• Sonuç bulunamadı

View of Aile içi İletişim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "View of Aile içi İletişim"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

22. 11.2004

AøLE øÇø øLETøùøM

Yrd. Doç. Dr. Ayfer TEZEL

Özet

øletiúim, ailenin fonksiyonlarını ortaya çıkarmak, aile bireylerinin kiúisel ihtiyaçlarını karúılamak ve hedeflerine ulaúmalarını sa÷lamak için gereklidir. Halk sa÷lı÷ı hemúireleri, ev ziyaretleri ile aileye öncelikli ulaúan sa÷lık profesyonelleridir. Ev ziyaretleri ailenin iletiúim /etkileúim biçimini gözlemlemek için en iyi fırsattır. Hemúireler, aile üyelerinin birbirleriyle iletiúimlerinde aksayan yönlerini belirleyerek, düzeltilmesine yardım edebilirler. Bu makale bakım verdi÷i ailelere olumlu iletiúim davranıúları geliútirmek için yardım eden hemúirelere rehberlik etmesi amacıyla yazılmıútır. Unutulmamalıdır ki, sa÷lıklı iletiúim kurabilen insanlar mutlu aileleri ve toplumları oluútururlar.

Anahtar kelimeler: Aile, iletiúim, hemúirelik

GøRøù

Aile, temel davranıú özelliklerinin kazanıldı÷ı ve üyelerinin birbirleriyle iliúki kurmayı ö÷rendi÷i yerdir. ønsano÷lu ilk sosyal deneyimlerini aile içinde yaúar(1,6). Bireyin yaúamının ilk yıllarında sevilme, okúanma, kuca÷a alınma, beslenme ve korunma gibi gereksinimleri yeterince ve zamanında karúılanır ise, “temel güven duygusu”nun oluúumu için temel atılır. Aksine kuca÷a alınıp sevilmeyen,a÷ladı÷ında ilgilenilmeyen, konuúulmayan, oynanmayan çocukta ise “Bana aldırmıyorlar, beni umursamıyorlar, öyle ise ben de÷ersizim“ úeklinde bir izlenim, hırçınlık ve “temel güvensizlik duygusu” geliúir. Çocu÷un gelecekte kendine ve dünyaya nasıl bakaca÷ının temelleri, büyük ölçüde yaúamın ilk yılında yaúadı÷ı bu tür etkileúimlerin kalitesiyle belirlenmektedir(8,3).

Çocuklar duygu ve düúüncelerini oldu÷u gibi açıklarlar. Ancak ebeveynleri tarafından “Sus, ayıp, bir daha duymayayım” diyerek azarlanıp, susturulan çocuk, gerçekleri söylemenin kendine zarar verdi÷ini görerek duygularını gizlemeyi ö÷renir. Böylece çocuk insan iliúkilerinde içtenlikten uzaklaúır(10).

(2)

Çocuklarını her davranıúı için eleútiren, kınayan, onların duygu ve düúüncelerini önemsemeyen, küçümseyen, düúüncelerini ve davranıúlarını denetimleri altında bulundurmak isteyen ebeveynler; tedirgin, kendine güvenmeyen ve kendine saygısı az bireyler yetiútirirler(5). Çocu÷unu duygu ve düúüncelerini ifade etmesi için cesaretlendiren, ifade etti÷i duygulardan dolayı onu azarlamayan, kınamayan ebeveynler; kendine güvenen ve saygı duyan, giriúken ve insan iliúkilerinde baúarılı bireyler yetiútirirler.

ønsanın kiúili÷i, yaúadı÷ı tüm etkileúimlerin ürünüdür; kurdu÷u iliúkiler ise kiúili÷in ürünüdür(9). ønsan davranıúları yaúanılan iletiúimler sonucu geliúir. Davranıúlar, olumlu ve yapıcı yönde biçimleyen “sevgiye” dayalı tutum ve olumsuz/yıkıcı yönde biçimleyen “öfke” ve “nefrete” dayalı tutum ile biçimlenir. Çocukluk ça÷ından itibaren yakın çevrede söylenen sözler, yapılan hareketler, gösterilen tavır ve tutumlar, insana sevilen, istenen, de÷er verilen veya sevilmeyen, istenmeyen ve de÷ersiz bir birey oldu÷u mesajını iletir(8,2).

Sevilen bir insan kendini olumlu de÷erlerle algılayaca÷ı için, olumlu bir benlik geliútirecektir. Kendini seven, kendinden hoúnut insan baúkalarını da sevecek, kendine ve baúkalarına hoúgörü gösterebilecek, yıkıcı ve zarar verici eylemleri onaylamayacak ve benimsemeyecektir. Gerçek sevgi kiúilerin davranıúlarında ölçülü ve sorumlu olmayı beraberinde getirece÷i için, aúırılık ve uygunsuzluk görülmeyecektir(11).

Sevgi adına aúırı korunup kollanan çocuklardaysa kuralsızlık, sorumsuzluk, disiplin eksikli÷i ve olgunlaúmamıú bir kiúilik ortaya çıkacak; çocuk neyin do÷ru, neyin yanlıú oldu÷unu kestiremez duruma gelecek ve bocalamalar yaúayacaktır. Çocuklu÷undan itibaren gerçek sevgi ve sıcaklık görmemiú ve çeúitli biçimlerde örselenmiú kiúilerin olumlu benlik geliútirmeleri oldukça zordur. Bu kiúiler büyük olasılıkla mutsuz, tüm insanlara ve insanlı÷a öfkeyle bakan ve yıkıcı e÷ilimleri a÷ır basan kiúiler olacaktır. Çocuklu÷unda oldukça örselenmiú ve pek sevgi görmemiú bir çocuk olan Adolf Hitler buna en iyi örnektir(11,12). Bireyin geliútirdi÷i benlik de÷erleri, insanın çevresiyle kurdu÷u iliúkilerine ve iletiúim biçimlerine yansımaktadır(5,6).

øletiúim günlük hayatın ayrılmaz bir parçası oldu÷u için, tam ve etkili bir iletiúim yetene÷i aile fonksiyonunun her yönü için temel oluúturur. øletiúim, ailenin fonksiyonlarını ortaya çıkarmak, aile bireylerinin kiúisel ihtiyaçlarını karúılamak ve onların hedeflerine ulaúmalarını sa÷lamak için gereklidir(12).

Ailede sa÷lıklı iletiúimin varlı÷ı, aile üyelerinin birbirlerini anlamalarını sa÷lar ve aralarında kuvvetli bir ba÷ oluúturur. Ayrıca çocuklara do÷ru iletiúimi ö÷retir. Aile içi sa÷lıklı iletiúimin varlı÷ı, ailenin di÷er kiúilerle iliúkilerini de olumlu yönde etkiler. Bireycilik, bencillik, paylaúamama, öfke, yargılama, kötümserlik, yalnızlık duygusu azalır. Böyle bir ailede karúıdakini anlamaya çalıúma, birlikte karar verme, hatalara karúı tolerans ve sevgi hakimdir. Sa÷lıklı iletiúimin var oldu÷u ailelerde tek bir otoriter güç olmaz. Bu güç uygun yer ve zamanda üyelerce paylaúılır. Sa÷lıklı iletiúim kurabilen ailelerde kriz ve stres ile baú etmek kolaylaúır(11,12).

Aile üyelerinin birbirinin hakkına saygı göstermedi÷i, baskı uyguladı÷ı, tehlikeye maruz bıraktı÷ı, ihmal etti÷i, sevgi göstermedi÷i durumlarda istismar ve úiddet ortaya çıkmaktadır(4,5,6). Bu durum aile içi

(3)

etkileúimi olumsuz yönde etkiler. Aile içinde olumlu etkileúim sa÷lanmazsa aile da÷ılır, varlı÷ını sürdüremez. Anne-baba yaúı, evlilik ve ebeveynli÷e hazır oluúluk, ana-babanın sa÷lık düzeyleri, birbirlerine olan saygı ve güvenleri, yetiútirilme biçimleri, ekonomik ve sosyal güvenceleri, çocu÷un istenip/istenmemesi, sa÷lık düzeyi, cinsiyeti, aile üyelerinin beraber geçirdi÷i zaman, kullandı÷ı mekan, aileyi örseleyen ölüm, iflas gibi stres yaratan olaylar, aile içi etkileúimi etkileyen baúlıca faktörlerdir(3,4).

Halk sa÷lı÷ı hemúireleri, yaptıkları ev ziyaretleri ile aileye öncelikli ulaúan sa÷lık profesyonelleridir. Ev ziyaretleri ailenin iletiúim /etkileúim biçimini gözlemlemek için iyi bir fırsattır. Hemúireler, aile üyelerinin birbirleriyle ve çevresiyle iletiúiminde aksayan yönlerini bulabilir ve düzeltilmesini sa÷layabilirler. Bu makale bakım verdi÷i ailelere olumlu iletiúim davranıúları geliútirmek için yardım eden hemúirelere rehberlik etmesi amacıyla yazılmıútır.

Hemúireler aile içi iletiúimi de÷erlendirirken, ailenin iletiúim biçimini, üyeleri arasındaki iliúkilerin kalitesini, iletiúim sıklı÷ını tanımlamalıdır. Hemúireler aile üyelerini iletiúim konusundaki olumlu davranıúların devamı için cesaretlendirmeli ve sa÷lıklı iletiúim kurmada rol modeli olmalıdır. Hemúireler ailenin iletiúim alandaki eksikliklerini belirleyip, aileye üyeleri arasında sa÷lıklı bir iletiúimin nasıl olması gerekti÷ini anlatmalıdır. Aile içi iletiúimin sa÷lıklı olabilmesi için aile ile tartıúılacak konular úunlardır:

Tek yönlü – iki yönlü iletiúim

Ailede gerek eúler, gerekse anne- baba ve çocuk arasındaki iletiúim karúılıklı, yani iki yönlü olmalıdır. Eúlerden birinin sürekli anlattı÷ı ya da “direktif” verdi÷i, di÷erinin ise sürekli dinledi÷i tek yönlü iletiúim ortamı, dengesiz ve sa÷lıksız iliúkilere zemin hazırlar. Ayrıca, çocu÷un düúünce ve duygularını anne ve babası ile paylaúması, onlara danıúması için, ebeveynlerin çocukla diyalog halinde olması gerekir. øletiúim tek yönlü ise, yani anne baba daha çok konuúuyor, eleútiriyor, emir veriyor ve çocuk daha fazla dinliyor ama kendi düúünce, duygu ve yaúantılarını ifade edemiyorsa, çocuk kendini ifade etme becerisini geliútiremedi÷i gibi onun hakkında gerçek bilgiler de edinilemez. Günümüzde giderek karmaúıklaúan dünyada, bir çok yeni durumla ve olayla karúılaúan çocu÷un merak etti÷i konuları anne-babasına sorabilmesi, ifade edebilmesi gerekir. Böylece tehlikelerden korunabilir(7).

Çocu÷un kendini ifade etmesi, anlatması için teúvik edici sözler kullanmak gerekir. Örne÷in: “ Anlatmak ister misin? Sen ne dersin? Senin düúüncen nedir? Senin ne hissetti÷ini, ne düúündü÷ünü merak ediyorum “ gibi sözler çocu÷u konuúmaya teúvik edicidir. Anlatması için çocu÷u sıkıútırmak, zorlamak, korkutmak ve sorgular gibi “ Niçin yaptın? Neden yaptın? gibi sorular sormak, anlattıkları için çocu÷u yargılamak çocu÷un içe kapanmasına yol açar. Bu durumda çocuk iletiúimden kaçınır. Kaçamak, do÷ru olmayan cevaplar verir. Yalan söylemeye alıúabilir(1,6).

Aile içinde kurulması gereken iki yönlü iletiúimin önkoúulu; iletiúim için zaman ayrılmasıdır. øletiúim bir yandan televizyon seyrederek, gazete okuyarak ya da yemek hazırlayarak de÷il, aile üyelerinin karúılıklı oturarak, birbirlerini dinleyerek kurulmalıdır. Hemúireler ailenin her üyesinin birbirlerini ciddiye alarak dinlemesinin önemini anlatmalıdır. Ancak o zaman; önemsendi÷ini hisseden birey yaúantılarını, duygu ve düúüncelerini paylaúacaktır. Hemúireler aileyi tüm üyelerinin sadece iletiúimde bulunmak üzere bir araya geldikleri ortamlar hazırlanmaları, toplantılar düzenlenmeleri konusunda cesaretlendirmelidir.

(4)

Öz saygıyı koruyucu iletiúim

Özsaygı, her insanın, kendine verdi÷i de÷er ve önem olarak tanımlanır. ønsanın öz saygısı, di÷er insanların o bireye yönelik davranıúlarından etkilenebilir. Aile içi sürekli yakın iliúkiler, bazen aúırı oranda teklifsiz ve özensiz olabilir(3). Örne÷in: “ùu Allah’ın belası kapıyı kapatmanı kaç kere söyleyece÷im?” ifadesi ile “ ùu kapıyı kapatır mısın lütfen” ifadesi arasında, karúıdaki kiúinin öz saygısını etkilemesi açısından büyük fark vardır. Birinci ifade tarzı, yöneldi÷i kiúi tarafından, ço÷unlukla öz saygısına bir saldırı olarak algılanır. Bu nedenle, iletiúimde daha özenli olmak gerekir.

Hemúireler, aile üyelerini birbirlerinin özsaygısını zedelemeden iletiúim kurmaları konusunda bilgilendirmelidir. Ebeveynler birbirlerine ve özellikle ailenin çocuk bireylerine karúı öz saygıyı geliútirici ifadeler kullanmaları konusunda bilinçlendirilmelidir.

Birbiri ile çeliúen, açık olmayan mesajlar

Kiúiler arası iletiúimde birbiri ile çeliúen mesajlar özellikle aile ortamında belirsizli÷e ve güvensizli÷e yol açabilir(1,5). Örne÷in; Anne ya da baba, çocu÷a, onu sevdi÷ini söyledi÷i halde, çocu÷u kendinden uzak tutan bir davranıú gösterebilir , beden dili ile ilgisizlik ve so÷uklu÷u yansıtan bir mesaj verebilir. Bu durumda çocuk hangi masajı dikkate alaca÷ını úaúırır. Bir baúka örnek ise; ebeveynler sigara içmenin çok kötü ve zararlı oldu÷unu söyler, ama kendileri sigara içer. Bazen birbirine zıt olan sözel mesajlar, çok kısa ara ile verilebilir. “ Seni aslında seviyorum, ama adam olasın diye dövüyorum” gibi. Ayrıca, birbiri ile çeliúen, sözel olmayan mesajlar verildi÷i de olur. Anne- baba çocu÷un bir davranıúını cezalandırır. Ancak hemen sonrasında acıma duygusu ile çocu÷u kuca÷ına alıp avutur(1,5).

Hemúireler aile üyelerini, birbiri ile çeliúen mesajların kullanılmaması konusunda bilinçlendirmelidirler. Zıt mesajlar örneklerle somutlaútırılarak, konunun daha iyi anlaúılması sa÷lamalıdır. Böylece aile içi iletiúimi olumsuz etkileyen anlam karmaúaları önlenmiú olur.

Çocuklarla konuúurken kullanılan dil

Çocukla konuúurken onun anlayabilece÷i düzeyde sözcük ve ifadeler, deyimler kullanılmalı, çocu÷un anlayamayaca÷ı soyut kavramlardan kaçınılmalıdır(11.12). Örne÷in okul öncesi yaútaki bir çocukla konuúurken “ mütemadiyen” sözcü÷ü yerine “hep, her zaman, daima “ sözcüklerinden biri kullanılmalıdır. Çocu÷a “ yaramazlık yapma, uslu çocuk ol, güzel otur “ gibi çok genel ve davranıú tanımı vermeyen ifadelerle seslenmek yerine, istenen ya da istenmeyen davranıú tarif edilmelidir. Örne÷in: “Yaramazlık yapma” yerine, “Ortalı÷ı da÷ıtma, her úeyi yerlere saçma, kardeúini uyandırma” gibi açık tanımlar verilmelidir. Hemúireler eriúkin aile üyelerine, çocuklar ile kuracakları iletiúimde dikkat etmeleri gereken bir boyutun da kullandıkları “dil” oldu÷unu hatırlatmalıdır.

Duyguların ifade edilmesi

Aile içi iliúkilerde zaman zaman yo÷un ve çeúitli duygular yaúanır:Kızgınlık, sevgi, düú kırıklı÷ı, umutsuzluk, kıskançlık, sevinç vb. Önemli olan bu duyguları zamanında ve yerinde ifade etmektir. Her tür duygu uygun davranıúlarla ifade edilmelidir. Bir çok insan duygularını gere÷i gibi ifade edemez ve bu nedenle de kendini engellenmiú hisseder. Engellenme, baúkaları tarafından kabul edilebilir tarzda

(5)

çözümlenmezse, hırçınlı÷a, öç almaya, saldırganlı÷a yol açabilir. Bu nedenle, aile üyelerinin sevgi, kızgınlık ve düú kırıklı÷ı gibi duygularını birbirlerine, sözlü ve sözsüz mesajlarla iletmeleri önemlidir(4). Örne÷in; çocu÷a karúı kızgınlık durumunda anne-babanın úu úekilde düúünebilmesi gerekir: Çocukların bizi kızdırması kaçınılmaz bir gerçektir. Suçluluk veya utanç duymadan öfke duyabiliriz. Kızgınlık çocu÷un kiúilik ve karakterine bir saldırı olmayacak úekilde boúaltılabilir. Öfkenin yatıútırılmasında ilk aúama, onun sözel olarak tanımlanmasıdır(8,10). Bu, öfke duyulan kiúiye kendini toparlaması için bir ihtar yerine geçer. Öfke;“ Çok canım sıkıldı “, “ Çok rahatsız oldum”, “ Çok kızıyorum”, “ Artık tahammülüm kalmadı” gibi ifadelerle tanımlanabilir.

Bazen duyguların dile getirilmesi baúka açıklamaya gerek kalmadan çocukta istenen de÷iúikli÷i sa÷lar. Bazen de açıklama yapmak gerekir. Örne÷in: “ Ayakkabıları, çorapları yerlerde görünce kızıyorum” ya da “ Kardeúini rahatsız etti÷ini görünce çok kızıyorum” gibi...(6,8,10).

Hemúireler aile üyelerini duygularını uygun davranıúlarla birbirlerine ifade etmeye ve paylaúmaya ikna etmelidir.

Aile içi iletiúimde önyargılar

Önyargılar, insanların birbirlerini algılarken ve de÷erlendirirken baúvurdukları kalıplaúmıú ve genelleúmiú yargılardır. Önyargılar kiúinin baúkalarından neler bekleyece÷ini, baúkalarına nasıl davranaca÷ını, nasıl yaklaúaca÷ını belirleyebilir ve sınırlayabilir. “ Bütün uzun saçlılar úöyledir”, ya da” Falan kentten olanlar iúe yaramaz” gibi. Aile ortamındaki önyargılar kadının, erke÷in ve çocu÷un (çocukların) kiúilik yapıları, rolleri ve de÷erleri ile ilgilidir(5). Önyargılar, aile içi iletiúimi olumsuz etkileyebilir. Aile içi iletiúimde önyargılardan kaçınmak gerekir. Duygu ve düúüncelerin uygun úekilde ifade edildi÷i ve paylaúıldı÷ı ailelerde önyargıya yer verilmez. Hemúireler aile üyelerini birbirlerine karúı gerçek duygu ve düúüncelerini sözel veya sözel olmayan davranıúlarla ifade etmeleri için cesaretlendirmelidir.

Aile içinde ittifaklar

Tüm sosyal kurumlarda , insanlar arasında görülen ittifaklar, sosyal bir kurum olan ailede, kendine özgü biçimler alabilir. Örne÷in; anne ile çocuk arasında babaya karúı bir ittifak kurulabilir. Özellikle sert, hoúgörüsüz, her úeyi eleútiren mükemmelci bir baba ve koruyucu bir anne söz konusu ise, çocuk ile anne arasında bir yakınlaúma oluúur. Ender de olsa tam ders i olabilir: yani baba ile çocuk anneye karúı birleúirler. Ailede ittifaklar ço÷unlukla uyumsuzlu÷a ve sorunlara yol açtı÷ından olumsuzdur. øttifakın karúı oldu÷u taraf kendini yalnız ve dıúlanmıú hissedip hırçınlaúabilir. øttifak halinde olanlar arasında ise zamanla sınırlar kaybolur. Durum , özellikle çocuk açısından zordur: Sadakat sorunu ortaya çıkar. Hem anneye hem babaya ba÷lanması gerekirken, yalnız bir tarafa ba÷lanması, öbür tarafa karúı biraz suçluluk, biraz da so÷ukluk hissetmesine yol açar. Bu çocuk için bir kayıptır. Çünkü onun hem annesine hem de babasına ba÷lanmaya ihtiyacı vardır.

Di÷er yandan anne- baba arasında çocu÷a karúı ittifak halini almıú bir anlaúma da olumsuzdur. Anne-babanın çocuk e÷itiminde sözbirli÷i etmesi, aynı úekilde davranması kuúkusuz gerekir. Ancak adeta çocu÷u karúılarına alan bir ittifak kurmaları durumunda, çocuk kendini yalnız ve çaresiz hisseder.

(6)

Anne-babanın her ikisinin birden çocu÷a kendi tarafına çekmeye çalıúması da olumsuzdur. Çocuk yine bir sadakat sorunu yaúar. Suçluluk duyguları hisseder, ana-babaya saygısı azalır. Suçluluk duygusu ise pasif, aúırı alıngan, kendini de÷ersiz hisseden, güvensiz bir kiúilik geliútirmesine yol açabilir(7).

øki çocuklu ailelerde bazen görülen “ Küçük benim, büyük senin “ ya da “ Kız banim o÷lan senin”, “ Anasının kızı” “ Babasının o÷lu” gibi yakıútırma ve paylaúmalar da olumsuzdur(8). Hemúireler aileleri her çocu÷un daima bir anneye ve babaya sahip olması ve ikisine de ba÷lılık geliútirmesi gereklili÷ini ebeveynlere anlatmalıdır.

Sonuç olarak; hemúireler bakım verdi÷i aileleri sa÷lıklı iletiúim kurmak ve devam ettirmek için gerekli faktörler hakkında bilinçlendirilmeli, e÷itim vermelidir. Aile üyelerinin birbirleriyle olan iletiúimini iyi gözlemlemeli ve bu alandaki yetersizliklerini tanımlamalıdır. Aile üyelerinin duygularını paylaúmaları için uygun ortamlar yaratmalıdır.

KAYNAKLAR

1-Avcı N (1991) øletiúim ve Aile. Türk Aile Ansiklopedisi Cilt 2. T.C. Baúbakanlık

Aile Araútırma Kurumu Baúkanlı÷ı, Türkiye Yazarlar Birli÷i Vakfı, Birim Basın Yayın Organizasyonu, Ankara.

2-Birol L (1997). Hemúirelik Süreci. Etki Matbaacılık, øzmir.

3-Clemen-Stone S et al.(1998). Comprehensive Communite Health Nursing.5th Mosby ,Missouri

4-Coocklin A (2001).Elicting children’s thinking in families and family therapy. Family Process,Rochester, 40(3):293-312.

5-ClarkRD, Shields G (1997) Family communication and delinquency. Adolescence 32(125):81-92 6-ønanç N, Hatipo÷lu S (1995) Sa÷lıklı Toplumlar øçin Sa÷lıklı Aile. Damla Matbaacılık, Ankara

7-Kreppner K.(1996) Communication Behavior between parents andtheir adolescent children and correlation with indicators of self concept. Praxis Der Kinderpsychologie Und Kinderpsychiatrie. 45(3-4): 130-147

8-Özcan A(1996). Hemúire-Hasta øliúkisi ve øletiúim. 1.Baskı, Bassaray Basımevi, øzmir. 9-Özden M ( 1991).Sa÷lık E÷itimi. 2.Baskı, Kadıo÷lu Matbaası, Ankara.

10-Pektekin Ç(1993) Hemúirelikte Kiúilerarası øliúkiler:Kiúilerarası øliúkilerde øletiúim. Web-Ofset, Eskiúehir.

11-Rose V (1994) Health education for parents with special needs. Health Visitor 67(3):95-96 12-Washington GT(2001) Families in crisis. Nursing Management Chicago 32(5):28-33

Referanslar

Benzer Belgeler

Aile içi şiddet aile üyelerinden birinin diğerini duygusal, fiziksel ve cinsel istismara maruz bırakması, sosyal olarak dışlaması ve maddi yoksun bırakması gibi davranışları

Anne-baba eğitimi programlarının amacı, anne-babaların öz-güvenini güçlendirmek ve küçük çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini teşvik

Ancak Çocuğun anneden sonra en çok iletişim kurduğu birey olan baba ile kurulan iletişim de aynı şekilde anne ile kurulan iletişim gibi çocuğun gelişimi açısından

Bu nedenle, aile içi şiddete maruz kalan çocukların multidisipliner ekip üyeleri tarafından belirlenmesi, şiddetin ortaya çıkardığı etkilerini içeren psikososyal

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry.. Yukarıda belli başlı kuramlar çerçevesinde açıklamaya çalıştığımız okulöncesi çocukluk dönemi

Farklı çalışma grubu büyüklüğü ile farklı şehirlerde yapılan bu çalışmaların: Çocukların davranışları ve davranış problemleri ile anne tutumları

EĞER BİR ÇOCUK ALAY EDİLEREK YAŞARSA SIKILGANLIĞI ÖĞRENİR. EĞER BİR ÇOCUK UTANÇ İÇİNDE YAŞARSA SUÇLULUK DUYMAYI

Anlamlı farklılıkların hangi gruplar arasında olduğunun belirlenmesi amacıyla yapılan Scheffe testinin sonuçlarına göre, en yüksek iletişim algısına geniş aile grubu,