Hiç sigara, içki içmeyen, günde bir kahve içen, 14 yıl önce kocasını yitiren, bir kız ana sı Benal Artman, yaşına karşın dinçlikle ko nuşmasını şöyle sürdürüyor:
“ Atatürk'e taparım. Onun gibi büyük in san dünya tarihinde yoktur. Benim için en bü yük olaylar, İzmir'in Yunan işgaliyle, Atatürk'ün ölüm günüdür. Kızımı doğurdu ğum gün bile öyle duygulanmadım. Zaten gizli doğum yapmıştım. Milletvekili kadının doğur ması meseleydi, o zaman. İlk hamile kalan bendim. Yıllık izinlerimi toplayıp, rapor ala rak, kimseye belli etmeden İstanbul’da evim de doğurdum. Dönünce, erkekler inanmadılar. Başka çocuk istemedim. Çok zordu çünkü. Milletvekili iken evlendim. Kocam anlayışlıydı. Ancak, zaman zaman o İstanbul’da oturdu ğundan zorianırdık.”
Benal Arıman, “ bugün Türk kadınının Atatürk'ün istediği düzeye gelip gelmediğine” ilişkin sorumuzu kısaca şöyle yanıtlıyor:
“ Erkeklerimiz geldiler mi ki?” Anman, “ eskiye oranla kadınlarda bir iler lemenin söz konusu olduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını” vurgularken, sözlerini şöyle noktaladı: “ Kadını bugün zorla Meclis’e alı yorlar. Bakan bile yapmıyorlar. Onun için Türk kadını çok çalışmalı, mücadele etmeli. Atatürk bir gün bana ‘Meclis’te kaç kadın var?’ diye sormuştu. ‘18’ dedim. ‘Daha çok çalışın da bunu duble edin’ dedi. ‘Çalışıyoruz efendim’ dedim. Oysa, Atatürk yaşasaydı,bu sayı ancak onunla iki misline. Uç misline çı- kabilirdi."
T 7 - Q U £ 0
J
Taha Toros Arşivi