13 T E M M U Z 1986
• Eskiden özellikle erekler tarafından yayılmış, "Barbar
Anadolu" imajı arkeolojik kazılar sonucu yerini
"Uygarlığın Beşiği Anadolu" gerçeğine bıraktı
M İLLİYET • 11
BAŞLARKEN
N A D O LU topraklarının üzerinde yaşayan bizler, bu topraklarda yaşam ış olan eski uygarlıkların değerini ---yü zyılla r boyunca görem em iş ve Yunanlılarla Batılı yandaşlarının ‘‘Grek m ucizesi” m asalını tüm dünyaya ya y m alarına seyirci kalm ıştık.
Günümüzde Batıkların uluslararası ilişkilere kadar yan sıyan Yunan sem patizan lığı büyük ölçüde bu tarihse! propa gandalardan kaynaklanm aktaâr. N e var ki artık Türkler, genç Türk arkeoloji biliminin yardım ıyla A nadolu’nun ‘‘barbarlık” değil “uygarlık ” beşiği olduğu gerçeğini yıllar süren araştır m alar sonucu ortaya çıkardık ve tarihte bir mucizeden bah sedilecekse, bunun ‘‘Anadolu m ucizesi” olduğunu kanıtladık. Yayınlamaya başladığım ız yeni yazı dizisi bu uygarlık sa vaşımının ve ülkem izdeki genç arkeoloji biliminin hikâyesidir. S. G.
%
çatalhöyük kazısı, uygarlığın 7 bin
yıl önceye dayandığı kanısını yıktı,
çünkü, bu kent 9 bin yıl önceye daya-,
nıyor ve "Uygarlığın Beşiği Anadolu’
gerçeğini dünyaya kabul ettiriyordu
Hltler'ln savunduğu "üstün ırk" ma
salı, Güneybatı Anadolu'da yaşayan
Luvvi’ler sayesinde çürüyüp gitti
Y
IL 1071. 26 Ağustos günü güneşe karşı gözlerini açan Türkler için bugün, güneş ülkesi Anadolu uğruna savaşılacak ilk cu maydı. Malazgirt’te, Bizans ordularına kar şı yapılan meydan savaşı zaferle sonuçla nacak ve Türkler Anadolu’yla kucaklaşacaktı.Ne var ki, Anadolu için yapılan mücadele, akıtılan kan, harcanan emek bu kadarla kalmadı, yüz yıllar bo yunca Türklerin vatan mücadelesi şeklinde sürüp gitti.
Tarihi en zengin ülkeyiz
128 m üzede 2.118.566
ta rih i e se r bu lun u yor
^ M illiy e tin , "Anadolu Hâzineleri” araştır- ^ m a s ın ı "faydalı bir kültür hizmeti” olarak niteleyen Kültür ve Turizm Bakanı Taşçı-, oğlu, bu yıl, "Anadolu Uygarlıkları” sergi sinin birçok ülkede açılacağını söyledi
İNADOLU’nun
“ uygarlıkların beşiği”sıfatına yakışa
cak şekilde tanıtılması için durup dinlenmeden çalışan
Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Dr.
Nurettin Yardımcı, “ Bugün ülkemiz çeşitli uygarlıklara ait 2 milyon 118 bin 566 eski eserin muhafaza ve teşhir edildiği 128 mü zesiile
dünyanın başta gelen ülkeleri arasında yer almıştır”diyerek ülkemizin müzecilikteki başarısını dile getiriyor.
Hazırladığımız bu araştırmayı faydalı bir kültür hizmeti ola
rak nitelendiren Kültür ve Turizm Bakanı
Mükerrem Taşçı- oğluise. Bakanlığının
“ Anadolu UygariıklarT’nıdünyaya
tanıtmada bu yıl ve ilerki yıllar nasıl bir yol izleyeceğini şöyle
özetliyor:
"B u yd, Uygarlıklar Ülkesi Anadolu Sergisi HoDanda’ da, Leiden Müzesi’nde 21 Eylül’e kadar sergilenecektir. Ay nı serginin 1987 yıh ilk yarısında İtalya’ya, ikinci yananda Ispanya’ya, 1988 yılı ikinci yarısında Avusturya’ya ve 1989 yılında da ABD’ye gönderilmesi planlanmıştır. Aynca Ka nuni Sultan Süleyman döneminin ihtişamını vurgulayan Ka nuni Sultan Süleyman adı altında bir serginin de 1987 yılında ABD’de, 1988 yılı birinci yarısında İngiltere’de, ikinci yan sında Japonya’da ve 1989 yıh sonlan ile 1990 yılı başlarında Fransa’da teşhiri programlanmıştır.”
K ültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, yaptığı mız araştırmayı, faydalı b ir k ü ltü r hizmeti olarak nite lendirdi.
Ulu önder Atatürk’ ün başkomutanlığındayapılan İstik lal Savaşı, bu mücadelede şehit verilen son aşama ol du. Savaşı kazandığımız günden beri ise Anadolu sa- yaşımı, kü ltü r savaşımı olarak sürüp gitmekte.
UYGARLIĞIN BEŞİĞİ ANADOLU
İlk çağda yaşayan Yunanlılar, Anadolu’da yaşayan ları “barbar” olarak nitelendirirler, bu insanların sanat tan ve ilimden bir şey anlamadıklarını düşünür, yalnız ca kendilerinin bu erdemlere eriştiklerine inanırlardı. Bu düşünce, genç Türk arkeoloji ilminin doğup, Anado lu ’ya sahip çıkmasına kadar tüm dünyada benimsen m işti. Ne var ki, genç Türk arkeologları ve kendilerine yardım eden dost yabancı bilim adamları sayesinde bu gün bu düşüncenin tamamen yanlış olduğu saptanmış tır. Hatta Anadolu’nun öylesine büyük uygarlıklar ye tiş tird iğ i ortaya çıkarılmıştır ki, eski Yunanlıların bile bu uygarlıklardan öğrendikleri ile büyük bir uygarlığa eriştikleri ispatlanmıştır.
Anadolu’nun dostu Ingiliz arkeolog James Mellaart’ ın Çatalhöyük’te başkanlığını yaptığı kazıya kadar her kes, Anadolu’daki, uygarlıkları günümüzden yalnızca 5000 yıl öncesine kadar dayandırabiliyordu. O zaman lar dünyadaki etkin görüş, en eski uygarlıkların günü müzden 7000 yıl öncesine dayanan Mezopotamya ve Mı sır’dan çıktığı İdi. Oysa Çatalhöyük kazısı bu inancın ne denli yanlış olduğunu ortaya çıkardı ve “uygar
lığın beşiği Anadolu” gerçeğini tüm dünyaya müjdele
di. Yeryüzünde kurulan ilk sitelerden biri olan bu kent, günümüzden 9000 yıl öncesine aitti.
TARIM, ANADOLU'DAN AVRUPA'YA
Çatalhöyük, oldukça kalabalık bir halkı barındıran ve her bakımdan tam gelişm iş bir kentti. N eolitik çağa kadar uzanan buluntularda sıva üzerine yapılmış resim (fresk) yoktu. Anadolu’da, ilk kez orada duvarlar üzeri ne kırmızı boyalı, o devre ait av ve dinle ilg ili insan sah neleri bulundu. Orada yaşayanlar, ilkel bir tarım yapmak taydılar. Buğday, arpa, bezelye yetiştiriyorlardı. Anado lu ’da tarımın gelişmesi, onun Avrupa’da da tanınıp, ya pılmasını sağladı. Böylece günümüzdeki uygarlığa yol açılmış oldu.
Çatalhöyük’ün yanı sıra, Hacılar’da yapılan kazılar sonucunda da “uygarlığın beşiği Anadolu” tezini kanıt layan pek çok delil ele geçti. Günümüzden 7-8 bin yıl öncesine ait pek çok sanat eseri, buradaki uygarlığın ne denli gelişmiş olduğunu gözler önüne serdi. Özel likle burada bulunan heykelcikler tek kelimeyle muh teşem olarak nitelenmekte.
Uygarlığın beşiği Anadolu’un yazılı küttür dönemi ne önder olamamasının tek nedeni coğrafi konumun- dandır. Asya’dan Avrupa’ya bir köprü görevi yapan ve bu yüzden sürekli istilalara hedef olan yurdumuz, top raklarında ilk uygarlıkları kuran yurttaşlarımızın kendi sine ilk yazılı kültürü kazandırmamasını üzüntüyle
kar-Tarihin penceresinden A nadolu’ya baktığımızda, karşımıza b ir uygarlıklar cenneti çıkıyor.
şılamadı. O denli istilalara hedef olmasaydı, muhakkak ki yazı da ilk kez Sümer ve Mısır’da değil, Anadolu top raklarında bulunmuş olurdu.
HİTİT LERİ UYGAR YAPAN ANADOLU'DUR
Tarih öncesi dönemin sonlarında Anadolu’da, Hat- ti Kraliığı’nı görüyoruz. M. Ö. 2500 yıllarında ileri bir uy garlığa erişen IHİtitler', Asya kökenli ve Hint-Avrupasal dil konuşmayan bir halktı. Yazıları yoktu, ancak kurduk ları uygarlık o denli köklüydü ki, H ititle r' “ On H itit” a- dı verilen buH attl halkına karışarak uygarlaştılar.
Kimdi bu H ititle r? Hint-Avrupasal soydan oldukla rı, o kökenden gelen bir dil konuştukları ve M. Ö. 2000 yılında Kafkasya yoluyla Asya’dan Anadolu’ya geldik leri sanılıyor. Uygarlıktan yoksun bu savaşçı halkın gelip yerleştiği Ankara’nın doğusundaki Kızılırmak yöresin de o zamanlar H ititle r yaşıyordu. Bugün bir H itit uy garlığından bahsedebilıyorsak, bu onların H atti’lerden öğrendiklerine ve buna kendilerinin ilave ettikleri gü zelliklere dayanır. H ititler, H a tti’lerin kendilerine yar dımını hiçbir zaman yadsımadılar ve bunu ülkelerine
TARİHLE TATİLİN İÇ İÇE
OLDUĞU KENTLER
TRABZON
¡Milattan önce 750 yılında bir Milet kolonisi ola
rak kurulmuş olan bu şehir, turistik belgeli Us
ta, Özgür ve Horon adlı üç otele sahiptir.
Gezilecek antik eserler ise, şöyle sıralabiliyor:
Ayasofya Kilisesi-Sümela (Meryemana Manastı
rı, Kızlar Manastın).
GİRESUN ¡Milattan önce 183 yılında Pontus Kralı I.Far- nak tarafından kurulmuştur. Turistik belgeli Gi resun ve Gedikaü adlı iki otele sahip olan şehrin görülebilecek antik çağ eserleri şunlardır: Gire sun Kalesi, Hayırsız Ada (Mitolojik özellikli). ORDU :
19’uncu yüzyılda kurulan yeni şehir, milattan ön
ce 6'ncı yüzyılda kurulmuş, sonra da yanmış olan
eski şehirin yakın bir bölgesine kurulmuştur. Tu
ristik belgeli ve adları Turist, Kumsal ve Dolu
nay olan üç otele sahip olan Ordu ilinin görülmeye
değer antik çağ eseri, Ünye’deki Çaleoğlu Kale-
si’dir.
“ Hattı memleketi” diyerek, olgun bir anlayışla sergi
lediler.
TARİHTE İLK SİYASİ BİRLİK
H ititle r bütün Anadolu’yu bir federasyon halinde birleştirerek, güçlü bir imparatorluk kurdular. Böylece tarihte ilk kez yurdumuzda bir siyasi birlik gerçekleş tirdiler. Devlet biçimi meşrutlyöt yöntemiydi. Kral,Do- ğu’daki hükümdarlar gibi kendlsinitanrılaştırm a yolu nu seçmedi, m utlakiyetçi değildi. Kral, sözleşmelere açık biriydi ve yazılı antlaşmalara sadıktı. Bu da Hitit- lerin zamanın diğer ülkelerine göre hukukta ileri oldu ğunu gösterir. H itit kralı, yendiği düşmanın: özümse me için uğraşmaz, komşularını kendi yaşama biçimini, inançlarını ve dilini kabul ettirmeye zorlamazdı.
H ititle r Doğu uygarlığını Batı’ya tanıtarak, ikisi ara sında tarihsel bir aracılık rolü oynadılar. At ve koşumu, at terbiyesi, bakımı ve biniciliğe değin dünyanın ilk yö netm eliğini yapan onlardır. Atlı savaş arabası ile sor guçtu miğferi de ilk önce onlar kullandılar. Kayalarda ve mermerlere oyulmuş olarak rastladığımız ay-yıldızlı, çifte başlı kartal ve gamalı haç, onların kutsal simge leriydi. Kral H attuşll’in bıraktığı vasiyetname ise d ili nin sadeliği, diyaloğun ustalıkla metne yerleştirilmesi, hele öğütlerle suçlamaların sıralanışı, eski çağın ede biyatında örneği olmayan bir sanat eseridir. Ayrıca Sü rçerler tarafından yaratılmış olan dünyanın ilk epik ef sanesi Gılgamış Destanı da H ititlerin de benimseyip yazmaları sayesinde tüm dünya tarafından öğrenilm iş tir. H itit devletinde tek halk H ititle r olmadığı İçin, ül kede tek dil, tek yazı değil, çeşitli diller, çeşitli yazılar kullanılıyordu. Ancak H ititlerin kendi diline Nesa de niyordu ve Hint-Avrupa kökenliydi.
"ÜSTÜN IRK" MASA
l
T
ç
ÜR
ü
TÜLUYOR
Indo-Germenlerin, dolayısıyla Adolf Hitler’in milyon larca insanı savaşa sürükleyecek kadar gözü kara sa vunduğu “üstün ırk” masalı, Güneybatı Anadolu’da ya şamış olan yurttaşlarımız Luwl’ ler sayesinde çürüyüp gitti. Almanlarla yakın hısımlarının “Indo-Germen”, on ların dışındakiler tarafından da “ Hint-Avrupa” diye ni telendirilen soyun ortak atasını bulma mücadelesi gü nümüzde büyük tartışmalara neden oluyor. “Üstün ırk” masalını temelinden desteklemek için soylarının kuzey Avrupa’dan çıktığını ispatlamaya çalışanlar, en eski Avrupa dili konuşan halkın, yani Luwi’lerin
Hint-MHattan önce 5250 yılında yapılmış ve Hacılar kazısın da bulunmuş olan bu boyalı kap, Anadolu’nun ilk uy garlıklarının ne kadar gelişmiş olduğu konusunda bize fik ir vermekte...
BATILI KAYNAKLARDA
TRAKYA UYGARLIĞI
SBtSKr M r *
Hitltlerden kalma bu tanrı heykelciğinin başında görü len külâh, Mevlevilerin giydikleri külahlarla büyük ben zerlik gösteriyor.
«
Avrupa dili konuşmadıklarını ispatlamanın imkânsızlı ğını anlayınca, şimdi de onların Kuzey Avrupa’dan Ana dolu’ya göçtüklerini savunmaktadırlar.Ne var kİ bu çır pınmaları da tarihi değiştirmemektedir. Artık Luwile- rin yerli Anadolu halkı olduğu günümüz arkeologları ta rafından ispatlanmıştır.
Gerek Hitit, gerek Luwi dillerinin Hint-Avrupadille- rinden olması, Indo-Germenci görüşe göre onların ay nı ırktan geldiğini kanıtlamaya yeterlidir. Oysa antro polojik araştırmalar sonucu günümüzden 4000 yıl ön ce Anadolu’da yaşamış olan Luvvilerin dolikosefal “Ak
deniz Adamı” ırkından, H ititlerin ise brakisefal “Alpli Adam” ırkından oldukları saptanmıştır. Bu da aynı ırkı,
aynı dillerde arayan “ üstün ırk” savunucularını zor bir durumda bırakm ıştır.' ___________ _
YARIN
Taha Toros Arşivi